Cümlede Anlam ünitesi ilköğretim 6.-7.-8. Sınıfların müfredatlarında yer almakla birlikte ortaöğretim 9.sınıf müfredatında da bulunmaktadır. Bu ünitenin amacı öğrencilerin okudukları metinleri daha kolay algılamasını sağlamaktır. Bu amaçla öğrencilere kavratılmak istenen bilgiler örnekle ve sorularla desteklenmiştir.
Cümlede Anlam ünitesi ilköğretim 6.-7.-8. Sınıfların müfredatlarında yer almakla birlikte ortaöğretim 9.sınıf müfredatında da bulunmaktadır. Bu ünitenin amacı öğrencilerin okudukları metinleri daha kolay algılamasını sağlamaktır. Bu amaçla öğrencilere kavratılmak istenen bilgiler örnekle ve sorularla desteklenmiştir.
Cümle:Bir duyguyu, bir düşünceyi anlatan sözcük ya da sözcük gruplarına cümle denir.
Cümle:Bir duyguyu, bir düşünceyi anlatan sözcük ya da sözcük gruplarına cümle denir.
Yargı: Doğruluğu ya da yanlışlığı söz konusu olan; kişi, durum ve nesnelerle ilgili değerlendirmelerdir. Yargı ikiye ayrılır:
Nesnel Yargı: Doğruluğu ya da yanlışlığı kanıtlanabilen, kişiden kişiye değişmeyen yargılardır.
"Türkçede yirmi beş harf vardır." cümlesi yanlıştır, ama nesnel bir yargıdır; çünkü yanlış olduğunu kanıtlayabiliriz.
"Türkiye'nin en yüksek dağı Ağrı Dağı'dır." cümlesi de nesneldir, doğruluğu kanıtlanabilir.
Öznel Yargı: Doğruluğu ya da yanlışlığı kanıtlanamayan, kişiden kişiye değişen yargılardır.
Öznel Yargı: Doğruluğu ya da yanlışlığı kanıtlanamayan, kişiden kişiye değişen yargılardır.
ÖRNEK:
"Kuşların en güzeli kanaryadır." Bu cümlede en güzel sözleri öznellik ifade eder; çünkü güzellik kişiden kişiye değişir. Bir başkasına göre en güzel kuş, bülbül ya da güvercin olabilir.
"Okumamak en kötü hastalıktır." Bu cümlede de en kötü sözü öznellik bildirir. Bu görüş, kişiden kişiye değişebilir.
"Ömer Seyfettin, hikâyelerinde etkileyici bir dil kullanmıştır." cümlesinde etkileyici sözcüğü öznellik anlatır.
Aşağıdaki cümlelerin hangisi kanıtlanabilirlik bakımından diğerlerinden farklıdır?
Aşağıdaki cümlelerin hangisi kanıtlanabilirlik bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) Türkçe sondan eklemeli bir dildir. B) Halk ozanları, hece ölçüsünü kullanmışlardır. C) Son yıllarda kimi yazarlar ilginç konuları ele aldılar. D) Bu yazar, hikâyelerinde devrik cümle kullanmamıştır.
Yanıt: C
Değerlendirme (Yorum):
Değerlendirme (Yorum):
Bir eser ya da kişi hakkında belli bir bakış açısıyla olumlu veya olumsuz yönlerini göstererek bir yargıya varmaya değerlendirme denir. Değerlendirmeler genellikle özneldir.
"Romanlarında toplumun aksak yönlerini iğneleyici bir şekilde anlatmış." cümlesinde yazarın anlatımıyla ilgili bir yorum yapılmıştır.
"Yunus Emre, şiirlerinde insan sevgisini yalın bir dille aktarmıştır." cümlesinde Yunus Emre'nin konuyu anlatış biçimi değerlendirilmiştir.
Örnek Soru: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "değerlendirme" söz konusu değildir?
Örnek Soru: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "değerlendirme" söz konusu değildir?
A) Yazarın ilk öykü kitabı "Ceviz Oynamaya Geldim Odana"dır. B) Gerekli kaynakları olsaydı sınavı kazanırdı. C) Şairin insanı etkileyici, akıcı bir anlatımı vardı. D) Bugünkü davranışlarını ona pek yakıştıramadım. (2005-OKS)
Yanıt: A
Koşula Bağlılık:
Koşula Bağlılık:
Bir eylemin gerçekleşmesini başka bir durum ya da eylemin olmasına bağlayan cümlelerdir.
"Rüzgâr çıkarsa denize açılmayın." cümlesinde denize açılmanın koşulu rüzgârın çıkmamasıdır.
"Çabuk gelmek üzere gidebilirsin." cümlesinde birinin gidebilmesinin koşulu çabuk gelmesidir.
"Filmi izleyebilirsin, ama daha önce ödevlerini yapacaksın." cümlesinde filmi izleyebilmesinin koşulu ödevlerini yapmasıdır.
"Soru çözdükçe başarınız artacaktır." cümlesinde ise başarının artması, soru çözme koşuluna bağlanmıştır.
Örnek Soru: "Üzere" sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisine koşul anlamı katmıştır?
Örnek Soru: "Üzere" sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisine koşul anlamı katmıştır?
A) Yeniden yollara düşmek üzere evden ayrıldı. B) Anlaşmada belirtildiği üzere ödemeler zamanında yapıldı. C) Yarın getirmek üzere istediğin kitabı alabilirsin. D) Ümitler ümitsizliğe dönüşmek üzere iken geldi. (2006-OKS)
Yanıt: C
Neden-Sonuç İlişkisi:
Neden-Sonuç İlişkisi:
Bir eylemin gerçekleşmesinin veya gerçekleşmemesinin bir nedene bağlandığı cümlelerdir.
"İçine kapanık biri olduğu için sorunlarını kimse bilmiyor." cümlesinde sorunlarının bilinmemesinin nedeni içine kapanık olmasıdır.
"Çocuklar aşırı sıcaktan parklardaki havuzlara giriyor." cümlesinde çocukların havuzlara girmesinin nedeni havaların aşırı sıcak olmasıdır.
Uyarı: İçin edatı "-mak/-mek için" biçiminde kullanılırsa neden sonuç ilişkisi değil amaç sonuç ilişkisi kurar.
Evde kitap okuyamadığı için kütüphaneye gitti. (amaç-sonuç)
Örnek Soru:
Örnek Soru:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde neden-sonuç ilişkisi vardır?
A) Harman yerinde doğmuş, çocukluğu da o köyde geçmişti. B) Üst geçitten geçmiş, trafik kurallarına uymuştu. C) Gürültüden çok korkmuş, yüzü sapsarı kesilmişti. D) Durağa zamanında varmış, otobüs de zamanında gelmişti. (1999-LGS)
Yanıt: C
Tanımlama:
Tanımlama:
Varlıkların, özelliklerini belirterek tanıtan cümlelere tanım denir.
Tanım "... nedir?" sorusuna cevap verir.
"Uyak, dize sonlarındaki ses benzerliğidir." cümlesine "Uyak nedir?" sorusunu sorduğumuzda, dize sonlarındaki ses benzerliğidir, cevabını aldığımız için bu cümle tanım cümlesidir.
"Öykü, olmuş ya da olması mümkün olan olayları kısaca anlatan yazı türüdür."
Bu cümlelere "Öykü nedir?", "Başarı nedir?" sorularını sorduğumuzda cevap aldığımızdan, bu cümleler tanım cümleleridir.
Uyarı: Olumsuz yapılı yargılar tanım cümlesi olmaz.
Eylemi etkilemeyen sözcükler zarf değildir.
Eğitim yapılmayan yer okul değildir.
Karşılaştırma:
Karşılaştırma:
En az iki varlığın ortak veya farklı yönlerini belirtmeye karşılaştırma denir.
"Bora, Berke'den büyüktür." Bu cümlede Bora ile Berke yaş bakımından karşılaştırılmıştır.
"Gülün kokusu nergise göre daha hoştur." cümlesinde gül ile nergisin kokuları karşılaştırılmış.
"Servet-i Fünun şairleri Tanzimatçılara göre daha başarılıdır." cümlesinde de iki ayrı dönemin şairleri karşılaştırılmıştır.
İhtimal (Olasılık): Bir olayın veya bir durumun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hakkında fikir yürütmektir.
İhtimal (Olasılık): Bir olayın veya bir durumun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hakkında fikir yürütmektir.
"Yarın kar yağabilir.“
"O şimdi uyumuş olmalı."
"Bugünlerde Erzurum'a kar yağmıştır.“
Varsayım: Bir durumun ya da olayın gerçekleşmediği hâlde gerçekleşmiş gibi düşünülmesidir. Varsayım "bir an için öyle düşünmek"tir.
"Diyelim ki o da bizimle gelecek."
"Onun bu yıl şirketten ayrılacağını farz edelim."
"Varsayım", ihtimalden farklıdır. Varsayım cümlelerinde gerçekleşme olasılığı hiç mümkün olamayacak ifadeler de bulunabilir: "Kabul edelim ki okyanus buz tuttu." gibi.
Ön yargı: Bir iş veya bir durumun konuyla ilgili belirli şartlara veya görünenlere dayanarak olumlu ya da olumsuz sonuçlanacağını kesin bir dille söylemektir.
Ön yargı: Bir iş veya bir durumun konuyla ilgili belirli şartlara veya görünenlere dayanarak olumlu ya da olumsuz sonuçlanacağını kesin bir dille söylemektir.
"Bu çalışmayla bu sene de kazanamayacak."
"Bu işi de eline yüzüne bulaştıracak."
"Ne yaparsanız yapın onları buraya getiremezsiniz.“
Öneri: Bir sorunu çözmek ya da bir konuyla ilgili eksiklikleri gidermek için sunulan teklife, öneri denir.