Olur ya birgün ararsan beni, Nefesin kadar yakın, Nefretin kadar uzağım senden. Anlayamadığın sevdamın, Sindiremediğin aşkımın sürgünündeyim. O gün gerçekleri gördüğün değil, İçine düştüğün kördüğüm, Yapayalnız kalışın, Birbaşına ağlayışındandır. Çünkü sende hiç pişmanlık olmaz, Kırdığın kalbin vebali bulunmaz, Senden bir yudum sevgi bile gönül rızasıyla alınmaz, Burnun kaf dağında, Aklın bulutların ardında, Peki ya ruhun, Ruhun asla kalmadı ki bedeninde, Ulaşılamaz olduğunu aynalarla konuşurdun, Canın kimi çekerse onunla kavuşurdun, Sanki bulunmaz hint kumaşından oluşurdun, Aynalar sana küstüğünde, Ruhun sana döndüğünde, İçindeki şeytan öldüğünde, Olur ya gelirsem aklına, son çare diye, Bulursun beni, Nefretin kadar uzak, Canın kadar yakın biryerde. Ben hâlâ ilk günkü gibi tertemiz, lekesiz, Sen ise yaban ellerce kirlenmiş. Yıkanamasan, arınamasan da günahlarından, En derin izdir kalan, Aldığın ahımdan.
. . .
Ölüm yaş dinlemiyor artık, Buğra yirmibirinde, Henüz ömrün başı sayılan gençliğinde, Sırası yok, zamanı meçhul, Geriye kalan sonsuz gözyaşı, son seferinde. Oysa ne hayalleri, düşleri vardı kimbilir, Lakin çekilen acıyı bir ana, bir baba bilir, Ardından nüfustan silinir, Bir mezar taşı kalır yadigar, Bir de gencecik ölüyü sarmalayan topraklar. Kader,, alınyazısı ve acı karıştı, Ve senden kalan miras çocukluk anılarınla kuruyacak Göz pınarları. Çok erkendi be Buğra, Seni çok seven onca kişi varken burda. (aposözü) SEVGİLİ MEHMET SİRKECİOĞLU'NUN EVLADI BUĞRA'NIN BEKLENMEDİK KAYBINA İTHAFEN. SON DURAĞI CENNET OLSUN.
. . .
Bırakın elele, omuz omuza, kardeşçe, Yüreği sevgi dolu,yardımlaşarak,, hayatı paylaşarak, insanca yaşamayı, Okumaya, dinlemeye, düşünmeye üşenen bir toplumda daha fazla yazmanın bir anlamı kalmadı sanırım. Üzülüyor insan olan.
……
Onurumu, kişiliğimi, dostlarımı, sevenlerimi ve sevgilerini kaybetmektense, Yaşamımı yitirmek tercihimdir.
…….
Gün gelecek, Bir el arayacak ellerin, Sevgiyle avuçlayacak, Sohbet isteyecek gönlün, Kulakların sevgiye dair birkaç güzel söz arzulayacak, Seyahat etmek isteyeceksin yanyana mutluluğa, Aynı karede bir fotoğrafımız olsun dileyeceksin, Hatıralarda yerini alsın diye, Bir yürek olsun diyeceksin, atışlarında adını seslenecek, Ve bir çift göz arayacaksın, Sevda ile bakan, Gönlünü okşayan, Tüm acıları unutturup seni aşka kavuşturan, Bir yol olsun, sonunda ben olan, Koşmak isteyeceksin, Lakin vakit çok geç olacak, Tek kişilik yaşamak zorunda kalacaksın tüm bunları, O gün ben olamayacağım, Üzgünüm o kadar kalamayacağım. Güneşin son ışıklarıyla yalnızca anımsanacağım.
…….
Sanal seviyoruz artık, Gerçeğine layığı kalmadığından, Ona da kızan, bozulan olmuyor değil, Kimbilir belki şimdiye kadar ağızları yandığından, Belki aslını bulamadıklarından, Belki de umutları kalmadığından. Sanal seviyoruz artık, Gönüllerdeki ateş çoktan küle dönmüş, İçlerdeki çocuk çoktan öldürülmüş. Sahte insanların arasında, Yalanlar dünyasında, İdam mahkumu hayallerle, Gün sayıyoruz sanal sevgilerle.
……
Bir gözlerine baktım, Beni görmüyor, bana bakmıyordu, Dudaklarından bana dair, sevgi sözcükleri dökülmüyor, Adımı bile söylemiyorlardı, Kulakların birkez olsun duymadiki, Sana yazılmış şiirleri, Aşk namelerini, Sonra topladım valizimi, İçinde sevdadan başka hiçbir şey olmayan, Sessizce uzaklaştım sendeki limandan, Bir daha dönmemecesine, Yol aldım engin denizlere, Kıyıları unuttum artık, Yanaşmıyorum hiçbir limana, Sol yanımdaki güvertemden izliyorum maziyi, Sen ve ben olamadık, haramdır aşk bana.
…..
Bir Yaradan var halden anlayan, Gerisi yalan. Yüreğini döksen yalansız dolansız,, Sevgiden bahsetsen usulca birilerine, Dokunmadan uzaktan, Yalın ve tertemiz ruhtan, Halini anlatsan, Hiçbir şey beklemeksizin, Konuşmasan sadece yazsan, Kaçıyor kaçışıyor insanlar, Sevdamıdır onları korkutan, Herkes birbirinden şüpheli, Güven yok, inanç yok, buna hayat mı demeli. Sevginin adı taciz, Aşkın adı tecavüz, Bilmem ki nasıl sevmeli. Bir tek Yaradan, Halden anlayan, Açıyorum ellerimi semaya, Duyuyor, bir ona değer yalvarmaya, Zor anlarımda hep Süveydamda, İyi ya da kötü günümde her an dualarımda.. Bir Allah aşkı var, gerisi yalan, Diğerleri Adem ile Havva'dan kalan.
……
Kaşifin bendim senin, Oysa şimdi kimler sahiplenmiş, Okyanusları aşıp ulaşmıştım sana, Artık herkes yanaşabiliyor sendeki limana. Sahiplenemedim bile, Gönlün bir bir kondu elaleme, Hadi diyelimki suçlu benim, Hiçmi saygın yoktu, Günahı neydi seni keşfedenin. Dört yanı çevrili ada gibisin, Gün olup gömüldüğünde sulara, O gün hiçbirşey ve hiç kimsesin.
……
imdi sana bize gel desem, Kimbilir neler geçer aklından kötüye dair. Biz dediğim sol yanım, Hüzünden eser yok orda, Candan açılmış kollar, Yüreğine işleyen bakışlar, Seni bırakmamacasına sarılacak kollar, Ve hiç ayrılmayacak yollar, Hepsi sol yanımda. Sevgiymiş aşkmış, bu kelimeleri kullanmam kullanamam, Herkesin dilinin değdiği, Yerine bir türlü getirmediği, Sıradan laflar bunlar. Belki de geçmişte kandığın da olmuştur, Sahte sözler yeminler seni de bulmuştur, Hani ya neredeler, Gökyüzünde uçup kaybolan balonmuydular, Sigaranın dumanı kadar çabuk mu kayboldular, Nefesini verdin balon misali uçtular, İzmarit oldun, kül tablalarında buruşturdular. Yine saf, yine inanır kanarmısın bilinmez, Göz göre göre insan olmayana gönül verilmez. Kaldırım taşları dahi eskimişken ezilmekten, Bıkmadınmı gelip geçen, Seni, sevdanı çiğneyip giden, Kalp düşmanı yalan sevgililerden. Bize gel, Sol yanım koskoca sadakatle dayalı döşeli, Mutluluk manzaralı, Cennete nâzır, Ve herşeyiyle hazır. Gerçeği bulmak istersen gel, Kapısı açık tertemiz ruhlara, Korkma gir içeri, içtensen yok bir engel, Gel.
……
Benimki, Düşüncelerini izlemek, Hayallerini seyretmek, Yüreğini ezberlemektir. Bendeki, Rüyalarına girebilmek, Uykunda sevebilmek, Yokluğunda terketmemek, İçinden tüm geçenleri bilebilmektir. Bana düşen, Seni tüm kötülüklerden korumak, Bazen bir roman, bazen bir şiir gibi seni okuyabilmek, Sonsuzluğu sende bulabilmektir. İstiyorsan gel, Ödemene gerek yok hiçbir bedel.
…….
Hayat bu, Nereden çıktı şimdi demeyin, Kendi hayatını yaşıyor herkes, Ve kendisi için. Bir kendini seviyor, Elele kolkola omuz omuzaymış, Geç bunları, Kimi aynanın karşısında, En güzel benim edasıyla, Kimi bugün hangi genç kızın canını yaksam havasında, Birileri katına bir de yat olmalı, Birileri hatununun yanına kuma da getirmeli, Alemden bihaber olanlar yokmu, Elbet var birsürü, sürü. Geçim derdinde olanı da var, Dostuna nasıl geçiririm düşüncesinde olanı da, Sonuçta herkes bir kişilik yaşamakta, Kimseler için ölmüyor kimse, Ölmekten geçtim, hasta olan varmı sevdiğinin yerine. Paylaşılmayan hayatların birbaşına insanlarıyız, Farkına varan var, varmayan da, ama yalnızız. Niçin neden yazdın bunca lafı diyen çıkar, Onlar yazdıklarımın farkına varamayanlar. Eveeeet, lafın sonu, sözün bittiği yer, Bugün benim doğum günümmüş, Lakin face de 5000 dost var, Ve ben, Her Allah'ın günü hiç üşenmeden, Kimi gün on, bazen onbeş yirmi dosta arkadaşa, Kutlama yazarım gönülden en derinden, Aslında karşılık beklemeden, Eeee, dedim ya hayat bu, Paylaşmanın unutulduğu, Pek de önemi yok bana dair, Zaten anımsayan birkaç kişi vesair. Tüm cümle alemin sonsuza dek olan doğum günlerini peşinen kutlarım, Bitti, tükendi insanlık adına tüm umutlarım.
……
Dünü yok artık bugünün, Yarına bakmalı, Sevdadan nasibini alamamışlara, Senin de adını yazmalı. Git, Yüreğinin değil, Arzularının götürdüğü yere git, İster meze ol zevki sefalara, İstersen kal tek başına, ıssız kaldırımlarda, Ben lekesiz severim, Ve öyle sevmiştim, Ya sana sıvanmış balçıklar, Hangi yağmurlarda yıkanacaklar. Sen kaderim değildin, Asla olmadın, Ben sevgiliye verecek yüreği yolda bulmadım. Adın bende saklı, soyadımı alamadın, Şükür ki kanmadım sana, bende kalmadın.
…….
Eskidik be dostum, Hem de çok eskidik. Ne çöplükler kabul ediyor sevgimizi, Ne de eskici alıyor aşkımızı, Gözlerden çoktan düşmüşüz, Yüreklerde yer verilse bile, En arka sıralarda, Artık sevdalarda kullan at modelleri var, Bizimkisi düştü bit pazarına kadar, Eskidik be dostum, Uymuyoruz hiçbir bedene, Almıyorlar eski diye, hiçbir kalbe, Göremiyorlar baksalar da gözleriyle, Miyadı dolmuş birer insan gibiyiz. Oysa bilmezler ki sol yanımızın büyüklüğünü, Ölmeyecek ruhumuzdaki aşkın bonkörlüğünü, Anladık göreceli seven kalplerin nankörlüğünü, Eskimişiz, öyle diyorlar, Belli ki içlerinden gülüyorlar. İstersek yeniden yazarız, Aşkın sevdanın şiirlerini, kitabını, Lakin değmez, Şimdilerde parayla satın alıyorlar sevgilerini aşklarını. Boşver, biz eskimiş olalım, Bir yudum sevgi için namerde muhtaç kalmayalım.
……..
Suç bende, Aşağılara inmemeliydim, Sevmek adına yerin dibine girmemeliydim. Sevdamı hazmedemedin, kustun, Ben ise sadece sustum. Farkında değilmisin hâlâ, Ne mücevhercinin vitrinindeki değerli taş, Ne de ipekli bulunmaz bir kumaş, Sende de varolan iki göz, iki kaş, Çok büyütmüşüm seni gönlümde, Karşılaşmak istemem bir daha şu kalan ömrümde. Artık sahte gülüşlerin, İçten olmayan öpücüklerin, Başkalarına peşkeş çektiğin yüreğinin, Hiçbir anlamı yok bende. Bitmesi yaklaşmış bir mumun son ışıklarısın, Birbaşına kalıp, yüzüne bakanlar tükendiğinde, işte o gün gerçeği anlayacaksın.
…….
Benim güneşim hüzün, Onunla uyanırım her sabah. Ay ise uğradığım İhanetler, Gecenin karanlığında yüzüme vuran, Gökyüzü muhabbetimdir, Deniz, aşamadığım engeller, Dağlar sırdaşım, Bitmek bilmeyen yollar, arkadaşım. Çiçeklere kıyamam, koklayamam, Tüm kokularını çalmayım diye, Her sabah uyandırır beni hüznüm, Zaten karışmış birbirine gecemle gündüzüm.
…….
Dün gece gözlerine dalmışım, Güneşin ilk ışıklarıyla, Yeniden geldim dünyaya. Sen ve ben olmuştuk tek bir beden, Kimseler duymadan, elalem bilmeden. Birlikte aynı nefesi soluyor, Beraber gülümsüyor, Gamzelerimiz bir beliriyordu. Çok ama çok mutluyduk, Düşünebiliyormusun, Bir yürek yetiyordu ikimize, Bir beden kavuşturdu bizi birbirimize. Ayrılıklar yoktu artık, Bütündük, Aynı sevdayı, aynı aşkı düşündük, Bir ömür böyle geçecek diye gülüştük, Sarmaş dolaş olmuş sevgiyle, Düşüncelerimiz karşılıklı övgüyle, Bugünlerimiz kalplerin alınteriyle, Öylece kalmışken, Çalan telefonun sesiyle irkildim yerimden. Diğer uçtaki ses, içimdeki sen. O an adeta vuruldum beynimden, Sol yanımdan, Tâ derinlerden, Sinemden, Hayalini kurduğum gelecek yokolmuştu, Sunacağım çiçekler açmadan solmuştu. Sesin ağlamaklı, ben evleniyorum diyordun, Hani bir bütündük ya az önce, şimdi sen sinemden çıkıp gidiyordun.
……
Çıkıp gelmeli ansızın, Umutlarını yitirdiğin bir zamanda,