MAHMÜD HAMDÎ 335
Mahmüd Hamza b. Muhammed Nesîb b. Hüseyn b. Yahya el-Hüseynî (1821-1887)
Osmanlı Devleti'nde Şam müftülüğü yapan Hanefî fakihi.
Dımaşk'ta doğdu. Aileye adını veren dedesine nisbetle İbn Hamza olarak da bilinir. Aslen Harranlı olup Dımaşk'a yerleşen ve soyu Hz. Hüseyin'e ulaşan bir aileden gelmektedir. Aile. 330'da (942) İsmail b. Hüseyin en-Netîf ten itibaren Dımaşk'ta uzun yıllar nakîbüleşraflıkyaptığından "beytü'n-naklb" diye meşhur olmuş, önemli şahsiyetlerinden Hamza el-Harrânî'ye nisbetle "beytü'l-Hamza" olarak da anılmıştır. Muhibbi ailenin XI. (XVII.) yüzyıla kadar tam bir şeceresini verir.336
İlkeğitimini babasından alan Mahmüd Hamza, Kur'an öğrendikten sonra yazısını geliştirip henüz on iki yaşlarında iken güzel yazısıyla tanındı. Sarf. nahiv, fıkıh ve usulüyle kelâmı Saîd el-Halebî'den, hadis ve usulünü Abdurrahman el-Küzbe-rî'den. tefsir ve tasavvufu Hâmid el-At-târ'dan, meânî ve beyânı Ömer el-Âmidî'-den, ferâiz. hesap ve aruzu Hasan eş-Şat-tî'den, hikmet ve âdâb ilmini Molla Ebû Bekir b. Ahmed el-Kürdfden öğrendi ve bunların hepsinden icazet aldı. 1260 (1844) yılından itibaren Şam'da çeşitli mahkemelerde kadı nâibliği yaptı. 1266'-da (1850) mevleviyet derecesine yükseldi ve Dımaşk Vilâyeti Meclis-i Kebîri'ne üye seçildi. İki yıl sonra İstanbul'a gitti. 1269'-da (1853) evkaf müdürü ve vergi nâzın oldu, ardından Meclis-i Zirâatın reisliği de uhdesine verildi. Bu arada kethüda olarak Harpufa gönderildiyse de tekrar Dı-maşk'a döndü ve Meclis-i Kebîr üyeliği yanında 1273te (1857) Defter-i Hâkânî memuriyetine getirildi. Bu sırada noktasız harflerden oluşan kelimelerle Dürerü'l-esrâr adlı tefsirini yazdı ve bu tefsirin anlaşılması için el-Kümmeî üe'l-kelâ-mi'1-mühmel adlı lügatini telif etti. Tefsirini sunduğu Sultan Abdülmecid kendisini dördüncü rütbeden Mecîdî nişanı ile ödüllendirdi. Fransız Kralı III. Napolyon da 1860'ta Şam'da müslümanlarla hıris tiyanlar arasında çıkan olayda halkı yatıştırıp hıristiyanları koruduğu için ona bazı hediyeler gönderdi; böylece Avrupa'da da tanındı.
Mahmüd Hamza 1284 (1867) yılında Dımaşk ve Suriye (Şam) bölgesi müftülüğüne getirildi ve ölümüne kadar bu görevde kaldı. Bundan dolayı "Şam müftüsü" olarak şöhret kazandı; çeşitli İslâm ülkelerinden kendisine fetvalar sorulmaya başlandı. Suriye'de 1299'da (1882) oluşturulan Meclis-i Maârifin ilk reisi oldu. 1272'de (1856) elde ettiği İzmir payesi, 1291'de (1874) üçüncü derecesinden Mecîdî nişanıyla birlikte bilâd-ı hamseye, 1296'da (1879) üçüncü dereceden Osmanlı nişanıyla bir derece daha yükseltilerek 1299'da (1882) Haremeyn payesine ulaştı. Bir yıl sonra kendisine ikinci dereceden Mecîdî nişanıyla İstanbul payesi verildi.
Devrindeki ilmî tartışmalara da katılan Mahmüd Hamza. Mecelle Heyeti üyelerinden Kırımlı Abdüssettâr Efendi'nin yazdığı Tenbîhü'r-ruküd ıalâ enne'î-imzâ'e mine'I-kazâ fi'1-kışâş ve'1-hudûd adlı esere Tenbîhü'l-havâş alâ enne'l-im-zâ'e fi'1-hudûd lâ fi'1-kışâş adıyla bir reddiye yazdı (Dımaşk 1303). Resminin yapılmasına müsaade ettiğinden dolayı bazı âlimlerin tenkidine uğradığı bilinmektedir.337 Mahmüd Hamza. ei-Fe-râ^idü'I-behiyye H'1-kavâHdi'l-fıkhiy-ye adlı eserini 1295te (1878) tamamlayıp II. Abdülhamid'e ithaf etti. Sultan Abdülhamid'in ona çok saygı gösterdiği ve Dımaşk'a sürülen bazı Medine ayanını onun aracılığıyla affettiği kaydedilir. Abdülhay el-Kettânî, hocaları ve isnadlanna yer verdiği 'Unvânü'l-esânîd adlı küçük "sebefini zikrederken Ebü'l-Hayr İbn Âbidîn, Yûsuf b. İsmail en-Nebhânî ve Ce-mâleddin el-Hallâk'a rivayet icazeti verdiğini, kendisinin de bunlardan rivayette bulunduğunu belirtir.
9 Muharrem 1305 (27 Eylül 1887) tarihinde Dımaşk'ta vefat eden Mahmüd Hamza bazı el sanatlarıyla da meşgul olmuştur. İyi bir şair olup Türkçe'yi de edebiyatına vâkıf olacak şekilde öğrenmişti. Hattı çok okunaklı ve güzeldi. Fatiha sûresini bir pirinç tanesinin üzerine işlediği, yüzük taşı kadar bir kâğıt parçasına on dört Bedir şehidinin adını yazdığı kaydedilmektedir. Ayrıca meşhur bir avcı olduğu nakledilir.
Eserleri.
1. Dürrü'l-esrâr. 338
2. el-Kümmel ile'l- kelâmı'1-mühmel (Beyrut 1306).
3. el-Ferâ'idü'l-behiyye ü'J-kavâldi'l-hkhiy-ye (Dımaşk i1298, 1986). MeceJJe'nin ilk kitabının neşrinden on yıl sonra Kâdî-hân'ın Fefâvâ'sından ihtisar edilerek yazılan eser Meceiie'den sonra kaleme alınan ilk kavâid kitaplarından dır.
4. et-Ta-rîkatü'l-vâzıha ile'l-beyyinâti'r-râciha (Dımaşk 1300). Muhammed Bahâeddin tarafından ei-£ey-yinâtü'r-râcihâfi't-tarîkati'I-vâzıha adıyla Türkçe'ye çevrilmiştir (İstanbul 1328).
5. el-Burhân caiâ beka'i mülki Benî Oşmân ilâ âhiri'z-zamân (Beyrut 1308). Eseri Bereketzâde İsmail Hakkı Beköyı Saltanat-ı Osmâniyye adıyla Türkçe'ye tercüme etmiş (İstanbul 1332), bu tercüme Ahmet Sürün tarafından Latin harfleriyle de yayımlanmıştır.339
Bibliyografya :
Muhibbi, Ijutâşâtü'l-eşer, II, 105; IV, 124; Nu'mân Kasâtilî, er-Rauzatü'l-ğannâ fi Dımaş-ki't-feyhâ, Beyrut 1296/1879, s. 142, 143; C. Zeydân. Meşâhîm'ş-şark, Kahire 1902,11, 164-168; Muhammed es-Senûsî. er-Rihletü'l-Hi-câziyye, Tunus 1398/1978, III, 225-235; Ab-dürrezzâk el-Baytâr, Hilyetii't-beşer fi Lârî-hi'l-karni'ş-şâliş caşer{nşT. M. Behçet el-Baytâr), Beyrut 1413/1993, III, 1467-1477; M. Edîb Âlü Takıyyüddin el-Hısnî, MilnlehabâtCı't-teuâ-rîh U-Dımaşk, Beyrut 1399/1979, II, 768-787; Serkîs, Mu'cem, II, 1706-1708; Brockelmann, GAL SuppL, II, 775; Ebül'ulâ Mardin. Medenî Hukuk Cephesinden Ahmet Cevdet Paşa, İstanbul 1946, s. 166; M. Cemîl eş-Şattî, Temcİmü. a'yâni Dımaşk, Dımaşk 1367/1948, s. 35-21; kâhu'l-meknûn, I, 30, 293, 300, 324, 327,443, 479; II, 86, 127, 146, 179,243,360,366,491, 686; Hediyyetü.'t-''arifin, 11, 420; Karatay, Arapça Basmalar, s. 331-332;Zirik1î, e/-Âc/âm, VII, 185; Kehhâle, Mu^cemü'l-mü'eüifın, XI], 200-201; Abdülhay e!-Kettânî, Fihrisü'l-fehâris, I, 372; II, 879-880; Bilmen. Kamus2, I, 433-434; M. Abdüllatîf Salih el-Ferfûr. Aclâmü Dımaşk, Dımaşk 1408/1987, s. 333; "Hamza Harrânî", \A, V/l, s. 206-207; N. ElissĞeff. "Hamza al-Harrânı",£:(lng.), III, 155-156. Mustafa Baktır
Dostları ilə paylaş: |