Bulurum-bir sonuca varırım-kavuşurum (…bir gelecek yaşarım)
Ebedi kurtuluşa,evet,eminim bundan!”
Karşılıklı konuşan arkadaşı da ona;
“Şimdi sen kalkmış,seni toz/topraktan ,ardından
Bir nutfeden-spermadan-bir damla döl suyundan
Yaratan,daha sonra özel bir donanımla
Donatan,düzenleyen,adam şekline sokan (“insan”)
(Yaratış amacını gerçekleştirmek için)
Güzel bir biçim veren/en güzel şekli veren,
Bunca temiz nimetle,lutfuyla,keremiyle
Seni nimetlendiren-bizi rızıklandıran-
Gücü sonsuz Allah’a-erişilmez Kudret’e- (...Rezzak’a/Kahhar’a…) Karşı asi gelirsin,nankörlük mü edersin? (…serkeşlik eder…)
Ancak bana gelince;Şunu belirteyim ki, (…ifade edeyim ki,)
Fakat O,Yüce Allah-Tapılacak Tek Rahman- (İlah.)
-Ki O’na borçluyumdur her şeyimi and olsun!-
Benim Rabbimdir işte,yoluna baş koyduğum!
Ve ben borçlu olduğum,sonsuz güven duyduğum,
Önyargısız,kayıtsız,şartsız boyun eğdiğim (..kul/kurban…)
Rabbime-her şeyimle-hiç kimseyi,bir şeyi
Denk tutmam,ortak koşmam,şirke düşmem hamd olsun!
Oysa ki sen bağına/bahçene girdiğinde;
“Maş’Allah,kudret,kuvvet,hikmet,rahmet,bereket
Yalnız Tek Allah’ındır,Ölümsüz İlah’ındır!”
715
(Müdahil olduğunu görüp O’nun hayata.) (…varlığa…)
“Allah’ın yaratıcı iradesiyledir bu!”
Ve bu-irade-ancak Bir Allah sayesinde
Kullanılan bir güçle gerçekleşir elbette!” (…her yerde/her zaman/
Demen gerekmez miydi?Deseydin ne olurdu! sadece.!”)
(Böyle düşünseydin ya,böyle davransaydın ya!)
“Eğer malca/evlatça beni kendinden daha
Güçsüz görüyorsan da,öyle b akıyorsan da,
(Yetersiz görsen bile,senden kuvvetsizsem de)
Kim bilir,belki Rabbim-tek merci güvendiğim-
Bana senin bağından/bahçenden/varlığından
Daha hayırlısını/çok daha cömerdini, (…bereketlisini)
İyisini,hasını,değerlisini verir.
Senin bağını ise-seninkinin üstüne-
Gökten afet gönderir-yıldırımlar indirir.-
Bağ upkuru bir toprak,kaygan,verimsiz,çorak
Ot bitmeyen bir yere,bir çöle dönebilir!
Ya da bağının suyu toprakta dibe doğru
Çekilir,yutulur da,gizlice emilir de,
Ulaşman mümkün olmaz bir daha bu nimete.
-Arayıp bulamazsın artık bir daha onu.-
Yerden çıkaramazsın,Allah izin vermezse
Geri getiremezsin,bir yudum içemezsin,
Bahçe sulayamazsın,isteyemezsin bile!”
Derken beklenen oldu,hüküm yerini buldu.(…yerine geldi)
Onun mülkü/serveti-sünnetullah gereği-
Kuşatılıp tümüyle-dalıyla/çiçeğiyle- (…budağıyla/meyvesiyle-)
El ondu/kurutuldu,kupkuru toprak oldu,
Kökü tersine dönen ürünü yok edldi! (…yerle yeksan…)
Felaket bahçesini her taraftan çevirdi, (…kuşattı,)
Böylece bağ uğruna/mal,gösteriş adına (…yoluna)
Yaptığı masraflardan,ona harcadığından, (…boş harcamalarından)
(Heba ettiklerinden/boşuna gitmesinden)
Verdiği emeklerin başına gelenleri
Sabahlayıp görünce,hünerli ellerini
Ovuşturup kaldı da oldukça hayıflandı!
716
Bağının çardakları çökmüştü,dağılmıştı,
Darmadağın olmuştu.”Ah,keşke ben!”diyordu,
“Rabbime hiç bir ortak,eş,yardımcı,dayanak
Koşmamış olsaydım da,düşmeseydim bu hale!”
(Gelmeseydi başıma bunca musibet,eza!)
Kendisine Allah’tan-Ölümsüz Yaradan’dan-
Başka yardım edecek bir topluluk,bir destek (…bir zümre/çevre…)
Verebilecek biri bulunmadığı gibi,
Kendi kendisini de kurtaracak bir güce,
-Başının çaresine bakacak bir formüle.- (…eyleme)
Elbet sahip değildi,nasıl olabilirdi?
İşte burada böyle-orda,o anda bile-
Bu durumda yardım da,dostluk da,koruma da (…yar ve yardımcı
Her zamanda/her yerde sahiplik de,kudret de olma)
Hak olan Allah’ındır,ki O da Kendisidir
Mutlak gerçeğin işte!O hem karşılık verme,
-Hak edilmiş olanı tam adilce vermede-
Ve hem de-hak edeni-güzel ödüllendirme,
İşi sonuçlandırma-hayıra ulaştırma-
(Nihai akıbeti belirleme işinde)
Bakımından en adil,en hayırlı olandır,
Hakimler Hakimi’dir,Yüceler Yücesi’dir,
Güzeller Güzeli’dir,Bilgeler Bilgesi’dir.
Ey Rasul!Sen onlara örnek göster şunu da,
-İnançsız sapkınlara/inatçı bahtsızlara!-
Dünya hayatı gökten-hazinelerimizden-
İndirdiğimiz bir su gibidir ki,onunla
Yeryüzü bitkileri-her mevsim ürünleri-
Önce gelişmiş,artmış,birbirine karışmış, (gelişir,artar,karışır…)
Belli süre(ç)ler,belli safhalardan geçerek (…geçerler,)
Arkasından rüzgarın-tatlı/sert solukların-
Savurduğu çer/çöpe-çer/çöp yığınlarına-
-Yerinde yeller esen çöp kırıntılarına-
Dönüşmüştür her biri,O her istediğini
Yapabilme gücüne-herşeyin üzerinde-
-Söz/tasarruf/yönetim-sahip sonsuz kudrettir,
717
İktidar sahibidir,mutlak otoritedir
Kuarktan,galaksiye-evren yönetiminde.-
Dengeleri kusursuz kuran/denetleyendir,
Her işinde /hükmünde isabet kaydedendir.
Mal/servet ve oğullar-taşınır/taşınmazlar-
Geçici olan dünya hayatının süsüdür.
-Göz/gönül okşayıcı-ruhları aldatıcı- (…kandırıcı-)
Birer görüntüsüdür,anlamsız övüncüdür. (…gereksiz…)
Barışa,insanlığa yararlı ve kalıcı
Katkı sağlayan güzel,iyi,ölümsüz işler,
-Övgüye değer olan yüksek amaçlı şeyler…-
Tek Rabbinin nezdinde hem sevapça çok daha (Rabbinizin…)
Üstün,güzel,hayırlı-ufukları açıcı- (…yükseltici-)
Ümit bağlanılmaya daha layıktır,hem de
Amel ve sonuçça da çok daha yararlıdır. (…hayırlıdır/anlamlıdır/
(Beklenti bakımından alınacak sonuçtan karlıdır.)
Güvencedir-kuşkusuz-En Güçlü tarafından.)
KEHF(18/32-46)
KALEM(68/17-33)
***
Acıyan,Baışlayan Rabbin CAMİ Adıyla
Artık Sur’a bir defa üfürüldüğü anda,
Yerküre,bütün dağlar yerinden kaldırılıp
Yalnız bir tek çarpışla/çarpılışla çarpılıp
Darmadağın-un/ufak-edildiğ zamanda, (..edileceği zaman,)
İşte O Gün olacak olur,o-büyük olay-
Gerçekleşir olanca korkunçluğu,dehşeti,
Bütün ağırlığıyla-yani Kıyamet kopar!-
Değişir tüm boyutlar,sarar yoğun dumanlar,
Dev kozmik fırtınalar,çığlıklar,haykırışlar
Yeryüzünü,gökleri,gözleri,gönülleri
Kavurur pişmanlıklar,coşturur mutluluklar…
718
Gökyüzü de yarılır,şerha,şerha açılır,
Savrularak dağılır,sonsuz kapı açılır…
Ve gökkubbe çökmeye yüz tutar her şeyiyle… (…bütünüyle…)
Kaybolmuş direnciyle,hassas dengeleriyle (,,,şaşmaz/sağlam…)
Çürümüştür,sarkmıştır,erimiştir,akmıştır
Lime,lime olmuştur bütün yüzeyleriyle…
O Güm melekler onun-yıkık/dökük evrenin-
Yıkıntısı başında durur solgun yüzleri,
Ürkek yürekleriyle,Rabbin buyruklarını
Uygulamak üzere/uygularlar saygıyla (…bekleşirler…)
Onlar O Gün bambaşka bir hal alan evrenin (…göklerin)
Yönsüz çevresindedir,umut üzerindedir.
Hükümranlık tahtını-Arş’ını-Tek Rabbinin (…Rabbinizin)
Onların da üstünde sekizi yüklenir de,
Taşır O’nun izniyle,emriyle,keremiyle. Adalet
(Yerler/zamanlar üstü,şekilsiz/cihetsizdir.) Rahmet
Ey insanlar!O Gün si diriltileceksiniz! Hikmet
Dünya hayatınızda-büyük fırsatınızda- Hasib
Yaptığınız şeylerden-her tür fiilinizden- Cami
Hesap vermek üzere En Yüce Mahkeme’de Melik
Hakimler Hakimi’nin-Allah’ın-Huzuruna Mukit
Arz olunacaksınız,sorgulanacaksınız! Şehid
Size ait hiçbir şey-artılar ve eksiler-
Gizli kalmaz orada en mahrem sırlar bile!
Artık kimin kitabı-karnesi/envanteri- (…nefs defteri-)
Sağından verilirse,-verilene gelince,-
Şakıyarak sevinçle:”Bakın,okuyun işte (Haykırarark…)
Alın şu kitabımı,dünya hayatımdaki
Güzel,erdemli,iyi,soylu edimlerimle
Karşılaşacağıma-karşılanacağıma-
İnanmıştım gönülden,biliyordum zaten!”der.
(Beklentilerin(m) döndü şimdi “kesin bilgi”ye.)
Artık meyvaları,hevenk,hevenk dalları
Hemen yanı başında parmakları ucunda
-Devşirilmesi kolay sonsuz türde meyveler.
719
Yeryüzü hayatında güzel yaşayışına
Karşılık tadacağı sonsuzluk rızıkları…-
Herşeyin dev boyutlar,bereketler,bolluklar
Saçılan nice yerler-mevsimsiz bahçelerde-
Zaman üstü mekanlar,muhteşem armağanlar,
Pek hoşnut kalacağı,gerçek mutlulukları
Derinden tadacağı,hiç usanmayacağı (Gönülden…)
Bir hayat içindedir,sonsuz haz üzeredir.
Onlara denilir ki;Müjdeler verilir ki;
“Geçmiş günlerinizde-yeryüzü ömrünüzde-
(İşlediklerinize/kesbettiklerinize) (…birikimlerinize)
Bu günleriniz için sevgili Rabbinize
Sunduğunuz şeylere karşılık afiyetle,
Gönül erinçliğiyleRabbinizin izniyle (…keremiyle/ikramıyla)
Yiyin/için onlardan dilediğiniz kadar,
Hepsi de sizin için ilahi hazine(m)den. (…tükenmez/sonsuz…)
Kitabı sol yanından verilene gelince; (Kitabını solundan alanlara...)
O der ki:”Keşke bana kitabım sol yanımdan
Ah verilmeseydi de,ne olduğunu asla
Hiç bilmemiş olsaydım bugünkü hesabımın!
Ah,keşke ölümümle-dünya değiştirmemle- (…boyut…)
Herşey sona erseydi,bu iş olup bitseydi,
Son bulsaydı ecelle,-mutlak bir yok oluşla!-
(O Gün görecekler ki-tanık olacaklar ki-
Ölüm mutlak yok oluş değilmiş ne yazık ki!
O yeniden doğuşmuş ölmsüz bir hayata.)
Malım da hiçbir fayda sağlahamadı bana,
Başıma gelenleri benden def edemedi!
Güç sandığım değerler,kullandığım belgeler
Saltanatım da benden-ki gelip geçiciydi!-
Bir işe yaramadı,koptu,yok oldu gitti
Gücüm de ellerimden,her şey yok olur zaten
Evrende hiç kuşkusuz Ulu Rahman’dan başka!”
Kıyamet koptuğunda bambaşka boyutlarda
Kurulur yeni düzen dünyaya benzemeyen.
(Görevli meleklere-emir kulu güçlere- (…söz dinleyen…)
720
“Onu yakalayın da,ellerini boynuna
Bağlayın iyicene,sonra vurun zincire, (…sıkı,sıkı…)
(O ellerini böyle bağlıyordu dünyada,
Paylaşmıyordu ona verilen nimetleri!) (…rızıkları!)
Alevli bir ateşe yaslayın-Cehennem’e-
Atın!”emri verilir,”sonra da uzunluğu
Yetmiş arşın bir zincir içinde sokun onu (…ucunda…)
O ateşe!”denilir Tek Hakim tarafından.
(Her günah günahkarın boynundaki zincire
Eklenmiş bir halkadır,kimin günahı çoksa (…bakladır…)
Uzundur zinciri de,kızgındır alevi de!)
O ki,Yüce Allah’a inanmadığı gibi (Çünkü…)
Güven de duymuyordu,horlanmışı,yoksulu (…ezilmişi…)
Kollayıp doyurmaya-hakkını aramaya- (…kollamaya)
Yazık ki,kimseleri-bildiği/bilmediği-
Ne teşvik ediyordu,ne özendiriyordu. (…yönlendiriyordu.)
(Kendisi bu konuda çaba göstermiyordu!)
-Ve sorumlulukları-mükellefiyetleri-
Toplamamız uygundur iki ana başlıkta;
Rabbin buyruklarını mutlak/önemli bilmek,
Tekmil yaratılmışa sevgi/şefkat beslemek!-
Bu sebeple burada yoktur bir yakını da
Bu Gün candan bir dostu onu sıcak tutacak,(…el uzatacak)
Koruyup,avutacak,ona kucak açacak.
Yiyecek olarak da-artık nasılsa-ancak
Bahtsız günahkarların,inançsız sapkınların
Yiyebilecekleri-buydu siparişleri! (…gönderdikleri.)
(Geçmişten geleceğe-dünyadan ahirete-)
Kan/irin karışımı bir yiyecekten gayrı (…başka!)
Ne olabilirdi ki,ne beklyorlardı ki!
Kirlenmiş eşyaların yıkanmasından sonra
Kalan atık benzeri bir karışım dışında
Nasibi yoktur ikram olarak artık orda!)
HAKKA(69/13-37)
***
721
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MURSİL Adıyla
And olsun Biz sizlere blmediklerinizi
-Unuttuklarınızı/yitirdiklerinizi-
Açık,seçik anlatan/bildiren/açıklayan
Ayetler/mucizler/belgeler/işaretler
İndirdik tenezzülen bilgelik katımızdan.
(Kutlu peygamber(ler) de sizlere tebliğ etti.)
Allah dilediğini-dileyen her benliği-
Yöneltir aydınlığa-hidayet ışığına-
İnsanlardan kimisi-iki yüzlü dönekler!-
“Allah’a,Elçisi’ne-diğer elçilerine-
İnandık,boyun eğdik,işittik,kabul ettik
Yüce buyruklarını,kozmik yasalarını…”
Diyorlar,ardından daiçlerinden bir zümre
Yüz/sır çeviriyorlar-ihanet ediyorlar!- (…surat ekşitiyorlar!)
Rabbin emirlerinden-Elçi’nin sünnetinden-
Habersiz yaşıyorlar-yaşıyor sanıyorlar!-
Bunlar has inanmışlar,arınmış,adanmışlar
Gerçek,halis mü’minler-kahraman muvahhidler (…korkusuz…)
Değillerdir aslında-olamazlar elbette! (…da zaten!)
Allah’a,Elçisi’ne inanıyorum demek
Yetmez dille söylemek yalnız,samimi/gerçek
Müslüman olmak için-tam teslim olmak için!-
Bu iki yüzlülüktir,samimiyetsizliktir.
Koma halinde olan yarı ölü gibidir. (…yatan…diri…)
Müslüman hem diliyle söyler,hem tasdik eder
İnancını kalbiyle,bütün içtenliğiyle (İmanını…)
Çelişmez birbiriyle-düşünceleri ile,
Davranışları-asla,her şeyi dengelidir.
(İç/dış dinamikleri/dengeleri normaldir.
Ömrü boyunca korur iç/dış dengelerini,
Mü’mince yaşamanın güzel örnekliğini…)
Her tür sorunlarına çözüm üretmek için
Allah’a,Elçisi’ne baş vururlar her zaman.(…sadece)
722
(Başkalarında çözüm aramanın onları
Sağlıklı bir sonuca götürmeyeceğini
Bilirler,inanırlar haklı olduklarına.)
Onların vereceği hükmü kabul ederler
Hiç itiraz etmeden,bunu hiç düşünmeden
-Hiç kuşku duymaksızın,kayıtsız,şartsız hemen
Onu kabullenirler,ona boyun eğerler
Gönül hoşluğu ile-tam bir teslimiyetle-
Dünyevi ölçülerle zarar görseler bile! (...görünseler de!)
Onlara güvenleri tamdır hiç kuşkusuz ki!
Verecekleri hükmün en doğru,en yararlı
Olacağına kesin olarak inanırlar,
Sorunlarına çözüm getireceğine de. (…çare olacağına…)
-Budur mü’min olmanın önceliğinden biri.- (…gereklerinden…)
Onlar aralarında-ortak yaşamlarında- (…dayanışmalarında)
Hüküm vermesi için-karar alması için-
Allah’a,Elçisi’ne-iyiliğe,sevgiye-
Rahmete,adalete,barışa,kardeşliğe
Çağırıldıklarında-muştulandıklarında-
İçlerinden bir kismı-baht altı bahtsızları-
Bakarsın ki onlardan-barıştan/aydınlıktan,-
Doğruluktan/hukuktan/kardeşçe paylaşımdan- (-hakça dayanışmadan)
Yüz çevirip dönerler-hiçaldırış etmezler!-(-hiç oralı olmazlar!)
-En güzel öğütleri kulak ardı ederler, (…duymazlıktan gelirler,)
Ne kadar kibirliler,ne kadar bencildirler!-
Ama eğer Allah’ın-Tek Ölümsüz İlah’ın-
Ve Elçisi’nin gerçek hükmü kendilerine (…doğru/uygun…)
Kendi yararlarına-kendilerinden yana- (…kafalarına uygun)
Olunca koşa,koşa gelirler ondan yana (Olursa…)
Boyun büküp,eğerek şeytanca,kurnazlıkla!(…samimiyetszlikle.)
Bunların kalplerinde-soğuk sinelerinde- (-kaya bağırlarnda-)
Hastalık mı,şifasız bir illet mi var,yoksa
Şüphe mi ediyorlar-kuşku mu duyuyorlar-
Hakk’ı getirenlerin-Allah ve Elçisi’nin-
Onlara (bir) haksızlık(ta)yapacaklarını mı, (…bulunacaklarını mı)
Ya da zararlarının dokunacağını mı
Sanıyorlar-ondan mı-bu kadar korkuyorlar?
723
Hayır,asıl zalimler-iki yüzlü dönekler-
Olmaları onları-çarpık tasavvurları-
Yüzünden düşmüşlerdir/düşürmüştür bu hale.
(İşte zalim olanlar asıl bunlardır bunlar,
Kendi kendilerine haksızlık eden kullar. (…ruhlar.)
Bu yüzden bu duruma düşmüşlerdir mutlaka. (…herhalde!)
Onlar,zulmedenlerin ta kendileridirler!)
Onlar,aralarında,çağırıldıklarında (Bir de…)
Allah ve Elçisi’ne hüküm vermek üzere
Mü’minlerin sözleri şu olur kuşkusuz ki; (..and olsun ki;)
“İşittik,boyun eğdik,duyduk,itaat ettik!”
-Allah’a kul Rasul’e ümmeti onur bildik!-
Bunlardır kurtuluşa erenler asıl işte!
(İşte korktuklarından,ruhlarını daraltan,
Ömrü ağırlaştıran beşeri tutkulardan (Hayatı zorlaştıran/karartan/
Kurtulup umduğuna-Rablerinin lutfuna- anlamsız kılan)
Kavuşanlar bunlardır,baht üstü bahtlılardır. (Layık olanlar…)
Her kim yüce Allah’a-Tek Ölümsüz Rahman’a-
Ve Rasul’üne uyar,Allah’a saygı duyar, (…onlara…)
O’na karşı gelmekte özenle sakınırsa,
Kurtuluşa erenler onlardır,o yiğitler
Zafere ulaşanlar,mutluluğu tadanlar,
Özgürlüğe,sevgiye,vuslata kavuşanlar…
Bizlere de onlardan olmayı nasip eyle!)
NUR(24/46-52)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin KAHHAR Adıyla
Ey Rasul!Senden öncegelen elçilerle de
Alay edilmiş,sonra bu yüzden de onlarla
O alay ettikleri şey kuşatıvermişti
-Allah’ın adaleti-o alay edenleri! (…ayetleri…)
724
(Hakikat tarafından kuşatılıp çepçevre
Yok edilverdiler alay ettikleriyle.
Gemlenmez inatları,gurur,kibirleriyle!) (Helak edilmişlerdir…)
Ey Rasulallah!De ki;Münkirleri uyar ki;
“Yeryüzünde dolaşın!Gözlerinizi açın!
Kutlu peygamberleri,tebliğ ettiklerini (Allah elçilerini…)
O yalan sayanların-alaya alanların-
Neler olduklarına/acıklı sonlarına
Bir bakın,ibret alın,ürperin,toparlanın (..silkinin…)
Eğer alıyorsanız,alabiliyoranız!
-Henüz kararmamışsa basiret ışığınız!- (…vicdanınız/şafağınız!)
Şanıma and olsun ki,sernden daha önceki
Elçilerim ile de alay edilmişti de,
Ben inkar edenlere-tevbe etsinler diye-
Bir süre tanımıştım-onlara acımıştım-
Sonra da azabımla-layık olduklarıyla-
Onları yakaladım-hakkı tam uyguladım. (-haktı(r) uyguladığım!-)
Sapkın fiillerini-çarpık eylemlerini- (..fillerinden vaz geçmediklerinden)
Sürdürdükleri için,nasılmış bir görseydİn
Ey Rasul’üm/Habibim,verdiğim acı,elim
Ceza o sapkınlara/sefih günahkarlara!
*
Ey şanı yüce Nebi!And olsun senden önce
Gelen topluluklar(d)a-milletler arasında-
-İlk kitleler içinde-görev yapmak üzere (…kümeler…)
Kendi aralarından seçerek insanları
Doğruya çağırıcı-müjdeci/uyarıcı-
Gönderdik Katımızdan rasuller ve nebiler. (..elçiler/peygamberler.)
Verilen buyruklarla/belgeler/kanıtlarla.
Ne var ki bir peygamber-diğer bütün elçiler-
Onlara-toplumlara-inançsız sapkınlara-
Gelmeye görsün hemen alırlardı alaya
Onu hiç düşünmeden,sıkılıp utanmadan
Kibirliler,nankörler,kendinden habersizler,
Benciller,müstekbirler,yüreksizler,sefihler…
725
*
O inkarcı kafirler-o küfre gömülmüşler- (…saplanmışlar-)
Seni gördklerinde;”Bu adam mı diline
Dolayıp duran yoksa?” diyerek hep alaya
“Tüm ilahlarım(n)ızı,taptığım(n)ız putları…”
Aldılar ey Peygamber-alır,dudak bükerler!-
Oysa ki o nankörler,münkirler,müstekbirler…
Çok affedici olan-acıyan/bağışlayan!-
Sonsuz rahmet sahibi Allah’ın indirdiği
Kitab’ını-Zikr’ini-hikmetli sözlerini-
Kabul etmeyenlerin-örtmek isteyenlerin-
Ta kendileridirler o benciller,sefihler!
(Rahman’ın kutlu/güzel ruhu mutmain eden (…ruha mutluluk/
Adının anılıp da yüceltmeye gelince, dinginlik veren)
Israrla tanımazdan,görmezden,anlamazdan
Gelenler de onlardır,onlar olur küstahça!
Onlardır,ancak onlar kuyularını kazan (…kendi…)
Günahkar elleriyle ,kendi kendilerine (…olanca güçleriyle!)
Zulmedenler dünyada/ukbada kaybedenler.)
-Rabbim!Böyle olmaktan sığınıyoruz Sana!-
EN’AM(6/10-11)
RAD(13/32)
HİCR(15/10-11)
ENBİYA(21/36)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HADİ Adıyla
Okunan bir Kitab’la-ve eğer bu Hitap’la-
Dağlar yürütülseydi,varlığı sebebiyle (…kendisi…)
Ya da onunla yerler parçalansa idiler,
(O konuşturulduğu bir Kur’an mı olsaydı?!)
Emin ol ki ey Rasul-inanın ki mü’minler- (…and olsun ki…)
Onlar-o inkarcılar-yine inanmazdılar.
726
(Oysa o hitap yine bu-Kur’an-olacaktı.
Bu tür haller/olaylar-olalağansütülükler-
Ancak bu Kur’an ile gerçekleşebilirdi.)(…mümkün olabilirdi!)
Ne var ki,bütün işler-yönelişler/emirler-
Ve hüküm Allah’ındır-Yüce Yaratan’ındır-
O inananlar hala-baş gözüyle bakıp da-
Umut kesip onlardan-nankör inançsızlardan- (inançsız nankörlerden)
Bilemediler mi ki,-anlamadılar mı ki-
Allah murad etsydi-uygun/doğru görseydi-
Topyekün insanları-akları/karaları-
Doğru yola/ışığa-hidayet pınarına-
Yöneltir,erdirirdi-imanı sevdirirdi.- (…belletirdi-)
-Herkes neyi seçtiysde onunladır iç,içe (…yüz,yüze,baş başa…)
Bu gerçeği mü’minler-dolunay sineliler- (…yürekliler-)
Anlayıp da herkesi Müslüman yapma gibi
Bir sevdadan,hevesten hala vaz geçmezler mi?-
Allah’ın belirlemiş olduğu,söz verdiği
Zaman gelinceye dek-Kıyamet-o “müthiş an!”
(İnkarda ısrar eden bahtsızlara gelince;)
O yalanlayanların yalanlamalarına
(Çirkin tavırlarına/çarpık tutumlarına) (…mantıklarına)
Karşılık yaptıkları işlerden/sanatlardan
Ötürü başlarına ya çok büyük (bir)bela(lar)
-Deprem/kıtlık/salgın/sel/açlık/yangın/fitneler…-(…gibi doğal afetler.)
Birden indirilecek-kesintisiz inecek-
Ya da yakınlarına-beklenmedik bir anda-
Muhteşem evlerinin hemen yanı başına,
Bu hal,Allah’ın va’di-“o an” belirlediği-
Gelene dek sürecek!Var mı engelleyecek?
Allah,verdiği sözden caymaz hiç kuşkusuz ki!
Frenlenmez bir tutkuyla üretmiş oldukları (…üretip durdukları)
Nice uygarlıkları-görkemli yapıları- (…toplumları/sanatları-)
Yıkan,yerle bir eden her türlü araçlardan (…araçlarla)
Selim akıldan yetim bilim/teknik/sanatlar
Din’le dengelenmezse,kontrol edilemezse,
Bu korkunç çılgınlığın önüne geçilmezse,
727
Kitaplar/mecmualar/medya/ağır silahlar,
Öğretmenler/okullar çok yıkıcı olurlar…
Bireysel ve toplumsal-orta-kıyamet kopar…
RAD(13/31)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin ALLAH Adıyla
(Ey siz iman edenler/etmeyenler/insanlar,
Ey ölüler/diriler,ey gelecek yüzyıllar,
Dinleyin İbrahim’in ibretlik kıssasını.)
İbrahim babasına;-put yapıcı Azer’e;
“Ey baba-babacığım-kahrediyorsun beni!
Sen bir takım putları kendine tanrılar mı
Ediniyorsun yoksa-çarpılmış bir mantıkla-
Doğrusu ben seni de,beyinsiz kavmini de
Apaçık bir sapıklık-karanlık ve uzaklık-
Boş inançlar içinde-kof hevesler peşinde-
Görüyorum!”demişti,onları uyarmıştı
Endişeyle,temkinle,akıllıca,bilgece.
Böylece,İbrahim’e,imanına karşılık- (…bu tavrına…)
Kesin bilgi edinen ve iman edenlerden
Olsun diye göklerin ve yerin görkemini
-Boyutsuz evrenleri/melekut alemini-,
Hükümranlığı(m) ile yaratılışlardaki
Düzenin/dengelerin/ planların kudretimle (…tasarımlardaki…)
(Sonsuz bilgeliğimle kusursuz bir biçimde)
Uygulanışlarını/yönetilişlerini (..ve işleyişlerini)(…koordinatlarını)
Fark eden bir bakışı-bir bakış açısını-
Kazandırdık ki,kalben mutmain kimselerden
Olsun diye-lutfedip gösteriyorduk işte!
(Sonradan gelenlere ibret olsun diye de!)
Gecenin karanlığı sarınca ortalığı, (Cehalet…)
(Basınca,kaplayınca,çökünce safha,safha…)
Parlak bir yıldız gördü,baktı,durdu,düşündü
Genç İbrahim yıldıza uzun,uzun dikkatle,
728
(Bilincini fark etti o an,onda belki de!)
“Rabbim bu olabilir!” diye akıl yürüttü.
“Rabbim bu imiş!”dedi.Ve yıldız batınca da,
“Ben batanları sevmem,kısa ömürlüleri.(…yaşayanları.)
Onlar aciz/güçsüzdür,iflah ol(a)maz(lar) asla!
Sonra ay’ı doğarken-ufuktan yükselirken- (…benliğini…)
Görünce;”Budur işte Rabbim!” dedi kendince.
Dostları ilə paylaş: |