GAYBÎ, SUN'ULLAH398
GAYDA399
GAYE400
GÂYETÜ’1-İHTİSAR401
GAYETÜ'L-MERAM
Seyfeddİn el-Âmidî'nin (ö. 631/1233) kelâm ilmine dair eseri.
Çeşitli kaynaklarda ittifakla Seyfed-din el-Âmidî'ye nisbet edilen eser kısa bir mukaddime ile sekiz ana bölümden oluşur. "Kânun" başlığını taşıyan bu bölümler yanında "kaide", "matlab" ve "taraf" gibi alt başlıklardan oluşan bir iç sistem uygulanmıştır. Müellif. Ebkârü'i-eîkâr'da olduğu gibi bu eserinin mukaddimesinde de ana konusunu Allah'ın zâtı ve sıfatlan bahsinin teşkil ettiği kelâm ilminin dinî ilimlerin en şereflisi olduğunu vurgular.
Ğâyetü'l-merâm'ın birinci bölümü vâcibü'l-vücûdun ispatına ayrılmıştır. En hacimli bölümü oluşturan ikinci bölümde ise Allah'ın sıfatları konusu muhtelif alt başlıklara ayrılarak incelenmektedir. Bu bölümün birinci alt başlığında ahval teorisi, ikinci alt başlıkta Mu-attila ile ehl-i isbât'ın zât-sıfat ilişkisi konusundaki farklı görüşleri incelenmekte, özellikle Muattıla'nın sıfat anlayışı çeşitli yönlerden tenkide tâbi tutulmaktadır. Aynı bölümün "taraf" genel başlığını taşıyan alt ayrımlarında ise Allah'ın irade, ilim, kudret, kelâm, sem' ve basar (idrâkât) sıfatlarının ispatı yapılmakta, kelâmcıların bu sıfatlar hakkındaki farklı görüşleri değerlendirilmektedir. İkinci bölüm, ele alınan bütün konulara ait genel bir tenkit ve değerlendirmenin yapıldığı hatime ile son bulmaktadır.
Eserin üçüncü bölümü vahdâniyyetin ispatına ayrılmış olup burada filozof ve kelâmcıların konuyla ilgili delillerine temas edilmektedir. Dördüncü bölüm "İb-tâlü't-teşbih" başlığını taşımaktadır. Allah hakkında caiz olan ve olmayan hususlarla O'nun yaratıklarına benzemekten tenzih edilmesi konusunun ayrı alt başlıklar altında ele alındığı bu bölümde rü'yetullah bahsi ağırlıklı olarak incelenmektedir. İlâhî fiillere ayrılan beşinci bölümde Allah'tan başka bir yaratıcının bulunmadığı, kullara ait fiillerin yaratılması, ta'dîl ve tecvîr meseleleri, salâh-aslan, âlemin hadis oluşu, kıdem-i âlem anlayışının reddi, ma'-dûmun şey'iyyeti gibi konular işlenmektedir.
Âhiret hallerine ayrılan "meâd" başlıklı altıncı bölümde ruh, haşir, mîzan, şefaat, iman ve tevbe gibi konular çeşitli alt başlıklar altnda incelenir. Nübüvvet bahislerine ayrılan yedinci bölümde nübüvvet ve risâlet konusu aklen mümkün olma ve fiilen vuku bulma açılarından ele alınır. Ardından mucize ve Hz. Peygamber'in nübüvvetinin ispatı gibi meselelere geçilir. Ğayetü'1-me-rdm'ın imamet bahsine aynlan son bölümü halifenin ümmet tarafından belirlenmesinin gerekliliği, hilâfete ait şartlar, ilk dört halifenin meşruiyeti ve ashabın fazilet dereceleri gibi konulan ihtiva eder.
İslâm düşünce tarihinde Fahreddin er-Râzî'nin geliştirdiği kelâm-felsefe yakınlaşmasını daha ileri boyutlara götürerek bir felsefî kelâm anlayışının doğmasına katkıda bulunan Amidî'nin bu eseri, söz konusu eklektik dönemin Önemli ürünlerinden biri olup müellifin bizzat kendi ifadesine göre402 onun aynı mahiyetteki Ebkârü'î-efkâr adlı eserinin özeti niteliğindedir.
Âmidî. eserinde ele aldığı konularla ilgili olarak kendisinden önce ortaya konmuş bulunan görüşleri zikredip değerlendirir. İslâmî fırkalardan Haricîler, Şîa, Mu'tezile, Haşviyye ve Müşebbihe; diğer dinlerden Yahudilik, Hıristiyanlık, Mecusîlik ve Sâbiîlik eserde zaman zaman göze çarpan tenkit niteliğindeki açıklamaların başlıca hedeflerini oluşturur. Müellif konulan işlerken genel bir metot olarak önce ele aldığı mesele etrafındaki ittifak ve ihtilâf noktalarını ortaya koyar. Daha sonra bu görüşleri tahlil edip eleştirir ve sonuçta Ehl-i sünnet görüşünün doğruluğunu ispata çalışır. İslâm dışı kabul ettiği gruplann fikirlerini açıkça tartışmaktan, hatta görüşlerine katılmadığı kendi ekolüne mensup kişileri de eleştirmekten kaçınmayan bir yöntem kullanır.
Eserin bilinen yegâne nüshası Süley-maniye Kütüphanesi'ndedir403. Kahire Üniversitesi'nde (Külliyyetü dâri'1-ulüm Kısmü'l-felsefeti'l-İslâmiyye) Hasan Mahmûd Abdüllatîf tarafından hazırlanan Âmidî'nin kelâmî görüşlerine dair yüksek lisans tezi için de tahkik edilen Gâyetû'l-meram, çeşitli indeksler eklenmek ve Ebkârü'l-eikâr ile karşılaştırılmak suretiyle neşre hazırlanmış ve Ğâyetü'l-meram iî e ilmi'I-kelâm adıyla yayımlanmıştır.404
Bibliyografya:
Seyfeddin el-Amidî, Öâyetü't-merâm ft cil-mi' kelâm (nşr. Hasan Mahmûd Abdüllatîf}, Kahire 1391/1971, ayrıca bk. naşirin mukaddimesi, s. 7-23; a.mlf., el-Mûbtn ft şerhi me'ânî elfSzi't-hukemâ* ue'l-mütekellimTn fnşr. Hasan Mahmûd Abdüllatîf), Kahire 1403/1983, s. 43; İbn Ebû Usaybia. 'üyûnü'l-enbâ', s. 651; Keşfü'z-zunûn, II, 1193; Hediyyetü'l-'ânftn, 1, 707; Câmî, ed-Dürretü'l-fâhire (Fahreddin er-Râzî, Esâsü't-takdîs içinde), Kahire 1304/1935, s. 221; İbn Teymiyye. Muuâfakatü sahihi'I-menkûl II- sarihi'I -menkul, Beyrut 1405/1985, 1, 247; Abdûlemîr el-A'sem, el-Feylesûfel-Amidî ma'a tahkiki Kitâbü'l-MÜbîn, Beyrut 1407/ 1987, s. 19.
GÂYET’Ü-NİHÂYE
İbnü'l-Cezeri'nin (ö. 833/1429), kurrâ ve hafızların hayatını ve kıraatlerinin hangi yollardan geldiğini anlatan eseri.
Müellif eserin kısa önsözünde, bu kitabını Nihâyetü'd-dimyat lî esmâ'i ricali'1-kıra'ât adlı diğer bir eserinden kısaltarak yazdığını, esere Ebû Amr ed-Dânî ile Zehebî'nin kitaplarında bulunan kurrâyı aldığını ve bir o kadar da ilâvede bulunduğunu kaydetmektedir. Müellifin adlannı vermediği iki kaynak, Dânî'-nin Tabakâtül-kurrâ ve'1-mukri'în'i ile Zehebî'nin Marifetü'-kurrâi'l-kibar isimli eserleridir.
3955 kurrâ ve hafızın tanıtıldığı Göye-tü'n-nihâye'de şahıslar, esas isimleri alfabetik sıraya konulup sıra numarası verilerek dizilmiştir. Ayrıca her harfin sonunda tanıtılan kişilerin meşhur olan künye, nisbe ve lakapları kaydedilerek yanlarına İsimleri yazılmış ve böylece eserdeki esas yerlerine atıfta bulunulmuştur. Bazı kişiler hakkında sadece bu kısımda asıl sıra numarası devam ettirilerek kısa bilgiler verilmiştir.
Eserde yer alan şahısların genelde ismi, nisbesi, künyesi ve lakabı, hayatı ve şahsiyeti, kıraatini kimlerden aldığı, hocaları, talebeleri, varsa eserleri zikredilmekte; bazan da o kişiyle ilgili kıssalara, hakkında söylenenlere ve onun öğütlerine yer verilmektedir. Ayrıca bu kişilerin meşhur kıraat kitaplarında adları geçiyorsa buna da İşaret edilmektedir. Bunlardan müellifin kendi eseri olan en-Neşr, Dânî'nin ef-Teysir'i aynı müellifin CdmiVi-beydn'ı, Hüzelî'-nin el-Kâmiî, Sıbtu'l-Hayyâfın ei-Mebhec'i, İbn Sivâr el-Bağdâdî'nin el-Müstenîr'i, Muhammed b. Hüseyin el-Vâsıtî'nin ei-Kifâyetü'î-kübra-sı, Ebül-Alâ el-Hemedânî'nin Ga-yetü'i-ihtişâr'ı rumuzuyla gösterilmiş; kurrâ isimleri bu eserlerin bazılarında ortaklaşa geçiyorsa o eserlerin rumuzları, tamamında geçiyorsa işareti konulmuştur. Müellif bazan kaynaklarda gördüğü hatalara da işaret etmiştir.
Kendi alanının en önemli kitaplarından biri sayılan eser. Gotthelf Bergstrâs-ser tarafından Beyazıt Devlet Kütüpha-nesi'nde kayıtlı nüsha405 esas alınarak Dârü'l-kütübi'l-Mısriyye'deki iki nüsha ile406 karşılaştırılmak suretiyle geniş bir indeksle birlikte yayımlanmıştır407. Bergstrâsser'in ölümü üzerine eserin son altı formasını Otto Pretzl neşre hazırlamıştır.
Bibliyografya:
Ibnü'l-Cezerî. ûâyetû'n-nihâye, I, 3; Keşfü'z-zunûn, II, 1105; Brockelmann. GAL SuppL, il, 277; Ziriklî, el-A'lâm, VII, 274-275; Abdülveh-hâb İbrahim Ebû Süleyman. Kitabetti'i-bahsi'I-'ilmî, Mekke 1983, s. 206; Ali Şevvâh İshak. Mu-cemü muşarmefSti'l-Kur'âni'l-Kertm, Rîyad 1404/1984, IV, 104; Ma'a I-mektebe, s. 133; F. Krenkovv, "Lexicon of Qur'ân-Readers", IC, XI (1937), s. 283; Moh. Ben Cheneb. "İbnülcezerî", Kv/2, 5.85i. rrı
Dostları ilə paylaş: |