Ve sonunda Mahşer’de-Yargılama Günü’nde-
O’na döneceksiniz,hesap vereceksiniz.
Hal böyleyken Allah’ı,-adil/güçlü Sultan’ı-
İnkar mı edersiniz,ne kadar bencilsiniz!
(O’na karşı küstahça nankörlük edersiniz,
Ey kendini bilmezler,ne kadar cahilsiniz!)
BAKARA(2/27-28)
***
463
Acıyan,Bağışlayan Rabbin NUR Adıyla
Münafık erkeklerle-maskeli yüreklerle- (-mühürlü…-)
Münafık kadınların-nasipsiz bahtsızların-
Mü’minlere gıbtayla,kıskançlıkla,utançla;
“Durun,bizi bekleyin,bir el verin gözetin,
Nurunuzdan bir parça,şavkınızdan bir damla
Alalım,edinelim,yolumuzu görelim!” (…önümüzü/bulalım!)
Diyeceği O Gün’de;”Arkanızı dönün de
Bir nur/ışık arayın!”denir kendilerine.
Onların arasına-her bir taraflarına-
İçinde rahmet olan,dışında azap olan,
Kapısı açılmayan,aşılmayan çok sağlam
Sur çekilir sonunda-zamansızlık burcunda-
İki yüzlü dönekler-rengarenk maskeliler-
Münafıklar onlara-galaksi ruhlulara-; (…nebülöz…)
“Biz sizinle beraber değil miydik dünyada?”
Diye seslenirler de,-karanlıklar içinde- (…alevler arasında(n))
İnananlar derler ki;”Evet ama,siz kendi
Başınızı belaya soktunuz günahlarla,
Fitneler,entrikalar,sapkın düşüncelerle.
(Kendinizi bir fitne unsuru yaptınız da,
Düşürdünüz tuzağa kendi kendinizi de…)
Kurduğunu tuzağı/acıklı halinizi
Gözleyip de şüpheye-güya siz böylelikle-
Düştünüz and olsun ki!Ne bekliyordunuz ki!- (-Beklediğiniz neydi?-)
Gözetirim sandınız,koştunuz ütopyanız
Peşinden aldandınız,kendinizi yaktınız!
(Daha dünyada iken ateşle tanıştınız!) (…ateşe atıldınız!)
Hep fırsat kolladınız/oyunlar oynadınız-
Gerçekten istediniz-ne kadar sinsisiniz!-
Mü’minlerin ışıksız/tefekkürsüz baş(lar)ına (..düşüncesiz…)
Kötülük gelmesin/gelecek musibeti,
Belayı gözlediniz-kör gözle beklediniz!- (…boş…)
Eni,konu aldattı o kuruntular sizi (de)
İşi aldatmak olan,o hep aldatan Şeytan
(O sinsi aldatıcı,o aldatma ustası!)
Bu çirkin,alçak,utanç verici halinizden
-Tövbeye yönelip de-geriye dönmeyi de-
Düşünmediğinizden/yeğlemediğinizden/ (istemediğinizden)
Allah hakkında bile oyun oynadı size,
464
Aldattı da,sonunda mahfeden bir gurura
Kapıldınız,saptınız,sürüklenip gittiniz
Dipsiz anaforlara/yankısız kanyonlara…
Zaten uygundu buna çarpık kafa yapınız, (…yamuk…)
Allah’ın kesin emri-hak ettiğiniz neydi?-
Ansızın gelip çattı,sizlere gelinceye
Kadar bu halinizi sürdürdünüz yazık ki!
-Sapkın aldatıcılar,ayak kaydırıcılar- (…yoldan çıkarıcılar)
Şeytan ve yandaşları sizi Allah’a karşı (…avenesi…)
Kışkırtıp,ayarttılar,O’nunla aldattılar.
Size önemsiz geldi-kulak ardı ettiniz.- (…değersiz…/ciddiye almadınız.)
Büyük günahlarınız,her şey yaşadığınız
Ömürden ibarettir sandınız,yanıldınız.
Sonunda bu günlere-belirlenmiş saate- (Son Saat’e)
Geldiniz dayandınız,vardınız,ulaştınız. (-hiç gelmez sanmıştınız/sandığınız-)
Ne geri dönebilir,ne Rabbin Divanı’ndan
-Yargılamaların en,en adil olanından-
Kurtulabilirsiniz,yan çizebilirsiniz
Geçerli bir mazeret uydurabilirsiniz!
Bu Gün artık ne sizden,ne kafirlerden asla
Bir kurtuluş akçesi/fidye kabul edilmez.
-Kanıtlanmış olmadan yanız inanmak yetmez.-
Tek can dostunuz ve son durağınız ateştir.
O ne kötü,ne berbat bir varış mahallidir.
HADİD(57/13-15)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin ALLAH Adıyla
(Ey insanlar!İnanan/inanmayan kullarım!)
İşte Rabbiniz Allah O’dur ki,O’ndan başka
Yoktur gerçek bir ilah-yeryüzünde/evrende-
Her şeyi yaratandır,gözeten koruyandır. (…koruyan,gözetendir.)
Öyleyse siz de O’na-Sultanlar Sultanı’na-
Kulluk edin,güvenin,değer verin,dayanın.
O her şeye vekildir,koruyup gözetendir.
465
Koyduğu yasalarla düzen/denge içinde
Tutandır,yaşatandır,işleri yürütendir (…evreni yönetendir.)
Sınırsız kudretiyle,erişilmez ilmiyle. (…gücüyle.)
Siz de bu yasalara-ölümsüz buyruklara-
Uyacak olursanız,kesin ulaşırsınız
Dünyada/ahirette huzura,mutluluğa. (…başarıya.)
Gözler O’nu göremez,kuşatamaz,bilemez.
Hiçbir beşeri bakış,tasavvur ve anlayış
Buna güç yetiremez,akıl/sır erdiremez.
Halbuki O,gözleri/her türlü düşünceyi,
Beşeri tasavvuru,sınırlı görüşleri (…tasavvurun…görüşlerini)
Görür,bilir,denetler,çepeçevre kuşatır.
O lütuf sahibidir,en zengin en cömerttir.
O eşyayı pek iyi-onun hakikatini-
Her boyutuyla bilen,her şeye nufuz eden
Ve haberdar olandır gizli açık her şeyden.
(Bir karar vermeliyiz nasıl yaşacağız!)
EN’AM(6/102-103)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MURSİL Adıyla
Biz onu-Son Mesaj’ı-Kitaplar Anası’nı-
Çok değerli/önemli/hikmetli/bereketli
Bu kadir gecesinde başladık indirmeye
-Ki en büyük olaydır yaşanan evren(ler)de.-
Şüphesiz belirlenmiş o(bir) zamanda/ezelde. (…önceden)
Nedir kadir gecesi?Kadrini/kıymetini
Sen onun bilir misin,anlayabilir misin,
-Bütün boyutlarıyla-enfüsü/afakıyla-?
(Ey Nebi,ey muhatap,ey insan düşünsene!)
Onu ne şey bildirdi/iletti/haber verdi?
O kadir gecesi ki,-o zaman dilimi ki- (…gülşen iklimi ki-)
Hayırlıdır bin aydan-ve seksen küsur yıldan-
Büyük Ruh ve melekler inerler de inerler
466
Kutlu yükle-vahiyle-her iş için dünyaya (…yeryüzüne)
Bölük/bölük hükümle,Rablerinin izniyle,
O gecede sevgiyle/şefkatle/cömertlikle…
(Ömrün her dönemine dair önerilerle,
Kutsal hediyelerle,muhteşem müjdelerle.
Duyabilenler var mı,nerde görebilenler?)
Uzun bir ömre bedel,olağanüstü güzel
O gece sabah(lar)a,ta şafak sökünceye (…tan yeri ağarana)
Dek gelen selamettir,barıştır,saadettir,
Bağıştır,mağfirettir,rahmettir,esenliktir,
Huzurdur,sekinettir,sevinçtir,dinginliktir. (…erinçtir.)
(Dinmez tutkularının,korkunç hatalarının
Kat,kat karanlığında,dipsiz burgaçlarında
Çırpınan insanlığın-utanç/günah çağının (…bir toplumun/
Kurtuluş şafağıdır,aydınlatılmasıdır… toplumların…)
Yeryüzü hayatının-gece karanlığının-
Çilenin,ayrılığın-alacakaranlığın-
Artık son bulmasıdır,bağların kopmasıdır.
Sonsuz mutluluklara,barışa ve huzura
Atılan ilk adımdır,uzatılan kollardır
Özgürlükler ötesi tutsaklık makamından.
O zaman aydınlığa dönüşür karanlıklar,
Vahyin soluklarıyla tutuşmuş kanatlarla
Yükseliriz saf aşkın göklerine özgürce…
-Her gecemizin kadir gecesi olmasını,
Her gece başımıza ışıklar yağmasını (Her an üzerimize…)
İstiyorsak yapmamız gereken nedir canlar?
Gönülde(n)duyabilmek imanın sancısını,
Hissetmek bağrımızda mazlum çığlıklarını…-
(Kur’an’la tanıştığın ve onu anlamaya
Başladığın o gecr senin kadeir gecendir.
O gece bin aylık bir ömrden hayırlıdır.) (…değerlidir.)
KADR(97/1-5)
***
467
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MUBİN Adıyla
Oysa ki,anılanlar-Ehl-i Kitap olanlar-
(Ya da şirki bir hayat olarak yaşayanlar…)
-Hayat tarzı olarak şirki benimseyenler…- (…tercih edenler.)
(Önceki vahiylerde muhatap alınanlar…) (…vahiylerin müntesibi
İyi biliyorlardı senin geleceğini. olanlar…)
(Ey Muhammed Mustafa,ey çağlar üstü Elçi!)
Sen gelinceye kadar ayrılmış olmadılar, (…dışlanmayacaklardı.)
Durdular,durdular da,kanıt geldikten sonra,
(Hakikatin değişmez/eskimez ve pörsümez,
Hiç kimse tarafından asla çürütülemez
Apaçık belgeleri/ölümsüz delilleri…
-O delil,kuşkulardan arınmış sayfaları (…şüphelerden/
İnsanlara eksiksiz tebliğ eden Elçi’ydi.- şaibeden…)
Düştüler ayrılığa-çıkmaz karanlıklara- (…karanlık çıkmazlara.)
(Onlar emrolunmadı,yanlıştı mantıkları!)
Oysa ki,kendileri-daha önce de-şimdi-
Yalnızca Bir Allah’a kulluk etme(k)din koyma(k)
Yetkisinin sadece O’na has olduğuna
İman edip,batıldan-her türlü sapkınlıktan-
Olumsuz fillerden/yararsız eylemlerden (…zararlı…)
Uzak durmak/çekinmek,ibadeti hakkıyla
Anlamak,elde etmek,artmak için arınmak,
Verilmesi gereken şeyi-zekatı-candan
Seve,seve vermekle emrolunmuşlar idi.
(Ancak dinde salihler,muhlisler,muvahhidler,
Dini yalnız Allah’a özgü kılan hanifler
Olarak yaşasınlar,örnek/model olsunlar. (…öncü/insan…)
Rabbin buyruklarını,kozmik yasalarını
Duysun,uygulasınlar,doğru namaz kılsınlar,
Batıldan uzak,Hakk’a yönelerek-Allah’a-
İçten kulluk etsinler,fitre/zekat versinler,
Sosyal dayanışmayı,paylaşmayı yaymayı
Üst düzeyde tutsunlar diye emrolundular.)
Budur en sağlam din de,en faydalı emir de. (…buyruk da.)
468
En güzel hükümleri taşıyan adaletli,
İnsanlığın her yerde/her zamanda ebedi
Değerler sistemi de-kurtuluş ümidi de.-
(Bunu anladığı gün Müslümanlar(!),insanlar,
Sevgiye,özgürlüğe,barışa erecekler…) (…varacaklar..)
BEYYİNE(98/1-5)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HADİ Adıyla
Ötesi yok,işte Ben bu belde üzerine
Yemin ediyorum ki,hem sen de bu beldede
-Şehirlerin anası olan kutsal Bekke’de- (Mekke’de.)
İkamet etmektesin,şereflendirmektesin,
Onurlu sakinisin-ey Rasul’üm ey Elçi’m- (En seçkin…)
(Onur veren insandır zamanlara/yerlere,
Hele,hele o insan Allah’ın Elçisi’yse.) (…bir Allah Elçisi’yse…)
Bu şehir sana daha layık/meşrudur hem de.
And olsun o ataya-İbrahim Peygamber’e.-
Ve o’nun soyuna da-soyundan gelenlere-
O büyük yetimlere-en büyük yetime de.-
-Cümle yaratıklara/Ademoğullarına…-
Doğurmamış olana-doğan çocuğuna da-
Hem doğurana,hem de…-Biz insanı elbette
Farklı meşakkatlere dayanıklı şekilde
Yarattık and olsun ki!İnsan sanıyor mu ki,
Üzerine hiç kimse-geçmişte/gelecekte-
Güç yetirmeyecektir-onu yenmeyecektir-
-Denetlemeyecektir/gözetlemeyecektir.-
O mağrur insan der ki,kasa/kasa kendini;
“Çalıştım,çabaladım durmadan yığın/yığın
Mal/mülk/para harcadım-bundan hiç kaçınmadım!-
469
(Toplumun içersinde ben böyle bir konuma (…statüye)
Gelmek için kucakla servet/saman tükettim.) (…kucaklar dolusu…)
Gurur/kibir/gösteriş için harcanan servet
Helak edilir,helak eder o insanı da! (…sahibini de!)
Bir gün gelir günahın kokusu çıkar elbet!- (…ocağın ateşi söner…)
Yoksa sanıyor mu ki,hiç kimse kendisini
Görmüyor,o kendini bir şey sanan kibirli? (…sananın teki?)
O mağrur insana Biz,bir çift dudak,iki göz
Ve bir dil vermedik mi,onu denemedik mi?
-Bir sorumluluk taşır dudaktan çıkan her söz.- (…ağızdan…)
Ve eriştirmedik mi-tutup yöneltmedik mi?- (Biz yönlendirmedik mi?
Ahiretle/dünyayla ilgili iki yola?
Hidayet verip ona sınırsız kayramızla
İki ayrı tepeye-iyiye ve kötüye-
Kılavuzlamadık mı,yolunu açmadık mı?
(Kullanabileceği irade vermedik mi?)
Ama o zor geçidi aşmaya girişmedi.
-Ucu cennete çıkan,aşılması zor olan (Sonu…)
Paylaşmayı/sevgiyi/takvayı/iyiliği…-
Buna göğüs gerecek,benliğini yenecek
Gücü gösteremedi-bir bedel ödemedi-,
Kolay olana saptı,çok büyük oldu kaybı.
Ey Nebi!O yokuşun-o sarp,o zorlu yolun
(Ey mü’minler dinleyin/düşünün siz de,duyun!)
Bir bildiren oldu mu ne olduğunu sana?
Akabe denen-o yol,zahiren zor görünen,
-Allah’ın yardımıyla mü’mine kolay gelen- (…kolaylaşan)
Bir insana özgürlük vermek,sevindirmektir.
-Nefsin arzularına,süfli tutkularına
Tutsak olan ellerden,başlardan,yüreklerden
Bukağıları çözmek,özgürleşebilmektir
Mutlak/gerçek anlamda kul olarak Allah’a.-
Ya da kıtlık gününde ihtiyaç sahibine
Bir yemek yedirmektir,bir mintan giydirmektir.
Hısımdan/akrabadan/yetimden/yoksullardan,
Ilık topraktan başka barınağı olmayan,
470
-Aç/açık topraklara serilmiş olanlara…-
Boynu bükük,ezilmiş/horlanmış/berelenmiş,
Üstü/başı toz/toprak belenmiş,örselenmiş
Miskin ve yoksullara-bütün bunlardan sonra-
Yürekten iman etmiş,kayıtsız kabul etmiş (…onay vermiş)
Bütün boyutlarıyla İslam’ı,müslümanca…
Ve biribirlerine sevgiyle/kardeşlikle
Sabırı,merhameti,iyi muameleyi
Tavsiye edenlerden olmaktır iş gerçekten.
Böyle bir ömür sürmek mü’mince/kahramanca.(..riyasız…onurla…)
Meymenet sahipleri-sorumluluk bilinci
Olan sağduyulular-aydınlık kafalılar-
Kar/zarar defterleri-ömür envanterleri-
Sağlarından verilen ve mutluluğa eren
Kullar onlardır,onlar sağ cephede olanlar, (….vicdan sahipleri.)
Cennet sarayları(n)da konuk edilecekler.
Ve ah,o kimseler ki,kutsal sözlerimizi
-Vahyettiklerimizi/gönderdiklerimizi- (…indirdiklerimizi-)
Bizim,inkar ettiler,onlardır,soldakiler
Meş’eme sahipleri,onlardır defterleri
Soldan verilecekler,nankörler/beyinsizler.
-Vicdansızlar/benciller/kibirliler/sefihler…- (…müstekbirler…)
Onların üzerine olanca öfkesiyle
Abanan her tarafı sıkı/sıkı kapalı,
Güdümlenmiş hedefi şaşmaz bir füze gibi (Kilitlenmiş…)
Bir ateş vardır harlı,sönmemeye programlı!
BELED(90/1-20)
***
471
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MALİK Adıyla
(Ey şanı yüce Elçi,ey Peygamber,son Nebi!)
De ki;”Ey siz insanlar-ey yüzyıl,ey yüzyıllar!-
Geçmişler/gelecekler-tüm zamanlar/mekanlar…-
Gerçekten de ben sizin-hepinize-göklerin,
Yerin sahibi olan-Mutlak Hakim’i olan- (…Melik’i…)
Allah’ın beğendiği,seçtiği elçisiyim.
O’ndan başka bir tanrı yoktur yerde/göklerde.
Ölümü ve hayatı O’dur yalnız yaratan.
O diriltir/öldürür,O güldürür/ağlatır.
Kullarını geçirir değişik sınavlardan.
Öyle ise Allah’a,ümmi peygamber olan (…masum/temiz…)
(Yani Kitap Ehlinden olmayan Haberci’ye,
Rasul’üne inanın,o dosdoğru Elçi’ye.)
Ki o,Allah’a,O’nun,Yüceler Yücesi’nin
Sözlerine inanır,onların yaşanılır
Olduğunu hayata uygulayarak taşır. (…taşıyarak uygular.)
Gelecek kuşaklara,yerlere/zamanlara…-
Tek,doğru olan yolu bulasınız gerçekten, (Ki…)
Ebedi mutluluğu tadasınız yürekten…”
A’RAF(7/158)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin İLAHAdıyla
Ey Rasul’üm!Sen şimdi-ey mü’minler sizler de-
Sabret-sabredin-bil ki-bilin ki Yaradan’ın
-Yerlerin/göklerin Tek Ölümsüz İlahı’nın
Sözü haktır/gerçektir,sözün en doğrusudur.
472
İnancı olgunluğa ermemiş,yüreğinde
Yer etmemiş olanlar-Haktan uzak kalanlar-
Kendi söyledikleri içi boş sözlerine (…anlamsız…)
Dahi inanmayanlar-müptezel yalancılar!-
Seni sevk etmesinler/yöneltmesinler sizi
Bir gevşekliğe ya da almasınlar hafife!
Böyle bir fırsat verme-vermeyin siz-onlara.
Sarsılmaz inancınız,soylu duruşunuzla,
İlminiz,vakarınız,üstün ahlakınızla.
Kapılma-kapılmayın-sinsi tahriklerine.
Küçümsemelerine karşı peygamberane
Bir davranış sergile-sergileyin sizler de.-
Yaraşan budur sana-gerçek Müslümanlara.-
Sorumluluk taşıyan takva sahiplerine.
(Yollar içinde Benim yolum en doğrusudur.)
RUM(30/60)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin KADİR Adıyla
Düşünün O Gün’ü ki-Kıyamet Saati’ni-
Kitap sayfalarını-ya da formalarını-
Yazılı kağıtları/kat,kat tomarlarını
-Dev rulolar halinde dürer gibi-gökleri
Toplar,katlar düreriz sonsuz kudretimizle.
Tıpkı ilk yaratmaya başladığımız gibi
İlk nasıl yaratmışsak tüm varlık alemini,(…tekmil mükevvenatı,)
Onu baştan yaparız ve sararız zamanı
Geriye doğru yine/ilk başlangıç haline.
(Bulutsuya/gazlara/yaratılış “an”ına…)
Çevirir,getiririz,Bizim üzerimize
Aldığımız gerekli bir sözümüz olarak
Yeniden yaratırız bambaşka dünyaları,
473
Bambaşka boyutlarda,bambaşka hayatları…(…bir yaşamı…)
Hiç kuşkusuz yaparız Biz söz verdiğimizi
Tek Yaradan olarak sözümüzü tutarak…
(Evet Biz,sadece Biz her istediğimizi
Gerçekleştirmişizdir ölçü/denge içinde.)(Hep…)
ENBİYA(21/104)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin KAHHAR Adıyla
De ki:”Allah hakkında arsızca,haksızlıkla
O yalan(lar) uyduranlar,iftiralar atanlar
Korktuklarından asla sıyrılıp kurtuluşa
Eremez ne yapsalar-nelere baş vursalar,
Kendi yalanlarını Allah’a isnat eden (…yakıştıran)
-İftirayı/yalanı/hasedi huy edinen…- (…hayat tarzı…)
Kimseler başarıya-tasarladıklarına!- (…rıyla)
Asla ulaşamazlar-ulaşamayacaklar…-
Dünyada az bir miktar geçimlik/haz sağlarlar,
Sonra da dönüşleri Biz’edir kuşkusuz ki!
Sonunda yadsımakta oldukları şeylere
İnatla,bağnazlıkla sürdürmüş oldukları (…sürdürdükleri)
İnançsızlıklarına karşılık Biz onlara (Israrlı inkarları sebebiyle/
Şiddetli bir azabı tattırırız elbette!” yüzünden…)
(Hak ettikleri başka ne olabilirdi ki?)
YUNUS(10/69-70)
***
474
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MUNTAKİM Adıyla
Ey Nebi!And olsun ki senden daha önceki
Peygamberler ile de-kutlu elçilerle de-
Hep alay edilmişti(r.)-edenler ne bahtsızdır!-
Sonunda onlar ile eğlenen kimseleri
Onları eğlenceye/alaya aldıkları
(Bir alay ve eğlence konusu yaptıkları)
Şey kuşatıvermiştir,per perişan etmiştir!
(Onların tutumları,sapkın davranışları
Allah’ın rahmetini gazaba çevirmiştir.) (….Yüzünden…. Allah geri
De ki;”Allah’a-gücü sonsuz olana-karşı çekmiştir.)
Rahman olan Allah’tan-O rahmet kaynağından-
Gelecek bir azaptan/kaçınılmaz sınavdan
Kim gece/gündüz sizi koruyabilecek ki?
Taptığınız,kul/köle olduğunuz putlar mı?” (…şeyler mi?)
Hayır,aksine onlar Rablerini anmaktan
Yüz/sırt çeviriyorlar,Zikrinden/Kitabından.
Nasıl bu kadar nankör olabiliyorlar ki?
(Bu nankörlüğün sonu olsa,olsa hüsrandır!)
ENBİYA (21/41-42)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HAKİM Adıyla
(Ey Muhammed,ey Nebi,gönderdiğin Son Elçim!)
De ki;”Herkes kendinin/yaratılış şeklinin (…ne)
Huyuna/mizacına/rengine/kokusuna (…kıvamına)
Tasavvur kudretine/tefekkür düzeyine (zeka seviyesine/boyutuna)
Ve aklının verdiği istikamet üzere (…gösterdiği)
475
Özel duygularına/duygusal zekasına-
Ve varlık yapısına-inanç ve mayasına- (…fıtratına…)
Göre iş görür,buna uygun yaşar şüphesiz. (..hareket eder/davranır.)
(Bir yaşam şekli seçer kendi aklına göre.)
Bu durumda kimlerin,tercih ettiklerinin
Daha doğru bir yolda olduğunu Rabbimiz
Daha iyi bilendir ve değerlendirendir,
Dünyada/ahirette doğru karar verendir.”
(Akleden kullarından eyle bizleri Rabbim!)
İSRA(17/84)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MÜSTE’AN Adıyla
Ey Rasul/Nebi!De ki;-Münkirlere bildir ki!-
“Herkes beklemektedir ve gözetlemektedir
Hak ettiği sonucu-kendi akıbetini-
(Bazen merakla,çoğu kez umursamazlıkla!)
Madem siz de bekleyin bakalım,gözetleyin
Anlarsınız yakında kimlerin doğru yolda
Olduğunu sizler de-ve kuşkusuz sizler de!- (…bizler de!)
(Aydınlık,doğru yolun/doğru,düzgün bir yolun,
Sonsuz bir mutluluğun,özgürlüğün,huzurun
Yolcuları kimlermiş,kimler bu yolu seçmiş?)
Alemlerin Rabbi’nin kimleri doğru yola
Yöneltmiş olduğunu-bu tercihin sonunda-
O yolu izleyenler-hidayete erenler.-
(Sevginin/aydınlığın peşi sıra gidenler.)
Yakınları-aslında-asıl destekçileri (…gizli…)
Onların da kimlermiş görüp bileceksiniz
Kıyamet koptuğunda/Divan kurulduğunda
Gizli/açık her bir şey ortaya konduğunda”.) (..çıktığında/
Serildiğinde.)
TAHA(20/135)
***
476
Acıyan,Bağışlayan Rabbin RAHİM Adıyla
Allah,hiç kuşku yok ki,zulmetmez kullarına (…insanlara)
Hiçbir şekilde/şeyle,fakat insanlar yine
Kendi kendilerine-hep öz benliklerine-
Zulmederler yazık ki büyük hatalarıyla.
(Verilen yetenekler iyi/doğru/yerinde
Eğer kullanılmazsa,değerlendirilmezse,
Bozulur tüm dengeler,göremez olur gözler,
Kulaklar duymaz olur,o zaman kat,kat çöker
Yolların/ufukların/kalplerin üzerine (…ruhların/başların…)
Önlenmez karanlıklar,duyulmaz,görülmezler
Gerçekler,güzellikler,hayırlar,iyilikler…
Hayat bir karabasan olur çıkar o zaman. (…bir cehennemden
Küfür rüzgarlarıyla savrulursun durmadan, beter…)
Tökezleniverirsin bir adım atamadan!)
YUNUS(10/44)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HAFİZ Adıyla
Allah’a ortak koşan-başkasını denk tutan-
Münkirler,Bir Allah’ı bırakıp da ahmakça
Tapındığınız şeyler-ruhsuz putlar/idoller-
Sizin gibi kullardır-onlar yaratılmıştır.-
Tek Halık tarafından-örnek/model olmadan-
Onların tanrılığı hakkında savınızda (…iddianızda)
Samimi,doğru,emin ve haklıysanız eğer
Onları çağırın da-onlara haykırın da!-
Size cevap versinler bakalım,affetsinler
Günahlarınızı da,sorunlarınızı da
Halletsinler,çözünler,çözümler üretsinler!
477
Ey müşrikler/münkirler/akılsız putperestler! (..örümcek beyinliler!)
O taptıklarınızın-ruhsuz putlarınızın-
Yürüyebileceği ayakları mı var ki,
Yoksa tutacakları elleri mi var,ya da
Dostları ilə paylaş: |