Onlar,o yalancılar-cüce megalomanlar- (-megaloman cüceler-)
Nerde bulunuyorlar-bulunuyor olsalar-,
Tek Allah’ın ahdine,sağlam/kopmaz İpi’ne,
Rabbin buyruklarına-kutsal yasalarına-
Bağlanan bahtlıların-aydınlık ruhluların- (…nebülöz/dolunay…)
Müşfik korumasına girip,sığınmadıkça,
Onların da ipine sıkı sarılmadıkça, (…eline…)
Kendilerine zillet-silinmez bir meskenet- (Üzerlerine…)
Damgası vurulmuştur,bundan kurtuluş yoktur!
Tövbekar olmadıkça,Rabbe sığınmadıkça,
Bir Allah’ın hışmına uğramanın yanında,
Ağır bir miskinliğe,-tembelliğe/zillete-
Mahkum edilmişlerdir-layık görülmüşlerdir.-
Bunu hak etmişlerdir/düşmüşler,bitmişlerdir.
(Ki insanlığa karşı bağlı kalmadıkları
Sürece sözlerine,artık onlar nerede (İçin ahitlerine…)
Olurlarsa olsunlar zillete mahkumdurlar!)
Talihsizce bir kinle-kıskançlıkla/hasetle- (Frenlenemez…)
Kutlu peygamberleri öldürüyorlar idi.
Bu da onların isyan etmiş olmalarından,
Haddi aşmış,sapıtmış-gönülleri kararmış-
Bulunmalarındandır/bahtsızlıklarındandır.
Akılsızlıklarından/bağımlılıklarından,
Israrla taşkınlıkta bulunmuş olmaları,
Yüzündendir elbette-mağrur benlikleriyle-
Hepsi bir değildirler onların kuşkusuz ki!
Ehl-i Kitap içinde istikamet sahibi,
-Onurlu,düşünceli,inançlı,seviyeli…- (…üst düzeyli…)
598
Hakkı ayakta tutan-bu yoldan ayrılmayan- (…bunda çaba
Bilgili,adaletli,bir topluluk vardır ki, harcayan,)
Gece saatlerinde-el/ayak çekilince-
Rabbin ayetlerini-kutlu sahifeleri- (-hikmetli sayfaları-)
Okurlar huşu ile,kapanarak secdeye
İçten dua ederler Ölümsüz Rableri’ne.
Doğru yolda olmayan/karanlıkta çırpınan-
Nasipsiz insanlara Yüce Yaratıcı’dan (…benliklere…)
Af/mağfiret dilerler-severler/güvenirler.-
İşte onlar Allah’a-Biricik Yaradan’a-
Ve ahiret gününe inanırlar gönülden. (…yürekten.)
İyiliği emreder,kötülükten men eder (…önerir…alıkor,)
Ve hayırlı işlere koşuşurlar topluca…
İşte bunlar çalışkan,iyi,hoş insanlardır.(…benlikler/kimliklerdir.)
Yan gelip yatmayanlar,seçkin/güzel ruhlardır. (…soylu/asil…)
Gerçek müslümanlardır,gizli kahramanlardır…(…meçhul…aktif
Onların yaptıkları hiçbir hayır,yararlı iyilerdir.)
İşler/koşuşturmalar bırakılmayacaktır
Karşılıksız/ödülsüz asla kalmayacaktır
Dünyada/ahirette-geçmişte/gelecekte.-
Adaleti şaşmayan Yaradan tarafından (Adaletten…)
Onlarla,onlar gibi olanlarla birlikte…
Layık olduklarını/güzel andaçlarını-
Elbet bulacaklardır,mutlu olacaklardır…
Allah sakınanları-sorumlu kullarını- (…muttaki…)
(Sorumluluk bilinci kuşanmış olanları.)
Her zaman görmektedir-hakkıyla bilmektedir.-
Yüce bilgeliyle değerlendirmektedir.
İnkar edenler var ya,onların malları da, (Küfre saplananlar…)
Boy,boy evlatları da,evleri-barkları da (…malları-mülkleri de)
Ulu Allah’a karşı kendilerine hiçbir
Yarar sağlamayacak-işe yaramayacak-
İşte Cehennemliktir onlar,ateş ehlidir…
Orada ebediyen-ölmeden/dirilmeden-
Kalacak olanlardır-konaklayacaklardır.- (-hatırlı konuklardır!)
Onların,-inançları yarım/yamalakların-
599
İğreti/albenili dünya hayatlarında
Yapmakta oldukları bütün harcamaların
Durumu,özlerine zulmetmiş,karanlıkta
Kalmış bir topluluğun-bir budunun/bir kavmin-
Ekinlerini vuran,ezen,yıkan,dağıtan,
Yok eden,kavurucu,yakıcı,dondurucu,
Yıkıcı ,savurucu bir rüzgarın durumu
Gibidir,bir düşünün vereceği sonucu! (…alınacak…)
Tek Allah zulmetmedi onlara and olsun ki!
Onlar kendilerine-taşkın nefislerine- (…şaşkın/sapkın…)
Zulmediyorlar ancak yanlış adım atarak,
Beyinsizlikleriyle,yüreksizlikleriyle
Yanlış-yerden-bakarak,düşünerek,duyarak!
AL-İ İMRAN(3/110-117)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin KAFİ Adıyla
Ey Peygamber!Sana da,sana uyanlara da
-Halis Müslümanlara/candan inananlara-
Kuşkusuz Allah yeter her yerde,her zamanda.
Başka güç aramasın,uzak kalmasın O’ndan
Yardım için kimseden hiçbir şey beklemesin
İnanan/inanmaya insanlar hiçbir zaman.
Bu gerçeğe inansın,güvensin,kabullensin! (…kabul etsin!)
ENFAL(8/64)
***
600
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HADİ Adıyla
And olsun,içlerinden-iyi bildiklerinden- (…yakın…)
Tam güvendiklerinden,kendilerine gelen
Rabbin ayetlerini-kesin hüccetlerini-
Okuyan,yalanlardan,inkardan,sapkınlıktan,
(Günahlardan,her türlü olumsuz davranıştan…) (…aykırı…)
Kirlenmiş,örselenmiş,yorgun benliklerini
Çekerek arındıran,bataklıktan kurtaran (…burgaçlardan..)
(Kendini hatırlatan,önünü aydınlatan,
Müjdeleyen,uyaran,seven,sayan,kollayan…)
Ve onlara hikmeti,okumayı öğreten
Bir peygamber/bir elçi göndermekle Yaradan
Sizlere-ey mü’minler-lütfetmiştir gerçekten! (…insanlar!)
Çok büyük bir lütufta/ikramda ve ihsanda (…tenezzülen)
Bulunmuştur kuşkusuz.-Bükülmesin boynunuz!-
(Üstünsünüzdür eğer inancınız içtense.) (…güçlüyse/halisse.)
Çizilmiştir yolunuz,yüksektir onurunuz!
Onlar bulunuyordu oysa ki daha önce
Yazık,açık,apaçık bir sapkınlık içinde.(…halinde.)
(Mü’minler peygamber’in-o güzelim Elçi’nin-
Her çağda kendileri ve tüm insanlık için
Ne kadar büyük nimet,hikmet,hidayet,rahmet (Nasıl büyük bir…)
Olduğunu bilseydi ve değerlendireydi,
Dünya başka bir başka dünya,ahret başka bir ahret
Olurdu kuşkusuz ki,akledebilselerdi,
O’ndan uzaklaştıkça başlarına nelerin
Gelebileceğini anlayabilselerdi, (…fark edebilselerdi,)
Bugünkü durumlara düşmezlerdi herhalde,
Çırpınıp durmazlardı çaresizlik içinde!) (…tağut’un ellerinde!)
AL-İ İMRAN(3/164)
***
601
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HALLAK Adıyla
Göklerin de,yerin de mülkü Yüce Allah’ın…
(Gerçek hükümranlığı/ölümsüz sultanlığı…) (…zevalsiz saltanatı.)
O(Allah)ki,her şeye gücü yeter bihakkın.
Şüphe yok ki göklerin-sonsuz yüzeylerinin-
Ve iklim/iklim yerin-gündüzün ve gecenin, (…-günlerin/gecelerin-)
Yaratılmalarında,birbirleri ardınca
Gidip,gelmelerinde-artıp,eksilmesinde-
(Derin bir kavrayışa,idrake,anlayışa
Sahip olan o selim,saf akıllılar için…)
Nice açık deliller/dersler/ibretler vardır.
Onlar ki,ayaktayken,ya da oturuyorken,
Uzandıkları zaman yanları üzerine,
Allah’ı hatırlarlar,-anarlar/zikrederler…
Ve göklerin/yerlerin-arasındakilerin-
Suların/karaların-evrenin/evrenlerin-
Yaratılışlarını/ölümsüz sırlarını-
Derinden düşünürler-çok tefekkür ederler.
(Çok yönlü,çok boyutlu,kapsamlı düşünürler…)
Olağanüstü denge/ihtişam karşısında
Ürperirler-sevgiden/hayranlıktan-titrerler (…esrirler.)
Tekmil atomlarıyla Halık’ın Huzuru’nda…
Derler ki;”Ey Rabbimiz!Ey velinimetimiz!
Sen bunları anlamsız,amaçsız abes yere (…ve boş…)
Yaratmış olamazsın-Sen yanlış iş yapmazsın.- (…bir şey…)
Cümle noksanlıklardan Seni tenzih ederiz,
Sen yücesin,mutlaksın,subhansın ve aşkınsın… (Yücelikte eşsizsin.)
Ateş’in azabından artık bizleri koru,
Eksik kulluğumuzla hak etmesek de bunu!”
“Ey Rabbimiz!Sen kimi sokarsan o yalaza
Ateş’e-Cehennem’e-ayrılık ateşine-,
Onu hiç kuşkusuz ki zelil,hakir edersin.
Ve o zalimler için-tutsak benlikler için- (-bencil sefihler/
Yoktur yardımcılar da ne burda,ne orada.” mütekebbirler-)
602
“Rabbimiz!işittik biz,”Rabbe iman ediniz!
Diye çağıran sesi,-Hz.Muhammed’i-
Hemen icabet ettik,çağrıya iman ettik.
Artık mağfiret buyur-merhametin sonsuzdur.- (…rahmetin
Bilerek/bilmeyerek ne günah işlemişsek hudutsuzdur.)
Ört kusurlarımızı,sil günahlarımızı, (…hatalarımızı/
Kötülüklerimizi,ters eylemlerimizi, yanlışlarımızı,)
Kabul et duamızı,gör pişmanlığımızı. (…tövbemizi…)
Ve bizi salihlerle,takva sahipleriyle,
İyiler,doğrularla-erdemli benliklerle- (…kametlerle-)
Yaşat,öldür,haşreyle Kıyamet seherinde…”
“Ey Rabbimiz!Bizlere ihsan buyur,lütfeyle
O peygamberlerine-kutlu elçilerine-
Va’d buyurduklarını-rahmetini/fazlını-
Onların getirdiği/bildirdiği şeyleri.
Ve Kıyamet Günü’nde bizleri mahcup etme!
Sen ki,verdiği(n) sözden dönmezsin kuşku yok ki!
Yükselir Kelam’ından sözlerin en güzeli,
En derin anlamlısı,doğrusu,hikmetlisi.” (…muhteşemi.)
Ve bunun üzerine-sonsuz merhametiyle (…mağfiretiyle)
Kabul etti Rableri içten dualarını,
Akkor gözyaşlarını,güzel niyazlarını…
Ardından buyurdu ki,herkesi uyardı ki;
“Ben,ister erkek olsun,isterse kadın olsun,
-Ki hep birliktesiniz,birbirinizdensiniz.-,
(Sizler birbirinizi-topyekûn hepinizi-
Tamamlayan parçalar/düşünceler/duygular,
Şekillendiren ruhlar,bedenler,renklersiniz…)
İçinizden çalış(k)an,dürüst,üretken olan (…çabalayan)
Hiçbir kimsenin asla emeklerini boşa
Çıkaracak değilim,hak edene veririm
Ecrini fazlasıyla,hiç kuşku yoktur bunda. (…duymayın bundan.)
Onlar ki,yurtlarından-sıcak yuvalarından-
(Zifir karanlıklardan/kötülük diyarından…)
Zalimce sürüldüler,zorla çıkarıldılar.
-Yok mu aynı şeyleri bugün de yaşayanlar?-
603
Onlar Benim yolumda nice eziyetlere
Uğratılmış oldular-bunlara katlandılar.-
Yiğitçe çarpıştılar,birebir savaştılar
Ve öldürüldüler ya inançları uğrun(d)a,
Kasem olsun ki,Ben de-dünyada/ahirette-
Onların işlediği tüm kötü fiilleri (…edimleri/eylemleri)
Örteceğim,onları-o nova ruhluları-
Altlarından ırmaklar/sütler/şerbetler/ballar/
Akan cennetlerime-mevsimsiz bahçelere-
Koyacağım bilsinler,bundan emin olsunlar!
Bu armağan/bu ecir Allah tarafındadır.
Nimetin güzelliği-karşılığın güzeli-
Çok kerim,cömert olan Allah’ın Katı’nda(n)dır.
(Dün,bugün,yarın her çağ-her zamanda/mekanda-
Yaşadı,yaşayacak bunları inananlar, (…muztazaflar,)
Sabreden,direnenler,cihat edenler için
Allah’ın verdiği söz yerine gelecektir,
Hüzünlü bakışları,yüzleri gülecektir.)
İnkarcı bahtsızların-yarasa ruhluların-
Refah/varlık içinde,diyar,diyar kibirle (…tafrayla…/cakayla)
Dolaşıp durmaları-kas,kas kasılmaları-
(Keyiflerinin peşi sıra koşturmaları…)
Yeryüzünde(n) sınırlı yarar sağlamaları
Ey Nebi,seni sakın üzmesin,aldatmasın!
(Ey Muhammed Ümmeti,kuşkusuz sizleri de!) (..Dünya(ukba
O pek az bir çıkardır/az bir yararlanmadır. kardeşler bizleri de!)
(Az bir yararlanmadan başka bir şey değildir,
Uçucu ve geçici kısa süren bir hazdır
Dünyanın nimetleri,bellidir,sınırlıdır.) (…sayılıdır…)
Sonra onların evi,varacakları yeri (…yurdu)
Ateştir/cehennemdir-kozmik ıslahanedir.-
O ne acı verici,kötü varış yeridir,
Ne kötü bir döşektir,ne berbat bir meskendir!
Ayrılık acısıdır,nedamet yarasıdır…
Fakat ah,Rablerine-Yüce Meliklerine- (…Mevlalarına…)
Karşı saygısızlıktan/arsızlıktan kaçınan,
Adam gibi yaşayan-sorumluluk taşıyan-
604
İyi,erdemli,soylu canlar/benlikler için
Büyük ikram olarak Tek Allah’ın Katı’ndan
Altlarından ırmaklar/çağlayanlar fışkıran (…dev pınarlar..)
Sonsuz bir hayat için kalacakları yurtlar,
Kat,kat cennetler,güzel köşkler/saraylar vardır.
Allah Katındakiler-sonu gelmez nimetler- (…tükenmeyen…)
Çok daha hayırlıdır,çok daha kalıcıdır.
Hepsiniz üzerinde,her şeyin ötesinde
“O’nun rızası” vardır,sonsuz sevgisi vardır…
AL-İ İMRAN(3/189-196)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin NASİR Adıyla
Yeryüzünde kargaşa/fitne yok oluncaya,
İnanca/kutsallara-yaşam alanlarına- (..özgürlük haklarına-)
Yönelik ağır baskı/zulüm kalmayıncaya,
Din yalnız Allah için-barış,kardeşlik için,
Adalet,dayanışma,huzur,mutluluk için…-
İçten yaşanıncaya-toplum düzelinceye
-Zulmet dağılıncaya-şafak ışıyıncaya-
Kadar bozguncularla savaşın kahramanca. (..zalimlerle/yüreklice..)
En büyük silahınız,samimiyetinizle,
Katıksız sevginizle,dosdoğru sözünüzle,
Sarsılmaz inancınız olsun aşka,barışa.
Şayet vaz geçerlerse,barışı seçerlerse (…yeğlerlerse/barışa
Artık zulmedenlerden,sinsi fitnecilerden dönerlerse,)
İnsan’ı can evinden vurmak isteyenlerden
Başkalarına karşı düşmanlık ve saldırma
Yoktur,olmamalıdır,barış,huzur esastır,
Varılması gereken hedef bu olmalıdır
İdeal bir toplumda,bir İslam toplumunda.
Bizden-insan olarak-bunu istiyor Rab da!
BAKARA(2/193)
***
605
Acyan,Baışlayan Rabbin EKREM Adıyla
İşte Ahiret Yurdu,Biz onu -sonsuzluğu,
Özgürlüğü/erinci/tükenmez mutluluğu…-
Ömründe-yeryüzünde-dünya hayatlarında-
Üstünlük taslayarak,ne böbürlenip bakmak,
Tepeden başkasına,ne de fitne çıkarmak
Arzu ve isteğinde olmayan kimselere,
Kötülkler ardından koşmayan bahtlılara (…uslulara/mutlulara)
Katıksız mü’minlere-iyi yüreklilere-
Alçak gönüllülere,gerçek erdemlilere (…erdemli kademlere)
Veriririz kuşkusuz ki,söz verdiğimiz gibi. (v’ad ettiğimiz…)
İyi sonuç Allah’tan korkup,fenalıklardan
Sakınanlar içindir-muttakiler içindir-
Sorumluluk bilinci kuşanmış soylu ruhlar… (…akıllılar…)
(En güzel sonuç takva sahipleri içindir.)
Kim bir güzellik ya da iyilik getirirse,
İyilkle gelirse,böyle sürüp giderse
Bu kendinden sonra da,Allah’ın Huzuru’na
Bu amelle çıkarsa Divan kurulduğunda, (…kimlikle…)
Ona-dağarcığında-getirdiğindenkat,kat (…daha)
Fazlası,hayırlısı,katlanmış karşılığı
Vardır Allah Katından-Varsıllar Varsılı’ndan-
(Yüce Rabbin nezdinden,sonsuz hazinesinden…) (…tükenmez
Her kim de kötülükle gelirse/getirirse varlığından…)
Ve bu kendinden sonra böyle sürüp giderse,
Bunları işleyenler denk bir ceza görürler
Ancak yaptıklarının karşılığı olarak.
Yapmış olduklarından daha fazlası ile
Asla ceza görmezler,ödüllendirilmezler!
Cezalandırılmazlar,(hiç)zumla uğra(tıl)mazlar.
Ey Muhammed!Ey vahyin seçilmiş muhatabı! (…birinci…)
Kuşatıcı Mesaj’ı-Kur’an-ı- okumayı,
O’nun hükümlerine-bengi ayetlerine-
(Kutlu emirlerine/güzel öğütlerine)
606
Uymayı/uydurmayı-onu tebliğ etmeyi-
Sana farz kılan Allah-O Tek Ölümsüz İlah-
Elbette seni yine-onun rehberliğinde-
Çizilen yol üstünde dönülecek o yere,
O belirlenen sona-makamlar makamına-
(Bambaşka boyutlarda yepyeni bir hayata,
Çıkarıldığın yere,toprağına/yurduna,
Tarihin akışını değiştirecek olan
Büyük başarılara,-izniyle,yardımıyla…)
Götürecektir bil ki,hiç kuşkun olmasın ki!
(Sen kutlu görevinde kararlı ol yeter ki!)
De ki;”Rabbim kimlerin doğru yol üzerinde
Olduğunu,kimlerin açık bir sapıklıkta
Bulunduğunu hem de yüce bilgeliğiyle (…limitsiz bilgisiyle)
(Apaçık bir sapıklık,bir çılgınlık,uzaklık (…karanlık)
İçinde olanı da,şımarıp azanı da!)
En iyi bilir,görür,her olayı eylemi,
Her fiili,her şeyi en doğru,isabetli
Ölçer,değerlendirir en mükemmel şekilde
Sonuca ulaştırır külli iradesiyle.(…ulaşılmaz aklıyla/hikmetiyle.)
Sen bu Kitab’ın sana indirileceğini (Hitab’ın…gönderileceğini)
Vahyolunacağını/anlatılacağını,
Ulaşacağını ve okutulacağını
Ummuyordun kuşkusuz ey Muhammed Mustafa!
Hiç kuşkun olmasın ki-iyi bilmelisin ki- (-emin olmalısın ki-)
Bu ancak Tek Rabbinden-Yüceler Yücesi’nden-
İndirilen rahmettir,en büyük rızk olarak.
O halde-aldanıp da-inançsız sapkınlara,
Küfre saplananlara sakın destekçi olma,
Yüzüne gülseler de arka çıkayım deme!
(Mesaj’ın ulaştığı herkes için geçerli
Uyarılardır bunlar ey insanlar,ey kullar!
(Son)Elçi’ye inen her söz yalnız Müslümanlara
Söylenmiş sanılmasın,cümle insanlaradır.
O bütün insanlığa gönderilmiş Elçi’dir.
607
(Rahman’ın Çağrısı’na kulak vermek gerekir.
Dinlemeyenin sonu hüsrandır,pişmanlıktır , (Dinlememenin…)
Dünyada/ahrette onursuz bir hayattır,
Zillettir,meskenettir,utançtır,tutsaklıktır.)
KASAS(28/83-87)
***
(Ey siz iman edenler/hüzünlü gönüllüler!)
Olabilir ki Allah-barışı seven Selam.- (Barıştan yana olan.)
Sizin düşman olarak algıladıklarınız
(Yan gözle baktığınız-hiç hoşlanmadığınız-
Kin/öfke duyduğunuz,hatta savaştığınız…)
Kimselerle,Rabbine güvenen,içtenlikle
Yönelen mü’minlerin-şebnem yüreklilerin-
(Yani yine szilerin,uslu erdemlilerin…)
Arasında yakında beklenmedik bir anda
Dostluk başlatabilir,sevgi var dedebilir,
Sağlam bağlar da kurar,Allah gücü yetendir
Hiç kuşkusuz her şeye,gücü yeter buna da!
Allah çok bağışlayan-bir şeyi unutmayan-
Ve çok esirgeyendir,affetmeyi sevendir.
(O tarifsiz/benzersiz bir bağışlayıcıdır,
Sonsuz,eşsiz,menendsiz merhamet kaynağıdır.)
Bu yüzden hiç kimseyle olur olmaz sebepler,
Çekirdek doldurmayan sudan bahanelerle
Kavga etmemelidir,küskün kalmamalıdır. (…küskünleşmemelidir.)
Bireysel ve toplumsal tercihlerde sevgiden,
Barıştan,hoşgörüden,hayırdan,kardeşlikten
Barıştan,hoşgörüden,hayırdan,kardeşlikten
Yana-yıkıcı değil-yapıcı olmalıdır.
Ey siz iman edenler!Yüce Allah sizinle
Din savaşı yapmayan,sizi yurtlarınızdan
Çıkarmayanlar ile-zulmetmeyener ile-
608
İyilik,fedakarlık,sevgi,saygı,bağlılık,
-Uygarlık ölçüleri içinde arkadaşlık-
Esasına dayalı barışçıl ilişkiler (…kalıcı/yapıcı…)
Kurmanızı,onara adil davranmanızı
Yasaklamaz,men etmez,durdurmaz,engellemez,
Sizin birbirinizle dalaşmanızı sevmez. (…istemez.)
Şüphesiz Ulu Allah/Gücü sınırsız Sultan
Adaletle davranan,haksızlıktan kaçınan,
Adaleti ayakta tutmayan çabalayan,
İnsaf ölçülerine her zaman bağlı kalan,
Güzel huylu diğerkam kullarını çok sever,
Kollar,himaye eder,sonsuz kol,kanat gerer.
Allah yalnız sizlere,din uğrunda sizinle
Savaşan dinsizleri-zalim müstekbirleri- (…densizleri…)
(Kendini bilmezleri/nasipsiz bencilleri!)
Sizi yurtlarınızda/öztopraklarınızdan
Çıkaran münkirleri-kaya yüreklileri- (…sinelileri-)
Çıkarılmanız için yardımcı olanları
Dostlar edinmenizi,yoldaşlar seçmenizi (…bilmenizi/arkadaş…)
Yasaklar,iyi bilin,budur doğru olan da! (…hayırlı olan!)
(Ey çağdaş mslümanlar,yaşayacak olanlar
-Dinleyin/kulak verin-gelecek çağlarda da…!)
Onları kim dost tutar,arkadaş edinirse,
Onlar kendilerine-şaşkın benliklerine-
Haksızlık edenlerin ta kendileridirler. (…zalimlerin…)
Dünyada/ahirette artık iflah etmezler. (…bir şey beklemesinler!)
MUMTEHANE(60/7-9)
***
609
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HAKİM Adıyla
Hayır!Ulu Rabbine-Yüceler Yücesi’ne-
Ey Rasul,and olsun ki-herkes iyi bilsin ki!- (…şunu…)
Aralarında çıkan,karmaşık konularda
Anlaşmazlık yüzünden,seni hakem seçtikten
Sonra da haklarında-yani aralarında-
Verdiğin her karardan-Peygamberce hükümden-
Mü’minler içlerinde en küçük bir endişe,
Sıkıntı duymaksızın onu olduğu gibi (…tam manasıyla)
Kabullenmedikleri,onay vermedikleri
-Beşeri ölçülerle zarar görseler bile.-
Süre gerçek anlamda-Kur’an boyutlarında- (...vahiy ölçülerinde)
İman etmiş olmazlar,tam mü’min sayılmazlar.
-İşin ciddiyetinin farkında olmayanlar,
Sorumluluk bilinci kuşanmamış olanlar,
Sorumsuzluklarının burgacına düşerler.-
(Buna göre bellesin artık herkes yerini,
Ölçü belli olduktan sonra ölçebilirse
Ölçsün,biçsin,bellesin iman derecesini!)
-Sınırlı aklımızla Allah’a,Peygamber’e
Gitmeden/götürmeden sorunları çözmeye
Kalkıştığımız için şimdiler bu haldeyiz!
Ey insanlık!Bu buyruk sana da hiç şüphesiz!
Hiç mi öğüt alan yok Müslümanlar/insanlar,
Kendini bir şey sanan benciller,müstekbirler?-
Kendini beğenmişlik sendromuna tutulmuş
Egosunun tutsağı ve oyuncağı olmuş (…kölesi/kulu…)
İnsan’ın mümkün müdür çıkması aydınlığa?-
NİSA (4/65)
***
610
Acıyan,Bağışlayan Rabbin ALİM Adıyla
Kendilerine Kitab,Kitap’tan nasip,bilgi
Vahiyden güzel bir pay/hikmet verilenlere
Baksana sapkınlığı,zifir karanlıkları
Aydınlığın/ışığın/esenliğin yerine (…güzelliğin…)
Yeğliyor,istiyorlar ve sahipleniyorlar! (…satın alıyorlar!)
Ve ne yazık-gerçek ki-dikkat edin sizin de
Bu yoldan çıkmanızı-doğrudan sapmanızı-
Kendi taraflarına-çıkmaz sokaklarına-
Girmenizi,nasıl da büyük bir iştiyakla
İstiyorlar kıskançlar,zavallılar,bahtsızlar!
Rab,düşmanlarınızı-tüm hasımlarınızı-
Sizden çok daha iyi bilir,tanır her şeyi (…bilmekte,görmektedir.)
Aşan sınırsız,yüce bilgisiyle,ilmiyle. (…bilgeliğiyle.)
Gerçek bir dost olarak-eğer arıyorsanız-
Bir yardımcı olarak-eğer diliyorsanız-
Allah sizlere yeter ey inanan yürekler.
Kitap verilenlerden-sapkın Yahudilerden- (Yahudileşenlerden…)
Bir kısmı Kitab’taki bazı kelimeleri
Atarak,oynatarak,kaydırarak yerinden
Değiştirirler yer,yer-değiştirmek isterler-
Buna güçleri yetmez-yetmeyecek yazık ki!- (…yetmeyecek de asla!)
Dillerini eğerek/anlamları bükerek-
Din’e ve Peygamber’e saldırıya geçerek
Hakaret niyetiyle/kastıyla/arzusuyla;
“İşittik,karşı geldik,dinlemez olasıca! (…ve reddettik,)
Dinle-raina-!”derler-saygısızlık ederler.-
Eğer onlar;”İşittik,itaat ettik,dinle
Ve gözet!”deselerdi,-saygı gösterselerdi.-
O mübarek insana-Muhammed Mustafa’ya-
Şüphesiz kendileri için daha hayırlı,
Daha doğru olanı yapmış olacaklardı.
Yazık ki,küfürleri-gerçeği örtmeleri-
Kabul etmemeleri-yani kafirlikleri-
611
Sebebiyle onları-o sapkın ruhluları-
Allah lanetlemiştir,yalnızlığa itmiştir.
Onları kereminden/limitsiz rahmetinden
Dışlamıştır-en büyük bahtsızlıktır yazık ki!-)
Artık pek az bir kısmı onların inanırlar,
Zayıftır inançları-baskındır kuşkuları.-
Allah’ın inayeti,izniyle,yardımıyla (…nusretiyle)
Belki bir gün gelir de doğru yolu bulurlar.(…olur da…)
(Bizim temennimiz de budur hiç kuşkusuz ki!) (…kasem olsun ki!)
NİSA(4/44-46)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin EKREM Adıyla
Yüce Allah yolunda-davalar davasında-
Öldürülenleri siz sakın ölü(ler)sanma(yın)!
Sonu yoktur hayatın-Rezzak’ın ikramının-
-Bunu iyi biliniz,sözüme güveniniz.- (…inanınız.)
Bilakis diridirler,onlar ölmemiştirler. (…ölmemişlerdir.)
Allah’ın kereminden/sevgisinden/lutfundan
Bol,bol verdikleriyle sevinçli bir şekilde
Rablerinin yanında-bambaşka boyutlarda- (…kuşaklarda-)
Tükenmez rızıklara,sonsuz mutluluklara
Mazhar olmaktadırlar,ağırlanmaktadırlar.
(Kıvanç duymaktadırlar,onurlanmaktadırlar (Onurlandırılmakta,)
Nasiplenmektedirler,nimetlenmektedirler
Naim sofralarında,Firdevs saraylarında…)
Artlarından gelecek-onlara imrenecek-
Henüz kendilerine-sonsuzluk iklimine-
Katılmamış bulunan-aşkı tatmamış olan- (…iksir içmemiş…)
Dostları ilə paylaş: |