ARAMALARDA ELDE EDİLEN DELİLLER İLE KURULAN BAĞLANTILAR
Alparslan ARSLAN'ın üzerinde yapılan aramada;
(1) adet Ulusal Haber Basın Pres kartı ve (1) adet Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği (Nihat GÜRKAN adına) ibareli kartvizit elde edilmiştir.
Alparslan ARSLAN bunlan arkadaşı olan Hüseyin GÖRÜM'den almış olabileceğini beyan etmiştir.
Hüseyin GÖRÜM, Alparslan ARSLAN'ı 2000 yılından beri tanıdığını, 2004 yılı içerisinde Tarhan Tanm Hayvancılık Şirketi ile ilgili olarak kendisi ile görüşme yaptığını , iddia ettiği gibi kendisine kart vermediğini beyan etmiştir.
Nihat GÜRKAN, geçmiş dönemde, Kadıköy'de bir siyasi partinin üyesi olduğunu, Kadıköy camiasının kendisini iyi tanıdığını, Alparslan ARSLAN'ın da bu camia içinde olduğunu bildiğini, dört veya beş yıl önce yanma gelerek yeni büro açtığım söyleyip tanıdıklannı avukatlık konusunda kendisine yönlendirmesini istediğini, kendisinin daha sonra Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketinin oluşumunda yer aldığını, derneğin genel merkezinin adına kart bastırarak kendisine verdiğini, bu aşamada tekrar karşılaştığı Alparslan ARSLAN'a yeni bir dernek faaliyeti içerisinde bulunduğunu söyleyerek kart verdiğini, bu şekilde birçok kart dağıttığını, bunun dışında Alparslan ARSLAN ile samimiyeti ve birlikteliğinin olmadığını beyan etmiştir. İletişim tespi^erindgnanlaşı lacağı gibi kendisinin Alparslan ARSLAN ile aynı zamanda 15.05.2006^fâ|îhiade ^ttara'da bulunma sebebi sorulduğunda ise; kendisini Muzaffer TEKİN ilimde 4amştırâ?ugMustafa ALPAY isimli
Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Derneği müfettişi olan arkadaşı ile Nusret DEMİRAL'm kurduğu, kendisinin de üyesi olduğu C ( Cumhuriyet) Kulübünün etkinliğine katılmak için Ankara'da bulunduklarını beyan etmiştir.
Alparslan ARSLAN yakalandığında üzerinden çıkan Vatansever Kuvvetler Güç Birliği kartvizitini arkadaşı Hüseyin GÖRÜM'den almış olabileceğini beyan etmiştir. Hüseyin GÖRÜM ise bu beyanını yalanlamıştır. Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi içerisindeki Nihat GÜRKAN ise kartı bizzat kendisinin Alparslan ARSLAN'a verdiğini söylemiştir. Bu beyanlardan Alparslan ARSLAN'm üzerinden VKGB kartviziti ele geçmiş olsa bile, resmi olarak bu oluşum içerisinde yer alan Nihat GÜRKAN ve dolayısı ile VKGB , bundan sonra da VKGB aracılığı ile tanıştığı kişiler ile bağlantısının kurulamaması amacı ile soruşturmayı yönlendirmek için bir süre bu oluşum içerisinde yer aldıktan sonra ayrılan Hüseyin GÖRÜM'ün ismini verdiği anlaşılmaktadır.
Hüseyin GÖRÜM'ün bu olaylar ile kendisine komplo kurulduğunu iddia etmiştir. Aşağıda özetlenen görüşme çözümünden Hüseyin GÖRÜM ile Nihat GÜRKAN arasında bir husumet bulunduğu, Hüseyin GÖRÜM'ün Nihat GÜRKAN'ın VKGB nin teşkilat başkanı olmasına karşı çıktığı anlaşılmaktadır.
Soruşturma kapsamında olup daha sonraki bir tarihte yakalanan şüpheli ihsan GÖKTAŞ'tan elde edilerek 2 , 3 rakamları ile numaralandırılan CDTer içerisinde Kuvayı Milliye Derneği binasında 12 kişinin katılımı ile yapılan bir toplantıda Hüseyin GÖRÜM ve Mehmet Fikri KARADAĞ'm görüntülü konuşmalarının kayıtlı bulunduğu tespit edilmiş, İhsan GÖKTAŞ CDTeri Kuvayı Milliye Derneğini savcılığa şikayet etmek için dernekten aldığını, içeriğindeki görüntüleri kendisinin çekmediğini beyan etmiştir. Gizli Tanık 17 ise görüntünün Kahraman ŞAHİN tarafından çekildiğini söylemiştir. Söz konusu CD lerdeki görüntülü konuşmalarda Hüseyin GÖRÜM ve Mehmet Fikri KARADAĞ'm tanışmalarından itibaren Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi ve Kuvayı Milliye Derneğinin kuruluş aşaması, süreç içerisinde gelişen olayların tabii bir şekilde konuşulduğu değerlendirildiğinden çözümü yaptırılarak soruşturma evrakına eklenilmiştir. Doğal bir ortamda geçen bu konuşmaların tamamının bütünlük içerisinde okunması gelişen olayların kavranması için gerekli görülmüş ise de, çok uzun olan bu konuşmaların bu konu ile ilgili kısımları yer darlığı nedeni ile özetlenerek aşağıya alınmıştır.
3 Nolu CD İçerisinde 43 Dakika 33 Saniyelik Görüntünün bazı bölümlerinde özetle ; Hüseyin'in:Savcılığa gidip teslim olacam, savcılığa da kendim teslim olacam, Ben suçluyum, anlatacam hepsini, bütün suçlarımı da anlatacam, benim bilmediğim suçlan da , belki sen beni yann, Mehmet Fikri'nin : Dinlemek istemiyorum öyle şeyleri, öf saçmalama yav, Hüseyin'in:...Biz beraber bu yola çıkmadan önce,Fenerbahçe Berlüde Muzzafer TEKİNTe ikinizi tamdım, Berlü tesadüf Berlü 'de tanıdım sizi, onun akabinde aradan bayağı bir zaman geçtikten sonra Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi kuruluyor diye Muzzafer TEKİN'in odasına gittiğimde sen de ordaydm, sende dedin ki, Mehmet Fikri'nin : Her gün gidiyordum evet, Hüseyin'in: Velhasıl,Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi kurulduğunda orada Nihat GÜRKAN teşkilat başkanı olmak istedi, ama ben Nihat GÜRKAN'm ne kadar yanlış, bu memleket için ne kadar zararlı olduğunu bildiğim için orda da söyledim, ben de dedim Vatanseverlerin Teşkilat Başkanı Mehmet Fikri olacak, Mehmet Fikri KARADAĞ olmazsa ben bu harekette yokum dedim, Mehmet Fikri'nin : Her ne ise, seni ne ilgilendirir, Vatansever Kuvvetler olayı bitti çoktan, Hüseyin'imTamam bitti, ama o Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketinin içerisinde, bir ay sonra beni Türkiye Cumhuriyetinin en büyük eroincisi yaptınız, Mehmet Fikri'nin : Kim, Hüseyin'in: S en yaptın,sen yaptın, Onlar yaptılar oyun kurdular, Oyun kuruldu,yapıldı, Hüseyin'imTesadüf beni aradın, buraya geldin, Maltepe'deki konteynıra geldin,meşhur konteynır var ya, herkesin geldiği yer var ya, serı^de^12^^!, hatta 3-4 defa geldiniz, Hüseyin'in:Ben söylüyorum, bir asker, çok değerli^Sir^asker olarŞ^tamdım ve benim için de
bu Türkiye'de tanıdığım en değerli askerlerden bir tanesisiniz, bunu da her zaman her yer de söylüyorum, ama bu güne kadar sizle kimi tanıştırdıysam hep o insanla iki gün sonra arkasında onu gidin, gurup kurun, vuralım, kıralım, keselim ve bana dediniz ki artık toprağın dibine girelim, ben toprağın dibinde değilim, sizle tanıştığımda ben dava adamıydım, davam için insan arıyordum, ne arıyordum, bu memleketin , Hüseyin'imSende sattın beni, eğer ki bu Kuvayı Milliye bir iki tane, onu bunu yaptırsaydın, yine suçlu ben olacaktım, Danıştay davasına gittiğimde hepiniz beni sattınız,hepiniz buradan gittiniz, ne dediniz Hüseyin gitti müebbet ceza alacak, Hırant Dink davası oldu buraya gelmedin, Düzce Hendek Adapazarı'nda bilmem ne olmuş sa Hüseyin yaptı, yapan da kim biliyor musun , Allah'ta şahidimdir, bütün millet şahidimdir, hep de yapan asker çıktı, kime sığındıysam, şimdi gelelim Kuvayı Milliye'ye, iki tane Kuvayı Milliye' ye gelelim. Bir tanesi Kuvvayi Milliye Ankara'da kuruldu. Bunu kurduran, bunu kurduran, siz geldiniz bana dediniz ki, Ankara'da Kuvvai Milliye kuruldu. Bu kuruldu. Yine bu kuranların hepsi sizin tanıdıklarınız değil miydi. Hüseyin'in:Demek oradaki Kuvvai Milliyeler sevgili paşam, orada ki Kuvvai Milliyeler Kemal TEKİN'i tanımıyor musunuz. Arkasından kim çıktı Muzaffer TEKİN çıktı. Oradaki Kuvvayi Miliyleler, Mehmet Fikri'nin :Hiç bir haberimiz de yok, var mı yok mu bilmiyoruz ki, sadece tahminin, Hüseyin'imBulunan bombalar, bu bulunan bombalar yarın birgün bir yerde patladığı zaman yine İmam Hüseyin yaptı diyeceklerdi, Mehmet Fikri'nin : Ne münasebet, Hüseyin'in: Nasıl o zaman bu kadar asker, Mehmet Fikri'nin : Senin elinde var mı oğlum bomba, Hüseyin'in: Burası Kuvayı Milliye, burası Atatürk'ün binası, Kuvayı Milliye var. Karşılığında Kuvvayi Milliye kuruyorlar. Ve bunlann yüzde 90'nı da hepsi asker. Doğrumudur sevgili paşam, Mehmet Fikri'nin : Ne bileyim, Bekir ÖZTÜRK asker mi, Hüseyin'in: Bekir ÖZTÜRK'de bir tane sağlıkçı benim gibi, Benim gibi, safsabanın teki, saflamanın teki, koyanlar kukla diye aynısını bu ülkede Allah şahidimdir arkadaşlar. Allah şahidimdir arkadaşlar o kadar çok oyun oynadılar ki ama bir tek Allah'ımız müsaade etmedi.
2 Nolu CD İçerisindeki 31 Dakika 59 Saniyelik Görüntüde ;
Hüseyin'in: Alemlerin rabbi olan Yüce Allah'ım, bırak suçu sen milleti diyorsun ya, gurup kur, yer altma inin, şunu vur, bunu vur, herkese diyorsun , Mehmet Fikri'nin: Yavrum ne vuru..., Hüseyin'in: Demediğin adam kalmadı be, Mehmet Fikri'nin: Böyle bir şeyle alakamız yok, Hüseyin'in: Kime diyorsun, çağırıyorsun karşma,tabi bir tanesi adam vursa Hüseyin'in'e kitleyeceksin değil mi, Hüseyin'in: Ben hiç hayatımda yalan söylemedim, söylemem, senin için bir kere yalan söyledim bir de Allah'ımı şahit tuttum, Aynı gün Allah'ım bana tokat attı, ertesi gün, senin için söyledim, ama sen benim hiçbir konuda ne yanımda ne arkamda durdun, Danıştay davasına gittim telefonunu bile iptal ettin, Hırant Dink davası olmuş burası polisler dolmuş iki gün buraya gelmedin, ne oluyorsa, Mehmet Fikri'nin: Ne geleyim, polisleri çağırdım, Mehmet Fikri'nin: Polisleri gönderen ben değil miyim, Hüseyin'in: Hiç unutmuyorum onu, dedin ki, ben gidiyorum, danışacağım yerler var, beni iyi eğitiyor,demek ki senin bağını ve bağlantını ama, Hüseyin'in : Hep beni ön plana koydun, arkadan 30 Ağustos Ankara'ya gittik, Kızılay meydanına yürüdük, yürüdüğümüzde baktım, Mehmet Fikri'nin : gelmedi bir de telefonlarla devletin başına eşkıya etti bizi, Hüseyin'in .Çok tehlikeli adamsın, Hüseyin'in : Hendek'te senle anlaşma yaptık, Mehmet Fikri'nin: Krize
adamla hiçbir iş olmaz, kırmadığın, kırmadığın insan bırakmadın, bu bir sivil hareket, bura askerin hareketi değil, askerlik yapacaksan git askeriyede yap, Kuvayı Milliye bir barış hareketidir. Bizim ordumuz var, askerimiz var, biz burada adam vurmak için burada
Cumhuriyetini ilelebet payidar kalması için buradayız, Türkiye Cumhuriyetinin delinmiş kurumlarını tamir etmek için buradayız, Bütün üyelerime söylüyorum Allah için konuşuyorum, eğer suçluysam anlaşmamda, Hendek anlaşmamızda eğer suçlu ben olursam benim kanım sana helal, senin kanın bana helal dedin. Mehmet Fikri'nin. Sen suçlusun, ... şeklindeki konuşmalardan da anlaşılmaktadır.
Bu konuşmanın ; şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ'm kendi beyanı içeriğine göre 22 Temmuz 2007 tarihindeki genel seçimler sonrasında Kuvayı Milliye Derneği ile bağlantısını zayıflattığı, 07 Eylül 2007 tarihinde de resmi olarak aynlıdığı tarihten sonra yapıldığı , Kuvayı Milliye Derneğinin Kadıköy ilçesindeki genel merkez binasında geçtiği, huzurda Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM'den başka 12 kişinin daha olduğu anlaşılmaktadır.Tartışmalannm ise ; Mehmet Fikri KARADAĞ'm Ergenekon Terör Örgütünün amaçlan doğrultusunda görünürdeki Kuvayı Milliye Derneğinin legal yapılanmasının tüm imkanlannı kullanmasına karşın söz konusu genel seçimlerde beklediği neticeyi sağlayamaması, bunun dışında Mersin ilindeki ölme, öldürülme ve öldürme ikazı ile yaptırdığı yemin töreni, Derneğin Teşkilat Başkanı Hüseyin GÖRÜM'ün başında bordo bere ile kıydığı Kuvva Nikahı ve sağına ve soluna alıp temsili olarak İsa ile Musa Peygamber olarak tanıttığı kişiler ile birlikte yaptığı basın açıklaması görüntülerinin basında yer alıp vatandaşlardan tepki alması, yukanda silah ve örgütsel dokümanlar ile yakalandığı anlatılan Murat ÇAĞLAR'dan sonra Dernek yapılanması hakkında soruşturma başlatılması olaylanndan sonra işlevsiz kaldığını düşündüğü derneğin legal yapılanmasını tasfiye etme düşüncesinden ve Hüseyin GÖRÜM'ün buna karşı çıkmasından kaynaklandığı görüntülü konuşmanın tümünün incelenmesinden anlaşılmaktadır. Yukarıda özetlenen telefon görüşmelerinden de anlaşılacağı gibi neredeyse askeri bir itaatle bağlı örgüt üyelerinin kendisine bu tartışmada olduğu gibi karşı çıktıklan görülmemiştir. Bu nedenle de olaylann gelişiminin kavranması açısından önem verilen bu konuşmada Hüseyin GÖRÜM'ün Mehmet Fikri KARADAĞ'a ; Muzaffer TEKİN tarafından tanıştınldıklannı, VKGB'nin kuruluşu aşamasında kendisinin Maltepe semtindeki meşhur barakasına gelip gittiğini, Hendek ilçesinde anlaşmayı bozanın kanının diğerine helal olduğuna dair bir anlaşma yaptıklannı, buna karşılık kendisinin eroin kaçakçısı olarak gösterilip VKGB oluşumundan uzaklaştmldığım, kutsal bir dava olarak gördüğü Kuvayı Milliye Derneğinin kuruluşunda kendisinin büyük emeği olduğunu, ancak Mehmet Fikri KARADAĞ'm derneğe gelen kişilere grup kurun, yer altına inin, şunu vur, bunu vur, kıralım, keselim,para bulalım dediğini, bütün eylemlerde arka planda durup kendisini öne sürdüğünü, Ankara'da kurulan Kuvva-i Milliye Derneğinin arkasında da Muzaffer TEKİN'in olduğunu, başkanı olan Bekir ÖZTÜRK'ün kendisi gibi kukla olduğunu, telkinlerine uyan birisinin suç işlemesi halinde kendisine yükleneceğini, nitekim Danıştay saldınsı ve Hrant DİNK'in öldürülmesi olaylanndan sonra ortadan kaybolduğunu, bütün bu olaylardan sonra işin iç yüzünü anladığını söylediği anlaşılmaktadır.
Nitekim , Danıştay Saldınsı davasının Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 26.07.2007 tarihli 14. celsesinde Tutuklu sanık Süleyman ESEN'in avukatı Mehmet ENER'in Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi'ne yönelik Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmanın (Girdap Operasyonu) belgelerinin istenmesi talebi üzerine , sanık Alparslan ARSLAN bu saldırının Girdap Operasyonu ile bir ilgisinin olmadığını, Fetullah GÜLEN'den özür dilediğini ve saygı ve sevgilerini sunduğunu, eğer yakalanmasaydı Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER, Aydın DOĞAN ve Şener ERUYGUR paşayı da öldüreceğini beyan etmesinin , kendisinin VKGB ve dolayısı ile bu demek aracılığı ile bağlantı kurduğu kişiler ile ilgisinin kurulması ihtimaline karşı yargılamayı yönlendirecek beyanlarda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Alparslan ARSLAN'a ait (2) adet kartvizit elde edilmiştir.
Hüseyin GÖRÜM, Alparslan ARSLAN ile tanıştığını, kartının kendisinde bulunduğunu beyan etmiştir.
Muzaffer TEKİN'in İstanbul Kadıköy ilçesindeki bürosundaki aramada ;
(1) adet Yeditepe Hukuk Bürosu Av. Alparslan ARSLAN 'a ait kartvizit,
(1) adet Yeditepe Hukuk Bürosu Av. Alparslan ARSLAN, Av. Burhan GÜR ve Stj.
Av. Baran AKÇAN'a ait kartvizit, elde edilmiştir.
Muzaffer TEKİN, Avukat Alparslan ARSLAN'a ve Avukat arkadaşları Burhan
GÜR ve Baran AKÇAN'a ait kartvizitlerin kendisini ziyarete gelen Alparslan ARSLAN
tarafından verildiğini hatırladığını beyan etmiştir.
Alparslan ARSLAN'ın İstanbul Kadıköy İlçesindeki Yeditepe Hukuk Bürosunda yapılan aramada;
(1) adet ERGENEKON ibareli internetten alınan (16) sayfa bilgisayar çıktısı doküman geçirilmiştir. Dokümanın Ergenekon Terör Örgütüne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında ele geçen,örgütün yapısı ve işleyişini gösterir LOBİ ve ERGENEKON isimli belgelerle aynı içerikli olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar bir internet çıktısı olsa da, olay tarihi itibariyle ancak konu ile ilgilenen kişilerce ve tam mahiyetinden uzak şekilde bilinen ERGENEKON ANALİZ, YENİ YAPILANMA YÖNETİM VE GELİŞTİRME PROJESİ" ve "LOBİ" isimli örgüt dokümanlarından alıntılar yapılan bu internet çıktısının Alparslan ARSLAN'ın bilgisayannda bulunmasının , kendisinin ilgi alanını gösterir dikkat çekici bir bulgu olduğu değeri endirilmi ştir.
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün yapılan evinde yapılan aramada ;
Ele geçen ve 72 rakamı ile numaralandırılan el yazması dokümanda ;
" Doğuş Faktoring başlığı altında, Ertuğrul YILMAZ: 2003 yılında Almanya'da öldürüldü, Birden fazla uyuşturucu kaçakçılığı nedeniyle hakkında dosya bulunuyor. Sauna çetesi diye adlandırılan grubun içinde yer aldığı iddia edilen eski Başkomiser T.T.(Emniyet Müdürü), T.T.Ayhan PARLAK'a yürüttüğü soruşturma dosyasını verdiği için meslekten ihraç ediliyor " yazdığı tespit edilmiştir.
Aşağıda Muzaffer TEKİN'in de hissedarı olduğu Doğuş Faktoring şirketi ile Alparslan ARSLAN'ın bağlantısı anlatılacaktır.
İFADE İÇERİKLERİNE GÖRE KURULAN BAĞLANTILAR
İdris ARLAN olayla ilgili vermiş olduğu 20.05.2006 tarihli ilk
ifadesinde özetle ;
Kendisinin, olay sonrası, oğlu Alparslan ARSLAN'ın yakın arkadaşı olan Teoman EKŞİOĞLU ile telefonla görüştüğünü, daha önceden kendisinin de Alparslan ARSLAN'ın cüzdanında resmini gördüğünü, Alparslan ARSLAN'ın^yakalandığında üzerinden çıktığı
beş aydır Ulusal Haber ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi ile irtibatı olduğunu, derneğin genel başkanı Taner Ünal ile ve VKGB vasıtası ile Veli KÜÇÜK ve Muzaffer TEKİN ile tanıştıklarını, hatta derneğin Adana,Mersin,İstanbul illerindeki toplantılarına birlikte gittiklerini söylediğini, bunun da kendi kafasında bir takım şüphelere neden olduğunu, oğlunun adı geçen dernek ve şahısların baskı ve tehdidi ile böyle bir cinayet işleyebileceğine kanaat getirdiğini beyan etmiştir.
Salih KURTER ifadesinde ;
Alparslan ARSLAN'm Danıştay saldınsı ile ilgili cezaevine girmesinden ve kendisinin gözaltına alınmasından bir hafta veya 10 gün kadar önce Teoman EKŞİOGLU'nun tek başına evine gelip " Alparslan'ın selamını getirdiğini, Alparslan'ın kendilerine Hocamı üzmeyin dediğini ve hiç sohbet konusu değilken birden bire , merak etme sana ceza verilmez, verilse bile yaşlı olduğun için evden dışan çıkamazsın, zaten seninde evden çıktığın yok" dediğini beyan etmiştir.
Teoman EKŞİOĞLU ifadesinde ;
İdris ARSLAN ile görüştüğünün doğru olduğunu, Alparslan ARSLAN'm bu gruplan tanıyor olabileceğini, bir kaç kez İstanbul ilindeki toplantılanna birlikte değil de ayrı ayn katıldıklannı kendisine söylediğini beyan etmiştir.
Salih KURTER'in kendisine, Alparslan ARSLAN ile Süleyman ESEN'in kendisini ziyarete gelmelerinden dolayı Süleyman ESEN ve kendisinin de alınabileceğini söylediğini, bunun üzerine de kendisinin yukanda yazılı sözleri söylediğini beyan etmiştir.
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ifadesinde;
VKGBH Derneğinin, karşılaştığı ilk günden beri bir dernek olmaktan çok organize suç örgütü gibi göründüğünü, Danıştay eylemine katılıp Yargıtay üyelerine ateş eden Avukat Alpaslan ARSLAN'ı çok emin olmamakla beraber VKGBH'nin bir toplantısında gördüğünü, şahsı isim olarak hatırlayamadığını ancak buluşmalarda bir avukattan bahsedildiğini, hatta bahsedilen bu avukatın bahçenin önündeki yolun kenannda duran bir köpeğe tekme attığını, kendisinin bu kişinin kim olduğunu sorduğunu, "bizim avukat" şeklinde cevap aldığını,
Alparslan ARSLAN'ı bir defa da VKGBH'nin İstanbul Maltepe'de ki yerinde gördüğünü hatırladığını,
Alparslan ARSLAN'm siyasi görünüşünün medyada ve kendi beyanlannda yansıttığı gibi olmadığını,
Hüseyin GÖRÜM'ün bu toplantılarda kendisinden çevresinde topladığı gençlere askeri eğitim vermesini istemiş olmasından ve "silahımız, her şeyimiz var" demesinden Danıştay saldınsıyla ilgili olarak bu insanlann silah temin etme ve yönlendirme anlamında Alparslan ARSLAN'ı etkilemiş olabileceklerini düşündüğünü beyan etmiştir.
Hüseyin GÖRÜM ifadesinde;
Alparslan ARSLAN'm Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi (VKGBH) kurucusu Nihat GÜRKAN ile iyi tanıştığını ve onun aracılığı ile VKGBH derneğine gitmiş olabileceğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün ifadesinin aksine Alparslan ARSLAN'm hiçbir zaman kendisinin Maltepe'de bulunan konteynınna gelmediğini beyan etmiştir.
Muzaffer TEKİN ifadesinde;
Semih Tufan GÜLLALTAY'a ait olan Küçükyalı semtindeki binaya sık sık gelen şahıslardan birinin Danıştay binasında yapılan silahlı saldırıda adı geçen Muzaffer TEKİN olduğunu, bu şahsı Muzaffer olarak bildiğini, soyadını Danıştay saldırısından sonra gazetelerden öğrendiğini, bu şahsın geldiğinde sadece birinci katta bulunan parti kısmına çıktığinı,orada Semih Tufan GÜLALTAY ile baş başa görüştüklerini, bu şahısın son olarak Danıştay'da yapılan silahlı saldırıdan iki gün önce 4-5 kişilik kalabalık bir grup ile geldiğini ve Semih Tufan GÜLALTAY ile saatlerce toplantı yaptığını, Danıştay saldırısının yapıldığı gün gece geç saatlerde Veli KILIÇ'm kendisinin kullanmış olduğu, 0533 681 74 05 ya da 0533 300 74 40 numaralı telefondan arayarak "şimdi beni dikkatlice dinle, sana söyleyeceğim isimleri not al ve bunları www.ulusalbirlikkomitesi.com isimli siteden sil, bu acil bir durum, bunları bu gece mutlaka sildir" dediği, kendisinin de bunu yapamayacağını bu işlerle uğraşmadığını söylediğini bunun üzerine veli'nin "Bu Semih Tufan GÜLALTAY'm talimatıdır,o zaman bu işle kim uğraşıyorsa onu bul ve bu işi hallettir,sabah olmadan bu işin hallolması lazım" dediğini, sonra tekrar kendisini arayarak Sami Alper EREN isimli şahsı 0216 489 13 70 numaralı telefondan acil araması gerektiğini söylediğini, kendisinin de bu numarayı aradığında Sami Alper EREN'in Veli KILIÇ 'm kendisine verdiği ve silmesini istediği isimleri tekrar yazdırarak bunlann parti kurucu üye listesinden silinmesi gerektiğini söylediğini, silmesi istenen isimlerin ise ; Muzaffer TEKİN, Savaşan TOSUNOGLU, (Kuvayı Milliye Kurucusu),Mahmut AYDIN ve soyadını hatırlamadığı ama kurucu üye listesinde olan Mahmut isimli başka bir şahıs olduğunu,aynca Danıştay da yapılan silahlı saldın eylemi gerçekleştiren Avukat Alparslan ARSLAN 'm bu binaya kalabalık bir grup ile geldiğini gördüğünü,o dönemde adını bilmediğini, fotoğraflannı gazetelerde görünce Semih Tufan GÜLALTAY'm yanına gelen şahıslardan biri olduğunu kesinlikle hatırladığını beyan etmiştir.
Ulusal Birlik isimli internet sitesinde isimleri olan şahıslardan bazılannm Danıştay cinayeti olunca cinayete adı kansan Muzaffer TEKİN, Alparslan ASLAN, 2 tane Mahmut, isimli kurucu üyenin siteden isminin silindiğini, Semih GÜLALTAY'm yanma Muzaffer TEKİN, Alparslan ARSLAN gibi cinayetle bağlantılı olduğu iddia edilen şahıslar gelip gittiğini beyan etmiştir.
ilettiğini, daha sonradan öğrendiğine göre Esra Feride GÖKÇİMEN'in binaya gelip giden kişilerin fotoğraflarını kuruluş yapıyoruz diyerek topladığını, kendisinin ve başkanı olduğu platform ile hiç bir siyasi birlikteliği olmayan Esra Feride GÖKÇİMEN'in kocası, ortağı KEMAL BULBİŞ ve yanlarında çalışan ilgisiz kişilerin isimlerini Ulusal Birlik Komitesi kurucular kurulu şeklinde internet sitesine yazdığını, yaklaşık 15-20 gün sonra kendisinin bundan haberi olduğunu ve siteyi tamamen kapatmasını istediğini, bunun üzerine sitenin kapandığını, bütün bu olayların Danıştay saldınsı olarak bilinen olaydan yaklaşık 3-4 ay önce olduğunu, Muzaffer TEKİN'in kendi bürosuna ara sıra 5-6 ay gibi uzun aralıklarla çay içmeye geldiğini, SAVAŞAN TOSUNOĞLU ve onun arkadaşı olan MAHMUT AYDIN'ın da ara sıra yanma geldiklerini, bunun dışında Esra Feride GÖKÇİMEN'in ifadesinde ismi geçen başka bir MAHMUT' un yanma gelip gittiğini bilmediğini, böyle birisinin gelmediğini, ALPARSLAN ARSLAN'ı tanımadığını ve yanma gelip gittiğinin kesinlikle yalan olduğunu,
MUZAFFER GÖKÇİMEN'in ifadesinin de tamamen yalan ve iftiralarla dolu olduğunu, belirttiği gibi Ulusal Birlik Komitesinin internet sitesinde komite kurucu üyeleri olarak kendisi ve eşi ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in isimlerini kendisi veya diğer bir arkadaşının koydurmadığını, aksine olayın yukarda anlattığı şekilde ESRA FERİDE GÖKÇİMEN 'in kendisinden habersiz olarak bu listeyi internet sitesine koyması şeklinde olduğunu, aynca MUZAFFER GÖKÇİMEN'in ESRA GÖKÇİMEN'den biraz daha ileri giderek ofisine gelip giden kişiler arasında ALPARSLAN ARSLAN'm da olduğunu söylediğini, eğer ALPARSLAN ARSLAN'm internet sitesinde kurucu üye olarak görünüp ofisine gelip gidiyorsa bunu ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in de söylemesinin gerektiğini, internet sitesinde yer alan Ulusal Birlik Komitesi kurucu listesinin kendisine okunması üzerine, bu kişilerin hepsinin kendi bürosuna gelip giden şahıslar olduğunu, hepsi ile siyasi bir birlik içerisinde olamadığını, yine yukanda anlattığı şekilde bu listeyi siteye kendisinin veya bizzat talimat verdiği birisinin koymadığını, sitede liste ile ilgili kişilerin fotoğraflannm da konularak yayınlandığını, listedeki kişilerden ESRA GÖKÇİMEN'in fotoğraf istediğini kendisinin sonradan öğrendiğini, listede Muzaffer TEKİN' in fotoğrafının bulunmadığını, diğer tüm üyelerin fotoğrafı olduğu halde onun fotoğrafının bulunmamasının Muzaffer TEKİN ve kendisinin haberinin olmadığını gösterdiğini, yine bu listede ALPARSLAN ARSLAN'm fotoğraflı veya fotoğrafsız hiç bir kaydının bulunmadığını, bu kişilerin kendisi hakkında yapmış olduklan bu iftiralann komplo olduğunu düşündüğünü, zaten bu iki kişinin de dolandmcılıktan sabıkalı ve halen de aynı dolandmcılık suçundan arandıklannı, Esra Feride GÖKÇİMEN'in akıl hastalığı tedavisi gördüğü yolunda raporlann bulunduğunu bildiğini, bunu da müdafisi aracılığı ile temin edip sunacağını, Esra Feride GÖKÇİMEN'in hakkındaki bu iftirasının nedenini kendi özel çabası ile araştırdığını, şahsın aynı zamanda Mehmet Fikri KARADAĞ'm genel başkanlığını yaptığı Kuvayı Milliye Derneği ile ilgili internet sitesinde ERKUT ERSOY' un yanında çalıştığını tespit ettiğini, zaten Esra'nın kendisini Kuvayı Milliye'nin bir toplantısına çağırdığını, kendisinin de kabul etmediğini, Mehmet Fikri KARADAĞ'I Türk Dünyası Araştırmalan Vakfının bir toplantısında VELİ KÜÇÜK ile yanyana ve samimi bir şekilde gördüğünü, şu anda anlatamayacağı şekilde o dönemde lideri bulunduğu partiyi ele geçirme veya kontrol atlına alma çabalannm olduğunu, kendisinin bunlara fırsat vermediğini, aynı dönemde VELİ KÜÇÜK'ün kendisinin de tanıdığı bir kısım siyasetçilere kendisinin bir suç örgütü lideri olduğunu, siyasi kimliğinin olmadığı şeklinde beyanlarda bulunduğunu duyduğunu, bütün bunlardan lideri olduğu siyasi hareketin ele geçirilemeyince yanma gönderilen Esra Feride GÖKÇİMEN ve kocası Muzaffer GÖKÇİMEN'in iftiralan ile tutuklattınldığım düşündüğünü beyan etmiştir.
Şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY'm Ergenekon Terör Örgütü üyesi olduğuna dair açıklamalara ilgili bölümde aynntısı ile yer verilmiştir. Şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY'm
GÜLALTAY, Sevgi ERENEROL, Muzaffer TEKİN, Kemal KERİNÇSİZ ve Veli KÜÇÜK'ün birlikte katıldıkları soruşturma evrakına ekli fotoğraflardan anlaşılmaktadır.