E. ÇEVRENİN KORUNMASI VE KENTSEL ALTYAPININ GELİŞTİRİLMESİ
Ekonomik büyüme, nüfus artışı, üretim ve tüketim alışkanlıkları çevre üzerinde giderek artan bir baskı oluşturmaktadır. Çevre yönetiminde uygulama, izleme ve denetim konusundaki yetersizlikler bu baskıyı önemli çevre sorunlarına dönüştürmekte, doğal kaynakların koruma-kullanma dengesi içinde değerlendirilmesi önünde engel teşkil etmektedir. Ayrıca, yerleşim alanlarında düzensiz ve izinsiz yapılaşma, yetersiz teknik altyapı, yüksek afet riski ve güvenlik sorunu gibi hususlar yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir.
Türkiye’nin kalkınma politikaları, uluslararası gelişmelere paralel olarak ekonomi-çevre-toplum etkileşimleri çerçevesinde, sürdürülebilir kalkınmaya doğru bir gelişim göstermektedir. Bu kapsamda çevrenin korunması, kalitesinin iyileştirilmesi ve sürdürülebilir kalkınma ilkelerinin hayata geçirilmesine yönelik politika ve stratejiler geliştirilmektedir. Uygulamada ise mevzuat ve kurumsal yapılanmanın güçlendirilmesi yönünde proje ve programlar hayata geçirilmektedir.
Çevre alanında, özellikle AB’ye uyum kapsamında güncellenmekte olan mevzuatın etkin şekilde uygulanması için gereken kurumsal ve teknik kapasitenin güçlendirilmesine, izleme ve denetim başta olmak üzere çevre yönetiminde etkinliğin artırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Çevrenin ve doğal kaynakların korunması, sürdürülebilir kullanımı ve geliştirilmesi için çevresel kalite standartlarının iyileştirilmesi ve doğal kaynakların ekonomik değerinin belirlenmesi önem arz etmektedir.
İklim değişikliğinden kaynaklanan kuraklık, taşkın ve sıra dışı hava olayları orman, su ve toprak kaynakları üzerinde önemli baskılar oluşturmakta, ekonomik ve sosyal hayatı olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle, bu konu küresel düzeyde olduğu kadar Türkiye’nin gündeminde de önemli bir yer tutmaktadır. Ülkemizde iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum konusunda birçok çalışma yürütülmektedir.
Zengin bir biyolojik çeşitliliğe ve genetik kaynaklara sahip olan ülkemizde bu kaynakların korunması ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması amacıyla hazırlanan Biyolojik Çeşitlilik Stratejisi ve Eylem Planının uygulanmasında kurumlar arasında eşgüdüm ve kurumsal kapasite konularında sorunlar devam etmektedir. Tür ve ekosistemlerin korunması, geliştirilmesi amacıyla mevcut korunan alan sisteminin iyileştirilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, tabiatın ve biyolojik çeşitliliğin korunması ve kullanımında sürdürülebilirliğin sağlanmasına temel teşkil edecek mevzuat ve planlama çalışmalarının tamamlanması gerekmektedir. Uygulamada ise farklı kuruluşlar tarafından yürütülen biyolojik çeşitliliğin ve genetik kaynakların tespiti ve izlenmesine ilişkin projelerin koordinasyonunun güçlendirilmesi ve kuruluşlar arasında işbirliğinin artırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Ekonomik krizler, sosyal ve çevresel sorunlar gibi sürdürülebilir kalkınmanın önündeki engellerle mücadeleye ilişkin küresel düzeyde önlemlerin alınmasına devam edilmektedir. Bu kapsamda 20-22 Haziran 2012 tarihlerinde Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı (Rio+20 Zirvesi) gerçekleştirilmiştir. Rio+20 Zirvesi sonucunda sürdürülebilir kalkınmaya ilişkin önümüzdeki dönemde izlenmesi gereken temel ilke ve politikaları ortaya koyan İstediğimiz Gelecek Belgesi devlet ve hükümet başkanları tarafından onaylanarak kabul edilmiştir.
Türkiye, Rio+20 Zirvesine Kalkınma Bakanlığının koordinasyonunda kamu kurum ve kuruluşlarının, özel sektörün, yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve üniversitelerin geniş katılımıyla hazırlanmıştır. Bu çerçevede yürütülen çalışmalar kapsamında sürdürülebilir kalkınma alanında 24 en iyi uygulama örneği seçilmiş ve Türkiye Sürdürülebilir Kalkınma 2012: Geleceği Sahiplenmek başlıklı ulusal rapor hazırlanarak Rio+20 Zirvesinde dünya kamuoyuyla paylaşılmıştır.
Rio+20 Zirvesinde insan odaklı kalkınma konusunda, 22-23 Mart 2012 tarihlerinde İstanbul'da üst düzeyli Küresel İnsani Kalkınma Forumu düzenlenmiş ve bu etkinlik sonucunda İstanbul Bildirisi kabul edilmiştir.
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) verilerine göre, 2011 yılında kentlerde 53,6 milyon kişi yaşamakta olup kentleşme oranı yüzde 71,8 kentleşme hızı ise yüzde 2,5’tir.
TABLO IV: - Yıllar İtibarıyla Kent ve Kır Nüfusu
Yıllar (1)
|
Toplam Nüfus
(Bin Kişi)
|
Kent Nüfusu
(Bin Kişi) (2)
|
Kent Nüfus
Oranı
(Yüzde)
|
Kır Nüfusu
(Bin Kişi)
|
Kır Nüfus
Oranı
(Yüzde)
|
Kentleşme Hızı
(Yüzde)
|
1970
|
35 605
|
10 222
|
28,7
|
25 384
|
71,3
|
5,3
|
1975
|
40 348
|
13 272
|
32,9
|
27 076
|
67,1
|
5,4
|
1980
|
44 737
|
16 065
|
35,9
|
28 672
|
64,1
|
3,9
|
1985
|
50 664
|
23 238
|
45,9
|
27 426
|
54,1
|
7,7
|
1990
|
56 473
|
28 958
|
51,3
|
27 515
|
48,7
|
4,5
|
2000
|
67 804
|
38 661
|
57,0
|
29 143
|
43,0
|
2,9
|
2007
|
70 586
|
49 083
|
69,5
|
21 503
|
30,5
|
3,5
|
2008
|
71 517
|
49 514
|
69,2
|
22 003
|
30,8
|
0,9
|
2009
|
72 561
|
50 873
|
70,1
|
21 688
|
29,9
|
2,7
|
2010
|
73 722
|
52 340
|
71,0
|
21 382
|
29,0
|
2,9
|
2011
|
74 724
|
53 631
|
71,8
|
21 093
|
28,2
|
2,5
|
Kaynak: TÜİK, Kalkınma Bakanlığı
(1) 1970-2000 arasındaki yıllarda yapılan nüfus sayımı sonuçlarıdır. 2007, 2008, 2009, 2010 ve 2011 yılları ADNKS sonuçlarıdır.
(2) Nüfusu 20.000 ve üzeri olan yerleşimler kent olarak kabul edilmiştir.
Daha önce mülga Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile mülga Çevre ve Orman Bakanlığı uhdelerinde farklı dönemlerde gerçekleştirilen planlama çalışmaları 2011 yılından itibaren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı uhdesinde birleştirilmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kurulmasıyla kentleşme münferit bir politika alanı olarak tanımlanmıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kentleşme ve imar politikası itibarıyla; mekânsal planlama, imar ve kentsel altyapı, kentsel dönüşüm ile coğrafi bilgi sistemleri alanlarında yeni ve önemli işlevler üstlenmiştir. Bu görevler arasında yer alan kentsel dönüşümle ilgili olarak 31/05/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunla Bakanlığın bu alandaki görev ve sorumlulukları tanımlanmıştır. Kanunla, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasların belirlenmesi amaçlanmaktadır.
Kentlerimizde, kalkınma, yatırım ve mekânsal gelişme politikalarının uyumsuzluğu çeşitli boyutlarda sorunlar doğurmaktadır. İmar mevzuatının fiziki planlama, uygulama ve yapılaşmaya yön verecek stratejik bir yaklaşımla geliştirilmesi önem arz etmektedir. Değişen koşullar ve ihtiyaçlar da göz önüne alınarak kent tanımının yeniden ele alınması gerekmektedir.
2011 yılında yaklaşık 407 bin olan konut ihtiyacına karşılık, yapı kullanma izni alan konut sayısı 550 bin olmuştur. 2012 yılında 416 bin olan ihtiyaca karşılık, yapı kullanma izni alan konut sayısının 400 bin civarında olacağı tahmin edilmektedir.
Planlı kent ve konut çevreleri oluşturarak konut ihtiyacını karşılamak üzere sosyal ve teknik altyapıları tamamlanmış arsa üretimine öncelik verilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle alt gelir gruplarının konut sorununu çözmek amacıyla uygun yapım ve finansman yöntemlerinin geliştirilmesi önemini korumaktadır. Bu kapsamda mülk konut politikalarının yanı sıra kiralık konut politikalarının da uygulanması gerekli görülmektedir.
Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca (TOKİ) Ocak 2003-Temmuz 2012 döneminde yapımına başlanan 553.172 konuttan 418.000’i sosyal ve teknik donatılarıyla birlikte tamamlanma aşamasına gelmiştir.
Artan talep, kuraklık ve su toplama havzalarındaki kirlenme sonucu mevcut içme suyu miktarı yetersiz hale gelmektedir. Bunun sonucunda gelecekte Türkiye’nin, su sıkıntısı yaşayabilecek ülkeler arasında yer alması muhtemeldir. Planlama, izleme, değerlendirme ve yaptırım noksanlığı, sorumlu tek bir otoritenin olmaması, ortak veri tabanı ve bilgi akışı yetersizliği, kuruluşlar arası eşgüdüm sağlanamaması ve yeterli düzeyde Ar-Ge yapılamaması gibi hususlar, su kaynakları yönetiminde karşılaşılan ana sorunlardır.
2010 yılı itibarıyla toplam belediye nüfusunun yüzde 99’u içme ve kullanma suyu şebekesinden, yüzde 88’i ise kanalizasyon şebekesinden yararlanmaktadır. İçme suyu ve kanalizasyon şebekesi ihtiyacı ağırlıklı olarak yerleşime yeni açılan ve mevcut şebekelerin yenileme ve bakım çalışmalarının devam ettiği alanlarda bulunmaktadır.
Kaynak ve akarsulardan çekilen su miktarı oranı 2008 yılında yüzde 27 iken 2010 yılında yüzde 24’e gerilemiştir. Baraj, göl ve göletlerden çekilen su miktarı 2008’de yüzde 45 iken 2010’da yüzde 49’a yükselmiştir. Bu kaynaklardan sağlanan suyun arıtılmadan kullanılamaması, kuyu ve kaynak sularının da giderek kirlenmesi, içme suyu arıtma tesisi ihtiyacını artırmıştır. Arıtılmış içme ve kullanma suyu miktarı 2008 yılında 2,1 milyar m3 iken 2010 yılında ise 2,5 milyar m3’e çıkmıştır.
5491 sayılı Çevre Kanunuyla nüfusu 2 binin üzerindeki belediyelerin atık su arıtma tesislerini belirli bir sürede tamamlamaları, aksi takdirde cezai müeyyidelerle karşı karşıya kalabilecekleri hüküm altına alınmıştır. Kanunun yürürlüğe girdiği 2006 yılında yüzde 35 olan atıksu arıtma tesisiyle hizmet verilen nüfus 2008 yılında yüzde 56’ya, 2010 yılında yüzde 62’ye ulaşmıştır.
2011 yılında belediyelerin acil nitelikli olan ancak finansmanında zorluk yaşanan içme suyu ve kanalizasyon projelerine kaynak sağlanması amacıyla başlatılan SUKAP uygulamasına 2012 yılında da devam edilmiştir. Programa 2012 yılında 363 proje daha ilave edilerek toplam proje sayısı 2.470’e ulaşmıştır. Bu programa 2011 ve 2012 yıllarında toplam 900 milyon TL ödenek tahsis edilmiştir. Program kapsamında 210’u içme suyu, 279’u kanalizasyon projesi olmak üzere toplam 489 projenin ihalesi yapılmıştır.
İçme suyu kayıpları konusunda sağlıklı verilere ulaşılamamakla birlikte, faturalandırılamayan (kayıp/kaçak dâhil) su miktarının yüzde 55 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Su temin sistemindeki kayıp ve kaçaklar azaltılarak, su kaynaklarının etkin kullanılması önemini korumaktadır.
Su havzalarının koruma alanlarındaki evsel, endüstriyel ve tarımsal kirlilik, içme suyu teminini güçleştirmektedir. Bu nedenle, su kaynaklarının her türlü kullanım amacıyla korunması, kirlenmesinin önlenmesi, kirlenmiş olan su kaynaklarının kalitesinin iyileştirilmesi için uzun vadeli koruma program ve tedbirlerini içeren havza koruma planları hazırlama çalışmaları sürdürülmektedir.
Rio+20 Zirvesinde suyun sürdürülebilir kalkınmanın merkezinde olduğu vurgulanmıştır. Bütüncül su kaynakları yönetiminin ve verimli su kullanım planlarının oluşturulması, su kirliliğini önemli ölçüde azaltıp su kalitesinin artırılması, atık su arıtımını ve verimli su kullanımının yaygınlaştırıp su kayıplarının azaltılmasına yönelik önlemlerin önem arz ettiği vurgulanmıştır.
Günlük yaşamın önemli bir parçası olan şişelenmiş suların denetimi konusunda hem mevzuat hem de uygulama yönünden sıkıntılar bulunmaktadır.
Çevre üzerinde büyük bir baskı oluşturan ve gün geçtikçe artan atık sorununun çözümü için atık yönetiminin tüm unsurları bir bütün olarak değerlendirilerek hem çevresel hem de ekonomik açıdan sürdürebilirliğin sağlanması amacıyla Entegre Atık Yönetimi anlayışı benimsenmiştir.
Rio+20 Zirvesinde kaynak yeterliliği ve çevresel açıdan etkili atık yönetimi için politika geliştirme ve uygulamanın önemi vurgulanarak atıkları daha fazla azaltma, yeniden kullanma ve geri dönüştürme hususlarının önemi belirtilmiş; kapsamlı ulusal ve yerel atık yönetim politikaları, stratejileri, yasa ve mevzuatlarının gelişim ve uygulamasının önemine dikkat çekilmiştir.
TÜİK verilerine göre 2010 yılında toplanan yaklaşık 25,3 milyon ton evsel nitelikli katı atığın yüzde 56,9’unun düzenli depolama sahalarında, yüzde 1’inin ise kompost tesislerinde bertaraf edildiği tahmin edilmektedir. 2012 yılı itibarıyla işletmede olan düzenli depolama tesisi sayısı 68 olup bu tesislerle 879 belediyede 44 milyon nüfusa hizmet verilmektedir. 33 adet düzenli depolama tesisi ise inşaat ve ihale aşamasındadır. 2010 yılında toplam kapasitesi 556 bin ton/yıl olan 5 kompost tesisinde yaklaşık 38 bin ton kompost üretilmiştir.
Katı atık üretiminde öncelikle, üretilen çöp miktarının azaltılması gerekmektedir. Ayrıca atığın kaynakta ayrıştırılarak toplamaya hazır hale getirilmesi için hane halklarının bilinçlendirilmesi ihtiyacı devam etmektedir.
Belediyeler, katı atık yönetiminde toplama ve taşıma konularındaki görevlerini büyük ölçüde yerine getirirken, bertaraf konusunda gereken etkinliği ve hassasiyeti göstermemektedir. Özellikle düzensiz depolama, depo sahalarının yer seçiminde yapılan hatalar ile işletme koşullarındaki olumsuzluklar giderek büyüyen sorunlara sebep olmaktadır.
2010 yılında 17 ilde tıbbi atık sterilizasyon ünitesi bulunmakta ve bu tesislerden 54 il yararlanmaktayken 2012 yılı itibarıyla tesis sayısı 34’e, yararlanan il sayısı ise 77‘ye yükselmiştir.
Ülkemizde üçü yakma ve üçü düzenli depolama olmak üzere altı adet tehlikeli atık bertaraf tesisi bulunmaktadır. 2009 yılında oluşturulan Atık Beyan Sistemi çerçevesinde 20.136 atık üreten tesisten, maden atıkları hariç olmak üzere, 2009 yılında 15.664 tesiste toplam 629.030 ton tehlikeli atık kayıt altına alınırken, 2010 yılında 18.453 tesiste toplam 786.418 ton tehlikeli atık kayıt altına alınmıştır. Bu atığın 2009 yılında yüzde 69’u geri kazanılırken, 2010 yılında bu oran yüzde 77’ye ulaşmıştır.
Ambalaj atıklarının oluşumunun önlenmesi, tekrar kullanımı, geri dönüşümü ve geri kazanım yoluyla bertaraf edilecek miktarın azaltılması, belirli bir yönetim sistemiyle kaynağında ayrı toplanması, taşınması ve ayrıştırılması önemini korumaktadır. 2009 yılı itibarıyla üretilen yaklaşık 2,9 milyon ton ambalaj atığının 2,5 milyon tonu geri kazanılmıştır.
Atık yağlar, atık pil ve akümülatörler, ömrünü tamamlamış lastikler, elektrikli ve elektronik eşya atıkları, hafriyat toprağı, inşaat ve yıkıntı atığı, ömrünü tamamlamış araçlar gibi özel atıkların toplanması, taşınması, geri kazanımı ve bertarafına yönelik çeşitli yönetmelikler çerçevesinde çalışmalar devam etmektedir.
Elektrikli ve elektronik eşyaların üretiminden nihai bertarafına kadar çevre ve insan sağlığının korunması amacıyla bazı zararlı maddelerin kullanımının sınırlandırılması, ithalatının kontrol altına alınması ile bertaraf edilecek atık miktarının azaltılması için yeniden kullanım, geri dönüşüm, geri kazanım yöntem ve hedeflerine ilişkin esasları düzenlemek üzere Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyaların Kontrolü Yönetmeliği 22/05/2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
2. Temel Amaç ve Hedefler
Sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda, insan sağlığını, doğal kaynakları ve estetik değerleri korumak suretiyle yeterli çevresel koruma düzeyine erişilmesi ve kentlerin temiz, güvenli ve yaşam kalitesi yüksek yerler haline getirilmesi temel amaçtır.
Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi çerçevesinde iklim değişikliğiyle mücadele ve uyuma yönelik başta enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, çevre dostu ulaşım yöntemleri, ormancılık, mera koruma projeleri yürütülecek, kuraklıkla mücadele edilecektir.
Doğa koruma alanlarının yönetiminde kurumlar arası işbirliği ve koordinasyon sağlanarak, korunan alanlar sistemi güçlendirilecektir.
Arazi kullanım kararlarına yön verecek bir mekansal planlama sisteminin kurulması, arazi kullanım ilke ve standartlarının belirlenmesi ve bu doğrultuda yerel yönetimlerin yönlendirilmesine ilişkin çalışmalara öncelik verilecektir.
Kentsel dönüşüm çalışmalarına 2013 yılında Bursa, İstanbul ve İzmir illerine öncelik verilerek devam edilecektir.
5491 sayılı Çevre Kanunu çerçevesinde nüfusu 2 binin üzerindeki belediyelerin evsel nitelikli katı atık bertaraf tesislerini nüfus büyüklüğü kriterine göre 2017 yılına kadar tamamlamaları hedeflenmektedir. Ayrıca, atık su arıtma tesisiyle hizmet verilen nüfusun 2017 yılına kadar kademeli olarak yaklaşık yüzde 81‘e yükseltilmesi hedeflenmektedir.
3. Politika Öncelikleri ve Tedbirler
Öncelik / Tedbir
|
Sorumlu / İşbirliği Yapılacak Kuruluşlar
|
Süre
|
Yapılacak İşlem ve Açıklama
| -
Çevre mevzuatının uygulanmasına yönelik yönetim, denetim ve uygulama kapasitesi geliştirilecektir.
| -
Çevre mevzuatının etkin uygulanması için ölçüm, izleme, denetim, kontrol ve raporlama altyapısı etkinleştirilecektir.
|
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (S), Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Yerel Yönetimler
|
Aralık Sonu
|
Çevre mevzuatının etkili bir şekilde uygulanması için başta su, hava, toprak olmak üzere doğa korumaya ve kirliliği önlemeye yönelik kapasite geliştirme çalışmalarına devam edilecektir. Bu kapsamdaki ölçme, izleme ve denetim altyapısı günün teknolojisine uygun yöntem ve araçlarla geliştirilecektir.
| -
Başta biyolojik çeşitlilik olmak üzere doğal kaynakların korunması, geliştirilmesi ve ekonomik anlamda değer kazanmasına yönelik çalışmalar yapılarak sürdürülebilir kullanımı sağlanacaktır.
| -
Tabiatın ve biyolojik çeşitliliğin korunması ve kullanımında sürdürülebilirliğin sağlanmasına yönelik düzenlemeler yapılacaktır.
|
Orman ve Su İşleri Bakanlığı (S), Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, İlgili Diğer Kamu Kuruluşları, STK’lar
|
Aralık Sonu
|
Mevzuat, kurumsal düzenleme çalışmaları tamamlanacak, biyolojik çeşitliliğin tespiti ve izlenmesine ilişkin projeler yürütülecektir. Koruma ve sürdürülebilir kullanıma yönelik bilinçlendirme çalışmaları yürütülecektir.
| -
Kalkınma ve mekânsal gelişme politikaları arasında uyum artırılacak; fiziki planlama, uygulama ve yapılaşmaya yön verecek stratejik bir planlama yapısı oluşturulacaktır.
| -
KENTGES Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı etkili bir şekilde yürütülecek ve sonuçları izlenecektir.
|
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (S), Kalkınma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, yerel yönetimler
|
Aralık Sonu
|
KENTGES, içerdiği orta ve uzun vadeli eylemler önceliklendirilerek etkili bir şekilde yürütülecek, sonuçları izlenecek ve kamuoyuyla paylaşılacaktır.
| -
Çevre düzeni planlarının ve mekânsal strateji planlarının yapılmasına ilişkin yeni bir yönetişim yapısını da içeren usul ve esaslar belirlenecektir.
|
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (S), Kalkınma Bakanlığı
|
Aralık Sonu
|
1/100.000 ölçekli olarak hali hazırda hizmet alımı yoluyla yaptırılan çevre düzeni planları, mekânsal strateji planlarıyla bütünleşik bir yapıda hazırlanacaktır. Kentlerin uzun vadede nasıl bir yapı, yerleşim ve yaşam kalitesini barındıracağına dair vizyon ve hedeflerin ortaya konulacağı, yeni bir plan kademesi olan Mekânsal Strateji Planlarının değerlendirileceği ve yeni bir yönetişim yapısını içerecek olan usul ve esaslar belirlenecektir.
| -
Kentlerin yaşam standartları yükseltilerek yaşanabilirlik düzeyleri artırılmış mekânlar oluşturulacak, sürdürülebilir kentsel gelişme sağlanacaktır.
| -
Kentleşme ve imar konularında hukuki ve idari çerçeve güçlendirilecektir.
|
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (S), Kalkınma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, TOKİ, yerel yönetimler
|
Aralık Sonu
|
Arazi kullanımı, fiziki planlama, uygulama ve yapılaşma konularında temel ilkeleri, standartları ve denetim mekanizmasını da içerecek şekilde imar ve şehircilik mevzuatı yenilenecektir. Bölgesel gelişme ve mekânsal gelişme planlaması ilişkisi güçlendirilecek, mekânsal planlama hiyerarşisi sadelik ve yerindenlik ilkeleriyle geliştirilecektir. Cazibe merkezlerine, ticaret ve sanayi için önem arz eden alanlara, gelişmekte olan kırsal merkezi yerleşim yerlerine, yapılaşma baskısı altındaki turizm yörelerine, koruma alanlarına ve afet riski yüksek yörelere planlamada öncelik verilecektir.
| -
Afet riskli alanların dönüşümü ve riskli yapıların yıkımı sağlanarak ülke genelinde güvenli ve yaşanılabilir alanlar oluşturulacaktır.
| -
1.ve 2. derece deprem bölgelerinde riskli bina tespit çalışmaları yapılacaktır.
|
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (S), TOKİ, yerel yönetimler
|
Aralık Sonu
|
1.ve 2. derece deprem bölgelerinde riskli bina tespit çalışmaları ivedilikle başlatılacaktır.
| -
Dönüşüm sürecinde ihtiyaç duyulacak rezerv alanların tespiti yapılacaktır.
|
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (S), TOKİ, yerel yönetimler
|
Aralık Sonu
|
Dönüşüm sürecinde geçici iskân sağlanması amacıyla rezerv alan tespit çalışmaları sürdürülecektir.
| -
Afet riski altındaki alanların dönüşümü için sağlanacak destekler etkinleştirilecek, yeni finansal araçlar geliştirilecektir.
|
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (S), Kalkınma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Banka ve Finans Kuruluşları
|
Aralık Sonu
|
Afet riski altındaki alanlar ve bu alanlar dışındaki alanlarda bulunan riskli yapıların dönüşümü için bankalar tarafından kullandırılan kredilere faiz desteği sağlanacaktır. Afet riski altındaki alanların dönüşümü için kaynakların artırılması, finansal araçların çeşitlendirilmesi ve kamu –özel ortaklığı modelinin geliştirilmesi sağlanacaktır.
| -
Su kaynaklarının etkin bir şekilde yönetimi amacıyla idari, yasal ve finansal düzenlemeler gerçekleştirilecektir.
| -
Su kaynaklarının etkin kullanımı ve korunması için bütüncül su kaynakları yönetimi modeli geliştirilecektir.
|
Orman ve Su İşleri Bakanlığı (S), Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu Üyeleri
|
Aralık Sonu
|
Bütüncül su kaynakları yönetimi amacıyla 2012 yılında oluşturulan Su Yönetimi Koordinasyon Kurulu’nun eşgüdümünde yer üstü ve yer altı su kaynaklarını kapsayan hukuki, kurumsal ve uygulamaya yönelik çalışmalar yapılacaktır. Su kaynaklarının havza bazında yönetiminin sağlanması için strateji ve plan hazırlanacaktır.
| -
Şişelenmiş suların denetimi konusunda hem mevzuat hem de uygulama yönünden çalışmalar yapılacaktır.
|
Sağlık Bakanlığı (S), Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, İl Özel İdareleri, Belediyeler
|
Aralık Sonu
|
Şişelenmiş suların denetimi konusundaki mevzuat günün şart ve ihtiyaçlarına göre güncellenecektir.
| -
Katı atık yönetiminde kaynakta ayrıştırma, toplama, taşıma, geri kazanım ve bertaraf safhaları teknik ve mali yönden bir bütün olarak değerlendirilecektir.
| -
Katı atık yönetimi etkinleştirilecek ve evsel nitelikli katı atıkların mahalli idare birlikleri aracılığıyla düzenli depolama tesislerinde bertaraf edilmesi sağlanacaktır.
|
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (S), İçişleri Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, İlbank A.Ş., Yerel Yönetimler
|
Aralık Sonu
|
Ulusal ve bölgesel düzeyde atık yönetim plan çalışmaları tamamlanacaktır. Katı atıkların kaynakta ayrıştırılarak, tekrar kullanım değerine sahip olanların ekonomiye kazandırılmasına yönelik kurumsal kapasitenin geliştirilmesi ve halkın bilinçlendirilmesine ilişkin çalışmalar sürdürülecektir. Katı atık yönetiminde mahalli idare birliklerinin etkin çalışmasına yönelik usul ve esaslar belirlenecektir.
| -
Belediye atıkları için Biyobozunur Atık Azaltımı Stratejisi ve Yönetim Planı hazırlanacaktır.
|
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (S), Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Yerel Yönetimler
|
Aralık Sonu
|
Söz konusu Strateji ve Yönetim Planıyla belediye atıklarının ön işleminde geri kazanım, kompostlaştırma, biyogaz üretimi veya enerji/madde geri kazanımı gibi yöntemler kullanılarak geri kazanıma ilişkin tedbirler belirlenecektir.
| -
Alt ve orta gelir gruplarının konut ihtiyacının karşılanmasına öncelik verilecek, sağlıklı ve sürdürülebilir yaşam alanlarının oluşturulmasına devam edilecektir.
| -
Toplu konut uygulamalarının kapsamının genişletilmesi ve yapı kooperatifçiliğinin desteklenmesi suretiyle öncelikle nüfus artışının hızlı ve konut fiyatlarının yüksek olduğu şehirlerde alt ve orta gelir gruplarına yönelik sosyal konut üretimi sağlanacaktır.
|
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (S), TOKİ
|
Aralık Sonu
|
Mevcut konut finansman sistemi alt ve orta gelir gruplarının ödeme güçleri dikkate alınarak, yapı kooperatifçiliği ve kiralık konut üretimine fırsat sağlayacak şekilde gözden geçirilecektir. Maliyetlerin azaltıldığı, yapı güvenliğinin artırıldığı, alanın ve enerjinin rasyonel kullanıldığı yapım yöntemleri araştırılacaktır.
|
Dostları ilə paylaş: |