Söz gelimi,-bir örnek verilecek olursa-;
Artık şu yeryüzünde-geçici ömrünüzde-
Kim bol,bol verir ise,cömertçe sarf ederse,
Malını hayır için-Allah rızası için-
(Karşılıksız,gönülden seve,seve harcarsa,)
Her zamanda/her yerde-ömrün her döneminde- (…safhasında-)
Kendisinin Allah’a-Tek Ölümsüz İlah’a-
220
Muhtaç bulunduğunun şuuruyla yaşarsa
Ve şerler karşısında kendisini korursa,
Rabbin buyruklarına titizlikle uyarsa,
“En güzel olan”ı da yürekten onaylarsa,
Ve daha güzeliyle ecirleneceğine (…ödülleneceğine)
İçtenlikle inanır,Rabbine güvenirse,
Güzeller Güzeli’ne-Ölümsüz Sevgili’ye-
Tutkuyla bağlanırsa-hayatını adarsa-,
Hazırlar,yöneltiriz Biz onu en kolaya,
En temiz,en onurlu,en hayırlı hayata.
Huzurun,mutluluğun,özgürlüğün,sevginin
Doruklarına çıkan,Sevgili’ye ulaşan
Yolu kolaylaştırır/engelleri kaldırır
Başarılı kılarız hayırlı işlerinde.
(En kolay olan için,Cennet’e girmek için
Biz de yardım ederiz ona,yol gösteririz.)
Ama kim cimrilikte bulunursa eblehçe,
Hayırlar işlemezse,istiğna gösterip de
Kendini Yaradan’a karşı muhtaç saymaz da
Kendini bir şey sanır gurura kapılırsa (…sınırları aşarsa/da)
Ve en güzel olanı-vahyin aydınlığını-
-Hayrı,sabrı,barışı-ve topyekün İslam’ı,
Ölümsüz Sevgili’nin ebedi sevgisini…-
Her kim ki küçümserse,dudak büküp geçerse (…kadrini/kıymetini
Her kim ki yalanlarsa Biz de onu en zora bilmez…)
En büyük felakete-onların en dibine-
Giden yola/yollara hazırlarız kolayca.
Ve onda başarılı(!) kılarız bu sefer de.
Baş aşağı düşünce/yuvarlanıverince (..düşmekten/karşılaşıvermekten…)
O doymak nedir bilmez Cahim’in kucağına (…Ateş’in…)
Onu parası/pulu-Allah için cömertçe-
Malı/mülkü/gururu-paylaşamadıkları-,
Kurtaramayacaktır,uzak tutmayacaktır!
Şüphe yok ki,dosdoğru hidayet yollarını
Ancak Biz gösteririz,Cennet’e iletiriz.
Budur yaraşan Biz’e,-adaletimize de.-
221
Kuşkusuz o dünya da Bizimdir,bu dünya da, (…hayat da…)
Geçmiş de/gelecek de/sonrası/öncesi de
Mülkiyetimizdedir/denetimimizdedir.
(Öyleyse bu nankörlük,gurur,kibir nedendir?)
LEYL(92/4-13)
***
Yapısını,Allah’tan korkup kötülüklerden (…fenalıklardan)
Sakınmak,rızasına,-O’nun hoşnutluğuna-
Erişmek arzusuyla kuran kimse mi daha (…niyetiyle…)
Hayırlıdır,kardadır,emniyettedir,yoksa
Yapısını/işini çökmek üzere olan
(İçindeki “korkulu kuşku” malzemesiyle) (…temelleriyle)
Bir yar’ın kenarına kurup da yapısıyla (…yaptığıyla)
Birlikte kendisi de çökerek lime,lime (parça,parça)
(Gümrah sağanaklarla/coşkun sel sularıyla…)
Yuvarlanan kimse mi Cehennem ateşine?
(Yankısız kanyonlara/dipsiz uçurumlara…)
Yüce Allah,zulmeden/haksızlıkta direnen
Topluluğu iletmez ışığa/doğru yola.
Onların kurdukları yapı yüreklerinde (…mescid…)
Kalpleri didik,didik oluncaya dek bile
Hep bir kuşku olarak yer edecek,kalacak,
Onları hiçbir zaman rahat bırakmayacak! (Vicdanlarını asla…)
Ve böylece bir ömür tükenip gidecektir…(ömürler…yaşanıp…)
Rab çok iyi bilendir limitsiz bilgisiyle
Her şeyi,her yönüyle-afakı/enfüsüyle-
Ve her işi hikmetle,şefkatle,adaletle (…ölçüyle,)
Yürüten,yönetendir,neticelendirendir.
(Onların bu halini bildiği halde buna (Kulların her halini…)
-Hür iradeleriyle tercih ettiklerine- (…seçmiş olduklarına)
Hikmeti gereğince izin verendir/(verir.))
TEVBE(9/109-110)
***
222
Acıyan,Bağışlayan Rabbin KEFİL Adıyla
Allah,hiç kuşkusuz ki-iyi bellenmeli ki- (.haberiniz olsun ki-
Mü’minlerden,onlara verilecek ebedi (…vermeyi va’d ettiği)
Özgürlük yurdu olan Cennet karşılığında
Malları/canlarını/bütün varlıklarını
Satın almıştır işte-hikmet vardır bu işde.-
Çünkü onlar Bir Allah/Tapılacak Tek Ekber-
Yolunda savaşırlar,didinir,çabalarlar,
Mücahade ederler/öldürürler/ölürler.
(Allah yolunda ölmek ölmemeyi bilmektir,(…ölümsüzlük demektir,)
Özgürlük yollarında ölmezliğe ermektir.)
Bu,Tevrat’ta,İncil’de ver Kur’an’da açıkça
Allah üzerine hak bir sözdür,yazıdır.
(Gerçekleştirmek için üstlendiği vaaddir.) (…görevdir/eylemdir.)
Allah’tan daha fazla,daha iyi,kusursuz,
Sözünü tam olarak,zamanında yerine
Getiren kim vardır ki-ya kim olabilir ki?-
O halde siz O’nunla yapmış bulunduğunuz
Alış-verişinizden-ilahi ahdinizden- (-kutsal sözleşmenizden.-)
(Müslüman/kul olarak bağlılık andınızdan.)
Dolayı müjdelenin,onur duyun,sevinin…
Muştular olsun size,işte bu gerçekten de
Büyük kardır/kazançtır/gerçek bir başarıdır,(…mutlak…)
Sonsuz bir mutluluktur,büyük bir kurtuluştur (Muhteşem….kesin...
(Başarının ölçüsü budur Allah Katında.) onurdur…)
-Açık olsun en doğru/en güvenli yolunuz.-
Başka yerler/yollarda-beşeri akıllarda- (…yollarla/akıllarla/
Kurtuluş arayanlar,ya bataklığa çıkar, metotlarla…)
Ya çıkmaz sokaklara,ya da uçurumlara!
(Eğri/büğrü olmasın doğru olsun yolunuz,
Allah olsun,idoller değil kılavuzunuz,
Beklediğiniz gibi olmaz sonra sonunuz!)
Ki bu alış-verişi bilinçle yapanları,
Tam pişmanlık duyup da bütün varlıklarıyla
223
Tövbeler edenleri/hatadan dönenleri-
-Bunu sürdürenleri/Rabbe hamd edenleri-
Sonsuz cömertliğiyle sunduğu nimetlere (…rızıklara)
Teşekkür edenleri/kadrini bilenleri (…nankör olmayanları,)
Ruku ve secde eden/namazlarını kılan
(Dayanışma/paylaşma kültürünü koruyan.)(…yaşatan…)
İyiliği öneren,kötülükten men eden,
Alıkoyan erleri/onurlu benlikleri,(…iffetli öncüleri,)
Rabbin sınırlarını/kozmik yasalarını, (…kutlu buyruklarını,)
Koyduğu ölçüleri/kurduğu dengeleri
Koruyan bahtlıları/gerçek kahramanları.
İşte bu mü’minleri/bedir yüreklileri…
(Allah’ın kudretini,güzel eserlerini,
Benzersiz sanatını,sonsuz ayetlerini
Görüp de ibret almak,bilgi sahibi olmak,
İlim/irfan edinmek uğrunda cihat etmek, (…gayret…)
Daha iyi şartlarda dini yaşayabilmek
İçin geziler yapan/seyahat eden/göçen (…yer değiştiren…)
Halis inançlıları/güvercin ruhluları…)
Ey Peygamber,müjdele sonsuz nimetlerimle,
Cennetim Cemal’imle,vuslat muhabbetimle.
İnanmadan göçüp de-münkirlikle ölüp de-
Cehennem azabına-rahmetten dışlanmaya-
Layık görülmeleri/dahil edilmeleri (…ehil sayılmaları)
Belli olduktan sonra,akraba olsalar da (…en yakınları(n) da…)
Şanı yüce Allah’a eş/ortak koşanlara
-Peygamber’in amcası Ebu Talib de olsa!-
(İbrahim’in babası müşrik Azer de…..)
Allah’tan bağışlanma-rahmetiyle kuşatma-
Dilemek uygun düşmez,yaraşmaz,hoş görülmez.
-Allah böylelerini kesinlikle affetmez,
Tövbe edip bir daha geri dönmeyesiye…)
Ne peygamber’e,ne de halis Müslümanlara.
(Dua çok önemlidir/kozmik iletişimdir
Daha bir yakınlıktır Allah/kul arasında.)
-İbrahim’in ahşap put oymacısı babası
İçin af dilemesi olayına gelince;
224
-Gerçek olan şudur ki/işin aslı odur ki!-
Bu,sırf ona verdiği sözden dolayı idi.
Ne var ki pederinin tam bir Allah düşmanı
Olduğu kendisine belli olduktan sonra , (…bildirildikten…)
-Açıklık kazanınca artık vahiy yoluyla.-
Ondan hemen el çekti İbrahim,ilgisini
Keserek uzaklaştı-gemilerini yaktı!-
(İmansızdan uzak dur en yakının olsa da,
Yoksa onun ateşi kucak açar sana da!)
Şüphesiz ki İbrahim-kutlu elçim-Halil’im-
Çok yumuşak yürekli,güzel huylu,rikkatli,(…yufka…bağrı yanık..)
Başka kimseler için/günahkar ruhlar için
Ah,vah eden,inleyen-gamlanan/kederlenen- (…hüzünlenen-)
Üstün ahlaklı bir kul-tek başına bir okul-
Adeta bir ümmetti-ve pek sabırlı idi.-
-Velhasıl örnek/model alınacak biriydi.- (…benlikti/kimlikti.)
(Sabır Allah’a giden en güvenilir yoldur,
En büyük,en nihai hedef olan Allah’a…)
Allah,bir topluluğu-bir milleti/budunu-
Doğru/aydınlık yola eriştirdikten sonra,
(Akıl/fıtrat/irade ile dosdoğru yola…)
Ne gibi yasaklardan-suçlardan/hatalardan-(…günahlardan)
Sakınacaklarını/sorumluluklarını
Bir,bir kendilerine kesin bildirmedikçe,
-Açıklayıncaya dek gerektiği şekilde-
Onları doğru yoldan saptıracak değildir.
-Sapkın olduklarına hükmedecek değildir.-
(Onları sapıklıkla suçlayacak değildir.)
Şüphesiz-and olsun ki-yalnız Allah her şeyi
Çok iyi/yeterince-her boyutu/yönüyle-
Tam olarak bilendir ve değerlendirendir.
Göklerin ve yerlerin-arasındakilerin-
Mülkü sırf Allah’ındır,mutlak otoritesi.(…hakimiyeti.)
O ağlatır,güldürür,öldürür ve diriltir.
(Yalnız O takdir eder ölümü ve dirimi,
Uygulamaya koyar kozmik yasalarını,
225
Yönetir aksatmadan/yorulmadan evreni
En doğru bir biçimde yüce bilgeliğiyle.)
Sizin için Allah’tan/Ölümsüz Yaradan’dan- (Sultanlar
Başka ne bir dost,ne yar dünyada/ahirette Sultanı’ndan…)
Gerçek yardımcı/yoldaş,bir el uzatan vardır.
(O’ndan başkalarına uzanan el boş kalır.
O’ndan ayrı düşmekten büyük yıkım mı vardır?)
O’na yakınlık Cennet,Cehennem uzaklıktır,
Hüsrandır,ızdırabtır,utançtır,karanlıktır…)
TEVBE(9/111-116)
***
Ama o yalancılar-onlar yalanlayanlar-
Putperest inkarcılar-sefih iftiracılar-
Allah’ın kullarından bir kısmını/kimini,
-O’ndan bir parça gibi-O’nun cüzü kıldılar (…sandılar,)
Var saydılar sapkınlar-O’na yakıştırdılar.
(Cinlerle akrabalık,evlatler ve ortaklar…)
Ah,gerçekten şu insan,Şeytan’la ortak olan,
Katmerli bir nankördür,kördür gözü,yüreği! (Apaçık…)
Ancak korudukları Allah’ın müstesnadır,
Onlar kurtulmuşlardır,uzak tutulmuşlardır
Bu sapkınca tutumdan,çarpık davranışlardan…
(Allah’ımkoru bizi Sana saygısızlıktan!) (…baş kaldırmaktan!)
ZUHRUF(43/15)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HAK Adıyla
Eğer ki hak onların-sapkın günahkarların- (-günahkar
-Kötü niyetlilerin/düşük tıynetlilerin, sapkınların-)
Yarasa ruhluların/kibir tutsaklarının,
Egolarına tutsak kendini bilmezlerin…-
226
Keyfi arzularına/çarpık tutkularına
Uzun emellerine/taşkın heveslerine,
Çürük mantıklarına/yamuk bakışlarına-
Önem/değer verseydi,boyun eğmiş olsaydı,
-Aldanıp da uysaydı/inansaydı/kansaydı-
Kuşkusuz gökler ve yer-geçmişler/gelecekler-
İkisinin içinde bulunan bütün şeyler
Fesada uğrarlardı,bozulup giderlerdi,
Kurulu düzenleri alt-üst oluverirdi.
(Ekolojik dengeler/çok duyarlı nispetler…) (…oranlar…)
Hayır ama,onlara-insanlara/kullara-
-İnanan/inanmayan bilinçli varlıklara.-
Biz anılmalarını/onurlanmalarını
-Şan ve onurlarını hatırlatan Mesaj’ı,
İnsan olduklarını sağlayıcı Kur’an’ı.-
(Bilenler bilir onun kadrini/kıymetini,
Hiçbir şey bilmiyorlar demektir bilmeyenler.)
Getirdik ancak onlar-et kafalı sapkınlar-
-Onursuz insansılar,nasipsizler/bahtsızlar
Nedense ona işte sırt/yüz çeviriyorlar…(..ondan…)
Kendi onurlarını hatırlamaktan da mı (…sahiplenmekten belki)
Yoksa çekiniyorlar,demek ki yeğliyorlar
Erdemsiz,idealsiz,onursuz yaşamayı.
(Furkan’sız,kapkaranlık,boğucu bir hayatı.)
Ölü benlikleriyle yaşıyor sanıyorlar!
(Kendi değerlerinin farkında değiller ki!
Onuru başka yerde/yerlerde arıyorlar!
Onursuzluğu onur sanıyor olmasınlar
Bozuk olduğu için iç/dış dinamikleri.) (…iç ve dış dengeleri.)
MÜ’MİNUN(23/71)
***
227
Acıyan,Bağışlayan Rabbin KADİR Adıyla
Ha-Mim!Ey peygamber’im!-beğendiğim/seçtiğim,
Görev verdiğim Elçi’m,bu sana lütfettiğim
Ha-Mim’li yedilerin-anılan surelerin-
Sonuncusudur işte.Cinlere,insanlara
(Çağına/tüm çağlara/bütün coğrafyalara)
Peygamber gönderdiğim/kutsal görev verdiğim,
Sen baba şefkatiyle bir yandan insanları (…bir taraftan onları)
Kucaklarken,bir yandan olanca inancınla (…aşkınla )
Haykırırken yiğitçe eksiksiz bir şekilde
Evrensel Mesaj’ımı-Ölümsüz Kelam’ımı-
Hiç endişen olmasın hep yanındayım senin.
Kum tepeleri nasıl zaman,zaman şekil yer
Değiştiriyorlarsa çöl fırtınalarıyla,
Belki ondan da hızla renk/yön/huy/fikir/karar
Değiştirir-dengeyi kuramayan-insanlar. (…benlikler.)
Bu yüzden görevini getirirken yerine
Çok dikkat etmelisin insanın bu yönüne.
(Ne yazık ki insanlar sık,sık haddi aşarlar.)
-Son Evrensel Mesaj’ı tebliğ eden resuller, (…elçiler,)
Peygamber varisleri bilginler,has bilgeler….-(…elçinin elçileri…)
Bu yüce Kitab-Kur’an-insanları uyarman(k),
Müjdelemen/korkutman/yönetmen/aydınlatman(k)
İçin bilge/kudretli/en güçlü/en hikmetli,
Her işinde/hükmünde tam isabet sahibi
Tek Allah’ın Katından/Nezdinden/Tarafından
İndirilmiştir sana,insanlara/kullara
Ders/öğüt olsun diye/yol gösteresin diye.
Gökleri de/yeri de/ölümü/dirimi de,
İkisi arasında bulunan her şeyi de
Biz ancak gerçek ile,hem de yerli yerince
(Ancak gerçek bir anlam ve bir amaç uğruna.)
Yaratmış,ardından da belirlenmiş zamana,
Belli süreye kadar bir ömür biçimsizdir.
İnanmamakta ısrar edenlere gelince;
228
-O nankör müşriklere/sefih kibirlilere- (…kibirli sefihlere…)
Uyarıldıklarından/ilahi buyruklardan
Yüz çevirmektedirler,dudak bükmektedirler
Sonsuz aydınlıklara yapılan çağrılara…
(Bir Gün o dudakları açılmaz olacaktır.(…söylemez/konuşmaz…)
Dudakları yerine önceden yaptıkları (Yalancılar…)
Her türlü iş hakkında-dünya hayatlarında-
Yalan nedir bilmeyen elleri/ayakları (…söyleyemeyen…)
Dilleniverecek de tanıklık edecektir.
Ey Muhammed Mustafa!De ki:”Söyler misiniz,(…söyleseniz e)
Allah’ı bırakıp da,Rahman’ın astlarından
Kabul edip de,dua,kulluk ettikleriniz,
Taptığınız o şeyler,o kimseler/idoller,
Cansız putlar/sanemler-sözde canlı ölüler!-
Yeryüzünde/göklerde-onların neresinde-
Ne zaman/hangi çağda,hangi zaman/mekanda (...yerde/zamanda)
Ne yaratabilmişler,neler yapabilmişler?
(Olağanüstü güzel,dişe dokunur bir şey…)
İnsanın yararına,kendi yararlarına
Gösterseniz e bana gösterebilirseniz!
Yoksa onların yerde/göklerde/evrenlerde
Allah’la yaptıkları bir sözleşmeleri mi,
Bir ortaklıkları mı var,yoksa bir payları mı?
Eğer sözlerinizde/iddialarınızda
Gerçekten içtenseniz,doğrulardan iseniz,(…söyleyenlerdenseniz,)
Bundan önce sizlere verilmiş,indirilmiş
Yazıl sahifeler-bir büyük kitap-ya da,
Bir bilgi kırıntısı-bir ilim kalıntısı-(…delil/belge…)
Varsa koyun ortaya,onu getirin bana!
Allah’ı bırakıp da kendilerine asla
Kıyamet Günü’ne dek cevap veremeyecek
(Ne yardımcı olacak/ne bir zarar verecek) (…faydası…)
Şeylere tapanlardan-kul köle olanlardan-
Daha sapkın kim vardır,daha şaşkın kim vardır?
Habersizdir/uzaktır/kopuktur/yabancıdır (…duyarsızdır…)
Onlar bunların-kısa akıllıların-oysa (-akıllı şapşalların-)
Bu tapınmalarından,çarpık tutumlarından.(…inançlarından.)
229
Diriltildikten sonra insanlar toplanıp da
Bir araya Mahşer’de yapmış olduklarıyla,
-Yapa geldikleriyle-artı/eksileriyle-
Tapındıkları putlar-tapınılan idoller-
Kendilerine tapan-bundan onur,haz duyan- (…utanç duymayan)
Putperest müşriklere düşman kesilirler de (Onursuz benliklere…)
Tüm ibadetlerini-kulluk ettiklerini-
Tümüyle yalanlarlar,ısrarla reddederler.
(Kendilerine tapan müşrikler aleyhine
Tanıklık etmek için can atarlar gafiller!(…aklıevveller…)
O Gün geçerli olmaz yalancı şahitlikler!)
Bengi ayetlerimiz-ölümsüz sözlerimiz-
Açıkça-bin bir katlı maskeli-yüzlerine
Okundukları zaman,yüce Allah Katından
Tenezzül buyrulup da indirildiği zaman
Gerçek kendilerine-gözlerinin önüne-
Rasül’e geldiğinde-tebliğ edildiğinde-
Küfre saplanıp kalan/burgaçlarına dalan
Münkirler/putperestler onu inkar ederler.
Ayaklarına kadar gelen hakikat için;
“Apaçık bir büyüdür,etkili bir sihirdir (…bu parlak…)
Bu olsa,olsa ancak bir göz bağıdır!”derler. (…dediler.)
Yoksa onlar Kitab’ı-yüce kutsal Kelam’ı-
“Muhammed uydurdu!”mu diyorlar yalancılar! (Kendisi…)
De ki;”Eğer onu ben uydurdumsa/yazdımsa,
O takdirde siz(ler)in Tek Allah tarafından
Vereceği cezayı/uyarıyı/hayırı
Kurtarmaya/kovmaya gücünüz yetmez asla!”(Önlemeye…yetişir mi?)
Siz(ler)in Kur’an/Furkan-en güzel söz-hakkında
Yaygaralarınızı/taşkınlıklarınızı
-Bilerek/bilmeyerek tüm yaptıklarınızı.- (…kasıtlı ve kasıtsız…)
(İçine/ökçesine düştüğünüz yalanın (…batağın/tuzağın)
Bu korkunç iftiranın/ahmaklığın/sapmanın (…çılgınlığın/
İç/dış sebeplerini-geldisi/gittisini-…) bahtsızlığın…)
O daha iyi bilir/en iyi bilmektedir. (…sizden de/herkesten de…)
Benimle aranızda/sizinle aramızda (…ihtilaflarımızda)
Şahit olarak Allah-her şeyi bilen Bilge.- (…Habir.)
230
Yeter hiç kuşkusuz ki,anlayabildiniz mi?
(Nasıl bu kadar ahmak olabiliyorsunuz,
Bu muhteşem fırsatı nasıl tepiyorsunuz?)
O çok bağışlayandır,affı büyük olandır,
Çok merhamet edendir,affetmeyi sevendir.
(Mutlak bağış sahibi/hikmet/rahmet simgesi-
Sonsuz bir merhametin tükenmez kaynağıdır.
Kul ne kadar günahkar olursa olsun tevbe
Kapıları her zaman sonuna dek açıktır.
Affedilme ümidi yitirilmemelidir.
(…hep hatırlanmalıdır/unutulmamalıdır.)
Yeter ki o kapılar kapanmadan tevbenin
Bilincine varalım,hatalardan dönelim.)
De ki;”Peygamberlerin en ilki ben değilim.
(Bir türedi değilim,onlardan birisiyim.)
Bana ve size bugün/dün/yarın nasıl,neler
Yapılacağını da bilmem,nasıl bilirim!
-Ben de sizlerden biri,sizin gibi beşerim.-
Gizli/açık bilgiler-geçmişler/gelecekler-
Allah’ın Katındadır-Levh-i Mahfuz’undadır.(-Korunmuş
Bana vahyoluna uyarım,çağırırım Kitap’tadır.)
İnsanları gerçeğe/iyiliğe/hak Din’e,
Kardeşliğe,sevgiye,adalete,birliğe, (…vahdete,)
Özgürlüğe,barışa,başka değil sadece
Bir uyarıcıyım ben,budur yetki alanım!”
(Başınız(d)a bir bekçi/koruyucu değilim!)
De ki:”Söyleseniz e,hiç düşünmez misiniz,
Eğer bu Mesaj-Kur’an-İlahi Beyan/Kelam-
Allah Katından ise-O’ndan indirilmişse
Ve eğer siz de onu yalanlamış iseniz,
İnkar ediyorsanız,Yehudoğulları’ndan
Bir şahit(*),kendi gibi aynı statüde olan
Birisinin-Hz.Muhammed’in-ardından
Elçilik göreviyle gönderileceğine
Tanıklık etmiş,ona inanmışken siz kalkıp
(Tanık olan birisi(**)bunun bir benzerini
Görüp iman ettiği halde sizler yine de…)
231
Büyüklük taslarsınız,böbürlenirsiniz de,
Hala inanmazsınız,kendinize haksızlık
Etmiş olmaz mısınız,buna var mı hakkınız?
Unutmayın ki Allah/gücü sınırsız İlah-
Haddini aşmış olan-şımarık/baş kaldıran-
Kendini bilmez,sapkın,kural tanımaz,küstah
Zalim bir topluluğu/sapıtmış bir ulusu (…güruhu)
İletmez doğru yola,çıkarmaz aydınlığa,(Yöneltmez…)
Hidayete erdirmez,erince/esenliğe
Layık görmez,onlara onuru/mutluluğu,
Şaşmaz rehberliğini bahşetmez kuşkusuz ki!
(Artık adaydır o(nlar)onursuz bir hayata… (…karanlık…)
AHKAF(46/1-10)
________________________________________________________
(*):Hz.Musa(AS),(**):Abdullah bi Selam(Müslüman olanYahudi din alimi.)
***
Ey siz iman edenler-ey rikkatli yürekler!-
Ey hüzünlü sineler-hidayete erenler!-
Allah’tan korkarsanız,eğer sakınırsanız,
-Sorumluluk bilinci ile kuşanırsanız-
O size iyi ile,yasak edilenlerden
-Her türlü kötülükten/zarar vericilerden-
Kötüyü ayıracak,ayırt edebilecek
Keskin gözle/bakışla bakıp görebilecek
Bir anlayış bahşeder-ilim/hikmet/basiret.- (…lütfeder-)
Üstelik de irtikap edilen günahlarla (…işlenmiş olunan…)
Suçlarınız örter ve sizleri affeder. (…bağışlar)
Çünkü Allah limitsiz bir lütuf sahibidir,
Her ölçüde büyüklük O’nun niteliğidir.
Akla/hayale sığmaz sırlar O’nda gizlidir.
ENFAL(8/29)
***
232
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MÜ’MİN Adıyla
İnsanlar arasında/yakında,ıraklarda-
Öyleleri vardır ki, bir şey sanır kendini!
Tek Allah,Tek Ölümsüz Yaradan konusunda
Doğruyu gösterici bir bilgisi/rehberi, (…kılavuzu…)
Vahye dayanan sağlam-bir kuşku taşımayan-
Belgesi,yüreğin/beynini aydınlatan
Yazılı bir kitabı,dayanağı,hücceti (…kanıtı/delili )
Bulunmadığı halde,çabalar,mücadele
Eder durur eblehçe,çaresizlik içinde.
Ve sırf Allah yolundan-barıştan/aydınlıktan-
Saptırabilmek için-uzaklaştırmak için-
Gerdan kırıp gururla/işveler/cilvelerle (…burun büküp…)
Öyle bir uğraşır ki,çırpınır,didinir ki,
Eğip,büker yanını azametle/kibirle,
Büyüklük taslayarak-bunu bir şey sayarak- (..sanarak-)
Yüce Allah hakkında kalkışır tartışmaya!
Dünyada-bu iğreti hataya-onun için (…onun payına düşen
Büyük rezillik vardır,yüzkaralığı vardır. rezillik,rüsvalıktır…)
Kıyamet Günü ise o yakıcı azabı,
O kasıp kavurucu,hastalıklı ruhları
-Belki de ondurucu-yangının acısını
Tattıracağız ona hak ettiği oranda.
“Al,işte bu önceden-dünyadaki ömründen-
Sana verilen ceza-senin iki elinin-
Kazanıp gönderdiği edimler yüzündendir. (Önceden…)
Yapa geldiklerinin/yapıp ettiklerinin
Karşılığıdır,bunu hak ediyorsun!”denir.
Şu bir gerçek ki Allah,Hakimler Hakimi’dir.
Kullarına dünyada haksızlık,ahirette
Zulmedici değildir,adiller adilidir. (O bundan müstağnidir.)
(Söz edilemez böyle bir ihtimalden bile!)
İnsanlardan kimi de-çoğunluğu belki de.-
Allah’a sırf bir yönden-kıyıdan/köşesinden-
Öyle yarım,yamalak,-angarya kabilinden-
233
Kulluk/dua ederler,sözde boyun eğerler
Ölümsüz yasalara-ilahi buyruklara.-
(İmansızlıkla iman arasında bocalar,
Tehlikeli bir çizgi üzerinde yürürler.(…yol alırlar/yaşarlar/
Öte yandan sinsice-kurnaz fikirlerince- dururlar…)
Uyanıklık ederler,her tür naneyi yerler!)
Şöyle ki;Kendisine-bencil/mağrur nefsine-
Bir hayır dokununca pek memnun olur buna,
Yatışır yüreği de,kendisine bir fitne,
Bir sıkıntı,bir bela,musibet ulaşınca,
Bir deneme gelip de çatacak olur ise (Çetin bir sınav…)
Yüzünün ifadesi-bakışları/nefesi- (…rengi/sesi)
Hemen değişiverir,yüz üstü dönüverir (…geri…)
Kızıp gerisingeri kabararak öfkesi!
Dininden yüz çevirir-artık o bir münkirdir!- (…kafirdir.)
Kuşkusuz dünyada da,ukbada da zarara
Uğramış,her şeyini yitirmiştir böylesi!
-Yani o iflas etmiş zavallı bir müflistir.- (Artık ….sıfırlanmış…)
Bu apaçık zararın,elim bir ızdırabın,
Telafisi imkansız en zor,en büyük kaybın
Ta kendisidir işte hiç kuşkunuz olmasın!
Allah’ı bırakıp da-ömründen dışlayıp da-
O artık kendisine ne yarar sağlayan,ne
Gücü zarar vermeye-yüzünü çevirmeye- (…-kalbini fethetmeye-)
Yetebilecek olan/yetemeyecek olan
Dostları ilə paylaş: |