Berceste ayetlere ek



Yüklə 431,83 Kb.
səhifə5/7
tarix07.08.2018
ölçüsü431,83 Kb.
#67984
1   2   3   4   5   6   7

Arasat Meydanı’nda,Mahşer uğultusunda!

“Sızlanıp dövünmeyin,bağırıp tepinmeyin

Bu Gün artık boşuna Bizim Huzurumuz’da!

Kuşkusuz siz ne Bizden,ne başka kimselerden

-Güvendiklerinizden/yücelttiklerinizden-

Yardım göremezsiniz,göremeyeceksiniz”

Diye bir hitap gelir Hakimler Hakimi’nden.

(Bu hale düşmenize sebep amelleriniz!)(kendinizsiniz/çılgın nefsiniz!)

MÜ’MİNUN(23/57-65)

***

820


Acıyan,Bağışlayan Rabbin Mursil Adıyla

Evet, ayetlerimiz-ölümsüz sözlerimiz- (Çünkü…)

Apaçık bir şekilde gerçekten de sizlere

(Hem önceden sizlere ulaştırılmıştı da)

Okunuyorlardı da,bunu gururunuza

(Onları dinlemeyi,hayata geçirmeyi)

Yediremiyordunuz sözde onurunuza!

Gerçeğe,güzelliğe-Ölümsüz Hakikat’e-

Karşı kibirlenerek sırtınızı dönerek

Geri ökçeleriniz üzerinde inatla

Bütün gece boyunca-karanlığın koynunda-

Komşu yarasalarla(!) toplanıp hayasızca

Art niyetli,anlamsız sözler söylüyordunuz,

Yakışıksız,dengesiz şeyler yapıyordunuz

Hezeyanlar içinde Kabe’nin çevresinde!

İnen bu sözü(n) onlar-o Kur’an-ı Kerim’i(n)

Üzerinde iyice,özenle,gereğince

Hiç düşünmediler mi,kulak vermediler mi, (Hiç mi düşünmediler…)

Araştırmadılar mı,incelemediler mi?

Yoksa kendilerine-ilk sapkın cedlerine- (…atalarına-)

Önceden/geçmişlerden gelmeyen bir şey geldi

Diye mi inanmazlar mantıksız mankafalar?

(Gelen benzer şeylerdi onlara da aslında!)

Yoksa resullerini-kutlu elçilerini- (…önderlerini)

Tanımadılar mı ki,yoksa bu sebepten mi

821


Ona inanmıyorlar,onu yalanlıyorlar?

Yoksa o peygamberde-o yüksek karakterde-

Cinnet mi var diyorlar-bunu mu söylüyorlar?

Hayır kendilerine-gözlerinin önüne-

O hakkı getirmiştir-gerçek ile gelmiştir.-

Doğruyu söylemiştir-eksiksiz bildirmiştir.-

Ama onlar-onların çoğu-ise nedense

Katıksız pırıl,pırıl-kesiksiz çağıl,çağıl (…kusursuz)

İnen bir rahmet olan-ruhları aydınlatan-

Çember,çember kuşatan-Rahman’a yaklaştıran- (Hale,hale…)

Haktan hoşlanmıyorlar-gerçeği sevmiyorlar.- (-gerçekten kaçıyorlar)

Ondan tiksiniyorlar,örtmeyi istiyorlar (…deniyorlar!)

Kendi pislikleriyle,çamurlu elleriyle! (…günahkar/nefisleriyle…)

Eğer ki hak onların-sapkın günahkarların,

Yarasa ruhluların/akıllı ahmakların-

Kötü arzularına-çarpık emellerine- (…isteklerine…)

Boyun eğmiş olsaydı-kansaydı/aldansaydı-(..uymuş olsaydı/inansaydı)

Kuşkusuz gökler ve yer-bulunan bütün şeyler

İkisinin içinde/gününde,gecesinde-

Fesada uğrarlardı,bozulur giderlerdi,

Kurulu dengeleri alt,üst oluverirdi. (…düzenleri…)

Hayır ama,onlara-zavallı bahtsızlara-

Biz anılmalarını-onurlanmalarını-,

Sağlayanı-Kur’an’ı- hatırlatan Mesaj’ı

Getirdik,ancak onlar yüz/sırt çeviriyorlar.

Demek ki seviyorlar,istiyor,yeğliyorlar

822

Onursuz yaşamayı,kendi onurlarını



Anmak istemiyorlar,bahtsızlar,onursuzlar! (…ne kadar…)

MÜ’MİNUN(23/66-71)

***

Acıyan,Bağışlayan Rabbin Tevvab Adıyla



Mü’minler onlardır ki-o er kimselerdir ki- (…yiğit…)

Allah’a,Rasül’üne-tebliğ ettiklerine-

Gönülden inanırlar,sevgi,saygı duyarlar. (…beslerler.)

Onlar o Peygamber’le ortaklaşa bir işde,

Meşgalede/sohbette/toplantıda/mecliste

Bir iş üzerindeyken-bir şey görüşürlerken-

Bulundukları zaman/görüştükleri zaman,

Canları sıkılıp da allak/bullak yüzlerle,

Öfkeli yüreklerle/darmadağın kalplerle

Ayrılıp bir tarafa çekip gitmezler asla (…onlar.)

İzin istemedikçe,izin verilmedikçe.

(Münafıklardır ancak böyle davranmayanlar.)(bu türlü davrananlar!)

(Manevi varlığıyla o her an aramızda

Olduğundan bu hitap her zamanda/mekanda

Geçerlidir yaşayan Müslümanlar için de!) (…biz mü’minler…)

Ey Rasül’m!O senden izin/ruhsat isteyen

İçten bağlılar var ya hakikaten Allah’a,

823


Ve Rablerine iman,dosdoğru iman eden (…katıksız/kayıtsız…)

Halis Müslümanlardır,iyi/seçkin kullardır.

Bazı uğraşıları-yararlı çabaları-

İşleri için senden izin istedikleri

Zaman dilediğine sen de aralarından

İzin ver,onlar için af/bağışlanma dile

Merhameti sınırsız olan Yüce Rahman’dan. (…Allah’tan.)

Allah çok bağışlayan-pişmanlık,tövbe kuldan!-

Çok merhamet edendir,affetmeyi sevendir.

Ey mü’münler dinleyin-sözüme kulak verin!-

O kutlu Peygamberi-evrensel karakteri- (…güzel…)

Kendi aranızdayken-onunla görüşürken- (…konuşurken-)

(Ya da kutlu kabrini ziyaret ediyorken)

-Bugüne/geleceğe uyarlarsak hitabı- (…ayeti-)

Sizin birbirinizi çağırdığınız gibi

Çağırmayın,kırmayın,üzmeyin,incitmeyin!

-Sizinle bir tutmayın/sıradanlaştırmayın!)

İçinizden birini-ya da birbirinizi-

Siper edinerekten-sözde gizlenerekten-

Sıvışıp gidenleri-sırtını dönenleri- (-sırt/yüz çevirenleri-)

Allah çok iyi bilir,bu O’na güç değildir.

Allah’ın davetini-evrensel tebliğini- (…mesajını/kelamını)

Sakın birbirinizin-günlük işlerinizin-

Arasında herhangi bir davet/çağrı gibi

Algılayım demeyin-ve değerlendirmeyin!-

Peygamber’i anarken-onunla konuşurken-

824

Sırf ismini söylemek,sıradan biri gibi



Büyük saygısızlıktır-bir edep dışılıktır!-

Onun elçiliğine-seçkin kişiliğine-

Yakışır bir biçimde adı anıldığında; (…söylendiğinde)

“Allah’ın esenliği/rahmeti/bereketi,

Selamı üzerine olsun!”demek gerçekten

Bir nezaket,bir saygı ve edep gereğidir. (…terbiye…)

O her türlü saygıya ve sevgiye layıktır.

NUR(24/62-63)

***

Acıyan,Bağışlayan Rabbin Rahim Adıyla



Yine inkar edenler-o kendini bilmezler-

O küfre saplananlar-bataklığa batanlar;-

“Bu-Kur’an- olsa,olsa onun bir uydurması

Hazreti Muhammed’in düzmecesi,yalanı (Peygamberim diyenin…)

Olabilir!”dediler,iftiralar attılar!

(Bunlar-inen ayetler-onun birilerine

Yazdırıp sabah/akşam bıkmadan,usanmadan

Durmaksızın/kesiksiz kendisine,bizlere

Okuduğu önceki toplumlarla ilgili

Masallardır sadece,efsanelerdir işte!)

“Ve bu düzmecesinde-ağır mesaisinde- (…ciddi/üstelik bu konuda…)

Başka bir topluluk da yardım etmiştir ona!”

825

Böylece and olsun ki-onlar hiç kuşkusuz ki-



-Bunu söyleyenler de çatallı dilleriyle- (…geveleyenler/kemiksiz…)

Zulüm/günah/iftira/haksızlığa/yalana

Baş vurmuş,gelmişlerdir vardıkları noktaya,

Ulaştıkları yere,çarpıtarak gerçeği!

Bir de şöyle dediler;”Bu ne biçim peygamber,

Ne biçim elçidir ki,ona ne oluyor ki

Çarşı/pazar gezinir,bizler gibi yemek yer?!

Onun üzerine bir melek indirilmeli

Kendisiyle birlikte-bulunduğu her yerde-

O da bir uyarıcı,çok güçlü bir yardımcı

Olmalı değil miydi,hakka davet edici!”

Ey Rasül/Nebi!De ki:”Onu hem göklerdeki,

Hem de yeryüzündeki bütün gizlilikleri

-Sırları/gizemleri-bilen Allah indirdi!

Şüpheniz olmasın ki-hiç kuşku duymayın ki-

O çok affedicidir,merhamet sahibidir.

(O çok bağışlayıcı,suçları/günahları

Örtücü,silicidir,affetmeyi sevendir.

Eşsiz menendsiz,denksiz merhamet kaynağıdır,

Büyük,sonsuz,tarifsiz bir bağışlayıcıdır.

Tövbeleri duyandır,suçları affedendir.)

“Ya da ona-Rasül’e-çok zengin bir hazine (…göklerden…)

İndirilmeli,hatta ürününden yediği

-Geçimini kolayca sağlayabileceği-

Ve sefa süreceği verimli bir bahçesi

826


Olmalı değil miydi-olsun gerekmez miydi?”

O zalimler ayrıca ona inananlara

-Güzel müslümanlara,söylediler şunu da; (…o güzel insanlara…)

“Yazık!Sizler büyüye tutulmuş bir adama,

Büyülenmiş birine uyuyorsunuz ancak (Sihirlenmiş…)

Doğru,güvenli yoldan yanlış yola saparak!”

(Eğer ki sizler ona uymuş bulunsaydınız, (…uyacak olsaydınız)

Sihirlenmiş birine uymuş olacaktınız!)

(Küfür mantığı böyle işliyor ne yazık ki!

Başkalarına akıl verirken bilmiyorlar (…görmüyorlar)

Akılsızlıklarının yüksek derecesini!)

FURKAN(25/4-8)

***

Acıyan,Bağışlayan Rabbin Kahhar Adıyla



Yoo hayır!And olsun ki,onların söylediği

Gibi değil iş asla!-Değildir işin aslı!-

Kıyamet Saati’ni-Dehşetli Son Saat’i-

Yalanladılar onlar üstelik o bahtsızlar!

(İşte asıl problemi budur onların yani!)

Biz ise Kıyamet’i-yaklaşan Son Saat’i-

Yalan sayanlar için,sapkın ruhlular için- (…hasta…)

Kışkırtılmış Ateş’i hazırlamışızdır ki,

Kalacaklardır onlar orda sonsuza kadar!

O-Cehennem ateşi-o öfkeli ateş ki-

827

Uzak bir mesafeden-derinden,çok derinden-



Gördüğünde onları bahtsız günahkarları-(-günahkar bahtsızları-)

Kaynayan öfkesini(n)-ürpertici sesini(n)

Müthiş kaynamasını ve uğuldayışını

Tekmil zerreleriyle işitirler yakinen…

FURKAN(25/11)

***


Acıyan,Bağışlayan Rabbin Melik Adıyla

Kuşkusuz senin Rabbin-Sultan’ı göğün,yerin- (Melik’i…)

Tüm insanlara-cümle yaratılmışa-karşı

Gerçekten lutufları-iyiliği/ihsanı-

Bol olandır,ne var ki insanların ekseri

Şükretmezler Allah’a,O’nun ihsanlarına.

Kuşkusuz senin Rabbin onların kalplerinin

Sakladıklarını ve açıkladıklarını (…gizlediklerini…)

Bilir sonsuz ilmiyle,sınırsız bilgisiyle.

Ne göklerde,ne yerde-insan üstü alemde-

İnsan altı alemde-yer altında/üstünde-

Kalple bilinemeyen,gözle görülemeyen (…sezilemeyen…)

Gizli bir şey yoktur ki,-gizli olan ne var ki?-

Kesin ve net bir şekilde-çıktısı,girdisiyle,

Gelmişi,geçmişiyle,artısı,eksisiyle-

Apaçık bir Kitap’ta-Kutsal Levh-i Mahfuz’da- (Korunmuş…)

Tam bir kayıt altına-bütün detaylarıyla- (…boyutlarıyla-)

828


Alınmış bulunmasın,yazılı bulunmasın. (Alınmamış bulunsun…)

(Zamanı geldiğinde ortaya konulmasın.)

NEML(27/73-75)

***


Acıyan,Bağışlayan Rabbin Cami Adıyla

Ey insanlar!Nezdimden size verilen şeyler (Katımdan…)

Şu iğreti hayatın-boş dünya hayatının-

Geçim araçlarından-süsünden/yararından, (…ziynetinden..)

Geçici hazlarından,anlamsız yarışından-

Başka bir şey değildir.Allah Katında olan

Sonu gelmez nimetler,sevgiler,iyilikler (…güzellikler)

Çok daha hayırlıdır,çok daha kalıcıdır.

(Tek dünyayla yetinen kuşkusuz kayıptadır,

Çift dünyayı isteyen,ikisine gereken

Önemi verebilen,güzelce dengeleyen (…dengede tutabilen)

Haklıdır,akıllıdır,nasiplidir,kardadır.(…bahtlıdır…karlıdır.)

Sizin aklınız hala ermeyecek mi buna?

(Hala mı aklınızı kullanmayacaksınız,

Doğru/dürüst kararlar almayacak mısınız?

Ne düşüncesizsiniz,düşünmüyor musunuz,

Akletmiyor musunuz,tutsak oluyorsunuz

Kör tutkularınıza-nefsin oyunlarına!- (-hilebaz egonuza-)

829

Şu halde kendisine tarifsiz güzellikte



Vaadde/sözleşmede bulunduğumuz,sonra

(Yaşadığı hayatla ona layık olup da)

Ardından bu sebeple ona kavuşan kimse,

Sırf dünya hayatının-şu iğreti yaşamın-

Geçici zevkleriyle,basit çıkarlarıyla (…uçucu hazlarıyla)

Nimetlendirdiğimiz-hazzını verdiğimiz-

Ve geçindirdiğimiz-sonsuzdur keremiz-

Sonra da Kıyamet’te-Yargılama Günü’nde-

(Divan kurulduğunda En Büyük Mahkeme’de.)

Hesap vermek üzere Yüce Huzurumuz’da,

Hazırlanmış olanlar arasında bulunan (Toplanacak…)

Ceza alacak olan-azap görecek olan-

Bir kimse gibi midir,eşit midir,bir midir?

(Öyle varsayılırsa haksızlık değil midir,

İmanla imansızlık aynı değerde midir?)

KASAS(28/60-61)

***

Acıyan,Bağışlayan Rabbin Hamid Adıyla



Açık ettiklerini ve gizlediklerini (Açıkladıklarını…)

Rabbin bilir onların sinelerinde hem de

Sınırsız bilgisiyle-yüce bilgeliğiyle-

830


İşte O Allah’tır ki,O Yüce Kudret’tir ki,

Yoktur,olamaz asla bir ilah O’ndan başka

Ne yerde,ne göklerde-ne ilkte,ne en sonda- (hem…)

Hem dünya,hem ukbada-önünde ve sonunda-

Hamd O’nadır sadece-en güzel övgüler de-

O’nundur son hüküm de Yargılama Günü’nde.

Ancak sizler hepiniz döndürüleceksiniz

O’na-Yüce Allah’a-hesap vereceksiniz,

Yargılanacaksınız Hakimler Hakimi’nce.

KASAS(28/69-70)

***

Acıyan,Bağışlayan Rabbin Afuv Adıyla



İman edip barışçıl-insancıl,iyi,güzel-

Soylu,yararlı işler-kalıcı üretimler-

Yapanlara gelince,Biz onların geçmişte

İşlemiş oldukları aykırı filleri

(İrtikap ettikleri yanlış hareketleri)

Suçları/günahları örteriz hiç şüphesiz! (…elbette k!)

Onlara yaptıkları-o yapa geldikleri-

İşlerin en güzeli,en değerlisi ile

Bir karşılık veririz ve ödüllendiririz.

(Karşılık vereceğiz,ödüllendireceğiz…)

ANKEBUT(29/7)

***


831

Acıyan,Bağışlayan Rabbin Alim Adıyla

Allah,Kendine candan inanan ve bağlanan

Katıksız inancında-riyasız kahramanca-

Bir iman sergileyen-gerçekten sebat eden-

(İnancı-nı- bir yaşama şekline dönüştüren.)

O’na verdiği sözden asla ödün vermeyen (…dönmeyen)

Kimseleri de bilir,iki yüzlüleri de! (…olanları da/dönek kimseleri de!)

Her düşünce/duygudan-davranıştan/inançtan-

Olanları açıkça-evet-her halükarda

Ortaya serecektir,seçip ayıracaktır

Zamanı geldiğinde Yüce Mahkemesi’nde.

Akları karalardan-karaları aklardan.-

Kuşkusuz son karar,son söz O’nun olacaktır.

İnançsızlar onlara-imanlı olanlara;-

“Siz bizim yolumuza-yaşayış tarzımıza-

Dönün,gelin,uyun da-yaşayın aramızda-

Sizin suçlarınızı-tüm günahlarınızı-

Biz yüklenelim!”derler,nasipsizler,bahtsızlar! (…sefihler!)

Oysa onlar,onların-inançsız münafıklar-

Hiçbir günahlarını-belki de bir kısmını-

Yüklenecek konumda değillerdir aslında!

Gerçek olan şudur ki,onlar kötü niyetli,

İki yüzlü,fitneci-her zamanki halleri-

Tümden yalancıdırlar-yalandan zevk alırlar!

(Ta kendileridirler yalancıların onlar!)

832

-Ey Müslüman kardeşler!Günümüzde değişen



Bir şey var mı düşünün Allah,Rasül aşkına!

Buna göre koyalım tavrımızı ortaya!-

ANKEBUT(29/11-12)

***


Acıyan,Bağışlayan Rabbin Hallak Adıyla

Allah’ın yaratmayı nasıl başlattığını,

Yoktan var ettiğini,nasıl yarattığını,

Ölümden sonra bunu-hayatı/yaratmayı-

Nasıl yeniden geri çevirebildiğini,

Yeni baştan her şey yaratabildiğini,

Kesintisiz/durmadan sağlam,kusursuz bir plan ,(…muhteşem…)

Proje doğrultusunda yeryüzünü,evreni

Nasıl yönettiğini,çekip çevirdiğini…

Şüphesiz ki Allah’a-gücü sonsuz İlah’a (…Kadir’e)

Ölümsüz Yaradan’a göre bu çok kolaydır.

Ya Rasulallah!De ki;-İnsanlara bildir ki!- (Ey Peygamber’im…)

“Yeryüzünde dolaşın,dolaşın da Allah’ın

İlk baştan yaratmaya nasıl başladığına

Dosdoğru gözle bakın,düşünün ibret alın!

Zamanı geldiğinde-ilerde Ahiret’ te

Diğer oluşumu da-ölümsüz hayatı da-

833


Ahret hayatını da-Mutluluk Yurdu’nu da (Özgürlük…)

Aynı şekilde böyle yaratma kudretiyle

Yaratacaktır yine-söz verdiği şekilde!-

(Koyacaktır ortaya bambaşka boyutlarda.)

Kuşkunuz olmasın ki Tek Ölümsüz Allah’ın

Gücü yeter her şeye,sınırsız kudretiyle. (…erişilmez gücüyle)

(Bunu bilen bir benlik başka güçler önünde (Buna inanan kimse…)

Pes eder,boyun büker,diz çöker,eğilir mi?)

ANKEBUT(29/19-20)

***


Acıyan,Bağışlayan Rabbin Şehid Adıyla

Ey Muhammed Mustafa!De ki:”Benim sizinle

Aramızda bir tanık olarak Allah yeter!(…şahit…)

O,göklerde ve yerde-ikisi arasında-

Ne bir eksik,ne fazla tam bilir neler varsa.

Batıla inanıp da-kanıp da,aldanıp da-

Allah’ı yalanlayan,yüce buyruklarına

Uymayan,baş kaldıran nankörlere gelince,

İşte onlar hüsrana-önlenmez kayıplara-

Uğramış olanların-azabı tadanların-

-Küfür burgaçlarına kapılmış bahtsızların-

Bunu hak edenlerin ta kendileridirler.”

(Böyle olmaktan Sana sığınırız Allah’ım!)

ANKEBUT(29/56) ***

834

Acıyan,Bağışlayan Rabbin Malik Adıyla



Ey inanan kullarım!Şüphesiz Benim arzım

-Sınırsız saltanatım-çok geniştir,yayılın…

Sizin için orada-bilinmez kuşaklarda-(-değişik boyutlarda/alanlarda-)

Nice şeyler yarattım-imkanlarla donattım.-

Göç edin kendinize elverişli yerlere

İnancınızı daha güzel yaşamak için,(…iyi…)

Varlık sebebinizi yakinen görmek için,

Yetersiz bilginizi zenginleştirmek için,

Birbirinizi daha iyi tanımak için,

Kazancınız daha arttırabilmek için

Uygun coğrafyalara,göklere/evrenlere,

Yakın gezegenlere,uzak galaksilere…

ANKEBUT(29/56)

***


Acıyan,Bağışlayan Rabbin Münzir Adıyla

Ey Rasül’üm!Gerçekten işittiremezsin sen

Ölü yüreklilere,sırtlarını dönüp de (Manevi ölülere…)

Giden sağırlara da duyuramazsın asla

Evrensel Çağrı’mızı-barışı/aydınlığı!-

(Herhangi birisinin sarf ettiği sözü de!)

835

Ey Rasül!Körleri de-kör yüreklileri de-



Sen sapıklıklarından-karanlık yollarından-

Vaz geçirip de doğru yola iletemezsin!

(Öyle ki sonsuzluğu-sevgiyi/mutluluğu-

Özgürlüğü/erdemi/dürüstlüğü/onuru

Gösterir görenlere,akleden yüreklere (…mühürsüz…gözlere.)

Ulu Allah kim neyi hak etmişse/seçmişse!)

Sen ancak teslim olan-inancını has kılan- (-imanını…)

Ve buyruklarımıza-ve yasalarımıza- (…kozmik…)

Kutsal sözlerimize-tüm ayetlerimize-

İnanan kimselere-riyasız mü’minlere- (-katıksız/samimi…)

Manen yaşayanlara/aydınlanmış ruhlara

İşittirebilirsin,işittirebilirsen!

RUM(30/52-53)

***


Acıyan,Bağışlayan Rabbin Muhyi Adıyla

Belirlenmiş “an” gelip,Kıyamet koptuğunda,

Günahkarlar-günaha batmışlar-bu dünyada

Ya da kabirlerinde ancak pek az bir süre

-Birkaç saat dışında-kaldıklarına,bir de (…hem de)

Yemin ederler hatta dünya hayatlarında. (…ölü…)

(Kendi kendilerine yalan söylerler işte!)(Kendi kendilerini tekzip ederler!) Onlar dünyadayken de haktan işte böylece

Önlerine geçilip döndürülüyorlardı.

-Çeviriliyorlardı/alıkonuyorlardı.-

836


(İyilikten,barıştan,güzel davranışlardan

Uzak kalıyorlardı,mahrum oluyorlardı.) (Yetim…)

Bereketsiz,anlamsız,hedefsiz ve amaçsız, (…ızdırabsız,)

İdealsiz,kuralsız,nezaketsiz,saygısız (…kaygısız…)

Ömür bomboş geçince uzun da olsa kısa,

Daha dolu geçince kısa da olsa daha

Uzun gelir insana.Münkirler ömür kısa

Olduğu için belki kulluk edecek vakti

Bulamadıklarını-yalancılıklarını-

Gizlemek istiyorlar/mazeret arıyorlar! (Söylemek…bahane…)

Sorumluluktan kaçmak-Mahkeme’den kurtulmak- (Duruşma’dan…)

Kolaydır sanıyorlar-mümkündür sanıyorlar!-

Dünya hayatındayken kendilerine ilim

Ve iman verilenler şunu söyleyecekler; (O gün diyecekler ki;…)

“And olsun siz Allah’ın Kitab’ı gereğince

(Allah’ın kelamında hükmedildiği gibi.) (…yazısında...)

Yeniden diril(til)me günü olan Mahşer’de

Kalkacağınız “an”a dek orada kaldınız,

Uyanık(!) yaşadınız-yaşıyoruz sandınız!-

Başıbozuk/sorumsuz-yerinizde saydınız- (…bir hayat yaşadınız.)

Hayatınız boyunca su dövdünüz havanda!

İşte Bu Gün yeniden-o inkar ettiğiniz,

Bilmezden geldiğiniz/görmezden geldiğiniz-

Dirilme-diriltilme-Duruşma Günü’dür ki,

Evet,daha önceden ondan habersizdiniz! (Fakat…)

(Onu bilmiyordunuz,nerden bilecektiniz!

837

Gaybı Allah’tan başka hiç kimse bilemez ki!)



Size onun hakkında söylenen gerçeklere

Gülüp geçiyordunuz-dudak büküyordunuz-

Bunu işte bir türlü-o küçük beyninizle-

Kavrayamıyorsunuz/hazmedemiyorsunuz.

(Böylesi işinize de geliyor(du)aslında!)

Artık Bu Gün burada e olacak haliniz? (…sonunuz?)

O Gün zulmedenlerin-zulme gömülenlerin- (-haksızlık edenlerin-)

Beyan edecekleri-dillendirecekleri-

Özür kendilerine-mağrur benliklerine-

(Zulmetmiş olanların mazeret beyanları!)

Asla artık bir fayda sağlamadığı gibi,

Onlardan Allah’ı da hoşnut edecekleri

Bir davranış,olumlu bir tutum içine de

Girmeleri istenmez,beklenmez,düşünülmez!

-Hiç itibar edilmez,buna izin verilmez!- (…önem/asla kabul edilmez!)

(Zaten iş işten geçmiş,geri dönüş ümidi,

Arzusu sona dermiş,tövbe müessesesi (İmkanı…)

İlga/iptal edilmiş olduğundan yapacak

Pek bir şey kalmamıştır.Mahkeme kurulacak

En adil Yargılama artık başlayacaktır.

Herkes gönderdiğinin karşılığını orda

Tastamam bulacaktır,noksansız alacaktır.

RUM(31/55-57)

***


838

Acıyan,Bağışlayan Rabbin Müheymin Adıyla

O,Allah’tır (ki) gökleri-arasındakileri-

Yaratan altı günde-altı birim evrede-(…aşamada-)

(Altı aşamalı bir tekamül safhasında.)

Saltanatını kuran yüce Arş üzerinde (…sonra…)

Tek hükümranlığını-tam egemenliğini.-

O’ndan başka sizlere ne yerde,ne göklerde

Vardır ne bir dost,ne de yardımcı,kayırıcı (Yoktur…)

(Ölümde ve dirimde/Hesap Verme Günü’nde.)

Hala düşünüp tedbir almaz mısınız ibret!

Hayret doğrusu hayret,hayretler üstü hayret!

Kusursuz bir şekilde Allah göklerden yere

Doğru çekip,çevirir,düzenleyip yönetir

Yeryüzünü evreni-yerleri/evrenleri-

Bütün bu işler sonra sizin hesabınıza

(Sizin tam hesabını-doğru sınırlarını-

Tutamayacağınız bir zaman süresinde…) (…diliminde)

Dünya ölçülerine göre bin yıl süreli

Bir günde yükselir de çıkar O’nun Katı’na…

İşte Allah O’dur ki,bilir hem en gizliyi,

(İdraki aşanları/algılanmayanları)

Hem de görünenleri-idrak edilenleri-

Mutlak galip,merhamet,hikmet,iyilik,rahmet

Kaynağı olan O’dur-Ulular Ulusu’dur.-

(Allah hem her işinde mükemmel,kusursuzdur,

839

Hem de rahmet merhamet,adalet,şefkat,izzet



Kaynağı yalnız O’dur,O’ndan yücesi yoktur…

Allah ki,yarattığı-ortaya çıkardığı-

Her şeyi güzel yapmış-düzenlemiş ve yaymış-

Kusursuz yaratmıştır ve en başta insanı

Çamurdan halk etmiştir-topraktan var etmiştir.-

(Balçıktan başlamıştır yaratmaya insanı.)

Her şeye yaratılış,yaşayış,davranış,

Amacına en uygun,en uyumlu/ahenkli ,

En güzel,en estetik,en dengeli,anlamlı

Bir özellik,mükemmel bir şekil verilmiştir. (…form belirlenmiştir.)

SECDE(32/4-7)

***


Acıyan,Bağışlayan Rabbin Cebbar Adıyla

Kendisine Rabbinin-Yüceler Yücesi’nin-

Ayetleri/sözleri-eşsiz mucizeleri-

Hatırlatıldığında,öğüt verildiğinde-

Onlardan yüz çeviren kimseden/kimselerden (Onlara sırt…)

Daha zalim kim vardır-daha haksız kim vardır?- (…nankör…)

Kuşku olmasın ki Biz,günahkar suçlulara

(Günahı hayat tarzı yapan o sapkınlara!) (…sefihlere/beyinsizlere/

Layık olduklarını-gerçek cezalarını- kendini bilmezlere!)

840


Tastamam vereceğiz eksiksiz,adaletle. (…şaşmaz bir…)

Onlar nasıl günahı-inkarı/sapıklığı-

Hayat tarzı haline getirmişlerse,Biz de

Onlar için hak etmiş oldukları azabı (…cezayı)


Yüklə 431,83 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin