BiRİNCİ oturum açılma Saati: 10. 48 Başkan : Sait AÇBA BaşkanvekiLİ : Mehmet Atlan karapaşAOĞlu (Bursa)



Yüklə 2,83 Mb.
səhifə30/38
tarix30.12.2018
ölçüsü2,83 Mb.
#87960
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   38

BDDK TEMSİLCİSİ – Evet, 4189 sayılı Kanunda.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (Devamla) – Birinci sorum şu: Bu madde dolayısıyla yargılanan kaç kişi var? Sondan ikinci ve üçüncü paragraflar; yani “soruşturma başlamadan önce ve kovuşturma başlamadan önce” diye başlayan paragraflara göre bu ceza indiriminden yararlananlar var mı? Varsa kaç kişi?

BDDK BAŞKANI TEVFİK BİLGİN – Sayın vekilim, bu madde önemli bir madde, mevcut Kanunda da var biliyorsunuz zimmet maddesi, bizim uygulamalarımızda da, raporlar sonucunda yaptığımız uygulamalarda da önemli bir madde. Bu madde dolayısıyla devam eden davalarımız var; ama, o konularda şu anda spesifik bir bilgimiz yok. Sayı olarak ve mahkemeye düştüğü için size detaylı bilgi arz ederiz.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Yani, af değil de indirimden yararlanan…

BDDK BAŞKANI TEVFİK BİLGİN – Onu arkadaşımız cevaplandıracak; ancak, bu ceza maddelerinde özellikle bir hususu dikkatlerinize arz etmek isterim. Yeni TCK, eski TCK, yeni Bankalar Taslağı, şu anda uygulanan Bankalar Kanunu, bunları dizayn ederken biz bu kanunu yolladığımızda, örneğin, Kabahatler Kanunu yoktu, kasım ayında yolladık, ona uyumlaştırmaya çalıştık. Yeni TCK gündemde, biliyorsunuz; ama, şunun üzerinde hassasiyetle durduk; yani, defalarca, defalarca durduk; bu Kanunda getirilen cezalar hiç kimseye af getirmez, mevcut yürüyen davaları da düşürmez. Bunun dışında bizim gözümüzden kaçan bir şey olduğunu zannetmiyorum; ama, varsa lütfen bizi uyarınız.

O teknik maddeyi de arkadaşımız size açıklasın.

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) – Şimdi, oraya geçmeden önce, dikkatli dinlediğinizi söylediniz; ama, o konuşma sırasında kaçıracağınızı tahmin etmiştim zaten.

BDDK BAŞKANI TEVFİK BİLGİN – Fonla ilgili yapılan şeyler mi sayın vekilim?

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) – Evet.

BDDK BAŞKANI TEVFİK BİLGİN – O fonu ilgilendirdiği için cevap veremedim.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – İki ile üçten yararlanan kişi?..

BDDK TEMSİLCİSİ – Efendim, bu zimmet suçu sadece bizim kurumumuzun başvurusuna bağlı olarak görülen bir suç değil, herhangi bir bankanın herhangi bir şubesinde işlenen zimmet suçu da bu kapsamda değerlendiriliyor. O yüzden, yani, bizim kurumumuza intikal etmeden de mahkeme intikal etmiş olabiliyor. Bu nedenle, bizim, bu zimmet suçunun işte uygulamalarına ilişkin net olarak bir bilgi vermemiz şu aşamada, bizim, bilgimiz dahilinde Türkiye’nin herhangi bir mahkemesinde görülen bir dava olabilir. O yüzden, onları da kapsayacak şekilde bir bilgi verebilmemiz mümkün değil.

Buna ilişkin olarak söyleyebileceğim bu efendim.

BAŞKAN – Tasarruf Mevduat Sigorta Fonunun söyleyeceği bir şey vardı galiba.

TMSF BAŞKANI AHMET ERTÜRK – Sayın Başkan, Sayın Özyürek’in sorduğu konu, son dönemlerde, yanlış anlamadıysam, çıkan bir mahkeme kararıyla ilgili, oradaki gerekçelerle daha çok ilgili. Tabiî, o gerekçelerin bir bölümünü, biz de, tamamını olmasa bile, çünkü çok uzun, detaylı bir mahkeme kararı ve gerekçeler, hepsini okuma fırsatı bulamadım; ama, bu tartışılan bölümleri okuma fırsatı bulabildim. Orada şöyle bir argüman var: Hâkim bu kişinin, banka hâkim ortaklarının ya da davalıların fonla ödeme protokolü imzalamasını suçlarının ikrarı olarak niteliyor. Bir yerde öyle. İkinci bir yerde, bu kadar büyük bir meblağın altına imza atmasının hayatın normal icaplarına aykırı olduğu şeklinde de ayrı bir niteleme var. Tabiî, bunların ne anlama geldiği konusunda daha net fikre varabilmek için, o gerekçelerin, çok, yüzlerce sayfa, tümünü okumak gerekiyor. Açıkçası ben bu bölümleri parça parça okuduğumda, evet, yani, fonla sözleşme imzalamanın mahkeme açısından bir delil teşkil edeceği; ama, orada hâkimle yaptığım konuşmada hâkimin söylediği şuydu: Savunmasında davalılar borçlarının olmadığı iddiasında bulunmuşlar ya da bir suç işlemedikleri iddiasında bulunmuşlar, hâkim de o iddiaları çürütmek için “hayır, siz zaten bir fonla gittiniz bir protokol imzaladınız, şu kadar meblağın altına imza attınız, bu da sizin bu suçu işlediğinizi ikrar anlamına geliyor” diye bir hâkim böyle bir mantığa dayandırdığını bana şahsen izah etti. Tabiî, yani, böyle baktığınızda olay değişiyor; ama, dediğim gibi, hepsini birden okumak gerekiyor ki, bu kanaate varabilelim.

Başka bir husus ise, buradaki yazımdan çok net bir şekilde burada borçların ödenmesi; yani, bir protokole bağlanma vesaire onlar bu kapsama girmiyor, borçların ödenmesi gerekiyor ya da iadesi, teslimi, malların iadesi gerekiyor.

BAŞKAN – Peki, teşekkür ediyoruz.

BDDK BAŞKANI TEVFİK BİLGİN – Etkin pişmanlıkla ilgili sayın vekilimizin bir sorusu var.

BAŞKAN – Onun cevabını da verin.

BDDK BAŞKANI TEVFİK BİLGİN – Cevabını veremeyeceğim; çünkü, yeni TCK’dan gelen bir husus, oldukça spesifik bir konu, sizin takdirinizde; ama, Adalet Bakanlığı temsilcisine söz verirseniz, sanırım o açıklayacaktır.

BAŞKAN – Evet, Ekrem Beye söz verelim, sonra gerekirse Adalet Bakanlığı temsilcisine de söz veririz.

Buyurun.


BANKALAR BİRLİĞİ TEMSİLCİSİ – Sayın Başkanım, teşekkür ederim söz verdiğiniz için.

Bankalar Kanununa getirilmek istenen ceza hükümlerine karşılık birliğimizin görüşleri şöyle efendim: Türkiye Bankalar Birliği banka sahipliği veya bankacılık mesleğiyle asla bağdaşmayan, Bankalar Kanununa, diğer yasalara, bankacılık ilke ve teamüllerine aykırı hareket eden, ülkeyi büyük zararlara uğratan bankaların hâkim ortaklarının veya yöneticilerinin, bunların yanı sıra bu bankaların lisanslarının verilmesinde, işlemlerinin izlenmesinde, denetlenmesinde ve denetimler doğrultusunda disipline edilmesinde ihmali görülen tüm sorumluların yasalara göre en ağır şekilde cezalandırılmalarını, yasalara aykırı olarak kullandırdıkları, kullandıkları banka kaynaklarını ve zararlarını tanzim etmelerini, bunun için yasalarda eksiklikler ve boşluklar varsa bunların giderilmesini desteklemektedir. Ancak, ekonomide sık aralıklarla yaşanan ciddî krizlerden olumsuz yönde etkilenen ve bu nedenle bankacılık izni kaldırılan veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen bankalar ile şu anda faaliyetini sürdüren bankaların ve bunların yöneticilerinin eylemlerinden dolayı kötü niyetli olanlarla aynı muameleye tabi tutulmalarının hukuka ve ekonomik realiteye aykırı olduğunu düşünmektedir.

Sayın Başkanım, 5020 sayılı Kanun gündeme geldiğinde, biz, Adalet Bakanımızı ziyaret etmiştik ve daha sonra Adalet Komisyonumuza da gelmişti, hükümetimizin ve Meclisimizin faaliyetini sürdürmekte olan bankaların faaliyetlerine ilişkin hiçbir kısıtlama düşünmediklerini, bütün bu getirilen düzenlemelerin fona alınan bankaların, kötü yönetilen veya kötü niyetli olanların yöneticilerine veya hâkim ortaklarına karşı olduğunu söylemiş ve Bankalar Kanununa da bu konuda ayırımcı bir nokta, bir düzenleme yapmıştı. Bugün zimmet maddesiyle ilgili getirilen düzenlemenin mevcut Bankalar Kanunundan önemli bir farkı var. Mevcut Kanun, zimmeti bankanın sahiplerinin veya yöneticilerinin kendisine geçirilen bir mal veya kıymet olarak değerlendirirken, yeni maddede, devlet memurları için getirilmiş olan maddede “başkalarının zimmetine” ifadesini kullanmakta; bu, üyelerimiz arasında ve bankacılarımız arasında şöyle bir tereddüde neden oldu: Bir banka kanunlara ve teamüllere uygun olarak kredi açtığında bu kredi, ki, bugün bankacılık sisteminde aşağı yukarı karşılıklar ayrıldıktan sonra yüzde 1’e yakın bir sorunlu kredi var, karşılıklar öncesinde de yüzde 6’ya yakın bir sorunlu kredi miktarı var. Bu krediler de zimmet tanımına girer; çünkü, siz bu krediyi vermişsiniz, başkasının yaranına kullandırmışsınız; ama, kurallara uygun olarak gelmiş; fakat, kredinin ödenmesi zamanı geldiğinde geri alınamamış. Ha, şimdi, siz onu başkasının lehine kullandırdınız, dolayısıyla bu da zimmettir tanımına girer yorumundan tedirgin olduğumuz için, aslında, ikinci bölümün çıkarılmasını talep etmiştik; ancak, yapılan görüşmelerde ikinci bölümün çıkarılmasını düşünmediğini söyledi Meclisimiz. O zaman, en azından, normal faaliyetlerle, kurallarla ve teamüllerle açılan kredilerin, bir iktisadî faaliyet, bir ticarî faaliyetle açılan kredilerin, geri dönmeyen kredilerin zimmet olmaması gerektiği hususunda bir açıklık getirilmesini talep ediyoruz.

Sağ olun efendim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Buyurun Sayın Hamzaçebi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, Bankalar Birliği Genel Sekreterimiz çok önemli bir konuya değindi, biraz önce aldığımız bilgi 4389 sayılı Yasadaki zimmet tanımı ile tasarıdaki zimmet tanımı arasında bir fark olmadığı yönündeydi; oysa, Sayın Genel Sekreterin açıklamasından çok temel bir fark olduğu ortaya çıkıyor. Mevcut Bankalar Yasasında başkasının zimmetine geçirmek şeklinde bir suç yok; ama, tasarıda başkasının zimmetine geçirmek şeklinde yeni bir suç var. Şimdi, ceza hükümlerini de biz tartışırken gerek alt komisyonda gerek komisyonda gerekse bu akşam verilmiş olan arada ilgili hukukçu arkadaşların verdiği bilgileri değerlendirirken hep hâkim olan kaygı, buralarda herhangi bir değişiklik, bir düzeltme yapıldığı takdirde sürmekte olan davaların bundan olumsuz etkileneceği yönündeydi. Ama, şu ortaya çıkıyor ki, başkasının zimmetine para geçirmekten dolayı yargılanan hiçbir bankacı yoktur. Yanlış mı yorumluyorum? Böyle bir suç olmadığına göre, Bankalar Yasası, başkasının zimmetine geçirmek şeklinde bir suçu tanımlamadığına göre bu suçtan dolayı yargılanan bir bankacının da olmaması gerekir. Yanlış mı yorumluyorum? Ben, sizin açıklamalarınızdan öyle anladım; ha, tereddüt ederseniz, yanlış bir şey söylüyorsam düzeltebilirsiniz.

BANKALAR BİRLİĞİ TEMSİLCİSİ – Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumundan hukukçu arkadaşımız daha net cevap verebilir diye düşünüyorum; ama, ben, şöyle bir açıklama yapayım: Bizim eski Türk Ceza Kanununda zimmet suçu, kendi zimmetine geçirmek şeklindeydi; dolayısıyla da, 1999 yılında 4389 sayılı Yasaya bu zimmet maddesi alınırken aynı şekilde kendi zimmetine diye yasalaştı; fakat, 1 Haziran tarihi itibariyle yürürlüğe giren Türk Ceza Kanununda mevcut Yargıtay kararlarına paralel olarak bir kişinin kendi zimmeti yanında üçüncü kişinin hesabına da para geçirmesi, zimmetine para geçirmesi de zimmet suçu kapsamında değerlendirildiği için Yargıtay kararlarına paralel olarak “kendi zimmetine veya başka zimmetine” kelimeleri kondu Türk Ceza Kanununa. Bu çerçevede, tasarının ilk halinde olmayan bu “üçüncü kişinin zimmetine” ibaresi daha sonra Başbakanlık metninde sanıyorum tasarıya ilave edildi. Hukuken bir mensubun, banka mensubunun gerek kendi hesabına gerek eşinin veya anasının, babasının hesabına para geçirmesi hukukî anlamda zimmet suçunu oluşturuyor; fakat, bizim Bankalar Birliği olarak endişemiz, bir devlet memuru için getirilmiş olan zimmet suçunun banka çalışanları için uygulanmaya başlaması durumunda, özellikle de üçüncü kişiye menfaat sağlama hususunun kanun maddesine ilave edilmesi aşamasında normal bankacılık kurallarına göre verilen kredi işlemlerinin daha sonra dönmemesi durumunda zimmet maddesine girmesi endişesi ya da hapis cezasının çok ağır olması, yargılanacak şube müdürlerinin beraat edecek olması ihtimaline karşı bile uzun yıllar yargılanacak olması, bankacılık sektöründe çok büyük bir huzursuzluğa ve endişeye yol açacaktır.

M. AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – O zaman, ben bu açıklamanız karşısında, açıklamamı biraz düzeltmek gerekiyor zannediyorum. Yargıtay içtihatlarıyla başkasının zimmetine geçirmek de zimmet kapsamında değerlendiğine göre, o zaman, bu 4389 sayılı yasa, zimmeti tanımlamış olmakla birlikte, içtihatlarla birlikte bunun anlamı, sadece kendisinin değil, başkasının zimmetine para geçirmeyi de kapsayacak şekilde genişlemiş durumda.

BANKALAR BİRLİĞİ TEMSİLCİSİ – Bizim anladığımız zimmet, gerçek anlamda kredi değil de…

M. AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – O zaman, bu düzenleme TCK’nın zimmet hükmünün içtihatlarla kazanmış olduğu boyut ve derinlik karşısında, bu düzenleme 4389 sayılı Yasadaki düzenlemeyle çelişmiyor, öyle anlıyorum.

BANKALAR BİRLİĞİ TEMSİLCİSİ – Çelişmiyor ve TCK’ya uyan bir açıklama oluyor.

M. AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Temel bir fark yok, bir an o yasada yok, burada var düşüncesiyle bir temel fark olduğu izlenimine kapıldım.

BANKALAR BİRLİĞİ TEMSİLCİSİ – TCK’nın, esas itibariyle zimmet suçunun devlet memurları için getirilmiş olması, bunun daha sonra özel banka ve kamu bankası ayrımını gidermek için Bankalar Kanununa alınması ve nihayetinde üçüncü kişi zimmetine ibaresinin konmuş olması, bize normal kredi işlemleri açısından ürkütüyor sadece.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederiz.

Adalet Bakanlığı temsilcisini de dinleyelim.

ADALET BAKANLIĞI TEMSİLCİSİ – Şimdi, zimmetle ilgili eski TCK hükmünü okuyayım; çünkü, karşılaştırılması istendi. “Görevi sebebiyle kendisine tevdi olunan veya muhafaza, denetim ve sorumluluğu altında bulunan para veya para yerine geçen evrak veya senetlerin veya diğer malları zimmetine geçiren memura 6 yıldan 12 yıla kadar ağır hapis cezasıyla birlikte meydana gelen zararın bir misli kadar ağır para cezası verilir. Bu basit zimmet. Nitelikli hali ise, yukarıda gösterilen cürüm dairesine aldatacak bir fiilin açığa çıkmamasını sağlayacak her türlü hileli faaliyette bulunmak suretiyle işlenmiş ise faile 12 yıldan aşağı olmamak üzere ağır hapis ve meydana gelen zararın üç misli kadar ağır para cezası verilir.” 5237 sayılı TCK’nın 247 nci maddesinde “zimmet” başlığı altında, birinci fıkrasını aynen okuyorum: “Görevi nedeniyle zilliyetliyi kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu mali, kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.” İkinci fıkrasında ise “suçun zimmetin açığa çıkmasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde verilecek ceza oranında artırılır” şeklinde birbirine paralel hüküm getirilmiş hatta yeni TCK’da, cezanın yarı oranında artırılacağını söylemesi karşısında, cezanın artırıldığı da söylenebilir. Bu zimmetle ilgili olan Yargıtay içtihatları doğrultusunda başkasının zimmeti kanunda açıkça ifade edilmemesine rağmen, Yargıtay kararlarında 4389, 7065 sayılı kanunun zimmete ilişkin biraz önce okuduğum hükmü, 5237 sayılı TCK’nın 247 nci maddesine aynen alındı. Bu yasada açıkça ifade edilmiş oldu. Bu konuda da bir problem yok.

İkinci soru, etkin pişmanlıkla ilgili olacaktı. Onu da ifade edeyim. 765 sayılı Kanunun 202 nci maddesinin üçüncü fıkrasında, zararın kovuşturma yapılmadan önce tamamıyla ödenmiş olması halinde, yukarıdaki fıkralarda yazılı cezaların yarısı ödeme hükümden önce gerçekleştirilmişse, üçte biri indirilir. Meydana gelen zararın ödenmesi halinde mahkemece ödettirilmesine resen hükmedilir. Yani, eski ceza kanununda da etkin, pişmanlık hükmü mevcuttu, 5237 sayılı TCK’nın 248 inci maddesinde zimmetle ilgili etkin pişmanlık vardır. “Soruşturma başlamadan önce zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tanzim edilmesi halinde verilecek cezanın üçte ikisi indirilir.” Bu soruşturma başlamadan önce, dava açılıp, yargılama sırasında, yani kovuşturma sırasında, ikinci fıkrasında “kovuşturma başlamadan önce gönüllü olarak zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tanzim edilmesi halinde verilecek cezanın yarısı indirilir.” TCK ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin olan değişiklikte de kovuşturma başlamadan önce ifadesi buraya kovuşturma sırasında da; yani, yargılama sırasında da indirileceği şekline getirildi. Dolayısıyla, yeni ve eski yasa arasında bir uyumsuzluk yok.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkür ederim.

Önergeleri okutuyorum:

Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığına

Görüşülmekte olan tasarısının 163 üncü maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.

Hasan Kinay

Kütahya
Görevi nedeniyle zilliyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu para veya para yerine geçen evrak veya senetleri veya diğer malları kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren, banka yönetim kurulu başkan ve üyeleriyle diğer mensuplarına 6 yıldan 12 yıla kadar hapis ve 5 000 güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacakları gibi, bankanın uğradığı zararı tanzime mahkûm edilirler.

Gerekçe: Bankacılık bir risk mesleği olup, banka müşterisi üçüncü kişilere kredi açılması, yasa ve bankacılık teamüllerine uygun olarak üçüncü kişiye menfaat sağlama anlamına gelebilir. Kanunlara ve bankacılık kurallarına uygun kredi işlemlerinin madde kapsamında değerlendirilmemesi, ancak kanunlara ve bankacılık teamüllerine aykırı işlemlerle, para veya para yerine geçen evrak veya senetleri veya diğer malları kendisinin veya başkasının zimmetine geçirenlerin cezalandırılmasını teminen değişiklik önerilmiştir.

BAŞKAN – Hükümet önergeye katılıyor mu?

DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) – Biz, bu önergeyi takdire bırakıyoruz.

BAŞKAN – Hükümetin takdire bıraktığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Müteakip önergeyi okutuyorum:

M. AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon)- Burada takdire bırakmak demek, aslında, üçüncü kişiye açılan kredi limiti zimmet sayılabilir, ben aynı kanaatte değilim anlayışını yansıtıyor, Sayın Bakandan öyle anlıyorum.

Müteakip önergeyi okutuyorum:

Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığına

Bankacılık kanun tasarısının 163 üncü maddesinin ikinci fıkrasında geçen “meydana gelen zararın üç katına tekabül edebilecek tutarda gün, para cezası verilir” ifadesinin, 20 000 güne kadar adli para cezası verilir; ancak, adli para cezasının miktarı bankanın uğradığı zararın üç katından az olamaz şeklinde. Üçüncü fıkrasında geçen zararın üç katına tekabül edebilecek tutarda gün para cezasına hükmolunur ifadesinin, 20 000 güne kadar adli para cezasına hükmolunur; ancak, adli para cezasının miktarı bankanın uğradığı zararın üç katından az olamaz şeklinde değiştirilmesi hususunu arz ederiz.



Halil Aydoğan

Afyonkarahisar



Mustafa Elitaş

Kayseri


Hasan Günay

Kütahya


Fazıl Karaman

İzmir


BAŞKAN – Önergeye hükümet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) – Katılıyoruz.

BAŞKAN – Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenle… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Maddeyi yapılan değişiklikle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

164 üncü maddeyi okutuyorum:

(Madde 164 okundu)

BAŞKAN - Buyurun.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Sorum olacak; iki sayın başkana sorularım. Acaba, IMF heyetiyle görüşmeler sırasında da acaba Sayın Bakan aynı şekilde sessizliğini ve suskunluğunu korumakta mıdır? Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Buyurun.

ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Bu madde üzerinde Türkiye Bankalar Birliğinin maddenin yeniden düzenlenmesi konusunda bir önerisi vardı. Önerge var, o çerçevede görüşelim.

BAŞKAN – Önerge vardır; okutuyorum:

Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığına

Bankacılık Kanun Tasarısının örtülü kazanç aktarma ve edinme başlıklı 164 üncü maddesinin tasarı metninden çıkarılması hususunu arz ederiz.



Halil Aydoğan

Afyonkarahisar



Mustafa Elitaş

Kayseri


Hasan Günay

Kütahya


Fazıl Karaman

İzmir


BAŞKAN – Önergeye Hükümet katılıyor mu?

DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) – Katılıyoruz.

BAŞKAN – Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde tasarıdan çıkarılmıştır.

Madde 165’i okutuyorum:

(Madde 165 okundu)

BAŞKAN – Buyurun.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) – 159 uncu madde taslaktan çıkarıldı. Bundan sonraki maddeler yine aynı rakamlandırmayla gitti. Yeniden tesessül ettirilecek mi?

BAŞKAN – Efendim, madde sıralamasını tekrar yapacağım, redaksiyon yetkisi alacağız.

Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Madde 166’ı okutuyorum:

(Madde 166 okundu)

BAŞKAN – Buyurun.

KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – BDDK Başkanına sorum var. Bu maddeye göre, açılmış olan davalar nedeniyle, BDDK’dan taraf olup olmadığını mahkeme sormasına karşın, bilerek ve isteyerek BDDK’nın taraf olmadığı veya taraf olmasını istemediği kaç tane dava vardır?

ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) – Bu maddenin ikinci fıkrasına bir ilave yapmak gerekiyor mu? 162, 163 ve 164 üncü maddelerde yazılı suçlardan dolayı ibaresini başına, 161 inci maddeyi de getirmek daha doğru olacak mı?

BAŞKAN – Buyurun.

BDKK BAŞKANI – Sayın Başkanım, değişiklik önergesiyle o kaymaları da dikkate alarak, arkadaşlarımız dikkate alacaktır. Madde içindeki numaralandırmayı da tasarını sonunda yapacağız.

Tabii ki, taraf olduğumuz davalar vardır. Doğru. Bunları da bilerek veya isteyerek kanunda çizilen sınırlar dışına çıkmamaya gayret gösteriyoruz, kasti hata yapmamaya çalışıyoruz. Benim bildiğim bir husus yok. O konuda da dolandırıcılık olduğu için o konudaki mahiyet biraz daha farklı. Şu anda da mahkeme aşamasında devam ediyor. Bankalar Kanunundaki ifadelerde dolandırıcılık olmadığı için, bu konuda bir yaklaşımımız olduğu şeklinde ifadelerimiz var. O konuda ayrıntı bilgi notu arz edeceğim.

BAŞKAN – Önerge vardır; okutuyorum:

Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığına

Bankacılık Kanun Tasarısının 166 ncı maddesinin 2 nci fıkrasında geçen 162, 163 ve 164 üncü maddelerde yazılı suçlardan ifadesinin “itibaren zedelenmesi, sırların açıklanması ve zimmet suçlarından” şeklinde değiştirilmesi hususunu arz ederiz.

Halil Aydoğan

Afyonkarahisar



Mustafa Elitaş

Kayseri


Hasan Kinay

Kütahya


Fazıl Karaman

İzmir


BAŞKAN – Hükümet önergeye katılıyor mu?

DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (İstanbul) – Katılıyoruz.

BAŞKAN – Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Maddeyi yapılan değişiklikle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

167 nci maddeyi okutuyorum:

(Madde 167 okundu)

BAŞKAN – Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

168 inci maddeyi okutuyorum:

(Madde 168 okundu)

BAŞKAN – Buyurun.

KEMAL KILIÇDAROĞLU – Bu neşter-2 operasyonunda bir bankanın TMSF tarafından el konulan ya da devredilen bir bankanın tekrar ihya edilmesi yönünde bir karar alma sürecinde, telefon dinlemelerinde önemli bazı bulgulara ulaşıldığı söyleniyordu. Bu konuda BDDK’ya ulaşan bir bilgi var mı?

BDDK BAŞKANI – Sayın Başkanım, bizim kurumum yaptığı denetimlerde, öz işimiz bankaların denetimi. Ancak, öz işimiz dışında, özellikle, son beş senedir, çok yoğun çevre oyunculardan talepler var. Bunlar Başbakanlık Teftiş Kurulu, Neşter operasyonu gibi vesair operasyonlar. Bu anlamda Neşter operasyonunda bizden görevlendirilmiş arkadaşlarımız da çalışıyor. Ama, operasyonun veya koordinasyonun gittiği yer farklı bir yer. İçişleri bünyesine gitmektedir; dolayısıyla, geldiği aşama hakkında bir bilgim yok. Ama, bir arkadaşımız olayın üzerinde çalışıyor.

TMSF BAŞKANI – Sayın Başkanım, bizde de, Sayın Kılıçdaroğlu’nun bahsettiği konuyla ilgili bilgi yok. Teşekkür ederim.

Önerge var; okutuyorum:

Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığına

Bankacılık Kanun Tasarısının “özel yetki” başlıklı 168 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesi ve ikinci fıkrasının metinden çıkarılması hususunu arz ederiz.


Yüklə 2,83 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin