Berceste ayetler (Şiir/Tebyin)



Yüklə 3,46 Mb.
səhifə21/47
tarix26.07.2018
ölçüsü3,46 Mb.
#58412
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   47

(Değişen bir şey var mı bugün ey Müslümanlar?)

Eğer seni sebatkar/inançlı/itaatkar

Kılmasaydık onlara gerçekten-az da olsa-

Doğru meyledecektin,yönelebilecektin.

(…yaklaşabilecektin/yürüyebilecektin!)

(Perçinlemese idik fakat iman üzere, (…eğer…)

Belki olabilirdi gösterme ihtimalin

Onlara bir yakınlık,içten,içe eğilim!)

İşte o zaman sana- ey kardeşler bizde de!-(-ey mü’minler size de!)

Hiç şüphesiz hayatın/ölümün acısını

Ve sıkıntılarını-en ağır şartlarını-

Derinden tattırırdık,kat,kat yaşatırdık da,

Sonra da Bize karşı kendine bir yardımcı

Ve bir dost bulamazdın dünyada ve ukbada.. (…ahirette.)

-Kurtaracak birini-ellerimizden seni.

(Bu oyunlar bugün de nasıl oynanıyorsa,

Yarın da oynanacak,tetikte olmalıyız. (…uyanık…)

Önyargılı,bilgisiz,kötü niyetlilerin

Cafcaflı sözlerine,parlak yaşamlarına

Asla imrenmeli,asla kanmamalıyız!

Hidayet dilemektir onlara,düşen bize.)
İSRA(17/73-75)
***

310


Acıyan,Bağışlayan Rabbin MUCİB Adıyla

Allah,hiç kuşkusuz ki-iyi bilinmeli ki-

Mü’minlerden,onlara vereceği ebedi

Erinç/mutluluk yurdu Cennet karşılığında

Malları,canlarını-bütün varlıklarını-

Satın almıştır işte,çünkü onlar Bir Allah,

-Kulluğa/tapılmaya layık olan Tek İlah.-

Yolunda savaşırlar-didinir,çabalarlar-

Mücahade ederler,ölürler,öldürürler…

(Allah yolunda ölmek ölmemeyi bilmektir,

Ölmezliğe ermektir-bu en büyük zaferdir.-) (-budur en büyük

Bu,Tevrat’ta,İncil’de ve Kur’an’da açıkça zafer!-)

Allah üzerine hak bir sözdür,bir yazıdır.

(Gerçekleştirmek için üstlendiği vaaddir.) (…bir şeydir/iştir.)

Sözünü tam olarak Allah’tan daha fazla

Yerine getiren kim vardır,olabilir ki?

O halde siz O’nunla-gerçek İlahınızla- (-Güvendiğiniz Rab’le-)

Yapmış olduğunuz bu alış-verişinizden

Dolayı müjdelenin,onur duyun gerçekten. (…sevin/mutlu olun…)

-Muştular olsun size!-İşte bu gerçekten de (…hakikaten)

Büyük kardır,kazançtır,gerçek bir başarıdır,

Sonsuz bir mutluluktur,rahmettir,kurtuluştur. (Muhteşem bir

-Yolunuz açık olsun!-Bu yol en doğru yoldur.- mutluluk.)

(Başka yerler,yollarda-sınırlı akıllarda-

Kurtuluş arayanlar,ya bataklığa çıkar,

Ya da uçurumlara/yankısız kanyonlara (…çıkmaz sokaklara)

Yolunuz,deneyiniz isterseniz şaşkınlar! (…sapkınlar!)

Egolarına tutsak olmuş kara bahtlılar!)


TEVBE(9/111)
***
311
Acıyan,Bağışlayan Rabbin KAFİ Adıyla

Bu Kitap-hikmet/öğüt taşıyan-Kutsal Kelam,

-İzzet/hikmet/merhamet/rahmet/kudret/hidayet,

Kerem/ilim/celadet/aşk/bilgelik/letafet…-

Her işinde/hükmünde mükemmel/adil olan

Tam isabet kaydeden som hayat sahibinden

(Ezeli ve Ebedi,yerin göğün Hakim’i) (Melik’i)

Tek Ölümsüz İlah’tan-Yüce Allah Katından (…nezdinden)

İndirilmiştir elbet-o ki mutlak hidayet.-

Rasul’üm!Şüphesiz ki-hiç kuşkun olmasın ki- (…kuşku

Emin ol bu Kitab’ı-Kitaplar Anası’nı- duyulmasın ki,)

Biz sana hak olarak-en güzel söz olarak- (…doğru…)

Gerçeği beyan etmek amacıyla/kastıyla

İndirdik Katımızdan-Levh-i Mahfuz’umuzdan-

O halde sen de dini Allah’a has kılarak

-Onu zedeleyecek hiçbir ey katmayarak-

O’nun Yüce Zatı’na-mukaddes Varlığına- (…mübarek..)

Hasredilmiş samimi,saf bir can taşıyarak,

(Borçluluk bilincini her zaman koruyarak…) (Sorumluluk/kuşanarak.)

İhlas ile kulluk et,ibadete devam et. (…sürdür ibadetini.)

Haberiniz olsun-şunu unutmayın ki-

Kafanıza dank etsin,dikkat edin-halis din

(Gözünüzü açın da bir kendinize gelin!)

Arı/duru din,yalnız kesinkes Allah’ındır. (…mutlaka.)

Siz O’nu bırakıp da-yanlış yola sapıp da-

(Değil mi ki böyle bir borçluluk bilincinin

En saf/içten olanı yalnızca Tek Allah’a (…İlah’a)

Özgü kılınanıdır,-fıtrata uyanıdır.- (-en doğru/makbul olanıdır-)

Sanemleri/putları bir takım değerleri,

(Kısa insan aklının ürettiği şeyleri,

Değersiz objeleri,görkemli idolleri…)

Yakın dostlar,sahipler-sığınılacak güçler-

Veliler edinip de-edinirseniz eğer-

Hem onlara;”Sadece bizi Yüce Allah’a (Onlar için…)

312
Yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz,

Aracı sayıyoruz-bu yolu izliyoruz!” (…yeğliyoruz!-)

Diyenlere gelince;Allah,hiç kuşku yok ki

Onların arasında-görüş ayrılığına-

Düşüp tartıştıkları şeylerde/konularda (…konularla ilgili)

Hükmünü/kararını dosdoğru verecektir. (…şüphesiz…)

Doğru/gerçek olanı ortaya serecektir. (…koyacaktır.)

Şu bir gerçek ki Allah,yalanı huy haline

Getiren inkarcıyı,hiçbir nankör,kibirli

Kimseyi doğru yola-sonsuz aydınlığına,

Hidayet iklimine-saf iyiye/güzele-

İletmez,ulaştırmaz,çıkarmaz,kavuşturmaz.

De ki:”Ben kuşkusuz ki,Din’ i yalnız Allah’a

Halis kılarak O’na ibadetle/tapmakla (Özgüleyerek…)

Emrolundum dünyada-geçici hayatımda- (-ölümlü yaşamımda-)

Ve Hakk’a teslim olan-başka Rab tanımayan-

Müslümanların ilki-ve onların önderi-

Olmakla emrolundum bilin,kasem olsun ki!”

De ki:”Eğer Rabbime karşı baş kaldırırsam,

O Gün’ün azabından-dehşetli havasından-

Korkarım and olsun ki Hakim’in Divanı’ndan.

De ki:”Dindarlığımı-dinimi/yaşantımı- (İlan et;”Akidemi….)

Has kılarak Allah’a,ancak ve yalnız O’na

İbadet ederim ben,O’ndan başka kimseden

Bir şey istemem-bunu zül sayarım gerçekten.- (kendime.)

“Allah’a eş koşanlar,ey putperestler siz de

Ulu Allah’tan gayrı beğendiklerinizi

İlah olarak seçin,kulluk/ibadet edin

Dileklerinize/beğendiklerinize…”

Böylelerini uyar;”Gerçek olan şudur ki,(…anlamda..)

Hüsrana uğrayanlar,elleri boş kalanlar

(Kendini kaybedenler,benliğinden geçenler,

Fıtratına aykırı tavır sergileyenler..) (…ömür/hayat tüketenler)

O Gün’de-O Kıyamet Günü’nde-Son Saat’te-

Hem ailelerini-hem de kendilerini (…yüreklerini/bedenlerini)

Zarara sokanlardır-apaçık bir zarar da-

313

İyi dikkat edin ki,budur hiç kuşkusuz ki!



(Bundan büyük bir kayıp düşünülemez bile!)

Allah,iki dünyada kuluna yetmiyor mu? (…kullarına yetmez mi?)

(Anlamayan kimler ki ey Peygamber’m seni?)

O’ndan başkalarıyla-müşrikler putlarıyla-

Sanal ilahlarıyla-ortak koştuklarıyla- (…ruhsuz ortaklarıyla)

Korkutmak istiyorlar-sözde korkutuyorlar!-

(Buna çabalıyorlar kısa akıllarıyla,

Yamuk mantıklarıyla var güçleriyle ama…)

O kimi saptırırsa-seçtiği sapıklıkla-

Baş başa bırakırsa,artık onun yolunu

Doğrultacak birisi,aydınlatacak kimse,

Bir güç yoktur,bulunmaz,bir el uzatan olmaz.

(Onlar ne bahtsızdırlar,ne anlayışsızdırlar.

Benciller,kibirler Allah’a yaklaşamaz!)


ZÜMER(39/1-3,11-15,36)
***

Acıyan,Bağışlayan Rabbin FATIR Adıyla


Bilgeler Bilgesi’nin belirlediği “an”da

Demir atınca zaman zamansızlık koyuna,

Bütün yüzeyleriyle/koordinatlarıyla

Uzaylar yarıldığı,başkalaştırıldığı

-Dev kozmik çekirdekten fışkıran filiz gibi.-

Yeniden yaratılma süreci başladığı,

Yıldızlar yerlerinden/sonlu yörüngelerden

Çıkarak saçıldığı,savrulup dağıldığı, (...dökülüp…)

Denizler birbirine katılıp kaynadığı (…tıldığı,)

Uğultulu medlerle/dağ gibi dalgalarla

Kabartıldıkları ve karıştırıldıkları, Kabirler deşilip de,içlerinde ne varsa

Dışa çıkarıldığı,ortaya atıldığı (…serildiği)

Zaman insanoğlu da yeryüzü hayatında (…geçici/iğreti…)

Yapıp ettiklerini,önden gönderdiğini,(…gönderdiklerini)
314

Yapması gerekip de,yapamayıp geride

Neler bıraktığını/avadanlıklarını,

Emanetken mülkiyet gibi sahiplenip de, (…benimseyip de)

-Paylaşmaya bir türlü kıyamadıklarını- (…yanaşmadıklarını)

(Öncelediklerini/ertelediklerini)

Apaçık görecektir,her nefis bilecektir.

-Gözler açıldığında(n) fark edebilecektir.-

Ey insan!Seni yoktan-bir damlacık-pıhtıdan

Müstesna bir şekilde/en uygun ölçülerde

(Altın orana göre/ideal estetikte…) (…ilahi…)

Değişik biçimlerde/evrensel dengelerde

Düzgün/güzel/uyumlu,yüksek bir amaç için

-Var oluş amacını gerçekleştirmen(k) için.-

Özel bir donanımla donattıkça,donatan,

Yaratan,üstün kılan,önem ve değer veren, (…onurlandıran,)

Her organı yerine kusursuzca oturtan,

Onları dilediği biçimde düzenleyen

-Şekilde birleştiren-seni düzene sokan,

Birçok yarat(t)ığından ayıran,hayat veren (…seçkin kılan,)

Gerçek ve mutlak zengin,ulu ve cömert olan,

Çok şanlı,iyiliği,ihsanı bol Rabbine

Karşı seni aldatan,gururlu/mağrur kılan,

Nedir başkaldırıcı/müstağni biri yapan? (…bir kul…)

Hayır,hayır!Bunlara,bunca harikalara

Rağmen Din’i yine de yalanlıyorsunuz siz!

Ne kadar cahilsiniz,nankör,bilinçsizsiniz!
(İçinizde her zaman böyle bir eğilim var.

Allah’a karşı borçlu olduğunuz gerçeği!)

Sizi yoklamıyor mu ahireti yadsıma, (…yok sayma,)

Rahatsız etmiyor mu işlediğiniz suçlar?) (…yaptığınız yanlışlar?)

İş sanıldığı gibi değildir kuşkusuz ki! (…sandığınız…)

Ceza/ödül gününe inanmıyorsunuz da,(…ya,)

Şunu iyi bilin ki,şüpheniz olmasın ki,

Sizin üzerinizde bekçiler/saygıdeğer

Kutlu koruyucular,değerli yazıcılar

Vardır kerim katipler-vazifeli melekler-

(İnsanı “insan” yapan değerler/melekeler…)
315

Onlar sizin yapmakta olduğunuz her şeyi

-Doğrusu/yanlışıyla-akıyla/karasıyla-

Bilir,sayar,yazarlar,hiçbir şey kaçırmazlar, (kaçırmadan,)

Gizli/açık görürler-yaş/kuru-kaydederler…

Hiç kuşkusuz iyiler-sakınan muttakiler-

Sorumlu davrananlar-mü’mince yaşayanlar (…adam gibi adamlar)

Nimet cennetlerinde,kötüler de elbette

-Sorumsuz yaşayanlar-Ateş’e girecekler.

Gözleri(ni) fal taşı gibi açacak olan

O büyük-o toplanma-Hesap Günü’nde(n) sonra (Yargılama’dan…)

Yaslanacaktır onlar alevden koltuklara.

-Dikilecekler ya da-orada,Cehennem’de.-

Ve oradan bir daha uzaklaşmayacaklar,

Çıkarılmayacaklar ve yok olmayacaklar

O günahkar münkirler,onlar ki değildirler (…facirler/kafirler…)

Ateş’ten habersizler-bilirler de bilmezler!-

Ey Nebi!Bilir misin sen Ceza Günü nedir?

Acaba söyler misin o Ceza Günü nedir?(Söyleyebilir misin…)

-O öyle bir Gün’dür ki,öyle bir sınavdır ki-

O Gün kimse kimsenin-bir nefis başka nefsin-

Adına bir şey yapma gücünde,yetkisinde

Konumunda değildi-buna mezun değildir.-

(Hiç kimse atasına/şeyhine güvenmesin!)

Allah izin vermezse-vermediği sürece-

O Gün/o müthiş Gün’de/her can kendi derdin(d)e

Düşer,emir Allah’a kalmıştır bütünüyle. (Olur…son söz…)

Yalnız Allah buyurur,evrenler boyun eğer, (…tüm varlık…)

Cümle kullar/ümmetler,peygamberler,önderler

Rahman’ın Huzurunda,öncü olduklarına

Yardım için ümitle Hakim’den izin bekler…

(Yüce Yargılama ki,gerçekten çok çetindir!

Yalancı şahitlere söz verilmeyecektir!)
İNFİTAR(82/1-19)
***

316


Acıyan,Bağışlayan Rabbin MUCİB Adıyla

Ey Rasulallah,de ki;(İnanan kullarıma;)

“Yalvarıp,yakarmanız,içten dualarınız,

Kulluk bilincinizle yönelip sığınmanız

Olmasa Rabbim size ne diye değer versin!”

(Kendine yakın bulsun,korusun,sahiplensin!)

-Dua kula yakışır,Allah’a yaklaştırır,

Değerini arttırır,onu onurlandırır,

Kulluğunun farkına vardırır,arındırır,

Allah’la arasında olan bağ sağlamlaşır. (…bağı sağlamlaştırır.)

Bu bağ kopmaz olunca korkudan uzaklaşır.-(…emim olur.)

(Suçların,günahların,riyasız hayırların (…halis iyiliklerin)

Affı ya da cezası,ödülü,mükafatı

Değerlendirilmesi-hakça dağıtılması-(…adilce kesilmesi/verilmesi)

Artık O’na kalmıştır,O asla yanılmazdır.(…yanılmayandır.)

Ey inkarcılar!Sizler Allah’ın gönderdiği

Apaçık ayetleri,-ölümsüz gerçekleri- (…delilleri/beyyineleri)

Hakkı yalanladınız-karanlıkta kaldınız.- (…karanlığa daldınız…) Bu yüzden yakanızı-O Gün-brakmayacaktır

Kaçınılmaz-gerekli-bir ceza,bir azap ki,

Sonsuza değin süren,budur sizin hakkınız! (…payınız/aradığınız.)

(Siz kim oluyorsunuz,dudak büküyorsunuz,

Rahman’ın evren(ler)i yeden yasalarına?

Farkında değilsiniz gülünç oluyorsunuz!)

Kendinizi Furkan’a arz edemiyorsanız,

Bir anlam taşımıyor demektir hayatınız,

Yürüyor sandığını yol değildir yolunuz!

Hangi akılla,hangi bilgiyle,güçle,yüzle

Buna-nasıl-tevessül edebiliyorsunuz?

Siz insansınız,insan,unuttunuz mu yoksa?

Kelam’dan daha üstün fikirler,düşünceler

Ürettiğini sanan enteller,düşünürler(!),

Nasıl bu kadar tuhaf olabiliyorsunuz? (…banal…)

Siz ışıkla,gölgeyi karıştırıyorsunuz, (…gündüzle/geceyi…)

Yanlış yerden bakıyor,yanlış görüyorsunuz.


317
Divan kurulduğunda Yüce Yargılama’da

Sorgulanacaksınız,yargılanacaksınız.

Ömür envanteriniz solunuzdan gelince

Unuttuklarınızı hatırlayacaksınız!

(Neler göndermişseniz onu bulacaksınız..)
FURKAN(25/77)
***

Acıyan Bağışlayan Rabbin KEFİL Adıyla

Biz “emanet”i yere,göklere ve dağlara

Sunduk da onlar onu yüklenmekten korktular,

Sorumluluk altına girmekten kaçındılar,

Ürktüler,çekindiler,titrediler,sustular!

Onu insan yüklendi cahil olduğu halde,

Şu bilgisiz,şu güçsüz,şu çaresiz haliyle!

O hem zalim,kibirli,pek bencildir aslında!

-Buna rağmen değeri vardır Allah Katı’nda.- (…bir yeri…)

(Nedir o “emanet” ki,onu yer,gökler,dağlar

Yüklenmekten kaçınmış,bu gücü,cesareti

Kendinde bulamamış,ürpermiştir korkuyla?

Ve bu “emanet” niçin yüklenmiştir insana?

O “emanet” akıl mı,iman mıdır,haya mı,

İnsanı “insan” yapan irade mi,bilinç mi,

Allah’la imzalanan “elest bezmi” ahdi mi?

Fıtrat mı,yoksa aşk mı,hüzün mü,ızdırab mı,

Doğuştan kendisine verilen değerler mi?)

Her ne olursa olsun,bu “emanet” insana

Yüklenmiştir madem ki,bir insan,bir kul için

Bu görevden kaçınmak,sorumluluk almamak

Olacak şey değildir,hele Müslüman için,

En büyük nankörlüktür Yüce Allah’a karşı…

318
Dahası şaşılacak ahmaklık,bağnazlıktır,

Dünyayı/ahireti karartan çılgınlıktır…(…bir tutumdur.)

Şımarıklık,bencillik,korkaklık,kayıtsızlık,

Saygısızlık,aymazlık,onursuzluk,alçaklık…

O zaman yapılacak tek bir şey kalıyor ki;

Bize verilmiş olan büyük sorumluluğun

Bilinci,onuruyla Rabbi gündemimizden

Çıkarmadan,çıkmadan ve O’nun gündeminden,

İnsanlık,Müslümanlık,has kulluk borcunuzun

Hakkını verebilmek için çabalayarak,

Bir Müslüman-insan-kul gibi erce yaşamak!

(Rabbim!”emanet”ini taşıyabilmek için

Selim akıl lütfeyle haddimizi bilelim…)
AHZAB(33/72)
***

Acıyan,Bağışlayan Rabbin VELİ Adıyla

İnkar edenler için-sığ beyinliler için- (Münkir olanlar…kıt

Bu dünyanın hayatı süslü,cazip kılındı. akıllılar…)

İşte bu yüzden onlar alay eder,kınarlar,

Kısa akıllarınca,çarpık ölçülerince,

İnanan kimselerle,doğru düşünenlerle,

Sade yaşayanlarla-özgürler,mutlularla,

Dünyayı,ahireti birlikte görenlerle-

Yalanlar uyduranlar,yalandan inananlar!- (…hoşlananlar!)

Oysa iman edip de,Allah’a güvenip de,

İnkardan sakınanlar-muttaki Müslümanlar,

(Sorumluluk bilinci kuşanmış akıllılar.)

-O Kıyamet Günü’nde/Mahşer’de/Mahkeme’de-

Onların üstündedir,-sonsuz nimetlerledir.-

Allah dilediğine-gönülden isteyene-

319
(O’ndan talep edene/istemeyi bilene)

Hesapsız rızık verir,cömertler cömerdidir.

Yoksa siz ey mü’minler-arı,duru gönüller!-

Sizden önce gelip de,yaşayıp da,ölüp de (…göçüp de)

Geçenlerin dağınık,sorumsuz başlarına

Gelenler,çekilenler-fitneler,musibetler…-

Sizin de başınıza gelmeden cennetlere

(Çilesiz,ızdırabsız,sınavsız,sarsıntısız…)

Gireceğinizi mi sandınız,aldandınız

Güvenerek sınırlı,yüzeysel aklınıza! (O çok güvendiğiniz…

Yoksulluk ve sıkıntı,boğucu darlık,acı aklınızla!

Onlara öylesine dokunmuş,onlar öyle

Sarsılmışlar,öyle zor günler görmüşlerdi ki, (…yaşamışlardı ki,)

Peygamberle birlikte yanındaki mü’minler

“Yaradan’ın yardımı ne zamandır?”dediler.

Sabırla beklediler,Allah’a güvendiler…

Bilesiniz ki O’nun,Ulular Ulusu’nun

Uzak değil yakındır-gelecek aydınlıktır-

Yardımı mü’minlere,temiz yüreklilere,

İyi niyetlilere,hayır üretenlere.

Yeter ki O’na karşı sorumluluğumuzun

Bilincine varalım,özgürlüğümüz için…(…mutluluğumuz…)


BAKARA(2/212,214)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin AZİZ Adıyla

(Ey siz iman edenler,hüzünlü gönüllüler!)

Güzel yüzleriniz,gül çehrelerinizi

Doğu ya da batıya çevirmeniz ihlasla,

Gerçek anlamda iyi-faziletli,erdemli- (…basiretli…)

Olmak demek değildir-bu yeterli değildir.-

Ama gerçek iyilik-erdemlik-göstergesi (…makbul/övülmeye değer

Allah’a,ahirete,Kitab’a,meleklere, olan…)


320
Cümle peygamberlere-o güzel öncülere-(…çilekeş elçilere…)

İnanmaktır gönülden,onları birbirinden

Ayrı/üstün görmeden-alçaltıp,yüceltmeden.-

Sevdiği mallarından-cümle varlıklarından-

(Sevgi duyduğu halde…)

O’na duyduğu aşkla,sevgiyle,hayranlıkla (…güvenle/saygıyla…)

O’nun hoşnutluğunu,lütfunu,keremini

Gözeterek umutla,hısım-akrabasına, (Umarak…)

Yetime,düşkünlere,çaresiz miskinlere,

Yolda kalmış olana,onurlu yoksullara,(…el açan…)

Özgür olmayanlara-zavallı tutsaklara-

Seve,seve harcayan,onları zorluklardan,

Darlıktan,yoksulluktan kurtarmaya çalışan,

Namazlarını kılan-dosdoğru eda eden-

Gönülden gele,gele,severek,öykünmeden

Zekatlarını veren-malını temizleyen- (…kirini…)

Ahitleştiklerinde-verdikleri sözlerde-

Duran,vefa gösteren-caymayan yan çizmeyen-

Ağır,yoğun,şiddetli-güvensiz,netameli-

Zorluk ve darlıklar(d)a,savaşta,hastalıkta (…zorda,darda,kıtlıkta..)

Sabredebilenlerdir,direnebilenlerdir

Bunu başarabilen riyasız inananlar…

Toplumun gözdeleri-iyilik sembolleri-

Çağlar’ın seçkinleri-Rabb’in beğendikleri-

İşte onlardır onlar doğru yolda olanlar…

Sözlerini tutanlar-kaş/göz oynatmayanlar- (…el/kol…)

İlahi yasaklardan özenle sakınanlar, (…korunanlar,)

(Sadıklar,erdemliler,güvenliler,mutlular…) (…özgürler…)

Her türlü güçlerini-O’nun verdiklerini-

Yüce Allah yolunda harcayabilenler ki,

Dünyada/ahirette-geçmişte,gelecekte-

Mutluluğu tadanlar,umanlar,hak edenler (…kavuşturulanlar..)

Onlar alacaklardır,O’nun sözü gerçektir. (…Allah’ın sözü haktır.)
BAKARA(2/177)
***

321
Acıyan,Bağışlayan Rabbin NASİR Adıyla


(Siz ey iman edenler,dolunay sineliler!)

“Din’i ayakta tutun”-budur doğrusu yolun,

Çığrından çıkarmayın,fırka fırka olmayın-

“Ve onda ayrılığa düşmeyin!” diye Nuh’a,

Tavsiye ettiğimiz-vahyettiklerimizi-

Ey Rasulallah sana,İbrahim’e,Musa’ya,

Ve İsa’ya tavsiye ettiğimizi Allah,

-Gücü sınırsız olan tapılacak Tek İlah.-

Olarak bir Din kıldık,sizlere bir yol yaptık. (…çizdik.)

-Gerçeğin,hidayetin sonsuz yolunu açtık.- (…emin…)

Fakat kendilerini-o sefih müşrikleri-

Çağırdığın şey İslam-topyekün ilkeleri-

Allah’a ortak koşan kendini bilmezlere

Zor,çetin,dayanılmaz,ağır,çekilmez geldi!

(Nasipsiz yüreklerin çözülmez mühürleri,

Bitmez,tükenmez olur,olmaz mazeretleri.)

Allah dilediğini-vahyi tercih edeni- (…Mesaj’a yöneleni,)

Ona- O Çağırı’ya-belki de kendisine

Bir peygamber,bir elçi-elçilere bir elçi-

Seçer,görevlendirir,yaklaştırır lutfuyla

Kendisine gerçekten içten bir yönelişle

Yönelen benlikleri,gönül verenleri de

Doğru yola yöneltir,sonsuz bir mutluluğa

Kendi hoşnutluğuna-onurlar onuruna-

Erdirir,kavuşturur,çıkarır kurtuluşa.

Onlar kendilerine-Hristyanlar,Yahudiler…-

Allah,Kitap,peygamber-nice kutlu elçiler,

Ahiretle ilgili gizli/açık bilgiler,

-Hakikat habercisi-kesin kanıt/belgeler

-İlim-geldikten sonra ayan/beyan onlara,

Sırf aralarındaki çekememezliklerden,

İhtiras,kin,kıskançlık,fesat,kibir yüzünden

Bölük,pörçük oldular,ayrılığa düştüler. (…birbirler’ne girdiler…)

322

Eğer,belli bir Gün’e,belirlenmiş bir vakte



Kadar Ulu Rabbinden,Yüceler Yücesi’nden (Hakimler Hakimi’nden…)

Verilmiş,ertelenmiş bir söz geçmese idi,

(Söz geçmiş olmasaydı,bir yasa koymasaydı.)

Aralarında hemen,vakit geçirilmeden

Hüküm verilirdi,iş bitiriliverirdi! (…bitirilmiş olurdu.)

Onların ardından da Yüce Kutsal Kitab’da

Varis kılınanlar da-mirasçı olanlar da-

Onun hakkında derin bir kuşkunun,şüphenin,

Akıl karıştırıcı-negatif düşüncenin-

İçine düşmüşlerdir inatları yüzünden! (…ardına/yoluna

sapmışlardır.)

(Kendi kitaplarında geleceği açıkça

Bildirilen Elçi’nin-Hz.Muhammed’in-

Kendi aralarından çıkması beklenirken (Onların içlerinden…)

Bu gerçekleşmeyince-Rabbin iradesiyle-

Önceden dinlerinden uzaklaşmış olanlar,

Müslümanlığa karşı olmak için yeniden

Sarıldılar üç(!) elle bozulmuş dinlerine.

Sonra birbirlerine girmeye başladılar…

-Eften,püften duygular/düşünceler yüzünden-

Çılgınca dalaşmaya kontrolsüz bir tutkuyla…(…tutkularla…)

Sürer mi,sürebilir Mahşer’e dek bu kavga!)

İşte ey Peygamber sen devam et davetine. (…görevine.)

(Durmadan,dinlenmeden,bir sapma göstermeden (asla ödün vermeden

Çağır tüm insanları Ölümsüz Hakikat’e.) (…hidayete,gerçeğe.)

Onun için ey Nebi emrolunduğun gibi

Dosdoğru ol,onların keyfi taleplerine,

Çarpık arzularına,heveslerine uyma,

Duygusallıktan sıyrıl,onlardan etkilenme!

(Ey Muhammed Ümmeti,hiç kuşkusuz sizler de!

Peygamber’e söylenen söylenmiştir bize de!)

Ve de ki;”Ben Allah’ın indirdiği Kitab’a,

Elçi kardeşlerime-cümle peygamberlere-

Tüm indirdiklerine-vahyin her çeşidine- (…indirilenlere…)

Yüce buyruklarına inandım,aranızda

Adaleti,dengeyi,sevgiyi,kardeşliği

323
Gerçekleştirmek için-egemen kılmak için- (Yerine getirmek/tesis

Emrolundum,yüce bir iş için görevliyim. etmekle..)

Bizim de Rabbimizdir,Rabbinizdir sizin de

İnandığımız Allah-Tapılacak Tek İlah-

-Ki O’dur Tek egemen yeryüzünde/göklerde.-

Bizim amellerimiz-tüm işlediklerimiz-(…yapıp,ettiklerimiz)

Yalnız bize aittir,sizin edimleriniz

Elbet size aittir,sorumluyuz hepimiz

Yaptığımız her şeyden-geçmişten/gelecekten- (…artı ve eksilerden) (Yaptığının sonucu bulacaktır her nefsi,

Bir adım atamayız izin vermezse Allah.)

Aramızda tartışma,sürtüşme,inatlaşma

Diye bir konu yoktur,her şey ayan,beyandır. (…açık,seçiktir.)

(Varmış gibi gösteren fitneciler sizsiniz!) (…ne yazık ki…)

Ortak bir delilimiz ve ortak bir dilimiz

Olmadığına göre artık tartışmanın da

Hiçbir yararı yoktur,gereksiz anlamsızdır.

Herkes kendi yolunda,seçtiği frekanslarda (…kulvarlarda)

Yürüsün,Bir Gün gelir Tek Allah hepimizi

Getirir bir araya toplar Hesap Günü’nde. (Mahşer yerinde.)


Yüklə 3,46 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   47




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin