HUDÂVENDİGÂR
Osmanlı idari teşkilâtında merkezi Bursa olan sancağın adı.
İlk kurulan Osmanlı sancaklarından biri olup uzun süre Anadolu beylerbeyiliği-ne bağlı kaldıktan sonra sınırlan genişletilerek XIX. yüzyılda önce eyalet, ardından vilâyet adı altında teşkilatlandırılmıştır. Sancağın adı I. Murad'ın lakabından (hudâvendigâr) kaynaklanır.
Bursa'nın Orhan Bey tarafından fethinden sonra (1326) merkezi Bursa olmak üzere yeni bir idarî birim teşekkül etmişti. Ancak Bursa'nın Fetret devri hariç İstanbul'un fethine kadar Osmanlı Devle-ti'nin merkezi olması dolayısıyla idarî taksimattaki yeri açık olarak belli değildir. Bununla birlikte XV. yüzyıl tarihçileri bu idari bölgenin ortaya çıkışını Orhan Bey dönemine kadar götürürler. Onlara göre Orhan Bey İznik'i aldıktan sonra burayı kendisine merkez yapmış. Bursa'yi ise oğlu Murad'a vermiş, böylece yeni oluşan idarî bölgenin adına "Bey sancağı" denmişti. Âşıkpaşazâde ve Neşri burayı Bey sancağı adıyla zikrederken Oruç Bey. Tursun Bey ve daha sonra İbn Kemal buradan Bursa sancağı şeklinde söz ederler. 1479 ve 1480 tarihli bazı sicil kayıtlarında "Bey sancağı. Bey sancağı livası" tabirlerine rastlanır. Bu son tarihlere kadar kaynaklarda yer almayan Hudâvendigâr adı ise 1484 ve 1486 tarihli Bursa Kadı Sicil defterlerindeki hüküm suretlerinde geçmektedir. Ayrıca Bursa ve yöresini içine alan 1487 tarihli Tahrir Defteri'nde Hudâvendigâr sancağı ibaresi bulunduğu gibi 263 II. Bayezid devri tahrirlerinin genel sonuçlarını ihtiva eden icmal defterinde de Anadolu beylerbeyiliğine tâbi sancaklar kaydedilirken Bursa ve yöresini içine alan sancak Hudâvendigâr sancağı adıyla belirtilmiştir.264 Böylece sancak için Hudâvendigâr adının XV. yüzyılın sonlarından itibaren özellikle resmî belgelerde yer almaya başlayarak yaygınlık kazandığı, nâdir de olsa daha sonraki dönemlerde Bursa sancağı şekli kullanılmakla birlikte Bey sancağı adının tamamen terkedildiği söylenebilir.
Sancağın hangi bölgeleri içine aldığına dair kesin kayıtlar XV. yüzyıl sonlarından itibaren tahrir defterlerinde yer almaktadır. Bu kaynaklara göre Anadolu beylerbe-yiliğine bağlı sancak 1487'de otuz iki idarî birimden oluşuyordu.265 II. Bayezid dönemine ait Anadolu vilâyeti icmal defterine göre ti-mar sistemi içinde yapılan idarî bölünmede nahiye olarak zikredilen birimler yirmi sekiz kadar olup bunlar başta Bursa olmak üzere, İnegöl. Yarhisar. Ermenipazarı, Domaniç. Yenişehir, Söğüt, Göl, Yenicetaraklı. Geyve, Akyazı. Akhisar Karagöz. Göynük, Beypazarı, Naili Karahisan. Mihaliçhisan, Sivrihisar, Ulubat, Kirmasti, Toyhisar. Aydıncık (Edincik), Gönen, Beh-ram (Tuzla), Bergama. Fesleke, Tarhala, Kepsut ve Atranos idi.266 1478 tarihli defterde bu idari birimler yanında Kermiç, Akçeşehir, Kite, Ta-şâbâd da kaydedilmişti. 1521 tarihli deftere göre bu sayı Mihaliççık'ın da ilâvesiyle otuz üç olmuştu 267 İdarî teşkilâtın yeniden düzenlendiğini gösteren ve 1520-1530 arasındaki tahrirlerin sonuçlarını yansıtan Anadolu vilâyeti icmal defterine göre sancakta kaza statüsü içinde gösterilen yirmi beş birim vardı.268 Bunlar merkez kaza dışında Beypazarı, Kite, Yenişehir, Söğüt. Ermenipazan (Pazaryeri), İnegöl, Domaniç, Akhisar, Geyve, Yarhİ-sar, Seferihisar (Sivrihisar). Atranos (Orhaneli). Kepsut, Mihalıççık. Yenicetaraklı, Göynük, Akyazı, Gölpazan, Aydıncık (Edin-cik), Tuzla (Behram), Gönen, Mihaliç (Karacabey). Bergama, Tarhala kazaları idi. Bu son tarihte sancağın sınırları Balıkesir. Kütahya, Bilecik, Eskişehir, Adapazarı'n-dan itibaren Marmara sahillerine, hatta Bergama'nın ve Tuzla'nın da buraya bağlı oluşu dolayısıyla Ege denizine kadar uzanıyordu.
Sancak coğrafî bir bütünlüğü bulunmayan, yer yer başka sancakların sınırlarının araya girdiği 269 bir özellikgöstermekteydi. Bu coğrafî dağınıklık muhtemelen ilk Osmanlı idarî bölgesi olmasından kaynaklanmaktadır. Burası, ilk zaptedilen yerlerin eklenmesiyle düzenli olmayan bir şekilde genişlemiş ve daha sonraki devirlerde iktisadî ihtiyaçlar ve timar sisteminin yerleşmiş olması dolayısıyla bu yapıya dokunulmamış olmalıdır. 1520-1530 yıllarındaki tahrir sonuçlarına göre bütün sancakta yirmi iki şehir ve kasaba, 1966 köy, 813 mezraa, elli üç cemaat, otuz cami, 230 mescid, otuz sekiz zaviye, on büyük han, dört kervansaray, kırk hamam. 1151 dükkân bulunuyordu.270 Sancağın toplam nüfusu tahminen 300.000 dolayındaydı.271 Merkez Bursa kazası ise 114 köye sahipti; toplam nüfusu XVI. yüzyıl başlarında yaklaşık 40.000 272 XVI. yüzyıl sonlarında 76.000 273 dolayındaydı ve sancağın en kalabalık idarî bölümünü teşkil ediyordu. XVI. yüzyılın ikinci yarısında 1573 tarihli tahrire göre nahiye olarak sancağa bağlı idarî birim sayısı otuz bir olup daha önce adı geçen nahiyelerden farklı olarak Taraklı'-nın adına rastlanmaktadır 274 Ayn Ali'ye göre sancakta XVI. yüzyıl sonlarında otuz iki zeamet, 1005 timar bulunuyordu. Cihannümâ'da ise XVII. yüzyılın ikinci yarısında sancakta kırk kadar kazanın adı zikredilir, eskilerin yanında Ilıca. Bayramiç, Harmancık, Dağardı, Günpazarı, Günyüzü, Manyas, Mudanya, Gökçedağ. Marmara gibi yerler sayılır.275
XVII ve XVIII. yüzyıllarda durumunu koruduğu anlaşılan, zaman zaman bazı yeni kazaların ilâvesiyle kendi içinde bir gelişme göstermekle birlikte genellikle sınırları değişmeyen sancak XIX. yüzyıldaki idari düzenlemelerden geniş ölçüde etkilendi. 1831 "deki genel nüfus sayımlan sırasında sancak merkez kaza, Atranos (Orhaneli), Gemlik, Mudanya, İnegöl. Yenişehir, Mihaliç ve İznik kazalarından oluşuyordu. 1832'de ise müstakil bir mutasarrıflık durumundaydı. Tanzimat'ın ilânından biraz önce 1836'da eski büyük eyaletler ortadan kalkmış ve bazı düzenlemelerde bulunulmuş. Koca Hudâven-digâr'a bağlanmış, ayrıca burası bir müşirlik olarak kabul edilip civar sancakların buraya bağlanması kararı alınmıştır. Tanzimat'ın ilânından sonra yeni idari değişiklikler yapıldı. Kütahya'da oturan Anadolu eyaleti valilerinin artık Bursa'da ikamet etmeleriyle sancağın bölgenin merkezi olması yolunda önemli bir adım atılmış oldu ve Hudâvendigâr eyaleti teşkil edildi. 1266'da (1850) Hudâvendigâr eyaleti Karahisarısâhib (Afyon). Kütahya, Bilecik, Hudâvendigâr, Erdek, Biga, Karesi, Ayvalık sancaklarından meydana geliyordu. Koca-ili ise buradan ayrılıp Kastamonu'ya dahil edilmişti. Fakat 1856'da burası yeniden Hudâvendigâr'a bağlandı. Bu tarihte eyalete ayrıca merkez sancak dışında Kütahya ve Sultanönü livası, Karahisarısâhib, Erdek, Biga, Karesi ve Ayvalık da bağlıydı; toplam kaza sayısı 123 olup eyaletle aynı adı taşıyan merkez liva yirmi dört kazadan 276 oluşuyordu. 1867'deki düzenlemeler sırasında eyalet yerine vilâyet adı kullanıldı ve Hudâvendigâr vilâyeti teşkil edildi. Vilâyete bağlı sancaklar Bursa, Karesi, Karahisar, Kütahya, Koca-ili idi. Bu sonuncusu 1867'den sonra İzmit adıyla anılıp 1888'de müstakil mutasarrıflık oldu. Bilecik ise Ertuğrul sancağı adıyla Hudâvendigâr vilâyetine bağlandı. 1310'da (1892) beş sancaklı 277 vilâyette yirmi dört kaza, otuz beş nahiye ve 3059 köy vardı. Merkez sancak olan Bursa Gemlik, Mudanya, Mihaliç. Kirmasti, Atranos adlı kazalara taksim edilmişti. V. Cuinet ise burada beş sancak, yirmi dört kaza, altmış bir nahiye, 3058 köy bulunduğunu yazarak toplam nüfusun 1.626.869'a ulaştığını, merkez sancağa Bursa. Gemlik. Mudanya, Mihaliç. Kirmasti ve Atra-nos'un bağlı olduğunu belirtir. 1908'de vilâyette yine beş sancak, yirmi dört kaza, kırk sekiz nahiye ve 3607 köy yer alıyordu. 1915'te Afyon karahisar ve Kütahya'nın. 1918'de Bilecik'in ayrılmasıyla vilâyetin sınırları daraltılmış. Cumhuriyet döneminde merkez sancağa tekabül eden sınırlar içinde yeni teşkil edilen vilâyet önceleri Hudâvendigâr adını korumuşsa da daha sonra Bursa adıyla anılmıştır. Hudâvendigâr vilâyetine ait ilki 1286'dan (1869) başlamak üzere otuz altı salname yayımlanmış olup sonuncusu 1325 (1907) tarihlidir. Otuz yedinci salname 1927'de Bursa Vilâyeti Salnamesi adıyla neşredilmiştir.
Bibliyografya :
BA. TD, nr. 23, 44, 111, 113, 166, s. 197-211 (166 numaralı Muhâsebe-i ViiâyeiA Anadolu Defleri: 937/1530 [nşr. BA Dairesi], Ankara 1995, s. 1-213); BA. TO, nr. 1050; BA, MAD, nr. 152; Hüdauendigar Liuası Tahrîr Defterleri (nşr. Ö. Lûtfi Barkan - Enver Meriçli), Ankara 1988; Âşık-paşazâde, Târih (Atsız), s. 120; İbrı Kemâl. Teuâ-rih-iÂl-i Osman, 11. Defter, s. 47-48; Tursun Bey. Târîh-i Ebü't-Feih (nşr. Mertol Tulum], İstanbul 1977, s. 68; Oruç b. Âdil. Teuârîh-i Âli Osman, s. 16,90;Neşrî. OVıannümâ(Unat), I, 163;Ayn Ali, Kauânîn-iÂl-İ Osman, s. 14, 44; Kâtib Çelebi. Cihannümâ, s. 656; Htıdâüendigâr Vilâyeti Salnameleri; 1286-1325/1869-1907, ikisi (i ve 12.) mükerrer sayılı 36 adet; Cuinet, IV, 3-118; Deulet-i AHyye-i Osmâniyye Salnamesi, İstanbul 1310, s. 550; Bursa Vilâyeti Salnamesi, Bursa 1927; Tuncer Baykara, Âna-dolu'nun Tarihî Coğrafyasına Giriş, Ankara 1988, s. 73, 127, 133, 137, 184, 231-235; Halil İnalcık, "Bursa Şer'iyye Sicillerinde Fatih Sultan Mehmed'in Fermanları", TTK Belleten, XI/44 (1947), s. 698, 702; a.mlf., "Osmanlı İdare, Sosyal ve Ekonomik Tarihi ile İlgili Belgeler: Bursa Kadı Sicillerinden Seçmeler", TTK Belgeler, X/14 {1981), s. 7, 63; a.mlf.. "Bursa", B?- (İng.], 1, 1334; Feridun M. Emecen, "Beylikten Sancağa: Batı Anadolu'da İlk Osmanlı Sancaklarının Kuruluşuna Dâir Bâzı Mülâhazalar", TTK Belleten, LX/227 (1996), s. 86-87; J. H.Kramers. "Hudâvendigâr", M, V/l, s. 578; Cengiz Orhonlu. "Khudawendigar", EF (İng.), V, 44-45.
Dostları ilə paylaş: |