Bendî mustafa baba



Yüklə 2,38 Mb.
səhifə17/20
tarix03.11.2017
ölçüsü2,38 Mb.
#29552
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   20

EK–1


1-Ayetler

1- وَأُخْرَى تُحِبُّونَهَا نَصْرٌ مِنَ اللَّهِ وَفَتْحٌ قَرِيبٌ وَبَشِّرْ الْمُؤْمِنِ“Seveceğiniz başka bir kazanç daha var: Allah'tan bir yardım ve yakın bir fetih (Mekke'nin fethi). (Ey Muhammed!) Mü'minleri müjdele!” Kur ‘an-ı Kerim, Saff Süresi, 61/ 13

2- قَالَ هَلْ آمَنُكُمْ عَلَيْهِ إِلاَّ كَمَا أَمِنتُكُمْ عَلَى أَخِيهِ مِن قَبْلُ فَاللَّهُ خَيْرٌ حَافِظًا وَهُوَ أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ “Yakub onlara, "Onun hakkında size ancak, daha önce kardeşi hakkında güvendiğim kadar güvenebilirim! Allah en iyi koruyandır ve O, merhametlilerin en merhametlisidir" dedi.“ Kur ‘an-ı Kerim, Yusuf Süresi, 12/ 64 Ayrıca bkz. Kur ‘an-ı Kerim, Yusuf Süresi, 12/92, Enbiya Süresi, 21/83, Araf Süresi, 71/51

3- وَالْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِين “Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.” Kur ‘an-ı Kerim, Saffat Süresi, 37/182

4- وَلَمَّا جَاءَ مُوسَى لِمِيقَاتِنَا وَكَلَّمَهُ رَبُّهُ قَالَ رَبِّ أَرِنِي أَنظُرْ إِلَيْكَ قَالَ لَنْ تَرَانِي وَلَكِنْ انظُرْ إِلَى الْجَبَلِ فَإِنْ اسْتَقَرَّ مَكَانَهُ فَسَوْفَ تَرَانِي فَلَمَّا تَجَلَّى رَبُّهُ لِلْجَبَلِ جَعَلَهُ دَكّاً وَخَرَّ مُوسَى صَعِقاً فَلَمَّا أَفَاقَ قَالَ سُبْحَانَكَ تُبْتُ إِلَيْكَ وَأَنَا أَوَّلُ الْمُؤْمِنِينَ

“Musa tayin ettiğimiz özel vakitte gelip Rabbi O'na kelamiyle iltifatta bulununca: "Ey Rabbim, göster bana kendini, Sana bakayım." dedi. O da buyurdu ki: "Beni katiyyen göremezsin, ancak dağa bak, eğer yerinde durursa demek beni görebileceksin" Derken Rabbi dağa tecelli buyurunca onu un ufra (toz duman) ediverdi. Musa da baygın düştü. Ayılınca: "Münezzehsin, Sana tevbe ile döndüm ve ben mü'minlerin ilkiyim." dedi. “Kur ‘an-ı Kerim, Araf Süresi, 7/143



5- وَمَا كَانَ قَوْلَهُمْ إِلاَّ أَنْ قَالُوا رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَإِسْرَافَنَا فِي أَمْرِنَا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ “Onların sözleri ancak, "Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve (yolunda) ayaklarımızı sağlam tut. Kâfir topluma karşı bize yardım et" demekten ibaretti.“ Kur ‘an-ı Kerim, Al-i İmran Süresi, 3/147

رَبَّنَا إِنَّنَا سَمِعْنَا مُنَادِياً يُنَادِي لِلإِيمَانِ أَنْ آمِنُوا بِرَبِّكُمْ فَآمَنَّا رَبَّنَا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَكَفِّرْ عَنَّا سَيِّئَاتِنَا وَتَوَفَّنَا مَعَ الأَبْرَارِ " Rabbimiz! Biz, Rabbinize iman edin' diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al."Kur ‘an-ı Kerim, Al-i İmran Süresi, 3/193



6- وَالَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ أَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ أَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّقِينَ إِمَاماً “Onlar, "Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle" diyenlerdir.“ Kur ‘an-ı Kerim, Furkan Süresi, 25/74

وَقَالَتْ امْرَأَةُ فِرْعَوْنَ قُرَّةُ عَيْنٍ لِي وَلَكَ لا تَقْتُلُوهُ عَسَى أَنْ يَنفَعَنَا أَوْ نَتَّخِذَهُ وَلَداً وَهُمْ لا يَشْعُرُونَ “Firavun'un karısı şöyle dedi: "Bana da, sana da göz aydınlığı (bir çocuk)! Sakın onu öldürmeyin. Belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz." Oysaki onlar (olacak şeylerin) farkında değillerdi.“ Kur ‘an-ı Kerim, Kasas Süresi, 28/9



7- كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ “Yer üzerinde bulunan her canlı yok olacaktır.“ Kur ‘an-ı Kerim, Rahman Süresi, 55/26

8- كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ وَإِنَّمَا تُوَفَّوْنَ أُجُورَكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَمَنْ زُحْزِحَ عَنْ النَّارِ وَأُدْخِلَ الْجَنَّةَ فَقَدْ فَازَ وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلاَّ مَتَاعُ الْغُرُور “Her canlı ölümü tadacaktır. Ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete sokulursa gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.“ Kur ‘an-ı Kerim, Al-i İmran Süresi, 3/185

9- أَهُمْ يَقْسِمُونَ رَحْمَةَ رَبِّكَ نَحْنُ قَسَمْنَا بَيْنَهُمْ مَعِيشَتَهُمْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَرَفَعْنَا بَعْضَهُمْ فَوْقَ بَعْضٍ دَرَجَاتٍ لِيَتَّخِذَ بَعْضُهُمْ بَعْضاً سُخْرِيّاً وَرَحْمَةُ رَبِّكَ خَيْرٌ مِمَّا يَجْمَعُونَ “Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Birbirlerine iş gördürmeleri için, (çeşitli alanlarda) kimini kimine, derece derece üstün kıldık. Rabbinin rahmeti, onların biriktirdikleri (dünyalık) şeylerden daha hayırlıdır.“ Kur ‘an-ı Kerim, Zuhruf Süresi, 43/32

2- Hadisler

1. لولاك لولاك لما خلقت الأفلاك “Levlâke levlâke lemâ halaktu’l-eflâk“

"Sen olmasaydın ben kâinatı yaratmazdım" Aclûnî, bu sözün hadis olmasa da manasının sahih olduğunu söyler. Aclûnî, Keşfü’l –Hafâ, Kahire, ӀӀ,232

2. Ben ilim şehriyim, Alî’de onun kapısıdır.” Sahih-i Tirmizi, (Kahire baskısı), Kitab el-Menakıb, C.V, s.637, hadis Nu. 3723

Bu hadisin sahih olup olmadığına dair tartışmalar olup, uydurma olmayıp hasen hadis olduğunu söyleyenler varsa da çoğunluk bunun uydurma olduğu kanısındadır. Tirmizî ve Dadekutnî bu rivayetin ıstıraplı (çelişkili, tutarsız) gayri sabit ve münker olduğunu söylemiştir. Yahya ibn Maîn, Ebû Hatim ve Yahya ibn Saîd'e göre bu rivayet yalandır, aslı yoktur. İbn Cevzî ve Zehebî de rivayetin uydurma olduğunu söylemişlerdir. Necm'e göre bu rivayetlerin hepsi vâhî (felâket) dir." (Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ va Muzîlu'l-İlbâs Am-mâ'ştehere mine'l-Ahâdîsi Âlâ Elsineti'n-nâs: 1203–204).




EK-2 -2


Yüklə 2,38 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   20




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin