11.03.2016
وَمَنْ أَحْسَنُ قَوْلاً مِّمَّن دَعَا إِلَى اللَّهِ وَعَمِلَ صَالِحاً وَقَالَإِنَّنِي مِنَ الْمُسْلِمِينَ
Mü’min’in Güvenilirliği
Muhterem Müslümanlar
Esenlik ve barış dini olan İslam dini, toplumların güven ve huzur içinde yaşayacakları sağlıklı ve ahlaklı toplumları oluşturabilmek için gönderilmiş ilahi bir dindir. Nitekim Kuran’ın “Size din olarak İslam’ı seçtim”1 derken tam da belirtmek istediği ana ölçüt budur. İslam dinine güven duygusu içinde tasdik edip inanmış kimseden de beklenen ölçü bu yönde olacaktır.
Değerli Cemaatim
El-emin sıfatına nail olan Hz. Peygamber’in İslam öncesi ve sonrası ahlakî vasfının hiç değişmediği görülmekte ve bu durum “Beni Rabbim terbiye etti ne güzel terbiye etti” sözlerinde anlam bulmuştur. Nitekim Yahudi din adamlarından Abdullah bin Selam Hz. Peygamber’i gördüğünde “bu yüz asla yalan söylemez” diyerek müslüman olduğunu beyan etmiştir.
Mümin olma vasfının en güzel örnekliğini taşıyan Allah Rasulü Müslümanı ‘elinden ve dilinden emin olunan kişi’ olarak ifade ederek mümin vasfının güven vericiliğine dikkat çekmiştir. Nitekim Mü’minun Suresinde Allah müminleri “emanetlere riayet ederler, verdikleri sözü tutarlar”2 şeklinde tanımlarken Fetih Suresinde de birbirlerine son derece merhametli olan müminlerin kâfire karşı bir o kadar hiddetli olduklarına yer vermiştir.3
Böylece müminlerin kendi aralarında tek vücut oldukları dile getirilmektedir. Bu tek vücut olma hali güven inşa eder ki bu insanlık için son derece elzem bir haldir.
Muhterem Müslümanlar
Günden güne kaybolmaya yüz tutmuş değerlerimizden biri olan güven duygusunun yeniden inşası için öze dönmenin vakti gelmedi mi? Müslümanlar arasındaki bu kopuş, yaralanma hali ne zaman yerini birliğe toparlanmaya bırakacak. Sahtekârlığın, arkadan vurmanın, ayağa çemre takmanın hiç işe yaramadığı ne zaman anlaşılıp güveni tesis etmenin yolları araştırılacak. Hal böyleyken Fussilet Suresinin 33 ayetinde geçtiği üzere “insanları Allah’a çağıran, salih amelde bulunan ve ‘Gerçekten ben Müslümanlardanım’ diyenden daha güzel sözlü kimdir?” hitabını kim hakkıyla karşılayabilecek! Aksi takdirde Merhum M. Akif’in dizelerinde yer alan:
“Kaç hakiki müslüman gördümse hep makberdedir.
Müslümanlık bilmem ama galiba göklerdedir.” dizelerini bizlere tekrar hatırlatacaktır.
Fatıma Ünsal
Göteborg Diyanet Camii Görevlisi
Dostları ilə paylaş: |