Biz bu araştırmamızda kutsal kitabımız olan Kur’an-ı Kerimde yer alan temsilleri çeşitli yönleriyle ele alıp, bu konuda bilgi vermeye çalışacağız


-Çok Efendili Köle ile Tek Efendili Köle



Yüklə 0,74 Mb.
səhifə31/41
tarix02.11.2017
ölçüsü0,74 Mb.
#27821
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   ...   41

104-Çok Efendili Köle ile Tek Efendili Köle


Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur'an'da insanlara. her türlü misali verdik. Korunsunlar diye, pürüzsüz Arapça bir Kur'an indirdik.Allah, çekişip duran birçok ortakların sahip olduğu bir adam (köle) ile yalnız bir kişiye bağlı olan bir adamı misal olarak verir. Bu ikisi eşit midir? Hamd Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu bilmezler” (Zümer:39/27-29)

Ayeti kerime, şirkin batıl olduğunu açık bir şekilde göstermek için verilmiş bir temsildir. Yani birden fazla efendisi olan bir kölenin onların hangisinin emrine itaat edeceğini, şaşıracağını, bir çok meşakkat ve zahmetle tereddüt içinde kalacağını,; müşrikin haline misal verdi. 356 Ama bir başka köle ise İhlasla sadece bir efendiye hizmet ediyor. Efendisi de onun ihtiyaçlarını görüyor ve ona yardım ediyor. Bunlar elbette bir birine eşit değildir.357


105-Kitap Gibi Dürülen Gökler


Onlar Allah'ı hakkıyla tanıyıp bilemediler. Kıyamet günü bütün yeryüzü O'nun tasarrufundadır. Gökler O'nun kudret eliyle dürülmüş olacaktır. O, müşriklerin ortak koşmalarından yüce ve münezzehtir.” (Zümer:39/67)

Ayet bütün olarak ele alındığında burada Allah’ın azametini,O’nun yüceliğini insanların zihninde canlı hale getiren bir tasvir ve bir temsilin söz konusu olduğu görülecektir. . Burada ne Allah’ın avuçla tutması ve nede O’nun sağ elinin olması gibi kelimeler için hakikat yönüne girmeye gerek yoktur.358


106-Kalplerinde Örtü, Kulaklarında ağırlık Olanlar


Ve dediler ki: Bizi çağırdığın şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Kulaklarımızda da bir ağırlık vardır. Bizimle senin aranda bir perde bulunmaktadır. Onun için sen (istediğini) yap, biz de yapmaktayız!” (Fussilet:41/5)

Bu ayeti kerimede Yüce Allah Nebi(sav)’in çağrısına kulak vermeyenleri sağırlara, anlamak istemeyenleri de beyinsizlere benzetmektedir. Çünkü Kur’an literatüründe kalp genelde akıl ve anlayış için kullanılmaktadır. Ayette, kendi duygu sınırları içinde kalıp Allah’ı da bu sınır içinde maddeleştiren inkarcıların hakkı kabul etmemelerinin üç nedeni üzerinde durulmaktadır.



  • Kalplerinin kılıflı olması

  • Kulaklarında ağırlık bulunması

  • Onlarla Nebi (sav) arasında gerili bir perdenin konulması

Bunlar kalbin nefis, şehvet ve heveslerle örtülü olup madde ile katılaşması, şöhrete bütün benliklerini kaptırmaları, sınırsız hürriyetlerini sınırlamak isteyen Peygamber ile kendi arlarına bu ölçüsüz ve adaletsiz hürriyet alışkanlıklarını engel koyduklarını göstermektedir.

Ayette geçen “Ekinneh” ifadesi “Kinan” ın çoğuludur. Kinan ise okların konulduğu kılıfa denir. 359 Kureyş, bu sözleriyle Kur’an’ın dinlemekten kaçınarak, Hz. Peygamber’le aralarındaki din ihtilafını açığa vuruyor ve Allah’ın Resulü Kur’an okuyup Allah’a çağırdığı zaman kendisiyle alay ediyordu.


107-Boynu Bükük Kuru Toprak


Senin yeryüzünü kupkuru görmen de Allah'ın âyetlerindendir. Biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman, harekete geçip kabarır. Ona can veren, elbette ölüleri de diriltir. O, her şeye kadirdir.” (Fussilet:41/39)

Ayeti kerime de Yüce Allah, kışın ölü gibi duran ve hiçbir canlılık alameti görülmeyen toprağın ve ürerindeki bitkilerin baharın ilk yağmurlarıyla yeşerip canlanmasına, İnsanın tekrar yeniden dirilmesini temsili bir anlatımla örnek göstermiştir. Ayette yüce Allah, ölülerin diriltileceğini ölü gibi kuru toprağın yağmurla Allah tarafından yeşerip canlanmasını delil getirmiştir. Yeryüzünün hüsran ve kuraklık halindeki perişanlığı, zillete düşmüş bir kimsenin boynunu büktüğü huşu, yani perişan halinde benzetilmiştir. Bu benzetme bir taraftan secde etmek istemeyen kibirli kimselerin nihayet toprak olup zelil olduklarını hatırlattığı gibi, bir taraftan da alçak gönüllü olanların yükseleceklerine işaret için buyuruluyor ki derken onun üzerine o suyu indirdiğimiz zaman titrer, deprenir ve kabarır şüphe yok ki ona o hayatı veren, o yeryüzünü öyle dirilten elbette ölüleri de diriltir. Ruhsuz cesetlere ruh verir. Şüphesiz ki O, her şeye kadirdir. İradesinin yöneldiği her şey vücuda gelir, kâfirler yıkılır, müminler yükselir. Onun için şu andan itibaren yılmayıp davete atılmalıdır. 360

Ayet hakkında S.Kutup şu yorumu yapmaktadır: “Ayette boynu büküklük olarak ifade edilen yerin durumu, üzerine suyun inmesinden önceki hareketsizliğidir. Üzerine su döküldüğü zaman titreşiyor, kabarıyor. Sanki yerin bu hareketi, hayat bahşeden sebeplere karşı yüce Allah'a yönelik bir şükür, bir ibadet ifadesidir. Çünkü bu ayetin içinde yer aldığı atmosfer, ibadet, teşbih ve boyun bükmeyi anlatan ayetlerin oluşturduğu atmosferdir. Bu yüzden yeryüzü sahnede yer alan uygun bir duygu ile, uygun bir hareket ile sahnenin vermek istediği mesafe katkıda bulunan bir şahısmış gibi sunuluyor...”361

108-Uzaktan Kendilerine Çağrılanlar


Eğer biz onu, yabancı dilden bir Kur'an kılsaydık, diyeceklerdi ki: Ayetleri tafsilatlı şekilde açıklanmalı değil miydi? Arap’a yabancı dilden (kitap) olur mu? De ki: O, inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifadır. İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an onlara kapalıdır. (Sanki) onlara uzak bir yerden bağırılıyor (da Kur'an'da ne söylendiğini anlamıyorlar.)” (Fussilet:41/44)

Bu emsalsiz benzetme ile inatçı kafirlerin ruh hallerinin bir portresi çizilmiş ve kendileri duyup ta bir şey anlamayan akılsız hayvanlara benzetilmiştir. Onlar tıpkı kendilerine uzaktan seslenilen insanlara benzerler uzaktan çağrılan kimseler ses duysalar da bağıranın sözlerini anlayamazlar, kelimeleri seçemezler. Kendilerine sanki bir uğultu geliyormuş gibi gelir ve bir anlam ifade etmezler.Taassup içinde olan insanın karşısındakini dinlememesi normaldir. Konuşmacı sözünün karşı tarafa ulaşmadığını ve kalbinde nefret uyandırdığını hemen hisseder. İşte aynı husus burada da söz konusudur. Özetle söylemek gerekirse Müşrik veya Kafirlerin Kur’an-ı anlamak istemeyişleri tasvir edilmekte ve Kur’an’ın çağrısına karşı, laf anlamayan, sadece bir ses ve bir bağırtı duya hayvanlar gibi davrandıkları anlatılmaktadır. 362İbni Abbas ayet hakkında: Yüce Allah onların çağrı ve seslenmekten başka bir şey anlamayan “Hayvanlar” gibi olduğunu anlatmak istiyor” diye yorum yapmıştır.363



Yüklə 0,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   ...   41




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin