Bir organizmanın direkt ya da dolaylı olarak gözlenebilen her türlü etkinliğine davranış denir



Yüklə 445 b.
tarix07.08.2018
ölçüsü445 b.
#68438



Bir organizmanın direkt ya da dolaylı olarak gözlenebilen her türlü etkinliğine davranış denir.

  • Bir organizmanın direkt ya da dolaylı olarak gözlenebilen her türlü etkinliğine davranış denir.



Doğuştan getirilen, birçok türde aynı şekilde görülen (türe özgü olmayan), belli bir uyarıcısı olan, ertelenebilir, ani ve basit davranışlardır.

  • Doğuştan getirilen, birçok türde aynı şekilde görülen (türe özgü olmayan), belli bir uyarıcısı olan, ertelenebilir, ani ve basit davranışlardır.

  • Refleksler kendi içlerinde ilkel refleksler ve hayatta kalma refleksleri olarak ikiye ayrılırlar. İlkel refleksler doğumla birlikte var olup bir süre sonra ortadan kaybolurken, hayatta kalma reflekslerinin birçoğu süreklidir.



Doğuştan getirilen ya da potansiyel olarak var olup olgunlaşma sonucu ortaya çıkan, yalnızca belli bir türde ve türün tüm üyelerinde aynı şekilde görülen (türe özgüdür), ertelenemeyen, uyarıcısı belirgin olmayan, karmaşık davranışlardır.

  • Doğuştan getirilen ya da potansiyel olarak var olup olgunlaşma sonucu ortaya çıkan, yalnızca belli bir türde ve türün tüm üyelerinde aynı şekilde görülen (türe özgüdür), ertelenemeyen, uyarıcısı belirgin olmayan, karmaşık davranışlardır.

  • Kural olarak içgüdünün sadece hayvanlarda var olduğu, insanlarda görülen ve içgüdüye benzeyen davranışlarınsa içgüdüsel davranış olarak nitelendirilmesi gerektiği kabul edilir.



İçgüdüsel davranışlar bir yönüyle reflekslere, bir yönüyle de içgüdülere benzer. Birçok türde aynı şekilde görülebilmesi reflekse benzeyen yönüdür. Bununla birlikte karmaşık bir yapıya sahip olması ve ertelenememesi de içgüdüye benzeyen yönüdür.

  • İçgüdüsel davranışlar bir yönüyle reflekslere, bir yönüyle de içgüdülere benzer. Birçok türde aynı şekilde görülebilmesi reflekse benzeyen yönüdür. Bununla birlikte karmaşık bir yapıya sahip olması ve ertelenememesi de içgüdüye benzeyen yönüdür.

  • Annelik içgüdü değil, içgüdüsel davranıştır.



Alkol, uyuşturucu, narkoz, ilaç vb. etken madde alımına ya da hastalık, yorgunluk gibi etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan davranışlardır.

  • Alkol, uyuşturucu, narkoz, ilaç vb. etken madde alımına ya da hastalık, yorgunluk gibi etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan davranışlardır.

  • Bu davranışlar öğrenme olarak kabul edilemezler.



Üşümeyi ya da buna bağlı olarak titremeyi öğrenemeyiz. Ancak üşüyen biri nasıl ısınacağını, üşümemek için neler yapması gerektiğini öğrenir ve yaşamını sürdürebilmesi için bunun gibi çok sayıda davranışı da öğrenmesi gerekir.

  • Üşümeyi ya da buna bağlı olarak titremeyi öğrenemeyiz. Ancak üşüyen biri nasıl ısınacağını, üşümemek için neler yapması gerektiğini öğrenir ve yaşamını sürdürebilmesi için bunun gibi çok sayıda davranışı da öğrenmesi gerekir.

  • Davranışların öğrenilmesi iki yolla mümkündür:

  • 1. Planlı programlı eğitim (Formal eğitim)

  • 2. Gelişigüzel kültürleme yoluyla (İnformal eğitim)



Öğrenme, tekrar ya da yaşantı yoluyla organizmanın davranışlarında meydana gelen kalıcı ya da izli değişikliklerdir.

  • Öğrenme, tekrar ya da yaşantı yoluyla organizmanın davranışlarında meydana gelen kalıcı ya da izli değişikliklerdir.

  • 3. Öğrenmenin Özellikleri

  • a. Öğrenme yaşantı ürünüdür.

  • b. Öğrenme kalıcı ya da izlidir.

  • c. Öğrenme sonucunda davranış değişikliği meydana gelmelidir.

  • d. Doğuştan getirilen davranışlar öğrenme kabul edilemez.

  • e. Sadece büyüme veya olgunlaşma sonucu oluşan davranışlar öğrenme kabul edilemez.



Annenin kokusunu alan bebeğin rahatlaması?

  • Annenin kokusunu alan bebeğin rahatlaması?

  • Diline limon değen bir kişinin ağzının sulanması?

  • «Limon» kelimesini duyan ya da limonu gören bir kişinin ağzının sulanması?

  • Alkolün etkisindeki bir kişinin yalpalayarak yürümesi?

  • Yatağının üzerinde asılı ipi çekince müzik kutusundan ses geldiğini tesadüfen fark eden bebeğin, aynı sesi duyma adına sürekli çekmesi?

  • Bir yetişkinin gözünde tik olması ve onca uğraşına rağmen bu tikten kurtulamaması?



  • Uyaran, organizmanın duyu organları tarafından fark edilen ve organizmada tepkiye yol açan etkidir.

  • Uyaran, bir uyarıcının ortama eklenmesi ya da ortamdan çıkartılması şeklinde karşımıza çıkabilir.

  • Örneğin, öğretmen öğrencisine bir soru yönelttiğinde, bu soru bir uyarıcıdır. Burada ortama "soru" uyarıcısı eklenmiştir.

  • Uyaranlar organizmanın kendi içerisinde oluşuyorsa (üşüme, acıkma, susama, ağrı vb.) içsel uyaran, organizmanın kendi dışında oluşuyorsa (siren sesi, birinin bize seslenmesi, çevremizde gördüğümüz objeler vb.) dışsal uyaran olarak adlandırılır.



Tepki, organizmanın herhangi bir uyaran nedeniyle oluşan duruma uyum sağlayabilmek için gösterdiği davranıştır.

  • Tepki, organizmanın herhangi bir uyaran nedeniyle oluşan duruma uyum sağlayabilmek için gösterdiği davranıştır.

  • Öğretmenin yönelttiği soru bir uyaran ise, öğrencinin verdiği cevap da bir tepkidir. Ani ve yüksek bir ses duyduğumuzda, duyduğumuz ses bir uyaran ise, irkilmemiz tepkidir.



Organizmanın vermiş olduğu tepkiye, çevrenin vermiş olduğu davranış (ya da uyarıcı) bir karşılıktır.

  • Organizmanın vermiş olduğu tepkiye, çevrenin vermiş olduğu davranış (ya da uyarıcı) bir karşılıktır.

  • Öğrencinin verdiği cevap üzerine, öğretmenin "Aferin, çok güzel olmuş, sana artı veriyorum" ya da "Yine yanlış cevap veriyorsun, hiç çalışmamışsın, sana eksi veriyorum" demesi birer karşılıktır.





Organizmanın öğrenilecek davranışı öğrenebilmek için gerekli biyolojik donanıma sahip olmasıdır.

  • Organizmanın öğrenilecek davranışı öğrenebilmek için gerekli biyolojik donanıma sahip olmasıdır.

    • Uygun bir cins papağana, insana özgü sesleri çıkartması öğretilebilir ancak, bir köpek üzerinde ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın, köpekten bu sesleri çıkartması beklenmemelidir.


Olgunlaşma, bireyin vücut organlarının kendinden beklenen görevleri yerine getirebilecek düzeye ulaşmasıdır.

  • Olgunlaşma, bireyin vücut organlarının kendinden beklenen görevleri yerine getirebilecek düzeye ulaşmasıdır.

    • 12 aylık bebek tuvaletini tutamaz, 3 yaşındaki bir çocuk ipliği iğneden geçiremez.


Uyarılmışlık düzeyi, bireyin dışarıdan gelen uyarıcıları alma derecesidir.

  • Uyarılmışlık düzeyi, bireyin dışarıdan gelen uyarıcıları alma derecesidir.





Hem televizyon izleyip hem ders çalışmayın.

  • Hem televizyon izleyip hem ders çalışmayın.

  • Uzanarak ya da ayakta dolaşarak ders çalışmayın, mutlaka masa başında sandalyeye oturun.

  • Belirli ders çalışma sürelerinin ardından kısa dinlenme aralıkları verin. Aralıksız olarak ders çalışmayın.

  • Çalışma yaptığınız ortamın aşırı sıcak ya da aşırı soğuk olmamasına dikkat edin.

  • Çalışma yaptığınız ortamın iyi aydınlatılmış, havalandırılmış olmasına dikkat edin.

  • Karnınız aç şekilde okula gelmeyin, ya da yemek yerken fazla abartmayın.

  • Uyarılmışlık düzeyi ile ilgili açıklamalar kaygı seviyesi için de geçerlidir.



Organizmanın harekete geçmesi için, en önemli etken güdüdür. Güdülerin kaynağı ihtiyaçlarımız, sonucu ise davranıştır.

  • Organizmanın harekete geçmesi için, en önemli etken güdüdür. Güdülerin kaynağı ihtiyaçlarımız, sonucu ise davranıştır.

  • Dürtü ise organizmanın biyolojik olarak dengede kalmasını sağlayan, fizyolojik ihtiyaç alanlarıdır.

  • Açlık (yeme), susuzluk (içme), uyku, ısı dengesinin korunması gibi dürtülerimizin yaşamsal önemi var iken, cinsellik, üstünlük gibi dürtülerimizin yaşamsal önemi yoktur. Ancak ister yaşamsal öneme sahip olsun, ister olmasın bu dürtülerden herhangi birine ilişkin ihtiyaç hali karşılanmazsa organizmanın denge durumu bozulmaktadır.



Güdüler kendi içlerinde birincil güdüler ve ikincil güdüler olmak üzere ikiye ayrılır.

  • Güdüler kendi içlerinde birincil güdüler ve ikincil güdüler olmak üzere ikiye ayrılır.

  • Birincil güdüler, biyolojik dengeyi sağlayan yeme (açlık), içme (susuzluk), cinsellik gibi dürtülerle ilişkilidir.

  • İkincil güdüler, başarı, beğenilme, takdir edilme gibi doğuştan getirilmeyip sonradan öğrenilmiştir.

  • Güdüler, güdü kaynağının bireye göre bulunduğu yer açısından içsel güdüler ve dışsal güdüler olarak ikiye ayılır.

  • İçsel güdülerde, güdülenmenin kaynağı yani bireyi davranışa iten güç yine bireyin kendisindedir. Bu nedenle bütün birincil güdüler, aynı zamanda içsel güdüdür. Ayrıca merak, isteklilik, başarma arzusu, estetik gibi ihtiyaçlar da içsel güdüler arasında yer alır.

  • Dışsal güdülerde, güdülenmenin kaynağı, bireyin içinde yaşadığı çevredir. Bireyin davranışlarında kendisini kabul ettirme, beğendirme önemli rol oynar.





Bir alandaki öğrenmenin, başka bir alandaki öğrenmeyi ya da başka bir deyişle önceki öğrenmelerimizin bugünkü öğrenme sürecini kolaylaştırmasıdır.

  • Bir alandaki öğrenmenin, başka bir alandaki öğrenmeyi ya da başka bir deyişle önceki öğrenmelerimizin bugünkü öğrenme sürecini kolaylaştırmasıdır.

    • Matematik dersinin yazılı sınavına çok çalışan Ahmet, özel bir çaba göstermediği halde Fizik dersinin sınavından da yüksek puan almıştır.
    • Bisiklet kullanmayı bilen Ayşe, motosiklet kullanmayı daha kolay öğrenmiştir.
    • Daktiloda yazı yazmayı öğrenen Murat, bilgisayarda yazı yazmayı daha kolay öğrenmiştir.


Bir alandaki öğrenmenin, başka bir alandaki öğrenmeyi ya da başka bir deyişle önceki öğrenmelerimizin bugünkü öğrenme sürecini zorlaştırmasıdır.

  • Bir alandaki öğrenmenin, başka bir alandaki öğrenmeyi ya da başka bir deyişle önceki öğrenmelerimizin bugünkü öğrenme sürecini zorlaştırmasıdır.

    • Bilgisayarda Q klavye ile yazı yazmaya alışmış bir kişi F klavye ile yazmayı öğrenmek ister. Ancak F klavye ile yazmaya başladığında uzun bir süre yanlış harflere basmıştır.
    • Aletli jimnastik alanında üstün başarılar sergileyen bir sporcu, alanında bazı hareket kuralla­rının değişmesinin ardından yeni kurallara uyum sağlamada zorlanmakta, ara sıra önce eski hareketleri yapıp sonra yeni hareketleri yapmaktadır.


Gerçekleştirdiğimiz bir öğrenmenin, kendinden önceki ya da sonraki öğrenmeleri engellemesi - unutturmasıdır.

  • Gerçekleştirdiğimiz bir öğrenmenin, kendinden önceki ya da sonraki öğrenmeleri engellemesi - unutturmasıdır.

  • Kendi içerisinde ileriye ket vurma ve geriye ket vurma olmak üzere ikiye ayrılır.



Olumsuz aktarım ile aynı işleve sahiptir. Ancak olumsuz aktarım daha çok davranışçı kuramlar tarafından kullanılan ve devinişsel hareketlerle (gözle­nip - ölçülebilen) ilgiliyken, ileriye ket vurma bilişsel kuramcılar tarafından kullanılan ve unutma - hatırlama süreçleriyle ilgilidir.

  • Olumsuz aktarım ile aynı işleve sahiptir. Ancak olumsuz aktarım daha çok davranışçı kuramlar tarafından kullanılan ve devinişsel hareketlerle (gözle­nip - ölçülebilen) ilgiliyken, ileriye ket vurma bilişsel kuramcılar tarafından kullanılan ve unutma - hatırlama süreçleriyle ilgilidir.

  • İleriye ket vurma, önceki öğrenmenin yeni öğrenmeyi unutturmasıdır. Yani yeni öğrendiğimiz bilgiye ihtiyaç duyduğumuzda hatırlamada zorlanıyorsak ya da yerine eski bilgiyi kullanıyorsak ileriye ket vurma durumu gerçekleşir.

    • Ahmet Bey bir müşterisine çek keserken, yanlışlıkla bir önceki yılın tarihini atmıştır.
    • Yeni bir telefon hattı alan Ayşe Manim, telefon numarasını soranlara eski numarasını söylemektedir.


Yeni öğrenmenin önceki öğrenmeyi unutturmasıdır. Yani eski öğrendiğimiz bilgiye ihtiyaç duyduğumuzda hatırlamada zorlanıyorsak ya da yerine yeni bilgiyi kullanıyorsak geriye ket vurma durumu gerçekleşir.

  • Yeni öğrenmenin önceki öğrenmeyi unutturmasıdır. Yani eski öğrendiğimiz bilgiye ihtiyaç duyduğumuzda hatırlamada zorlanıyorsak ya da yerine yeni bilgiyi kullanıyorsak geriye ket vurma durumu gerçekleşir.

    • Ahmet Bey'in bankacılık işlemlerinden çevrimiçi faydalanmak istemektedir. Bunun için telefonla bankasına ulaşır. Banka, güvenlik için Ahmet Bey'in telefon numarasını ister ancak Ahmet Bey'in verdiği telefon numarası ile bankadaki kayıtlar uyuşmaz. Ahmet Bey banka görevlisine, kayıtlı olan numarasının bir önceki telefonuna ait olduğunu ve bu numarayı hatırlayamadığını söyler.


Çevremizde her an binlerce uyaran bulunmaktadır. Bu uyaranların her birinin bilince aktarılması söz konusu değildir. İşte bu noktada dikkat devreye girer. Dikkat, belirli bir uyarıcıya yönelmek, ya da zihinsel enerjinin belli bir uyarıcıya yöneltilmesidir.

  • Çevremizde her an binlerce uyaran bulunmaktadır. Bu uyaranların her birinin bilince aktarılması söz konusu değildir. İşte bu noktada dikkat devreye girer. Dikkat, belirli bir uyarıcıya yönelmek, ya da zihinsel enerjinin belli bir uyarıcıya yöneltilmesidir.

    • Karnı aç olan bir kişinin çevredeki onca dükkan arasında öncelikle lokantaları görmesi


Ele alınan konunu yapısına göre öğrenme yöntemleri parçalara bölerek çalışma ve bütün halinde çalışma olarak ikiye ayrılabilir. Hangisinin daha yararlı olduğu ele alınan konuya göre değişmektedir.

  • Ele alınan konunu yapısına göre öğrenme yöntemleri parçalara bölerek çalışma ve bütün halinde çalışma olarak ikiye ayrılabilir. Hangisinin daha yararlı olduğu ele alınan konuya göre değişmektedir.



Zaman, öğrencilerin çalışmaya ayırdıkları süreyi bildiren bir yöntem olarak aralıklı çalışma ve toplu çalışma olmak üzere iki ayrılır.

  • Zaman, öğrencilerin çalışmaya ayırdıkları süreyi bildiren bir yöntem olarak aralıklı çalışma ve toplu çalışma olmak üzere iki ayrılır.



Konunun öğretimi sürecinde düzenli ve sık bir şekilde geribildirimler verilmelidir. Çünkü geribildirimler, öğrencinin konuyu ne derece öğrenip ne derece öğrenmediğini ya da hangi konularda başarılı olup hangi konuları tekrar etmesi konusunda en önde gelen fikir kaynağıdır.

  • Konunun öğretimi sürecinde düzenli ve sık bir şekilde geribildirimler verilmelidir. Çünkü geribildirimler, öğrencinin konuyu ne derece öğrenip ne derece öğrenmediğini ya da hangi konularda başarılı olup hangi konuları tekrar etmesi konusunda en önde gelen fikir kaynağıdır.

  • Geribildirim mümkün olduğunca çabuk - hemen - verilirse, etkisi daha da artar.

    • Yapılan bir çalışmada, sınıf içindeki öğrenciler iki gruba ayrılmış; birinci gruba yıl boyunca girdiği sınavların sonuçlan bildirilmiş, diğer gruba ise herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır. Yılsonunda, sınav sonuçları bildirilen birinci grubun, ikinci gruba göre çok daha başarılı olduğu görülmüştür.


Salt öğretmen etkinliğine dayalı öğrenme yönteminden mümkün olduğunca kaçınılmalı, öğrencinin öğretim etkinliğine fiili olarak katılımı sağlanmalıdır.

  • Salt öğretmen etkinliğine dayalı öğrenme yönteminden mümkün olduğunca kaçınılmalı, öğrencinin öğretim etkinliğine fiili olarak katılımı sağlanmalıdır.

    • Anlatırsan, unutabilirim, gösterirsen, anımsayabilirim, beni işin içine katarsan asla unutmam, öğrenirim. (Kızılderili atasözü)


Öğrenme malzemesinin, çevredeki uyarıcılardan ayırt edilebilme yeteneği ne derece fazla ise, o derecede daha fazla ve daha rahat algılanır.

  • Öğrenme malzemesinin, çevredeki uyarıcılardan ayırt edilebilme yeteneği ne derece fazla ise, o derecede daha fazla ve daha rahat algılanır.

    • Örneğin, okuduğunuz bu kitaba hâkim olan temel yazı tipinin yanı sıra, başlıklar koyu ve pembe olarak, temel yazı tipinin içindeki önemli yerler ise farklı bir karakterle - vurgulu olarak yazılmıştır.
  • Sizlerin de fark ettiği gibi, ortama hâkim olan uyarıcılardan farklı olan uyarıcılar, diğerlerine göre daha rahat algılanmaktadır.



Öğrenme malzemesi, yeni bir konunun öğretiminde, öğrencilerin önceki öğrenmeleriyle ilişki kurmayı sağlamalıdır. Böylece öğrenciler zihinlerinde yer alan olaylar - durumlarla yeni konuyu birleştirebilir.

  • Öğrenme malzemesi, yeni bir konunun öğretiminde, öğrencilerin önceki öğrenmeleriyle ilişki kurmayı sağlamalıdır. Böylece öğrenciler zihinlerinde yer alan olaylar - durumlarla yeni konuyu birleştirebilir.

  • Öğrenmede olumlu aktarım dediğimiz durum, anlamsal çağrışımla yakından ilgilidir.



Kavramsal gruplandırmanın gerçekleştirilebilmesi için, kavram haritası hazırlanır. Kavram haritası, bir konunun içerisinde yer alan alt başlıkların hiyerarşik olarak sıraya dizilmesiyle oluşturulan, iki boyutlu, bağlantıları içeren şemalardır.

  • Kavramsal gruplandırmanın gerçekleştirilebilmesi için, kavram haritası hazırlanır. Kavram haritası, bir konunun içerisinde yer alan alt başlıkların hiyerarşik olarak sıraya dizilmesiyle oluşturulan, iki boyutlu, bağlantıları içeren şemalardır.



Telaffuz kolaylığı, konunun ve içinde geçen terimlerin kolayca ifade edilebilmesine karşılık gelmektedir. Kolay okunan, kolay söylenen terim ve içeriğin anlaşılması kolaylaşırken, zor ifade edilen, farklı ya da daha önce hiç karşılaşmamış sembollerden oluşan terimlerin anlaşılması da zorlaşacaktır.

  • Telaffuz kolaylığı, konunun ve içinde geçen terimlerin kolayca ifade edilebilmesine karşılık gelmektedir. Kolay okunan, kolay söylenen terim ve içeriğin anlaşılması kolaylaşırken, zor ifade edilen, farklı ya da daha önce hiç karşılaşmamış sembollerden oluşan terimlerin anlaşılması da zorlaşacaktır.





Aşağıdaki örneklerden hangisinde, öğrenmeye ilgili bir olgu söz konusu değildir?

  • Aşağıdaki örneklerden hangisinde, öğrenmeye ilgili bir olgu söz konusu değildir?

  • A) Bisiklete binmeyi bir kez öğrenen bir çocuğun bunu hiç unutmaması

  • B) Daktiloda yazı yazan birinin bilgisayarla yazı yazmayı daha kolay öğrenmesi

  • C) Çarpım tablosunu ezbere bilen bir çocuğun çarpmada başarılı olması

  • D) Bisikletten düşen bir çocuğun ayağını incitip pedal çevirememesi

  • E) Yemek pişirme dersleri alan bir annenin lezzetli yemekler yapması



İyi bir masa tenisi oyuncusu olan Aylin tenise başlamaya karar vermiştir. Aylin masa tenisi raketini kullanma becerisi sayesinde tenis raketiyle yapması gereken bazı vuruşları kolayca öğrenmiştir.

  • İyi bir masa tenisi oyuncusu olan Aylin tenise başlamaya karar vermiştir. Aylin masa tenisi raketini kullanma becerisi sayesinde tenis raketiyle yapması gereken bazı vuruşları kolayca öğrenmiştir.

  • Aylin'in bazı vuruşları kolayca öğrenmesi aşağıdakilerden hangisinin sonucudur?

  • A) Aralıklı öğrenme B) İleriye ket vurma

  • C) Öğrenmenin aktarılması D) Parçalara bölerek öğrenme

  • E) Alışma



Bir öğrenci sürekli olarak bir yıl önceki müsamerede okuduğu şiiri hatırlaması nedeniyle, bu yılki müsamerede okuyacağı şiiri öğrenmekte güçlük çekmesi aşağıdakilerden hangi­sinin sonucudur?

  • Bir öğrenci sürekli olarak bir yıl önceki müsamerede okuduğu şiiri hatırlaması nedeniyle, bu yılki müsamerede okuyacağı şiiri öğrenmekte güçlük çekmesi aşağıdakilerden hangi­sinin sonucudur?

  • A) Örtük (gizil) öğrenme B) Bastırma

  • C) Geriye ket vurma D) Amnezi

  • E) İleriye ket vurma



Aşağıdakilerden hangisi, davranışçı yaklaşımın temel görüşlerinden biri değildir?

  • Aşağıdakilerden hangisi, davranışçı yaklaşımın temel görüşlerinden biri değildir?

  • A) Bütün davranışlar öğrenilmiştir.

  • B) İnsan davranışları çevresel uyarıcılar tarafından başlatılır.

  • C) İnsan davranışlarını anlamak için gözlenemeyen etkenleri incelemek yersizdir.

  • D) Davranışların mekanizmasını anladıktan sonra onları kontrol etmek mümkündür.

  • E) Her insan, doğuştan kendini gerçekleştirme gizil gücüyle dünyaya gelir.



Aşağıdakilerden hangisi, öğrenmenin en uygun tanımıdır?

  • Aşağıdakilerden hangisi, öğrenmenin en uygun tanımıdır?

  • A) Bireyin içerisinde yaşadığı kültürün değerlerini kazanma süreci

  • B) Bireyin çevresiyle etkileşiminde meydana gelen değişme

  • C) Yeni ve kalıcı bilgilerin edinilmesi için yararlanılan yöntem

  • D) Yaşantılar yoluyla meydana gelen nispeten kalıcı davranış değişikliği

  • E) İstenilen davranış değişikliğini oluşturmak amacıyla bireyin gösterdiği bilinçli çaba



Bir papağana bazı kelimeleri söylemeyi öğretebilirsiniz; ancak ne kadar çabalarsanız çabalayın bir serçeye bir kelime bile öğretmeniz mümkün değildir.

  • Bir papağana bazı kelimeleri söylemeyi öğretebilirsiniz; ancak ne kadar çabalarsanız çabalayın bir serçeye bir kelime bile öğretmeniz mümkün değildir.

  • Öğrenme açısından papağanla serçe arasında görülen bu fark, aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?

  • A) Türe özgü hazır oluş B) Dikkat bozukluğu

  • C) Aşırı uyarılma D) Güdülenme

  • E) Büyüme



Aşağıdakilerden hangisi, öğrenme ürünü olan bir davranış değildir?

  • Aşağıdakilerden hangisi, öğrenme ürünü olan bir davranış değildir?

  • A) Limon kelimesini duyan bir kişinin ağzının sulanması

  • B) Yoldan geçmekte olan bir yayanın klakson sesiyle irkilmesi

  • C) Bir çocuğun salıncak kurup küçük kardeşini sallaması

  • D) Bir kişinin zehirli olduğunu düşünerek böceklerden korkması

  • E) Acıkan birinin mutfağa yönelmesi



Bir öğrenci, matematik dersindeki öğrenme eksiklerini tamamlayarak başarı düzeyini yükseltiyor. Bu öğrenci fizik dersindeki çabalarında bir değişiklik yapmadığı halde, bu dersteki başarısında da yükselme oluyor.

  • Bir öğrenci, matematik dersindeki öğrenme eksiklerini tamamlayarak başarı düzeyini yükseltiyor. Bu öğrenci fizik dersindeki çabalarında bir değişiklik yapmadığı halde, bu dersteki başarısında da yükselme oluyor.

  • Bu durum, aşağıdakilerden hangisine örnektir?

  • A) Zihinde canlandırma B) Bilişsel öğrenme

  • C) Bütün halinde öğrenme D) Olumlu aktarma

  • E) Pekiştirme



Bir tiyatro oyuncusu, birkaç yıl önce oynadığı bir oyunda tekrar rol almıştır. Aklına, sürekli olarak, aradan geçen yıllarda oynadığı öteki rollerin sözleri geldiği için, rolünün sözlerini yeniden öğrenme­de güçlük çekmektedir.

  • Bir tiyatro oyuncusu, birkaç yıl önce oynadığı bir oyunda tekrar rol almıştır. Aklına, sürekli olarak, aradan geçen yıllarda oynadığı öteki rollerin sözleri geldiği için, rolünün sözlerini yeniden öğrenme­de güçlük çekmektedir.

  • Bu durum aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?

  • A) Geriye ket vurma B) Bastırma C) Güdüsel unutma

  • D) Sonralık etkisi E) Episodik bellek



Aşağıdakilerden hangisi bilişsel (cognitive) öğrenme kuramlarının ilkelerinden biri de­ğildir?

  • Aşağıdakilerden hangisi bilişsel (cognitive) öğrenme kuramlarının ilkelerinden biri de­ğildir?

  • A) Öğrenci, verilen yeni bilgiyi daha önce öğrendikleriyle ilişkilendirerek zihninde anlamlı hale getirir.

  • B) Anlayarak, kavrayarak öğrenme, ezberleyerek öğrenmeden daha kalıcıdır.

  • C) Öğrenci, öğreneceği bilgideki ilişkileri kendisi keşfederse öğrenilenler daha kalıcı olur.

  • D) Bilgi, öğrenciye anlamlı bütünler halinde sunulmalıdır.

  • E) Öğrenci, davranışının meydana getirdiği sonuçtan haz duyarsa uyarıcı tepki bağı güçlenir.



Bebeklerin kişilikleri doğduklarında şekillenmemiş bir kil kültesi gibidir. Geçirdikleri yaşantılar, kişi­liklerini bir heykeltıraşın kil kütlesini şekillendirmesine benzer biçimde şekillendirir.

  • Bebeklerin kişilikleri doğduklarında şekillenmemiş bir kil kültesi gibidir. Geçirdikleri yaşantılar, kişi­liklerini bir heykeltıraşın kil kütlesini şekillendirmesine benzer biçimde şekillendirir.

  • Yukarıdaki görüşü savunan yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir?

  • A) Davranışçı

  • B) Psikoanalitik

  • C) Bilişsel

  • D) Ekolojik

  • E) Yapısalcı



Okula yeni başlayan öğrencilerine okuma yazmayı öğretmen isteyen bir anaokulu öğretmeni bunda başarılı olamaz. Ancak bu öğretmen, aynı grupla bir yıl sonra yapılan çalışmalarda öğrencilerinin büyük bir bölümünün okuma ve yazmayı öğrenebildiklerine tanık olur.

  • Okula yeni başlayan öğrencilerine okuma yazmayı öğretmen isteyen bir anaokulu öğretmeni bunda başarılı olamaz. Ancak bu öğretmen, aynı grupla bir yıl sonra yapılan çalışmalarda öğrencilerinin büyük bir bölümünün okuma ve yazmayı öğrenebildiklerine tanık olur.

  • Yukarıda verilen örnekten hareketle varılabilecek en uygun sonuç aşağıdakilerden han­gisidir?

  • A) Anaokulu öğretmeni öğrencilerin dikkatini çekmede başarılı olamamıştır.

  • B) Davranışın ortaya çıkması için belli bir olgunluk düzeyine ulaşmak gerekir.

  • C) Bireyin kapasitesinin üstünde davranışlara zorlanması, başarısını düşürür.

  • D) Yeterince büyümeden yapılan çalışmalar çocuğu yorar.

  • E) Büyüme, olgunlaşma sonucunu doğurur.



Seda Hanım yeni taşındığı evde mutfağının uygun olmaması nedeniyle, sağa doğru açılan buzdolabı kapağını sola doğru açılacak şekilde değiştirmiştir. Ancak kapağı açması gerektiğinde, uzun bir süre dolap kapağını önce sağa doğru açmaya çalışmıştır.

  • Seda Hanım yeni taşındığı evde mutfağının uygun olmaması nedeniyle, sağa doğru açılan buzdolabı kapağını sola doğru açılacak şekilde değiştirmiştir. Ancak kapağı açması gerektiğinde, uzun bir süre dolap kapağını önce sağa doğru açmaya çalışmıştır.

  • Seda Hanım'ın uzun süre dolabın kapağını sağa doğru açmaya çalışmasını en iyi açıkla­yan kavram aşağıdakilerden hangisidir?

  • A) Sönme B) Ket vurma C) Öğrenilmiş çaresizlik

  • D) Olumsuz aktarma E) Öncelik etkisi



Yeni yılın ilk günlerinde tarih atarken, bir önceki yılın tarihinin yazılması sık karşılaşılan bir hatadır.

  • Yeni yılın ilk günlerinde tarih atarken, bir önceki yılın tarihinin yazılması sık karşılaşılan bir hatadır.

  • Bu hata aşağıdakilerden hangisinin sonucudur?

  • A) Tepki genellemesi

  • B) Sonralık etkisi

  • C) Geriye doğru ket vurma

  • D) Alışma

  • E) İleriye doğru ket vurma



Bir hafta sonra gireceği sınava hazırlanan öğrencisine "Her gün yarım saatini ayırıp çalışman sınavdan bir gün önce 15 saat çalışmandan daha yararlı olur." biçiminde öneride bulunan bir öğretmen, öğrenmeyle ilgili aşağıdaki etkenlerden hangisine vurgu yapmaktadır?

  • Bir hafta sonra gireceği sınava hazırlanan öğrencisine "Her gün yarım saatini ayırıp çalışman sınavdan bir gün önce 15 saat çalışmandan daha yararlı olur." biçiminde öneride bulunan bir öğretmen, öğrenmeyle ilgili aşağıdaki etkenlerden hangisine vurgu yapmaktadır?

  • A) Aralıklı ya da toplu öğrenme

  • B) Parçalara bölerek ya da bütün halinde öğrenme

  • C) Öncelik etkisi

  • D) Genel uyarılmışlık durumu

  • E) Tekrar



Aşağıdakilerden hangisi bilişsel öğrenme yaklaşımının temel sayılılarından birisi değildir?

  • Aşağıdakilerden hangisi bilişsel öğrenme yaklaşımının temel sayılılarından birisi değildir?

  • A) Öğrenme sürecine aktif olarak katılım zorunludur, öğrenme kendiliğinden ortaya çıkmaz.

  • B) Ön bilgiler ve bilişsel beceriler öğrenmeyi etkiler.

  • C) Birey, maruz kaldığı uyarıcılara kendisi anlam veriri ve yorumlar.

  • D) Anlamlandırma ve yorumlama süreci öğrenmeyi etkiler.

  • E) Öğrenmenin ortaya çıkması için pekiştireç gereklidir.



Aşağıdaki davranışlardan hangisi öğrenme yoluyla kazanılmamıştır?

  • Aşağıdaki davranışlardan hangisi öğrenme yoluyla kazanılmamıştır?

  • A) Bir köpeğin eve ilk kez gelen bir misafiri görünce huysuzlanması

  • B) İşine her zaman vaktinde giden bir kişinin çalar saati bozulduğu için işe geç kalması

  • C) Bir oto tamircisinin motorun sesinden arızanın nerede olduğunu anlaması

  • D) Bir annenin bebeğinin altını değiştirmesi

  • E) Bir bebeğin babasını görünce gülümsemesi



İyi birer tenisçi olmaları için üç yaşındaki oğluyla altı yaşındaki kızını çalıştırmaya başlayan bir baba, kısa sürede altı yaşındaki kızının raketi kavramayı ve temel hareketleri yapmayı daha çabuk öğrendiğini fark eder.

  • İyi birer tenisçi olmaları için üç yaşındaki oğluyla altı yaşındaki kızını çalıştırmaya başlayan bir baba, kısa sürede altı yaşındaki kızının raketi kavramayı ve temel hareketleri yapmayı daha çabuk öğrendiğini fark eder.

  • Aşağıdakilerden hangisi, çocukların raketi kavrama ve temel hareketleri yapmayı öğren­me hızları arasında gözlenen farklılıkların nedeni olamaz?

  • A) Olgunlaşma B) Türe özgü hazıroluş C) Yaşantı farklılıkları

  • D) Yetenek E) Güdülenme düzeyi



Araştırma sonuçlarına göre, genel uyarılmışlık düzeyi ile öğrenme hızı arasında çan eğrisi biçiminde bir ilişki bulunmaktadır.

  • Araştırma sonuçlarına göre, genel uyarılmışlık düzeyi ile öğrenme hızı arasında çan eğrisi biçiminde bir ilişki bulunmaktadır.

  • Bu ilişkinin anlamı aşağıdakilerden hangisidir?

  • A) Genel uyarılmışlık düzeyi arttıkça öğrenme hızı da artmaktadır.

  • B) Genel uyarılmışlık düzeyinin artması, öğrenme hızını bir noktaya kadar olumlu, bir noktadan sonra olumsuz etkilemektedir.

  • C) Genel uyarılmışlık düzeyi yüksek ya da düşük olduğunda öğrenme en yüksektir.

  • D) Genel uyarılmışlık düzeyi azaldıkça öğrenme hızı artmaktadır.

  • E) En yüksek öğrenme hızına, genel uyarılmışlık düzeyinin en yüksek olduğu noktada ulaşılmaktadır.



Aşağıdaki örneklerden hangisinde öğrenmenin aktarılması söz konusudur?

  • Aşağıdaki örneklerden hangisinde öğrenmenin aktarılması söz konusudur?

  • A) Bilgisayarda iki parmakla yazmaya alışık bir kişinin, on parmakla yazmayı yeni başlayan birine göre daha güç öğrenmesi

  • B) Bir öğrencinin psikoloji öğretmenini sevdiği için psikolojiye ilgi duymaya başlaması

  • C) Sigara içen birinin, içmeyen birine göre kibriti daha kolay yakması

  • D) Bir yabancı dili öğrenmede güçlük çeken birinin bir başka yabancı dili öğrenirken de aynı ölçüde güçlük çekmesi

  • E) Tiyatroya ilgi duyan bir gencin aynı zamanda sinemaya da ilgi duyması



Bir öğrenme deneyinde, katılımcılara bir kelime dizisi verilerek ezberlemeleri sağlanır. Ardından birkaç güç geçtikten sonra kendilerinden bir başka kelime dizisini ezberlemeleri istenir. Daha sonra katılımcı­lardan ilk öğrendikleri listedeki kelimeleri tekrarlamaları istendiğinde, akıllarına sürekli ikinci listedeki kelimelerin gelmesi nedeniyle ilk listedeki kelimeleri hatırlamada güçlük çektikleri görülür.

  • Bir öğrenme deneyinde, katılımcılara bir kelime dizisi verilerek ezberlemeleri sağlanır. Ardından birkaç güç geçtikten sonra kendilerinden bir başka kelime dizisini ezberlemeleri istenir. Daha sonra katılımcı­lardan ilk öğrendikleri listedeki kelimeleri tekrarlamaları istendiğinde, akıllarına sürekli ikinci listedeki kelimelerin gelmesi nedeniyle ilk listedeki kelimeleri hatırlamada güçlük çektikleri görülür.

  • Katılımcıların ilk listedeki kelimeleri hatırlamada güçlük çekmeleri aşağıdaki süreçlerden hangisiyle açıklanabilir?

  • A) Sönme B) Algısal set oluşturma C) Otomatik kodlama

  • D) Geriye doğru ket vurma E) Engellenme



Canlı organizmalar sürekli bir etkinlik içerisindedir. İnsan davranışını anlamak için gözlenebilir dav­ranışlar incelenmelidir. Bir davranış ne kadar karmaşık görünürse görünsün, en küçük birimine kadar incelendiğin bir uyarıcı tepki bağıntısı görülecektir.

  • Canlı organizmalar sürekli bir etkinlik içerisindedir. İnsan davranışını anlamak için gözlenebilir dav­ranışlar incelenmelidir. Bir davranış ne kadar karmaşık görünürse görünsün, en küçük birimine kadar incelendiğin bir uyarıcı tepki bağıntısı görülecektir.

  • Bu düşünce aşağıdaki yaklaşımlardan hangisiyle doğrudan ilgilidir?

  • A) Davranışçı yaklaşım B) Yapısalcılık C) Biyolojik yaklaşım

  • D) Sosyal öğrenme E) Fenomenolojik yaklaşım



Yüklə 445 b.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin