Berceste ayetler (Şiir/Tebyin)



Yüklə 3,46 Mb.
səhifə22/47
tarix26.07.2018
ölçüsü3,46 Mb.
#58412
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   47

Yargılamak üzere ilmiyle/hikmetiyle

Yaptığımız her şeyden dünya hayatımızda.

Ve aramızı bulur yüce adaletiyle.

Dönüş yalnız O’nadır,O’nun Huzuru’nadır.

O’na bir güçlük yoktur,O’ndan adaletlisi. (…adil olanı.)

-Dünyada/ahirette-geçmişte/gelecekte-

Aramızda en doğru,en güzel,isabetli (…en yerinde)

Hükmü verecek olan O’dur hiç kuşkusuz ki! (Hüküm…)

(Ah,bu bilinçte olsak düşer miydik bu hale, ( …olsaydık…)

Onlardan farkımız mı kaldı şu son günlerde?)
ŞURA(42/13-15)
***

324
Acıyan,Bağışlayan Rabbin CAMİ Adıyla


Allah’ı bırakıp da kendilerine asla

Kıyamet Günü’ne dek cevap veremeyecek

(Ne faydası olacak,ne bir zarar verecek…)

Şeylere tapanlardan-kul/köle olanlardan-

Daha sapkın kim vardır,daha şaşkın kim vardır?

Habersizdir,uzaktır,kopuktur,yabancıdır (…duyarsızdır)

Onlar bunların-kısa akıllıların-oysa

Bu tapınmalarından,çarpık tutumlarından! (…inançlarından!)

Diriltildikten sonra insanlar toplanıp da

Bir araya Mahşer’de,yapmış olduklarıyla

-Yapa geldikleriyle-artı/eksileriyle-

Tapındıkları putlar-tapınılan idoller-

Kendilerine tapan-bundan onur,haz duyan- (…utanç duymayan)

Putperest müşriklere düşman kesilirler de (…Onursuz benliklere..)

Tüm ibadetlerini-kulluk ettiklerini-

Tümüyle yalanlarlar,ısrarla reddederler.

(Kendilerine tapan müşrikler aleyhine

Tanıklık etmek için can atarlar gafiller! (…yazık aklı evveller!)

O Gün geçerli olmaz yalancı şahitlikler!)


AHKAF(46/5-6)

***

Acıyan,Bağışlayan Rabbin CEBBAR Adıyla

Ey Peygamber,ey Nebi!And olsun ki sana Biz

Onlara verdiğimiz sözü,yönelttiğimiz

Tehdidi göstermeye-derslerini vermeye-

Her şartta ve her halde-geçmişte/gelecekte-

Elbette ki kadiriz,güç yetirebiliriz.

325
En güzel olan neyse,adaletse/sevgiyse,

Her çirkin saldırıyı,kötülüğü onunla

Sav sen iyi niyetle,karşıla hoşgörüyle.

(Savunma yap,kıyam et,onurla,kahramanca.)

Onların haksızlıkla sana yakıştırmakta

Oldukları şeyi Biz çok iyi bilmekteyiz.

-Daha iyi biliriz ve değerlendiririz.-

Ey Rasul!De ki;”Rabbim!Şeytanların,cinlerin

Tüm kışkırtmalarından,fısıldaşmalarından,

Dürtüklemelerinden ve vesveselerinden

Olanca varlığımla Sana sığınırım ben!

Ve onların başıma üşüşmelerinden de,

Sinsi,sinsi yanıma sokulmalarından da, (…yaklaşımlarından da…)

-Bulunmalarından da-sığınırım ben Sana!

(Ey inananlar,böyle dua edin sizler de,

Korunabilmek için insan şeytanlarından.) (-sapkın

Ve sonunda onlardan-gece bağırlılardan- inançsızlardan-)

Birisine gelip de ölüm çattığı zaman,

-Çaresizlik içinde Allah’ı hatırlar da;-

“Rabbim!Beni geriye döndür,gönder dünyaya,

Ne olursun lütfeyle,kerem,merhamet eyle!

Belki ben daha önce yap(a)madıklarımın

Yerine doğru/dürüst/güzel işler yaparım!”

Der esefle,utançla,derin bir pişmanlıkla (…nedametle,)

Kıvranarak boşuna olmayacak duayla…

O Gün’e-o Toplanma Günü’ne-kadar süren

Dönmelerine engel olan geçiş kuşağı

Bir berzah/yasa vardır ki sarmıştır onları. (…kuşatmıştır…)

Sur’a üfürülünce-kalk borusu çalınca-,

O Gün aralarında soy-sop bağları,şuna

Buna mensupluk,artık hısımlık-akrabalık

Kalmamıştır onları-o sapkın ruhluların-

-Duruşmaya çıkacak diğer bütün kulların- (Yargılanacak olan…)

Biribirlerini de/biribirlerinden de

Araştıramazlar ki/bir şey soramazlar ki!-

(Ne birbirlerini araştırabilirler,

326
Ne birbirlerine bir şey sorabilirler

Mahşer keşmekeşinde olan biten hakkında.) (…ürpertisinde…)

Dehşet saatlerinde herkes kendi derdine

Düşmüştür-ana/baba gününde-kuşkusuz ki!

Artık O Gün Mizan’da-Yüce Yargılama’da-

Kimlerin tartıları-olumlu puanları-

Ağır/fazla basarsa sonsuz bir mutluluğa,

Kurtuluşa erenler,kavuşturulanlar da, (…kavuşmuş olanlar da,)

Bunlardır asıl işte mevsimsiz bahçeler de. (Bunlar olacaklardır…)

Kimlerin de Mizan’da eksik/hafif gelirse

Tartıları,onlar da-işte bu bahtsızlar da-

Kendi kendilerine-suçlu benliklerine-

Büyük acılar/gamlar vermiş olacaklardır.

-Bütün bunlardan sonra-beklenen sonlarında-

Kendi kendilerini harcayanlar da onlar…

Sürekli Cehennem’de ağırlanacaklardır!

Kuşku duyulmasın ki,alevler yüzlerini

Yalar,yakar durmadan yapmış olduklarından

-İşlemiş oldukları suçlardan/günahlardan-

Dolayı yeryüzünde/dünya ömürlerinde.

Ve onlar çıkamadan hiçbir zaman oradan,

Hiç sönmeyecek olan alevlerin içinde(n) (…arasında(n)

Kasılmış oldukları,suratları/yüzleri

Çirkinleşmiş,dökülmüş,berelenmiş dişleri

Sırıtıp kalmış halde-çok korkunç bir şekilde- (..iğrenç/gülünç…)

Öyle kalakalırlar,çırpınırlar dururlar

Çaresizliğin sonsuz alev burgaçlarında…

Allah onlara der ki;-dünya ömürlerini

Kuralsız,amaçsızca bomboş geçirenlere;-

“Ayetlerim sizlere okunurdu da yine

Onları bile,bile-önlenmez bir kibirle-

Israrla,küstahlıkla yalanlardınız işte (…nankörlükle…)

Sizler öyle değil mi?”-Akıl hocanız kimdi?-

Derler ki;”Allahımız,Efendimiz,Rabbimiz!

Azgınlığımız bizi-bahtsızlığımız belki!- (…şanssızlığımız…)

Alt etti,baskın çıktı,yakamızı brakmadı, (…yakamıza yapıştı,)

327
Yanlış yolun yolcusu/sapkınlar topluluğu

-Kendini bir şey sanan kibirliler güruhu!-

Olduk ne yazık ki,ah,ömrümüz boyunca biz! (…maalesef…)

(Dosdoğru yoldan sapan,karanlıklara dalan

Arzularına tapan bir toplum olduk çıktık!”) (…topluluk olduk biz.)

Rabbimiz!Çıkar bizi buradan bir an önce.

Eğer tekrar dönersek geriye,o günlere

-Haydutluk dönemine-artık bizler kendine

Zulmeden zalimlerden-haksızlık edenlerden-

Kaya yüreklilerden/tümden kaybedenlerden (…sinelilerden,)

Oluruz,olduğumuz anlaşılır gerçekten!” (…belli olur…)

Allah,tüm azameti/kibriyle buyurur ki;

“Alçalın alçaldıkça,sinin aşağılıkla,

Yıkılıp gidin işte tıkıldığınız yerde,

Konuşmayın Benimle,cevap yetiştirmeye

Kalkmayın arsızlıkla Bana karşı orada(n),

Artık şu halinizle ne yüzle,gerekçeyle

Ne yapacaksınız,ne konuşacaksınız ki!”

(Ne diyebilirsiniz,ne yapabilirsiniz?)

Kullarımdan bir zümre;”Affet bizi,lütfeyle

Rabbimiz,iman ettik Seni Tek İlah bildik,

Sonsuz bir güven duyduk,tanıdık,benimsedik,

Acı bize öyleyse,rahmet,merhamet eyle,

Sen merhametlilerin en merhametlisisin,

En hayırlısısın,derken,Beni över dururken,

Tenzih/takdis ederken-hatırlar,unutmazken.-

Siz onları alaya aldınız,alırdınız..

Sonunda onlar ile alay etmeniz size

-Bu yaramaz haliniz/bu olumsuz tavrınız,

Gururunuz,kibriniz,kasıntınız,tafranız…-

Sizi yaklaştırınca şeytanın cephesine,

Beni anmayı bile-zikrim ile birlikte-

Unutturdu ne yazık-unutturur kuşkusuz!- (…elbette.)

Siz onlara bakıp da alaylı bir şekilde (…alaylı bakışlarla…)

Gülüp duruyordunuz,hep sırıtıyordunuz,

Onları hor görerek dalga geçiyordunuz! (…horlayarak…)

328

-Yarını olduğunu bugünün unuttunuz!-



Şimdi sıra onlarda,artık onlar sizinle

Dalga geçeceklerdir,alay edeceklerdir,

Şu perişan/acıklı/utançlı halinize

Gülüp geçeceklerdir,çok üzüleceklerdir

Ama aynı zamanda insanca/müslümanca.(…mü’min

Bu Gün ben de onlara,dünyada başlarına olduklarından.)

Gelmiş olan şeylere-fitnelere/şerlere-

Sabretmiş olmaları/ayakta durmaları (…direnebilmeleri…)

Sebebiyle tükenmez hazinemden cömertçe

Verdim karşılığını/güzel andaçlarını.

Gerçekten başarıya-işte muratlarına-

Erenler,kurtuluşa kavuşanlar,bahtlılar,

Onlardır özgürlüğü,mutluluğu tadanlar…”

(Onların arasına kat Rabbim bizleri de…)


MÜ’MİNUN(23/95-111)
***

Acıyan,Bağışlayan Rabbin ĞAFFAR Adıyla


Siz ey iman edenler,akleden yürekliler! (…şehrayin sineliler!)

Size açıklanınca hoşunuza gitmesi

Çok kez mümkün olmayan,nefsinizi zorlayan

(Sizi zora sokması muhtemel konularda…)

Soruları sormayın-soru sormayı brakın-

Sevgili Peygamber’i-izleyen alimleri-

Zor durumda brakmayın-derinlere dalmayın!-

-Boğulursunuz sonra bilinmeyen sularda,

Kayboluverirsiniz ufuksuz ormanlarda!-

Kur’an indirilirken soraydınız onları (…sorarsanız…)

Sizlere açıklanır-Allah’ça cevaplanır.- (…açıklanırdı…cevapları.)

Açıklanmıyorlarsa/cevaplanmıyorlarsa,

Bunda bir hikmet vardır,gerek duyulmamıştır,

Gönderilen bilgiler yeterli sayılmıştır.
329
(Allah,onlar hakkında sizleri bu konuda

Sorumlu tutmamıştır,mükellef kılmamıştır.)

Artık susmalısınız,razı olmalısınız

Size verilenlere-uygun görülenlere-

Allah bunu-bilmeden sorduğunuz şeyleri-

Affetmiştir,silmiştir,-O çok affedicidir.-

Ceza/azap vermekte-şefkatte,merhamette-

Acele etmeyendir,bekleyen sabredendir,

Yanlışlarından dönüp kul tövbe etsin diye.

(Allah,eşsiz,tarifsiz,büyük,sonsuz,limitsiz

Bir bağışlayıcıdır,bir rahmet kaynağıdır.)

Sizden önce onları-gereksiz soruları-

Bir toplum sormuş,sonra-aklını toplayınca- (Toplumlar…suçunu

Bunları inkar eder olmuştu,olmuştu da, fark edince…)

İşi hakkı inkara kadar vardırmışlardı,

Gam,keder,inançsızlık onları kuşatmıştı.

(İnanç kayıtsız,şartsız teslimiyet,güvendir,

Allah’a,Elçisi’ne,tebliğ ettiklerine…

Adaleti,barışı hayata geçirmektir…)
MAİDE(5/101-102)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin KADİR Adıyla

(Ey kullarım,dinleyin,kulak verin insanlar!)

Yaşadığınız yerde/dünya gezegeninde

(Ne yeryüzünde ne de evrende/evrenlerde)

Ve nefislerinizde/öz benliklerinizde

Vuku bulan bir olay,ya da başlarınıza

Gelen herhangi bir şey/musibetler/hayırlar/

Yoktur ki Biz onları daha tasarlamadan

-Varlık sahnelerinde ortaya çıkarmadan.-

Önce kayıt altına almamış,bir Kitab’da

(Korunmuş Sayfalar’da,-Kutlu Levh-i Mahfuz’da.)
330

Toplamış olmayalım-toplamamış olalım

Bütün detaylarıyla,öncesi,sonrasıyla,

Gizlisi/açığıyla/enfüsü/afakıyla…-

Şüphesiz bu Allah’a-gücü sonsuz İlah’a- Göre kolay bir şeydir-kudreti limitsizdir.-

(O’nun için hiçbir şey güç,imkansız değildir,

Sonsuz sonuç yaratır,sonsuz ihtimallerle…)

Allah,bunu sizlere-öyle ki-bu şekilde

Takdir buyurmuştur ki,elinizden çıkana (…yitirdiklerinize)

Tasalanmayasınız,hayıflanmayasınız, (…özlem duymayasınız,)

Kederlenmeyesiniz,hüzünlenmeyesiniz.

Ve Rezzak’ın cömertçe vermiş olduklarıyla

Yetinebilesiniz,kanaat edesiniz,

Aşırı sevinip de,kendinizden geçip de

-Verilen rızkları kendinizden bilip de-

Kibirlenmeyesiniz,böbürlenmeyesiniz…

Ve şımarmayasınız,azgınlaşmayasınız

Diye açık biçimde eşsiz bilgeliğiyle

Yapmıştır hiç kuşkusuz,çünkü Allah kendini

Beğenip,böbürlenen,kibirlenen,övünen,

Şımaran,nankörleşen,bencilleşen,zulmeden,

Kimselerden hazzetmez,hiçbirisini sevmez,

Rahmetini lütfetmez,kılavuzluk bahşetmez…
HADİD(57/22-24)
***

Acıyan,Bağışlayan Rabbin MÜTEKEBBİR Adıyla

Dünyada haksız yere-kibirle,bencillikle

Büyüklük taslayarak haddini aşanları

(O böbürlenip duran havuç burunluları!)(..kıllı…)

Bu nankörlüklerine-bu münkirliklerine-

Karşılık hem Kendimden,hem de ayetlerimden

-Rahmetimden,sevgimden,şefkatimden,ilimden-(..keremimden…)

Uzaklaştıracağım,mahrum bırakacağım!
331

-Benzersiz hasretimle yakıp kavuracağım.-

Adaletim gereği cezalandıracağım.

Onlar her tür belgeyi-apaçık delilleri- (…açık mucizeleri)

Görseler bile yine akıl almaz bir kinle (…önlenmez bir kibirle)

İnanmazlar,bilmezler,görmezlikten gelirler

İyi,doğru,güzeli,yararlıyı,gerçeği…(…ölümsüz hakikati…)

Doğru yolu görseler onu yol edinmezler.

Azgınlık ve sapkınlık-karanlık,akılsızlık-

Önyargı,karamsarlık,guru,kibir,bağnazlık

Yolunu görür görmez hemen ona saparlar,

Onu yol edinirler,benimseyiverirler

Fakat işte nedense!Yoldaşları kimlerse!

Ki,bu durum onların-kaya bağırlıların- (…yankısız ruhluların-)

Kutsal sözlerimizi-tüm ayetlerimizi-

Küçümsemelerinden,yalanlamalarından,

Bunu bir yaşam şekli olarak görmeleri,(…değerlendirmeleri,)

Ve-ne yazık-onlardan gafil olmalarından

İleri gelmektedir-imansızlık zillettir!- (utançtır,manevi bir illettir.)

Oysa sözlerimizi-kesin hüccetimizi-

Ukbaya kavuşmayı yalanlayanlar var ya,(Ahret buluşmasını…)

Onların amelleri-gizli/açık işleri-

Elbet boşa çıkmıştır,işe yaramamıştır.

Yapmakta oldukları-her zaman yaptıkları-(-önceden…)

Edimlerden,işlerden-türlü kötülüklerden-şeyle

Başka bir şey için mi-başka bir sebeple mi,

Bunun karşılığından başka bir cezayla mı

Cezalandırılırlar sanıyorsunuz onlar?

(Onlar yaptıklarının karşılığından başka

Bir şeyle-ödülle mi-ödüllendirilmeyi

Bekliyor,umuyorlar o yarım akıllılar?(..kısa…)

Hayır!Her yaptığından sorumludur insanlar,

İster inansın,ister inanmamış olsunlar!

Aklımızda bulunsun bugünün yarını var!

Hakim’in adaleti her an yürürlüktedir,(..işlemektedir,)

Ne iyilik ödülsüz,ne suç cezasız kalır!)


A’RAF(7/146-147)

***


332

Acıyan,Bağışlayan Rabbin MUHYİ Adıyla


Ötesi yok!Bu gerçek-O Gün-er/geç gelecek,

Olağanüstü yoğun olay gerçekleşecek!

-İnanmayanlar onu ayan/beyan görecek.- (İnanan/inanmayan…açık/seçik…)

İşte onun üstüne-O Kıyamet Günü’ne-

Ben yemin ediyorum-kesin onaylıyorum-

(-kesinkes söylüyorum/şahadet ediyorum-)

Kendini hep kınayan,sık,sık yanlışlarından

Pişmanlık,utanç duyan-özeleştiri yapan-

Nefse and içiyorum-onu önemsiyorum.

Diriltileceksiniz,hesap vereceksiniz

Dünya hayatınızda(n)/tüm yaptıklarınızdan.

Çürüyen,toprak olan-unutulmuş sanılan-

İnsan sanıyor mu ki,onun kemiklerini

-Yalnız kemiklerini değil,tüm bedenini.-

Yeniden diriltip de-limitsiz gücümüzle-

Kolayca bir araya getiremeyeceğiz,

Biz böyle bir şeye güç yetiremeyeceğiz!

Oysa her şeye yeter gücümüz/kudretimiz.

Hayır!Sandığı gibi değil onun-insanın-

-Kendimize muhatap var saydıklarımızın.-

Parmak uçlarını da tüm ayrıntılarıyla,

Bütün çizgileriyle eksiksiz bir şekilde

Düzelterek önceki haline getirmeye,

Yeniden diriltmeye-tekrar dizayn etmeye.-

Güç yetirebiliriz-hiç olmasın şüpheniz!-

Ne var ki,genellikle-inkarcılar-nedense

Körlükle,bencillikle,kinle,bilinçsizlikle

Rezillik sergilemek ister kör benliğiyle. (…arsızlığıyla.)

Önündeki gerçeği-Kıyamet’i/Mahşer’i-

Yalanlamak ister de-buna bayılır hem de!-

-Sorumluluktan kaçmak tam onların işidir!- (…onlara göredir!)

“O Kıyamet Günü de ne zamanmış ki?”diye

(O şey nerde/ne zaman/nasıl gerçekleşecek?)

Bir gerçek saymayarak sorar küçümseyerek! (…önemsemeyerek)


333

Gözler kamaştığında şimşek çakmışçasına, (…belerdiğinde)

Dehşet/korku içinde açılıp durduğunda

Ve ay tutulduğunda,güneş,ay bir araya

Getirildiklerinde,birleştirildiğinde

(Aşıklar arasında ayrılık bittiğinde.)

O Gün insanlar-aşksız,tutsak olanlar-işte (…yani)

“Kaçacak yer neresi,yok mu kurtaran bizi?” (Nereye kaçmalı ki!)

Diye haykıracaktır şaşkınlıkla/dehşetle!

Hayır,hayır!Kaçacak/sığınacak yer yoktur,

Bağırışlar,çığlıklar,haykırışlar hep boştur!

O Gün sığınılacak/varılıp durulacak

Ve karar kılınacak tek yer yalnız ve ancak (…makam/merci…)

Rabbinin Huzuru’dur,başka seçenek yoktur. (…tek yol/seçenek

(O Gün yolların hepsi her dem olduğu gibi budur.)

Rabbinin Huzuru’na varır hiç kuşkusuz ki!) (…çıkacak…)

O Gün insana bir,bir önden yolladıkları,

İleri götürdüğü/geri bıraktıkları,

(Önceledikleri de/erteledikleri de…)

Bütün yaptıklarıyla/yapıp ettikleriyle,

Yapması gerektiği halde yapmadıkları

Şeyler haber verilir,ne varsa bildirilir, (…tümüyle…)

Hayatının dökümü göz önüne serilir..

İnsan öz benliğinin canlı bir şahididir.

(Kendi nefsine karşı dosdoğru bir şahittir.) (…yanılmaz tanığıdır.)

Bugünün/geçmişinin-hayatının-duyanı,

-Benliği üzerine yönelmiş bakışıyla.- (…bakışları)

Tümüyle görenidir,değerlendirenidir.

(Basiretli bir insan nefsine hakim olan

Gerçek bir kahramandır/kararlı bir bakıştır.)

Bütün bahaneleri/özürleri ileri

Sürse,sayıp,dökse de,ortaya koysa bile

Vicdanının sesini asla susturamaz ki! (…susturabilir mi ki?)

(Felekleri ürperten bir sayhadır o çünki!

Vicdanının sesini duymayanlar sağırdır.

Sağırların yaptığı,duymadığı şeyleri

Uydurmaktır,yaymaktır,arsızlık,gammazlıktır!

İftira onlar için olağan işlerdendir.)

KIYAMET(75/1-15)

***


334

Acıyan,Bağışlayan Rabbin RAKİB Adıyla

Eğer Rab insanları-yaratılmış kulları-

Kendi nefislerine-ya da başkalarına-

Ekolojik dengeyi bozarak hayvanlara

Topyekün tabiata-karalara/sulara-

Zulümleri yüzünden süre vermeden,hemen

Cezalandırsa idi,yeryüzünde ayakta

Yürüyen/debelenen/uçan/yüzen/gizlenen (…sürünen)

Hiçbir canlı brakmazdı-canlarını alırdı.(…kalmazdı-canları

Ne var ki,belirlenmiş bir süreye/zamana alınırdı-)

Belli Bir Gün’e değin-zamanı var her şeyin.-

Erteliyor onları,bu O’nun yasaları

Sünneti/adaleti/hikmeti gereğidir. (…adeti…)

(O kullarını her an görüp,gözetmektedir,

Her iş O’nun koyduğu bir ölçüye göredir.)(…yasaya…)

Ecelleri geldiği/sesleri kesildiği,

Süreleri dolduğu/güneşleri solduğu,(…nabızları durduğu,)

Işıkları söndüğü,son gongun vurulduğu

Zaman ne yapsalar da onlar ne bir an geri,

Kalabilirler,ne de geçebilirler öne.(…ileri.)

(Akıbetlerini ne geciktirebilirler,

Ne iradeleriyle hızlandırabilirler.)(Sınırlı güçleriyle…)

Yaptıkları her şeyin O Gün karşılığını

Kuşkusuz açık/seçik görebileceklerdir.(…ayan/beyan…)

Sonsuzluk ikliminde-En Adil Mahkeme’de-

Onlar ki,hoşlarına gitmeyen nesneleri

Hoş olmayan şeyleri/beğenmediklerini,

Kendilerinin bile seçemediklerini.-

Allah’a yamıyorlar ve yakıştırıyorlar.

-Nasıl bu kadar nankör/kör olabiliyorlar?- (…bencil…)

(Cinler akrabaları,melekler kozlarıdır!)

En güzel sonucun da,en üstün,en ileri

En iyi şeylerin de ancak kendilerine (nin)

Ait bulunduğunu,en çok yakıştığını (…yakışıp durduğunu)

335
Söyleyen,yalanlardan hoşlanan dilleri de (…yalanlara şerbetli…)

Yalanın örneğini veriyor fazlasıyla!

-Vermektedir aslında her zamanda/her şartta.-

(En güzel akıbete kendileri layıkmış,

Allah’ın en sevgili kulları da onlarmış

Gibi yalan beyanda bulunan dilleriyle

Ancak kendilerini yalanlamış,aldatmış

Oluyorlar-yazık ki- kısa akıllarıyla!) (…hasta…)

Kuşkusuz o sapkınlar-o inançsız şaşkınlar!-

İçin gür ateş vardır,ilk varacak onlardır

Elbette Cehennem’e-hak ettikleri yere.-

Sonsuz alevleriyle-kendi ateşleriyle-

Kucaklaşacaklardır,terk olunacaklardır,

Orda bir başlarına kala kalacaklardır.

(Kimsenin hiç kuşkusu olmasın ki onların

-Şaşkın inançsızları/beyinsiz bahtsızların.-

Ellerine geçen şey saf ateş olacaktır.!(…sırf…)

Ve onlar üstelik de Ateş’e öncelikle

Buyur edilecekler,ağırlanacaklardır

Leziz yiyeceklerle,serin içeceklerle!)(Ilık/soğuk…)

NAHL(16/61-62)

FATIR(35/45)

***


Acıyan,Bağışlayan Rabbin HASİB Adıyla

Onlar,o elçiler ki,kutlu peygamberler ki,

-O üstün karakterli/ahlaklı kametler ki,-

Allah’ın gönderdiği-onlara vahyettiği-

Mesaj’ı-buyrukları-ilahi kanıtları (…hüccetleri)

-Evrensel yasaları/ölümsüz kuralları- (…ilkeleri)

Eksiksiz duyururlar,yiğitçe haykırırlar.
336
İnsanları doğruya,Tek Allah’a kulluğa,

-İyiye/güzelliğe/sevgiye/kardeşliğe,

Adalete/dengeye/dirliğe-düzenliğe

İnsanı “insan” yapan temel argümanları

Yeniden kazanmanın yollarına çağrırlar.(…yollarını açarlar.)

Allah’tan saygı ile çekinir,ürperirler,

Başkalarından değil yalnız O’ndan korkarlar.

Onların gösterdiği yoldan yürüyenler de,

Düşünceyi/inancı/sevgiyi/adaleti

Yaşam tarzı olarak beğenen,seçenler de!

Ölümsüz aşkın mahzun yiğitleridir onlar…

Yarın-Mahşer Günü’nde-kuracağı Divan’da

Her kulun hesabını görücü ve sorucu

Olarak Allah yeter,bunu bilir bilenler!(…anlayan anlar.)

Bunda yoktur,olamaz bir endişe,bir kuşku!
AHZAB(33/39)
***

Acıyan,Bağışlayan Rabbin KAYYUM Adıyla

İnsanlar arasında öyleleri vardır ki,

Rabbin yasalarına inanmadığı halde;

“Allah’a,ahirete inandık(m)!”demesiyle

Aldatacaklarını/kandıracaklarını

-Uyutacaklarını,yanıltacaklarını.-

Sanırlar ne yazık ki Allah’ı,mü’minleri!

Öyle görünseler de,mü’minlerle birlikte

Değillerdir/olmazlar hiç bir zaman aslında!

-Ki bunlar münafıktır,imandan çıkmışlardır.-

Oysa onlar sadece-yalan ömürlerince- (..yavan…)

Kendi kendilerini aldatmaktadırlar ki,

Bir Gün bunu Allah’ın ifşa edeceğinin (…açıklayacağının)

-Gizli/saklısı olmaz En Yüce Mahkeme’nin.-
337
Farkında değillerdir kısa akıllarıyla!

Onların kalplerinde-şavksız sinelerinde-

Onmaz bir yara vardır,-bu küfür yarasıdır.-

Allah illetlerini-patolojilerini-

Arttırdıkça arttırır-acıttıkça acıtır.-

Bunu hak etmişlerdir-çünkü Allah adildir.-

Söyleye geldikleri yalanlar yüzünden de

Sonsuz,elem verici azab onlar içindir,

Dünyada/ahirette yazgıları zillettir. (…zillet onlar içindir.)

Eğer kendilerine;”Bozgunculuk yapmayın,

Barıştan yana olun,fitneler çıkarmayın (…kargaş…)

Yeryüzünde!”denilse;”Biz bozguncu değiliz,

Eğrileri düzelten ıslah edicileriz!”

Derler ya,bozguncular,fitne çıkarıcılar

Asıl kendileridir,farkında değildirler. (…asla kabullenmezler/

Görmezler,anlamazlar,nasıl anlayacaklar anlamak istemezler.)

Akletmeyen kalpleri,saman kafalarıyla.

“İnsanlar gibi siz de inanın!” denilince ; (İnsanların inandığı gibi)

“Beyinsizler gibi mi inanacağız!”derler. (…inanalım ki!)

Biliniz,görünüz ki,şahitler olunuz ki,

Asıl kendiler kendileridir beyinsizler/sefihler.

Bilmezler,bilemezler,bilmezlikten gelirler.

İnanın,and olsun ki-onlar da işitsin ki-

Sonları felakettir,zillettir,meskenettir.

Bunlar,-iki yüzlüler,kararsız yürekliler- (…dengesiz…)

Halis inançlılarla karşılaştıklarında;

“Bizler inandık!”derler,onlardan görünürler,

Yüzlerine gülerler-benciller,müstekbirler-

Ele başılarıyla-kafadar olanlarla- (.. .et kafadarlarıyla)

İnsan şeytanlarıyla baş başa kalınca da;

“Şüphesiz sizinleyiz,sizinle birlikteyiz,

Biz alay etmekteyiz-yok mu başka işiniz?-

Sadece mü’münlerle,ahmak beyinsizlerle!”

Derler akıllarınca,çarpık mantıklarınca.(…yamuk…)

Allah da alay eder o kara bahtlılarla.

Ve bırakır onları dinmez taşkınlıkları,

338
Karanlık duyguları,abes tasavvurları


Yüklə 3,46 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   47




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin