Disiplin soruşturması
Gezi Parkı Olayları Nedeniyle Muhtelif İllerde Meydana Gelen Olaylara İlişkin Yürütülen Disiplin Soruşturması Neticesinde;
Ülke genelinde toplam 187 polis hakkında disiplin soruşturması yapılmıştır. Soruşturmalar neticesinde 37 polis disiplin cezası almıştır
Açıla maddi ve manevi tazminatlar
“Gezi Olayları” diye bilinen yasadışı toplantı ve gösteri yürüyüşleri nedeni ile de “89” idari dava açılmıştır.
2009-2016 Tarihleri arasında Kötü Muamele ve Aşırı Güç Kullanımı nedeni ile vatandaşlarımız tarafından “56” İdari Dava açılmış olup, bunların “17” si davacıların lehine sonuçlanmıştır.
Genel olarak zor kullanma sınırının aşılması ve kötü muamelelere karşı yürütülen adli ve idari soruşturmalar
Thenumber of personnelınrespect of whomdıscıplınaryproceedıngshavebeenconductedunderartıcle 256 of theTurkıshPenalCode (artıcle 245 of theformerpenal code) on thecharge of exceedıngthelımıts of thepowertouseforce
-
Decision
|
2014
|
2015
|
2016
|
Total
|
No groundsforimposinganypenalty
|
476+4
|
219+
|
2016
|
|
File discontinued
|
50
|
22
|
2
|
|
Shorttermsuspensionfrompromotions (4, 6 or 10 months)
|
18
|
7
|
0
|
|
Investigationpending
|
4
|
68
|
8
|
|
Longtermsuspensionfrompromotions (12, 16, 20 or 24 months)
|
14+17
|
23+0
|
1
|
38
|
General Total as of 26/04/2016
|
|
|
|
|
Thenumber of personnelınrespect of whomjudıcıalproceedıngshavebeenconductedunderartıcle 256 of theTurkıshPenalCode (artıcle 245 of theformerpenal code) on thecharge of exceedıngthelımıts of thepowertouseforce
-
|
2014
|
2015
|
2016
|
Total
|
JudicialFine
|
3
|
1
|
0
|
|
Acquittal
|
92
|
41
|
1
|
|
Dismissal of the Case
|
0
|
0
|
0
|
|
Suspension of thepronouncement of theverdict
|
11
|
10
|
0
|
|
Decision of non-prosecution
|
892+6
|
799+9
|
223
|
|
Trial is pending
|
65
|
13
|
0
|
|
General Total as of 26/04/2016
|
|
|
|
|
The number of personnelınrespect of whomdıscıplınaryproceedıngshavebeenconductedunderartıcle 94 and 95 of theTurkıshPenalCode (artıcle 243 of theformerpenal code) on thecharge of thecrime of torture
-
Decision
|
2014
|
2015
|
2016
|
Total
|
No groundsforimposinganypenalty
|
0
|
0
|
0
|
|
File discontinued
|
0
|
13
|
0
|
|
Shorttermsuspensionfrompromotions (4, 6 or 10 months)
|
0
|
13
|
0
|
|
Investigationpending
|
0
|
0
|
0
|
|
Longtermsuspensionfrompromotions (12, 16, 20 or 24 months)
|
14
|
23
|
1
|
38
|
Expulsion/expelled
|
0
|
4
|
0
|
|
Thenumber of personnelagaınstwhomjudıcıalproceedıngshavebeenconductedunderartıcles 94 and95 of thePenalCode (artıcle 243 of formerpenalcode)
on thecrıme of torture
-
|
2014
|
2015
|
2016
|
acquital
|
0
|
0
|
0
|
Decision of non-prosecution
|
215
|
51
|
0
|
Trial is pending
|
12
|
7
|
0
|
General Total as of 26/04/2016
|
|
|
|
-
Adalet Bakanlığı ve EGM verileri. Devam eden kovuşturmalar. Ceza alanların sayısı az. Sayısal veriler? (EGM)
Adalet Bakanlığı verilerine göre ise 2014 yılında TCK’nın 94.maddesi uyarınca karara bağlanan 139 davada; 19 mahkûmiyet, 88 beraat kararı verilmiştir.
2015 yılında ise TCK’nın 94.maddesi uyarınca karara bağlanan 128 davada; 25 mahkûmiyet, 63 beraat kararı verilmiştir.
-
Faillerin cezasız kalması. Soruşturma ve cezalandırma konularında Sistematik bir eksiklik (hatta bir tutum) var. Fail olmasına rağmen hükümlü neden yok. (EGM)
Ülkemiz işkenceye karşı sıfır tolerans politikasını benimsemiş ve bu politikayı istisnasız bir şekilde uygulama kararlılığını her platformda vurgulamıştır. Bu konuda çok sayıda yasal düzenleme kabul edilmiş ve uygulamaya ilişkin kayda değer önlemler almıştır. İşkence ve kötü muamele konularında cezasızlık durumunun söz konusu olduğunu ileri sürmek mümkün görülmemektedir. Bu bağlamda raporumuzda da belirtildiği gibi devam eden soruşturma ve kovuşturmaların bulunduğu da burada kaydedilmelidir.
Faillerin cezalandırılması hususunda sistematik bir eksiklik bulunmamaktadır. İşkence ve bu tür muamele yaptığı iddia edilen kolluk kuvveti mensupları ile ilgili herhangi bir ön izin müessesesi bulunmamaktadır. Bu tür işlem doğrudan savcılıklar tarafından yapılmaktadır. Savcılar tarafından işlem başlatılması halinde veya resen bu durumun öğrenilmesi halinde idari ceza da alabilmeleri için disiplin soruşturması başlatılmaktadır. Kolluk Gözetim Komisyonu tasarısı yasalaşmamış olsa da sistem orada öngörüldüğü gibi işlemekte bu iddialara muhatap olanların idari soruşturmaları kolluk kuvveti müfettişleri tarafından değil İçişleri Bakanlığı bünyesinde mülkiye müfettişleri tarafından ya da il seviyesinde yapılıyorsa vali yardımcıları veya kaymakamlar tarafından yapılmaktadır. Savcılıklar tarafından başlatılan soruşturmalar ise savcılar ve dava açılması durumunda tamamen bağımsız mahkemeler tarafından yürütülmektedir.
-
Orantısız güç kullanımıyla ilgili Genelgelerin içerikleri nedir? Uyulmaması durumunda ne gibi yaptırımlar vardır? (İçişleri)
ZOR KULLANMA, toplumsal olayların şiddete dönüşmesi halinde, göstericilerin hakkını korumak ve kamu düzenini sağlamak amacıyla, yetkili mülki idare amirinin emri ile, kalabalığı dağıtmak amacıyla ve dağıtacak ölçüde kullanılmaktadır.
2007-2012 yılları arasında meydana gelen toplumsal olayların (miting, yürüyüş, oturma eylemi, basın açıklaması vb.) sadece % 3,3’üne yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda güvenlik güçlerince müdahalede bulunulmuş, suç unsuru tespit edilen şahıslar ise gözaltına alınarak adli mercilere sevk edilmiştir.
Yine aynı dönemde ilgili mevzuatın güvenlik güçlerine verdiği zor kullanma yetkisine ilişkin sınırları aştığı iddiasıyla disiplin yönünden hakkında soruşturma başlatılan Emniyet Teşkilatı mensubu bir personele aylık kesimi, 63 personele kısa süreli durdurma, 43 personele ise uzun süreli durdurma cezası verilmiştir. Adli yönden yapılan soruşturma neticesinde 4 personele hapis, 8 personele para cezası verilmiş olup, 412 personelin mahkemesi halen devam etmektedir. (Disiplin Raporlarında, 33 Emniyet Mensubu hakkında; (7) "Kınama", (3) "Aylık Kesimi", (4) "4 Ay Süreli Durdurma", (1) "6 Ay Süreli Durdurma", (16) "16 Ay Süreli Durdurma", (1) "24 Ay süreli Durdurma", (1) "Uzun Süreli Durdurma" cezaları verilmesi önerileri getirilmiştir.)
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri doğrultusunda Çevik Kuvvet polisinin toplantı ve gösteri yürüyüşlerine müdahale sırasında orantılı güç kullanımının sağlanmasına yönelik olarak yapılan çalışmalar aşağıda belirtilmiştir.
a)kasklara kamera takılması
b) Kask İçi Muhabere Cihazı ve Muhabere Cihazlı Kask Alımı:
c)“Göz Yaşartıcı Gaz Silahları ve Mühimmatları Genelgesi” yayımlanmıştır.
d)Göz Yaşartıcı Gaz Silahları Ve Mühimmatları Kullanım Talimatı (20 sayfa fotoğraflarla açıklanmış)
e) kaskların numaralandırılması;
f)Zor Kullanmanın Aşamaları bir talimat ve klavuzla açıklanmıştır (9.4.2013)
Genelge içeriklerinde
Orantısız güç kullanan ve kötü muamele yapanlar hakkında adli ve idari soruşturma açılacağı belirtilmektedir.
Eğitim ve genelgelerde polislerin zor kullanma sınırı aşmalarında veya kötü muamele yaptıklarında haklarında adli ve idari soruşturma yapılacağı mutlaka vurgulanmaktadır.
Aynı şekilde, polislerin amirlerinin de gerekli dikkat ve özeni göstermemes, personel hakkında soruşturma açmaması durumunda hakkında adli ve idari soruşturma açılacağı vurgulanmaktadır.
Emniyet Genel Müdürlüğünce İnsan Hakları ve Orantılı Güç Kullanımı konusunda, 2015 yılında düzenlenen hizmet içi eğitimlerde toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde görev alan toplam 69.529 personele eğitim verilmiştir.Bu eğitimler yıllık hazırlanan “Hizmet İçi Eğitim Planı” çerçevesinde her yıl düzenli olarak yapılmaktadır.
-
Gözyaşartıcı gaz kullanımı nedeniyle meydana gelen yaralanmalar, kaç soruşturma oldu, kaç kişi hakkında ne karar alındı? (EGM/Jandarma)
Göz Yaşartıcı Gaz Silahları ve Mühimmatları Genelgesi” yayımlanmıştır.
Göz Yaşartıcı Gaz Silahları Ve Mühimmatları Kullanım Talimatı (20 sayfa fotoğraflarla açıklanmış)
Orantısız güç kullananalara cezakar verilmektedir. Yukarıda verilen istatistik bilg içerisinde yer almaktadır.
MR. AHMET ULUTAŞ/MINISTRY OF JUSTICE
-
“İnsan hakları savunucularının” terör suçlamasıyla gözaltına alınması iddialarını yineledi. (30 tutuklu gazeteci ismi vs.) (Adalet) &
-
“Hükümet yetkilileri aleyhine dava açanlara karşı dava açıldığı” iddiası; böyle kaç dava açıldı, kaçı sonuçlandı?
Ülkemizdeki cezaevlerinde sırf gazetecilik faaliyeti nedeniyle herhangi bir hükümlü veya tutuklu kişi bulunmamaktadır. Çeşitli kurumlar tarafından hangi kıstasa dayandığı bilinmeyen ve zaman zaman yayımlanan listelere bakıldığında, 5 kişinin bu listelerde ortak kaydı bulunduğu görülmektedir. Bunlardan sadece 3’ünün basın kartı bulunmaktadır. Dün ismi zikredilen nedim oruç kayıtlarımıza göre bilgisayar programcısıdır ve terör suçundan cezaevindedir.
Aynı soruda insan hakları savunucusu olmasına rağmen tutuklandığı bildirilen 20 kişi içinden sadece 4 kişi cezaevindedir diğerlerinin ismine ise cezaevi kayıtlarında rastlanmamıştır.
-
Uludere konusunda karar alındı mı? Anayasa Mahkemesi’nin başvurularını reddettiği doğru mu? Meclis İnsan Hakları Alt Komisyonu’nun sorumluların cezalandırılması tavsiyesi yerine getirildi mi? (Adalet)
Uludere’de meydana gelen olaya ilişkin olarak ölenlerin yakınları tarafından 18.7.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılmıştır. Söz konusu başvuruya ilişkin olarak, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararda, dosyadaki eksikliğin giderilmesi amacıyla başvuranlar vekiline, bildirim yapıldığı kaydedilmiştir. Karara göre, başvurucular vekili bildirilen eksikleri süresinde tamamlamadığı gibi eksiklik giderimini neden süresinde yapamadığına ilişkin mazeret dilekçesini de yaklaşık bir ay sonra sunduğu vurgulanmış, diğer taraftan başvurucular vekilinin sağlık mazereti için Cizre 3 No.lu Aile Sağlığı Merkezinden alınan sağlık raporunu sunmakla birlikte mazeret olarak bildirdiği diğer husus olan güvenlik durumuna ilişkin herhangi bir açıklamada bulunmadığı kaydedilmiştir. Anayasa Mahkemesi söz konusu kararında, eksikliklerin giderilmesi işleminin süresinde yapılmasının başvurunun esastan incelenebilmesi için ön koşul olduğuna vurgu yapmıştır. Nitekim AİHM’nin içtihadı da bu yöndedir. Anayasa Mahkemesi bu gerekçelerle, geçerli mazeret olmaksızın eksikliğin süresinde giderilmemesi nedeniyle oyçokluğuyla başvurunun reddine karar vermiştir.
-
Ahmet Kaymaz ve oğlu davası AİHM kararının uygulanması süreci? (Adalet)
Ahmet Kaymaz olayı hakkında bahsedilmesi gereken başvuru Makbule Kaymaz (651/10) başvurusudur. Buna göre, başvuran Makbule Kaymaz tarafından 21 Ocak 2014 tarihinde yapılan yeniden yargılama talebini mahkeme değerlendirmiş ve sanık lehine yapılmış olan yenilenme talebinin CMK’nın 317. maddesinde tanımlı şartları taşımadığından reddine karar vermiştir. Bu karara karşı yapılan itiraz reddedilmiştir ve karar kesinleşmiştir.
Öte yandan, malumları olduğu gibi, ceza hukuku doktrininde de geçerli olan hukuki belirlilik ilkesi, hukukilik ilkesinin veya kanunun geriye dönük olarak uygulanmasının yasaklanmasını da kapsayan kanunsuz ceza olmaz ilkesinin parçalarından biridir. Birçok yerel hukuk sistemi ve uluslararası sözleşmeler (ICCPR, Madde 15(2); AİHS, Madde 7(2); Temel Hak ve Özgürlükler Sözleşmesi, Madde 40(6); 1998 ICC Yasası, Madde 24) hukukilik ilkesini öngören bir hüküm içermektedirler. Bu nedenle hukukilik ilkesi, kanun koyucular tarafından geriye dönük düzenleme yapılmasını yasaklamaktadır. AİHM içtihatları kapsamında, devletin yerel hukukunun, zamanaşımına ilişkin bir kanunu, esastan ziyade usuli olarak yorumlaması durumunda; değişiklik sırasında süre sınırının dolmadığı suçlara ilişkin olarak bu süre sınırını geriye dönük etkiyle uzatabilmek amacıyla zamanaşımı kanununun değiştirilmesine izin verildiği tespit edilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, zamanaşımı süresinin halihazırda işlediği suçlarda, geriye dönük bir uzatmaya izin verilip verilmediği konusunda bir karara varmamıştır. Türk hukuk siteminde, Ceza Muhakemesi Kanunundan ziyade, Ceza Kanununda belirtilen zaman aşımı süresi esasi bir niteliğe sahiptir.
Bu nedenle, bir suça ilişkin olarak zaman aşımı süresinin dolması halinde, sürenin uzatılmasının veya yeniden kullanılmasının/yenilenmesinin mümkün olmadığı aşikârdır. Sonuç olarak Türk makamları, zaman aşımı sürelerinin geriye dönük olarak uygulanması durumunda, Sözleşme’nin 7. maddesi uyarınca yeni ihlaller ortaya çıkacağını ve bu durumun zaman aşımının hali hazırda öngörüldüğü davalarda hukuki belirlilik bakımından zararlı olacağını vurgulamak ister.
-
Şemdinli kitabevine yapılan saldırı hakkındaki soruşturma 2005’ten bu yana niye sonuçlanmadı? (Adalet)
Kamuoyunda Şemdinli davası olarak bilinen olaya ilişkin olarak; Şüpheliler Ali KAYA, Özcan İLDENİZ ve Veysel ATEŞ hakkında 9/11/2005 tarihinde Hakkari ili Şemdinli ilçesinde S.Y.’ye ait Umut Kitabevi’nin bombalanması olayıyla ilgili olarak, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma, suç için anlaşma, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, kasten öldürme ve kasten yaralama suçlarını işledikleri iddiasıyla Van Cumhuriyet Başsavcılığının 3/3/2006 tarih ve Soruşturma No: 2006/32, Esas No: 2006/31 sayılı iddianamesiyle Van 3. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açılmıştır. Yapılan yargılamalar sonucunda, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 10/1/2012 tarihli kararıyla, devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma suçundan başvurucuların beraatına, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs ve kasten yaralama suçlarından ayrı ayrı mahkûmiyetlerine karar vermiştir.
Temyiz incelemesi sonunda, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 1/10/2012 tarihli kararıyla, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ve devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma suçlarından doğrudan zarar görmeyen katılanların temyiz taleplerinin reddine, kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs ve kasten yaralama suçlarından verilen hükmün onanmasına, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma kapsamındaki hükmün bozulmasına karar vermiştir. Ali Kaya, Özcan İldeniz ve Veysel Ateş hakkında devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma suçundan verilen beraat kararı ile kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs ve kasten yaralama suçlarından verilen mahkûmiyetler kesinleşmiştir.
Ali Kaya, Özcan İldeniz ve Veysel Ateş hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçu ile ilgili bozma sonrası yargılama Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin E.2013/9 sayılı dosyasına kaydedilmiştir. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 23 Mayıs 2013 tarihli, E.2013/9 K: 2013/158 sayılı ilamıyla, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin bozma kararına direnilmesine karar verilmiştir. Dosya direnme kararındaki suç yönünden halen Yargıtay önünde derdesttir. Ayrıca Ali Kaya, Özcan İldeniz ve Veysel Ateş mahkumiyetin kesinleşmesi sonrası Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuş, Anayasa Mahkemesinin 9 Ocak 2014 tarihli (Başvuru Numarası: 2013/1999) kararıyla, mahkûmiyet kararlarına ilişkin başvuru yollarının tüketildiği tarihten itibaren otuz gün içinde başvuru yapılmamış olması nedeniyle başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.
-
Dostları ilə paylaş: |