NEZAKET- Fahri Erdoğan ile evliliğinden; Turgay- Selim ve Ayşegül dünya- ya gelmiştir. ( Geniş bilgi “ Erdoğan “ ailesinde.)
NAZİFE- Eşref Dinçer ile olan evliliğinden; Doğan- Ahmet- Turan ve Turgut dünyaya geldi.(Geniş bilgi “ Dinçer “ ailesinde.)
NAZIM ÖZER- Hasan ve Hatice Yılmaz kızı Medeha ile evliliğinden; 1) Halim (Bankacı) +Şükran(Yaşar-Vecihe Yaman kızı) = Hasan Arif-Akif. / 2) Selim + Emine = Merve Duru. / 3) Nazan + Oktay Kutlu = Eren ve İpek.
Nazım Özer benim çocukluk ve okul arkadaşımdır. Bir anımız bile ayrı geçmez-di. Sadece takım tutmada ayrılırdık. O iyi bir Fenerbahçeli, ben ise iyi bir Gala-tasaraylı idim. Hala da öyledir. Kendisi son derece samimi ve güvenilir bir in-sandır. Meteorolojiden emeklidir. Eskiden kağıt oyunlarına çok düşkündü. Ken-disi ile karşılıklı çok oyun oynamışlığımız vardı. Kahvehanede içtiğimiz çayları deftere yazdırır, sonra temizlemesine vuruştururduk.Ve ben daima galip gelir, kendisini kızdırırdım. Zaten benim yendiğim tek kişi de o idi. Zira, herkes beni yenerdi. Benim gücüm de ona yeterdi.
-GÜLHANIM- Zülfikar’ın ilk evliliğinden( İskender ile) olmadır. Ömer Taştan (benim dedem) ile ilk evliliğinden Fatma dünyaya gelmiştir. Fatma(Benim ha- lam) Hacı Ahmet Yalvaç ile evlenmiş, evliliklerinin ilk yılında ölmüştür. Çocuk- ları olmamıştır. Onu hiç tanımadım. Zira ben daha doğmadan ölmüş. Babamın çok sevdiği ve asla unutamadığı biridir. Rahmetli babam ondan sevgi ile bahse- der, onun da kendisini çok sevdiğini, koruyup kolladığını söylerdi. Ben onu tanı- mayı çok isterdim. Ancak ne varki ben daha doğmadan vefat etmiş.
… % …
- T A P L I A İ L E S İ -
Bu aile, ALİ ve AYŞE’den türemiştir. Bu beraberlikten, Memet(1900-1983) dünyaya gelmiştir. Aile daha önceleri Gölbaşı’nın Göynük köyüne yerleşmiş, bilahare oğul Memet Viranşehir’e gelmiştir. İlk zamanlar “Kuru” ailesinde hiz- meker olarak yaşantısını sürdürürken, daha sonra evlenip kendi yuvasını kur- muştur. İlçenin en sessiz ve sakin insanıdır. Hemen hemen her gün karşılaştığım ve görmüş olduğum Memet amcanın, sesini duymuşluğumu hiç hatırlamam. Kimse ile bir alıp veresi asla olmamıştır. Onu ancak tarlasına giderken, ya da tarladan eve dönerken görebilirdik. Gelmiş olduğu köyün isminden dolayı “Göynüklü Memet “ diye anılmıştır.
Memet Taplı, ölen Hüseyin Yurtçu’nun eşi ve Memet- Mustafa- Faik Yurtçu’ ların anneleri Güneş ile olan evliliğinden, Ahmet(1930-2003) dünyaya gelmiştir. AHMET TAPLI; Halit Ömer ve Hatice kızı Ülfet ile evlenmiş, bu evlilikten; 1) Cihat – 2) Tuncay(Öğret.ve idareci) + Canan = Cansu- Bengisu ve Turan. 3) Neriman + Adnan Dinçer(Öğret.) = Nur- Mehmet-Tevfik.
Tuncay Taplı, benim iyi öğrencilerimdendi. Öğretmenlik ve okul idareciliği mesleğinde başarılara imza atması, beni sevindirmiş ve gururlandırmıştır. Ağa-beyi Cihat çok zeki, çalışkan ve becerikli bir gençti. Özellikle çizimleri takdire şayandı. Bir hiç uğruna, kız yüzünden, akranları tarafından feci bir şekilde tar-taklanmıştır. Ne yazıkki gençliğini yaşayamadan, mesleğini fazla ifa edemeden aramızdan ayrılmış, ailesini ve tanıyan herkesi yasa boğmuştur. Neriman iyi ni- yetli, sorumluluklarının bilincinde olan iyi bir ev kadını olarak tanırım.
Ahmet Taplı; konuşması düzgün, bilinçli, tahsili olmamasına rağmen bilgili ve söz sahibi bir insandı. Samimi olduğu arkadaşları ile şakalaşmayı severdi. Oğlu Cihat’ın öldürülmesi onu çok sarstı ve hayata küstü. O olayın etkisinden ölün- ceye kadar kurtulamadı …
- T E K İ N A İ L E S İ -
Bu aile, İBRAHİM ve ….?....... türemiştir. Bu beraberlikten İsmail dünya- ya gelmiştir. Memlekette iken Gudalar olarak bilinen aile,Viranşehirde İmam oğulları diye anılmışlardır. Bu aileden Viranşehir’e gelenler İsmail’in Sultan ile olan ilk evliliğinden olan Asya, Fatma ile olan ikinci evliliğinden Mahmut- As-lan ve Hidayettir.
I)MAHMUT (1861-…)Armağan ailesinden Entelli Emin ve Hüsne kızı Pembe (Pamuk)1869-…)ile evliliğinden; 1) Hüseyin(1895-1970)- 2) Sündüs(1899-…)- 3) Emine (1901-…)- 4) Hatice (1904-…) 5) H.Abdullah (1915-..)- 6) Hasan (1919-1998)- 7)Fatma(1913-1916) dünyaya gelmişlerdir.
I-HAFIZ HÜSEYİN TEKİN(1895-1970)- İlk evliliğini Entelli İbrahim-Gülha- nım kızı Rabia ile yaptı. Bu evlilikten Ahmet ve Memet dünyaya geldi. İkinci evliliğini de Memet-Hayati Yıldırım kızı Emine ile yaptı. Bu evlilikten de Reşat - Bedriye ve Mahmut dünyaya geldiler.
Hafız Hüseyin; merkez camisinin imamlığını yaptı. Kıraatı düzgün ve etkileyici idi. Arkasında huşu ile namaz kılınırdı. İtibarı yüksek bir şahsiyetti. Hafız Hüse-yin Hoca’nın doğduğu yıl 1895 de büyük bir deprem yaşanmıştır. Artçı sarsın-tılar iki sene boyunca devam etmiştir. Bu nedenle kendisine “Zelzele çocuğu” denmiştir.
AHMET TEKİN- Kutlu ailesinden İbrahim-Fidan kızı Fatma ile bir aşk evliliği yaptı. Bu evlilik uzun sürmedi. Ahmet zatürrüe hastalığına yakalandı ve hasta- lıktan kurtulamadı. Ahmet, o devirde lise tahsili yapan ender kişilerden biri ve aynı zamanda çok zeki bir insandı. Ölümü üzerine genç yaşta dul kalan Fatma, Hamdi Doğan ile evlilik yaptı ve bu evlilikten, Fikret Doğan dünyaya geldi.
MEMET TEKİN- Memet ve Fahriye’den olma Mahire ile evliliğinden; 1) İbra- him + Songül = Cihan- Onur- Emre. 2) İrfan + Gülşen(Hüseyin Nayman’ın kızı)= Timuçin- Orhan. / 3) Rahile(öğret.)+ Orhan Taner = Burcu ve Anıl./ 4)Ahmet(Üni.Öğ.Gör.)+Selma =Rabia-Oğuzhan.
İBRAHİM TEKİN- Adamına göre hareket eder. Saydığı ve sevdiği insanı gö- zünden sakınır. Sevmediklerine ise sert tavır koyar. Biraz delişmendir.Sinirlidir, ancak, dürüsttür. T.E.Kurumundan emeklidir. İRFAN TEKİN- Aynı özellikleri onda da görmek mümkündür. Ancak biraz daha temkinlidir. RAHİLE- Değer verdiğim, başarılı öğrencilerimden biri idi. Öğretmen olarak güzel hizmetler verdiği inancındayım. AHMET TEKİN- Diğer kardeşlerine oranla daha sakin-dir. Zeki ve çalışkan öğrencilerimden biri idi. Zeki ve çalışkanlığını, almış oldu-ğu başarılarla süslemiştir.
Memet Tekin; İlerlemiş yaşına rağmen pırıl pırıl bir zekaya sahipti. Kendisi ile çok sohbetimiz oldu.Verdiği bilgilerden çok yararlandım.Yaşadığı süre içeri- sinde ilçede ne olmuş bitmiş, her şeyden haberi vardı. Olayları sanki yaşamış ya da yaşıyormuş gibi en ince teferruatına kadar gündeme getirirdi. Son zaman- larında gözleri görmüyor, elleri tutmuyordu ve sıkıntılı bir hayat yaşıyordu. Oğlu İbrahim, gelini ve torunları ona iyi baktılar. Kendisi sıkı bir D.P.li idi. Hayatının sonuna kadar onun ilkelerini savundu.
REŞAT TEKİN- Memet-Hayati Yıldırım kızı Emine’den olmadır. Haydar ve Esme Yıldırım kızı Fahriye ile evliliğinden; 1) Rabia(İng.Öğ.) + Burhan=Nesli- Aslı ve Tolga 2)Ulviye(İng.Öğ.) + Mustafa = Dila 3)Aliye(İng.Öğ.) + Fikret = Mekselina 4)Arif Adnan + Berna = Benhur 5)Adile + Mete = Çağan
Reşat Tekin, tanıdığım en temiz ve dürüst insanlardan biridir.Teknisyen olarak görev yapmış ve emeklilik dönemlerini yaşamaktadır. İnanılır ve güvenilir bir insandır. Sonradan vefat ettiğini duyunca hepimiz çok çok üzüldük.
BEDRİYE- Memet- Hayati Yıldırım kızı Emine’den olmadır. Memet Şahin ile olan evliliğinden; 1) Kadriye(Me.) –2)Kadri (Me.)- 3) Fatih(Me.) oldu. (Geniş bilgi “ Şahin “ ailesinde.)
MAHMUT TEKİN- Memet- Hayati Yıldırım kızı Emine’den olmadır. (Amcası) Hasan ve Emine Tekin kızı Mesude ile evliliğinden; 1) Nazan(Üniv.)+Ahmet =Alper ve Arda. 2)Canan(Öğret.) + Akın Kalaylı =Berkay ve Beray 3)Hüseyin Can(Müh.) + Tuğba= …….Mahmut Tekin, benim dönem arkadaşım olup, beraberce hoşça vakit geçirdiğimiz iyi niyetli ve cana yakın bir arkadaşımızdır.
II-SÜNDÜS- Rıdvan Doğan ile olan evliliğinden; 1) Ziya- 2) Hamit- 3) Abbas - 4) Kemal – 5) Meleha oldu.(Geniş bilgi “Doğan” ailesinde.)
III-EMİNE – Abdülhamit(Kara Hacı) Doğan ile olan evliliğinden, Ahmet dün- yaya geldi. (Geniş bilgi “ Doğan “ ailesinde.)
IV-H.ABDULLAH – Dakko Rukiye ile nişanlı iken genç yaşta öldü.
V-HASAN TEKİN- H.Ahmet ve Safiye Özel kızı Emine ile olan evliliğinden; 1)Mesrure + Nadir Özalp = 1- İlke( Özel bir sektörde çalışmakta, lise mezunu. 2- Mete ( Avon(Kozmetik) fabrikasında çalışmakta, yüksek okul mezunu. 3- Ba- rış ( Elektrik, elektronik mühendisi.)
2)Erhan (Me.Em.) + Ayten (Kemal-Naime Doğan kızı)= Orkun ve Erkin. / 3) Mesude + Mahmut Tekin = Nazan- Canan –Hüseyin Can ve Orhan. 4) Gönül + Haluk Şahin(Em.Pol.) = Kılışaslan-Tuba- Fatma Sevcan- Hacı Murat .
Hasan Tekin amca; zayıf yapılı, kendi halinde kimseye zararı dokunmayan, iyi niyetli bir insandı. Çocukları Mesrure, Erhan, Mesude ve Gönül hepsi de temiz ve düzgün insanlardır. Gerek çocukluk, gerek gençlik ve gerekse evliliklerinde olumsuz bir görüntü vermemişlerdir. Erhan’ın genç yaşta bir hastalığa bağlı ölü- mü tanıyan herkesi üzmüştür.
II)ASLAN (Çavuş) 1871-…) –Ali İsmail-Rukiye Durdu kızı NESİME(1886-1943) ile olan evliliğinden; 1)Mustafa 2)Hacı 3) Ayşe oldu.
I-MUSTAFA TEKİN- Züver Hoca kızı Hatice ile olan evliliğinden ; 1) Azmi + Zafer(Ahmet Mersinlinin kızı) = Handan- Aykut- Aslan- Alper ve Nazan. / 2) Nazmi + İclal(Akhisarlı) = Tuba(Dr.)- Müge- Gülşah. 3) Nazmiye + Hüseyin Günaydın(gazcı)= Çocuk yok. / 4) Nazire + Miktat Yerlikaya = Oğuz(Pol.)- Nuray- Seda. / 5) Turgay +Songül (Memet-Meslaha Mutlu kızı) = Numan- Harun- Osman.
- Mustafa Tekin; meşhur Kristal Kahvehanesinin sahibi ve işletmecisi idi. Kendisi koyu bir D.P.li olduğu için, kahvehane D.P.lilerin özel kahvehanesi konumunda idi. Oraya hiçbir C.H.P.li giremezdi. Zamanla herkesin kahvehanesi oldu. Oranın tanıtımını daha önce yapmıştık.
AZMİ TEKİN- Benim samimi olduğum arkadaşlarından biridir. İyi bir dosttur. Çok iyi bir futbolcu idi. Alkole düşkünlüğü hayatını olumsuz etkiledi. Banka memurluğundan emekli. Mersinde yaşıyor. Sağlıksız ve hayatından bezgin hali biz arkadaşlarını üzmektedir. Onunla ilgili bir çocukluk anımı anlatayım. Mer- kez Atatürk İlkokulunun yanı, o zamanlar çayırlık ve boş bir alandı. Ev falan yoktu. Bana “ Haydi gel güreş tutalım” dedi. Ben de kabul ettim. Epeyi bir uğ-raştan sonra beni yıktı. Yıkıldığım için üzgünüm. Onun, “ Oğlum tabiî ki seni yıkarım. Benim anam bana her gün yağda yumurta pişirip önüme koyuyor.” deyince, zaten yıkıldığım için üzgün ve kızgınım, hemen makaraları koyuver- dim. Ağlayarak, hızla eve gittim. Annem bu halimi görünce “ Oğul ne oldu sa-na?” sorusuna karşılık, biraz kızgın, biraz da kırgın bir vaziyette “Azmi beni güreşte yıktı. Annesi ona her gün yumurta yediriyormuş” diyerek, biraz daha gürültülü bir şekilde ağlamayı sürdürdüm. Annem bu halime acıyarak “ Ben de oğluma şimdi pişiririm yumurta. Sade mi olsun, yoksa yağda mı pişireyim?” de-yince, cıvatalar gevşedi tabii. ” Yağda olsun, yağda olsun” dedim ve pişirilen yumurtayı afiyetle yedim. Azmi ile güreşmek bir daha nasip olmadı.
NAZMİ TEKİN- Ptt. memurluğundan emekli. Kendine iyi bakar. Hayatı düzen- lidir. Bizlerden küçük olmasına rağmen, bizlerle dialoğu iyidir. Kendine güveni tamdır. TURGAY TEKİN- Efendi, saygılı ve düzenli biridir. Düzgün bir aile yaşantısı vardır. Memet Mutlu ve Mesleha’dan olma Songül(Öğret.) ile olan evliliğinden Numan, Harun ve Osman adlarında üç çocukları bulunmaktadır. NAZMİYE- Terbiyeli, gayretli ve iyi niyetli biri olarak tanıdım. Gazcı Hüseyin Günaydın ile evli olup çocukları bulunmamaktadır. NAZİRE – Terbiyeli ve düzeyli biridir. Evinin kadınıdır. Miktat Yerlikaya ile olan evliliğinden; Oğuz (Polis )- Nuray ve Seda dünyaya gelmişlerdir.
-NESİME NENENİN KURDU-
Nesime; Aslan Tekin’in eşi, Mustafa Tekin’in annesi, Kamil ve Zihni Dur- du’nun nineleri. Aynı mahallede oturduğumuzdan “ Nesime nene’nin kurdu” hi-kayesini çok işitmiş ve ilgimi çekmişti. İsterseniz sizlerle paylaşalım. “Sabahın erken saatleridir. Ocağa atılan odunlar alevli bir şekilde yanmakta, üzerine ko-nulmuş su dolu güğüm fokur fokur kaynamaktadır. Bu sırada Nesime Nene sabah namazına durmuştur.Yaz ayı olduğu için dışarıya açılan kapı açık dur-maktadır. Nesime Nene namazda iken kapı tarafından bir hırıltı duymuştur. Te-dirgin olmuştur ama namazı da bozmak istememektedir. Dualarını çabucak oku-yup, sağa sola selam verip kapıya doğru dönünce, ne görsün ?... Koca bir kurt, kulaklarını dikmiş kendine bakmaktadır. O kadar korkmuş ve heyecenlanmıştır ki, dövünüp çırpınmaya başlamıştır. Onun bu paniklemiş halinden ve bağrışma-sından ürken kurt kaçıp gitmiştir.
Bu gürültü ve patırtıyı duyan ev halkı, heyecan ve merak içinde Nesime Ne-nenin yanına seğirtmişlerdir. Neler olduğunu anlamaya çalışırlar. Nesime Ne- ne’nin korkudan dili tutulmuş, olayı korku dolu bakışlarla ve heyecanla anlat- maya çalışır. Hiç kimse söylediklerinden bir şey anlayamaz. Belli bir zaman sonra, korkusu geçen ve heyecanı yatışan Nesime Nene, olanları bir bir anlatır ve ordakiler kahkaha ile gülmeye başlarlar. Bu duruma bozulan Nesime Nene “Ola kafir oğlu kafirler, naya gülersiz şimdi ? Kurt beni yesaydı, daha mı eyi olacağıdi? der… Bu olay, uzun bir süre insanlar arasında söylenmiş, gülüşme-lere neden olmuştur.
II-HACI TEKİN- Züver Hoca’nın diğer kızı Emine ile evlenerek, kardeşi Mus- tafa ile bacanak olmuşlardır. Bu evlilikten çocuk olmamıştır.
III-AYŞE- Hüseyin Mutlu ile olan evliliğinden; 1) Hasan -2) Memet - 3)Hediye 4) İlhan dünyaya geldi. ( Geniş bilgi “ Mutlu “ ailesinde.)
III) HİDAYET – Özürlü idi. Hiç evlenmedi. Yeğeni Memet Tekin’e “Memleket- ten ayrılıp yollara düştüklerinde 7 yaşında,Viranşehir’e yerleştiklerinde ise 14 yaşında olduğunu beyan etmiştir.”
Durdu ailesinden Mahmut Pehlivanın, bu aileden İsmail ve Sultandan olma bir kız(ismini tesbit edemedim) ile evlenerek, memlekete gerisin geri döndüğü ifade olunmaktadır. Bu kişinin İsmail’in ilk evliliğini yaptığı Sultan’dan olma Asya olduğu sanılmaktadır.
==================================================
POSOF ( Golishal –Gürarmut )DAN GELEN AİLELER
Golishal(Gürarmut), ilçe merkezine 10 km. batısında, Kurşunçavuş çayırı-nın doğusundaki, tatlı meyilli bir düzlükte kurulmuştur. Ne anlama geldiği bi-linmemektedir.Yeni ismi Gürarmut, köyde iyi kültür ve yaban armutlarının çok-luğundandır. Bu köyü kimlerin ne zaman kurduğu bilinmemektedir. Tarihi ka-lıntılara bakılırsa, çok eski bir yerleşim yeridir. Köy halkının buraya 250-300 sene evvel Kafkaslardan, Rus zulmü nedeniyle gelip yerleşmiş oldukları bilin- mektedir. Genellikle Ahıskalı Türklerdendirler. Posoflu şair Golishal(Gürarmut) i şöyle tanımlamaktadır.
Gürarmut, Markan’a çok iyi bakar- Bitirdi çekeni, tezeği yakar.
Güzün sokakları, hep armut kokar- Kapan denen bir mehlesi vardır.
-
D O Ğ A N A İ L E S İ ( A ğ a g i l l e r ) -
Bu aile, ÖMER AĞA ve FATMA’dan türemedir. Posof’un GOLİSHAL (Gürarmut)den gelme 93 muhacir ailerinden biri ve en önemlileridir. Köyün “Ağa” kesimine ait, itibarlı bir ailedir. Ağalıklarını memlekette iken sürdüren bu aile, Viranşehir’e geldikten sonra da sürdürmüşlerdir. Ömer Ağa’nın Fatma’ dan olma üç oğlu vardır. Bunlar: Sadık Ağa- Hamit Ağa ve Numan Ağa’dır. Sadık Ağa’dan başlayarak, bu aileyi mercek altına alalım.
- SADIK AĞA-
Ölen eşi Hazeni’den olma oğlu Refet ve kızı Menevşe ile birlikte Viranşehire geldi. Gerek göç sırasında ve gerekse Viranşehir’deki kalıcı yaşamda, muhacir kesimin başkanı ve sorumlu kişisi konumunda idi. Memlekette iken eşi Hazeni’ yi kaybetmişti. Ağa evi kadınsız olmazdı. Ağa’nın alacağı kadın da güzel ve be-cerikli olmalı idi. Bu da köyün en güzel ve becerikli kızı Ayşe’dir kendisine yakıştırılan. Ancak Ayşe’nin bir yavuklusu vardır komşu köyden. Bu delikanlı Eyüp’tür. Ayşe’yi alma konusunda, gerek memlekette ve gerekse Malatya’da büyük bir çekişme yaşanmıştır. ( Bu olay, birinci bölümde anlatılmıştı.)
Ayşe gelinin sonradan Sadık ağa ile evliliğinden olan erkek çocuk ise; son- radan büyüyüp insanları yönlendirecek, kasabanın büyüyüp gelişmesinde ve ilçe merkezi olmasında, yöredeki yabancı insanlarla iletişim kurulmasında, Belediye Başkanlığı, İl Genel Meclis Üyeliği ve 3 dönem Millet Vekilliği gibi önemli gö- revler üstlenerek ve bu görevleri layıki ile yaparak, ülke idaresine katkıda bu- lunan, insanlara ayırt etmeksizin yardım ve hizmet etmekten zevk duyan, sadece yöre insanları tarafından değil, yurdun her köşesindeki insanlar tarafından takdir ve saygı ile karşılanacak olan, saygın ve güzel insan ESAT DOĞAN’dan baş- kası değildir.
Esat Doğan’ın, Doğanşehir’in, önce basit bir köy, sonrasında bir nahiye ve niha-yetinde kaza olmasında nasıl özverili bir çalışma içerisinde olduğunu, İl Genel Meclis Üyeliği ve üç dönem Mebusluk gibi önemli görevler üstlenerek, temiz siyaset anlayışına büyük katkıda bulunduğunu, ülkenin her kesim insanına ayı-rım gözetmeksizin, hiçbir yardımdan kaçınmadığını vurgulayarak, diğer önem arzeden çalışmalarını, o anları yaşayan insanların ağzından bire bir gündeme geçireceğimi, babasından başlayarak tüm aile bireylerini bilahare mercek altına alacağımı belirtmek istiyorum.
Sadık Ağa, Ömer Ağa’nın büyük oğludur.Viranşehir’e gelen muhacirlerin başkanı konumundadır. Farklı farklı köylerden olma o kadar insanı bir arada tut-ma, onları sevk ve idare etmek, herkesin kârı değildir. Herkesin inandığı gü- vendiği, sözü geçen itibarlı bir kişi idi. Muhacirleri, gerek göç sırasında, gerek Malatya’daki kısa yaşamda ve gerekse Viranşehirdeki kalıcı yaşamda, insanların dağılmasını önlemek ve birlikteliklerini sağlamak adına büyük çaba sarfetmiştir. Yeğeni İsmail Doğan’ın anlatımı ile; grup çalışmalarında, ayrılık gösterenleri anında ikaz eder, onların bir araya gelmelerini sağlardı. Birlikte hareket edil- mesine çok önem verirdi. Birlikte hareket etmenin o topluma güç katacağını her vesile ile vurgulamıştır… Ömer Ağa’nın, Sadık Ağa dışında, iki oğlu daha var-dır. Bunlar: Hamit Ağa ve Numan Ağa’dır.
Sadık Ağa, ilk evliliğini Hazeni ile yapmış, bu evlilikten Refet ve Menevşe dün- yaya gelmiştir.
MOLLA REFET; Sadık Ağa’nın büyük oğlu. Dini kültür almış dolayısiyle molla sıfatı ile anılmıştır. Sadık Ağa’nın ölümünden sonra, adeta onun görev- lerini üstlenmiş, insanları yönlendirmiştir. Genelde, ağa oğulları da ağa sıfatı ile anılırlardı. Ancak halk onu, Refet Ağa değil de, Molla Refet olarak anmıştır. Vi-ranşehir nahiye olunca da nahiye müdürü olarak insanlara hizmet vermiş, son-radan gelen muhacirlere ön ayak olmuştur. Molla Refet(1849-…), ilk evliliğini Nanoş ile yapmış, bu beraberlikten; Nazmi- Mustafa ve Hacı Sadık (çocuk yaşta öldü) dünyaya gelmiştir.
NAZMİ(1891-…)-Şahin ailesinden Şakir-Elmas kızı Mürüvvet ile evlenmiş, bu evlilikten Ayşe(1912-…)dünyaya gelmiştir. Ayşe,Tapucu Ziya Doğan ile ev-lenmiş Türkan dünyaya gelmiştir. Türkan’ın Yüksel İnan evliliğinden de Ha-kan- Şehriban- Keziban ve Mihriban olmuştur… Nazmi, bilahare seferberliğe iştirak etmiş ve şehit düşmüştür. Genç yaşta dul kalan Mürüvvet, Şevki İnan ile evlenmiş, bu beraberlikten Gülhanım olmuştur. Gülhanım’ın, Karahacı Ahmet Doğan ile beraberliğinden de; Hamdi- Avni- Sultan- Kadir- Soner- Songül ve Şeref dünyaya gelmişlerdir.( Geniş bilgi “İnan” ailesindedir.)
-MUSTAFA AĞA(1899-1975)- Molla Refet’in ilk eşi Nanoş’tan olan ikinci oğ- ludur. Birinci oğlu Nazmi seferberliğe iştirak edip şehit düşünce, liderliği ken- disi üstlenmiştir. Belli bir süre, ölünceye kadar kendisini tanıma fırsatım oldu. Tanıdığım kadarı ile munis, güler yüzlü sevecen bir insandı. Ancak başkaları tarafından bana anlatılanlar hiç de böyle biri olmadığını ortaya çıkarmıştır. Dedesi, babası ve amcası Esat Doğan’ın aksine baskıcı, kırıcı ve keyfi tavırları ile insanları sindirmiş, tam bir otorite kurmuştur. Sadece nahiyenin değil civar tüm köy insanlarına hükmetmiş, ağırlığını tam olarak ortaya koymuştur. Malat- ya’dan görev icabi nahiyeye gelen memurların ilk uğrak yeri ağanın evidir. Yer-ler içerler, keyf ederler. Giderken de ağaya teşekkür mahiyetinde kendisine bazı avantajlar sağlarlarmış. Onun bu keyfi tutumu, amcası Esat Doğan ve diğer ak-rabaları tarafından hoş karşılanmaz, daima ikaz edilir, ama o, bildiğinden şaş- mazmış. Ve ben böylesine babacan ve sevecen bir insanın, evveliyatında nasıl da anlatılanlar gibi bir insan olabileceğine bir türlü akıl erdirememişimdir.
Mustafa Doğan- İlk evliliğini Zaptiye Memet-Fatma kızı Hatice’yi kaçırarak yapmıştır. Hatice, Mustafa Tatar ile nişanlıdır. Bu kaçırılma olayını içine sindi- remeyen Hatice, evliliklerinin ilk yılında kahrından ölmüştür… İkinci evliliğini Malatya’lı Bedriye ile yapan Mustafa’nın, bu evlilikten İlhan ve Vahap dünyaya gelmişlerdir.
İLHAN- Güzel ve gösterişli, ağırlığı olan bir insandı. Hal ve hareketleri, giyim-kuşamı ile, kendisini topluma kabul ettirmiştir. Malatyalı Burhan Kazancı ile yaptığı evlilikten, Nurhan isminde bir kızları oldu. Bu beraberlik uzun sürmedi, ayrıldılar. İlhan, kızı Nurhan ile birlikte baba evinde yaşamını sürdürdü. Nur- han’ın Vahit Mutlu ile olan beraberliğinden de, Barış ve Buket dünyaya gelmiş- lerdir. Nurhan annesine çok benzerdi. Az konuşan sakin tabiatlı bir hanım kızdır. (İlave bilgi “Mutlu” ailesindedir.)
VAHAP DOĞAN- Ağa’nın tek oğlu olmasına rağmen, özgür ve rahat bir yaşam süremedi. Zira babasının tahakkümü altında idi. Şeker hastası olması nedeniyle çok sinirli bir yapıya sahipti. Olur olmaz her şeye ve herkese sinirlenirdi. İn- sanlar, onu sinirlendirmemeye özen gösterirlerdi. Zeki bir insandı. Dürüst olma- ya gayret eder, arkadaşları ile şakalaşmayı severdi. Ancak, kendisi şakayı kal- dırmazdı. Arkadaşları ve yakınları huyunu bildiklerinden hep alttan alırlardı. O zamana göre, kültürlü biri idi. Bir ara yedek ilkokul öğretmenliği yaptı. Beni 4.cü sınıfta okuttu. Ben kendisine yapısından dolayı çok saygı gösterirdim. As-lında severdim de kendisini. O da bana karşı çok mülayim davranırdı. Malatya’lı Gülser ile olan evliliğinden; Rıfat ve Bülent dünyaya geldi. Her ikisi de süper öğrencilerdi. Onları çok iyi tanıyorum, zira ikisi de ortaokulda benim talebe-lerimdi. Babaları onların yetişmeleri konusunda çok özverili davrandı. Onlar da babalarını utandırmadılar. Okudular çok iyi birer doktor oldular.
Vahap Doğan ile Gülser’in düğünü, çok acılı bir şekilde sonuçlandı. O zamanlar aklı başında bir çocuktum. Olanları gayet iyi hatırlamaktayım. Düğün alayı ge-lini almak için Malatyaya giderken, Beyler deresi köprü virajını hız nedeni ile dönemediğinden, içinde insan dolu olan kamyon devrilmiş, çoğu insan yara- lanmış, Berge’li Hasan ile oğlu Nevzat hayatlarını kaybetmişlerdi.
Bir süre ilçe merkezinde kırtasiye dükkanı işleten Vahap Doğan, babasının vefa- tından sonra tüm mal varlıklarını satarak, annesi Bedriye Hanım ve kız kardeşi İlhan ile birlikte İzmir’e yerleşti. Bir süre sonra da orada vefat etti.
RIFAT DOĞAN- Zeki, çalışkan, dürüst ve azimkâr bir insandır. Başarının en üst düzeyine erişmek için, planlı bir çalışma yürütürdü. Hocası olarak onu talebe- liğinden tanırım. Başarıda sınır kabul etmez bir yapısı vardır. Kendisi uzman ürolog’tur. Em.Öğretim üyesi Hatice ile olan evliliğinden Bengü(Mak.Müh.) ve Mustafa Doğa(öğ.) olmuştur.
BÜLENT DOĞAN- Ağabeyi gibi o da zeki ve çalışkandı. Ancak biraz daha durgundu. Sessiz ve sakinliği, dürüst ve sevecenliği ile dikkat çekici idi. Kendisi Hidroklimatoloji uzmanıdır. Dr.Tülay ile olan evliliği uzun sürmedi ve ayrıldı- lar. Çocukları yoktur.
-HACI SADIK(1903-…)-Çocuk yaşta vefat etmiştir.
---Molla Refet, ikinci evliliğini Hasan-Gülendam kızı Gülperi(1883-1956) ile yaptı. Bu evlilikten de; Emine- Rabia ve Ziya dünyaya geldi.
EMİNE(1905-…)- Kendisi, sevimli, ağır başlı ve saygın bir insandı. Mehmet Fahri Özbey ile olan evliliğinden; Fahriye- Naciye- Kifaye- Servet ve Hulusi dünyaya geldi. (Geniş bilgi “Özbey” ailesindedir.)
RABİA(1906-…)- Kendisini hiç tanımadım. Zira çok önceleri vefat etmiş.1934 yılında Vezir Laçin ile evlenmiş, evliliklerinin ilk yıllarında hem kendisi ve hem de kızları Menşure vefat etmişlerdir.
ZİYA DOĞAN(1919-…)- Molla Refet’in ikinci eşi Gülperi (Muhacir dayı, Mehmet Kaba’nın kız kardeşi)den olmadır. Kendisini yakınen tanıma imkanım oldu. Çok dürüst, efendi, yardım sever bir insandı. Muhtarlık yaptığı uzun yıllar boyunca, ayırt etmeksizin, herkesin yardımına koşar, devlet dairelerindeki işle- rini takip eder ve sonuçlandırırdı. Özellikle komşu köylerden gelen köylülerin yardım meleği idi. Bu insanlar onun bu özelliğinden dolayı, ona büyük bir sevgi ve saygı duyarlardı. Ata ailesinden Hasan ve Fatma’dan olma Zöhre ile 1938 yılında yaptığı evlilikten çocukları olmamıştır.Yeğenleri (Mustafa-Nazlı) kızı Kıymet’i evlat edinerek, ölünceye kadar birlikte yaşamışlardır.
Dostları ilə paylaş: |