Unutma! Gözünü bir daha kapayıp açacaksın ve ömrün bitmiş olacak. Belki o zaman elinde kırık misketin de olmayacak! Olsa da ne çıkar ki zaten?
Bir akşam üstü geldin ve gün batmadan gideceksin...
Zaman Makinesi
Zaman böyle işte. Peki hedefin ne ve ne kadar zam3' nın var? Diyelim ki 2015 yılında Başbakan olmak istiy°r' sun? Şu anda 2002 yılındayız ve on üç senen var.
Artık başarabileceğini biliyorsun, şansın %50. İdealine ulaşabilmen için ihtiyacın olan tek şey zamanı sıkıştırmak ve çaresizlik psikolojisine girmektir.
Reel olarak on üç senen olmasına rağmen bir senen varmış gibi düşünebilirsen iş biter. 2015'te başbakan olursun.
Peki ama nasıl? Soru bu!
Cevap: Takvimini on iki sene ileriye al, yıl 2002 değil 2014 artık. Son bir seneye girdin, seneye başbakansın, haydi buna inan ve sonra uyu da göreyim seni.
"Peki buna nasıl inanacağım?" İşte ikinci soru ve asıl önemli olan soru da bu zaten: "Buna nasıl inanacağım?" Günlük hayatında küçük değişiklikler yaparak, bunun için bir alt yapı hazırlamalısın. Meselâ saatini on dakika ileri alarak başlayabilirsin. Hemen yap. Yarın akşam sekiz haberlerini izlerken saatine bak, tebessüm ederek şunu söyle "Türkiye'nin saati yine on dakika geri kalmış." Artık kendine ait, başkalarının kurmadığı ve kullanmadığı, sadece sana ait olan bir saatin var. Başkaları ne derse desin, sen kendi saatine inan!
Saatini on dakika ileri alman, artık hiçbir randevuna
Qeç kalmayacağın anlamına geliyor. Tabi eğer inanmayı
°aşarabilirsen. Herhangi bir randevuna karşı tarafın verdi-
9' saate uyarak gideceğine, kendi saatine göre gidersen,
s°z konusu randevuna on dakika önce varır, randevuna ve
Aşacaklarına konsantre olursun. Ben öyle yapıyorum
esela. Konferanslarıma her seferinde on dakika önce gi-
lp arat>amın içinde, hitap edeceğim kitleye ve konuşacak-
110
111
Ben Dünyanın En Akıllı insaniyi^
Çaresizlik Mucizesi
larıma konsantre oluyorum. Bu bana mükemmellik kazandırıyor. İşimi daha çok sevmemi sağlıyor.
Geç kalmak saygısızlıktır...
Bir adam: Efendim, özür dilerim geç kaldım, malum İstanbul'da yaşıyoruz. Trafik çok yoğun hem de kem küm, gak guk...
Bir başka adam: Bana ne kardeşim, yola erken çık, zamanında burada ol! Söz vermiştin...
Kendini her iki adamın da yerine koyarak düşün. Geç kalan da mağdur, bekleyen de. Geç kalan, uyuyakalmışım diyemeyeceğine göre, uygun bir mazeret bulmak için, yalan arayıp tarayacak. Bekleyense, kaybettiği zamanına yanacak. Bu nedenle geç kalmak saygısızlıktır. Hem bekleyene, hem de bekletene.
Kimseyi bekletmeye hakkın yok! Zamandan daha kıymetli hiçbir şey olmadığına göre, zaman çalanlardan da daha büyük hırsız olabilir mi? Ben hastalık dışında (ki onu da saatler önceden bildiririm) asla geç kalmam. Oyunu hep kuralına göre oynarım. Ya da yeni oyun kuralları geliştirir, insanları o kurallarla oynamaya ikna ederim.
Egzersiz Zamanı Kitap oku
Şimdi: "Amma da yaptın hoca, bu da bir şey mi?" diyeceksin! "Elbetteki kitap okumak insanı geliştirir. Bunu bir egzersiz olarak vermeye ne gerek vardı?" diye devam edeceksin. Ancak, yüz binlerce insanın sadece kitap kapağı okuduğunu düşünecek olursak, bunun ne kadar ciddi bir egzersiz olduğunu sanırım daha iyi anlayabiliriz.
Kitap okumak da yine beynin her iki lobunu harekete geçiren en ciddi çalışmalardan birisidir. Okurken, okuduğunu anlayabilmen için kelimeleri beyninin sol lobundan geçirmek, diğer lobunla da resmetmek veya canlandırmak zorundasın!
Kitap okumak beyinler arası entegrasyon sürecinde ciddi bir adım olduğu gibi sosyal anlamda da seni güçlendirecek ve sana özgüven kazanman anlamında faydalı olacak bir yoldur.
112
113
Ben Dünyanın En Akıllı insanıyım
Dünyanın En Güzel Şiirleri
Değildir...
Şairliğe koşma kuzum ol sakin! Pazarda satılan kaftan değildir... Kedi yüzden benzer amma velakin, Aslından özünden kaplan değildir...
Elbette bulur la-mekan limanı, Mana dürbünüyle mantık dümeni, Yarmayan on dokuz bin kat dumanı İlim deryasında kaptan değildir...
Mahpeste kal daim görünme zahir! Şarap dahi olur mahzende mahir. Bir çözen bulunur evvel ahir, Dünya boştur amma hepten değildir.
Bırak ey Zevraki, şaşkını bırak, Usta olunmaz ki olmadan çırak, Şairlik dediğin size çok ırak, Şekerin mayası şaptan değildir...
6. Bölüm
Karar Verme.
Karar vermeden su bile içemezsin!
114
Karar Verme...
Yeni bir karar.
Bir şeyler değişsin artık. Yeni kararlar al, yeni kararlar ver, bir şeyler yap!
Kararlarını artık kendin ver! Takviminin hangi yılı gös-Iterdiğini de kendin belirle. (Düşünsene, doğuyorsun, ailen [seni sevgiyle adeta boğuyor.) Zaman geçiyor... Öyle aşırı [bir sevgiyle yükleniyorsun ki artık onlar olmadan hiçbir şey yapamıyorsun. Büyüdükçe bu sevgiyi ödeyebilmek için sen sevgiyle boğuyorsun onları. Kendi başına karar veremiyorsun, her şeyi onlara danışıyorsun. Zaman geçiyor, daha da büyüyorsun, büyüdükçe hep bir danışmana ihtiyacın oluyor. Ailen yoksa mutlaka bir arkadaşına soruyorsun. Sonra da bir gün yalnız kalıyorsun. Kimsesiz ve çaresiz... Danışacağın kimse olmuyor, ağlıyorsun. Hayır, böyle değil... Senin özgür bir iraden var artık.
Yapacağın iş ne olursa olsun, insanların fikrini al, sonra kendi kararını kendin ver. Unutma ki seninle ilgili en iyi karı senden başkası veremez ve senin en iyi dostun şüphesiz sensin, küs olduğun sen. Hiç takmadığın, adam yerine bile koymadığın sen. Kendi iç sesini dinle, kendine kulak ver. Ne diyorsa içindeki adam, onu yap! Vur elini masaya ve yanlış bile olsa kendin karar ver, sana ait bir karar...
117
Ben Dünyanın En Akıllı insan
Karar
Verme.••
Yazık oldu... J
Bir gün bir mağazaya gitmiştim. Üç genç ge|, di. İçlerinden birisine bir pantolon alacaklardı. Sö^ konusu genç içeride pantolonu denerken dışarıdaki-ler kendi aralarında şöyle bir karar verdiler: Pantolon nasıl olursa olsun çok iyi olmuş diyelim. Çünkü işimiz çok acil. Bu esnada, sanki iki tane uzun boy soba borusunu bacağına geçirmiş bir korkuluk gibi karşımıza dikildi pantolonu alacak olan genç. Arkadaşlarına manken duruşuyla gülümsüyordu. Pantolon tek kelimeyle iğrençti.
- Nasıl oldu?
- Oooo süper! Yani bir adama pantolon bu ka
dar yakışır. Sanki sana özel dikmişler, hemen al!
Diğeri hemen atladı:
- Valla bence de... Şu estetiğe bak!
Söz konusu genç bu sözler karşısında çok mutlu oldu ve hemen pantolonu sardırdı. Fiyatını bile sormadı. Arkadaşları sevdiği için aldı!
Kendi için değil sadece arkadaşları için aldı o iğrenç pantolonu. Oysa tam karşısında duran kocaman aynaya tek bir defa bile bakmayı akıl etmedi.
ı
Bana bak dostum, başarılı olmak istiyor musun? Kendi kararını kendin vereceksin. Takvimini, saatini,
karını, kocanı, işini, gücünü, okulunu... kendin
belirleyeceksin. Bırak, başkaları ne derse desin! Sen
bildiğini oku ve -tekrar ediyorum- asla unutma! ki:
"Seni, senden çok hiç kimse sevemez."
Arkadaşım için ölüme giderim
"Arkadaşım için ölürüm!" diyorsun, "Onun için üç gün üç gece uyumam. Onun için her şey yaparım!" diyorsun da neden kendin için kılın bile kıpırdamıyor. Sen kendini hiç sevmez misin be adam?
Kabul etsen de etmesen de, senin en iyi dostun ken-dinsin. Bir arkadaş grubunda olduğunu düşün ve karşında duran aynaya bak. Yanındaki insanların hepsini aynada gör! Biraz sonra yanındaki arkadaşlarından birisinin gittiğini düşün! Herkesi tek tek gönder ve aynaya tekrar tekrar bak. Her seferinde birileri aynadan çıkıp gidecek ama sen asla çıkamayacaksın aynadan. Her baktığında aynada sen kayıtsız şartsız var olacaksın. Kendinden kaçamazsın, kendini asla bırakamazsın. Bu en sadık dostuna hak ettiği değeri ver! Söylesene seninle birlikte mezara başka kim girer? Yalnızsın öyleyse, kendinle barış ve kararlarını kendin ver; sen varsan her şey güzel ve anlamlı, sen yoksan her şey boş. Güneş bile...
Tekrar başa dönelim. Hedef 2015 yılında TC. Başbakanı olmak. "Ben başbakan olmak istemiyorum" diye mırıldanıyorsan, hala düz bakıyorsun demektir. Ben "başba-
118
119
Ben Dünyanın En Akıllı insanıyım
kan olma" hedefini bir varsayım kabul ederek veriyorum. Sen istersen buraya IMF Başkanı olmayı koy, dünyanın en iyi ressamı olmayı koy... (ama mutlaka bir hedef koy!)
Yeni Takvime dair...
Yeni takvime göre yıl 2014 ve sadece bir yılın var. İşte sana çaresizlik psikolojisi. Bu yeni takvime inan ve bir sene içerisinde neler yapacağını hayretle izle! Bu arada her yılın son günü takvimi bir yıl geri al! Yani 2015'i hiç görme. On iki sene 2014'te yaşa! Herkese söz ver: "2015'te başbakanınız benim." Bu bağlayıcı olacak insanlar birkaç ay sonra sana başbakan lakabını takacaklar, böylece senin inancın daha da güçlenecek. Kendi efsaneni kendin yarat. Normal insanların 2015'i geldiği zaman, sen canlı yayında efsane adamın öyküsünü anlat. Bütün dünya dinlesin!
Ayrıntı:
Şu anda saat gecenin ikisi ve ben eğitim için geldiğim
Lüleburgaz'da bir otel odasında herkes uyurken
yazıyorum. Yıl 24 Mayıs 2029 Perşembe... 2030 yılının
efsane adamını yetiştiriyorum. Uykum yine yok, tıpkı
dün gibi. Ben nasıl uyurum; tüm dünya beni bekliyor!
2030 yılına sadece bir yıl var ve ben bir sene sonra
dünyayı değiştirmiş olmalıyım. Kendimi seviyorum
Karar Verme.
Minik bir anı
Yıllar önce bir sevgilim vardı. Bakkaldı. Her sabah saat 06:15'te bakkalı o açardı. Ben de sabahın o saatinde kalkar, ona eşlik ederdim. Gece saat ikide de yatsam, üçte de yatsam, saat filan kurmadan sabah 05:30'da kendiliğimden uyanırdım. Sadece Cumartesi günleri bakkalı, kız arkadaşımın babası açardı ve ben o gün saat on ikiden önce uyanamazdım.
Sevgilimi görmek benim tek hedefimdi ve beni uyandıran, ona olan aşırı tutkumdan başka bir şey değildi.
Uykuların kaçmalı...
Eğer hedefin uykularını kaçınmıyorsa sorun var demektir. Ya hedefin yanlış, ya da hedefine inanmıyorsun. Hangisi? Yeniden düşün! Hedefin en az sevgilin kadar çekmeli seni, onun için nasıl uykusuz kalıyorsan, hedefin için de öyle uykun kaçmalı.
Hızlı Karar Verme
İnanılmaz yavaş karar veriyorsun. Ayakkabı almaya gidiyorsun, on saatte karar veriyorsun. Bazen toplam iki şey arasında seçim yaparken bile dakikalar, saatler kaybe-. diyorsun. Neden böyle? Çünkü hata yapmamak için konuyla ilgili tüm bildiklerini gözden geçirmek zorunda kalıyorsun. Bu sürenin uzun olması bilgilerinin değerlendirilme aşamasının karmaşıklığındandır. Karmaşık çünkü sen kendi kriterlerine göre değerlendirme yapmıyorsun. Tüm tanıdıklarının doğru-yanlış kriterlerini gözden geçirmek zorunda
120
121
Ben Dünyanın En Akıllı insanıyım
, A- • R/ı^rt met ne der, Ahmet kızar mı,
hissediyorsun kendini. Mer har.ç çeyrende Rim varsa ner.
Hatice beğenir mı? Kena en . n Bunu
kesin düşündüklerin, duşun ^ ^ Vereceğin karar yapma! Bir kere de kendi ^^ senjn fldma bjr başRas|_ yanlış bile olsa senin olsun-^ ^^ doğra^da yan||ş nın ya da senin karar vern fark ^ Her jkj durumda olma ihtimali açısından nıÇ ,. myt|aka %50,djr_ Q ha|de da kararının doğru olma n d ğ |endirmi orsun? alternatifleri neden kendin
. „: t)ir zaman sonra, onlar olmadan Böyle giderse, beli. P ^^^ basjt şey|erde karar
kj?
karar veremeyeceksin. K ka|d|ğmda bocalamayasm. vermeyi öğren ki, yarırı y A Velj pe Radar düşünebi|ir Senin yerine Ayşe, Fatm»- ne Radar ki?... Düşünse de vereceg1
mma çalışması.
,.,, • -ı ^oâil' alışkanlıklarımızla yaşıyo-Bildıklerımızle deg^^ a||şkan|]klarmla yaşıyor.
ruz. işte sana bir fırsat.- kazanmaya bak. Hızlı karar sun, o halde yeni bir alışK^' verme alışkanlığı.
• u- ı nnv/ia ilgili binlerce bilgi barındıran
Herhangi bir konuV DQ j|tifaüan noşlanma.
beynine, biraz ıltıfatteı bul ^^ ^^ Çjçek.
yan hiçbir şey ve hiç kırns ^^ arasından sa-
ler bile iltifattan hoşlanır ^ yaşadlğ|m göreceksin.
dece birini sev, onun a .^.^ Q|mayacak] onu dana dü.
Çünkü bu sadece kuru D verdiklerin hep ya-
zenli, daha özeni, sulaya ^^ ^&^ .^ sa|ağm bj.
nında olacak, hep senini ^ dQ düşünme intimali ola. -
riyim." diyen adamın ^ b jne j|tifat eden, •
122
maz ki. inanarak beynim * M
Karar Verme...
ben mükemmelim diyen birinin, beynini boş işlerle meşgul etmesini bekleyemezsin. Kendine güvenen insan, ilk başlarda birkaç yanlış karar verse de, kararlarının kendine ait olması nedeniyle mutlu olacaktır.
Her şeye ve herkese saygılı ol! Hiç olmazsa başkalarının söylediklerine olan saygın kadar, kendi söylediklerine de saygın olsun. Kendini de dinle!
İnsan, bir sorunu olduğunda, söz konusu sorunu hep başkası çözsün diye bekler ve çoğunlukla kendisi konuyla ilgili bir fikir üretmeden, başkalarının fikirlerini alır ve uygular. Durum böyle olunca da kendisine danışılan kişi, pek fazla bir düşünme çabasına girmez. Çünkü bilir ki, ona inisiyatif veren insan, zaten düşünmemekte ve söyledikleri her zaman kabul görmektedir. Genelde saatlerce ahkam kesilir, danışılan kişi tatmin olur ama sorun bir türlü çözülmez.
Git herhangi birine, herhangi bir konuda danış. Nasıl anında bir otorite kesileceğini hayretle göreceksin. İnsanlar konuşmayı severler. Hele de birileri dinleyecekse. Dinlemediğin halde saatlerce konuşan bir dolu insan varken, dinleyeceğini söyleyip haydi konuş dediğinde neler olacağını düşünebiliyor musun?
Kendinle ilgili bir karar vereceğin zaman, bu konuyla ilgili senden başka bir karar mercii olmadığına ve son sözü senin söylemek zorunda olduğuna şartlan. Sadece karar verirken değil, sana ait bir işi yaparken de, öncelikle o işi yapacak insanın kendin olduğunu düşün.
123
Ben Dünyanın En Akıllı İnsanıyım
Sen olmazsan olmaz!
Okul korosu, konser vermek üzere kasabanın merkezinde yerini almıştı. Hava çok soğuktu. Birkaç saat o soğukta beklemek zorunda kaldılar. Derken halk toplandı. Koro şefi ses verebilmeksin sahnedeki yerini aldı. Bu arada koro elemanlarından biri kendi kendine: "Bu soğukta şarkı filan söyleyemem. Koroda elli kişi var, sadece ağzımı oynatsam kimsenin ruhu duymaz." dedi.
...Ve koro şefi ses verdi ama ses alamadı. Çünkü o gün herkes aynı şeyi düşünmüştü: "Ben söyle-mesem ne olur?"
Ben söylemesem ne olur? Bir insanın kendine yapa
bileceği en büyük hakaret işte budur. Bu, "Benim hiçbir ani
lamım yok!" demektir. j
Nasipten gerisi yalan...
Genç adam yıllarca Avrupa'da çalışıp didindi. Tam on beş senesini karısından ve çocuğundan ayrı geçirdi. Tek derdi kendilerine daha iyi bir gelecek hazırlamaktı. Öyle görmüştü babasından.
Yıllar sonra Türkiye'ye döndü. Hemen yeni bir ev alıp kiraya verdi. Parasının bir kısmını da repoya yatırdı.
Karar
Verme...
On beş yıllık emeğinin dörtte üçü halen cebindeydi. Onu da bir arsaya yatıracaktı. Herkes öyle söylüyordu. İstanbul'da toprak al. Arkadaşları ona tam dört tane alternatif sundular. İkisini hemen eledi. Geriye karar vermesi gereken sadece iki arsa kaldı.
O bölgenin bu konudaki en bilge adamına, Rıfat amcaya gittiler. Rıfat amca ezelden beri emlak işiyle uğraşıyordu. Kahvede okey oynarken buldular Rıfat amcayı. Genç adam Rıfat amcanın yanma oturdu ve durumunu anlattı. Ara sıra yanındaki arkadaşı da devreye girip genç adamın konuşmasına yardımcı oluyordu. Çayını höpürdeterek konuşmaya başladı Rıfat amca: "Bahsettiğin arsa şu Atatürk Bulvarının altındaki arsa mı?" dedi. Evet dediler. Genç adamın arkadaşı, nasıl bildi gördün mü anlamında bir yüz hareketi yaptı. Rıfat amca devam etti. Yeğenim o arsayı sakın alma! Belediye istimlak edecek bütün paran boşa gider. Ama sana da yardımcı olmam lazım." Çayından bir yudum daha aldı ve: "Ben sana şu tepenin arkasındaki arsayı öneririm. O arsa benim. Yabancıya gitmesin diye yedi yıldır saklıyorum. Fiyatı da senin alacağın arsayla hemen hemen aynı." dedi.
Gidip arsaya bakmadı bile genç adam. Çok mutluydu. En azından yanlış bir karar vermediğini biliyordu. Çünkü bölgenin en deneyimli adamına danışmıştı. Ertesi gün tapu dairesine gidip satış işlemlerini yaptılar. "Yok pahasına verdim sana arsayı. Ama içim rahat, hiç olmazsa yabancıya gitmedi. Hadi hayırlı olsun!" dedi Rıfat amca. Herkes mutluydu, helalleşip ayrıldılar...
124
125
Ben Dünyanın En Akıllı insanıyım
Aradan birkaç yıl geçti. Bir gün Atatürk Bulva
rının altındaki arsaya, dev bir alışveriş merkezi yapıl
mak üzere temel attıklarını gördük... Meğer Rıfat
amca, genç adamdan aldığı parayla o arsayı satın al
mış ve inşaata başlamış. \
Genç adamın arsası da, üzerinden yüksek gerilim hattı geçtiği için belediye tarafından istimlak edildi.
Rıfat amca kibar bir adamdı. Alışveriş merkezinin açılışına genç adamı da davet etti. Açılışta bir konuşma yapan Rıfat amca, nasipten gerisi yalan, dedi. Hepimiz bu mükemmel konuşmayı dakikalarca alkışladık. Genç adam da alkışladı...
Karar Verme...
Egzersiz Zamanı Karar verme egzersizi...
Hızlı ve doğru karar vermek istiyorsan, önce basit kararları hızlıca vermeyi denemelisin. Bu akşam sinemaya mı gitsem tiyatroya mı? Böyle bir ikilemde bile saatlerce düşünen insanlar var. Madem karar veremiyorsun, o halde ikisi de senin için keyifli olacak işler. Herhangi birini seçmekle asla hata yapmış olmayacaksın. Bu konuda çok hızlı karar vereceğini söyle. Sadece şunları değerlendir. En son sinemaya mı gittim, tiyatroya mı? Cevap neyse anında tersini yap. En son sinemaya gitmişsen, bu akşam bir değişiklik yap, tiyatroya git. Bugün söz konusu film veya gösteri hakkında başkalarının fikirlerini değerlendirmeden karar ver. Konumuzla çok fazla bir ilgisi yok ama bazen başkalarının beğenmediği bir filmi sen çok beğenebilirsin. Ancak herhangi bir filme veya gösteriye giderken, referans tuzağına düşüp peşin hükümle, bu film kötüymüş, Mahmut öyle söyledi, diyerek gidersen, hem o akşamı berbat edersin, hem de o filmden hiçbir zevk almazsın. Ve kim bilir belki de o gece bir başyapıta hakaret edersin.
Ayakkabı alacaksın. Hızlı karar vereceğine inanarak (bu inanç desteği konsantrasyonunu artırmak içindir), mağazadaki ayakkabıları çok seri bir şekilde gözlerinle süz. Onlarca alternatifi anında yok et ve sadece iki veya üç çift ayakkabıya yoğunlaş. Onları yeniden gözden geçir. Hatice'nin veya Leyla'nın ne diyeceğini düşünmeden karar ver. Şu anda burada beğendiğim iki ayakkabı var ve ben bunu seçiyorum çünkü bu ayağımda daha iyi durdu ve diğerine göre derisi daha yumuşak. Bunu alıyorum.
126
127
Ben Dünyanın En Akıllı insanıyım
Karar
Verme...
l
Önce basit kararda hızlı olmayı öğrenmek zorundasın. Eğer bunu başarırsan, bilinçaltındaki adam anında olumlular hanene çentikler atar. Zaman geçer ve önemli kararlar vermen gerektiğinde, kendi kendine "Ben zaten tüm kararlarımı hızlı bir şekilde kendim veririm." der ve anında karar verirsin. Böylece bilinçaltm kendi kararlarını kendin verebilmen için sana destettTolacaktır.
Risk almadan yaşamak kadar keyifsiz bir şey tanımıyorum...
Yanlış karar vermekten korkma. Korktukça daha fazla yanlış yapacaksın. Hiç kasılma, sen kolay kolay yanlış yapmazsın. Ayrıca her zaman yeni bir çıkış yolu mutlaka vardır. O halde vereceğin karar yanlış olsa bile durumu tekrar toparlayabilirsin. Yeter ki yaptığın yanlışları, bir dahaki sefer daha doğru düşünmeliyim şeklinde değerlendir. Hiçbir zaman, (sen hayatta olduğun sürece), her şey bitmiş olamaz. Sen varsan mutlaka çözersin. Unutma; sen öncelikle kendini yönetmek için geldin dünyaya.
Fazladan bir danışmanın daha olmuş olacak fena mı?
İnsanları sonuna kadar dinle ama son sözü mutlaka
kendin söyle. Unutma seni senden çok hiç kimse
sevemez. Senden başka hiç kimsenin senin geleceğini
doğrudan yönlendirmeye hakkı yoktur. Buna inan.
Bu ilk başta egoist bir yaklaşım gibi gözükse de,
aslında hiç öyle değil. Bu yaklaşım sadece objektiflik
kazandırır sana. Eskiden on kişiye danışırken,
şimdi on bir kişiye danışmış olursun. Fena mı?
128
Dünyanın En Güzel Şiirleri Yavrum
Kuşlar çırparda kışlar çalkalar Körpe köklerin körlenir yavrum. Gözün altında pembe halkalar, Dolanır döner morlanır yavrum...
Kırılır gönlün kral gururu Siner sinenin taşkın sürürü Biner boynuna cihan umuru Zavallı canın zarlanır yavrum...
Doğanla serçe, kartalla karga, Sürer gider bu kör dövüş kavga Körükler kör şeytan verir ivga, Temiz tiynetin kirlenir yavrum...
Gerek geç solacak gerek erken Gül yastığın da olacak diken Akşam, sabah, bugün, yarın derken, Kara kahkulun kırlanır yavrum...
Zevraki söyler hep eni konu, Mutlak borandır baharın sonu, Beyler de giyer o beyaz donu, Yüklenir kervan yollanır yavrum...
129
7. Bölüm
Ben Dünyanın En Akıllı İnsanıyım
Güneş, "Ben sıcağım" derse / asla ukala olmaz...
Ben Dünyanın En Akıllı insanıyım
Ben o adamım! .
Dünya insanının kullandığı takvim, yılı 1993 olarak tayin etmişti ve ben Marmara Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümü, 3 sınıfta öğrenciydim. Sınıf 350 kişiydi. Herkes aktifti, herkes sosyaldi... Bir ben sessizdim, bir ben durgun. Susuyordum. Belki eli havaya kalkmayan tek adamdım sınıfta...
Profesyonel Teakvvondocuydum. Bedeni gücüm hep vardı ama medeni gücüm 1993'e kadar yok denecek kadar azdı. Ta ki takvim 18 Haziran 93'ü gösterinceye kadar. O gün hoca bana bir soru sormuştu ve ben rezil olmuştum. Okuldan erken çıktım, eve erken geldim. Sinirlerim alt üst olmuştu. Bu büyük sorunu çözmenin bir yolu olmalı diye düşündüm. Her zamanki gibi elime bir kağıt kalem aldım. Yazmaya başladım:
Soru: Ben niye korkuyorum, neden konuşmaktan kaçıyorum?
Cevap: Ben birilerinin bana gülmesinden, rezil olmaktan korkuyorum. Ben herkesi kendimden daha akıllı görüyorum. Peki ne yapmalı, Bu korkuyu nasıl yenmeliyim?
"Bir adama 40 gün deli desen deli olur!" sözü geldi aklıma. Doğruydu. Yani biri olsa ve bana sürekli "Sen delisin" dese belli bir zaman sonra buna inanabilir ve deli olabilirdim. ,• ._,..• . . .-, , . •> ,,,,,.„ ;
Lise yıllarımda bir kitapta okumuştum. Bir grup öğrenci, arkadaşlarından birine bir oyun yapmışlar ve ona "sen öldün" demişler. O da inanmış. Sonra yaşadığı konu-
133
Ben Dünyanın En Akıllı İnşamı
Ben
Dünyanın
En Akıllı insanıyım
sunda ikna edebilmek için iki ay uğraşmışlar. Demek ki dedim, bir adama 40 gün deli dersen gerçekten deli olur. Q halde bunun tam tersi de doğrudur: "Bir adama 40 gQn akıllı dersen o da akıllı olur."
Düğüm çözülmüştü, birileri bana "Sen akıllısın!" diyecekti. Ama kim? Öyle bir enayi yoktur herhalde. Delisin derler de, akıllısın demeye dilleri varmaz.
Kim gelir de her gün durduk yerde bir adama sen akıllısın der ki? Tam umutlarım kırılmak üzereyken, bir an durdum. İçimdeki adam konuşmaya başladı: "Yahu kardeşim niye birini bekliyorsun, ^îu zaten psikolojik bir şartlanma değil mi? Kendi kendine yapabilirsin. Sen söyle sen inan, sen söyle sen inan, kendine inan, kendine inan!"
Hemen elimdeki kağıda yazmaya başladım: "Ben akıllı bir insanım. Ben en az sınıftakiler kadar akıllı bir insanım." Bunu yazarken dayanamayıp bazen gülüyordum, ama içimdeki adam izin vermiyordu gülmeme. "Devam et, sen gülersen, sen inanmazsan hiç kimse inanmaz, iyice komik olursun. Devam et!" diye mırıldanıyordu.
O günlerde anladım. Gülünç olmak da bir ter-cihmiş meğer...
Devam ettim. Bir ay geçti, artık gülmüyor, sadece gülümsüyordum. İnanmaya başladım. İçimdeki adam tekrar mırıldandı. Biraz daha abartmalısın "Ben çok akıllıyım-" filan demelisin dedi. O dedi ben yazdım. "Ben çok akıllıyım." Yazdıkça yürüyüşüm, insanlara bakışım ve hareket-
. değişti- Sanki daha yakışıklı, daha karizmatik, daha
• /ü dinlenir bir adam oluyordum. Bu iş çok hoşuma gitti
5°e düşündüm: "Madem bu bir şartlanma ve gün geçtik-
Ve beni daha da sosyal bir insan yapıyor, kendimi iyi
hissetmemi sağlıyor, o halde niye daha da abartmıyo-
rum!
Dostları ilə paylaş: |