Tiyatroya ilginiz nasıl başladı? Tiyatro ile tanışma hikâyenizi bizimle paylaşır mısınız?
Çok erken dönemlerde... 1940’lı yıllarda ilkokulda, Ankara’da müsamere dediğimiz sene sonu gösterileri ile başladı. Benim için dans etmek, kostümler giymek sihirli bir hikâyeydi. O zamanlar ‘Ankara Çocuk Radyosu’ adında çok güzel bir program vardı. Bir şekilde kendimi orada buldum. Kartal Tibet başta olmak üzere çok ünlü tiyatrocular o devrin çocuklarıdır. Cumartesi günleri oraya gidip şiir okumak, belki bir rol verirler diye heveslenmek benim için heyecan vericiydi. Arnavutköy Kız Koleji’nde ve Amerikan Koleji’nde derin olarak bu hikâyelere girdim. O zaman teknik üniversiteden bazı gençler ile genç oyuncuların kurduğu bir topluluk vardı. Türkiye’de ilk modeldi ve öyle bir şey bir daha tekrarlanmadı. Bu benim için yıllar süren çok güzel bir deneyimdi. Grup olarak Erdek Festivalleri’ni başlattık. Erdek gibi küçücük, zeytin ağaçlarının çevrelediği, sakin bir yerde tiyatro şöleni başlattık. Aslında profesyonel sahne hayatımı öğrenci olduğum yıllarda yaptığım zengin çalışmalar destekledi diyebilirim.
Dostları ilə paylaş: |