Biz bu araştırmamızda kutsal kitabımız olan Kur’an-ı Kerimde yer alan temsilleri çeşitli yönleriyle ele alıp, bu konuda bilgi vermeye çalışacağız


H- KUR’AN’DA ÖNCEKİ MESELLERE DELALAT EDEN AYETLER



Yüklə 0,74 Mb.
səhifə7/41
tarix02.11.2017
ölçüsü0,74 Mb.
#27821
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   41

H- KUR’AN’DA ÖNCEKİ MESELLERE DELALAT EDEN AYETLER


Kur’an-ı Kerim’in en önemli özelliğinden biri de indiği toplumuna kendi anlayacakları bir dille hitap etmesi ve onlara imanı kabul ettirip, yerleştirmek için belagattan ve temsillerden istifade etmiştir. Bu temsillerin çoğunda Arapların daha önce bilmediği ve kullanmadıkları bir üslup kullanmıştır. Bazen de bildikleri temsillere atıfta bulunmuştur.

Bu bağlamda Kur’an- ı Kerim, Arapların daha önceden bildiği bazı mesellere işaret ederek konu onlarında bildiği açık gerçekle vuzuha kavuşturulmuştur. Bu bağlamda şu örnekler verilebilir:

وَلاَ تَكُونُواْ كَالَّتِي نَقَضَت غَزْلَهَا مِن بَعْدِ قُوَّةٍ أَنكَاثاً


Bu Ayeti kerime Arapların “ Vecedet Harkâ-e sûfen” (Harka bir yün buldu) anlamındaki deyimleri hatırlatır. Bu kadın Kureyş’den Ümmü Rayta binti Ka’p imiş.Bulduğu yünü eğirip geri bozan bu kadın, Araplara ata sözü olmuştur. Yüce Allah yeminlerini bozarak o kadının ipi yapıp-bozması gibi olmayın diye buyurmuştur. Deyim boşuna çalışan kimseler için kullanılır.133

وَكَانَ وَرَاءهُم مَّلِكٌ يَأْخُذُ كُلَّ سَفِينَةٍ غَصْباً

“Arkalarında her sağlam gemiyi zorla alan bir Padişah vardı”134 ayeti kerimesinde padişah, Arap dilinde “Ezlemu min el-Culandâ”(Cülendâ’dan daha zalim) şeklinde ifadesini bulan deyimlerinde ki Culendâ imiş. İşte bu ayeti kerime de Cenâb-ı Hak o zalim padişahı zikreder ve o deyimi hatırlatır.135"لَهُ دَعْوَةُ الْحَقِّ وَالَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِهِ لاَ يَسْتَجِيبُونَ لَهُم بِشَيْءٍ إِلكَبَاسِطِ كَفَّيْهِ إِلَى الْمَاء لِيَبْلُغَ فَاهُ وَمَا هُوَ بِبَالِغِهِ وَمَا دُعَاء الْكَافِرِين إِلاَّ فِي ضَلاَل"


  • El açıp yalvarmaya lâyık olan ancak O'dur. O'nun dışında el açıp dua ettikleri onların isteklerini hiçbir şeyle karşılamazlar. Onlar ancak ağzına gelsin diye suya doğru iki avucunu açan kimse gibidir. Halbuki (suyu ağzına götürmedikçe) su onun ağzına girecek değildir. Kâfirlerin duası kuşkusuz hedefini şaşırmıştır.”136 Bu ayeti kerimede ki “Suya avuçlarını açıp bekleyen” ifadesindeki mana ile Arapların önceden kullandıkları.

“Kel kâbizi ale’l mâi” (Suy tutmaya çalışan) meseliyle aralarında bir mana ilişkisi vardır. Suyun, avucunu açıp uzatan kimseye gelmeyeceği gibi, “açık avuçta su durmaz” diyerek ayette bu meselin hatırlatıldığı îma edilir. Bu meseli Araplar elde edemeyeceği şeyi isteyip eline bir şey geçmeyen insanlar için kullanırlar.137

İ-ARAPLAR’IN KUR’AN AYETLERİNE DAYANARAK SÖYLEDİKLERİ MESELLER


İslam alimlerinden bazıları halk arasında yaygın olarak kullanılan atasözü, deyim ve temsillerin her ne kadar manaları farklı olsa da , aynı manayı veya yakın manaları içeren ayetlerde gizli olduklarını zikretmişlerdir. 138 Bu ayetlerin esas manası faklıdır. Fakat ikinci veya üçüncü derecede ki manaları bunlara delalet etmekte ve uygunluk göstermektedirler.

Bazı İslam alimleri ise Arap ve acemlerin tüm mesellerinin Kur’an’da olduğunu iddia etmişlerdir. 139 Buna karşı çıkılmıştır. Bu hususta Veli Ulutürk şunları söylemektedir:

“Bizce bunlar tüm insanlarca kullanılan ortak manalardır. Böyle tüm insanlık için müşterek mânâ ve kavramların, Kur’an’da mevcut gizli meseller olarak gösterilmesi yaygın mânâdaki mesel anlamıyla bilmem ne derece uygunluk gösterin?”140

Her ne kadar el-Maverdi’nin iddia ettiği gibi bütün mesellerin kur’an’da olduğunu kabul etmesek de Kur’an’da gizli misallerin olduğu inkar edilemez bir gerçektir.Bizde bunu kabulle bu hususta kitaplarda bulduğumuz el-Emsalü’l Kâmine’ye örnekleri vereceğiz:



  • La telidu’l hayyetü illel Heyyetü” (Yılandan Ancak yılan doğar)

وَلَا يَلِدُوا إِلَّا فَاجِرا كَفَّاراً

“Facir ve kafirden başkasını doğurmazlar” (Nuh,71/27)



  • Men azza bezze” (Yenen soyar)

وَعَزَّنِي فِي الْخِطَابِ

“Tartışmada beni yendi” (Sâd, 38/23)



  • Men hakare hurime”(Küçük gören mahrum olur)

وَمَن يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرّاً يَرَ

“Zerre miktarı hayır işleyen karşılığını görür” (Zilzal, 99/8)



  • Hem anlamadın, hem de istemekte kusur etmedin”

وَلَا يَأْتَلِ أُوْلُوا الْفَضْلِ مِنكُم وَالسَّعَةِ أَن يُؤْتُوا أُوْلِي الْقُرْبَى وَالْمَسَاكِينَ

İçinizde lütuf ve servet sahipleri vermemeye yemin etmesin” (Nur,24/22)



  • Allah onların ne farzını nede nafilesini kabul ersin”

وَإِن تَعْدِلْ كُلَّ عَدْلٍ لاَّ يُؤْخَذْ مِنْهَا

“Her türlü fidyeyi verseler de kabul edilmez”141

Bu konuyla ilgili olarak Suyûtî’nin İtkan’ın da şu bilgiler verilmektedir:

“el-Mâverdî der ki, Hasan ibnu’l-Fadl’a soruldu: “Sen Arap ve acem mesellerini Kur’an’dan çıkarıyorsun, öyleyse sen “İşlerin en hayırlısı orta olanıdır.” meselini Allah’ın kitabında bulur musun? O da: “Evet, dört yerde.” buyurdu.



1- “O ne pek yaşlı ne de genç ikisi arası dinçliktedir.”142

2- “Onlar harcadıkları zaman, ne israf ederler, ne kısarlar; ikisi arasında orta bir yoldur.”

3- “Elini boynunda bağlanmış olarak kılma, büsbütün de açık tutma. Sonra kınanır, hasret içinde kalakalırsın.”143

4- “Namazında sesini çok yükseltme, çok da kısma, bu ikisi arasında bir yol benimse.”144

Kendisine yine soruldu Allah’ın kitabında “Bir şeyin cahili olan, ona düşman olur.” sözünü bulabilir miyiz? Cevap olarak: “Evet iki yerde.” dedi.



1- “Hayır, onlar ilmini kuşatamadıkları ve kendilerine henüz yorumu gelmemiş bir şeyi yalanladılar.” 145

2- “Onunla hidayeti kabul etmedikleri için de “bu eski bir yalandır,” diyeceklerdir.” 146

Yine kendisine “İyilik yaptığın kişinin şerrinden sakın” manasını Allah’ın kitabından bulabilir misin.? ” O’ da evet:

“Allah ve Resûlü kendi lütuflarından onları zenginleştirdiği için öç almaya kalkıştılar”147

Yine Ona “Haber almak görmek gibi değildir.” Bulabilir misin?” diye soruldu da şu ayeti delil getirdi:

İbrahim Rabbine: Ey Rabbim! Ölüyü nasıl dirilttiğini bana göster, demişti. Rabbi ona: Yoksa inanmadın mı? dedi. İbrahim: Hayır! İnandım, fakat kalbimin mutmain olması için (görmek istedim), dedi. Bunun üzerine Allah: Öyleyse dört tane kuş yakala, onları yanına al, sonra (kesip parçala), her dağın başına onlardan bir parça koy. Sonra da onları kendine çağır; koşarak sana gelirler. Bil ki Allah azîzdir, hakîmdir, buyurdu.”148

Yine ona “Harekette bereket vardır” meseli sorulunca şu ayeti delil gösterdi:

Allah yolunda hicret eden kimse yeryüzünde gidecek bir çok güzel yer ve bolluk (imkân) bulur. Kim Allah ve Resûlü uğrunda hicret ederek evinden çıkar da sonra kendisine ölüm yetişirse artık onun mükâfatı Allah'a düşer. Allah da çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.”149

Yine O’na “zalime yardım edene Allah o zalimi musallat eder.” Meseli sorulunca şu ayeti delil gösterdi:

Onun (şeytan) hakkında şöyle yazılmıştır: Kim onu yoldaş edinirse bilsin ki (şeytan) kendisini saptıracak ve alevli ateşin azabına sürükleyecektir”150

Yine ona bunun gibi bir sürü soru sorulmuş ve hepsini teker teker cevaplamış ve ayetlerden delillerini söylemiştir.151



Yüklə 0,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   41




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin