Kardeşlerim hayatımızda o kadar çok kısıtlamamız, kendimizin çıkardığı zorluklar var ki dinimiz bunların binde birini getirmediği halde dini yaşamayı zor kabul ediyoruz. Bunlara harfiyyen uyuyoruz.
Bu batıl inançların yaygınlaşmasında inançsızlığın, çıkarın bilgisizliğin rolü elbette büyüktür. Kimileri de işine öyle geldiği için inanırlar. Mekkeli müşrikler:
وَإِذَا فَعَلُوا فَاحِشَةً قَالُواْ وَجَدْنَا عَلَيْهَا آبَاءنَا وَاللّهُ أَمَرَنَا بِهَا قُلْ إِنَّ اللّهَ لاَ يَأْمُرُ بِالْفَحْشَاء
Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: "Babalarımızı bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti" derler. De ki: Allah kötülüğü emretmez. Araf 28
Onlar atalarını bilinçsizce taklit ediyorlar ve yaptıklarının doğruluğunu savunuyorlar. Şimdi biz de öyleyiz; falan nine böyle yapardı benim bir dedem vardı böyle yapardı deyip yanlışta ısrar ediyoruz.
Bugün peşinden gittiklerimiz yarın bizi yüzüstü bırakabilir. Rabbimiz:
إِذْ تَبَرَّأَ الَّذِينَ اتُّبِعُواْ مِنَ الَّذِينَ اتَّبَعُواْ وَرَأَوُاْ الْعَذَابَ وَتَقَطَّعَتْ بِهِمُ الأَسْبَابُ وَقَالَ الَّذِينَ اتَّبَعُواْ لَوْ أَنَّ لَنَا كَرَّةً فَنَتَبَرَّأَ مِنْهُمْ كَمَا تَبَرَّؤُواْ مِنَّا كَذَلِكَ يُرِيهِمُ اللّهُ أَعْمَالَهُمْ حَسَرَاتٍ عَلَيْهِمْ وَمَا هُم بِخَارِجِينَ مِنَ النَّارِ
İşte uyulanlar, uyanlardan uzak durdular; azâbı gördüler, aralarındaki bağlar kesildi. Uyanlar, şöyle dediler; "Âh keşke bir daha dünyâya gitmemiz mümkün olsaydı da şimdi onların bizden uzak durdukları gibi biz de onlardan uzak dursaydık!"
Bugün zengin olan, sözde gelişmiş olan kültürleri taklit de bizi Kur’an ve sünnet çizgisinden dışarıya çıkarıyor. Mesela dövme yaptırma, erkeklerin küpe takması, teşhircilik, müstehcenlik, burçlara inanma, medyumlara kanma hep batı toplumunu taklitten kaynaklanan hatalardır. Bizler hep şu yanlış mı? Bu uygun mu? Diye dinimizi sorguluyoruz. Aslında sorgulamamız gereken şeyler bunlardır.
Her şeyde mantık arayan modern insan nedense batıl inançlar, hurafeler söz konusu olduğunda hemen inanıyor. Sen burada ayet okuyorsun umurunda değil, birileri uydurma şeyleri din diye pazarlıyor etrafı hep kalabalık. Namazdaki hareketleri, başörtüsünü, dinin hükümlerini sorgulayan modern insan nedense kahve falına, nazar boncuğuna, muskaya, anlamsız hareketlere inanmakta hiç tereddüt etmiyor.
Halbuki inanılması gereken Kur’andır. Allah (cc) diyor ki:
وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَاعِرٍ قَلِيلاً مَا تُؤْمِنُونَ {41} وَلَا بِقَوْلِ كَاهِنٍ قَلِيلاً مَا تَذَكَّرُونَ {42} تَنزِيلٌ مِّن رَّبِّ الْعَالَمِينَ {43}
“O, bir şâirin sözü değildir. Ne de az inanıyorsunuz! Bir kâhinin sözü de değildir. Ne de az düşünüyorsunuz! O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir.”21
Ama biz Kur’an’I sorguluyor, sapıklıklara inanıyoruz
Peki bütün bunların sebebi nedir? Kur’an gerçek din önümüzde durmasına rağmen yüce dinimize bu hurafeler niçin sokulmuştur? Bunun sebepleri vardır: mesela Cehalet :
En önemli sebep budur. Her şeyde önce halkımız dinine yabancıdır. İslamı ana kaynaklarından öğrenip halkı aydınlatacak yeterli sayıda gerçek alimin yetiştirilmesiyle orantılı olarak müslüman halk arasında hurafeler yayılmıştır.
Dostları ilə paylaş: |