KÂRİNÎLER
I. Hüsrev Enûşirvân devrinden (531-579) 840 yılına kadar Taberistan'ın dağlık bölgesinde hüküm süren mahallî bir hanedan.
Kârinîler'in (Kârinverd), Sâsânî Hükümdarı 1. Kavâz (Kubad) döneminin (488-531) güçlü siması Sûhrâ'nın oğlu Kârin'in torunları oldukları ve İran'ın efsane kahramanı Kâve'nin soyundan geldikleri ileri sürülmektedir, HüsrevEnûşirvân.Türk-ler'in saldırılarının püskürtülmesinde kendisine yardımcı olan Zermihr ile kardeşi Kârin'î mükâfatlandırmış, Kârin'e daha sonra Kûh-İ Kârin diye bilinen Vendâ-Ümmîdkûh, Âmül. Lafûrve Firîm'in de İçinde yer aldığı topraklan vermiş ve onu Taberistan ispehbedi (hükümdar) ilân etmiştir. İbn Havkal, Kârinîler'in merkezlerinin Sâsânîler devrinden beri Firîm olduğunu kaydetmektedir.
İran'ın müslüman Araplar tarafından fethedilmesinden önce Kârinîler Taberis-tan'daki bu üstün mevkilerini kaybettiler. Taberistan İspehbedi Ferruhân Gîlân-şah Rey, Cürcân, Kümis ve Dünbâvend'in teslim olması sebebiyle İslâm ordusu kumandanı Süveyd b. Mukarrin ile bir barış antlaşması imzalamak mecburiyetinde kaldı. Ferruhân'ın iki torunu Taberistan'da Dâbûyîier ve Bâduspânîler adlı iki hanedanın kurucusu oldu. Kârinî Hükümdarı Vendâd Hürmüz'ün (Hürmüzd) 165 (781) yılındaki isyanına kadar kaynaklarda Kârinîler hakkında bilgi bulunmamaktadır.
Taberistan halkının sık sık ayaklanıp antlaşma gereği taahhüt ettiği vergiyi düzenli olarak ödemekten kaçınması, Mu-âviye'den itibaren Emevîler devri boyunca bölgeye çok sayıda askerî sefer yapılmasına sebep olduysa da coğrafî şartların olumsuzluğu yüzünden Taberistan'm doğrudan Emevîler'e bağlanması mümkün olmadı. Ancak Abbasî Halifesi Ebû Ca'fer el-Mansûr, Taberistan'ın idarecileri olan Dâbûyîler'in ispehbedi Hurşîd'in isyan ederek topraklarındaki müslümanları katletmesi üzerine 759-760 yıllarında sevkettiği ordularla bölgeyi ilhak etmeye muvaffak oldu. Dâbûyîler'in ortadan kalkmasından sonra bölge Bâvendîler'in eline geçti. Kârinîler de Bâvendîler'i metbû tanıdılar.
Hâlid b. Bermek, Taberistan valiliği sırasında (768-772) dağlık bölgelerde İslâm hâkimiyetini yaymaya çalıştı. Kârinî Hükümdarı Hürmüz ile de dostane ilişkiler kurdu. Taberistan böylece doğrudan Abbasî valilerince yönetilmeye başlandı. Ancak dağlık bölgedeki mahallî hanedanlar varlıklarını devam ettirdiler. Valinin uygulamaya koyduğu ve Ahmed b. Hanbel'in de onayladığı, vergilerdeki yüzde onluk artış halkın tepkisine yol açtı. Ümmîdvârkûh sakinleri Hürmüz'e gelerek valinin zulüm ve haksızlıklarından şikâyet ettiler ve isyan ettiği takdirde kendisini destekleyeceklerini bildirdiler. Hürmüz, diğer mahallî hükümdarların da kendisine destek vermesi şartıyla bu teklifi kabul etti. Bunun üzerine Abbasî Halifesi Meh-dî-Billâh isyanı bastırmak için bölgeye güçlü ordular şevketti (165/781). Abbasî ordularına karşı birçok zafer kazanan Hürmüz ve müttefikleri dağlık bölgeyi dört yıl ellerinde tuttular. Bu durumdan endişe eden Mehdî-Biliâh, oğlu ve veliahdı Mûsâ el-Hâdî'yi iyi teçhiz edilmiş bir ordu ile Taberistan'a gönderdi (107/783-84). Savaşta yaralanan Hürmüz affedilmek şartıyla teslim oldu. Mûsâ el-Hâdî 169'da (785) halife olunca onu Bağdat'a götürdü, fakat daha sonra ülkesine dönmesine izin verdi.
Hârûnürreşîd devrinde bölgede yeniden bazı karışıklıklar ortaya çıktı. Hürmüz, Bâvendî Meliki Servin ile iş birliği yaparak Tamîşa'dan Rûyân'a kadar bütün dağlık bölgeyi kontrol altına aldı. Kardeşi Vindâspağan, halife tarafından toprakların Ölçümü ve vergi tahsili için gönderilen Ca'fer b. Harun'u öldürdü. Bunun üzerine 189'da (805) Rey'e gelen Hârûnürreşîd, Taberistan'ın dağlık bölgesindeki bütün mahallî hükümdarların huzuruna gelmesini emretti. Hürmüz de bu emre uydu ve halifenin huzurunda Abbasî hâkimiyetini tanımayı, haraç ödemeyi, bazı topraklarını halifeye terketmeyi ve oğlu Kârin'i hilâfet sarayına rehin bırakmayı kabul etti. Bunlara karşılık halife kendisine "ispehbed-i Horasan" iakabını verdi. Kârin üç dört yıl Bağdat'ta tutulduktan sonra babasına teslim edildi.
Kârin tahta çıkınca Bâvendî İspehbedi Şehriyâr b. Şervin'in saldırılarına karşı ko-yamayıp bir kısım topraklarını kaybetti. Bu sebeple oğlu Mâzyâr babasından iyice küçülmüş bir hanedanlık devraldı. Mâzyâr, çok geçmeden giriştiği bir savaşta mağlûp olarak bütün topraklarını Şehri-yâr'a kaptırdı ve amcasının oğlu Vendâd Ümmîd'e sığındı. Vendâd Ümmîd onu Bâ-vendîler'e teslim etmek zorunda kaldı. İbn İsfendiyâr, Mâzyâr'ın hapisten kaçarak Bağdat'a Me'mûn'un yanına gittiğini, Taberî ise Taberistan Valisi Abdullah b. Hurdâzbih'in Şehriyâr b. Servin karşısında bir zafer kazandığını ve Abdullah'ın 201'de (816-17) Mâzyâr'ı Me'mûn'un yanına gönderdiğini kaydetmektedir. Me'mûn'un huzurunda müsiüman olan ve kendisine Ebü'l-Hasan Muhammed adıyla "mevlâ emîri'I-mü'minîn" lakabı verilen Mâzyâr 207'de (822-23) Taberistan'a döndür.
Mâzyâr hâkimiyetini bütün Taberistan'a yaymaya çalıştı. Bir süre sonra Me'mûn'a şikâyet edildi ve Bağdat'a çağrıldı. Bağdat'a gitmeyi reddettiyse de Me'mûn'un ısrarı üzerine hareketleri hakkında bilgi vermek için Âmül ve Rûyân kadılarını göndermek zorunda kaldı. Âmül kadısı Mâzyâr'ı irtidad etmekle suçladı, ancak Me'mûn buna inanmadı ve onu Taberistan'a vali tayin etti. Mu'tasım - Bîllâh halife olunca (218/833) Mâzyâr'ı yerinde bıraktı. Böylece kendisini küçük bir kral gibi görmeye başlayan Mâzyâr'ın bağlı olduğu Horasan'daki Tâhirî valilerine ödediği haracı doğrudan Abbâsîler'e vermekte ısrar etmesi Tâhirîler'in düşmanlığına sebep oldu. Tahinler, Mâzyâr'a karşı bir muhalefet başlatmaya ve Mu'tasım'i ona karşı harekete geçirmeye çalıştılar. Kaynaklarda Mâzyâr'ın, Abbâsîler'e isyan eden Bâ-bek ile mektuplaştığına ve onu isyana teşvik ettiğine, Bâbek, Afşin 467 ve Bizans imparatoru ile birlikte Abbasî hilâfetini ortadan kaldırıp eski İran İmparatorluğu'nu canlandırma planı yaptığına dair rivayetler vardır.
Mâzyâr'ı Tâhirîler'e karşı muhalefete Afşin'in teşvik ettiği söylenmektedir. Taberî'ye göre gözü Horasan'da olan Afşin, Mâzyâr'ın Tâhirîler'e karşı muhalefetini işitince bundan yararlanmayı düşündü. Mâzyâr isyan ederse Abdullah b. Tâhir'i zorlayacak ve Mu'tasım Mâzyâr'a karşı Abdullah'ı yardıma gönderecekti. Bu durum, Abdullah'ın Horasan valiliğinden azledilmesine ve yerine kendisinin getirilmesine yol açacaktı.
Mâzyâr, Mu'tasim'ın hilâfetinin altıncı yılında isyan etti (224/839). Taberistan, Mu'tasım ve Abdullah b. Tâhir'in gönderdiği beş ordu tarafından kuşatıldı. Mâzyâr aldığı tedbirlere güvenerek kendini emniyette hissediyordu. Ancak yeğeni Kârin b. Şehriyâr, atalarının sahip olduğu dağlık bölgeye melik tayin edileceği kendisine vaad edilince Mâzyâr'a ihanet edip Servin dağlarını Abdullah b. Tâhir'in ordu kumandanlarından Hayyân b. Cebele'ye teslim etti. Mâzyâr'a en büyük darbeyi ise kardeşi Kûhyâr vurdu. Kûhyâr. babasından kalan toprakların kendisine verilmesine karşılık Mâzyâr'ı teslim etmeyi kabui etti. Böylece ele geçirilen Mâzyâr Şevval 225'te (Ağustos 840) Sâmerrâ'ya getirildi. Sorgulama sırasında kendisini Afşin'in İsyana teşvik ettiğini söyledi.
Bazı kaynaklar Mâzyâr'ın isyana giriştiği zaman "kâfir olduğunu" belirtir ve bu ifadeyle muhtemelen irtidad ettiğini kastederler. Ancak yargılanması sırasında ona böyle bir suçlamanın yapılmamış olması bu iddianın muhaliflerince uydurulduğunu düşündürmektedir. Yargılanma sonucunda Mâzyâr'a ceza olarak 400 sopa vurulmasına hükmedildi ve Mâzyâr cezanın infazı sırasında öldü. Kardeşi Kûhyâr ise ihanetinden dolayı Mâzyâr'ın Deylemli muhafızları tarafından katledildi. Kârinîler hanedanı Kûhyâr'ın ölümüyle tarihe karışmış ve Taberistan Tâhirîler'in yönetimine geçmiştir (225/840).
Bibliyografya :
Belâzüri, FüLûh (Rıdvan), s. 330-331, 332, 333, 334;İDnü'l-Fakih,Ki£âüü7-Bü/dân(nşr. M. I. de Goeje), Leiden 1967, s. 304, 305,303, 309; Ya'kübî. Tarifi, II, 318, 425, 476, 477, 479; a.mlf.. Kitâbü'l-Büldân, Leiden 1967, s. 277-278; Taberî. Târih (Ebül-Fazl). IV, 150, 151, 152, 153; VI, 534-535; VII, 510-511,512-513; V]]], 164. 191,316, 556,574,596, 614, 618; IX, 80-101, 103-104, 105; İbn Rüşte. el-A'lâku'n-nefise.s. 150; İbn Havkal, Şûreiü'l-arz, s. 377; İbn İsfendiyâr, Târîh-i Taberistan: An Abridged Transtation oftheHistory Tabaristân ({re. E. G. Browne), Leiden -London 1905, s. 42-44, 94-95, 98, 122-123, 125-126, 127-132, 140-157; Zahîrüddîn-i Mar'aşî. Târih-t Taberistan oe Rû-yân us Mâzenderân (nşr. M. Hüseyin Tesbîhî), Tahran 1361 hş., s. 5-7, 59-67, 160; W. Made-lung, "The Minör Dynastics öf Nortiıern Iran", CHIr., IV, 200-205; V. Minorsky, "Mâzyâr". İA, VII, 429-431; M. Rekaya. "Kârinids", fF(İng.), ]V, 644-647. Ahmet Günek
Dostları ilə paylaş: |