İhmali görülenler/savsaklayan nekesler/ (…sefihler)
Sakın sanmasınlar ki/ümit etmesinler ki,
Bu kendileri için iyidir,hayırlıdır.
Tersine,onlar için yanlıştır,zararlıdır.
Bir türlü paylaşmaya o kıyamadıkları
Şey(ler) Mahşer Günü’nde-En Yüce Mahkeme’de-
Kalın boyunlarına,kat,kat enselerine (…sırtlarına)
Dolandırılacaktır,yüklenmiş olacaktır.
Göklerin ve yerlerin-arasındakilerin-
Mirası bütünüyle-topyekün Allah’ındır.
O’dur mülkün sahibi,O’nun emanetini
Kendimizinmiş gibi sahiplenemeyiz ki!
O,yaptıklarınızdan/yapacaklarınızdan
Gizli/açık ne varsa hakkıyla haberdardır.(…hepsinden…)
(Gizlenemez Habir’den hiçbir şey,hiçbir zaman.)
“Gerçekten Allah fakir,bizler ise zenginiz, (Aslında…)
Bilgiliyiz,seçkiniz,üstünüz,efendiyiz!”
Diyenlerin sözünü-dil özünü yansıtır.-
And olsun ki Tek Allah duymuştur,saptamıştır. (…işitmiş…)
Onların sözlerini/gevelediklerini/
-Saçmaladıklarını/yumurtladıklarını-
Haksız,mesnetsiz yere,sırf zulüm olsun diye
Kutlu peygamberleri,güzelim elçileri
Öldürmelerini de yazacağız birlikte…
O bencil nekeslere O Gün diyeceğiz ki;
“Tadınız o yakıcı,alçaltıcı azabı,
Şu yangın azabını-ki tattığınız acı-(…tattırılan…)
-Bahtsızlığın,utancın,pişmanlığın ilacı!-
584
Dünyada yaşıyorken-o fırsat verilmişken-
Kendi ellerinizle-ters fiillerinizle- (…yürüyüşünüzle-)
İşlemiş olduğunuz her türlü suçunuzun
Karşılığıdır,yoksa Allah zulmetmez asla
(En küçük bir ihtimal bile yoktur and olsun!)
Tövbekar kullarına.O’nun buyruklarına
Katıksız,içtenlikle uyan,hayatlarına
Uygulayan,yaşayan,her türlü günahlardan
Uzak duran,korunan gerçek müslümanlara…
“Doğrusu Allah bize-en seçkin bir millete-
Göklerden indirilen-öyle kabul edilen-
Ateşin yiyeceği/yakıp kül edeceği/
Bir şey getirmedikçe-kurban indirmedikçe-
Hiçbir peygamber(in)e-seçilmiş elçisine
İman etmememizi emretti,murad etti,
Bizden söz,ahit aldı!”diyenlere şöyle de; (…gelince;)
“Size benden önce de nice mucizelerle,
(Ayan,beyan deliller,apaçık hüccetlerle…)
-Özellikle sizin de söylediğiniz ile- (…gibi-)
Nice kutlu elçiler/rasuller geldi,geçti.
Eğer dürüst insanlar-gerçekten inananlar- (…doğru…)
İseniz ya onları-o kutlu insanları-
Niçin öldürdünüz ki-,onlara kıydınız ki?”
“Rasul’üm eğer seni-temiz kişiliğini- (…örnek/güzel…)
Kesin elçiliğini-şaşmaz rehberliğini-
Yalancılıkla itham-Şeytan’dan gelen ilham!-
Ettilerse sıkılma,üzülme,yadırgama!(...Ederlerse…mahzun olma!)
Gerçekten senden önce-geçen devirlerde de-
Apaçık mucizeler/deliller/sahifeler,
Aydınlatıcı Kitap getiren ışıl,ışıl (…yalap,yalap…)
-Hikmet yüklü ilahi,ışık saçan vahiyle-
Işıyan yürekler de-nice peygamberler de-
Yalancılar olmakla suçlandılar yazık ki!”
(Yalancılıkla itham edildiler haksızca!)
Her canlı belirlenen süresi dolduğunda
Tadacaktır ölümü-görecektir o günü.-
585
Tüm yaptıklarınızın-eksiler/artıların,
Yakınlar/uzakların/eğriler/doğruların…-
Ancak Kıyamet Günü-çetin Toplanma Günü-
Karşılığı tastamam-bir damla kaybolmadan-
Size verilecektir Yaradan tarafından.
Her ki Cehennem’den-sonsuzluk ateşinden-
Uzaklaştırılıp da,Cennet’e konulursa, (…alınırsa,)
O ermiştir gerçekten sonsuz bir kurtuluşa,
Murada,mutluluğa.Bu dünya hayatıysa
Aldanma metaından/boş bir oyalanmadan/
(Aldatıcı/geçici bir tatmin aracından)
Başka bir şey değildir,servet iftihar değil,
İmtihandır,çetin bir sına(n)madır aslında! (…sınav vesilesidir.)
(Onu iftihar gibi gören ona aittir,
Onu imtihan bilen/gören ona sahiptir.)
And olsun(ki)(ey)insanlar-ışıklar/karanlıklar-
Geçmişler/gelecekler/bireyler/topluluklar…-
Mallar ve canlarınız-tüm topladıklarınız-
Konusunda sınava/yaman sorgulamaya/
Çekileceksinizdir/tutulacaksınızdır.
Sizden önce gelip de,kendilerine bir de
Kitap verilenlerden ve sapkın müşriklerden (…sefih…)
(Vahye muhatap olan Kitap sahipleriyle (…verilenlerden,)
Allah’tan başkasına ilahlık yakıştıran)
Gerçeği örtenlerden/kendini bilmezlerden
Birçok üzücü sözler,mantık dışı eylemler (…mantıksız davranışlar)
İşiteceksinizdir,gözleyeceksinizdir.
Eğer sabrederseniz/muttaki olursanız/
(Sorumluluk bilinci ile donanırsanız) (…kuşanırsanız)
Muhakkak ki işlerin/yapılacak şeylerin/
En azme değer olan ve en değerlisidir.
Allah,kendilerine lutfuyla,keremiyle
Kitap verdiklerinden-loşca yüreklilerden;
“Siz onu doğru/dürüst insanlara mutlaka
Açıklayacaksınız,saklamayacaksınız,
Gizlemeyeceksiniz,yan çizmeyeceksiniz
Ve uzaklaşmayacak,ona uyacaksınız!” (…savsaklamayacak…)
Diye misak almıştı/ahit imzalamıştı.
586
Onlar ise,bu sözü kulak ardı ettiler,
Hiç önemsemediler,sırtlarını döndüler
(Ciddiye almadılar,alay bile ettiler…)
Vahyin aydınlığına-hikmetli sayfalara.- (…kutsal sahifelere-)
Onu değersiz,çok az bir dünyalık metaya
Yeğ tutup,değiştiler,büyük zarar ettiler!
Onun karşılığında kazanmış oldukları
Elde ettikleri şey-bir türlü doymaz gözler!-
Ne kadar değersizdi,basitti,önemsizdi!
Yapılan alış-veriş/girişilmiş olan iş/
Ne kadar yanlış/kötü,ne kadar karanlıktı!
Saçmaydı,ahmakçaydı,insanlıktan uzaktı,(…anlamsızdı/yararsızdı.)
Onların yapacağı bir işti bu şüphesiz!
Sanma ki ey Rasul’üm,-ey gül yüzlü mü’minler-
Kaygılanmayı,mahzun olmayın siz bu yüzden.
İğreti,abur/cubur dünya hayatlarında (…ömürlerinde)
Yaptıklarına hemen sevinen/böbürlenen, (Yaptıklarıyla çokça…)
Yapmadıkları halde bir şeyler yapmış gibi
Övülmek isteyenler,övünen görgüsüzler,
-Karanlık kişilikler/dengesiz,kof benlikler-
Evet sanma ki onlar-o akıllı ahmaklar-
Azaptan kurtulacak,mutluluğu tadacak!(…bulacak!)
(Dünyadaki hesaplar ahirete uyacak!)
Onlar içindir ancak elem verici azab,
Sonu gelmez bir utanç,onursuzluk,ızdırab.
(Sözden dönmek ne demek O Gün anlaşılacak,
Sürprizin en büyüğü onlar için olacak! (…birlikte yaşanacak…)
Alay ettikleri şey başlarına geçecek,
Artık iş işten çoktan geçmiş oluverecek!)
AL-İ İMRAN(3/180-188)
***
587
Acıyan,Bağışlayan Rabbin NASİR Adıyla
Ey siz iman edenler,dolunay alınlılar! (…okyanus yürekliler!)
Size ne oluyor da,Ulu Allah yolunda ( Sizlere ne oldu da…)
“Rabbimiz!Bizi halkı/inançsız insanları (…batıl inançlıları)
Zalim olan bir kentten-hayırsız bir beldeden-
Çıkar,kurtar onlardan,rahmetinle Katından
Güçlü bir rehber gönder ki,sahip çıksın bize,
Ona gönülden bağlı,onun izinden giden
İnançlı yüreklerle,yiğit cemaatiyle. (Samimi…)
Yine Yüce Katından-kereminden/fazlından-
-Yenilmesi imkansız kozmik ordularından--
Koruyucu/yardımcı bir dost,bir destek yolla!”
Diyen zavallı erler/zulüm gören mazlumlar (..kadınlar ve (…ezilen/horlananlar/müztaz’aflar…) çocukar…)
Uğrunda kahramanca,insanca,müslümanca
Savaş vermiyorsunuz/yardım etmiyorsunuz,
El uzatmıyorsunuz,merhem olmuyorsunuz
Nasırlı ellerine/derin yaralarına?
(Peki onlar için biz bugün ne yapıyoruz?)
Candan iman edenler yiğitçe savaşırlar
Gözlerini kırpmadan Ulu Allah Yolunda,
Yeryüzüne aşk,barış,özgürlük gelsin diye…
İnanmayanlar ise-tağut/batıl davalar
Ve şeytani düzenler-kötü niyetli güçler-
Yolunda savaşırlar-boşuna yorulurlar!-
Ey mü’minler,o halde siz savaşın Şeytan’ın
-O düzen kurucunun/o baş kaldırıcının-
İş birlikçileriyle,karanlık güçleriyle. (…zalim/alçak uşaklarıyla…)
Onun,o düzenbazın kurduğu plan zayıftır,
-Düzenler ve tuzaklar-bozulması kolaydır…
NİSA(4/75-76)
***
588
Acıyan,Bağışlayan Rabbin ŞEHİD Adıyla
(Ey çağlar üstü Elçi/ey hatemü’l enbiya!)
De ki:”Ey Kitap Ehli!-sizleredir bu hitap!-
(Önceki vahiylerin bahtlı takipçileri.) (…izleyenleri/muhatapları.)
Allah işlerinizi-yaptığınız her şeyi-
Görüp dururken-buna şahit olurken-niçin
O’nun ayetlerini-ölümsüz sözlerini-
(Kesin hüccetlerini/açık delillerini.)
İnkar edersiniz ki,örtmek istersiniz ki,
Eğip bükersiniz ki,gücünüz yeter mi ki
Onların etkisini ortadan kaldırmaya?”
Etiniz/budunuz ne,aklınız yok mu sizin?
De ki:”Ey Ehli Kitap!-Ey dinmeyen ızdırap!-
(Ey siz daha önceki vahyin takipçileri!)
Allah’ın indirdiği gerçeği/hüccetleri (…görkemli ayetleri)
Hep görüp bildiğiniz-nerede gözleriniz?-
Halde niçin Allah’ın-güzel sözlü olanın-
Çizdiği doğru/temiz/aydınlık yolu eğri
Göstermeye yeltenmek yolunu izleyerek
Mü’minleri Allah’ın-Tek Ölümsüz İlah’ın-
Yolundan çevirmeye-sizlere benzetmeye-
Kalkışır durursunuz-hiç mi düşünmezsiniz? (…akletmezsiniz?)
Tüm yaptıklarınızdan-yapacaklarınızdan-
Habersiz değildir O,hesap vereceksiniz
Bir Gün gelecek O’nun Yüce Mahkemesi’nde.(…O’na…)
Dilleriniz lal olmuş bir halde dikilerek.(Yüzleriniz geceden bir parça..)
Ey siz,iman edenler,ey bedir yürekliler! (…dolunay yüzlüler/
Kendilerine Kitap-bilgi/aydınlık/hayat/ alınlılar…)
Verilmiş olanlardan-ayrıcalıklılardan-
Bir gruba uyarsanız-onlara kanarsanız- (…bakarsanız/eğer
İmanınızdan sonra sizi inkarcılığa inanırsanız-)
Sürüklerler yeniden,onların düzeninden
-Sinsi hilelerinden,bin bir yüzlülüğünden-
589
Koruyun kendinizi,temiz benliğinizi.(…fıtratınızı.)
-Allah’a verdiğiniz söze sadık kalarak-
Size Yüce Rahman’ın-ilksiz/sonsuz İlah’ın-
(Onlar,o nasipsizler,böyle yapabilirler,
Çünkü kendilerinden bile habersizdirler!)
Muhteşem ayetleri-ışıl,ışıl sözleri.-
Okunup duruyorken-kimler okuyabilen?-
-O incelik,yücelik,yalınlık ve derinlik,
Yerleri/zamanları aşan görkem/bilgelik…-(Yerler/zamanlar üstü…)
Allah’ın Elçisi de-kutlu Peygamberi de-
Hep aranızda iken-en güzel örnek iken-
(Maddeten olmasa da aramızdadır manen.)
Nasıl,nasıl olur da saparsınız inkara?
(Yeltenebilirsiziz böyle bir şeye sizler?)
Her kim Ulu Allah’a inanır,bağlanırsa,
Sımsıkı sarılırsa,güvenir,dayanırsa,
O kimse kesinlikle ışığa/hidayete (…Doğru Yol’a…)
İletilmiş demektir,kurtuluşa ermiştir.
(O vuslata erişmiş,artık özgürleşmiştir.) (…ölmezleşmiştir.)
Ey iman eden canlar!Ey halis Müslümanlar!
Rab’den O’nun şanına yaraşır bir şekilde
Korkan sizler,mü’mince ürperen yüreklerle, (Korkun…)
(Sorumluluğunuzun gereğini hakkıyla (…bihakkın)
Getirin siz yerine,varın tam bilincine
Ölüm aniden başa gelip çatmadan önce!)
Olanca varlığınız,iyi niyetinizle (…samimiyetinizle)
O’nun buyruklarını-yüce yasalarını-
Yerine getirmeye-pratiğe geçirmeye-
-Onlardan kaçınmaya/günahtan korunmaya-
(O’na kayıtsız/şartsız candan teslim olmaya.)
İyi bir kul,bir insan,bir “Müslüman” olmaya.
O’nu her an,her yerde hatırlayarak bir de
Ömrün her döneminde,her anında/çağında
(Çıkarmayarak O’nu bir an gündemimizden…) (…asla…)
Katıksız Müslümanlar-candan teslim olanlar-
Olarak can verin ki,dünyayı/ahireti
Kazanmış olasınız-kurtulabilesiniz-
590
Şanı yüce Allah’ın-gücü sonsuz İlah’ın- (Olan’ın)
Sağlam/kopmaz İpi’ne-Kur’an-ı Kerim’ine-
-Seçilmiş/beğenilmiş/gönderilmiş Dini’ne.-
Sarılın,parça/parça,bölük/pörçük olmayın,
Savrulup,dağılmayın,güçsüz,başsız kalmayın!
Allah’ın size olan bitmeyen/tükenmeyen
Sonsuz inayetini,sayısız nimetini
(Limitsiz şefkatini,ölçüsüz keremini…)
Hatırlayın her zaman,nankörlükten kaçının!
Hani birbirinize siz daha önceleri
Düşman benliklerdiniz-hamdı yürekleriniz-
O gönüllerinizi sizin birleştirmişti.
(Mum,mum yumuşatmıştı,can,can yaklaştırmıştı,
Sel gibi akıtmıştı,göz,göz kaynaştırmıştı…)
O’nun bu nimetiyle-lütfuyla/keremiyle- (…iradesiyle…)
Kini unutmuştunuz,kardeşler olmuştunuz!
(Bugün bu kardeşliği ne kadar yaşıyoruz?) (…koruyoruz?)
Yine sizler,mü’minler-mutmain yürekliler-
Bir ateş çukurunun-kanyonun/uçurumun-
Tam kenarında iken-tehlike içindeyken- (-büyük tehlikedeyken-)
O sizi oradan da kurtarmıştı kolayca.
İşte Allah sizlere-imanı seçenlere-
Muhkem ayetlerini böylece açıklar ki, ( Sağlam/sabit…)
Doğru Yol’u bulmanız,özgürlüğe,sınırsız (Hidayete ermeniz…)
Mutluluğa,erince,dinginliğe varmanız (…huzura…)
Mümkün olsun,sonunda Ölümsüzlük Yurdu’nda
Ebediyen kalmanız,Canan’a kavuşmanız,
Ölümsüz sevgisini doyasıya tatmanız… (…kana,kana…)
(Olanca görkemiyle gönensin imanınız.) (…belirsin/görünsün…)
Sizden hayra çağıran,-orta yolu yol tutan -(…yeğleyen…)
İyiliği öneren/kötülüğü men eden (…önleyen)
Bir topluluk bulunsun,-akıllı/uslu olsun!- (…erdemli/onurlu…)
Onlardır kurtuluşa-sonsuz bir mutluluğa-
Erenler,işte onlar inançlı akıllılar.
(Akıllı inançlılar/katıksız imanlılar…)
591
Meşru/iyi olanı benimseyen,öneren (Marufu…/Münkerden…)
Kötü/yanlış olandan sakınan/sakındıran
Seçkin/soylu bir ümmet olmanın gereğini
Yerine getiren bir toplum budur gerçekten. (Uygulayan…olsun/
(Ümmet,bi r anne gibi-ana yüreği gibi olur…)
Şefkat/rahmet/merhamet abidesi kesilen (….sembolü olarak…)
Beşer’i kucaklayan bir toplumdur gerçekten.) (…aslında.)
Kendilerine açık deliller,ışık/bilgi
Geldikten sonra bile kör bir bilinçsizlikle
-Kibirle/bencillikle/kendini bilmezlikle-
Ayrılığa düşenler-parçalanıp gidenler-
Gibi olmayın sakın,her zaman kardeş kalın!
Ah,işte onlar için-ayrılıkçılar için-
Korkunç bir azap vardır,utanç,ızdırap vardır.
(Bunlar onların kötü huy yansımalarıdır.)
Bir Gün’ü düşünün ki-her an hatırlayın ki!- (hep gündemde tutun ki-)
Nice yüzler ağarır,nicesi de kararır.
(Bazıları aydınlık bazısı karanlıktır.)
İmdi bu dünyadayken solgun olan yüzleri
Kararan bahtsızlara;”İnanmanızdan sonra
Kafirler mi oldunuz,kapandı mı yolunuz?
Öyle ise tatmayı hak ettiniz azabı
Yanlış seçiminizden,inkarınız yüzünden!”
Denilir O Gün Yüce Yargılama’da. (..En Adil Duruşma’da.)
Yüzü ağaranlara-aydınlık olanlara-
Gelince kuşku yok ki,Tek Allah’ın rahmeti,
Keremi,inayeti,nusreti,muhabbeti (…meveddeti…)
İçindedirler onlar-oraya dalacaklar…-
Sonsuz dek orada-sonsuzluk kuşağında- (..güzellik/iyilik…)
Kalacaklardır elbet-ne büyük şey hidayet!- (…artık…)
İşte bunlar Allah’ın-sevginin kaynağının - (…mutluluk…)
Ey Nebi-hak olarak-sana özel olarak
Okumuş oldukları-ayetleri,sırları-
Yüce buyruklarıdır-üstün yasalarıdır.- (…kozmik…) (Belli amaç uğruna kutlu mesajlarıdır,
Sana bildiriyoruz,sen de bildir herkese…)
592
-Ey Muhammed ümmeti!Bu uyarı sana da! - (…size de/bize de!)
Allah hiçbir kimseye-ne yoksul,ne zengine-
Asla haksızlık etmez-böyle bir şey istemez.
O adildir zulmetmez/affını esirgemez.
Göklerde ve yerlere-geçmişte/gelecekte-
Ne varsa Allah’ındır,Ölümsüz Sultan’ındır.
Her iş döner dolaşır-bütün işler/oluşlar-
Nice kuşaklar aşar,sonunda O’na çıkar.
Bir Gün Allah’a varır.-Bu unutulmamalıdır.-
Bu bakımdan hayatı O’nun buyruklarına
Uygun yaşamalıdır-tam teslim olmalıdır.-
Yaşamayanlar sonra ağır sonuçlarına (Uymayanlar sonunda bunun )
Katlanmak zorundadır-bu hatırlanmalıdır.- sonuçlarına)
(Ey İnsan!Bütün evren Allah’a aitken sen
Niçin baş kaldırırsın,bu nankörlüğün neden?
Kendini bir şey sanır,kasıldıkça kasılır,
Çizgileri aşarsın,utanmaz,arlanmazsın!)
AL-İ İMRAN(3/98-109)
***
Siz ey iman edenler/hidayeti seçenler!(…hidayete erenler!)
Mü’minleri brakıp da-arkanıza atıp da-
İnançsız münkirleri-kötü niyetlileri
(Kendini bilmezleri/dengesiz sefihleri…)
Çıkarcı milletleri-kuşkulu bireyleri- (Güvensiz beyinleri…)
Dost edinmeyin sakın,onlardan hep sakının!
Kendinizin yerine onları geçirmeyin,
Veliler,müttefikler,sırdaşlar edinmeyin,
Onlara yaklaşırken ihtiyatlı davranın! (…yaklaşın!)
Böyle bir şey yapıp da-onları dost sayıp da- (…sanıp da…)
Ölümsüz Tel Melik’e-Hakimler Hakimi’ne-
Karşı aleyhinize apaçık bir delil mi (…şahit mi)
Vermek istiyorsunuz,düşünmüyor musunuz
593
Hiç geleceğinizi-ukba günlerinizi?-
Zaruret sebebiyle olsa bile yine de
Kurulan,yürütülen,hep bir şeyler beklenen
Toplumsal ve bireysel bağlar ve ilişkiler
Dostluk boyutlarında asla olmamalıdır. (…sırdaş…)
Beşeri ölçülerle sınırlı kalmalıdır.
(Dengeler allak/bullak oluverir bu yüzden.)
NİSA(4/144)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin ZU’L CELALİ VE’L-İKRAM Adıyla
(Ey siz iman edenler,ey insanlar dinleyin,
Sözün en doğrusunu kulak ardı etmeyin!) (…güzelini…)
“Allah’a kulluk edin,inanca önem verin
Ve O’na hiçbir şeyi-kimseleri/güçleri-
Asla ortak koşmayın-putperestler olmayın!
(O’ndan başka bir şeye rablık yakıştırmayın!)
Anaya/babalara,hısıma/akrabaya,
Yetime,miskinlere,gariban düşkünlere, (…zillete düşmüşlere,)
Yakın olan komşuya/uzak olan komşuya,
Yakın arkadaşlara/yanınızdaki dosta-
-Hayat arkadaşınız olan eşlerinize.- (…çoluk/çocuğunuza,)
Ömürleri yollarda geçen gurbetçilere,
Yorgun tükenmişlere,elleriniz altında
Bulunan kimselere-işçiye/hizmetliye-
İyi/güzel davranın,kırmayın,horlamayın,
İncitmeyin,gözetin,onlara sahip çıkın!
(Tez elden kavuşturun onları özgürlüğe.)(…özgürlüklerine.)
Allah kendilerini beğenen,kibirlenen,
Daima böbürlenen,övünerek şişinen
Şımarıkları sevmez,korumaz,yardım etmez,
Dünyada/ahrette yol göstermez,gözetmez!
594
Bunlar cimrilik eden,bunu empoze eden,(…kıskançlık…/cimriliği
Kısır mantıklarıyla diğer insanlara da öneren)
Rabbin kendilerine-sınırsız keremiyle-
Eşsiz cömertliğiyle/limitsiz ikramıyla- (…zenginliğiyle-)
Lutfundan verdiğini-güzel nimetlerini- (…temiz…)
Gizleyen,esirgeyen kimselerdir herkesten!
Biz bu kafirler için-kısa elliler için- (…nekesler/münkirler…)
(Ölümsüz Hakikati görmeyen,inkar eden)
Alçaltıcı bir azap,utanç,sonsuz ızdırap
Hazırladık ukbada sonsuzluk boyutunda,
Ölümsüzlük,mutluluk,özgürlükler yurdunda.
Allah’ın Bir’liğine-Ölümsüz varlığına-
Ve ahiret gününe inanmamalarına
Rağmen gösteriş için,mallarını nam için
Mağrurca insanlara harcayan bahtsızlar da (…ahmaklar da)
Yakalanmış olurlar ahrette azaba. (Uğratılmış/Çarptırılmış…)
-Cezalandırılırlar en ağır cezalarla. (…en adil…)
Ve Şeytan bir kimseye dost,arkadaş olursa ,(…can yoldaşı…)
Olacak budur işte geçmişte,gelecekte!
O ne kötü bir yoldaş,ne kötü arkadaştır!
Tek Ölümsüz Allah’a ve ahiret gününe
Candan iman edip de,Rabbin kendilerine
Verdiği nimetlerden-lütfundan/kereminden-
Gösterişe kaçmadan,yalnız O’nun yolunda
Harcamış olsalardı-bu hazzı tatsalardı-
Ah,ne olurdu sanki,ne kaybederlerdi ki!
-Onlar gibiler için bu pek kolay mı sanki?
Allah durumlarını onların her yönüyle
İçleri/dışlarıyla-gizlisi/açığıyla-
Hakkıyla bilmektedir/değerlendirmektedir.
(Mal iyi bir köledir,kötü bir efendidir.)
Hiç şüphe yok ki Allah-gücü sınırsız İlah-
-Has kullarına sonsuz fırsatlar sunan Fettah.- (…kapılar açan…)
Zerre kadar haksızlık,zulüm,adaletsizlik
Yapmaz hiçbir kuluna-hiçbir yaratığına.-
Neyse kulun yaptığı görür karşılığını.
Eğer bir iyilikse-hayırlı bir fiilse-,
595
Onu kat,kat arttırır,andaçlandırır kat,kat,
Yapılan iyiliğe nice büyük misliyle
Ecir/mükafat verir,yüceltir makamını.
Katından keremiyle,sonsuz merhametiyle.
Eğer bir kötülükse,verir tam adaletle (…şaşmaz adaletiyle)
Onun da cezasını-notunu/puanını-
Biz O Gün her metten-renkten/sesten/iklimden-
Şahit getirdiğimiz-tanık gösterdiğimiz-
Ve seni de onlara-ey Muhammed Mustafa-
Zaman o sapkınların-günahkar bahtsızların-
Halleri ne olacak,bakalım ne yapacak
Benim buyruklarıma,kozmik yasalarıma-
Direnen,dudak büken,sırt,yüz,yürek çevren
Zavallı inkarcılar-bahtsız üstü bahtsızlar!-
Küfür yoluna sapan-korkunç bir hata yapan-
Peygamber tebliğini-Rab’den getirdiğini-
Ölümsüz Hakikat’i-en önemli Haber’i-
Dinlemeyen kimseler-inkar eden benlikler-
O Gün yerin dibine-toprağın sinesine-
Geri dönmek isterler-batırılmayı ister-
-Geçirilmek isterler/candan arzu ederler.-
Allah’tan hiçbir şeyi-gizli/açık haberi-
Asla gizleyemezler,ört/bas da edemezler.
(Bunu dünyada iken-sorumsuzca yaşarken- (..bu fırsat verilmişken…)
Eğer düşünselerdi,kavrayabilselerdi, (…akledebilselerdi,)
Bu hale düşmezlerdi şimdi hiç kuşkusuz ki!) (…Bu Gün…)
NİSA(4/36-42)
***
596
Acıyan,Bağışlayan Rabbin SELAM Adıyla
Ey Ümmeti Muhammed!Siz bahtsız insanların,
Işıktan uzak kalmış,bocalamış,sapıtmış
Kendini bilmezlerin-kibir tutsaklarının-
İyilikleri için-siz-insanlık adına (Kurtuluşları…)
Ortaya çıkarılmış-erdemle donatılmış- (-sorumluluk kuşanmış-)
En seçkin,en hayırlı-dengeli/istikrarlı-
Dengeyi sağlayıcı-orta yolda kararlı-
Saygın bir ümmetsiniz-gerçek mü’minlersiniz- (…toplumsunuz/halis..)
Güzellikler üretir,hayırlar ,işlersiniz,
Kötü/yanlış olandan hep sakındırırsınız,
-İyiliği önerir,kötülükten nehyeder, (…emreder…alıkor,)
Rabbe inansınız,güzel insanlarsınız,
Candan güvenirsiniz,önderlik edersiniz
Yollarını şaşırmış günahkar sapkınlara.
Eğer Ehl-i Kitab da-o çılgın toplumlar da- (…kibirli…)
İnansaydı/kansaydı/yürekten bağlansaydı
Rabbin buyruklarına-kozmik yasalarına-
Bu kendileri için-gelecekleri için-
Daha,çok daha iyi olurdu kuşkusuz ki! (…hayırlı kuşku yok ki,
Onların içlerinde-bazı kesimlerinde- and olsun ki,)
Gerçi iman edenler-bu onura erenler-
Bulunmasına rağmen,çoğu yoldan çıkmışlar,
Karanlığa dalmışlar,çıkmaz yola sapışlar,
Ölçüyü kaçırmışlar-günaha bulanmışlar- (...sınırları aşmışlar/
Vardır,bulunacaktır,olmuştur,olacaktır. çiğnemişler…)
(Her zamanda/mekanda iki çizgi daima
-Karanlık aydınlıkla/aydınlık,karanlıkla…- (…iyilik,kötülükle…)
Didişip duracaktır-bu evrensel yasadır.-
Acı/tatlı yan yana çağlayıp duracaktır.) (…ırmaklar …akacaktır…)
Kitap Ehli sizlere-incitmekten öteye-
Bir zarar veremezler-bir güç yetiremezler.-
(Bu kalıcı değildir,eziyet geçicidir.)
597
Sizinle bir savaşa-dalaşa/tartışmaya-
Girişecek olsalar,fellik/fellik kaçarlar,
Sırtlarını dönerler,onlar çok ödlektirler! (…korkaktırlar/
Çünkü davalarında-çarpık inançlarında- dengesizdirler.)
Haksızdır,yanlıştırlar-çok yanılmaktadırlar.-
Sonra kendilerine-güçsüz cephelerine-
Bir yardım da edilmez,bir yudum su verilmez,
Bir el de uzatılmaz,kılavuzluk edilmez.
Dostları ilə paylaş: |