Bilinçaltı değişim teknikleriyle zayıflama programı
Bu kitapta zayıflama bilgileriyle zihinsel değişim teknikleri birleştirilmiştir. Zayıflama konusundaki en yeni ve pratik bilgileri öğrenmek yetmez. Ne yapacağınız değil yapacaklarını nasıl başaracağınız önemlidir. Herkes hemen herkes yaşamının bir bölümünde kilo sorunlarıyla ilgilenmiştir.
Zihninizi temizlemeden bedeninizi temizleyemezsiniz. Sloganımız bu. Tüm diğer zayıflama çalışmaları basit matematiğe dayanır. Aldığınızdan daha fazlasını vermeniz gerekir. Bunda da kalori hesabı ön plana geçer. Ama bu programların hiç biri kalıcı başarıyı garanti etmez.
Yaparsan sonuç alırsın derler. İyi de nasıl yapacağım. Yapmak o kadar kolay olsa herkes fit olur. İşte benim bu kitapta nasıl sorusu ön planda olacak. Ne yapacağınızdan çok neleri nasıl yapacağınız öğreneceksiniz. Nedenlere takılıp kalmaktan çok çözümlere, başarıya, kalıcılığa odaklanmış olacaksınız.
Hiçbir zayıflama programı kalıcı değildir. Bazısı hiç zayıflatmaz. Bazıları ise zayıflatır ama mislisiyle geri dönecektir.
Sadece bu sonuca bakarak bir şeylerin yanlış olduğunu tahmin etmek zor değil.
Yanlış olan insanın bir ruhu olduğunun unutulmuş olmasıdır. İnsanın ruhu vardır. Ona sadece basit bir makine gibi yaklaşamazsınız. Ne kadar harcarsan o kadar zayıflarsın. Şu kadar koşarsan şu kadar kalori harcarsın. Şunu yersen şu kadar kalori alırsın. O zaman topla çıkar, zayıflamanı hesap et tarzı tüm yaklaşımlar artık iflas etmiştir.
Konu ne olursa olsun, insan sağlığıyla ilgili hangi konu olursa olsun ruhu devre dışı bırakılan yaklaşımlar başarısızlığa mahkumdur. Çevrenize bakın. Ne kadar çok iyileşmeyen hastalıklara sahip insanla dolu olduğunu göreceksiniz. Ç:ünkü bütün tedavi yöntemleri insanı makine gibi kabul edip ilaçla düzeltmeyi hedefler. Onlara göre insan karmaşık bir makinadır. Bozukluğun yerini bulursak o kısmı tamir ederek makinayı düzeltebiliriz diye kabul ederler. Arabayı tamirciye götürmek gibi bakar meseleye. Zayıflamada da durum farklı değildir. Bedende fazlalıklar vardır ve en kestirme yoldan bu fazlalıkları nasıl alırız. Diyet, egzersiz yetmezse, kesip biçerek te aynı sonuca ulaşmak kabul edilir. Mideye kelepçe yerleştirerek elde edilen sonuçta kabullenilir. Ameliyat, estetik, liposuction, mide küçültme… Her şey maddi gözlükle geçerli.
Hem bedeninize madde muamelesi yaptırıyorsunuz. Hem de maddi birçok şey kaybediyorsunuz.
Ama ne kadar para saçarsanız saçın verdiğiniz paranın karşılığını alamıyorsunuz. Diyet yiyeceklerine, diyetisyenlere para saçıyorsunuz. Egzersiz ve güzellik salonlarına para ekiyorsunuz. Onlar kazanırken siz kilo kaybetmek yerine sadece para kaybediyorsunuz.
Doğa haksızlığı sevmez. Doğallığa yapılan her saldırıyı bir şekilde cezalandırır5. Kesilen ağaçların karşılığı iklim bozuklukları ve erozyondur. Doldurulan denizler bir gün gelir depremlerle geri alınır. Aynı şekilde sunu yollardan alınan yağları beden bir gün gelir geri alır. Sanki bir şeyler bu yanlışa dur demek için sizden çok daha inatçıdır.
Sağlıklı yaşam ancak beden zihin ruh bütünlüğünü dengelemekle mümkündür. Bunun dışındaki tüm yaklaşımlar başarısızlığa mahkumdur.
Bu kitaptaki benim yani Dr. Bülent Uran’ın programı öncelikle ve öncelikle beden zihin ruh dengesini sağlamayı hedefler. 2003 den beri zihinsel iyileştirme teknikleriyle uğraşıyorum. Ayrıca 1972 den beri tıp mesleğinin içindeyim. Hekimlik mesleğinde benden daha çok çeşitli dallarda çalışmış az doktor bulursunuz. Ben ilk mezun olduğum zaman farmakolojide çalıştım. Yani ilaç biliminde. Bir ilacın hangi aşamalardan geçerek hastalara sunulduğunu bizzat deneyerek, araştırarak ilk elden şahit oldum. Tam 3 yıl orada asistanlık yaptım. Daha sonra iç hastalıklarına geçtim ve oraya ancak 1 yıl dayanabildim. 1 yılın sonunda asistanlığı bırakmanın tek nedeni vardı. Takip ettiğim tüm hastalar eninde sonunda ölüyordu. Hiçbir hastam yaşamadı. Ne kadar emek verirseniz verin, hele üniversite hastanesinde yatacak kadar hastalık kronikleşmişse mutlaka sonu ölümle bitiyordu.
Bu nedenle dehşeti yaşamaktansa mutluluğu yaşayalım diyerek kadın doğum branşında karar kıldım. Ancak kadın doğum branşında da yüzümün güldüğü alan genellikle doğumdur. Diğer alanlarda yine hastalıkların çoğu sürekli ilaç kullanmaya bağımlıdır.
İşte bu yüzden belli bir süre sonra artık tedavide başka yollar arayışına girdim ve bilinçaltı tekniklerle tanıştım. Bu tekniklerle hastalıklar üzerinde çalışmaya başladıktan sonra, gerçekten bu tekniklerin veya yaklaşımların birçok hastalıkta nasıl yüz güldürücü olduğunu müşahade etmeye başladım.
Fazla kilolu olmak da sonuçta bedensel bir sorun ve sürekli kilolu olmanın diğer kronik hastalıklardan fazla bir farkı yok. Uzun vadede aşırı kilo birçok kronik hastalığa davet çıkarıyor. O halde diğer kronik hastalıklara iyileşememe sorunu her neyse, aynı etken kilolu olmakla ya da zayıflayamamakla da ilişkili oluyor.
Bu program sadece bir zayıflama programı da değil. Zayıflamak için uygulayacağımız teknikler ve izleyeceğimiz yollar sırasında, bu programı uygulayanlar o kadar çok ciddi değişimler yaşayacaklar ki tüm yaşam alanlarında olumlu değişimler olacak. Hayata bakışları çok daha olumlu olmaya başlayacak. Kendinizi daha iyi hissedeceksiniz. İlişkileriniz daha olumlu bir düzeye gelmeye başlayacak. Mutluluk katsayınız bu program süresince ve sonunda çok daha üst düzeylere gelmiş olacak.
Şimdi diyebilirsiniz ki kilo almada zihnin ne etkisi var. Metabolizmayı anladık. İştahı anladık. Yemek yemeyi sevmeyi anladık ta bu zihin neyin nesi oluyor?
Zihin duygu düşünce ve davranışların toplamına diyoruz. Bu 3 öge bilinçaltının denetimindedir. Bilinçaltı ise yüklendiği programlarla canlıyı korumaya çalışma bir organizasyondur.
Bütün kronik hastalıklar bir koruma amacıyla bedende durmaktadır. Keza o sevmediğiniz kilolarda bir koruma nedeniyle bedende durmaktadır. Beden kiloları, kilolar bedeni korur. Tüm bu program boyunca bu nedenleri açığa çıkaracak ve çözeceğiz.
Bilinçaltı biraz aptaldır. Aptal ama güçlüdür. Aynı o Babam ve oğlum filmindeki iyi, iri, güçlü ama biraz anlayışı kıt ağabey gibi.
Bilinçaltı bir şeyle başka bir şey arasında ilişki kurarak sistemini işletir. Ama bu kurulan ilişkiler arasında bir mantık olması gerekmez. İki şey tesadüfen aynı anda olmuşsa bilinçaltına göre bu iki şey birbiriyle ilişkilidir. Bu nedenle kilo almakla, yemek yemekle birçok şey arasında ilişki kurmuştur. Eğer yemek yeme ile hayatta kalma arasında güçlü bir ilişki kurmuşsa – ki gerçekten bu ilişkiyi kurmak zaten çok kolaydır, çünkü hayatta kalmak için yemeye ihtiyacımız vardır- o zaman da bu ilişkiyi makul bir düzeye getirmeden yeme eylemini ortadan kaldıramazsınız. Tabi amaç normal yemeyi ortadan kaldırmak değil. Ama bilinçaltı, örneğin sevgi ile yemek arasında bir bağlantı kurmuşsa ve sevgide hayatta kalmamız için gerekli bir şeyse rahatlıkla sevginin yerine yemek yemeyi koyacaktır. O zamanda kendimizi sevgisiz, ilgisiz, yalnız, boşluk içinde hissettiğimiz zaman ilk sarıldığımız şey yemektir.
Tüm bu ilişkiler duygusal enerji ile korunur. Önce bilinçaltının bu ilişkilerini tespit etmek, sonra da duygusal sıkışıklığı bu kitapta öğreneceğimiz zihinsel değişim teknikleriyle ortadan kaldırmadan kalıcı bir zayıflama elde etmemiz pek mümkün değildir.
Kalıcı zayıflama ancak bilinçaltınızın yeniden düzenlenmesi ve organize edilmesi ile mümkün olacaktır.
Ruh nedir? Ruh değişmez bir özdür. Ruhun yaralanması ya da incinmesi diye bir şey söz konusu değildir. Fiziksel beden ruhun kutsallığını, eşsizliğini, güzelliğini, mükemmelliğini, ilahiliğini deneyimleyecek şekilde yaratılmıştır. Beden bunun için vardır. Onun için ruh sevgidir, tanrıdır, evrensel enerjidir. Ruh farkındalıktır.
Bedende sıkışmış duyguları boşaltmadan ruhu deneyimleyemeyiz. Ruhu deneyimleyemediğimiz yani hissedemediğimiz zaman öncelikle acı çekeriz. Acıları uyuşturmak ve bastırmak için de hemen gider tıkınmaya başlarız.
Bu yüzden de acıları akıtmadan kalıcı zayıflama olmaz.
Ruhsal enerjiyi deneyimlemeden zayıflama olmaz. Çünkü ruhsal enerji aynı zamanda iyileştirici bir güce sahiptir. Duygular boşaldıkça ve yerine yeniden ruhsal enerji dolmaya başladıkça iyileşme başlar.
İyileşme başlayınca şifa başlar. Şifa başlayınca denge oluşur. Denge oluşunca da vücut gereksiz tuttuğu kilolardan vaz geçer.
Şimdi muhtemelen soracaksınız. Programda acıları akıtma çalışmaları mı var? Evet. Çünkü acı demek bedende birikmiş duygu demektir. Birikmiş duygu bedenin enerji kanallarını tıkar. Titreştikçe de acı bir his olarak hissedilir. Nefes teknikleri, EFT, NLP, mindfullnes meditasyon dediğimiz teknik, hepsi bedenden sıkışmış duyguyu akıtmayı sağlamaktadır.
Bilinçaltının acıları bastırmak için sarıldığı en kolay pansuman malzemesi ise, tabii ki yemek yemektir. O halde gereğinden fazla yemeyi engellemenin yolu bedendeki acıları akıtmaktan ve yeniden beden zihin ruh dengesini sağlamaktan geçer.
Hipnoz ve telkinler de programın bir parçasıdır. Hipnoz korkulacak bir şey değildir. Ya da çok karmaşık, zarar verecek bir şey değildir. Hipnoz telkin verme sanatıdır. Öyle mumbo, Jumbo gibi mistik şeyleri hipnozda aramayın. Bunlar hep filmlerde olur. Terapi dünyasındaki hipnoz uygulamalarında böyle şeyler olmaz. Gözünüzü kapatır bir telkini dinlersiniz. O telkin ya bilinçaltı tarafından kabul edilir. Ya da edilmez. Hipnoz öyle çok abartılacak bir şey de değildir. Yerinde ve uygun kullanılması lazım. Yeni bir alışkanlık kazanmak için uygun bir çalışmadır hipnoz. Hipnoz sayesinde kişi kendi kendine telkin vermeyi de öğrenir. Bu programda bunu da öğreneceksiniz. Bir telkin ne kadar çok tekrar edilirse o kadar etki eder.
Örneğin kazanılacak yeni alışkanlıklar neler olabilir?
Yavaş ve tadını çıkararak yemek yemek. Yavaş, yavaş. Sindire, sindire. Keyfini çıkara, çıkara.
Ya da düzenli bir egzersiz alışkanlığı kazanmak.
Ya da sağlıklı yiyecekler yemek. Vücudumuzun ihtiyacı kadar yemek. Ve belli zamanlarda yemek.
Bu alışkanlıkları kazandığımız zaman, zaten zayıflama başlar.
Dediğim gibi, öyle bir kez telkin vermekle pek bir şey olmaz. Bilinçaltına aynı telkinleri tekrar tekrar yüklemek gerekir. Aynı çimlerin arasında yürüyerek yol açılması gibi. Bir ikii kez yürümekle yeni bir yol açılmaz. Ama insanlar hep aynı yerden sürekli yürürse bir sürre sonra bakarız yeni bir yol ortaya çıkmış. Yeni bir alışkanlık kazanmakta böyledir. Tekrar tekrar aynı şeyi beyine çakmak lazım. Her bir programı bir hafta çalışırsanız bir süre sonra değişimin başlayacağını göreceksiniz. Çünkü aynı telkinleri farklı derslerde değişik açılardan tekrar ve tekrar vereceğim. Ne zamana kadar? Arttık o telkin bilinçaltının bir parçası olana kadar.
Belki şunu sorabilirsiniz. Bu program bilime uygun mu? Diyet olmadan, ya da sıkı bir egzersiz olmadan nasıl zayıflayacağız?
Haklısınız, ama diyet ne demek? Diyet Türkçemizde borç ödemek anlamına gelir. Bir suçun karşılığıdır. Borçlunun ödeyeceği bir şeydir. Bir cezadır diyet aynı zamanda. O zaman diyet bitince ceza ortadan kalkar. Ve bütün diyetler bitmeye mahkumdur. Bitince de ödül gelmesi lazım. Bu nedenle de diyet yapan herkes, diyetin bitmesini bekler. İstediği kiloya ulaşınca diyet biter. Yeniden eski beslenme alışkanlığına dönmeye başlar. Ödül nedir? Yemek yemektir. Bu başarısını ödüllendirmesi gerekir. Sevdiği yiyecekleri yemeye başlayacaktır.
O yüzden bu programda diyet falan yok. Diyet bekleyenler hiç bu kitaptaki çalışmaları uygulamaya başlamasın. Bu programın esas hedefi ömür boyu sürecek sağlıklı ve makul bir beslenmenin yerleştirilmesidir. Bu nedenle kalori hesabı yok. Amacımız bedeni terbiye etmek. Bedeni dinlemeyi öğreneceğiz. Bedenin ihtiyaçlarına göre yaşamayı öğreneceğiz. Tabi sadece yemek yeme olayında değil, her türlü yaşamsal olaylarımızda bedeni dinlemeyi öğreneceğiz. Mindfullness meditasyon özellikle bunun için bu programın içine konmuştur.
Ne zaman, ne kadar yiyeceğini bileceksin. Nasıl yiyeceğini bileceksin. Bedenin ihtiyacı kadarını yiyeceksin ve o açlık dediğimiz olumsuz hissi de hissetmeyeceksin.
Yani aç kalmak yok mu diyeceksiniz. Aç kalmak yok ama amaç yemek yememem zamanlarını uzatmak olacak. Çünkü bedenin kiloları vermek için boşluklar ihtiyacı var. Hiç boş kalmadan öyle ara öğünlerle tıkınılıp durulursa beden hiçbir zaman yağları harcamaz. Bu amaçla yavaş ve kademeli olarak kısmi oruç tutulmaya başlanılacak. İlk hedef önce akşamları sabaha kadar 12 saat yememek olacak. Sonra bunu 16 saate çıkaracağız. 16 saati başardıktan sonra da haftada 2 gün oruç tutmayı alışkanlık haline getireceğiz. Ama bu dini oruç gibi olmayacak. 500-600 kalori civarında yemek yemeye izin vereceğiz. Açlığı kışkırtmayacak hafif şeyler yenebilecek. Menü 2 bölüm halinde yenebilecek. Ama işte bunları bilmek yetmiyor. Yapmak lazım. Bu programın en önemli hedefi bilmekten yapmaya getirmektir. Bu program sadece bilgi vermez. Adım adım yaptıracak bir program. Siz hedefe götürecek bir program. Şimdi oruç tutmanın bir çok yararı var. Bunlar bilimsel olarak kanıtlanmış. Midenin boş tutulduğu dönemlerde beden yenileniyor. Kronik yorgunluk ortadan kalkıyor. Antioksidanlar artıyor, toksinler azalıyor. Özellikle insülin direnci düzeliyor ki, kilonun en büyük sebeplerinden bir tanesi insülin direncidir. Bu bilgilerden kısa kısa bahsedeceğim. Çünkü neyi niçin yaptığımızı bilirsek motivasyonumuz artar.
Dersler de pratik uygulamaların bir parçası olacak. Teorik bilgilerle yükleme yapmayacağım. Pratik uygulamayı kolaylaştırmak iççin yeteri kadar bilgi vereceğim. Beslenme hakkındaki bilgileri bilmek yetmez, bu bilgileri bilinçaltına yerleştirmek lazım. Önce bilgiyi bilincin onaylaması gerekir. Bilincin onaylamadığı bilgiyi bilinçaltı kabul etmez. Çağdaş, bilimsel bilgiyle kulaktan dolma söylemleri birbirinden eleyeceğiz. Gazete bilgisine ihtiyacımız yok. Zayıflamakla ilgili en son ciddi bilimsel bilgi ne ise onları uygulayacağız. Şu zayıflatır, bu metabolizmayı hızlandırır vs. Bunların çoğu ticari amaçla yayılan bilgiler. Bilimsel kanıtları olmayan söylemler. Bunlar da hipnoz oluyor tabi. Bilim ne diyor biz ona bakacağız. Bilimi zihin bilimi ile birleştireceğiz.
Bu programda kendi kendine çalışma var. Çok zaman alıcı çalışmalar olmayacak ama. Günde belki 15 20 dakikanızı ayıracağınız çalışmalar. Bu çalışmalar ve tekrarlar çok önemli. Egzersizler yapılmalı. Yapmadan bir şey olmaz. Telkinini vereceksin. EFT’ni yapacaksın. Meditasyonunu yapacaksın. Bunları yapmadan sonuç almak mümkün değil. Başaranla başarmayan arasındaki fark görevleri yapmaktan geçer. Yapan yol alır. Yapmayan söylenir. Eğer kendi sağlığın için günde 15 20 dakikanı kendine ayıramayacaksan, ölmüşsün de ağlayanın yok demektir. Hiç kendini yorma. Kitabı da okuma. Yararı olacağını düşündüğün bir vatandaşa hediye et. Bari hayır işlemiş ol. Hiç zayıflamak için de uğraşma. İstediğin gibi ye. Yemekten sonra gelsin çerezler, meyveler. Geç aptal kutusunun başına geviş getire getire onu izle.
Bu çok etkin bir program. Söylenen basit çalışmaları yaparsanız size zayıflayacağınızı hatta kalıcı zayıflayacağınızı garanti ederim. Zayıflayamana kitabın parası iade edilmez. Eğer bu programla da zayıflayamazsan ceza olarak 100 tane aç doyurmanız gerekir.
Bu programın hedefi 6 ayda mevcut kilonuzu yüzde 10 azaltmaktır. Yani yüz kiloysanız 90 kiloya düşmek hedeflenmiştir. Kilo ne kadar fazlaysa o kadar fazla verilir. Ondan sonra ulaşılan kilonun altı ay korunması gerekir. Kiloyu koruyamazsanız yeniden kilo veremezsiniz. Eğer hala kilo vermek isterseniz 3. 6 ayda aynı teknikleri uygulayarak tekrar yüzde on verirsiniz ve bu böyle ilerler.
Dostları ilə paylaş: |