KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Hayır, şimdi, ikinci paragrafta “kurum uzmanları ve avukatlar” diyorsunuz.
BDDK BAŞKAN YARDIMCISI – Şimdi, bizim şu anda BDDK’da avukat olarak çalışan, yarışma yeterlilik sınavıyla girmiş, uzmanlığını almış kişiler var. Kanun taslağında bahsedilenler onlar.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Yani, benim öğrenmek istediğim, avukatlar, bankacılık uzmanı mı sayılıyor?
BDDK BAŞKAN YARDIMCISI – Eğer yarışma yeterlilik sınavıyla girmişlerse ve yeterlilik almışlarsa, evet; ama, bu ikinci fıkrada olanlar, avukatlar, onlar kurum uzmanı değil, bankacılık uzmanı da değiller. Bunlar yarışma yeterlilik sınavıyla alınmamışlar.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Ama, bunlar, sizde avukat olarak çalışıyorlar.
BDDK BAŞKAN YARDIMCISI – Çalışacaklar, çalışıyorlar zaten.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Bunların uzman olma hakları var mı?
BDDK BAŞKAN YARDIMCISI – Bankacılık uzman olma hakları var, kurum uzmanı olacaklar. Kurum uzmanlığına bir daha atama yapmayacağız.
BAŞKAN – Buyurun Mustafa Bey.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) – Sayın Başkan, bu maddeyle, bu geçici madde 7’yle ilgili olarak, kuruluş aşamasında Planlamadan ve diğer kuruluşlardan BDDK’ya gelen uzmanlar vardı, avukatlar vardı, çeşitli şeyler vardı. Bu düzenlemeyle bunlar bir hak kaybına uğruyorlar mı?
BDDK BAŞKAN YARDIMCISI – Hayır efendim.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) – Yoksa onları kurumlarına iade mi ediyorsunuz?
BDDK BAŞKAN YARDIMCISI – Efendim, şu anda bizim personel sayımız yüzde 72 norm kadroyla meslek personeli, yüzde 26 diğer personel, bunlarda o diğerin içinde yüzde 2 idarî personel. Yüzde 30, biliyorsunuz, sınır. Geri gönderme durumu yok. İdarenin elinde böyle bir yetki de yok. Bunlar bankacılık uzmanının haklarını aynen alacaklar, emeklilik hakları dahil, ekgöstergeleri dahil; ama, o unvandan ayrılırlarsa, o kadroya bir daha atama yapmayacağız. Yani, bir hak kaybı yok.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) – Böyle bir grup olduğunu ve kuşku içerisinde bulunduklarını biliyorsunuz.
BDDK BAŞKAN YARDIMCISI – Biliyoruz.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) – Bununla çözüyorsunuz.
BDDK BAŞKAN YARDIMCISI – Evet, bununla onu çözüyoruz.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) – Yani, bunlar, hakkımız kayboldu diye bir daha bize gelmeyecekler, değil mi?
BDDK BAŞKAN YARDIMCISI – Hayır.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) – Tamam, peki. Ama, gelirlerse, sözünüz senettir deyip,size gönderirim onları.
BAŞKAN – Başka soru kalmadı herhalde.
Önergeye Sayın Bakan katılmıştı.
Hükümetin katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Maddeyi, önergeyle yapılan değişiklikle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici madde 8’i okutuyorum:
(Geçici madde 8 okundu)
BAŞKAN – Maddeyle ilgili söz talebi?.. Yok.
Maddeyle ilgili bir önerge var; okutuyorum:
Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığına
Görüşülmekte olan Bankacılık Kanunu Tasarısının geçici 8 inci maddesinin son fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Halil Aydoğan
Afyonkarahisar
“Kurum veya Fon personeli iken Fonda veya Kurumda geçici olarak görevlendirilen personel, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren üç ay içerisinde kurumlarına iade edilmemeleri halinde bulundukları Kurumda veya Fonda durumlarına uygun kadro veya pozisyonlara atanırlar. Bunlara ödenecek farkları hakkında geçici 20 nci maddenin ikinci fıkrası hükümleri uygulanır.”
BAŞKAN – Önergeye katılıyor musunuz Sayın Bakanım?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) – Evet, katılıyoruz.
BAŞKAN – Sayın Bakanın katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) – Burada açıkça kurumlarına iadeyi öngörüyorsunuz; ama, daha önce tam tersini söylediniz.
BDDK BAŞKANI TEVFİK BİLGİN – Sayın vekilim, müsaade ederseniz, buradaki ifade, malumunuz, TMSF ile BDDK ikiz kurumlardı, hemen hemen beraber çalışan personeli vardı. TMSF bizden ayrılınca, TMSF’nin şu andaki üst düzey yöneticilerinin bir bölümü, bildiğim kadarıyla, daire başkanları, hatta başkan yardımcıları bizim personelimiz. Onların da bizde personeli var birkaç tane yanlış hatırlamıyorsam. Diyoruz ki, bu, sonsuza kadar gitmez, üç ay içinde karar verin nerede kalacaksınız; ya gidin…
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) – Yani, mağdur etmek yok, değil mi?
BDDK BAŞKANI TEVFİK BİLGİN – Yok; ya gelin ya gidin diyoruz.
BAŞKAN - Maddeyi, önergeyle yapılan değişiklikle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici madde 9’u okutuyorum:
(Geçici madde 9 okundu)
BAŞKAN – Madde üzerinde söz talebi?.. Yok.
Önerge var; okutuyorum:
Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun tasarısının geçici 9 uncu maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Halil Aydoğan
Afyonkarahisar
“Bu Kanun yayımlandığı tarihte halen Fonda çalışmakta olan personelden, Kanun ile Fona verilen aslî ve sürekli görevler ile diğer hizmetleri yürütecek olanların öğrenim durumları, hizmet süreleri ve Fon Kurul tarafından belirlenecek diğer hususlar dikkate alınarak, bu Kanuna ekli (II) ve (III) sayılı cetvelde yer alan kadro ve pozisyonlara atanır.
BAŞKAN – Önergeye Sayın Bakan katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) – Evet, katılıyoruz.
BAŞKAN – Sayın Bakanın katıldığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Maddeyi, önergeyle yapılan değişiklikle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Müteakip maddeyi okutuyorum:
(Geçici madde 10 okundu)
BAŞKAN – Maddeyle ilgili söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Müteakip maddeyi okutuyorum:
(Geçici madde 11 okundu)
BAŞKAN – Maddeyle ilgili söz talebi?..
BANKALAR BİRLİĞİ TEMSİLCİSİ – Sayın Başkan, kısa bir açıklamada bulunmak istiyorum.
BAŞKAN – Buyurun.
BANKALAR BİRLİĞİ TEMSİLCİSİ – Efendim, bu madde, 4389 sayılı Kanuna 5020 sayılı Kanunla eklenen ek 3 maddeye tekabül etmektedir. Ek 3 maddede 5020 sayılı Kanunla getirilen düzenlemelerin 26.12.2003 tarihine kadar fona intikal eden bankalara uygulanacağına ilişkin bir düzenleme yer almaktadır, ek 3 madde aynen bunu ifade etmektedir. Tasarıda ise, geçici nitelikteki bu maddeler kalıcı hale getirilmiştir. Türkiye Bankalar Birliğinin görüşü, bu düzenlemelerin Anayasanın 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine, Anayasanın 10 uncu maddesindeki eşitlik ilkesine, yine Anayasamızın 13 üncü maddesindeki ölçülülük ilkesine ve 36 ncı maddedeki adil yargılama hakkına aykırı olduğunu düşünüyoruz; dolayısıyla, bunların yine geçici 3 üncü maddede olduğu gibi, bütünüyle 26.12.2003 tarihine kadar fona intikal eden bankalara uygulanması gerektiğine inanıyoruz.
Arz ederim.
BAŞKAN – Sayın BDDK Başkanımızdan konu hakkında bilgi alalım.
Buyurun.
BDDK BAŞKANI TEVFİK BİLGİN – Sayın Başkan, Bankalar Birliğimiz itirazını iletiyor. Ben, bilebildiğim kadar söyleyeyim; aslında, bunun asıl muhatabı, sanırım Fondur; ancak, şöyle bir durum var: 72 nci maddeye göre, malumunuz, bir banka 72 nci maddeye düştüyse, ya Fona intikal ediyor ya da tasfiye ediliyor, ikili bir yöntem izleniyor bu taslakta. 72 nci maddenin (a), (b), (c), (d), (e) bentleri var. (e) bendine göre, yani, sahiplerinin usulsüz işlemleriyle bir banka Fona alındıysa, 72’nin (e)’sine göre bir banka Fona alındıysa, sadece o koşulda, 5020 bundan sonraki bankalarda uygulanabilecek. Bankalar Birliğimizin itirazı, hani 5020 geçiciydi, bunu niye ilelebet yapıyorsunuz şeklindedir. Ben biraz bunu tercüme etmeye çalıştım.
BAŞKAN – TMSF Başkanımıza da söz verelim.
Buyurun.
TMSF BAŞKANI AHMET ERTÜRK – Sayın Başkanım, ben de, Sayın Tevfik Beyin tercümesini tercüme etmeye çalışayım.
Şimdi, burada, açıkçası şu muhafaza ediliyor: Kaynak istismarı her zaman bu zecrî hükümlere tabi hale getirilmeye devam edilecek; yani, kaynak istismarı ne zaman olursa olsun, bu tedbirler uygulanacaktır. Burada muhafaza edilen tek şey budur; yani, kalıcı hale getirilen. Kaynak istismarı dışındaki Fona devir sebeplerindeyse, bu tedbirler uygulanmamaktadır. Böyle bir ayırım yapılmıştır; ama, bizim görüşümüz, kaynak istismarı varsa -var- her ne zaman varsa, orada bu müeyyideler uygulanmaya devam edilmelidir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz.
Maddeyle ilgili?..
Bihlun Hanım, buyurun.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkanım, geçici 10 ve geçici 11 inci maddelere baktığımız zaman “reform yapıyoruz, bu reform yasasına halkımızın ihtiyacı vardır, bir an önce çıkarmalıyız, hortumcularla ilgili düzenlemedir” dediğimiz yasayla ilgili olarak baktığımızda, dayanaklarımızı çürütüyoruz; çünkü -ben yanlış anlıyorsam, Sayın BDDK Başkanım bunu söylesin- bugüne kadar 22 bankaya el konulmuş. Bu bankalarla ilgili olarak zaten 4389 sayılı Bankalar Kanununda, artı, 5020’de uygulamalar var, TMSF’yle ilgili düzenlemeler var. Şimdi, bu yasanın içinde, biz, o gerideki 22 tane yine geçmişteki yasaya bırakıyoruz, öyle değil mi; yanlış mı anlıyorum, bilmiyorum. O zaman, bu yasa bu kadar acil, reformist olarak ne taşıyor? Sayın BDDK Başkanımdan bunu açıklamasını rica edeceğim.
BAŞKAN – Buyurun efendim, soruya cevap verin.
BDDK BAŞKANI TEVFİK BİLGİN - Sayın Başkan, geçmişte Fona devredilen bankalarla ilgili olarak, mevcut 5020 uygulanmaya devam edecek. Zaten, 5020 4389’un içinde şu anda. Onları oradan çekip bu taslağa da derc ettik, aynen alıp buraya getirdik; yani, devam edecek; ancak, buradaki esas, bundan sonraki Fona devredilecek bankalardaki durumlarda, bir koşulda -Sayın Başkanın bahsettiği koşulda- 5020’nin bundan sonra da uygulanacak olması.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) – Yani, aciliyet konusu açısından baktığımızda Türkiye’de bir boşluk yok mu; yani, herhangi bir bankanın böyle bir riski yok herhalde diye düşünüyorum.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) – Bu bir zorunluluk mudur; yani, nasıl olsa yürürlükteki mevzuat zaten imkân veriyor.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) – Bankalar Birliğinin görüşü aslında çok önemli; dikkate almak lazım.
BAŞKAN - Ahmet Bey, buyurun.
TMSF BAŞKANI AHMET ERTÜRK – Sayın Başkan, çok katılmadığım bir hususu burada izninizle vurgulamak isterim. Bizim Anayasaya aykırılık iddialarının, bu çatı altında oy verilen bir maddenin, hükmün, kanunun Anayasaya aykırı olduğunu bile bile oy verdik denilmesi bizim uygulamak imkânlarımızı zayıflatmakta ve suçlulara cesaret vermektedir. Ben, özellikle bu hükümlerin, Anayasaya aykırılık yönünden, akademik olarak da çok ciddî irdelenmesi gerektiği kanaatindeyim. Anayasaya aykırılığın bu anlamda çok sık tekrarlanmasının bu hükümlerin yaptırım gücünü zayıflattığı kanaatindeyim. Tabiî ki, katılmıyorum asla. Bugüne kadar, iki senedir bunlar uygulanıyor, bir kısmı daha uzun süredir uygulanıyor. Anayasaya aykırılık iddiaları konusunda yargı mercilerinde hiçbir girişim başarılı olmamıştır. Açılan davalar Fon lehine neticelenmektedir. Bu nedenle, ben, hukuka aykırılık ya da Anayasaya aykırılık iddialarının varit olmadığı kanaatindeyim.
BAŞKAN – Buyurun Sayın Özyürek.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) – Şimdi, bu hassas konuda Sayın Başkanın üst perdeden konuşmamasını dilerdim. Böyle bir konunun sizin bilginiz çerçevesinde değerlendirilmesinden ziyade, Anayasada, merciine gidilip test edilmesi lazım. Hangi nedenle bu yola başvurmadığımızı hep ifade ettik; ama, siz böyle meydan okur gibi bizi zorlarsanız, onun gereğini de yaparız.
BAŞKAN – Peki, teşekkür ederiz.
TMSF BAŞKANI AHMET ERTÜRK – Ben mahkemelerdeki durumu kastettim; yani, mahkemelerde Anayasaya aykırılık iddialara uygun görülmedi; onu kastettim. Öbür türlü, siyasî mekanizma içerisindeki Anayasaya aykırılık iddialarını kastetmedim.
BAŞKAN – Peki.
Maddeyle ilgili yeterince tartışma yapıldı.
Önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici madde 12’yi okutuyorum:
(Geçici madde 12 okundu)
BAŞKAN – Maddeyle ilgili söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Müteakip maddeyi okutuyorum:
(Geçici madde 13 okundu)
BAŞKAN – Maddeyle ilgili söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici madde 14’ü okutuyorum:
(Geçici madde 14 okundu)
BAŞKAN – Maddeyle ilgili söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici madde 15’i okutuyorum:
(Geçici madde 15 okundu)
BAŞKAN – Maddeyle ilgili söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici madde 16’yı okutuyorum:
(Geçici madde 16 okundu)
BAŞKAN – Maddeyle ilgili söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici madde 17’yi okutuyorum:
(Geçici madde 17 okundu)
BAŞKAN – Maddeyle ilgili söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici madde 18’i okutuyorum:
(Geçici madde 18 okundu)
BAŞKAN – Maddeyle ilgili söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Değerli arkadaşlar, geçici madde eklenmesi hükmünde önergeler var; okutuyorum:
Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığına
Görüşülmekte olan tasarıya aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
“Geçici Madde .- 4389 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 3.7.2003 tarih ve 1085 sayılı Kararıyla bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan İmar Bankası A.Ş. tarafından porföyünde devlet içborçlanma senedi bulunmamasına rağmen ikincil piyasada makbuz karşılığında satıldığı tespit edilen devlet içborçlanma senedi bedelleri tasarruf sahiplerine nominal değerleri esas alınarak, vade tarihinden itibaren beş büyük bankanın ortalama faizleriyle defaten ödenir. Ödemede izlenecek usul ve esaslar Hazine Müsteşarlığı ve Tasarruf Mevduat Sigorta Fonunun önerisiyle Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir.”
Akif Hamzaçebi
Trabzon
|
Mustafa Özyürek
Mersin
|
Kemal Kumkumoğlu
İstanbul
|
Enis Tütüncü
Tekirdağ
|
BAŞKAN – Sayın Bakanım, önergeye katılıyor musunuz?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) – Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN – Arkadaşlar, gerekçeyi mi okuyalım, yoksa?..
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; önerge, İmar Bankasından devlet içborçlanma senedi alan vatandaşlarımızın bu senet alımından doğan zararlarını gidermeye yönelik bir düzenleme. Çok konuştuk bunu; bir kez daha çok kısaca anlatayım. Bankalar devletin güvencesi altındadır, bir güven kurumudur. Vatandaşlarımız da, bu kavramdan hareketle, bu bankaya güvenmişler, arkasında devlet olduğunu düşünerek, devlet içborçlanma senedi almışlardır; daha doğrusu, o senetleri temsil eden makbuzları ödemeleri karşılığında almışlardır; ama, İmar Bankasına el konulmasından sonra çıkan yasada, mevduat sahiplerinin mevduatı korunmuş olmasına rağmen, devlet içborçlanma senedi elde etmiş olan, almış olan vatandaşlarımızın bu senet karşılığında ödemiş oldukları bedellerin kendilerine iadesi önlenmiştir; daha doğrusu, o tasarıda böyle bir düzenleme yapılmamıştır. Off-shore hesaplara ilişkin düzenlemenin bile Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği bir aşamada devlet içborçlanma senedi alan vatandaşlarımızın da bu senetler karşılığında ödediği bedellerin kendilerine iadesinin uygun olduğunu düşünüyoruz; önerge onu amaçlıyor.
Takdirinize sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz.
Buyurun Sayın Tamaylıgil.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) – Sayın Başkan, Sayın Bakanım; bu hazine bonosu konusundaki gelişmeyi 3 Temmuz 2003 sonrası süreçle beraber değerlendirmekte ve geçici maddeye o başlık içinde bakmakta fayda olduğu düşüncesindeyim.
3 Temmuz 2003’te İmar Bankasına el konulduktan sonraki süreçte veya yetkisinin iptalinden sonraki süreçte, malumunuz olduğu üzere, farklı başlıklarda yatırımcı isimlendirilmiştir. Bir taraftan mevduat sahipleri, bir taraftan çeşitli ödeme düzenlemelerine konu olan off-shore hesap sahipleri, bir de hazine bonosu sahipleri.
Şimdi, İmar Bankası, daha önceki görüşmelerde de dile getirdiğim üzere, 1990’dan itibaren hazine bonosu alım satım yetkisi; yani, devlet içborçlanma senedi işlem yapma yetkisi olmayan bir bankadır. Bu bankanın bu işlem yapma yetkisi olmayışını halkın bilme şansı yoktur; yani, halkın, siz bunu bilmek zorundaydınız diye bir şansı yoktur. Neden; çünkü, bu bankanın, böyle bir işlem yaptığını gerek gazetedeki ilanlar gerek televizyondaki reklamlarla mütemadiyen dile getirmesine rağmen, herhangi bir şekilde, herhangi bir yetkili kurul tarafından uyarı söz konusu olmamıştır; ta ki, 2003 yılının 3 Temmuzunda el konulana kadar geçen süreçte.
Diğer taraftan, bu sürece gelmeden önce; yani, 2003 yılının mart ayının ortalarında Maliye Müfettişleri tarafından böyle bir işlem yapıldığı tespit edilip BDDK’ya bildirilmesine rağmen yine hiçbir şey yapılmamıştır. Kaldı ki, yapılan araştırmalar, ortaya çıkan Başbakanlık Teftiş Kurulu raporları, yine, diğer taraftan -delil olarak bakılır bakılmaz ama- Sayın Bakanın sorumlu olduğu Hazine Müsteşarlığının yurt dışından getirttiği uzmanlarla beraber yaptığı raporlamada, araştırmada da bu sürecin nasıl gerçekleştiği net olarak ortaya konmuştur.
Şimdi, bu sürece ve o günkü Bankalar Kanununa baktığımız zaman, bu banka, yetkisi olmadan bir para toplamıştır; yani, bu eski Bankalar Kanununun 10 uncu maddesine göre sermaye piyasa işlemidir denilemez. Buradaki kişiler bir para yatırmıştır, alınan belgelere karşı hazine bonoları da yoktur, bir boşluktadır. Buna istinaden de, zaten, yine Sayın Başbakan Yardımcımız Abdüllatif Şener’in de önderliğinde bir hukukî çalışma yapılmış ve bunların mevduat tanımına alınarak ödenmesi kararlaştırılmışken, Aralık 2003 tarihinde aniden kanun içeriğinden çıkarılmıştır.
Şimdi, buradaki kişiler suçsuzdur; yani, burada İmar Bankasının ortakları suçludur. İmar Bankası bu işlemi yaparken göz göre göre buna müdahil olmayanlar, bir noktada… Bilemiyorum, ona herhangi bir yorumlamada da bulunmak istemiyorum; ama, şu anda, 22 000 küsur kişi parasını alamamanın getirdiği sıkıntıyla baş başadır ve bizlerin de bu kanunu düzenlemeyle hedefimiz, bu umutsuzca bekleyişe bir çare bulabilmek ve bunları da tüm üye arkadaşlarla beraber paylaşabilmektir.
Bunu söyledikten sonra Sayın Bakana bir soru da sormak istiyorum: Sayın Bakanım, herhangi bir bankanın, hazine bonosu işlemi, alım satım yetkisi var olduğunu da dikkate aldığımızda, ola ki, işlem yetkisi olduğu halde bir el koyma süreci ve tasfiyeye gidiş söz konusu oldu. Bir de, bana, bu hazine bonolarıyla ilgili kanunî uygulama nasıl olabilir, onu anlatabilirseniz sevinirim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz.
Efendim, soruya bir cevap alalım.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) – Mevduatın 50 milyar güvencesi var, hazine bonosunun ne olacak?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) – Sayın Başkan, biliyorsunuz, bu, bizim hükümetin hazırladığı tasarısında olan bir konu değil, önergeyle gelen bir konu. Böyle bir konuda, ben, soru-cevap şeklinde yürütmemiz nasıl bilmiyorum usul olarak? Bizim hazırladığımız tasarı üzerindeki bir tartışma değil; yani, önerge konuşuyoruz.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) – Bir engel yok.
BAŞKAN – Cevap verebilirsiniz veya yazılı cevap verirsiniz; ikisinden biri.
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) – O zaman TMSF Başkanımız kısa bir cevap versin.
BAŞKAN – Buyurun Ahmet Bey.
TMSF BAŞKANI AHMET ERTÜRK – Sayın Başkan, Sayın Tamaylıgil’in sorduğu sorunun cevabı iflas masasıdır; yani, bu kişiler, alacaklarını İmar Bankası iflas masasına yazdıracaklar.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) – İmar Bankası için sormadım ben; herhangi bir bankanın, işlem yetkisi olan, yani, devlet içborçlanma senetlerine gerek halka direkt satış gerek repoyla yapan bir bankanın el konulması ve tasfiye sürecine geçtiği noktadaki işlem nasıldır diye sordum.
TMSF BAŞKANI AHMET ERTÜRK – Aynı şey; yani, sonuçta tasfiye masalarından alacaklardır.
BAŞKAN – Arkadaşlar, önerge oylaması yapacağız.
Hükümetin katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Bir önerge daha var; onu da okutuyorum:
Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığına
Görüşülmekte olan tasarıya aşağıdaki maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Akif Hamzaçebi
Trabzon
|
Mustafa Özyürek
Mersin
|
Kemal Kılıçdaroğlu
İstanbul
|
Enis Tütüncü
Tekirdağ
|
“Geçici Madde.- Bu Kanunun yayımından önce Fona devredilen halka açık bankaların küçük hissedarlarının zararları Fondan karşılanır. Zararın miktarının ve bir yılı geçmemek üzere ödeme zamanının tespitine Sermaye Piyasası Kurulunun görüşü de alınmak suretiyle Fon yetkilidir.”
BAŞKAN – Önergeyle ilgili söz talebi?..
Buyurun Sayın Tamaylıgil.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Sayın Bakanım; Türkiye’de, sermaye piyasası, 1986 yılından itibaren 1986 yılından itibaren Türkiye’deki hizmet ve sanayi sektörüne fon yaratmak amacıyla etkin görevler almış ve bunu da hakkıyla yerine getirmeye çalışmış bir piyasadır. Her ne kadar gelişmekte olan bir piyasa olsa dahi, bugün baktığınızda, standartları açısından Avrupa ve dünyadaki örnekleriyle yarışabilecek özellikte bir borsadır; ancak, bu borsanın veya sermaye piyasasının yaşamış olduğu çok büyük bir güven bunalımı vardır. Bu güven bunalımının temelinde de, dönem dönem ortaya çıkan uygulamalarla yatırımcının, özellikle Türkiye ekonomisine 26 milyar dolarlık bir kaynak yaratımını yaratan yatırımcının mağduriyetiyle güven bunalımı ortaya çıkmıştır.
Şimdi, bu el konulan bankalarla ilgili konu açısından baktığımızda, ne yazık ki, 220 000 kişiye yakın bir mağdur kitlesi vardır bu el konulan bankalar sonucunda. Bunun bir kısmı direkt banka ortakları, küçük ortakları, bir kısmı da bankaların iştiraklerine yatırım yapmış olan kişilerdir.
Tabiî, uygulamada denilebilir ki, hisse senedi yatırımı yapmak belli bir riski almaktır, bunun için herhangi bir şekilde bir güvenceyi ortaya koymanın ne anlamı var? Zaten, bu, 5020 sayılı Kanun görüşülürken de Değerli Bakanımın ortaya koymuş olduğu bir düşünceydi. Yalnız, şunu ihmal etmemek lazım: Bakın, bugün en açık bir gerçekleşen örneğini verdiğimizde Demirbank örneği yaşanmıştır. Demirbankın halka açıklık oranı yüksektir, Demirbanka el konulmuştur. Devlet, el koyduğu bu bankayı, daha sonra, başka bir yabancı sermayeli gruba satmıştır.
Şimdi, buradan, nedir, karşılar mı zararlarını, karşılamaz mı oranı bir tarafa, burada bir başkasına devir söz konusu olduğu zaman, o zaman orada yatırım yapmış olan küçük yatırımcının da hakkı var; çünkü, Demirbankla ilgili alınan idarî kararın sorumlusu küçük yatırımcı değildir ve o, bankanın ortağıdır.
Şimdi, böyle baktığımız zaman, hem önümüzdeki dönemde halka açılmanın vereceği güvenilirliği sağlamak hem de gerçek anlamda Danıştay kararlarını da dikkate alarak gidilecek yolda değerlendirme yapıldığında, bu küçücük ortakların mağduriyetiyle ilgili gerekli düzenlemelerin yapılmasının özellikle sermaye piyasasının gelişimi açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Şu an, bilmiyorum, piyasa temsilcilerinden kimse var mı; ama, eğer üreteceksek, eğer kaynak yaratacaksak ve bunun da sistemli bir şekilde, kurallarına uygun olarak; yani, kuralsız birtakım para toplamaların önüne de geçerek gideceksek, borsanın kumarhane olmadığını öncelikle kabul etmek ve buraya yatırım yapan kişilerin de en çok mağdur olan kişiler olmasının sonucunu yaratmayacak uygulamaları ortaya koymamız gerekir diye düşünüyorum ve bu noktada, buna bağlı olarak da arkadaşlarımızın hazırladığı önergenin değerlendirilmesini talep ediyorum.
Dostları ilə paylaş: |