Birleşmiş Milletler (BM) Kadının Statüsü Komisyonu (ksk) 59. Dönem Toplantısı Raporu tariH


Ürdün ve UN Women İşbirliğiyle Düzenlenen “Kadınlar ve Silahlı Çatışma: Bölgesel Bir Perspektif” Başlıklı Yan Etkinlik



Yüklə 471,55 Kb.
səhifə11/23
tarix01.11.2017
ölçüsü471,55 Kb.
#25863
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   23

8.5 Ürdün ve UN Women İşbirliğiyle Düzenlenen “Kadınlar ve Silahlı Çatışma: Bölgesel Bir Perspektif” Başlıklı Yan Etkinlik


16 Mart 2015 tarihinde 15:00-16:15 saatleri arasında Ürdün tarafından “Kadınlar ve Silahlı Çatışma: Bölgesel Bir Perspektif” başlıklı bir yan etkinlik düzenlenmiştir. Söz konusu yan etkinliğin moderatörlüğünü UN Women Arap Devletleri Bölgesel Direktör Yardımcısı Mohammed Naciri gerçekleştirmiş olup, Ürdün BM Daimi Temsilicisi Dina Kawar da açılış konuşması yapmıştır. Söz konusu panele Ürdün Ulusal Kadın Komisyonu Genel Sekreteri Salma Al-Nims, Libyalı Kadınların Sesi Kuruluşu Kurucusu ve Başkanı ve UN Women Danışmanı Alaa Murabit, Film yapımcısı ve kadının insan hakları savunucusu Ghada Saha, Arap Kadınlar Örgütü Proje Yöneticisi Layla Naffa panelist olarak katılım sağlamıştır. Yan etkinliğin amaçları şunlardır:

Çatışmaların Ürdün’de kadınlar ve ev sahibi topluluklar üzerindeki etkisini ortaya koymak ve farkındalık yaratmak.

1325 Sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararının ve “Kadınlar ve Silahlı Çatışma” kritik alanı başta olmak üzere Pekin Eylem Platformunun uygulanmasına ilişkin yenilikçi Ürdün deneyimini paylaşmak.

Ulusal düzeyde 1325 Sayılı Kararın ve Pekin +20 Deklarasyonu ve Eylem Planının etkin uygulanması konularında katılımcılar arasında diyalogu ve iyi uygulamaların paylaşılmasını teşvik etmek.

Panelde Ürdün Prensesi Basma bint Talal’in gönderdiği video mesaj yayınlanmıştır. Prenses bint Talal konuşmasında Pekin Eylem Platformun çok önemli kazanımlar sağladığını, yeni nesillerin ve gençlerin eylem platformunun kazanımlarının farkında olması ve bunları ileri taşıması gerektiğini ifade etmiştir. Panelistlerin dile getirdiği hususlar özetle şunlardır:

Ürdün Pekin Deklarasyonunun 20. yılında 12 kritik alanı içeren çeşitli ulusal istişareler gerçekleştirmiştir. Çalkantılı birçok ülkenin komşusu olarak Ürdün %51’i kadınlar ve kız çocuklarından oluşan 618.000 Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. Bu mültecilerin birçoğu çatışma sebebiyle travma yaşamış olup; yaşama desteği, sağlık hizmetleri, eğitim ve psikolojik destek dahil olmak üzere birçok alanda özel korumaya ve kapsamlı sosyal desteğe ihtiyaç duymaktadırlar. Çatışmalardan kaçan kadınlar ve kız çocukları özellikle incinebilir durumda olup; cinsel taciz ve istismar, toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, insan ticareti ve erken evlilik gibi çeşitli riskler altındadır. Ekonomik yüke rağmen, Ürdün hükümeti kadın mültecilerin korunması ve desteklenmesi için başarılı çalışmalar yürütmektedir. Suriyeli mültecilerin %87’si Kuzey vilayetlerde barınmakta olup; en çok etkilenen bölgelerde verilen hizmetlerdeki artış hükümetin Ürdün’lü kadınların güçlendirilmesine odaklanmasına ilişkin kapasitesini esnetmektedir. Bu kapsamda; 2014 yılı başında 2014-2016 Ulusal Dayanıklılık Planı kabine tarafından onaylamıştır. Planda diğer hususların yanı sıra sosyal korumanın güçlendirilmesi için kritik olan alanlar, kadınlar ve çocuklar gibi en incinebilir gruplara özel hassasiyet göstererek tanımlanmıştır.

Bunlara paralel olarak; Ürdün 1325 Sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararının uygulanması için öncü adımlar atmıştır. 2010 yılında, kadınlar, barış ve güvenlik alanlarında somut politika önerileri geliştirmek ve ulusal hedefleri saptamak amacıyla hükümet birimleri ve ilgili sivil toplum örgütleri temsilcilerinden oluşan geçici bir ulusal organ kurulmuştur. Bu ulusal komitenin çalışmaları sonucu 2014-2018 yıllarını kapsayan ve 1325 Sayılı Kararın aktif uygulanmasını hedefleyen bir ulusal eylem planı mecliste kabul edilmiştir. Eylem planı Ürdün’lü kadınların barış sürdürme, inşa etme ve çatışma önleme alanlarında güçlendirilmesinin önemini kabul ederken; silahlı çatışmalarda kadınların ve kız çocuklarının kadına yönelik şiddetin her biçiminden korunmalarını garanti altına almak için paydaşlar arasında işbirliğini güçlendirmeyi hedeflemektedir. Plan dahilinde şimdiden çeşitli başarılar elde edilmiştir. Dünya genelinde BM Barış koruma operasyonlarına katılım sağlayan Ürdün’lü kadınların sayısında bir artış sağlanmıştır. Panelde katılımcılar tarafından dile getirilen diğer bazı hususlar şunlardır:

Kadınları genelde sadece kurban olarak görme eğilimindeyiz fakat aslen kadınlar değişimin aktörleridir. Çatışma sonlandırmaya, barış inşasına ve müzakerelerine kadınların aktif katılımı büyük önem arz etmektedir.

Konu sadece bir güvenlik sorunu değildir. Kapsamlı bir bakış açısı gerekmektedir. 1325 Sayılı Karar öncesinde bile Ürdün konu hakkında çalışmalar yapmaktadır. Erken yaşta evlilikler gibi birçok çözülmesi gerek sorun bulunmaktadır.

Devlete bağlı olmayan militer aktörler önceden silahlı değillerdi. Bu kişileri silahlanmaya iten sebeplerin araştırılması ve gençlerin yabancılaştırılmaması gerekmektedir.

Birçok kadın yardıma ihtiyaç duyduğunun bile farkında değildir. Kadınlar üzerinde ailelerinin bakımına ilişkin ciddi bir baskı bulunmaktadır. Kadınları güçlendirmenin bir yolu da hikaye anlatıcılığıdır.

Eylem Platformunun öngördüğü alanlarda küresel olarak ilerlemeler kaydedilmiştir. Fakat patriyarki hala gücünü korumakta ve aşırıcılık bölgedeki gelişmelere gölge düşürmektedir. Çatışmalara yönelik barışçıl bakış açıları geliştirilmeli, uluslararası araçlar ve sözleşmeler kullanılmalıdır.


8.6 OECD, UN Women ve Fransa Dışişleri Bakanlığı Tarafından Düzenlenen “Pekinden 2015 Sonrasına Sosyal Medyada Kadınların Sesini Duyurmak” Başlıklı Yan Etkinlik


OECD, UN Women ve Fransa Dışişleri Bakanlığı tarafından 17 Mart 2015 tarihinde 10:00-11:15 saatleri arasında “Pekinden 2015 Sonrasına Sosyal Medyada Kadınların Sesini Duyurmak” başlıklı bir yan etkinlik düzenlenmiştir. Moderatörlüğünü OECD Kalkınma Merkezi Toplumsal Cinsiyet Görevlisi Estelle Loiseau’nun yaptığı etkinlikte UN Women “empowerwomen.org” Yöneticisi Anna Falth, , Guardian Küresel kalkınma web sitesi editörü Liz Ford, Twitter Ürün Yöneticisi Mollie Vandor ve Plan International Uzmanı Keshet Bachan panelist olarak yer almışlardır.

İlk olarak söz alan Anna Falth, “empowerwomen.org” adlı sitenin kadınların ekonomik güçlenmeleri adına işbirliği, öğrenme ve yeniliği destekleyen küresel bir platform olduğundan söz etmiştir. Sn. Falth, 190’dan fazla ekonomide kadınları ve erkekleri özel sektör, sivil toplum, akademi, hükümetler ve uluslararası organizasyonlar ile buluşturan sitenin, kadınların güçlenmeleri için kaynak ve araçların keşfedilmesini sağlamakta olduğunu belirtmiştir. Yürütmüş oldukları “I am (wo)man” başlıklı dijital medya kampanyasından bahseden Sn. Falth, tüm dünyada kadınları ve erkekleri, kadınların ekonomik güçlenmelerinin kendilerine ne ifade ettiğini kendi bakış açılarından anlatan bir fotoğrafla paylaşmaya davet ettiklerini ifade etmiştir. Sosyal medyanın gücünü kullanarak kadınların ekonomik güçlenmelerine dikkat çekmeyi hedeflediklerini belirten Sn. Falth, bu anlamda radyo, blog, twitter gibi araçları etkin kullandıklarını vurgulamıştır.

Guardian gazetesi küresel kalkınma web sitesi editörü Liz Ford ise konuşmasında Guardian olarak yürüttükleri “Katine Projesi”nden bahsetmiştir. 2007 yılında başlatılan ve üç yıl süren proje ile Uganda’nı Katine bölgesindeki kalkınmanın desteklenmesi amaçlanmıştır. Katine web sitesinde proje kapsamında hibe edilen fon ile neler yapıldığının yanı sıra bölgede yaşayan 25.000 kişinin hayatlarının nasıl değişti de gözler önüne serilmektedir. Sitenin en önemli işlevlerinden birinin Katine’de yaşayan bireylerin düşüncelerinin aktarılması olduğunu belirten Sn. Ford, 2010 yılında siteye kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği başlıklarının da eklendiğini ifade etmiştir. Guardian gazetesinin küresel bir erişim ağları olduğunu vurgulayan Sn. Ford, yine de bazı zorluklara baş etmek zorunda olduklarını belirtmiştir. Sn. Ford, sitenin sadece İngilizce olması, sitede yer alan haberlerin ilgi çekici olması zorunluluğu, insanların kısıtlı zamanlarının olması ve özellikle kadın hakları konusunda olumsuz görüşü olan kişilerin çok olması gibi zorluklardan bahsederek konuşmasını sonlandırmıştır.

Twitter Ürün Yöneticisi Mollie Vandor ise konuşmasına salonda bulunanlar arasında kaç kişinin Twitter hesabı olduğunu ve kaç kişinin şu anda tweet attığını sorarak başlamıştır. Oldukça fazla sayıda kişinin el kaldırması üzerine Sn. Vandor, Twitter’ın küresel düzeyde insanları nasıl etkilediği konusunda örnekler vermiştir. 2015 Oscar ödül töreninde oyuncu Patricia Arquette’nin konuşmasında kadınlar için “eşit işe eşit ücret” talep etmesi üzerine Twitter’da milyonlarca kişinin bu konu hakkında konuştuğunu ifade etmiştir. Kadın hakları ve kadın erkek eşitliği konusunda atılan tweetlerin oranının %300 arttığını belirten Sn. Vandor, özellikle UN Women tarafından yürütülmekte olan HeforShe kampanyasının bunda etkili olduğunu vurgulamıştır. Sn. Vandor, kadınların şiddete maruz kalmalarına rağmen eşlerini neden terk etmediklerini #WhyIStayed etiketi ile açıklamalarının, kadına yönelik şiddet konusunda farkındalık artırdığının altını çizmiştir.

Son olarak söz alan Plan International Uzmanı Keshet Bachan, sözlerine sosyal medyanın kadın hareketinin görünümünü değiştirdiğini belirterek başlamıştır. Twitter, kısa mesaj kampanyaları, çevrimiçi tartışmalar, Youtube, Facebook gibi araçların önemine değinen Sn. Bachan, şimdiye kadar Nobel Ödülü kazanan en genç kişi olan Malala Yousafzai’nin kadınların eğitim haklarına erişimleri konusunda sosyal medyayı kullanmasına dikkat çekmiştir. Sn. Bachan, çevrimiçi ve çevrimdışı aktivizm arasında bir açıklık olduğunu ama bu açıklığını gittikçe kapandığını belirterek sözlerini noktalamıştır.


Yüklə 471,55 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   23




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin