ARAP EKONOMİK BİRLİĞİ KONSEYİ
Arap Birliği'ne üye ülkeler arasındaki ekonomik ilişkileri düzenleyen kuruluş.
Arapça adı Meclisü'l-vahdeti'1-iktisâ-diyyeti'l-Arabiyye'dir. 451 Arab Birliği Teşkilâtı Ekonomik Konseyi'nin aldığı bir kararla Haziran 1957'de. Arap Birliği'ne üye ülkeler arasında ekonomik ilişkileri düzenlemek, geliştirmek ve ekonomik bütünleşmeyi sağlamak amacıyla kurulmuştur. İlk toplantısını 1964 yılında yapan konseye şimdiye kadar ana sözleşmeyi imzalayarak onaylamış bulunan Mısır, 452 Irak, 453 Suriye, 454 Ürdün, 455 Yemen Arap Cumhuriyeti, 456 Kuveyt, 457 Sudan, 458 Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti, 459 Birleşik Arap Emirlikleri, 460 Somali, 461 Libya, 462 Moritanya, 463 ve Filistin Kurtuluş Teşkilâtı, 464 üye olmuşlardır. 1979 yılına kadar Kahire'de bulunan daimî merkezi. Mısır'ın Arap Birliği üyeliğinin. İsrail'le yaptığı Camp David Antlaşması"ndan sonra askıya alınması üzerine Amman'a nakledilmiştir.
Üye devletler arasında insanların, sermayenin, mal ve hizmetlerin serbest dolaşımını hedef alan kuruluşun organları bakanlar düzeyinde konsey, ekonomik ve idarî komisyonlar ile genel sekreterlikten ibarettir. Üye ülkelerin genellikle ekonomi, ticaret ve maliye bakanlarından oluşan temsilcilerinin meydana getirdiği konsey yılda iki defa toplanır ve her üye ülke temsilcisi sıra ile başkanlığı yürütür. Birer uzmanlık kuruluşu olan daimî komisyonlar gümrük, para-maliye ve ekonomik işler alanlarında faaliyet gösterirler. Konseyin daimî istişare ve teknik bürosu olan genel sekreterlik ise alınan kararların uygulanması ve takibi ile ilgilenir: çalışma programlarını hazırlamak, üye ülkelerin ekonomik problemleri ile ilgili araştırmalarda bulunmak ve yayın yapmak gibi görevleri yürütür.
Değişik alanlarda önemli faaliyetlerde bulunan konsey, 13 Ağustos 1964'te. üye ülkeler arasında gümrüklerin kaldırılması ve ticaretin serbest bırakılması amacına yönelik Arap Ortak Pazarı'nın kurulmasına karar vermiş ve Irak. Libya. Moritanya. Ürdün. Suriye. Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti ile Mısır bu kuruluşa üye olmuşlardır. 1965 yılı başından 1970 yılı sonuna kadar devam eden hazırlık döneminde, üye devletler arasında ticaret serbestisinin uygulanabilmesi yönünde önemli mesafeler alınmış olup 1971'de başlayan ikinci dönemde ise gümrük birliğinin kurulmasına çalışılmaktadır. Arap Ekonomik Birliği Konseyi, Arap Ortak Pazarının kuruluşunu gerçekleştirmenin yanında, üye ülkeler arasında ekonomik birliğin tesisi için bazı çok taraflı antlaşmaların imzalanması, ortak teşebbüslere işlerlik kazandırılması, ortak işletmelerin kurulması ve ihtisas federasyonlarının teşkilâtlandırılması gibi faaliyetlerde de bulunmuştur. Bu faaliyetlerin dışında ekonomik birliğe yönelik mali politikaların koordine edilmesi, sosyal güvenlik, gümrük ve yatırım mevzuatının birbirine yaklaştırılması gibi konularda da çalışmalar yapmaktadır. 465
Bibliyografya:
1- Gassân Yûsuf Mezâhim, el-Munazzamâtü'l-‘Arabiyyetü'l-mütehassısa fî nitâkı Câmi’atid-düveli'l-'Arabiyye, Kahire 1976, s. 571.
2- Câmic'atü'd-düveli'l-‘Arabiyye (Merkez Dırasatî'l-vahdeti'l-Arabiyye I, Beyrut 1983, s. 1003.
3- Müfid Mahmûd Şibah. Câmi'atü'd-düveli'l 'Arabiyye. Kahire 1987. s. 402.
4- The Middle East and North Africa 1988, London 1987, s. 220.
5- Mîsâk Câmi’ati'd-düveli'l-'Arabiyye ve ehemmü enzımetihâ (Câmietü'd-düveli'l-Arabiyye), Tunus, ts., s. 162. 466
ARAP SALİH EFENDİ
(XIX. yüzyıl) Zâkirbaşı, bestekâr.
Doğumu, tahsili ve ölümü hakkında herhangi bir bilgi bulunmamakta ise de hayatının büyük bir kısmını İstanbul'da geçirdiği bilinmektedir. Yedikule'de Halvetiyye'den İmrahor 467 Tekkesi'ne devam ettiği sırada güzel sesi ve zikir idare etmedeki kabiliyeti ile dikkati çekti. Daha sonra tekkenin zâkirbaşılığına tayin edildi. Asıl şöhretini zâkirbaşılığı ile yapan Salih Efendi, besteli mevlidi bilmesi dolayısıyla devrinin tanınmış mevlidhanların arasında da önemli bir yer kazanmıştır. Ayrıca günümüze ulaşan üç ilâhisi ve bir şarkısından, onun beste yapacak derecede mûsiki bilgisine sahip olduğu da anlaşılmaktadır. 468
BİBLİYOGRAFYA:
1- Ergun. Antoloji, II, 469, 480.
2- Selâhattin Gürer. Mütefekkir Mutasavvıf Halk Şâiri Yunus Emre'nin Bestelenmiş Şiirleri, istanbul 1961, s. 35-36.
3- Çengel, İlâhîler, I, 74, 86.
4- Kip, TSM Sözlü Eserler, s. 22.
5- Gültekin Oransay. “Yayınlanmış Türk Din Musikisi Sözlü Anıtlarının Ezgileyicileri”, AÜİF İslâm İlimleri Enstitüsü Dergisi, sy. 3, Ankara 1977, s. 178. 469
ARAPÇA
Bk. Arap [Dil]).
ARAPÇA YAZMALAR ENSTİTÜSÜ
Bk. Ma'hedüI-MahtütatiI-Arabiyye.
ARAPKİR
Malatya iline bağlı ilçe merkezi.
Fırat nehrinin kollarından Arapkir suyunun açtığı geniş bir vadide, deniz seviyesinden yaklaşık 1200 m. yükseklikte yer almaktadır. Yerleşmeye uygun, verimli topraklara sahip olması bölgeyi önemli bir yerleşim alanı haline getirmiştir. Bizans kaynaklarında Arabrakes, Türkler tarafından ise Arabgir veya Arapkir şeklinde adlandırılmıştır. Bununla beraber eski Arap coğrafyacılarının eserlerinde Arapkir adı zikredilmemiştir. Ancak İbn Bîbî Tevârihi Âl-i Selcûk adlı eserinde buradan bahsetmektedir. 470
Bölge İran ve Bizanslılardan sonra XI. yüzyıl sonlarında Selçuklu Türkleri'nin eline geçti. XV. yüzyıl başında Timûrîler tarafından zaptedilen Arapkir, Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı idaresine alındı. 471
Kanunî Sultan Süleyman döneminin başlarında Diyarbekir eyaletine bağlı bir sancak merkeziydi. Ardından Rum 472 eyaletine bağlanan Arapkir 1834'e kadar bu statü içinde kaldı. Bu tarihte tekrar Diyarbekir vilâyetine, 1847'de de Ma'müretülazîz sancağına bağlandı. Cumhuriyet döneminde Malatya vilâyeti içerisinde bir kaza olarak teşkilâtlandırıldı. XIX. yüzyılın ilk yarısında merkez kasaba, eskisine 25 km. mesafede bağlar içerisine taşındı. Bugünkü Arapkir bu yeni kurulan yerde süratle gelişmiş, yakın tarihlerde adı Karaca olarak değiştirilen eskisi ise bazı tarihî yapı ve harabelerden müteşekkil bir vaziyette bağ ve bahçeler içerisinde kalmıştır. Öte yandan 934 473 tarihli tahrir'de on iki hanelik Eski Arapkir adında bir köyden bahsedilmekle birlikte bunun bugünkü Arapkir'le ilişkisi olmaması gerekir. 474
Osmanlı idaresine geçtikten sonra Kanunî Sultan Süleyman döneminde 932’de 475 yapılan ilk tahririne göre Arapkir'de iki mahalle, yaklaşık 900 kadar müslüman ve yine 900 civarında Ermeni nüfus bulunmaktaydı. Arapkir nahiyesinde ise on sekiz köy. bir mezraa ve 6500 kadar müsiüman nüfus mevcuttu. Bütün sancakta 153 köy, altmış bir mezraa yer almakta ve toplam 20.000 kadar müslüman ve 1000 civarında Ermeni nüfus yaşamaktaydı. 476 Ayrıca Arapkir'de vakıfları olan bir cami, altı mescid, bir medrese. altı muallimhane. yirmi dört dükkân ve altı değirmen bulunuyordu. 934 477 yılında yapılan diğer bir tahrirde Arapkir'in merkezinde yaklaşık 800 müslüman ve 600 Ermeni nüfus vardı. Aynı tarihli tahririn başında yer alan Arapkir livası kanunnâmesine göre sancakta arpa, buğday, pamuk gibi ziraî ürünler elde edilmekte, arıcılık, bağcılık ve bahçecilik yapılmaktaydı. Ayrıca hayvancılık da önemli bir gelir kaynağıydı. Arapkir bu özelliğini daha sonraki asırlarda da sürdürdü. 1301 478 tarihli salnamede kasabaya bağlı 11.000, köylerinde de 220.750 dönüm olmak üzere toplam 231.750 dönüm ziraata elverişli toprak bulunduğu belirtilmektedir. Bu topraklarda hububat dışında çeşitli sebzelerle güz eriği, elma. armut, kiraz yetiştirildiği, ayrıca yağının pek meşhur olduğu kaydedilmektedir.
XVII. yüzyılda Kâtib Çelebi Arapkir'in bir kalesi olduğunu söyler ve Fırat nehrine kadar uzanan bağ ve bahçeleriyle bol meyvesi bulunduğundan bahseder. Evliya Çelebi de Arapkir şehrinin kim tarafından kurulduğunun bilinmediğini, daha İslâmiyet'in zuhurundan önce Arap Hatim et-Tâî adında biri tarafından imar edildiğini ve bundan dolayı Arapkir adıyla anıldığını belirtir.
XIX. yüzyıl sonlarında kasaba oldukça hareketli bir ticarî faaliyete sahipti. 1892 yılı salnamesine göre Arapkir kazasında iyi kalitede iplik ve kumaş yanında daha düşük kalitede iplik ve bez de dokunmakta ve 500 tezgâh bulunmaktaydı. Bu tezgâhlarda yatak çarşafı, oda takımı, pencere perdesi türünden 36.000 top kumaş üretiliyor ve bunların büyük kısmı Bitlis, Van, Erzurum, Diyarbekir, Elaziz. Erzincan, Antep gibi civar şehirlere satılıyordu. Buna karşılık ipliğin boyanabilmesi için gerekli olan boya Avrupa'dan ithal ediliyor, sabun ve diğer gerekli bazı maddeler ise Halep ve Antep'ten getirtiliyordu.
Ticarî hayatın gelişmesine paralel olarak Arapkir'in nüfusu da hayli artmıştır. Vital Cuinet, Arapkir kazasının altmış sekiz köyü bulunduğunu, toplam nüfusunun ise 58.540 müslüman, 10.967 hıristiyan olmak üzere 69.507 olduğunu yazar. Ayrıca şehirde yirmi cami, bir tekke, alt medrese, on altısı müslümanlara ait otuz iki sıbyan mektebi, bir türbe, beş kilise, bir manastır, dört han, çeşme ve hamamların yer aldığını kaydeder. 1301 479 tarihli salnameye göre kasabada 15.157 nüfus varken 1312 480 tarihinde 23.872 müslüman ve 7472 hıristiyan olmak üzere toplam 31.344 nüfus bulunuyordu. Aynı tarihli salnamede Arapkir'de yirmi dokuz mahalle, seksen sekiz köy, 415 dükkân ve han, otuz beş cami ve mescid, otuz sekiz mektep, dört medrese, bir tekke, on bir kilise, dört hamam, 8911 bahçe ve arsa. otuz attı değirmen ve fabrika bulunduğu kaydedilmektedir.
I. Dünya Savaşı sırasında Arapkir büyük bir iktisadî sarsıntıya uğramış, sanayileşme durmuş, ziraî sahalar, bağ ve bahçeler harap olmuştur. Cumhuriyet döneminde de küçük bir kasaba halinde varlığını sürdürmüştür. 1935'te nüfusu 6810 olarak tesbit edilmiş, ancak Malatya. Elazığ ile yol bağlantıları. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde Sivas-Erzurum. Sivas-Malatya demiryollarının yakınından geçmesi gibi sebeplerle kısmî bir gelişme içerisine girmiştir. Fakat Arapkir'den önemli sayıda bir nüfus, iş için il merkeziyle büyük şehirlere göç etmiştir. Bundan dolayı nüfusu zaman zaman düşüş göstermiştir. 1927 sayımında 6782 olarak tesbit edilen kasaba nüfusu 1935'te 6810'a çıkmış, 1980'de ise 8630 olan nüfus 1985 sayımında 8531’e düşmüştür. İlçenin nüfusu ise 1980'de 22.634 iken 1985'te 21.194'e inmiştir.
Arapkir tarihî eser bakımından oldukça zengindir. Ancak bugün bunlardan pek azı ayaktadır. Kalesinden başka çoğu Eski Arapkir'de yer alan bu eserlerden XIV. yüzyılda yapıldığı sanılan Ulucami, aynı dönemde yapıldığı tahmin edilen hankah. yine Akkoyunlular dönemine tarihlenen ve Eski Arapkir'de Osman Paşa mahallesinde bulunan Yeni-cami ve 1694'te Cafer Paşa tarafından tamir ettirilen Cafer Paşa Camii 481 İsaoğlu mahallesinde bulunan Mirliva Ahmed Paşa Camii. 1816'da İstanbul gümrüğü emini ve saray kapucubaşılanndan Gümrükçü Osman Paşa tarafından yaptırılan cami 482 Arapkir Çarşısı'ndaki Rakka Valisi Vezir Yûsuf Paşa'nın yaptırdığı Yûsuf Paşa Camii veya Emîr Yûsuf Camii 483 Şeyh Hasan Bey Camii, Mescidi, Medresesi ve Türbesi, Dergâh-ı âlî kapucular kethüdası Mîrâhur Mehmed Ağa Camii. Ispanakçı Mustafa Paşa Kütüphanesi olarak tanınan Molla Eyüp Camii. Osman Paşa mahallesindeki Osman Paşa Hamamı. İsaoğlu mahallesinde 1806'da inşa ettirilmiş Çarşı Hamamı sayılabilir. Ayrıca Yeni Arapkir'de Çobanlı mahallesinde yer alan ve 1893'te yaptırılan Çobanlı Camii ve hemen yanındaki türbe, kubbesi yıkılmış olmakla birlikte halen ayakta kalan tarihî eserlerdendir.
Arapkir ilçesinin merkez bucağından başka Taşdelen 484 adlı bir bucağı daha vardır. Yüzölçümü 956 km2 olan ilçenin 1985 sayımına göre nüfusu 21.194, nüfus yoğunluğu ise 22 idi. 485
Bibliyografya:
1- BA. TD, nr. 64, s. 671-713.
2- nr. 998, s. 92-101.
3- BA. KK-Ruus. nr. 24, s. 105, 277.
4- nr. 27, s. 58.
5- nr. 28, s. 3.
6- nr. 32, s. 42; nr. 34, s. 456.
7- nr. 138, s. 339.
8- nr. 141, s. 29.
9- İbn Bibî. Tevârîh-i Âl-i Selcuk (nşr. M. Th. Houtsma), Leiden 1902, IV, 210.
10- Kâtib Çelebi, Cihannümâ, s. 624.
11- Evliya Çelebi, Seyahatname, III, 215-216.
12- Ch. Texier. Asie Mineure, Paris 1862, s. 589.
13- Cuinet, II, 358-361.
14- Ma'mûretülaziz Vilâyeti Salnamesi (130 D. s. 111, 123, 127-128.
15- a.e. (1312), s. 320-121.
16- a.e. (1325), s. 182-187.
17- L Metin Kunt. Sancaktan Eyâlete (1550-1650), İstanbul 1978, s. 130, 139.
18- Besim Darkot. “Arapkir”, İA, I, 553-554.
19- M.Streck- (F.Taeschner), “Arabkır”, El2 (lng.), I, 603. 486
Dostları ilə paylaş: |