Berceste ayetler (Şiir/Tebyin)



Yüklə 3,46 Mb.
səhifə34/47
tarix26.07.2018
ölçüsü3,46 Mb.
#58412
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   47

İletir doğru yola-hidayet ışığına-

(Ve Allah isteyeni-gönülden dileyeni-

Doğru,dosdoğru yola yöneltir kuşkusuz ki,

İzniyle,keremiyle,sonsuz inayetiyle.

Yeter ki istemeyi bilelim içtenlikle.)


YUNUS(10/25)

***


Acıyan,Bağışlayan Rabbin KADİR Adıyla

(Ey siz iman edenler/etmeyenler dinleyin!)

Bir öğüttür o-Kur’an- ne varsa cin ve insan,

Bilinen/bilinmeyen/görünen/görünmeyen

Bütün alemler için-geçmiş/gelecek için.-

Sonuçta içinizden dürüst olmak isteyen, (…adam…)


539

Yitirdiği şeyleri kazanan gerçek insan,

Öğüt,ders alır ondan,şaşmaz rehberliğinden.

Alemlerin Tek Rabbi-O Yüceler Yücesi-

-Mazlumun/müztaz’afın merhametli sinesi.- (…şefkatli güvencesi.-)

Allah dilemedikçe-O izin vermedikçe-

Külli iradesiyle-O uygun görmedikçe-

Siz dileyemezsiniz,söz söyleyemezsiniz.

Sonsuz iradesine/sınırsız kudretine

Güç yetiremezsiniz,el erdiremezsiniz.

(O’nun size verdiği iradeyle,iyiye,

Doğruya ve güzele,sevgiye,adalete

Yönelin isterseniz,yeğleyebilirsiniz (Yönelebilirsiniz…)

Bunun tam tersini de şahsi tercihinizle,

Eğer sonuçlarına katlanabilirseniz!)
TEKVİR(81/27-29)
***
Hiçbir kimse yoktur ki-ölümü/son nefesi-

Bir Allah’ın iznine/sınırsız bilgisine-

Bağlı olmuş olmasın-bir ölçü konulmasın.-

O belli bir süreye-yasalaşmış vadeye-

Göre yazılmıştır ki,-bilenler bilirler ki- (-bilirler,görürler ki-)

Bizden her kim isterse veririz kendisine

Gelip,geçici,basit dünya nimetlerini

Hem de bol,bol cömertçe,kim de seçer/yeğlerse

Ahiret sevabını-ölümsüzlük çağını- (..-özgürlük hayatını-)

Ona da bundan işte sonsuz keremimizle

Veririz bilinsin ki-hiç kuşku duyulmasın –

(…kuşkunuz olmasın/and olsun !)

Biz o şükredenleri-kendini bilenleri-

(…haddini…/nankör olmayanları-)

Firdevs’e koyacağız,ödüllendireceğiz.

Bizim sözümüz sözdür,sözümüzden dönmeyiz.


AL-İ İMRAN(3/145)
***

540
Acıyan,Bağışlayan Rabbin EHAD Adıyla

(Ey Muhammed,ey Nebi!)İnançsızlara de ki;

“Allah’tan başka tanrı olduğunu iddia

Ettiğiniz şeyleri-putları/sanemleri-

(Hünerler/üstünlükler/bazı ilahi güçler

Vehmettiklerinizi/din önderlerinizi,

Allah’a,Peygamber’e,Kitab’a,kitaplara

Dost bildiklerinizi,dost gördüklerinizi…) (Yakın…)

Çağırın da onlara-o çakma ilahlara-

Dua edin/yalvarın,kulluk edin/tapının,

Rabbi,Elçi’yi değil,onları önder sayın!

Ama onlar ne gökte,ne de yerde bir zerre

Miktarında bir şeye,bir güce,mülkiyete

Sahip değillerdir ki,olabilirler mi ki?

Üstelik,ikisinin-yerlerin ve göklerin- (-arasındakilerin-)

Yöne(til)melerinde de/yedilmelerinde de

Söz sahibi değildir içlerinden hiç biri!

Onların ikisinde-yeryüzünde/evrende-

Hiçbir ortaklıkları yoktur hiç kuşkusuz ki!

Ne bir destekçileri,bir arka çıkanları,

Ne bir yardımcıları,hiçbir dayanakları.

Ortağı bulunmayan Yüce Allah,yanında

Onlardan Kendisine bir destekçi/yardımcı

Ortak atamamıştır,yoktur ihtiyacı ki!

Allah’tan,Peygamber’den,onların desteğinden

Başka bir dost,yardımcı,onur,güven verici

Olduğunu sananlar,arayan şaşkıncıklar,

Nasıl bir aldanışla aldandıklarını da,

-Aldatıldıklarını/kandırıldıklarını-

Bir Gün anlayacaktır.Onların yapacağı

Hiç zaman geçirmeden tevbe etmektir hemen,

Dönmektir yol yakınken küfürden,nankörlükten,

Allah’a sığınmaktır içten bir pişmanlıkla.

Sonsuzluk yollarında,sonsuz bir mutluluğa,

541
Özgürlüğe,erince,Ölümsüz Sevgili’ye

Koşmaktır,kavuşmaktır kurtuluşa,vuslata.

Allah’ın Huzuru’nda sırf Kendisinin izin

Verdiği kimselerden-seçilmiş benliklerden- (…arınmış…)

(O’nun izin verdiği kimselerin dışında)

Başkasını n yardımı/desteği/şefaati

Hiçbir yarar sağlamaz kimseye kuşkusuz ki! (Bir şey ifade etmez…)

Sonunda kalplerinden korku giderilince,

Kıyamet’in kalpleri ters/yüz eden dehşeti,

“Rabbiniz ne buyurdu?” diye soru gelince;

Cevap verirler onlar;”Hak olanı elbette!”

O uludur,yücedir,Hakimler Hakimi’dir,

Hakkın,gücün,güvenin,aşkın ta kendisidir…

(Ya da O’nun Nezdinde kendisinin lehine

İzin erdiklerinin dışında kimse için (…biri…)

Şefaat fayda etmez-kula yetki verilmez!-

Herhangi birisine şefaat/yardım için. (…aracı olmak…)

Güvenine karşılık ödül hak edenlere

Ödüllerini vermek üzere kullarından

Tevdi edilebilir kimine görev/yetki.

Bu,Rabb’e ait olan bir yetkinin,bir kula

Yüklenmesi değil de,O’nun takdir ettiği

Ödülü sahibine-yine O’nun izniyle-

Sunması görevidir O’nun denetiminde.) (…gözetiminde/

Ödülü veren O’dur aslına bakılırsa. şahitliğinde.)

Ve ödüllerin kime verileceğini de

En doğru belirleyen,takdir ve tayin eden.

Ödülü takdim izni verdiği kullarını

Onurlandırmış olur işte aynı zamanda.(…bir de/yine…)

Nihayet Kıyamet’in dehşeti/ürpertisi

Ödül vereceklerin kalplerinden çıkınca,

Ödüllendirilenler sorarlar,şöyle derler;

“Rabbiniz ne buyurdu sizlerin hakkınızda?”

Berikiler derler ki-itiraf ederler ki-; (…gerçeği söylerler ki-;)

Ödülleri vermekle görevlendirilenler;

“Hak neyse elbet onu,-şefaat konusunda

Hakikat neyse onu-hiç kuşku yoktur bunda!


542
En mükemmel olan da,büyük,ulu olan da

O’dur,O-Allah-zaten en doğru karar veren,

Her işinde en adil olan,hiç yanılmayan,

Verdiği kararlarda tam isabet kaydeden…”

Ey Rasulallah!De ki;”Sizi rızıklandıran

Kimdir yerden/göklerden size nimetler veren

Sonsuz hazinesinden,limitsiz kereminden?

İkimizden birimiz-kuşkusuz biz ya da siz-

İki taraftan biri ya doğru yol üstünde

-Doğru yol üstündeyse-ya da açık biçimde (…üstündedir,)

Sapıklık içindeyiz,kim haklı göreceğiz (…içindedir,)

Her şeyin ayan/beyan belireceği Gün’de.”

Ey Rasul/Nebi!De ki:”Bizim işlediğimiz (-nankörlere bildir ki!-)

Suçlardan günahlardan,kötü davranışlardan

Sorumlu değilsiniz/yükümlü değilsiniz! (…bağımlı…)

Sizin suçlarınızdan-tüm yaptıklarınızdan-

Hiç kuşkusuz bizler de sorulacak değiliz. (…sorgulanmayacağız/

yargılanmayacağız.)

(Ne siz vereceksiniz hesabını,ne de biz

Bizim suçlarımızın/sizin suçlarınızın.

Herkes işlediğinin-yapmış olduklarının-

(…işlediğiden/yapmış olduklarından-)

Sorumlusudur elbet,yüklenecek değiliz (Sorumludur kesinkes…)

Biribirlerimizin yükünü/günahını.

İşlediklerimizin hesabını veririz.)

Ey Rasulallah!De ki:Rabbimiz hepimizi

Bir Gün-o Son Saat’te-kuşkunuz olmasın ki,

Toplayıp bir araya,sonra da aranızda (…aramızda...)

Haklı/haksız olanı-gerçeği/olmayanı-

Şaşmaz adaletiyle,yüce bilgeliğiyle (…erişilmez ilmiyle…)

Divan’ını kurarak hak ile ayıracak

Herkes hakkında en son hükmünü verecektir. (..sözü söyleyecektir.)

En adil hüküm veren-hiç haksızlık etmeyen-

Her işinde/hükmünde tam isabet kaydeden

Ve her şeyi hakkıyla,tüm ayrıntılarıyla

Bilendir O,gizlinin,gizlisini gerçekten.

Asla yanılmayandır verdiği kararlarda. (…yürüttüğü işlerde.)
543

O Hakimler Hakimi,Yüceler Yücesi’dir.

De ki;”O’na-Allah’a-ortaklar olaraktan

Tasavvur ettiğiniz,yakıştırdıklarınız,

Yanına kattığınız-koymaya kalktığınız-

Şeyleri-idolleri-bana gösterin haydi!

(Gavsları/kutupları/şeyhleri/velileri!)

Hayır!İş sandığınız-asıl aldandığınız-

Gibi değil elbette,zaten olamazdı da!

O’nun ortağı yoktur,asla yapamazsınız! (…bunu…)

(Affedilmez bir suçtur O’na ortak koşmanız.

Bu kibir,bu nankörlük ahiret azığınız.) (…tuzağınız.)

Yegane galip olan,-çok üstün,güçlü olan-

Ve her şeyi yöneten ancak O’dur hikmetle.

Haklıdır,kusursuzdur her işinde/hükmünde.

(Onurlandır bizleri Rabbim Sana kullukla…)


SEBE(34/22-27)

***


Ve bir kısım insanlar-bazı malum toplumlar- (…insanlar-)

Dolunay sinelere-gül yüzlü mü’minlere-

Gözsüzler/beyinsizler-;”Sizlere karşı asker

-Ordular-topladılar düşmanınız olanlar,

Sakının,uzak durun onlardan siz siz olun!”

Dediklerinde ancak onların inancını

Bu daha da arttırdı,korkusuzluklarını.

Ve;”Allah bize yeter,O ne güzel vekildir

Ne güzel yardımcıdır!”-Ölümsüz Sevgili’dir-

-Her şeye çok kolayca güç yetirebilendir.-

Dediler inananlar,korkusuz muvahhidler. (…olarak)

Geçmişe/geleceğe apaçık gösterdiler

Mü’min olduklarını,kararlılıklarını.

Çağlarına,Çağlar’a örnek/model olarak.

544
Onları örnek almak her zaman mü’minlere

Birlik,güç,güven,huzur verebilir and olsun!

(Onu)Düşmanlarına karşı hep(yengin)/üstün kılar.

Bazan emekleyerek,bazen kanatlanarak

Olsa da hedefine-gün gelir-varabilir.
AL-İ İMRAN(3/173)

***


Acıyan,Bağışlayan Rabbin VAHİD Adıyla

İlahınız Tek Rab’dır,kusursuz/noksansızdır.

-Ey siz iman edenler,-inanmayanlar siz de!-

Başka bir ilah yoktur,boyutsuz/sınırsızdır

O,merhamet edenden,merhametli olandan

Tapılmaya/kulluğa layık hiçbir varlık da.

Ve rahmeti sonsuzdur,eşsizdir,rakipsizdir,

Bitmeden/tükenmeden çağlar sonsuzluklardan…

Göklerin ve yerlerin-arasındakilerin-

İlahi bir amaçla yaratılmalarında,

Gündüz ile gecenin-geçmişin/geleceğin,

Işığın/karanlığın,çıkış ve inişlerin…-

Birbirinin ardınca-zamanın sarkacında-

Gelip gitmelerinde-kürenin dönmesinde-

İnsanlara yararlı-her an kullandıkları,

İhtiyaç duydukları-bazıları zararlı-

Şeylerle denizlerde süzülen gemilerde ,(Yüklerle…)

Allah’ın gökyüzünden-sonsuz hazinesinden-

İndirdiği saf suyla-can verici sıvıyla,- (Hayat veren…)

İlk öldürmüş olduğu,sarartıp soldurduğu

Yeri,kuru toprağı ve her türlü canlıyı

Ölümleri ardından tekrar diriltmesinde,

545

Orada yaymasında,tür/tür dağıtmasında,



Kat/kat çoğaltmasında,-sınıflandırmasında-

Aşıcı rüzgarları gönderip tohumları

Toz/toz savurmasında,yerle gök arasında

Rahmet yüklü olarak emre amade duran,

Nankör,bencil,muhteris insanın hizmetine

Verilmiş bulutları-rengarenk yığınları-

Döndürüp durmasında/yayıp,toplamasında,

Düşünmesini bilen bir toplum için cidden (Akletmesini…)

Allah’ın Birliğine,erişilmez gücüne

İnanan,sonsuz güven besleyen kullarına

Nice belgeler,nice açık kanıtlar vardır,

Çıkarılacak büyük dersler,hikmetler vardır…

İnsanlar arasında Allah’ı bırakıp da,

Başkalarını O’na-Ulular Ulusu’na- (-Sultanlar Sultanı’na-)

Denk ve ortak tutanlar,ilah diye tapanlar,

Onlara budalaca,cahilce,onursuzca,

Bir takım varlıkları-aciz putları-tanrı,

Tek Allah’a eşdeğer rakip güçler/değerler

Olarak benimseyen ve onları Allah’ı

Severcesine seven,başka bir şey görmeyen (…gözü…)

Sevgisiz ruhlar vardır,hasta ruhlular vardır.

Vardır,vardır ya onlar sakın uğramasınlar,

Bir süre gelmesinler eğer samimiyseler

Gülünç davalarında-boş iddialarında- (…inançlarında…)

(Batıl inançlarıyla-rezil hayatlarıyla-)

Allah’ın Huzuru’na çarpık mantıklarıyla (…yamuk bakışlarıyla.)

Mü’minlerin Allah’ı sevmesi,bağlanması

Hepsinden kuvvetlidir,gönüldendir,içtendir,

Ölümsüz bir sevgidir,katıksız tertemizdir.

(Ölümsüz Sevgili’ye duyulacak sevgi de

Köklüdür,süreklidir,tavizsizdir,candandır.)

Kendine zulmedenler-o inançsız zalimler- (…kendini bilmezler/

(Kendi kendilerine haksızlık eden tipler!) sefihler-)

İlahi adaletin olanca görkemiyle,

Tecelli ettiğini-ortaya çıktığını- (Ayan/beyan,apaçık…)

546
Gördükleri zamanda-Kıyamet koptuğunda-

-Oturum açılıp da Divan kurulduğunda-

Bütün gücün/kudretin-şefkatin,merhametin,

Sevginin,mağfiretin ,şaşmaz bir adaletin (…iradenin)

Yalnız Yüce Allah’a ait bulunduğunu,

Allah’ın azabının,önlenmez ikabının

Çok çetin-adalete tam uygun-olduğunu

Keşke bir bilselerdi,anlayabilselerdi!

Ve nitekim o zaman,kendisine uyulan (…tapılan)

O yalancı ilahlar-kuklalar/şarlatanlar!-

Onlara uyanlardan-kul/köle olanlardan

Köşe-bucak kaçacak,uzaklaşacaklardır.

Aralarında olan-kopmayacak sanılan-

Tüm bağlar kopacaktır-dünya bağı zayıftır-

Kendisine ilahlık yakıştırılanların

(Kendilerine ilah gözüyle bakanların)

Kendisine ilahlık yakıştıranlara da

Sırt çevirdiklerinde,gelip gördüklerinde (Sırt döndükleri zaman)

Allah’ın azabını,aralarında olan

Dünyalık bağlarının,çıkar hesaplarının

Kopup dağıldığını göreceklerdir işte!

Onlara kul olanlar faydasız pişmanlığın (…nedametin)

Kucağında kıvrana,kıvrana ızdırabla;

(İlahlık yakıştıran şaşkınlar diyecekler;) (ki;)(…hayıflanır…)

“Ah,keşke bizim için bir kez daha dünyaya

Dönmek mümkün olsa da,karşılaşsak onlarla,

Onlar bizlerden nasıl uzaklaşıyorlarsa, (Putlar…)

Biz de onlardan öyle uzaklaşsaydık!”derler.

Derler,demesine ya,-aldatılışlarına- (aldanışlarına)

Rıza gösteremezler-bunu hazmedemezler!- (kabullenemezler ki!)

Ah,iş işten geçmiştir yoktur dönüş geriye.

Böylece Rab onlara,-kısa akıllılara-

Bütün yaptıklarını-yakını/ırakları- (-gizliyi/aşikarı-)

Hasret ve pişmanlıklar-ızdırablar/utançlar-

Şeklinde gösterecek,serecek göz önüne.


547
Ve onlar Ateş’ten de-hiçbir zaman belki de-

Çıkacak değillerdir,bunu hak etmişlerdir

Çünkü ziyadesiyle,yapıp ettikleriyle…


BAKARA(2/163-167)

***
Kim de Beni anmaktan-Zikr’im olan Kur’an’dan- (Her..Furkan’dan)

Uyarıcı,müjdeci,muhkem,öğüt verici (…hikmetli)

Kutlu Mesaj(lar)ımdan-indirdiğim Kitap’tan-

Yüz çevirirse işte kuşkunuz olmasın ki, (…artık…)

Onun için sıkıcı,hayat alanlarını

Boğucu,daraltıcı,zorlu bir hayat tarzı, (…ışıksız bırakıcı…)

Bir geçim vardır ancak,Biz onu kör olarak (…şavksız bırakarak)

Haşrederiz O Gün’de-Kıyamet’te/Mahşer’de-

O;”Ey Rabbim!Sen beni haşrettin kör olarak, (…dirilttin)

Oysa ben dünyadayken biliyorsun gerçekten

Gören birisi idim!”der şaşkınlık içinde,

Tarifsiz bir dehşetle,korkuyla ürpertiyle.

Allah buyurur;”İşte,kesinkes bu böyledir.

(Böyle gerekmektedir,adalet gereğidir.) (Adaletim gereği…)

“Ayetlerimiz sana apaçık geldiğinde,

Elin tersiyle itmiş onları unutmuştun,

Görmezlikten gelmiştin,daha ne bekliyordun?

Bu Gün aynı şekilde sen unutuluyorsun!

Yardımsız/bir başına Ateş’e giriyorsun…

Tam da layık olduğun ikrama uğruyorsun,(…ikramı görüyorsun,)

Getirdiğin şeylerden başka bir şeyle değil!”


TAHA (20/124-126)

İSRA(17/72)


***

548


Acıyan,Bağışlayan Rabbin MUKİT Adıyla

Kim ki iyi bir işe aracılık ederse,

-Kim haklı bir davaya katkıda bulunursa-

Hayırlı bir çabaya şefaatçi olursa, (…aracılık ederse,)

(Hakkını alamayan birine sahip çıkar,

Ona yardımcı olur,korur,el uzatırsa,)(…gözetirse,korursa/sahip

Onun getirisinden onun da bir nasibi, çıkarsa,)

Payı olur o işten Yüce Allah nezdinde.

Kim de kötü bir işe aracılık ederse,

Onun da ondan olur denk bir payı,nasibi.

Ulu Allah her şeyin-iyinin/kötülerin

(Geçmişin/geleceğin/dünyanın/ahiretin-)

Gerçek karşılığını-eksiksiz hesabını-

Yazılı azığını-belirlenen rızkını-

Himaye etmektedir,bilmekte,görmektedir. (Koruyup,gözetmekte…)

Yüce Yargılama’da her kulunun hakkını

Mizan’ında tartarak adilce verecektir.

(Zira Allah her şeye doğru bir ölçü koyan,

Koyduğu ölçüye de sahip çıkan,koruyan

Sonsuz güçtür her zaman,hiç yorgunluk duymadan.)

NİSA(4/85)

***

Ey siz iman edenler!-Doğru yolu seçenler.- (Mutluluğu/Özgürlüğü…)

Sabredin,gevşemeyin,gönülden kenetlenin,(…çekinmeyin..)

Bağları koparmayın,irtibatı kesmeyin.

Çarpışırken düşmanla,zorluklar karşısında

Geri adım atmayın,direnin,sebat edin!

(Biribirlerinizle dayanışma içinde)

Sabredenlerden olun,sabredenlerle olun!

Cihat için her zaman hazırlıklı bulunun…

549
İç ve dış cephelerde-afakta ve enfüste-

Ve Allah’tan korkun ki,-O’na kulluk edin ki-

(Ve mevzilerinizi koruyun kahramanca,

Sorumluluk bilinci kuşanın/donanın ki-,)

Gerçek başaranlara,sonsuz mutluluklara

Erişebilesiniz,ulaşabilesiniz.

Ölümsüz sevgilere,gerçek özgürlüklere

Kavuşabilesiniz,yarışabilesiniz

İnsanlıkta,barışta,düşüncede,inançta

Kibirli bencillerle,kendini bilmezlerle.


AL-İ İMRAN(3/200)

***


Acıyan,Bağışlayan Rabbin CAMİ Adıyla

Bir gün tüm insanları-gün gelir ulusları- (…toplumları-)

Onların önderleri-yol göstericileri-

Yöneticileriyle/yönlendirenleriyle,

(Ya da eylemlerine önder bilinçleriyle

Ve tasavvurlarıyla-başları/sonlarıyla,

Eksi/artılarıyla,sağları/sollarıyla…)

Çağırdığımız zaman-Arasat Meydanı’nda,

En Yüce Mahkeme’de yargılanmak üzere,

Kimlerin defterleri,hakiki sicilleri, (…manevi…)

-Dünya hayatlarında katipler tarafından (…yazıcılar eliyle)

Tutulan,bir eksiksiz belirlenen,yazılan

Amel envanterleri-ahiret karneleri-

Sağından verilirse,hurma fitili kadar

Bir haksızlığa bile asla uğratılmadan (Kıl kadar…)

Rahatlıkla,sevinçle okuyacaklar onlar (…güvenle…)

Ömür kitaplarını-amel defterlerini-

550
(Defterleri solundan,ya da arkalarından

Verilenler görünce Cehennem’in yolunu,

Pişmanlıkla,utançla kıvranacaklardır ya,

Artık iş işten geçmiş,bütün işlemler bitmiş,

Fırsatlar elden gitmiş olacaktır şüphesiz! (Kesin karar verilmiş…)

Bu dünyada kim körse-kalp gözü kapanmışsa-

Hakkı göremiyorsa-görmek istemiyorsa-

O kördür ahrette de ve o yol yünüyle de (…cihetiyle de )

Üstelik de iyice-çok ciddi bir şekilde-

Şaşırmış,sapıtmıştır,batağa saplanmıştır. (…burgaca kapılmıştır.)

Doğru yoldan çıkmıştır,çıkmaz yola sapmıştır.

O Gün yok olmak için yalvarıp duracaktır!

(Bu yoldan döndüremez artık hiç kimse onu!)


İSRA(17/71-72)

İNŞİKAK(84/7-10)


***

Acıyan Bağışlayan Rabbin HASİB Adıyla

Ey İnsan!Kuşku yok ki-değişmez bir gerçek ki-

Ölüm vakti gelip de Rabbine-sahibine-

Bir gün ulaşıncaya-er-geç kavuşuncaya-

Kadar çaba üstüne çaba göstermektesin, (harcamaktasın,)

Yeldirip durmaktasın kısa hayat.yolunda.

-Muhakkak sen çabalar,itilir,düşer,kalkar,

Çok gayret gösterirsin,bir hedef belirlersin (…hedefler…)

Çoğu kez yanılırsın hedef belirlemede!

Hedefe varmak için durmadan didinirsin.

Her şeye rağmen yine direnir,pes etmezsin,

Verilen bu fırsatın değerini bilmezsin!-

Ve O’na döneceksin,varacaksın sonunda.


551
(Çabanın karşılığı verilecektir sana.) (…neyse edineceksin…)

Kimin amel defteri-ömrünün envanteri-

Sağından verilirse-alırsa sağ eliyle- (…eline,)

O kolay bir hesapla çekilecek hesaba.

Ve sevinçli olarak,-mutluluktan uçarak-

Dönecek,Mahkeme’den beratını alarak

Arkadaş çevresine-kendi cemiyetine.-

Her kimin de kitabı-dünyalık yazılımı-

-Kim sırtını Allah’a dönmüşse sicili de

Arkasından/solundan verilirse o zaman,

Hesabı bozuk çıkan-notları düşük olan- (…karnesi zayıf…)

Kimselere gelince,o derhal yok olmayı

İsteyerek varacak şiddetli bir ateşe

İtilecektir zaten,”Vah,vah,yok oldum!”diye

Haykırarak pişmanlık,çaresizlik içinde.

Çünkü o dünyadayken yandaşları yanında,

Ailesi içinde mal-mülk,güç sebebiyle

Şımarmıştı,azmıştı,zıvanadan çıkmıştı.

Kötü amellerinden dolayı sevinçliydi, (…fiillerinden/

Coşkulu,şen/şakraktı,gururlu/kibirliydi…! edimlerinden…)

(Nefsinin oyununa gelmiş,tökezlenmişti

Bunun bile farkında değildi ne yazık ki!)

Hiçbir zaman Rabbine-Hakimler Hakimi’ne (Yüceler Yücesi’ne)

O’nun Hesap Günü’ne,Yüce Mahkemesi’ne

Ve dönmeyeceğini düşkün,hor bir konuma (…geçmeyeceğini…

Hiç düşmeyeceğini sanmıştı ne yazık ki! hakir…)

Hayır!Hesap vermekten kurtuluş yok gerçekten!

Oysa ki Yüce Rabbi onun fiillerini

-Eksi/artılarıyla/enfüsü,afakıyla,

Bütün boyutlarıyla/gizlisi,açığıyla-

Hep gözetlemekteydi,değerlendirmekteydi.

Hayır,hayır,şafağa-gündoğumundan önce

Doğu ufuklarında beliren kızıllığa,

Gün kavuştuktan sonra batı ufuklarında

Başlayan yangınlara,sonsuz kızartılara,

Ondan bir süre sonra görülen sarılığa,

552
Geceye ve birlikte barındırdıklarına (…bağrında…)

Ve topladıklarına ve kaydettiklerine…

İnsan ve hayvanların,dağların,böceklerin,

Suların,karaların,cümle yaratılmışın (…tekmil mükevvenatın)

Dinlenmeleri için bastıran karanlığa,

(Derlenip toparlanan,safha/safha dolanan…)

Hilalden,ilkdördünden,dolunaylaşan ay’a,

And olsun ki,değildir iş sanıldığı gibi. (…sanıldığı…)

Yemin ederim ki siz-kullarım,her biriniz.- (ey insanlar,hepiniz)

Hayat evrelerinde-bir halden başka hale

Ve boyuttan,boyuta,renkten,renge durmadan

Geçer,değişirsiniz,değiştirilirsiniz…

(Evren(ler)deki sesler/renkler/ışıklar gibi…) (Yeryüzündeki/

Bunlar şahit olsun ki,nutfeden olgunluğa tabiattaki…)

Yeryüzünde/evrende-dünyada/ahirette,

Ölümden,dirilişe/dirilişten,ölüme-

Önlenemeyen sona,mukadder akıbete,

Zamanla soluk/soluk giderek adım/adım

İlerleyeceksiniz,yürütüleceksiniz…

Hal böyleyken onlara-o bahtsız sapkınlara-

Ne oluyor da hakka inanmazlar acaba?

Kıyamet’e,Hesab’a,nedir bu kibir,tafra?

Onlar kendilerine-mağrur benliklerine-

Onların karşısında Kur’an okunduğunda,

Allah’ın buyruğuna teslim olup mü’mince

Rabbe saygı duyarak varmazlar secdeye de. (O’nu onaylayarak…)

Onaylamak bir yana,aksine inançsızlar

-Küfür burgaçlarında debelenip duranlar…-

Hakkı yalanmayı-vahyin aydınlığını-

Çılgın inatlarını-benlik kaygılarını-

Korkunç bir ahmaklıkla sürdürüp duruyorlar.

Oysa Allah onların-karanlık ruhluların-

Gizlediği şeyleri-içlerindekileri-

Çok iyi bilmektedir biriktirdiklerini.

Acı,utanç verici,alçaltıcı,elemli

Bir azabı(la)muştula ey Rasül’üm onlara! (…haber ver/onları!)

İman edip de iyi,güzel,hoş,bereketli


553
Yararlı amellerde bulunanlar içinse, (…edimlerde…)

(Allah’ın rızasına uygun yaşayanlara.) (…sa,)

Başkadır karşılığı Rahman’ın kuşkusuz ki! (…iradesi/davranışı…)

Onlar için arkası kesilmeyen,bitmeyen

Nimet vardır en zengin,en cömertten gerçekten.
İNŞİKAK(84/6-25)
***
Bir ülkeyi/beldeyi/uygarlığı yok etmek,

Hayatına son vermek-ecelini getirmek-

İstediğimiz-bunu hak ettikleri-zaman,

O beldenin/ülkenin lüks/sefahat içinde

Sorumsuzca yaşayan/yaşadığını sanan

Servetler/nimetlerle-varsıllık sebebiyle-

Şımarmış,azmış,kibrin dipsiz burgaçlarına

Düşmüş varsıllarına/aristokratlarına

Gelen peygamberlere-ve getirdiklerine- (-tebliğ ettiklerine-)

Uymayı,düzelmeyi,ihsanı,iyiliği, (…uslanmayı/adaleti…)

Barışı emrederiz-buyruklar yöneltiriz.-


Yüklə 3,46 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   ...   47




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin