Biz bu araştırmamızda kutsal kitabımız olan Kur’an-ı Kerimde yer alan temsilleri çeşitli yönleriyle ele alıp, bu konuda bilgi vermeye çalışacağız


-Boyunlarını Bükerek Göz Ucuyla Bakanlar



Yüklə 0,74 Mb.
səhifə32/41
tarix02.11.2017
ölçüsü0,74 Mb.
#27821
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   41

109-Boyunlarını Bükerek Göz Ucuyla Bakanlar


Ateşe arz olunurlarken onların, zilletten başlarını öne eğerek göz ucuyla gizli gizli baktıklarını göreceksin. İnananlar da: İşte asıl ziyana uğrayanlar, kıyamet günü kendilerini ve ailelerini ziyana sokanlardır, diyecekler. Kesinlikle biliniz ki, zalimler, sürekli bir azap içindedirler.”(Şura:42/45)

Ayet,zalimlerin ahiretteki durumlarını ortaya koymaktadır. İnsan korkunç bir şet ile karşılaştığı zaman, korkudan hemen gözlerini kapatır, fakat yinede kendini bakmaktan alı koyamaz ve o şeyin kendine ne kadar yakın olup olmadığına bir bakar. Ve sonra yeniden gözlerini kapatır. İşte cehenneme sevk edilenler insanların o andaki halleri bu şekilde tasvir edilmiştir. Zalimler azgın olduklarından onlara en uygun düşen hal kıyamet gününde zillete dücar olmalarıdır. Onlar azabı gördükleri vakit büyüklenmeleri tamamen söner ve hayal kırıklığı içinde sorarlar : “Geri dönecek bir yol yok mudur?” Bu ifadede ümitsizlik ve heyecan içerisinde herhangi bir kurtuluş yolu bekler halde bir çöküntü içindedirler. Ayrıca ayette geçen “kıyamette ziyana uğrama”, cehennemde ebedi kalma ve cennette hazırlanan nimetlerden mahrum bırakılma şeklinde açıklanmıştır


110-Yüzü Sim Siyah Kesilenler


Onlardan biri, Rahmân'a isnat ettiği kız çocuğuyla müjdelenince, hiddetlenerek yüzü simsiyah kesilir. Süs içinde yetiştirilip savaş edemeyecek olanı mı istemiyorlar? (Onları Allah'ın parçası mı sayıyorlar?).”(Zuhruf:43/17,18)

Ayette ifade edildiği gibi kızları Allah’tan, oğulları kendilerinden saydıkları için, kız çocuğunun doğum haberine üzülür ve sinirlenirlerdi. Sonra da kızları diri diri kuma gömerlerdi. Ayeti kerimede bu vahim olay tasvir edilmektedir. Ayrıca ayet, kadınlardaki süslenme özellikleriyle, mücadeledeki zayıflıklarına işaret etmektedir. 364

Ayetlerle ilgili Kutup şu yorumu getirir: “Kendilerine müjdelendiği zaman öfkelendikleri bir şeyi Allah'a nispet etmemek takınılması gereken zorunlu bir edep tavrı değil miydi? Uygun olanı bu değil miydi? Oysa onlardan birine kız evladın oldu diye haber verildiği zaman, öfkesinden yüzü simsiyah kesilir. Öfkeleri yüzlerinden okunur. Kızar, kız çocuğunun olduğunu gizlemeye çalışırlar. Kızgınlıktan parçalanacak gibi olurlar. Şu halde süs içinde, nazla, şefkatle büyüyen kızları Allah'a nispet etmeleri yakışık alıyor mu? Edep tavrına uyuyor mu? Bilindiği gibi kızlar kavgaya, savaşmaya güç yetiremezlerdi. Fakat onlar toplum olarak savaşçılardan ve söz ustalarından hoşlanırlardı. Kur'an-ı Kerim onları kendi mantıklarını kullanarak suçüstü yakalıyor. Nefret ettikleri şeyleri yüceltip Allah'a dayandırmalarından dolayı onları utandırıyor. Mutlaka böyle bir şey yapmak zorundaydılarsa hoşlandıkları, sevindikleri şeyleri seçip Rabb'lerine dayandırsalardı ya.”365

111-Ön Yargılı İnsanların İnatçı Tutumları


Meryem oğlu İsa, bir misal olarak anlatılınca senin kavmin hemen bağrışmaya başladılar.Bizim tanrılarımız mı hayırlı, yoksa o mu? dediler. Bunu sana ancak tartışmak için söylediler. Doğrusu onlar kavgacı bir toplumdur. O, sadece kendisine nimet verdiğimiz ve İsrail oğullarına örnek kıldığımız bir kuldur.”(Zuhruf:43/57-60)

Rivayet edildiğine göre, Hz. İsa ve annesi Meryem’le ilgili bir meselenin konuşulduğu toplantıda müşriklerden biri “Eğer tapılan İsa, Meryem, Üzeyr ve melekler cehennemdeyse onlarla beraber olmaya razıyız” demiş, bu söze müşrikler gülmüşlerdi. Ayet, onların bu şımarık tavırları hakkında inmiştir. Bu sözleriyle müşriklerin tanrılarını, Hz. İsa ile karşılaştırmaya yeltendikleri anlaşılmaktadır. Ayet, Hz. İsa’nın peygamberlik nimetine erişen ve babasız doğuşuyla da İsrail oğullarına ilahi kudretin örneği olarak getirilen büyük bir zat olduğunu teyit etmektedir.366


112-Yerin ve Göğün Ağlaması


Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi.”(Duhan:44/29)

Bu ayeti kerimede temsili bir anlatım söz konusudur. Allah Teala, Peygamberine verdiği sözü tutmayan Firavun ve yandaşlarını helak ettiği zaman onların peşinden kimsenin ağlamadığını ve onlara kimsenin acımadığını bu mecazi ifadeyle bize ibretli bir şekilde ifade etmiştir.

Bir görüşe göre Araplar içinde büyük birisi ölünce “Dünya onun için karardı, Ay- Güneş tutuldu, rüzgar, gök ve yer ağladı” derlermiş.367 Nitekim H. Peygamber(sav)in oğlu İbrahim vefat edince Güneş tutulmuştu. İbrahim’in ölmesi yüzünde güneşin tutulduğunu söyleyenler olmuş. Bunun üzerine Nebi güneş ve Ay’ın birinin ölümüyle tutulmayacağını ifade ettiler.368Bu onun ölümüne üzülme ve ağlamanın gerekliliğini vurgulamak için temsil ve zihinde canlandırma yoluyla söylenmiştir. Buna göre ayetin manası şöyle olur: Firavun ve kavmi helak oldu onların başlarına gelen bu musibet büyük olmadı. Onlar için arkada kalıp ağlayan kimse bulunmadı. Bir görüşe göre de burada muzaf hazfedilmiştir. Yani onlara yerde ve gökte bulunanlar ağlamadı demektir. 369

Ayrıca “Onlara yer ve gök ağlamadı” ifadelerinde bir aşağılama ve bir küçük düşürmede söz konusudur. Şu büyüklenen zalimleri ve azgınları gökte ve yerde hiç kimse ciddiye almıyor, hesaba katmıyor. Bir karıncanın bir bitkinin yok olması gibi ortadan yok oluyorlar.insanları ayaklarıyla çiğneyen bu zalimler bir haşere gibi yok olup gidiyorlar.


113-Örtülen Günahlar


İnkâr edenlerin ve Allah yolundan alıkoyanların işlerini Allah boşa çıkarmıştır. İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir Bunun sebebi, inkâr edenlerin bâtıla uymaları, inananların da Rablerinden gelen hakka uymuş olmalarıdır. İşte böylece Allah, insanlara kendilerinden misallerini anlatır”(Muhammed,44/1-3)

Ayetlerde Kafirlerin eylemlerinin boşa çıkmasının;Müminlerin ise bağışlanıp huzura kavuşturulmasının nedeni edebi bir üslupla anlatılmaktadır. Böyle de olmuştur. Çünkü kafirler batıla; İnananlar ise Rablerinden gelen gerçeğe uymuşlardır. Ayetin sonunda Allah’ın insanlara durumu böyle güzel benzetmelerle anlattığı belirtilmiştir.370 Mekke halkı, İslam’a girmekten çekiniyor, üstelik İslam’a girenleri de çevirmeye, alıkoymaya uğraşıyordu. Ayet, böyle inkar içinde bulunan bir topluluğun, fakirlere yemek yedirmek, sıla-i rahim yapmak, esirleri azat etmek, Mescid-i Haram’ın imarına çalışmak gibi amellerinin boşa gideceğini belirterek, bu davranışlarının dünyada faydasını görseler bile, ahirette sevaptan mahrum kalacaklarını açıklamaktadır.371



Yüklə 0,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   28   29   30   31   32   33   34   35   ...   41




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin