BiRİNCİ BÖLÜM 2013 yili programinin makroekonomiK


III. BEŞERİ GELİŞME VE SOSYAL DAYANIŞMANIN GÜÇLENDİRİLMESİ



Yüklə 5,13 Mb.
səhifə30/38
tarix26.08.2018
ölçüsü5,13 Mb.
#74493
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   38

III. BEŞERİ GELİŞME VE SOSYAL DAYANIŞMANIN GÜÇLENDİRİLMESİ

A. EĞİTİM SİSTEMİNİN GELİŞTİRİLMESİ

1. Mevcut Durum


Eğitime erişim ve eğitimin kalitesi, eğitim sisteminin temel sorun alanlarıdır. Erişim sorunu kapsamında okullaşma oranları, bölgeler, cinsiyetler arası fırsat eşitsizlikleri; kalite sorunu kapsamında ise fiziki altyapı yetersizlikleri, müfredatın güncellenmesi, öğretmen niteliklerinin geliştirilmesi ve eğitim materyallerinin müfredatla uyumu gibi hususlar öne çıkmaktadır.

2011 yılı itibarıyla okuma yazma bilmeyenler, nüfusun yüzde 5,9’unu oluşturmakta olup kadınlarda bu oranın daha yüksek olduğu görülmektedir.



TABLO IV: - Cinsiyete Göre Okuma Yazma Oranı ( 15 +yaş )




Toplam (Bin)

Yüzde

Erkek (Bin)

Yüzde

Kadın (Bin)

Yüzde

Okuma yazma bilmeyen

3 163

5,9

552

2,1

2 612

9,7

Okuma yazma bilen

50 509

94,1

26 168

97,9

24 340

90,3

Not: ADNKS 2011 Nüfus Sayımına göre hesaplanmış olup okuma yazma durumu bilinmeyenler kapsanmamıştır.

Okul öncesi eğitimde, okullaşma oranı yüzde 46,4’e ulaşmış olmakla birlikte, bu oran AB-27 ortalaması olan yüzde 92,4’ün (2010 yılı 4 yaş nüfusuna göre) altındadır. Ailelerin sosyoekonomik koşullarından kaynaklanan eşitsizliğin giderilmesinde önemli katkısı olan ve eğitimin ileri kademelerindeki başarıya olumlu etkisinin olduğu bilinen okul öncesi eğitimde farkındalığın artırılması ihtiyacı önemini korumaktadır. Okul öncesi eğitime erişimde bölgeler arası farklılıklar halen belirgin düzeydedir. Bu yaş grubundaki net okullaşma oranının en düşük olduğu il yüzde 20,9’la Hakkari iken en yüksek olduğu il yüzde 89,3’le Hatay’dır.

İlköğretime geç kayıtlar, bitirmeden ayrılanlar ile başta kızlar olmak üzere kırsal kesimdeki çocukların eğitime erişimindeki sorunlar, okullaşma oranının istenilen düzeyde artmasını engelleyen başlıca faktörlerdir. 2010-2011 öğretim dönemi sonunda ilköğretimden mezun olanların içinde kızların oranı Türkiye genelinde yüzde 47,5 iken bu oranın en düşük olduğu il yüzde 39,8’le Şanlıurfa’dır.

Ortaöğretimdeki brüt okullaşma oranı son on yılda yüzde 80,8’den yüzde 92,6’ya ulaşmakla beraber, bölgesel farklılıklar önemini korumaya devam etmektedir. 2011-2012 öğretim yılı verilerine göre okullaşma oranının en düşük olduğu il yüzde 47,4’le Van’dır. Türkiye genelinde yüzde 84,7 olan ilköğretimden ortaöğretime geçiş oranı, Van ilinde yüzde 54,7’yle en düşük düzeydedir. Ortaöğretime geçiş oranları erkeklerde yüzde 85,6 iken kızlarda bu oran yüzde 83,7’dir. İlköğretimden mezun olan ve ortaöğretime geçiş yapan kızların oranının düşük olması ortaöğretimde okullaşma oranlarında cinsiyetler arası fark yaratmaktadır. Bununla beraber zorunlu eğitim süresinin 12 yıla çıkarılması sonucunda ilköğretimden ortaöğretime geçişlerde ve dolayısıyla ortaöğretim okullaşma oranında artış beklenmektedir.



TABLO IV: - Eğitim Kademeleri İtibarıyla Okullaşma Oranları




2009-2010

2010-2011

2011-2012




Öğrenci

Sayısı

(Bin)

Brüt

Okullaşma

Oranı

(yüzde)

Öğrenci Sayısı (Bin)

Brüt

Okullaşma

Oranı

(yüzde)

Öğrenci

Sayısı

(Bin)

Brüt

Okullaşma

Oranı

(yüzde)

Okul Öncesi Eğitim (1)

981

40,7

1 116

45,3

1 170

46,4

İlköğretim (2)

10 917

106,5

10 981

107,6

10 979

108,4

Ortaöğretim (2)

4 240

84,2

4 749

89,7

4 756

92,6

a) Genel Lise

2 421

48,1

2 676

50,6

2 666

51,9

b) Mesleki ve Teknik Eğitim

1 819

36,1

2 072

39,1

2 090

40,7

Yükseköğretim Toplam (3)

3 322

67,0

3 627

72,5

4 113

81,6

Örgün

1 765

35,6

1 913

38,2

2 161

42,9

Yaygın Eğitim (4)

7 062

-

7 786

-

8 524

-

Kaynak: MEB, ÖSYM

(1) 4-5 yaş çağ nüfusuna göre hesaplanmıştır.

(2) Açık ilköğretim ve açık lise öğrencileri dahildir.

(3) Üniversiteler ve diğer eğitim kurumları dahil, lisansüstü öğrenciler hariçtir. 17-20 yaş grubu için hesaplanmıştır.

(4) Yaygın Eğitim Kurumlarına ait öğrenci sayısı bilgileri bir önceki öğretim yılı sonu itibarıyla verilmiştir.

2010 yılı OECD verilerine göre, eğitimde kalma beklentisi OECD’de yüzde 17,4, AB-21’de yüzde 17,7 iken Türkiye’de yüzde 15,2’dir. Ancak zorunlu eğitim çağının ortaöğretim seviyesini de kapsayacak biçimde 12 yıla genişletilmesi eğitimde kalma beklentisinde artış sağlayacaktır.

Mesleki ve teknik ortaöğretimdeki fiziki altyapı, donanım ve laboratuvar gibi olanakların verimli kullanılabilmesi açısından açılacak yeni mesleki ve teknik liselerin kampüs şeklinde pansiyonlu olarak yapılandırılmasına yönelik planlama ihtiyacı bulunmaktadır.

Eğitimin temel kademelerinde sağlanan gelişmelere paralel olarak yükseköğretim kademesinde de önemli gelişmeler yaşanmış ve iki önemli adım atılmıştır. Bunlardan ilki, 2006 yılından itibaren 50 yeni devlet üniversitesi ve 41 yeni vakıf üniversitesinin kurulmasıdır. Böylelikle, ülkemizde üniversiteler bütün illere yaygınlaştırılmış olup 103’ü devlet ve 65’i vakıf olmak üzere toplam üniversite sayısı 168’e ulaşmıştır.

İkinci önemli adım ise 2006-2011 yılları arasında örgün yükseköğretim kontenjanlarının yüzde 63,3 oranında artırılmasıdır. Ancak, yükseköğretimdeki bazı program ve alanlarda kontenjan doluluk oranlarının düşük kalması nedeniyle, bu programların kontenjanları 2011 yılında bir önceki yıla göre 9.500 kişi azaltılmıştır.

2012 yılında üniversite giriş sınavına 1,9 milyon aday başvurmuştur. Başvuran adayların sadece yüzde 41,1’i (781 bin kişi) ortaöğretim son sınıf öğrencilerinden, geri kalan kısmı ise önceki yıllarda yerleşememiş, bir yükseköğretim programına yerleşmiş ya da bir programdan mezun olmuş kişilerden oluşmaktadır.

Ortaöğretim mezun sayısı ile örgün yükseköğretim kontenjanı karşılaştırıldığında yükseköğretim arzının ortaöğretimden yükseköğretime geçiş için yeterli olduğu göze çarpmaktadır. Bununla birlikte, örgün yükseköğretim programına yerleşen kişilerin sadece yüzde 53’ü (343 bin kişi) ortaöğretim son sınıf düzeyinde bulunmaktadır.

Önceki yıllarda herhangi bir programa yerleştirildiği halde tekrar sınava girenler ile yerleşmemiş olanların üniversite giriş sınavına başvuran adaylar içindeki yoğunluğu, yükseköğretime giriş sisteminin etkinliği ile ortaöğretim kademesindeki yönlendirme ve mesleki rehberlik hizmetlerinin kalitesine ilişkin sorunları gündeme getirmektedir. Ortaöğretimden yükseköğretime geçiş sisteminin bütüncül bir bakış açısıyla yeniden ele alınması gerekmektedir.

Eğitime erişimdeki sorunların yanı sıra, eğitimin kalitesine ilişkin sorunlar da önemini korumaktadır. Eğitimin kalitesinin artırılması açısından, müfredatın güncelleştirilmesi, ihtiyaç duyulan alanlarda yeterli sayıda ve nitelikte öğretmen istihdam edilmesi ve hizmet içi eğitim yoluyla niteliklerinin artırılması, derslik başına düşen öğrenci sayısının azaltılması, ilköğretimde ikili eğitimden tam gün eğitime geçilmesi, etkin bir rehberlik ve danışmanlık sisteminin kurulması, mesleki eğitimin işgücü piyasasıyla uyumunun sağlanması, okullarda bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkin kullanılması alanlarında sorunlar bulunmaktadır. Bu kapsamda kaliteli eğitim imkanlarına erişim sağlanması açısından bireyler, okullar ve bölgeler arasındaki fırsat eşitsizliklerinin giderilmesi önem taşımaktadır.

Kaydedilen iyileşmelere rağmen eğitimde fiziki altyapı sorunu önemini korumaktadır. Son yıllarda derslik sayısında artış sağlanmasına rağmen, yapılan dersliklerin bir bölümünün bilgi teknolojisi (BT) sınıfı, laboratuvar, kütüphane gibi eğitimin kalitesini artıran diğer eğitim birimleri için kullanılması, derslik başına düşen öğrenci sayısının istenilen oranda azaltılamamasına neden olmaktadır. Türkiye genelinde ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 30’a düşmekle birlikte, özellikle göç alan büyük şehirler ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illerde bu sayının yüksek olduğu görülmektedir. Söz konusu sorun bu illerin kent merkezlerinde daha belirgindir. Derslik başına düşen öğrenci sayısı 48 öğrenciyle en yüksek Şanlıurfa’dadır. Ayrıca mesleki ve teknik eğitime olan talebin artmasıyla bu kademedeki derslik ihtiyacı da artmaktadır. Türkiye genelinde mesleki ve teknik eğitimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 35 olup bu sayının en yüksek olduğu il 54’le Batman’dır.



TABLO IV: - Eğitim Kademelerine Göre Öğrenci/Derslik ve Öğrenci/Öğretmen Sayıları







2009-2010

2010-2011

2011-2012

İlköğretim

Öğrenci/Derslik Sayısı

32

31

30

Şehir

37

36

35

Köy

21

21

20




Öğrenci/Öğretmen Sayısı

22

21

20

Ortaöğretim

Öğrenci/Derslik Sayısı

33

34

31




Öğrenci/Öğretmen Sayısı

18

18

16

Genel Lise

Öğrenci/Derslik Sayısı

31

31

28




Öğrenci/Öğretmen Sayısı

18

18

16

Mesleki ve Teknik Lise

Öğrenci/Derslik Sayısı

36

38

35

Öğrenci/Öğretmen Sayısı

17

18

16

Kaynak: MEB

İlköğretimde tam gün eğitime geçme yönündeki çalışmalara devam edilmesine rağmen, 2011-2012 öğretim dönemi itibarıyla tam gün eğitimde okuyan öğrencilerin oranı yüzde 49,7 düzeyinde kalmıştır. Şanlıurfa’da ise halen öğrencilerin yüzde 84,3’ü ikili eğitim yapmaktadır. Ayrıca, birleştirilmiş sınıflarda öğrenim gören öğrenci sayısında azalma görülmekle birlikte, bu sınıflarda öğrenim gören öğrencilerin oranı ülke genelinde yüzde 2,9 iken bu oran Ardahan’da yüzde 17,4’tür. Öte yandan, 2010–2011 öğretim döneminde ülke genelinde ilköğretimdeki öğrencilerin yüzde 2,2’si sınıf tekrarı yaparken bu oran Ağrı’da yüzde 9,8’dir.

Son yıllarda öğretmen sayısındaki artış oranı öğrenci sayısındaki artış oranına göre daha fazla olmakla birlikte öğretmen başına düşen öğrenci sayısı eğitimin tüm kademelerinde OECD ve AB ülke ortalamalarına göre yüksektir. Ayrıca öğretmenlerin ülke geneline dağılımında bölgeler arası farklılıklar önemini korumaktadır. Ülke genelinde ilköğretimde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 20 iken bu sayı Şanlıurfa’da 32’dir.

Öğretmenlere yönelik hizmet içi eğitimin süresi ve niteliğinin yetersizliği ve performanslarının yeterince değerlendirilmemesi eğitimin kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir.

Eğitimin temel kademelerinde sağlanan nicel artışlara rağmen bölgeler arasındaki ve kır/kent ayrımındaki öğrencilerin sahip olduğu eğitim imkanları açısından farklılıklar önemini korumaktadır. Bilişim okur yazarlığı, yabancı dil hakimiyeti, eleştirel düşünme becerileri ve demokratik katılımın özellikle eğitimin temel kademelerinde geliştirilmesi ihtiyacı bulunmaktadır. Bu kapsamda eğitim ve öğretimde fırsat eşitliğini sağlamak ve okullardaki bilişim teknolojisini iyileştirmek amacıyla uygulamaya geçirilen Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesinin ülke geneline yaygınlaştırılması çalışmaları devam etmektedir.

Ülkemizde son yıllarda eğitime ayrılan kamu kaynaklarında artış olmakla beraber, özellikle yükseköğretim öncesi eğitim kademelerindeki çağ nüfusunun yüksek olduğu göz önüne alındığında, bu kademelerdeki kamu harcamalarının AB ve OECD ortalamalarının altında kaldığı görülmektedir.

Bununla beraber son dönemde yaşanan gelişmeler ışığında 30/03/2012 tarihli ve 6287 sayılı Kanunla eğitim sisteminde köklü değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler kapsamında mecburi ilköğretim çağı 6-13 yaş olarak belirlenmiş, ilköğretim kurumları; dört yıl süreli ve zorunlu ilkokullar ile dört yıl süreli, zorunlu ve farklı programlar arasında tercihe imkân veren ortaokullar ve imam-hatip ortaokulları, ortaöğretim kurumları ise dört yıllık zorunlu, örgün veya yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumları olarak yeniden düzenlenmiştir. Söz konusu değişikliklerle başta ortaöğretim kademesinde olmak üzere okullaşan öğrenci sayısında artış yaşanması beklenmektedir. Bununla beraber öğrenci sayısındaki artış daha fazla fiziki altyapı, donanım ve öğretmen ihtiyacına neden olacaktır.

YÖK başta olmak üzere yükseköğretim yönetim sisteminin yeniden yapılandırılamaması ve buna bağlı olarak üniversitelerin idari ve mali özerkliklerinin tam anlamıyla sağlanamaması kaliteyi olumsuz yönde etkilemektedir. Bununla birlikte, kalite değerlendirme ve hesap verebilirlik sisteminin işlerlik kazanamaması, üniversitelerin gelir yaratma kapasitelerinin düşük olması, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayılarının yüksek olması ve fiziki altyapı yetersizlikleri kaliteyi etkileyen diğer önemli sorunlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

YÖK’ün, uzmanlık esasına dayalı planlama ve eşgüdümden sorumlu olacak şekilde yeniden yapılandırılması, üniversitelerin idari yönetiminde profesyonel yöneticilik anlayışına geçilmesi ve üniversitelerin performansa dayalı olarak esnek harcama yapabilmelerine imkan verecek torba bütçe benzeri modellerin uygulanması ihtiyacı önemini korumaktadır.

TABLO IV: - Yükseköğretimde Öğretim Elemanı ve Öğretim Üyesi Başına Düşen Öğrenci Sayısı, 2010-2011





Öğretim Üyesi Başına

Düşen Öğrenci Sayısı

Öğretim Elemanı Başına

Düşen Öğrenci Sayısı

Önlisans

372,0

51,6

Lisans

30,5

14,9

Toplam

43,1

19,2

Kaynak: ÖSYM

Son dönemde yükseköğretim kontenjanlarının artması, öğrenci affı gibi nedenlerle öğrenci sayısının hızla artmış olması sonucunda zaten OECD ortalamasının üstünde olan öğretim üyesi başına öğrenci sayısı bir miktar daha yükselmiştir. Bu nedenle Öğretim Üyesi Yetiştirme Programının etkin olarak sürdürülmesi önem taşımaktadır.



Öğretim üye ve elemanlarının üniversiteler ve bölgeler arasında dengesiz dağılımı da yükseköğretimin bir diğer sorunudur. 2011-2012 eğitim döneminde örgün öğretimdeki öğrencilerin yüzde 9,6’sı vakıf üniversitelerinde öğrenim görmekte iken öğretim elemanlarının yüzde 12,5’i, öğretim üyelerinin ise yüzde 12,9’u bu üniversitelerde görev yapmaktadır. Lisans ve önlisans programlarına kayıtlı örgün eğitimdeki öğrencilerin yüzde 28,9’unun, öğretim üyelerinin de yüzde 45’inin üç büyük ilde yoğunlaşması sonucunda, bu illerde öğretim üyesi başına 27,7 öğrenci düşmektedir.

TABLO IV: - Yükseköğretimde Örgün Öğrenci, Öğretim Üyesi ve Elemanlarının Dağılımı, 2010-2011 Eğitim Dönemi




Öğrenciler

Öğretim Üyeleri

Öğretim Elemanları




Sayı

Yüzde

Sayı

Yüzde

Sayı

Yüzde

Ankara

180 289

8,3

8 301

16,5

19 404

17,2

İstanbul

334 322

15,4

10 661

21,2

23 190

20,6

İzmir

114 175

5,2

3 691

7,3

8 183

7,2

Ara Toplam

628 786

28,9

22 653

45

50 777

45

Diğer İller

1 532 407

71,1

27 488

55

61 477

55

Genel Toplam

2 161 193

100

50 141

100

112 254

100

Kaynak: ÖSYM

Not: Diğer eğitim kurumları ve lisansüstü öğrenciler hariçtir.

Yeni kurulan üniversitelerle birlikte fiziki ihtiyaçlarda artış meydana gelmiştir. Yükseköğretim kurumlarında ilave kapalı alanlar yaratılması gereği bulunmakla birlikte mevcut kapalı alanların da daha etkin şekilde kullanılması önem arz etmektedir.

Artan üniversite sayısı ve örgün yükseköğretim kontenjanlarına paralel olarak yurt ihtiyacı da artmaktadır. 2012-2013 eğitim öğretim döneminde yükseköğretim düzeyindeki yurt kapasitesi yaklaşık 561.529’dur. Bu kapasitenin yaklaşık 291.050’si YURT-KUR yurtlarından, 61.596’sı üniversite yurtlarından, 208.883’ü de özel yurtlardan oluşmaktadır. YURT-KUR yurtlarında başvuru yapılabilecek boş yatak kapasitesi 108.063 iken başvuran sayısı 338.129 olmuş ve karşılama oranı yüzde 31,9 olarak gerçekleşmiştir. Öte yandan, YURT-KUR yurtlarının özellikle maliyet ve güvenlik açısından öncelikli olarak tercih edilmesi, son yıllarda yeni açılan yurtların kalite standartlarının yüksek olması ve eski yurtların yapılan iyileştirme çalışmaları neticesinde kalite standartlarının yükseltilmesi yurtların yaklaşık tam kapasiteyle hizmet vermesi sonucunu beraberinde getirmiştir. Önümüzdeki dönemde yükseköğretimdeki genişlemeyle beraber öğrencilerin barınma ve burs/kredi ihtiyaçlarının artacağı göz önünde bulundurulduğunda finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve buna bağlı olarak YURT-KUR’un kurumsal kapasitesinin geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.

Küreselleşme sürecinde bireylerin farklı ülkelerde yaşama, çalışma ve öğrenim fırsatlarını elde etmesi ve bilgi ekonomisi sürecinde küresel bilgi paylaşımının önem kazanmasıyla birlikte uluslararasılaşma, yükseköğretimde önemli bir eğilim haline gelmiştir. Bu eğilime paralel olarak 2009 yılında dünyadaki toplam uluslararası öğrenci sayısı yaklaşık 3,7 milyona ulaşmış olup Türkiye’nin bu öğrencilerden aldığı pay yüzde 1’in altındadır. Yükseköğretimde uluslararasılaşma boyutu konusunda farkındalığın artırılması, Türkiye’nin bu alandaki ulusal politika eksikliğinin giderilmesi ve dünyadaki uluslararası öğrencilerden daha fazla pay alarak öğrenci çeken bir ülke konumuna gelmesi amacına yönelik olarak Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı koordinasyonunda Yabancı Öğrenci Strateji Belgesi hazırlanmıştır. Bu belgede ortaya konulan hedeflerin hayata geçirilebilmesi açısından ilgili tüm kurumlar arasında etkin bir işbirliğinin sağlanması ihtiyacı önemini korumaktadır. Diğer yandan, bu kapsamda yapılan çalışmalar sonucunda yabancı öğrencilere yönelik verilen muhtelif burs programları Türkiye Bursları adı altında birleştirilmiştir.

2. Temel Amaç ve Hedefler


Düşünme, algılama ve problem çözme yeteneği gelişmiş, yeni fikirlere açık, özgüven ve sorumluluk duygusuna sahip, demokratik değerleri ve milli kültürü özümsemiş, farklı kültürleri yorumlayabilen, paylaşıma ve iletişime açık, sanat ve estetik duyguları güçlü, bilgi toplumu gereklerini haiz bireyler yetiştirmek temel amaçtır.

Eğitim sisteminde kaliteyi yükselten bir dönüşüm programı uygulanacaktır. Eğitim yönetimi, öğretmen yetiştirme süreçleri, müfredat, eğitim ortam ve araçları bu dönüşüm sürecini destekleyecek şekilde güçlendirilecektir.


3. Politika Öncelikleri ve Tedbirler


Öncelik / Tedbir

Sorumlu / İşbirliği Yapılacak uruluşlar

Süre

Yapılacak İşlem ve Açıklama

  1. Okul türlerinin azaltıldığı, programlar arası esnek geçişlerin olduğu, etkin bir rehberlik ve yönlendirme hizmeti sunan ve öğrencilerin ruhsal ve fiziksel gelişimleri ile becerilerini artırmaya yönelik sportif, sanatsal ve kültürel aktiviteleri daha fazla içeren ve sınav odaklı olmayan bir müfredat dönüşüm programı uygulanacaktır.

  1. Ortaöğretimde okullar arasındaki başarı farklılığını asgari düzeye indirmek amacıyla okul türleri azaltılacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı



Aralık Sonu

Genel ortaöğretim ve mesleki ve teknik ortaöğretim, okul türü yerine program çeşitliliğine göre yeniden yapılandırılacaktır. Bu yapılandırmada öğrencilerin sistemin dışına çıkmasını azaltacak şekilde farklı eğitim kademeleri arasındaki geçişlerin kolaylaştırıldığı, başarısızlıkların telafi edilebildiği, anlaşılır ve özendirici bir sistem yaklaşımı benimsenecektir.

  1. İlk ve ortaöğretimdeki öğrenciler için yönlendirme faaliyetleri ve sosyal aktiviteler artırılacak, etkinleştirilecektir.

MEB (S), İŞKUR, TOBB, İşçi ve İşveren Sendikaları Konfederasyonları

Aralık Sonu

Öğrencilerin ruhsal ve fiziksel gelişimleri ile becerilerini artırmaya yönelik sportif, sanatsal ve kültürel aktivitelere katılımı artırılacaktır. Ayrıca mesleklerin tanıtımı amacıyla iş yeri gezileri, kendi alanında uzman kişilerin okullarda öğrencileri bilgilendirmesi ve kariyer günleri etkinlikleri geliştirilecektir. Okul binaları kolay erişilebilir, yeterli oyun, spor ve kültürel alanlara sahip fonksiyonel mekânlar olarak inşa edilecektir.

  1. İçerik ve işlevselliğin ön plana alındığı, çağın şartlarıyla uyumlu müfredatların hazırlanması ve güncellemelerin yapılması sağlanacaktır.

MEB (S), TÜBİTAK, YÖK, Üniversiteler, STK’lar

Aralık Sonu

Yenilikçiliği ve araştırmacılığı esas alan müfredat programları geliştirilecek ve ülke geneline yaygınlaştırılacaktır. Mevcut öğretim ve rehberlik programlarının içerikleri yenilenecek ve yeni derslerin öğretim programları hazırlanacaktır. İlk ve ortaöğretimdeki derslerin öğretim programlarını değerlendirme çalışmaları yürütülecektir.

  1. Eğitim sistemi bireyin yeterliliklerini, farklı öğrenme yetisini merkeze alan, ölçme ve değerlendirmeye dayalı etkin bir rehberlik ve yönlendirme hizmeti sunan bir yapıya dönüştürülecektir.

MEB (S), Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, MYK, İŞ-KUR, DPB, Üniversiteler, STK’lar

Aralık Sonu

Rehberlik ve araştırma merkezlerinde eğitsel değerlendirme ve tanılama hizmetlerinin niteliğini artırmak amacıyla ölçme ve değerlendirme araçları güncellenecektir. Psikolojik ölçme araçlarını kullanacak uzmanların niteliğini artırmak amacıyla hizmetiçi eğitim faaliyetleri gerçekleştirilecektir. Engellilere yönelik mesleki eğitim programları hazırlanacaktır. Üstün yetenekli bireylerin eğitimlerine yönelik farklı eğitim modelleri geliştirilecek ve uygulamaya konulacaktır.

  1. Başta şiddet olmak üzere eğitim kurumlarında disiplin sorunlarının giderilmesine yönelik tedbirler artırılacaktır.

MEB (S), İçişleri Bakanlığı, Yerel Yönetimler, STK’lar

Aralık Sonu

Okullarda öğrenciler kültür, sanat ve spor faaliyetlerine yönlendirilecek ve seçtikleri sosyal etkinlikleri yürütmek üzere eğitim materyalleriyle donatılmış çalışma alanları oluşturulacaktır. Eğitim kurumları yönetici ve öğretmenleri şiddet ve şiddete kaynaklık eden hususlarda hizmet içi eğitimlerden geçirilecektir. Eğitim alanlarında güvenlik önlemleri artırılacaktır.

  1. Öğretmen yetiştirme ve geliştirme sistemi, öğretmen ve öğrenci yeterliliklerini esas alan bir performans sistemini de içerecek şekilde yeniden yapılandırılacaktır.

  1. Öğretmen istihdamına ilişkin strateji ve politika belgesi hazırlanacak ve uygulanmaya başlanacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı, Devlet Personel Başkanlığı, YÖK, Üniversiteler

Aralık Sonu

Öğretmen istihdamına ilişkin strateji ve politika belgesi hazırlanacaktır. Eğitim fakültelerinin kontenjanları ülkenin gelecekte ihtiyaç duyacağı branşlara ve öğretmen sayısına göre belirlenecektir. Öğretmenlerin atamalarında bölgeler itibarıyla öğretmen ihtiyacının dikkate alındığı teşvik edici bir yaklaşım benimsenecektir.

  1. Öğretmenlere ve okul yöneticilerine yönelik hizmet içi eğitimlerin sayısı ve etkinliği artırılacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı,
Üniversiteler, İşçi ve İşveren Sendikaları Konfederasyonları

Aralık Sonu

Yenilenen müfredatlara uygun olacak şekilde yönetici, öğretmen ve diğer personelin yeterlik alanlarını esas alan ve sorumluluğuna verilecek görevleri en uygun şekliyle yapmasını sağlayacak bilgi ve beceriyi kazandıran etkin bir hizmetiçi eğitim sistemi kurulacak ve düzenlenen seminer ve kursların niteliği artırılacaktır. Bu modelin tasarımında eğitim ihtiyacının belirlenmesi, eğitim ve öğretim dönemi dışındaki zamanların etkin kullanımı, eğitimlere ait etki analizlerinin yapılması, öğretmen ve öğrenci yeterliliklerinin değerlendirilmesi temel ilkeler olacaktır.

  1. Eğitimde kalite, rekabet ve verimliliği artırmaya yönelik olarak okulları merkeze alan bir idari yapılanma ve bütçe sistemine geçilecektir.

  1. Eğitim hizmetlerinin sunumunda Bakanlık bünyesindeki il, ilçe ve okul yönetimlerinin yetki ve sorumlulukları artırılacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Yerel Yönetimler

Aralık Sonu

Bakanlık bünyesindeki il, ilçe ve okul yönetimlerinin mali ve idari konularda yetki ve sorumlulukları artırılarak verimlilik ilkeleri çerçevesinde, önceden belirlenmiş performans göstergeleriyle ölçülebilir bir yapı oluşturulacaktır. Gerekli denetim ve kontrol mekanizmaları tasarlanarak rekabetçi bir ortam sağlanacaktır.

  1. Temel eğitim kademelerinde kalite güvence sistemi kurulacaktır.

MEB (S), YÖK, Üniversiteler, MYK, TÜRKAK, STK’lar

Aralık Sonu

Eğitim sisteminde kalite güvence sisteminin temel kriterleri ve göstergeleri belirlenecek ve konuya ilişkin teknolojik altyapı geliştirilecektir. Sonuç ve performans odaklı, öğretmen, yönetici, müfettiş yeterlilikleri tanımlanacak, yeterlilikler artırılacaktır. Sistem konusunda merkez ve taşra teşkilatından belirlenecek personele eğitim verilecektir. Kalite Güvence Sisteminde belli puanı geçen okul/kurumlara Kalite Beratı verilecektir.

  1. Okullara ve eğitim kurumlarına yönelik rehberlik ve denetim faaliyetleri yaygınlaştırılacak, okul ve kurumların performansları izlenecektir.

MEB (S), Maliye Bakanlığı, TÜBİTAK

Aralık Sonu

Rehberlik ve denetim faaliyetleri çoklu veri kaynaklarının algılanmalarına dayalı ve e-denetim destekli yürütülecektir. Eğitimin kalitesinin artırılması amacıyla okul ve eğitim kurumlarının hizmet standartları belirlenecek, Performans Yönetim Sistemi kurulacaktır.

  1. Türkiye'de Eğitimin Finansmanı ve Eğitim Harcamaları Bilgi Yönetim Sisteminin (TEFBİS) etkin şekilde kullanımı sağlanacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, TÜİK

Aralık Sonu

TEFBİS projesiyle ulusal ve uluslararası platformlarda kullanılabilecek eğitim kurumlarına yapılan eğitim harcamaları, öğrenci maliyetleri, eğitim kurumlarına ve öğrencilere yapılan yardımlar gibi ihtiyaç duyulan istatistikî bilgiler ile hanehalkı eğitim harcamaları sistematik olarak tespit edilecek ve yayınlanacaktır. Okullar arasındaki imkân farklılıklarının azaltılması için okulların toplam bütçelerinin öğrenci sayısı ve merkezi yönetim bütçesi dışındaki gelirler de dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi sağlanacaktır.

  1. Eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranları artırılacak, donanım ve fiziki altyapı geliştirilecek, bilgi ve iletişim teknolojileri etkin bir şekilde kullanılacak, eğitime erişim bölgeler ve cinsiyet itibarıyla daha dengeli bir yapıya kavuşturulacaktır.

  1. Okul öncesi eğitim kurumları yaygınlaştırılacaktır.

MEB (S), Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı

Aralık Sonu

36-60 aylık çocuklar ile ilkokula kayıt olmamış 60-72 aylık çocukların okul öncesi eğitime kazandırılması amacıyla bölgeler arasındaki farklar da dikkate alınarak gerekli fiziki altyapı sağlanacaktır.

  1. Zorunlu eğitime devam etmeyen çocuklar eğitime kazandırılacak, kademeler arası geçiş oranları artırılacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, TÜİK, Yerel Yönetimler, STK’lar

Aralık Sonu

Aşamalı Devamsızlık Yönetimi Sistemi (ADEY) ortaöğretim kurumlarını da kapsayacak şekilde genişletilecek, bu doğrultuda okul yönetimlerinin kapasiteleri güçlendirilecektir. Devam ve erişim konusunda il durum raporları hazırlanarak analiz edilecektir. Ortaöğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısının yüksek ve okullaşma oranlarının düşük olduğu illerde derslik yapımı için ayrılan kaynak artırılacaktır. Özellikle kız çocukları için pansiyon yapımına ağırlık verilerek kademeler arası geçiş oranları artırılacaktır.

  1. Okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretimde yerleşim yerleri itibarıyla fiziki altyapı ve donanım dağılımının dengeli olmasına yönelik orta vadeli bir yatırım planı hazırlanacaktır.

MEB (S), Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Yerel Yönetimler

Aralık Sonu

Derslik başına düşen öğrenci sayısı ve okullaşma oranları açısından Türkiye ortalamasının gerisinde olan illerin, Türkiye ortalamasına yaklaştırılması amacıyla kaynak kullanımına yön verecek beş yıllık orta vadeli yatırım planı hazırlanacaktır. Bu plan kapsamında yatırım ödeneklerinin dağılımında iller arasında önceliklendirme yapılacaktır.

  1. FATİH projesi ülke geneline kademeli olarak yaygınlaştırılacaktır.

MEB (S), Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK

Aralık Sonu

BT destekli öğretimin gerçekleştirilmesi çerçevesinde donanım ve yazılım altyapısının iyileştirilmesi, eğitime yönelik e-içeriğin sağlanması ve yönetilmesi, öğretim programlarında etkin BT kullanımı, öğretmenlerin hizmet içi eğitimi, bilinçli ve güvenli BT kullanımı ülke geneline yaygınlaştırılacaktır.

  1. Yurt ihtiyacının karşılanması ve kredi-burs imkânlarının iyileştirilmesine yönelik düzenlemeler yapılacaktır.

YURTKUR (S), Maliye Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, YÖK, TOKİ

Aralık Sonu

YURTKUR’un kurumsal kapasitesi güçlendirilerek; yurt yapım ve yönetiminde kamu-özel ortaklığı modelinin uygulanabilirliğine ve öğrencilere sağlanan kredi-burs imkanlarının finans sektörüyle yapılacak işbirliği çerçevesinde çeşitlendirilmesine yönelik düzenlemeler yapılacaktır.

  1. Eğitimin her kademesinde alternatif finansman modelleri geliştirilecek, özel sektörün eğitim yatırımları kalite odaklı bir anlayışla teşvik edilecektir.

  1. Eğitimin yaygınlaştırılmasında merkezi idarenin yanı sıra mahalli idarelerin, gönüllü kuruluşların ve özel sektörün katkısı artırılacaktır.

MEB (S), Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, YÖK, SPK, YURTKUR, BDDK, Türkiye Bankalar Birliği, Finans Kuruluşları

Aralık Sonu

Özel okulların eğitim hizmetleri sunumundaki payı artırılacaktır.

Özel okullarda öğrenim gören öğrencilere devlet tarafından sağlanacak öğrenci başına eğitim-öğretim desteğine yönelik çalışmalar yapılacaktır.



  1. Orta ve yükseköğretimde öğrenci ve öğretim elemanı değişimi ve hareketliliğini yaygınlaştırıp artırmaya yönelik uluslararası programlar ile yabancı öğrenci ve bilim insanlarının ülkemizdeki eğitim ve öğretim faaliyetlerine katılımını artırmaya yönelik gerekli düzenlemeler yapılacaktır.

  1. Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Başkanlığının (Ulusal Ajans) görev ve yetkileri yeniden düzenlenecektir.

Avrupa Birliği Bakanlığı (S), MEB, Dışişleri Bakanlığı, YÖK, Üniversiteler

Aralık Sonu

Ulusal Ajansın idari yapısının yeniden düzenlenerek AB ülkeleri haricindeki ülkelerle halen yürütülmekte olan eğitim ve gençlik programlarının benzerlerinin yürütmesine imkan tanıyan kanun tasarısının yasalaşmasına yönelik çalışmalar tamamlanacaktır.

  1. YÖK, üniversiteler arasında koordinasyon sağlayan ve kalite standartları belirleyerek denetleyen bir kurum haline dönüştürülecek, üniversitelerin şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri doğrultusunda idari ve mali özerklikleri artırılmak suretiyle yükseköğretim sisteminin rekabetçi bir yapıya kavuşması sağlanacaktır.

  1. Yükseköğretim sisteminin yeniden yapılandırılmasına yönelik hazırlık çalışmaları tamamlanacaktır.

YÖK (S), MEB, Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, TÜBİTAK, DPB, Üniversiteler, STK’lar

Aralık Sonu

YÖK’ün düzenleme, yönlendirme, koordinasyon, planlama ve denetimden sorumlu bir yapıya dönüştürülmesine ve kurumsal kapasitesinin uzmanlığı esas alacak şekilde geliştirilmesine, üniversitelerin idari ve mali açıdan özerk ve hesap verebilir hale getirilmesine yönelik çalışmalar yapılacaktır.

  1. Üniversitelerin uzmanlaşacakları alanları belirlemeye yönelik bir strateji hazırlanacaktır.

YÖK (S), MEB, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, TÜBİTAK, Üniversiteler, Kalkınma Ajansları, Yerel Yönetimler, Meslek Kuruluşları, STK’lar

Aralık Sonu

Hazırlanacak araştırma altyapısı ve öğretim üyesi envanterine dayanarak üniversitelerin bulundukları yörelerin potansiyellerine de uygun şekilde uzmanlaşmaları gözetilecektir. Bu çerçevede, akademik personel ve harcama politikası etkili şekilde kullanılacaktır.

  1. Öğretim elemanı açığı giderilecek ve yurt geneline daha dengeli dağılımı sağlanacaktır.

YÖK (S), Maliye Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, TÜBİTAK, Üniversiteler

Aralık Sonu

Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) etkin bir şekilde uygulanacaktır. Yeni kurulan üniversitelerde öğretim üyesi açığının yarattığı olumsuzlukları gidermek amacıyla uzaktan eğitim imkanları da kullanılarak gelişmiş üniversitelerin öğretim elemanı ve altyapısından yararlanılacaktır. Öğretim görevlisi, okutman ve uzman sayısını artırmak suretiyle yeni üniversitelerdeki öğretim elemanı açığı azaltılacaktır. Kısmi zamanlı ders verme özendirilecektir. Araştırma görevlilerinin özlük hakları iyileştirilecek ve özellikle yeni kurulan üniversitelerde öğretim üyeliğini teşvik edici düzenlemeler yapılacaktır.



Yüklə 5,13 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin