BiSMİllahirrahmanirrahiM قَالَ رَسُول الله



Yüklə 0,84 Mb.
səhifə23/38
tarix29.08.2018
ölçüsü0,84 Mb.
#75836
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   38

4- DUALARI


a) Seher Vakitleri Okuduğu Dua:

İmam (a.s) her ramazan gecesinin seherinde rabbine münacat eder, dua eder ve büyük bir içtenlikle Ona yalvarırdı. Bu mübarek duayı Ebu Hamza es-Sumali rivayet ettiği için Ebu Hamza es-Sumali duası da denir. Ehl-i Beyt İmamlarından (a.s) rivayet edilen duaların içinde bir iman ve ilim hazinesi konumundadır. İmam'ın (a.s), her şeyden kendini uzaklaştırıp Allah'a yönelişini temsil etmektedir. Bunun yanında nefsi aldatıcı duygulardan ve şehevi arzulardan alıkoyucu öğütler, vaazlar da içermektedir. Bu dua üslubunun güzelliği, göz kamaştırıcı beyanı ve maksadı harikulade bir ifade tarzıyla sunma belagatı açısından da eşsizdir. Allah karşısında bir tezellülü, huşuu ve boyun eğişi tasvir ediyor ki, ancak masum bir İmam'dan böylesi bir dua sadır olabilir.



Bu dua, iyi ve salih Müslümanlar nezdinde önemli bir yer edinmiştir. Bu duayla Allah'a yalvarmayı kendilerine alışkanlık haline getirmişlerdir. İmam'ın (a.s) bu duasından bazı pasajları aşağıya alıyoruz:

"İlahi! Cezanla beni terbiye etme. Tuzaklarınla beni tuzağa düşürme. İyilik ancak senin katından olduğu halde, ben nereden bulayım iyiliği rabbim? Ancak senin yardımınla mümkün olabildiği halde ben nasıl kurtulayım? İyilik yapan kimse senin yardımından ve rahmetinden müstağni olmadığı gibi kötülük yapan ve sana karşı küstahlaşan kimse de senin kudretinin dışına çıkamaz…

Seninle tanıdım seni. Kendini bana sen gösterdin, beni kendine çağırdın. Eğer sen olmasaydın, senin kim olduğunu bilemezdim.

Beni çağırdığında icabet etmeyi ağırdan da alsam, geciksem de, kendisine dua ettiğimde derhal bana icabet eden Allah'a hamdolsun. Benden borç (karz-ı hasen) istediğinde cimrilik etsem de, ben kendisinden istediğimde derhal bana veren Allah'a hamdolsun…

Efendim! Sana günahlarının lal ettiği bir dille dua ediyorum. Suçları tarafından ablukaya alınan bir kalp ile sana yalvarıyorum rabbim! Ürkerek, arzu ederek, umarak ve korkarak sana dua ediyorum rabbim! Efendim! Günahlarımı gördüğümde ürktüm. Ama senin keremini görünce umuda kapıldım…

Ey bağışlaması geniş ve ey ellerini rahmetle uzatan! İzzetin hakkı için, ey efendim! Beni geri çevirsen de kapından ayrılmayacağım. Sana yakarmaktan vazgeçmeyeceğim. Çünkü cömertliğini ve keremini biliyorum…

Allahım;ne zaman sana ibadet etmeğe hazırlandımsa ve namaz kılmak için sana yöneldimse bana dalgınlık ve uyku verdin, sana yalvarış ve münacat halini benden aldın. -Allahım- neden böyle bir duruma düştüm? Ne zaman ıslah olduğumu ve tövbe edenlerin toplantılarına katılmaya yakın olduğumu sandımsa azmimi kıran ve sana kulluk etmeğe engel olan önemli bir hadiseyle karşı karşıya kaldım. Ey mevlam yoksa beni kapından kovmuş ve hizmetinden kenara mı itmişsin?

Belki de, senin hakkını hafife aldığımı gördüğün için beni kendinden uzaklaştırmışsın. Veya senden yüz çevirdiğimi gördüğün için bana gazap etmiş veya beni yalancılardan sayıp da teveccühünden atmışsın. Veya nimetlerinin şükrünü yerine getirmeyen bir kul olduğumu gördüğün için beni mahrum etmişsin. Veya alimlerin toplantısından uzak olduğum için beni aşağılamış veya beni gafillerden sayıp dolayısıyla rahmetinden ümidimi kesmişsin. Veya başı boş insanların toplantılarına meyil ettiğimi görüp beni onlara dost kılmışsın. Veya benim duâmı işitmek istemediğin için beni dergahından uzaklaştırmışsın. Veya suçum, günahım ve senden utanmadığım için beni cezalandırmışsın…

Allah'ım! Beni (kıyamet günü) ağır zincirlere vurup insanların arasında ihsanını benden kessen, insanların gözlerini kusurlarımı görmeye açsan, ateşe sürüklenmemi emretsen ve benimle iyi kulların arasında ayrılık düşürsen, yine de senden ümit kesmem; affına olan ümidimden vazgeçmem; senin sevgin hiçbir zaman kalbimden çıkmaz…

Bu dünyada garipliğime, ölüm anında kederime, kabirde yalnızlığıma ve lâhitte tenhalığıma merhamet et. Hesap vermek için huzuruna vardığımda zelilliğime acı. İnsanların bilmediği günahlarımı bağışla. Her zaman kusurlarımı ört. Ölüm döşeğine düştüğümde, dostlar başıma toplanıp beni sağa sola hareket ettirdiklerinde bana merhamet et. Gusül için yatırılıp salih komşularım tarafından sağa sola çevrildiğimde bana lütufta bulun. Cenazem akrabalarım tarafından taşındığında bana merhamet et. Bu dünyadan ayrıldığımda ve senin huzuruna varmak için tek başıma kabre koyulduğumda bana ihsanda bulun. Yeni evimde (kabirde) garipliğime (yalnızlığıma) acı. Böylece senden başkasına menus olmamı sağla…

Ramazan ayının günleri peyderpey geçerken İmam (a.s) hüzünlenirdi. Çünkü ramazan Allah'ın velilerinin bayramıdır. Ramazana olağanüstü bir dua ile veda ederdi. Bu duanın bazı bölümlerini aşağıya alıyoruz:



"Selam sana ey büyük Allah'ın ayı ve ey Allah'ın velilerinin bayramı!

Selam sana, ey beraber geçirilen vakitlerin en kerimi! Günler ve saatler içinde ayların en hayırlısı!

Selam sana, ey ümitlerin yaklaştığı ve amellerin yayıldığı ay!

Selam sana, ey varlığında değeri yüce, yokluğunda hüznü derin, ayrılığı elem veren ümit kaynağı!

Selam sana, ey sıcak dost, gelişiyle sevince boğan! Tükenişi yalnızlık ve acı olan!

Selam sana, ey kalpleri incelten ve günahları azaltan komşu!

Selam sana, ey şeytana karşı yardım eden dost!

Selam sana ve bin aydan daha hayırlı kadir gecesine!

Selam sana, dün ne kadar sana düşkündük ve yarın ne kadar özleyeceğiz seni!

Allah'ım! Bu ayın çekilmesiyle hatalarımızı çekip al, bu ayın çıkışıyla bizi günahlarımızdan çıkar. Bizi, bu aya layık en mutlu, bu aydan en çok istifade eden kimselerden eyle…"1

5- HACCI


Hacca ve umreye şöyle teşvik ederdi: "Hacca gidin ve umre ziyaretinde bulunun; bedenleriniz sıhhat bulsun, rızkınız genişlesin, imanınız ıslah olsun, insanların ve ailenizin ihtiyaçlarını karşılayasınız."2

Hacla ilgili olarak şöyle buyurmuştur: "Hacca gidenin günahları bağışlanmıştır, cennet ona vacip kılınmıştır. Yeniden amel defteri yazılır. Ailesi ve malı koruma altındadır."3



"Safa ve Merve tepeleri arasında saiy eden kimseye melekler şefaat eder."4

Allah'ın dokunulmaz / haram evinden döndükleri zaman hacılara ikramda bulunulmasına çağırırdı ve şöyle derdi: "Hacılar döndükleri zaman onların dönüşüyle sevinin, gelişlerini müjdeleyin, onlarla musafaha edin, onlara saygı gösterin. Böylece, günah onlara karışmadan önce sevap hususunda onlara karışırsınız."3

Tıpkı babası ve amcası Hasan (a.s) gibi birden çok defa yürüyerek hacca gitti. Deve sırtında yirmi defa hacca gitti. Bu devesine çok iyi davranırdı.

İbrahim b. Ali şöyle der. "Ali b. Hüseyin'le beraber hacca gittim. Devesi inatlaşıp yerinden ayrılmadı. O da deveye bir değnekle dürttü. Sonra elini çekti ve şöyle dedi: Ah! Ne acıdır kısas!"4

İmam (a.s) Allah'ın haram evine yolculuk etmek istediği zaman hafızlar ve alimler etrafını sarardı. Çünkü ondan ilim, irfan, hikmet ve adap öğrenirlerdi. Said b. Müseyyeb şöyle der: Ali b. Hüseyin gitmedikçe kariler Mekke'ye gitmezlerdi. O yola çıktığında biz de bin atlı olarak onunla beraber çıktık.5

İhrama girilen yerlerden birine geldiğinde, ihrama dair sünnetleri uygulamaya başlardı. İhram giyerken telbiye getirmek istediği zaman rengi solar, huzursuz olur, telbiye getiremezdi. Sana ne oldu? denildiğinde ise şu cevabı verirdi: Lebbeyk (davetini kabul ettim) dediğimde, bana: (La lebbeyk) "Hoş gelmedin," diye karşılık verilmesinden korkuyorum.

Telbiye getirdiği zaman, Allah'a karşı duyduğu korkudan kendinden geçer bayılırdı. Bineğinin sırtından yere düşerdi. Haccını tamamlayıncaya kadar bu hal onda görülürdü.6

İmam (a.s), Beyt-i haram'daki hac menasikini tamamlayınca rahmet oluğunun altında namaza dururdu. Tavus el-Yemani, onu bu mekanda namaz kılarken gördü. Allah'a dua ediyor, Allah korkusundan ağlıyordu. Namazı tamamlayınca Tavus ona şöyle dedi: "Seni huşu halinde görüyorum. Ama senin üç özelliğin var ki, bunların seni korkudan emin kılmalarını umuyorum. Birincisi, sen Resulullah'ın (s.a.a) oğlusun. İkincisi, dedenin şefaati. Üçüncüsü, Allah'ın rahmeti.

İmam (a.s) ona şu karşılığı verdi: "Ey Tavus! Resulullah'ın (s.a.a) oğlu olmam, beni güvende kılmaz. Çünkü ben Allah'ın şu sözünü duydum: 'O gün artık aralarında akrabalık bağları kalmamıştır; birbirlerini arayıp sormazlar.'1 Dedemin (s.a.a) şefaati de beni güvende kılmaz. Çünkü yüce Allah şöyle buyuruyor: 'Allah rızasına ulaşmış olanlardan başkasına şefaat etmezler.'2 Allah'ın rahmetine gelince, yüce Allah bu hususta şöyle buyuruyor: "Muhakkak ki iyilik edenlere Allah'ın rahmeti çok yakındır."3 Bense, Muhsinlerden olup olmadığımı bilmiyorum."4

Tavus şöyle der: "Ali b. Hüseyin'i yatsı namazından sabah vaktine kadar kabeyi tavaf edip ibadet ettiğini gördüm. Etrafta kimsenin olmadığını gördüğünde gözlerini göğe doğru kaldırdı ve şöyle dedi: "İlahi! Göğünün yıldızları kayboldu, mahlukatının gözleri kapandı. Ama senin kapıların dileyenlere açıktır. Seni bağışlayasın, bana merhamet edesin, kıyamet meydanında dedem Muhammed'in (s.a.a) yüzünü bana gösteresin diye sana geldim." Sonra ağladı ve şöyle dedi: "İzzetin ve celalin hakkı için, sana isyan ederken senden kuşkulandığım, cezanı bilmediğim, cezalandırmandan korkmadığım için isyan etmiş değildim. Fakat nefsim bana telkin etti, üzerime gerdiğin perden de buna yardım etti. Şu anda azabınla karşı karşıya kalsam, kim kurtaracak beni. Bana uzattığın kurtuluş ipini koparırsan kimin ipine sarılayım…" Sonra secdeye kapandı. Ona yaklaştım, başını kaldırdım, bağrıma koydum. Göz yaşlarım mübarek yanaklarına döküldü. Doğruldu ve hafifçe şöyle dedi: "Kimdir bu beni rabbimi anmaktan alıkoyan?"

Tavus büyük bir saygı ve tevazu ile cevap verdi: "Ben Tavus b. Yeman'ım, ey Resulullah'ın (s.a.a) oğlu! Bu korku, bu dehşet ve bu sızı nedir böyle? Asıl biz asilerin ve suçluların böyle yapması gerekir! Senin baban Hüseyin b. Ali, annen Fatimetu'z-Zehra, deden ise Resulullah'tır.

İmam (a.s) ona şu cevabı verdi: "Heyhat! Heyhat! Ey Tavus! Babamdan, annemden ve dedemden söz etmeyi bırak. Allah, cenneti kendisine itaat edenler, iyilik edenler için yaratmıştır, bunlar isterse Habeşli köleler olsunlar. Cehennemi de kendisine isyan edenler için yaratmıştır, bunlar da isterse Kureyşli efendiler olsunlar. Yoksa Allah'ın şu sözünü duymadın mı: 'Sura üflendiği zaman artık aralarında akrabalık bağları kalmamıştır;; birbirlerini de arayıp sormazlar.'1 Allah'a yemin ederim ki, yarın, önceden işleyip takdim ettiğin salih amellerden başka bir şeyin sana faydası olmayacaktır.2



Yüklə 0,84 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin