İçlerinde(n) en uygun,en olgun,en dengeli,
Akıllı,basiretli olanı,düşüneni;
(Çok boyutlu/kapsamlı tefekkür yetenekli.)
“Ben size Rabbinizi tesbih etseydiniz ya,
-O’nu untmayarak her an ansaydınız ya!-
(Allah hiç yokmuş gibi hareket etmeyelim,
Kendimizi bilelim-O’nu es geçmeyelim!) (Kendimie gelelim…) Dememiş miydim?”dedi.”Beni dinlemediniz!”
Onlar da;”Rabbimiz!Biz Seni tesbih ederiz,
Seni tenzih ederiz,ulular,yüceltiriz. (Candan…)
Varlık Senin adına-Ölümsüz Varlığına-
Hareket etmektedir,tanıklık etmektedir.
(Varlık Senin aşkınla can,can erimededir.)
Senin şanın yücedir,aşkın,erişilmezdir.
Doğrusu kendimize bizler yazık etmişiz,
Dediler,”zulmetmişiz!”-zulüm edenlermişiz!-
Esefle hep birlikte,derin bir nedametle!
Sonra birbirlerine dönerek/yönelerek (…içten öfkelenerek/
Yaptıkları yanlışı,hatayı,kabahati diş bileyerek)
Atmaya başladılar,yüklemeye kalktılar
Kınayarak nankaörlük eden benliklerini. (…günahkar/suçlu…)
(Asıl özeleştiri yapmanın gereğini (Toplu…)
Neyse ki anlamışlar,hetelerinden geri
Dönme faziletini gösterebilmişlerdi!)
Sonra şöyle dediler;”Ah,gerçekten de bizler
Çılgın zalimlermişiz,haddimizi aşmışız!
Yazıklar olsun bize,boş geçen ömrümüze!
Rabbi gücendirmişiz,O’nu dinlememişiz,
Sınırları aşmışız,saygısızlık etmişiz!(…saygısız davranmışız!)
(Umarız kabul olur içten tevbelerimiz!)
Umulur ki Rabbimiz/Mevlamız/Efendimiz
Bunun yerine bize-limitsiz keremiyle-
Daha bir karlısını-ve bereketlisini-
Verebilir,bahşeder sonsuz hazinesinden.
(O’nun için bir güçlük düşünülemez asla!)
701
Çünkü artık biz O’nu(n)-O’nun hoşnutluğunu-
Gönülden istiyoruz/diliyoruz gerçekten.
(O’na yöneliyoruz işte her şeyimizle!) (…bütün varlığımızla!)
“Rağbetimiz O’nadır and olsun ki!”dediler.
“O’ndan başka hiç bir şey değmez rağbet etmeye!”
İşte azap böyledir-dünya mahrumiyeti!-
Ahiret azabıysa hiç kuşkusuz çok daha
Beterdir,şiddetlidir,ah keşke bilselerdi! (Büyüktür…bilseydiniz!)
(Horluk/zillet/meskenet onun mahrumiyeti!)
-Dünya malına rağbet tutsaklıktır aslında,
Fırtınalar kopar(t)ır Allah’a rağbet ruhta!-
KALEM(68/17-33)
KEHF(18/32-46)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HAFİ Adıyla
O takva sahipleri-ruh/ahlak sembolleri-
(Sorumluluk bilinci kuşanmış kahramanlar…)
Hem bolluk günlerinde-rızık genişliğinde-
Hem dar zamanlarında-darda kaldıklarında-
O’nun verdiklerinden-temiz nimetlerinden-
Allah için harcarlar,öfkelerini yutar,
İnsanları affeder,hoş görürler,severler,
Kusurları örterler,görmezlikten gelirler.
Allah da bu şekilde-O’nun gözetiminde- (Kendi…)
Güzel davranışlarda-güzel yarışanlarda- (…yarışmalarda)
Bulunanları sever,Kendine yakın kılar.(…eder…)
İyilik edenleri-hayır üretenleri-
Yine onlar,onlar ki-sorumlulk bilinci
Yüklenmiş o katıksız şimanlı Müslümanlar-
Bir günah işleyince,yanlış,utanç verici
Çirkin bir şey yapınca,ya da egolarına(…kendilerine/nefislerine)
702
Bir haksızlık edince-zulüm ettiklerinde-
Allah’ı hatırlayıp,O’nu anıp sevgiyle
Her tür günahlarından-ters davranışlarından-
Dolayı hemen tevbe ederler,bağışlanma
Dilerler Yarada’dan-Rahman/Rahim Olan’dan.-
(Merhametlilerin en,en merhametlisinden.)
Kulun günahlarını-yaptığı hataları-
Zaten Rahman’dan başka kim affedebilir ki,(Ğaffar’dan…)
Kim bağışlayabilir,buna kim yetklidir?
-Kötülükleri silip iyiliğe çevirir..-
Bir de onlar,o kullar-o güzelim insanlar-
İşlemiş oldukları-insanın açmazları- (…tutkuları/kaymaları)
Kötü edimlerinde-eğri/büğrü işlerde-
Israr etmezler asla,bile,bilde inatla.
Onların armağanı-ödülü/andaçları- (…karşılığı/mükafatı)
(Sınırsız zengin olan Rablerinin Nezdinden.) (…kerim…)
Sonsuz bir bağışlanma-arınma/aydınlanma-
Altlarından ırmaklar akan köşkler,saraylar, (…konaklar…)
İçlerinde-zamanın silindiği-ebedi
Konuk olacakları/ağırlanacakları,
Sonsuz renkli/kokulu,tadılmadık nimetli
Mevsimsiz bahçelerdir,ilahi cennetlerdir. (…ziyafettir.)
Böyle davrananların-güzel iş yapanların-
Kutlu andaçları da güzel olur mutlaka! (…büyük…)
Bu yolda canla,başla-adanmışlık ruhuyla-
Çalışıp çabalayan,hayırlı işlder yapan
Kimselerin ödülü büyüktür,muhteşemdir.
-Layık görülmüşlerdir,lutfa erişmişlerdir.-
Sizden önce de nice topluluklar/uluslar
Nice hayat tarzları hakkında türlü/nice
Kutsal/göksel yasalar,güzel uygulamalar
-Prensipler/şeriatler/kurallar ve yasalar…-
Çağ,çağ gelip geçmiştir-temel değişmemiştir.- (…esas…)
Onun için dünyada bir gezin,dolaşın da,
Rabbin ayetlerini-kesin hüccetlerini- (-ölümsüz hakikati-)
O yalan sayanların-onaylamayanların-
703
Kendi prensiplerini-beşeri sistemleri-
O’nun buyruklarına-kozmik yasalarına-
Yeğleyen,üstün tutan bahtsız inançsızların
Akıbeti ne olmuş-alt/üst olmuş yurtları-
Bu olan bitenleri görün,ders/ibret alın!
(Kendi başına buyruk yaşamayı senler (…yaşamaki isteyenler)
Gelecekleri için ne ümit ediyorlar?)
AL-İ İMRAN(3/134-137)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HALLAK Adıyla
Yemin olsun incire-vahdete ve kesrete-
Ve zeytin(diyarı)na-Ulu Sina Dağı’na-
Emin olan Belde’ye-mübarek kent Bekke’ye- (Mekke’ye…)
Beytullah’a/Ravza’ya/Aksa’ya,oralara…
(Rahmet sağnaklarının indiği topraklara,
Vahiy aydınlığının düştüğü mekanlara…) (…sinelere..:)
Bunlar şahit olsun ki,onlara and olsun ki,
Işık sağnaklarıyla canlanan topraklara,(…ürperen yapraklara/
Tutuşan yüreklere,goncalaşan güllere, köklere/yapraklara,)
Doğrusu Biz insanı-zalim/cahil olanı-
Yarattık özen ile en güzel bir biçimde, (…gerçekten de…şekilde)
Kıvamda,boyutlarda,döndürdük onu sonra
Başlangıç noktasının en derin yerlerine, (…en derinlerine,)
Oradan zirvelere yükselebilsin diye.
Ancak o kimseler ki,o bahtlı benlikler ki,
İman ettiler,güzel işlerle süslediler
Gün ve gecelerini-bütün ömürlerini- (…dünya hayatlarını-)
Gelişme/olgunlaşma/kader yolculuğunda (…ukba…)
Ve bu inançlarında-halis imanlarında-
Candan sebat ettiler,içten bağlı kaldılar,
704
-Rabbin buyruklarına uygun ömür sürdüler-
Vardır eksilmeyecek,asla tükenmeyecek
Bir mükafat onlara,onlar layıktır buna!
Ey Rasul’üm!O halde seni Din konusunda
-Kıyamet,Haşir,Mizan,Melek,Cin,İnsan,Şeytan,
Kur’an-vahiy-,risalet,mü’min,münafık,iman,
Hesap Günü/Duruşma/Yargılama hakkında…-
Yalanlayacak kimse var mıdır bundan sonra?
Bunca açık delilden,bunca kesin belgeden
Bu Din’in gerçeğinden ne ola ki götüren
Sonra seni yalana ey nankör/gafil insan?
(Aklını başına al,artık konuş ey insan!(…düşün/taşın…)
Hakimlerin Hakimi Ulu Allah değil mi?)
Allah hükmedenlerin en doğru,en güzeli,
Her işinde/hükmünde tam isabet kaydeden
En içten hükmedeni,en adili değil mi?
TİN(95/1-8)
***
Acıyan Bağışlayan Rabbin KAHHAR Adıyla
Ey Rasul’üm!Azabı senden çarçabuk,hemen
Getirmeni isterler-indirmeni beklerler!-
Meydan okurcasına-kısa akıllarınca-
İnançsız beyinsizler-o kendini beilmezler,
Arsızlar,müstekbirler,nankörler ve benciller…-
Eğer daha önceden yanılmaz Nezdimizden
Belirlenmiş bir süre,vaz edilmiş bir yasa
Bulunmamış olsaydı,azap elbet onlara
Gelecek çatacaktı azabı gerektiren
Şartlar oluştuğunda,fakat onlar farkında
Değilken o aniden-asla önlenemeden-
Gelir kendilerine,iner tepelerine.
705
Hiç kuşku yoktur bunda,uymaz Allah’ınkine
Kulların hesapları-yetersiz akılları.- (…sınırlı…projeleri)
Evet,senden azabı,onu hızlandırmanı
Acele getirmeni-çarçabuk gelmesini-
İstiyorlar sapkınlar-beyinsiz inançsızlar!-
(Ne gerek var ki buma,her şeyin bir zamanı
Yeri vardır şüphesiz Allah’ın düzeninde.)
Hiç kuşkun olmasın ki,Cehennem kafirleri (Kuşkunuz…)
-İmansız nankörleri/küfre saplananları-
Çepçevre kuşatıyor,kuşatmış bulunuyor,
Kuşatmaya başlıyor,çağırıyor,özlüyor!
Öteki dünyada da daha bir çoşkunlukla (…iştiyakla)
Sarıp sarmalayacak,sımsıcak kuşatacak
O Gün azap onları-şaşkın günahkarları-
Hem üstlerinden çember,çember dalgalar hem de
Ayakları altından-iç/dış boyutlarından-
Çevirip kaplayacak/saracak/kuşatacak.
O Gün Tek Kahhar olan Ulu Allah onlara;
“Öteden beri dünya hayatınızda yapa
Geldiğiniz şeylere-işlediklerinize- (-kesbettiklerinize-)
Yamru/yumru işlere karşılık tadın işte
Şimdi acı azabı(n),alın sonuçlarını
Burada en sonunda!”diyecektir,”hakkıyla!” (…elbette!)
Ey inanan kullarım,şüphesiz Benim arz’ım
-Sınrsız saltanatım-çok geniştir,yayılın!
Sizin için orada-değişik kuşaklarda-
Çeşitli nitelikte nice şeyler yarattım
Karşılamanız için ihtiyaçlarınızı.
Göç edin kendinize elverişli yerlere (…yaşam tercihinize…)
İnancınızı daha güzel yaşamak için,
Yetersiz bilginizi zenginleştirmek için,
Birbiriniz daha iyi tanımak için
Birbirinizle daha candan kaynaşmak için…(…dost olmak…)
Uygun coğrafyalara,göklere,uzaylara,
Yakın gezegenlere,uzak galaksilere, (…gezegenlere,)
Hüzünlü yüreklere,dağınık iklimlere, (…Ezilmiş…)
706
Ölümlü hayatında tadacaktır mutlaka
Her can ölümü bir kez,döndürüleceksiniz
Sonra Bize hepiniz.-Bir yere not ediniz!-“
-Yargılanacaksınız sorgulanacaksınız
Hala mı oraklarda dolaşıyor aklınız?-
(Aslına bakılırsa şu ya da bu şekilde
Ölümü her can,her her tatmaktadır durmadan
Değişen/yenilenen oluşumlar yüzünden…
Doğum/ölüm iç içe bedeninin içinde,
Geçmiş/hal/gelecekler bedeninin dışında.
Değilsin bir saniye önceki/sonraki sen,
Evren(ler)bir saniye önceki evren(ler)in
Aynısı değil,her an sürmektedir değişim!)
Bu değişime ayak uyduramayanların
Varacakları bir yer/zaman olabilir mi?)
ANKEBUT(29/53-57)
***
Acıyan,Bağışlayan Rabbin ĞALİP Adıyla
Aranızda eceli-hayatın süresini- (…sürecini-)
Takdir ve tayin eden,bir ölçü belirleyen
Hiç kuşkusuz ki Biziz-buna güç yetireniz-
-Önü kesilenlerden/yenilebilenlerden,
Geçilebilenlerden,alt edileceklerden-
And olsun ki değiliz,hiç ümitlenmeyiniz!
Bu böylece biline,adımlar denk atıla!
O’nun verdikleriyle-akıl/güç/yetenekle-
O’nunla yarışmaya,O’nu aşmaya kalkmak (.aşık atmaya/ayaklaşmaya)
Küstahlaşmaktan ya da nankörlükten de öte (…kibirlenmekten…)
Haddini bilmezliktir,haza edepsizliktir!
707
(Başarılan bir işi yalnız kendinden bilmek
Yanılgısına düşmek-bunu fark edememek-
Sonuçları pek iyi,yararlı,bereketli
Olmayan,beklenmeyen bir düşkırıklığıdır.
Ağır bir yenilgiyi-utancı,nedameti-
Baştan kabullenmektir,zillettir,meskenettir.
Bu akıl karı mıdır,şık bir davranış mıdır,
Güzel bir tavır mıdır,onaylanmalı mıdır?
Bir “insan”a,bir”kul”a yaraşır bir şey midir?)
Sen de Ulu Rabbin’in-Yüceler Yücesi’nin,
Bilgeler Bilgesi’nin,Hakimler Hakimi’nin-
Adını tesbih et/an bıkmadan,usanmadan (…sabah/akşam…)
Olanca varlığınla/aşkınla/inancınla. (…imanınla)
Yalnız O’nun adına hareket et her zaman.
(Yaptığın her iş/eylem olsun O’nun adına.)
Gerçek bir müslümansan-O’na teslim olmuşsan-
Başkasının adına-kimsenin hesabına-
Hareket edemezsin,onu izleyemezsin!
O zaman kişiliğin sıfırlanmış demektir!)
Hele ki can boğaza gelip dayandığında,
Çaresiz kıvranırken sizler bakıp dururken
Aval,aval etrafa,kulumun baş ucunda,
O sırada Biz ona-bambaşka bir boyutta-
Evet sizden çok daha-hepinizden çok daha
Yakınızdır,ama siz asla göremezsiniz
Bunu,bilemezsiniz,idrak edemezsiniz!
Madem ki hiçbir ceza-batmışken günahlara-
Görmeyecekmişsiniz,çekmeyecekmişsiniz,
Bize borcunuz eğer olmadığına sizler,
İnanıyor iseniz-kesinkes eminseniz-
Çıkmak üzere olan canı geri getirin,
-Uçmak zere olan kuşu geri çevirin!-
Eğer inancınızda-çürük iddianızda- (…saçma…)
Doğrulardan iseniz-kanıt getirirseniz- (…getirebilirseniz_)
708
Eğer ölmek üzere olan kimse Allah’a
-Yüceler Yücesi’ne-yakın olanlardansa,
(Yaklaştırılanlardan,karanlık kuşaklardan
Aykırı tutumlardan uzak tutulanlardan…)
Uğurlu,kutlu,iyi,has inançlı,erdemli
Kişilerden biriyse,onun için tarifsiz
Huzur,erinç,özgürlük,tükenmeyen/bitimsiz (…limitsiz)
Sonsuz nimetler vardır Naim cennetlerinde.
Sağdakilerden ise-bahtiyar kesimdense-
Eğer amel defteri sağından verilmişse,
Çağlarüstü Mesaj’ı göz ardı etmemişse, (Zaman..)
Denir ki;”Ey sağdaki!Sözünün arkasında
Duran yiğit yürekli Allah ile ahdini
Bozmayan dürüst kişi,esenlik/selam sana!
Ama inkar edici-sınırları aşıcı-
Sapık şaşkınlardansa-yoldan çıkmışlardansa,- (…sapmışlardansa,)
İşte ona da kaynar sudan bir bir konukluk var, (…içecek/ikram…)
Unutamayacağı zengin bir ziyafet var! (Reddedemiyeceği…)
(Yürek/gönül yakıcı yoğun bir umutsuzluk (…kesif…)
Horluk/hakirlik/zillet/tutsaklık/onursuzluk
Sofrasında sonsuza kadar ağırlanmak var! (…ikramlanmak…)
Tıka/basa arsızlık yarışı yapanlara, (…oburluk…)
Ancak böyle bir sofra/ikramdır uygun olan!)(…yaraşan da!)
Cehennem ateşine-kışkırtılmış ateşe- (…aleve)
İtilmek/savrulmak var,yaslanmak/kurulmak var!
Şüphe yok ki bu kesin bir gerçektir bilinsin!
-Açık/gizlenemeyen bilgi derecesinde.-
Öyleyse Ulu Rabbin-Yüceler Yücesi’nin-
Gücünün yettiğince şanlı,ölümsüz,yüce
Adını an her daim,erinç bulsun yüreğin!
Ey Nebi!Ve sen ey insan!Bıkmadan,usanmadan
Olanca varlığınla,aşkınla,inancınla
Yalnız O’nun adına,-O’nun güzel adıyla-
Hareket et her zaman hür olmak istiyorsan!
(O’nun istediğince bir hayat kur kendine.
O’nun iradesine uygun bir hayat yaşa!)
709
Müslümansan/insansan,”kul” olmak istiyorsan
Başkasının adına-ellerin hatırına-
Hareket edemezsin,kendini silemezsin!-
Edersen insanlıktan çıkar,basit,sıradan
Bir şey oluverirsin,katlanabilir misin
Bunun sonuçlarına dünyada ve ukbada?
VAKIA(56/60,64,83,96)
***
Acyan,Bağışlayan Rabbin EKREM Adıyla
(Ey siz iman edenler/etmeyenler!)Nezdinden
Yüce Allah’ın size işte bol,bol cömertçe (…artık…)
Verdiği rızıklardan-temiz olanlarından- (-yasaklanmayanlardan-)
Helal edilenlerden yiyin/için gerçekten
Allah’ın nimetine,lutfuna,keremine
Şükran duyuyorsanız,tam inanıyorsanız.
Şükredin eğer O’na-Alemlerin Rabbi’ne-
Kulluk ediyorsanız,-etmek istiyorsanız-
-Bunu gerçek özgürlük/onur sayıyorsanız-
Sevip sayıyorsanız/kulca tapıyorsanız,
O’na kayıtsız,şartsız güven duyuyorsanız ! (…besliyorsanız!)
Allah size sadece-yiyecekler içinde-
Hayvan leşini,kanı,murdar domuz etini
-Taşkın nefsi daha da azgınlaştıranları.- (..azgınlaştırdığından)
Ve Allah’tan başkası adına boğazlanan
Her tür hayvan etini-nefsin isteklerini-
Haram/yasak kılmıştır.Her kim darda kalırsa,
-Ancak mecbur olursa-başkasının hakkına
El atmamak,payına el sürmemek kaydıyla (…şartıyla)
(Tecavüz etmeksizin/elini sürmeksizin)
Sınırı da aşmadan/geçmeksizin bunlardan
İsterse yiyeybilir hayatta kalmak için.
710
Hiç şüphesiz ki Allah-tapılacak Tek İlah-
Çokça bağışlayandır,çok yarlıgayıcıdır.
(Eğer bunlardan yerse-bu yasağı çiğnerse-)
Allah’ı bağışlayan ve çok merhamet eden
Olarak bulacaktır.-O halden anlayandır.-
-Kulu darda kalınca zoru kolaylaştırır.-
(Bilsin ki O tarifsiz bir bağışlayıcıdır,
Eşsiz,menendsiz,yüce merhamet kaynağıdır.)
Allah’a karşı yalan uydurmak niyetiyle (…kastı ile/maksadıyla)
Dillerinizin zaman içinde nefsinizle
Alışa geldiğince-hoş gelecek şekilde-
Yalan/yanlış/düzmece bir şeyler uydurup da (…aklınıza estikçe…)
(Sivri dillerinizn uydurduğu yalana
Kör nefislerinizn tam destek vermesiyle…) (…olmasıyla/arka
“Bu helal,bu haramdır,bu serbest,bu yasaktır!” çıkmasıyla)
Demeyin sakın ola,dalmayın karanlığa. (…bataklığa/çıkmaz yola)
Çünkü Allah’a karşı yalanlar uydurmayı,
İftiralar atmayı-bir şey(ler)kondurmayı- (-yakıştırmayı/yamamayı-)
Düzüp uydurdukları yalanı/yalanları
Huy edinen kimseler,O’na isnad edenler (…yakıştıranlar/uygun
Umduklarına asla-felaha/kurtuluşa- görenler,)
Ermezler/eremezler-erişitirilemezler.-
Az bir yararlanmadır/önemsiz (bir) çıkar(lar)dır,
Ahiretin yanında söz edilmeye bile
Değmez diğerleriyel dünya ömürlerinde
Kazanmış oldukları-kazandım sandıkları!-
-O elde ettikleri/kazana geldikleri-
(Emanet olanları mülkiyet bildikleri.)
Onlar için oysa ki,elem,utanç verici
-Rahmetten dışlanmışlık-önlenmez bir azaptır.
(Keşke anlasalardı,fark edebilselerdi,
Yol yakınken dönmeyi akledebilselerdi! )(…becerebilselerdi/
başarabilselerdi!)
NAHL(16/114-117)
***
711
Acıyan,Bağışlayan Rabbin HAYR Adıyla
İki yüzlü erkekler/iki yüzlü kadınlar
(Ne münafık erkekler/ne münafık kadınlar)
Sizlerden değillerdir,biribirlerindendir. (…derdirler.)
-Aklınızda bulunsun ey gerçek Müslümanlar,
Bunu hiç unutmayın,kulak ardı etmeyin,
Gözünüzü dört açın,maskeleri fark edin!-
Birbirinin kopyası,tamamlayıcısıdır.
Kötülüğü emreder,iyilikten men eder,
Ellerini sımsıkı yumarlar,zor açarlar.
-Çok cimrilik ederler,hiç iyilik etmezler,
Paylaşmayı sevmezler,hayır nedir bilmezler! (Paylaşmaktan kaçınır/
Onlar-o sapkın ruhlar-Allah’ı unuttular. hayırdan hazzetmezler.)
(Bir anlasalar bunun ne demek olduğunu!)
Bir Allah da onları unuttu,rahmetini, (…ışığını)
İyiliğini kesti,unutmaya terk etti,
Hatırlanmaya ddğer bulmadı.unutturdu
Hem kendilerine,hem geçmişe/geleceğe.
Çünkü o münafıklar-art niyetli arsızlar,
İçinden pazarlıklı benciller,şımarıklar.
Ön yargılı bilgiçler,açıkgöz avanaklar!
Günahkar fasıkların-çıldırmış olanların,
Nefsine tapanların-müptezel sapkınların
-Yarasa ruhluların,azatsız tutsakların- (…gönüllü…)
Ta kendileridirler,onlardır çiğneyenler
İlahi buyrukları-aşanlar sınırları-
Dünyada/ahirette utancı yeğleyenler!
(Onursuz bir hayatı onurla yaşayanlar!)
O iki yüzlülerden-münafık münkirlerden-
Allah erkeklere de-inkar edenlere de-
Kadın olanlara da-kafir olanlara da-
(İnkarını açıkça ortaya koyanlara!)
İçinde sonsuza dek kalacakları harlı (…ebediyen…)
Cehennem ateşini a’d etti,müjdeledi!
-Paylarına düşen bu,bu onlara yeterli!- (…düştü…yeter mi?)
712
Ulu Allah onlara gücendi,rahmetinden
Kovdu,uzaklaştırdı,mahrum etti,dışladı.
Kızarak lanetledi,onlar için sürekli,
Bitmeyen/tükenmeyen,asla önlenemeyen (…azalmayan…)
Acı bir azap vardır,utanç,rüsvalık vardır.
(Ey Muhammed,ey Nebi!Söyle,bildir onlara;) (…ilet…)
“Ey münafıklar,siz de-sizin durumunuz da- (…sizin şu haliniz de)
Sizden öncekilerin durumları gibidir. (…durumundan farksızdır.)
Onlar gibi yaptınız,ne var ki onlar sizden (Davranışınız aynı…)
Daha zorlu,kuvvetçe,mallarca/evlatlarca
Üstün,varlıklı,zengin,sayıca fazlaydılar.
Onlar dünya malından-aldatan hazlarından-
Paylarına düşenden-kendi nasiplerinden-
Faydalandılar zevkle,gemlenmez bir tutkuyla, (…frenlenmez…)
Dünya nimetlerine sarıldılar bin elle!
(Ah,o dünyaperestler,beyinsiz zevkperestler…!)
İşte nasıl sizlerden öncekiler arsızca
Paylarına düşenden-değersiz bir şeylerden-
İstedikleri gibi yararlandılar ise, (Özledikleri/Diledikleri…)
-Zevk ü sefa sürmeyi tercih ettiler ise,-
Siz de-nifak malından-payınıza düşenden (…haram/murdar…)
Faydalandınız,sonra böyle bir bataklığa
Daldınız bodoslama batıla dalanlarca…!
(Zevk almak istediniz o nasipsizler gibi, (…doyumsuzlar…)
Ne yazık ki-siz değil-haz tutsak aldı sizi!)
Onların amelleri-amaçsız filleri-
Her iki dünyada da-burada/orada da-
Artık boşa gitmiştir-fırsat sona ermiştir.(..elden çıkmıştır/gitmiştir.)
Ve onlar-o beyinsiz sapkınlar-gerçekten de
Telafisi imkansız çok büyük bir zarara
Uğramış müflislerin ta kendileridirler.
-Uğrayanlar bunlardır/hüsrana batanlardır!-
(Kucak açmış beklerken Özgürlük/Sevgi Yurdu,
Kim,nasıl anlatacak bu gerçeği onlara?)
TEVBE(9/67-69)
***
713
Acıyan,Bağışlayan Rabbin MUHİT Adıyla
Ey Rasul!Sen onlara-burunları havada (…kuyrukları…)
O nankör müşriklere-örnek olarak bir de
-Her çağ için ibretlik-iki adamı göster!
Bunlardan birisine çift üzüm bağı vermiş
Ve her ikisinin de çevresini bahçeler
-Hurma ağaçlarıyla-donatmıştık çepçevre. (…bahçeleriyle…)
Aralarında ise ekinler bitirmiştik, (…hevenklerini)
Bol,bol serpiştirmiştik,bet/bereket vermiştik.
Bağların ikisi de beklenen cömertlikte
Güzel ürünlerini,gümrah yemişlerini
Vererek berekette en küçük bir düşüş de
Yaşanmıyordu işte Allah’ın keremiyle.
(Eksik bırakmıyordu sahibinden bir şeyi,
Esirgemiyordu da Allah’ın yardımıyla.) (…takdiriyle.)
İkisi arasında fışkırtmıştık Biz bir de
Gür akışlı bir pınar,akıtmıştık coşkunca. (…dere…)
Emanetçi bu minval üzre ürünlerini
Bol,bol devşiriyorken kesesi de,göğsü de
Şiştikçe şişiyordu,perdeli gözlerini
Bürüyordu önlenmez mal/mülk/evlat sevgisi. (Örtüyordu aklını…)
Ek geliri de vardı bu adamın ayrıca.)
Bu yüzden komşusuyla-yakın arkadaşıyla- (…meslektaşıyla-)
Konuşurken yüz,yüze ona şunu söyledi;
“Doğrusu ben hem malca,hem evlat sayısıyla
Senden daha güçlüyüm,onurluyum,saygınım
(Aile bireylerim bakımından ilerde…)
Üstünüm,senden fazla toplumda itibarım! (…saygınlığım!)
(Üstünlük ölçüsüne bakın şu zavallının! (…sığ/kıt akıllının!)
Malı sırf bir övünme ve üstünlük aracı (…vesilesi/değeri/kriteri)
Yapmak için yığanlar,paylaşmaktan korkanlar,
Şu yalancı dünyada süreleri dolunca,
Biriktirdiklerini o an olduğu gibi
Bırakacaklarını,terk edeceklerini
Nasıl utuyorlar,nasıl anlamıyorlar
Battıkça batıyorlar,battıkça azıyorlar!) (Azdıkça…)
714
Böyle gurur/kibirle nefsine/benliğine (…dengesiz/kontrolsüz…)
En büyük fenalığı yapmış olan o adam (…haksızlığı…)
-Zulmederek çok zengin,ama görgüsüz nadan!-
-Nankör,iman yoksulu-girerek bereketli
Bağına şöyle dedi;”Bunun sonsuza kadar
Hiçbir aman ortadan kalkacağını sanmam!
Hoş ben Son Saat’in de-Kıyamet Günü’nün de- (…anının da-)
Gelip çatacağına-demir atacağına-
İhtimal vermiyorum,pek düşünemiyorum!
Ama döndürülüp de Rabbimin Huzuruna
Eğer çıkarılırsam,orda hiç kuşkum yok ki,(Götürülürsem…)
Bunun yerine bundan-bu bahçemden/bağımdan-
Daha hayırlısını,daha görkemlisini
Dostları ilə paylaş: |