Şüpheli Fikret EMEK'in eylemleri nedeniyle TCK' nun 314/2, 315 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 4 ve 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 326/1, 327, 334/1-2, 135/2-1, 43/2. "maddeleri gereğince ayrı ayrı cezalandırılması talep edilmiştir.
22-ŞÜPHELİ MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK
a-Emniyet ifadesinde özetle;
07.02.1962 yılında Konya'da doğduğunu, babasının asker olması nedeniyle farklı illerde yaşadığını, ilkokulu Bitlis'te başlayıp Adapazarı'nda bitirdiğini ve ortaokula başladığını, ortaokulu İzmit'te liseyi İstanbul'da bitirdiğini, Ankara'da Kara Harp Okulunu 1985 yılında bitirerek Teğmen rütbesi ile mezun olduğunu, Tuzla Piyade Okulunda bir yıl eğitim alarak 1986yılında Tekirdağ Malkara ilçesinde kıta görevine başladığını, 1989 yılında İzlem ÖZTÜRK isimli bayanla evlendiğini ve bu evliliğinden bir erkek çocuğunun olduğunu, 1991 yılında Mardin ili Ömerli ilçesine atandığını, 1994 yılında Bursa Gemlik ilçesine atandığını, 1997yılında Şırnak ili Silopi ilçesine atandığını, 1999yılında İstanbul Alemdağ'a atandığını, 2001 yılı Nisan ayında kendi isteği ile istifa ederek Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrıldığını, 2003 yılında emekli sandığından emekliliğimi kazandığını, 2003 yılından bu yana basın sektöründe TV programcılığı ve araştırmacı-yazar olarak işime devam etmekte olduğunu. 2004-2007 tarihlerinde Önce Vatan Gazetesinde köşe yazarlığı yaptığını, Kongreturk isimli haber ve stratejik analiz konularını içeren internet sitesinin kurulum aşamasında bulunduğunu,
2001 yılında istanbul Emniyet Müdürlüğünden Yeşil Pasaport aldığını, bu pasaport ile 2003 yılında Fransa 'ya gezi amaçlı gittiğini ve başka yurt dışı çıkışının olmadığını, illegal yollardan da çıkış yapmadığını.
2006 yılında Danıştay olayından dolayı gözaltına alındığını, bunun haricinde gözaltına alınmadığını,
- "Kınama" isimli word belgesi içerisinde, "Türkiye Cumhuriyeti'nin temel kurumlarından biri olan Danıştay'a bugün yapılan üzücü saldırının hem tarihi, hem de yeri açısından rastlantısal olmadığını düşünmekteyiz." Şeklinde başlayıp, "Mehmet Refik YÜCEL, SIRYAD Fahri Başkanı, DİİD Fahri Başkanı, DDDSK Fahri Başkanı,mehmetrefıkyucel@yahoo.com,www.siryad.org.tr
www.dogainsanisbirligidernegi.org.tr www.ddsk.org.tr" şeklinde sona eren (1) bir sayfalık yazı,
- "Yiğit Olamayanlar" isimli word belgesi içerisinde, "YİĞİT OLAMAYANLAR"
başlığı ile başlayıp, "Mehmet Refik YÜCEL, SIRYAD Fahri Başkanı, DİİD Fahri Başkanı,
DDDSK Fahri Başkanı,mehmetrefikyucel@yahoo.com, www.siryad.org.tr
www.dogainsanisbirligidernegi.org.tr www.ddsk.org.tr" şeklinde sona eren (3) üç sayfalık
yazı olduğu tespit edilmiştir, bu cd yi kimden ne amaçla temin ettiniz?.
Bu CD'nin Vatan Severler Partisinin tanıtım Cd'si olabileceğini, Mehmet Refik YÜCEL'i tanımadığını, Vatan Severler Partisinin başkanı olabileceğini, bir panelde verilen çay molasında Vatan Severler Partisi yeni kuruldu denilerek verilen CD olabileceğini, tam olarak hatırlamadığını,
CD-28: 4Ekim 2006 isimli CD içeriğinde;
-Şemdinli/2006-32 C.S.E. 5 Başlıklı dokümanın içeriğinde " Van Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütümlükte olan Şemdinli olayları ile alakalı Tahkikat evraklarının" scanner ortamında taranarak dijital ortama yüklenmiş" 361 sayfalık doküman olduğu,
-Şemdinli/2006-32 C.S.E. 6 Başlıklı dokümanın içeriğinde "Van Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütümlükte olan Şemdinli olayları ile alakalı olarak verilmiş Tefrik karan ve tahkikat evraklannın" scanner ortamında taranarak dijital ortama yüklenmiş" 204 sayfalık doküman olduğu,
-Şemdinli/ 2006-32 C.S.E. 7 Başlıklı dokümanın içeriğinde "Timur SAHAN ve Uğur BALIK' m yazmış olduklan "İTİRAFÇI" (Bir Jıtemcı Anlattı...) isimli kitabın 3. Baskısı, Ram-Toplum yayıncılık tarafından basılmış, Başbakanlık Teftiş kurulu Başkanı Kutlu SAVAŞ' m hazırlamış olduğu " SUSURLUK RAPORU", Cumhuriyet savcısına
hitaben yazılmış, "Sayın Savcım ile başlayan Vatanım gerçekten seven bir Türk çocuğu"
ile biten, Van Cumhuriyet Başsavcılığınca haklarında işlem yapılan, PKK örgütü mensubu Olcay ZİREK ve Fettah DURGUN'a ait Tahkikat evrakları ve konuyla alakalı gazete kupürleri, insan haklan raporlan, Şemdinli olayı ile alakalı olarak gazete kupürleri ve scanner ortamında taranarak dijital ortama yüklenmiş" 553 sayfalık doküman olduğu,
-Şemdinli/ 2006-32 C.S.E. 8 Başlıklı dokümanın içeriğinde " Şemdinli Umut kitap evinde meydana gelen patlama olayı ile alakalı olarak Van Cumhuriyet Başsavcılığına ait tahkikat evraklan, kriminal raporu, otopsi raporu, adli emanet yazılannın scanner ortamında taranarak dijital ortama yüklenmiş" 130 sayfalık doküman olduğu,
TESPİT EDİLMİŞTİR. BU CD Yİ KİMDEN NE AMAÇLA TEMİN ETTİNİZ? BU KONULAR HAKKINDA BİLGİ VERİNİZ.
CD'yi kendisinin oluşturduğunu, CD'de geçen Şemdinli olayı ile ilgili bilgileri internet ortamından ve birçok gazeteciden topladığını, bunun nedeninin araştırmacı-yazar olmasından dolayı olduğunu, bulduğu bilgilerin birçok gazetecide bulunduğunu, Ayrıca bu olaylarda dava açıldığı için aleniyet kazandığını ve gizliliğinin kalmadığını,
- (1) adet, San renkli üzerinde CAMBRIDGE ibaresi bulunan telli not defteri içeriğinde,
Emekli Albay Nazmi ERDEM, Emekli Albay Necati ÇANKAYA, Emekli Albay Necati Ulunay UCUZSATAR, Emekli Albay Necdet KUZUCU, Emekli Albay Necip ÇELEBİOĞLU, Emekli Albay Necip UYGUR isimleri altında Gizli Türk İçimizdeki Türk ibaresinin yer aldığı tespit edilmiştir, ismi geçen şahıslan tanıyor musunuz? gizli türk içimizdeki türk ibareleri ile anlatılmak istenen nedir? diye sorulduğunda;
ismi geçen şahısları tanımadığını, "Gizli Türk içimizdeki Türk" konusu başka bir konuyla alakalı almış olduğu bir not olduğunu, ne amaçla aldığını hatırlamadığını,.
ismi geçen şahısları tanıdığını, Muzaffer TEKİN 'i 2005 yılında AKM de verilen bir Asılsız Ermeni iddiaları konulu konferansta tanıdığını, emekli asker olduğunu bildiğini, kendisi ile sohbetlerinin olduğunu, bir yıl önce meydana gelen Danıştay olayından sonrada bütün ilişkisini kestiğini, ismail NOVA isimli şahsı hatırlamadığını, "Rafet Abim" olarak bahsettiği şahsın Rafet ARSLAN olduğunu, Muzaffer TEKİN 'in devresi olduğunu ve aynı konferansta tanıştığını, Rafet ARSLAN'ı emekli subay olarak tanıdığını ve yaklaşık bir yıldır görüşmediğini, "Füsun Hanım" olarak bahsettiği şahsı, bir panelde tanıdığını, Ayrıntılı bilgisinin olmadığını, Sevgi ERENEROL isimli şahsı; Türk Ortodoks Kilisesi sözcüsü olarak tanıdığını, Nerede ve ne zaman tanıştığını hatırlamadığını, sık olarak görüşmediğini, Kemal KERİNÇSİZ isimli şahsı; Büyük Hukukçular Derneği olarak bildiğini, 2005 yılında bir panelde tanıştıklarını, görüşmesinin olmadığını, Levent TEMİZ ve Hanifı isimli şahısları da böyle bir ortamda tanıdığını, kendileriyle görüşmesinin olmadığını, Abdullah AGAR isimli şahsın; emekli asker ve yazar olduğunu, kendisini yazarlığı döneminde 2003 yılında tanıdığını, ara sıra telefon görüşmelerinin olduğunu, Terör ve Güneydoğu konularında kitap yazdığını bildiğini, kendisinin bu isimleri yazmasının nedeninin, 2005 yılında, Beyoğlu Taksim de istiklal Caddesinde Yunanistan'da açılan Pontus Soykırımı Anıtının Protesto edilmesi olayında orada gördüğünü, bu protesto gösterisini organize eden kendisi olmadığını, oraya kendisinin çağırmadığını, orada gördüğünden dolayı defterine not olarak isimleri yazdığını,
Şemdinli olayları ile ilgili olarak basında adı geçen ve meslekten uzaklaştırılan savcı hakkında kendince aldığı soru notları olduğunu, Van savcısının basında çok fazla tartışıldığı için kendisinin de kafasındaki soruları araştırma konusu yaparak olaylar hakkında yazılar yazdığını, Buradaki güvenlik güçlerinden kastın; Asker ve Polis dahil olmak üzere bütün güvenlik güçleri olduğunu,
(63-68) inci sayfalarda Muzaffer TEKİN , Oktay YILDIRIM, Alparslan ARSLAN ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün resimlerinin de bulunduğu Ümraniye'de patlayıcı maddelerin ele geçirilmesi olayının çeşitli gazetelerde yayınlanan haberlerin renkli bilgisayar çıktılarının bulunduğu tespit edilmiştir. Bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Kendisinin işi gereği bu tür güncel haberleri takip ettiğini, ayrıca bu haber de ilgisi olmamasına rağmen kendisinin resminin ve isminin geçmesinden dolayı dokümanların kendisinde mevcut olduğunu, bu haberi yapan gazetelere düzeltme yazısı gönderdiğini ve gerekli düzeltmeleri yaptırdığını,
(1) Kahverenkli üzerinde TENEUES ibareli not defteri içeriğinde;
Toplum ve birey kendini nasıl dengeleyecek kafalarda oluşturulan eski yapı doğrusu ile nasıl karşılaşacak. Kafadaki çatışma nasıl olacak. Topluma nasıl yansıyacak. Gladio deşifre yani ne olduğu biliniyor, sadece yaptıklarından dolayı cezalandırılmadı, mesele gladioyu deşifre etmek değil toplumun ortak zihnini başka bir düzleme çekmek bu düzlem ne kadar haki kamufulaj renkli ise çatışma başlama oranı o denli yüksek
Derin devlet gladio gibi spakülatif konularda dikkatler Irak ve Kuzeyinden oluşan gelişmeleri gözlerden uzak tutmaya çalışıyor. Önce Vatan, Yeniçağ gazetemi aradığını söyleyen biri 16 Mart 1978 katliamı Akyürek-Tuncay ÖZKAN, Mumcu, şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, gladio nedir ve bu yazıyı ne amaçla yazdığı sorulduğunda;
Yazmış olduğu köşe yazıları sonucunda kendisine gelen bir e-mail olduğunu, Altta geçen isimlerin de bu yazı ile alakalı olduğunu zannetmediğini, kendisinin bu e-maili not defterine "daha sonra bir yerde kullanırım aklımda kalsın " diye not ettiğini, zaten karışık bir yazı olduğunu, Gladio 'nun temelde italya 'da ortaya çıkmış bir kavram olduğunu, Türkiye 'de de karşılığına güvenlik güçleri sivil kuruluşlar bazı şahıslar örgütler olarak lanse edilen bir kavram olduğunu, italya 'da aynı zamanda Mason localarıyla ilişkilendirildiğini,
- (1) Kahverenkli üzerinde TENEUES ibareli not defteri içeriğinde;
İ.KAYA eşi 28 ŞUBAT'a kadar Kara Çarşaflı, iddianame, ihbar mektuplar S.V. tarafından hazırlanmış Başsavcı İbrahim ÖZEN; şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir. Bu yazıyı ne amaçla yazdığı sorulduğunda;
Şemdinli olayı ile ilgili almış olduğu bir not olduğunu, İKAYA ve başsavcı ibrahim ÖZEN isimli şahısları şu an hatırlamadığını, bir yerde okuyup veya gördüğü ve not aldığı isimler olduğunu,
- (1) Kahverenkli üzerinde TENEUES ibareli not defteri içeriğinde; Atabeylerden önce TSK'nın gözde birimleri Emn. Tarafından dinleniyor (10) on
kadar daha dosya var. şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu yazıyı ne amaçla yazdığı sorulduğunda;
Bu notu hatırladığını, Atabeyler olayından sonra bir yerde gördüğü ve okuduktan sonra not aldığı bir yazı olduğunu, bir konuşmadan da aldığı bir not olabileceğini tam olarak hatırlamadığını,
- (1) Kahverenkli üzerinde TENEUES ibareli not defteri içeriğinde;
Nuri OK dosyayı iyi Savcıya vermiş iyi bir tepki name şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu yazıyı ne amaçla yazdığı sorulduğunda;
Bunu bir yerden not almış olabileceğini, şu an hatırlamadığını, kendisinin yolda yürürken bile not aldığını,
İskenderpaşa Cemaati Korkut ÖZAL kontrolünde, Korkut ÖZAL riskli, M.İhsan ASLAN : Kim tarafından refıze edildi (İskenderpaşa C.) Abdül Gül'ün İ.Paşa Cemaati ile berrak değil, Mücahit ASLAN AKP çalışmalarını yapıyor, Öngörü cemaatler içinde doğu batı ayrılığı oluştur.
Beyan Asker Sahaya indi Tayvan Darbe Sessiz Soluksuz geçti riskli dedim doğruladı.
AKP'nin sosyal alanda oyu %25-26. küreselleşme AKP'nin yaptığı. Çok ZAPSUYU
Korkut ÖZAL getirdi. Konu hakkında ifadesi sorulduğunda; Bir konuşma veya bir yerden aldığı not olabileceğini, yazıyı hatırladığını ancak nereden ve ne zaman not aldığını hatırlamadığını,
Yargılama yapmıyorlar sıkı talimat almışlar ve karar vermişler, başkan süresi dolduğu
halde gitmiyor, Ferhat SARIKAYA karan itiraz kesinleşmedi. G.Doğu M.vekilleri
G.Doğu'da Av.Para topluyor.
Mahkeme Savcı F.SARIKAYA'ya sahip çıkmak için ikinci duruşmada karar verdi. Mahkemeye başka bir dosya giriyor. . şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu yazıyı ne amaçla yazdığı sorulduğunda; Bu notu hatırladığını, bu notun yine Şemdinli olayı ile ilgili yazmış olduğu notlar olduğunu, yine birilerinin aktarmış olduğu ve kendisinin aldığı notlar olduğunu,
- (1) Kahverenkli üzerinde TENEUES ibareli not defteri içeriğinde; DANIŞTAY-ŞEMDİNLİ-CEM-BİTLİS-HABLEMİTşeklinde yazının bulunduğu tespit
edilmiştir, bu yazıyı ne amaçla yazdınız, bu konu hakkında bilgi veriniz.
Bu yazı notunu hatırladığını, bir yerde gündeme getirilen internet ortamı içerisinde gündeme gelen bir dizge olduğunu, kendisinin oradan aldığını,
ERKE Paşayla yemek 24.11.06 Erke lideri ol herkes olabilir Turan'a lideri ol dedim, (bu ne anlama geliyor, başı boşluk) Erke dış ticaret- Erke Çelik İnşaat ve Beton Mamulleri sanayi tic.ltd.Şti.
77'de PKK ile mücadele ettim. Kasrik'te tatbikat yaptım GELECEĞİMİZ
BİR MOTOR BİR GİZEM BİR BİLİM BİR PARTİ Sivil harekat yapın geleyim. Bilimsel bir açıklama yok ben söylüyorum.
21 Kasım-14 Aralık Tunceli'ye göndermediler, iki gün önce İ.BAŞBUĞ'a bilgi verdim şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu yazıyı ne amaçla yazdınız, bu konu hakkında bilgi veriniz.
Bu notun kendisinin notu olduğunu, yakıtsız çalışan maddenin atalet kuvveti teorisine dayanarak geliştirildiği iddia edilen ve yakıtsız çalışan motorun yapıldığını iddia eden erke isimli bu şirkette genel koordinatör görevinde bulunan isminin hatırlayamadığı paşa ile bu konu hakkında bilgi almak maksatlı yediği yemek olduğunu, GELECEĞİMİZ BİR MOTOR BİR GİZEM BİR BİLİM BİR PARTİ yazısı ise bu yakıtsız çalışan motorun sloganı olduğunu, diğerlerinin ise yine kendisinin aldığı çeşitli notlar olduğu,
Onlan evlerinden merkezlerinden çıkardık. Öldürttük soma sahip çıkmadık. Ben bir ölüyüm bu kadar AKP bu kadar eş cinseli inan bir arada göremem şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu yazıyı ne amaçla yazdı sorulduğunda; "Bu birinin ifadesidir. Ben not almışımdır. " Dediği, Düzenek Bomba Hakkan, Emn.Md. Şemdinli Em.Md. Polisleri dışında tuttular (Atilla Uzun) Kemal KAÇAN Van başsavcı şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu yazıyı ne amaçla yazdığı sorulduğunda;
Yine Şemdinli olayı ile ilgili olarak aktarılan bir bilgi notu olduğunu, buradaki isimleri tanımadığını,
- (1) adet, CLIPFİLE ibareli plastik dosya içersinde tarafımızdan (01-117) arası numaralandınlmış dokümanlar içeriğinde;
GİZLİ/ÖZEL ibareli Uluslar arası İnsan Kaçakçığı Raporu başlığı altında raporun yer aldığı tespit edilmiştir, kimin tarafından yazıldığvAelli olmayan bu raporu kimden ve ne amaçla temin ettiği sorulduğunda;
Bu raporu 2002 yılında kendisinin hazırladığını, "Uluslar arası bir alan ve İtalya bu konuya muhalif gibi görünüyor ve BM para alıyordu aynı zamanda insan kaçakçılığından terör örgütleri de para alıyordu" iddiaları karşısında Türkiye'de bu mekanizmanın nasıl çalıştığını irdelediğini ve yazdığını, Gizli/ÖZEL ibaresi basmasının nedeni gayri meşru camiada bulunan insanların adının geçmesinden dolayı olduğu, bu notları bir yere vermediğini ve yayınlamadığını,
- Çok sayıda ve tarafımızdan sarı zarfa konulan not kağıtları içeriğinde; Turan AKAY 0533 321 43 11 Çerkezköy VKGB şeklinde yazdı not kağıdı,
Liste (Bingöl) Alevi-şafi Hedefe destek veriyor, Niğde organizasyonu, Gerilla var-ölü şeklinde yazılı not kağıdı,
Oktay YILDIRIM 0505 810 87 91, 0542 531 53 68, 0216 641 12 94, e.posta erkaspian@hotmail.com , erkaspian@ttnet.net.tr şeklinde yazılı not kağıdı
Türkmeneli Partisi başlığı altında Türkmen Cephesi, Türkmen Partisi, karar Hasan TURHAN, Fevzi EKREM, Feryad TUZLU isimlerinin altında Askeri eğitim- Mukavet gücü-silahlanma şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir.
Turan AKAY isimli şahsı hatırlamadığını, 2005 yılında İstanbul ilinde katıldığı Vatan Sever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği (VKGB) davetinde almış olduğu bir not olduğunu, kendisinin Vatan Sever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Demeği üyesi olmadığını, kendisinin 2005 yılında Muzaffer TEKİN ile tanıştığı sıralarda İstanbul'da bu Derneğin kurulma aşamasında olduğunu ve muhtelif zamanlarda birkaç davetine iştirak ettiğini, bu Derneğin merkezinin Ankara'da olduğunu, o tarihteki başkanının Taner ÜNAL olduğunu bildiğini ve kendisini tanımadığını, Muzaffer TEKİN'in bu harekete üye olmadığını, bu hareketin herhangi bir üyesini tanımadığını, bu derneğin Ankara 'da ne zaman kurulduğunu ve nerelerde şubeleri olduğunu bilmediğini, Kuvayi Milliye ve Kuvai Milliye veya başka şekilde yazılan bu derneklerle Vatan Sever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği ile bir ilişkisinin olup olmadığını bilmediğini, kendisinin VKGBH Derneğinin birkaç davetine katılmasından başka herhangi bir ilişkisinin olmadığını, İstanbul'da kurulup kurulmadığını bilmediğini ve ne amaçla kurulduğunu da bilmediğini,
Bingöl ile alakalı notun bölücü bir siteden aldığı yazı dizi olabileceği, Oktay YILDIRIM ile bir VKGBH Derneğinin bir davetinde tanıştığını, kullanmış olduğu telefon numaralarını not olarak aldığını veya kendisinin verdiğini Erkaspian'/ bir roman olarak hatırladığını, kimin e-mail adresi olduğunu şu an hatırlamadığını,
Türkmeneli Partisinin Kerkükte Türkmenlerin kurmuş olduğu bir parti olduğu ve bu yazılanların basında geçen haberler olduğu, bu isimlerin Türkiye'ye gelip giden parti görevlileri olduğu, görüştüğünü, Dışişleri Bakanlığı ve ilgili kurumlar ile resmi statüde devamlı irtibat halinde olduklarını,
- Çok sayıda ve tarafımızdan sarı zarfa konulan not kağıtları içeriğinde;
(1) ÇİLLER ÖZEL ÖRGÜTÜ BAŞLIĞI ALTINDA, - CİA-ÖZEL
BÜRO-MOSSAD, CÎA ALTINDA T , Ö , M ,
K MOSSAD BAŞLIĞI ALTINDA, M , İ ,
A... , A ANKARA-İSTANBUL-İZMİR-WASHİNGTON-TEL-AVÎV.
ÖZEL BÜRO: Söylemez Çetesi Ç örgütüne bağlı çalışıyor. 1.Azerbeycan'da Aliev'e
darbe, 2.Çeçenistan'a müdahale, 3Avrasya feribotunun kaçırılması, 4. Uluslar arası nükleer
madde, uyuşturucu kaçakçılığı (Ö ), 5.Ç Örgütü-PKK uyuşturucu işbirliği,
6."Suikast Timi" Ülkücü mafyanın tetikçi olarak kullanılması, 7.MİT'i ele geçirmek için Tolga ATİKLİ MİT'e sokuldu. EYLEMLERİ : (öldürüldü) Mehmet URBAN, Aksar SİMİTKO, Lazım ESMAEİLİ, Behçet CANTÜRK, Tank ÜMİT, Yusuf EKİNCİ, Savaş BULDAN, Hacı KORAY, Teyfık AĞANSOY. Adnan YILDIRIM, Medet SERHAT, Cem
E
ERSEVER, Neval BOZ, Mustafa DENİZ şema halinde isimlerin yer aldığı tespit edilmiştir, bu şemayı siz mi çizdiniz? ne amaçla çizdiği sorulduğunda;
Bu notu hatırladığını, kendisinin yazdığı bir not olmadığını, kimden aldığını hatırlamadığını, şematik bir not olduğunu, Susurluk davası sonrasında olaylarda ilişkilendirilen şahıslar olduğu, muhtelif internet sitelerinde mevcut olduğu ve bu bilgilere herkesin ulaşalabileceğini,
-
(1) adet, Kırmızı renkli plastik dosya içersinde tarafımızdan (01-157) arası rakamlarla numaralandırılmış dokümanlar içeriğinde;
-
(1-15) inci sayfalar arasında Hürriyet gazetesi yazan Emin ÇOLAŞAN'a yazılmış 15 sayfalık mektup tespit edilmiştir. Konu hakkında ifadesi sorulduğunda;
Bu dokümanı hatırladığını, bunu posta kutusundan 6-7 ay kadar önce aldığını, isimsiz ve imzasız olduğu için pek fazla dikkate almadığını, bu yazının niye kendisine gönderildiğini bilmediğini,
-
(1) adet, Kırmızı renkli plastik dosya içersinde tarafımızdan (01-157) arası rakamlarla numaralandınlmış dokümanlar içeriğinde;
-
(143) üncü sayfalı dokümanda, Bir A4 kağıdı üzerine ortada Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN, köşelerde Osman PAMUKOĞLU, Mehmet AĞAR, Ümit ÖZDAĞ, Celalettin CERRAH'ın isimlerinin yer aldığı şema ve bu şemanın SAREM (Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi) antetli not kağıdına yazılı olduğu tespit edilmiştir. Bu şemayı ne amaçla çizdiniz, ne amaçla bulunduruyorsunuz? bu sarem antetli not kağıdım kimden temin ettiği sorulduğunda;
Günlük haber akışı içersinde basın açıklaması veya konuşması olan şahısların o güne ait konuşmalarını takip etmek ve unutmamak için aldığı notlar olduğunu, Bunun bir şema olmadığını, bahsedilen kağıttaki SAREM ifadesinin antet şeklinde olmadığını, bu kağıdın üzerine SAREM filigranı olarak tasarlanmış kağıt olduğunu, ne zaman aldığını hatırlamadığını ancak bu kağıtlardan kendisinde mevcut olduğunu ve hiç kullanılmamış not defteri olarak ta kendisinde bulunduğunu, SAREM'in Genel Kurmay Başkanlığı Stratejik Araştırma Merkezi 'nin kısaltması olduğu,
-
(1) adet, şeffaf dosya içerisinde tarafımızdan l'den 94'e kadar numaralandmlan doküman içeriğinde;
-
(01-12) inci sayfalı dokümanda, Büyük Güç Birliği Derneği Tüzüğü yazılı olduğu tespit edilmiştir, bu dokümanı ne amaçla bulunduruyorsunuz, bu dernek hakkında bilgisi sorulduğunda;
Büyük Güç Birliği Derneğinin Hukukçular Birliği ekseninde kurulmak istenen bir dernek olduğunu, kurulup kurulmadığını bilmediğini, bu derneğin kurulsaydı üyesi veya kurucusu olmayacağını, sadece tüzükteki şeklini öğrenmek için hatırlamadığı bir kimseden aldığını, bu derneği kimlerin kuracağını bilmediğini,
-
(1) adet, şeffaf dosya içerisinde tarafımızdan l'den 94'e kadar numaralandmlan doküman içeriğinde;
-
(34) üncü sayfalı dokümanlarda,
Adnan Akfıratla tartışma boyutu başlığı altında,
-
Amaç M.TEKİN'i kaçırmak, saklamak ve hiç ortaya çıkarmayarak teslim etmemek değildi. Amaç bu ciddi konunun genel hatlanyla aydınlanması ve bu süreçte doğrudan savcılığa teslim edilmesi olmalıydı.
-
Bu haliyle "işte yine asker" yine birileri provakasyon yapıyor ve arkasında askerler var Şemdinli sürecinde yaşananlar neticesinde görevdeki askerler uzun bir tutukluluk ve gözaltı süresi yaşadılar. M.Tekin "ben çok daha fazla buna maruz kalınm çünkü konunun boyutu çok ciddi" dedi şeklinde yazı bulunduğu tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Adnan AKFIRAT'ın İşçi Partisinin üst düzey üyesi olduğunu, bu yazıyı kimin yazdığını bilmediğini, Internet ortamından almış olabileceğini, Danıştay'dan sonra Doğu PERİNÇEK'in kendisiyle ilgili İşçi Partisinin kendi sitesinde üç ayrı zamanlarda muhtelif iddialarda bulunduğu konu ile ilişkilendirdiği için internet ortamında rastladığı bu yazıyı not olarak aldığını,
- (1) adet, şeffaf dosya içerisinde tarafımızdan l'den 94'e kadar numaralandmlan doküman içeriğinde;
-(35-37) inci sayfalı dokümanlarda VKGB- Kuvvay-ı Milliye=kurdu;
-Her ikiside tabanını genişletmek kitlelere ulaşmak isimlerini duyurmak istiyorlar,
bu yolla popilitelerini artırmak ve hatta ileride bir parti kurmak eğilimindeler şeklinde
yazı bulunduğu tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgi veriniz.
Bu yazının kendisinin almış olduğu not ve yorumu olduğunu, VKGB ve Kuvvay-ı Milliye derneklerine üyeliğinin olmadığını, Kuvai Milliye veya Kuvvayi Milliye olarak yazılan ve ismini tam olarak hatırlamadığı derneğin başkanını Fikri KARADAĞ olarak duyduğunu, kimin kurduğunu bilmediğini, yazdığı notu Kuvvayi Milliye derneğinden birileriyle görüşerek yazmadığını bu yazıların kendisinin eleştirisi ve analizi olduğunu, Basından takip edip bu yargıya vardığını, Mudafayi Hukuk ve Yeniden Müdafai Hukuk Derneklerinin 2002 yıllarında var olduğunu hatırladığını, bu derneklerden ayrılanların VKGB ve Kuvvay-ı Milliye Derneklerine geçtiklerini bildiğini, Mahmut YILBAŞ'ın emekli vali olduğunu, Mudafayi Hukuk ve Yeniden Müdafai Hukuk Derneklerinden birinin başkanı olarak hatırladığını, bu bilgileri basın yoluyla elde ettiğini, bu derneklerle bir ilişkisinin olmadığını,
- (I) adet, şeffaf dosya içerisinde tarafımızdan 1 'den 94'e kadar numaralandırılan doküman içeriğinde;
-(38) inci sayfalı dokümanda, Bıçak başlığı altında; İsmail PAKER, Av.Ertaç GİRAY, Mahmudun Evi "Yurdakul yıkayıp mutfağa koyduk" ya da mutfakta eşyaların arasına koyduk. Eşyaların arasındaki kastı M.TEKİN'in eşyaları olabilir. Mahmut, Beyaz arabaya koydum dedi. Eşyalarım torbanın içinde. Yurdakul'un arabasında giderken notlarını okuduk. Gerisi defterinde kalmış olabilir demişti. Defter çantamda olabilir yada torbada, "Çete mi - Terör örgütü mü?" neden terör boyutu? Neden terörle mücadele sorunu; üyelerin sıradan vatandaş olanları,
şeklinde yazı bulunduğu tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Danıştay sonrasında Doğu PERİNÇEK kendi sitesinde kendisi, Av.Ertaç GİRAY ve ismail PAKER'in hakkında çeşitli iddialarda bulunduğunu, bu notu oradan aldığını, Yine Danıştay olayında bıçağın nerede olup olmadığının gündeme geldiğini, o nedenle almış olduğu bir not olduğunu, ismail PAKER 'in arkadaşı ve sivilden birisi olduğunu, ticaret ile uğraştığını, kendisiyle ayda birkaç kez görüştüğünü, 2005 yılında AKM'de yapılan Asılsız Ermeni iddiaları konulu konferansta tanıştığını, istanbul Anadolu yakasında oturduğunu, Herhangi bir bürosunun olup olmadığını bilmediğini, Ertaç GİRAY'ın kendisini avukatı olduğunu,
(39-40) mcı sayfalarda isim kısaltmaları yapılarak oluşturulan ve elle çizilen şema tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Bu şemayı hatırladığını, bu şemalardan bir tanesinin kuracağı kongreturk isimli internet sitesinin not çalışmaları olduğunu, ikinci şemanın bir habere dayalı olarak almış olduğum notlar olduğunu, Y.B. olanın Yaşar BÜYUKANIT olduğunu, 2008 yılında görev süresi bitiyor şeklinde not aldığını, I.K. nin Işık KOŞANER olduğunu, 2012 yılında genel kurmay başkanı olma ihtimalinin olduğunu, buna benzer almış olduğum notlar olduğunu,
(71) inci sayfalı doküman, 17 Mayıs Alparslan ARSLAN 10:30 Danıştay, ile başlayan ve M.TEKİN, Mahmut ÖZTÜRK, Rafet ARSLAN, İsmail PAKER, Yurdakul simleri ve tarih ve saat yazıların olduğu doküman tespıt'edılmıştır. bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Kendisine gösterilen notu hatırladığını, bu notun Danıştay olayında gözaltına alındığında ifadesi esnasında hatırlamak maksadıyla almış olduğu notlar olduğu, olayın olduğu zamanda kendisinin Muzaffer TEKİN, Rafet ARSLAN ve ismini hatırlayamadığı birkaç şahısla birlikte Muzaffer TEKİN'in ofisinde bulunduklarını, olayları hatırlamak maksadıyla çizmiş olduğum notlar olduğunu, bu notların onları açıkladığını,
-(72) inci sayfalı doküman, Doğuş Faktoring başlığı altında, Ertuğrul YILMAZ: 2003 yılında Almanya'da öldürüldü, Birden fazla uyuşturucu kaçakçılığı nedeniyle hakkında dosya bulunuyor. Sauna çetesi diye adlandırılan grubun içinde yer aldığı iddia edilen eski başkomiser Tamer TOPSAKAL (Emniyet Müdürü), Tamer TOPSAKAL Ayhan PARLAK'a yürüttüğü soruşturma dosyası verdiği için meslekten ihraç ediliyor, şeklinde el yazması doküman tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Bu bilgilerin internetten alınmış bilgiler olduğunu, Taner TOPSAKAL isimli şahsı tanımadığını, Ayhan PARLAK'ı Muzaffer TEKİN 'in bürosunda gördüğünü, tanışmışlığının olmadığını,
-(73) üncü sayfalı doküman, Danıştay 2.Daire Ata Ocakları VKGB Düzce Sauna+Susurluk+Danıştay şeklinde yazının bulunduğu tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Bu notun Danıştay olayıyla ilgili vermiş olduğu ifadesi esnasında almış olduğu notlar olduğu,
-(74) üncü sayfalı doküman, Ankara TEM=PKK silah iması? Sen erken geldin? Şeklinde el yazması doküman tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Bu yazının kendisine ait olmadığını, bu yazının nereden geldiğini bilmediğini, Ankara 'da kendisine verilen notlarıyla karışmış olabileceğini,
(1) adet DİPLOMAT marka şifreli siyah renkli plastik çanta içerisinde,
-(l)adet, 01-10 arası rakamlarla tarafımızdan numaralandırılan ve "Fetullah GÜLEN'in öz geçmişi ve tanıtımı" başlıklı el yazması doküman içeriğinde; Fetullah GULEN'in hayatı ve sürdürdüğü faaliyetlerle ilgili rapor şeklinde el yazması notlar olduğu tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Bu dokümanın kendisine ait olduğunu, kendisinin yazdığını, internet ve muhtelif yayın organlarından araştırma konusu olarak yazdığı yazı olduğu,
-(1) adet, 1 'den 30'a kadar tarafımızca numaralandırılan ve "ideoloji uygulanmamalı ve halk ideolojide bütünlestirilmeye çalışılmamalı" ile başlayıp, "kutba bırakmak olmaz" ibaresiyle biten el yazsı doküman içeriğinde; illegal bir yapılanmanın başında bulunduğu değerlendirilen bir şahıs tarafından, ülkemizin siyasal ve uluslar arası gündemi ile ilgili görüşlerin ve yapılacakların belirtildiği, bu yapılanmanın hedefleri doğrultusunda güncel ve siyasi olayların yönlendirilmesinin gerektiğinin anlatıldığı ve yine birçok siyasinin isminin geçtiği el yazması notlardan oluştuğu tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Kendisinin bu notları bölücü yayın yapan internet sitelerinden örgütün taktik ve stratejisini öngörebilmek ve değişiklikleri takip edebilmek için aldığı notlar olduğu,
- 1 'den 6'ya kadar tarafımızca numaralandırılmış ve "Zeynel'e " başlıklı elyazması not içerisinde; "Benimle irtibat kurmak istemişsiniz sanırım bu sakıncalı olacak, Notu getirecek şahsa sözlü bir şey söylemeyin not yazabilirsiniz, Ben şu an takası düşünmüyorum, çünkü beni tatmin edici garanti verilmedi, Beni zorlayacak tüm belgeleri ve garantileri takas esnasmda istiyorum, elimdeki belgelerin asıllarını birer nüshasını çok güvenli bir yere bıraktım, bazı belgeler bende olduğu için hayat güvencem tam olarak var, zor şartlarda kalmadığım sürece onları kullanmayacağım, Birlikteki bazı sümüklüler Askeri mahkeme ile başımı belaya soktular, aslında iyide oldu bu mahkeme diğerlerini maskeliyor, her geçen gün diğerlerinden deşifre oluyordum,
Yaşar" şeklinde ve Komutanımla başlayıp Ben karşı tarafın görüşme talebini reddettim, siz görüşecek misiniz, Onlar ve bizimkiler durumlarımızı açık olarak biliyorlar, bu bize şimdilik can güvenliğimizi sağlıyor, Avukatla görüştüm, oldukça çekingen davranıyorlar, ama sonuçta kabul ettiler ve parayı aldılar onların hukuksal konular dışında bilgisi yok, Aynca sizin emekli olmanız çok daha iyi oldu. En azın bizimkiler sizi bazı şeye zorlamıyor. Takip edildiğinizi biliyorum, ben bu konuda görüştüm rahat olabilirsiniz, Bizim elemanımız içeride ve bu konuyu biliyor " şeklinde beyanlann geçtiği, tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Yazmış olduğu yazının "Cudinin Günlüğü" isimli film senaryosunun diyaloglarından birkaç tanesi olduğu, konusunun terör ve güneydoğu olduğunu,.
- l'den 4'e kadar tarafımızca numaralandmlmış el yazması doküman içerisinde; "İstanbul genelinde bölge bölge örgütlenip faaliyet gösteren bir şeriatçı örgütün varlığı öğrenilmiştir. Profilo binasına giden yolda Kamuşaaltı camiinin altında çay ocağı ve lokanta olarak görünen binayı belirlemektedir. Burası örgütün toplantı yeridir. Belirtilen çay ocağının civannda berberlik yapan Mustafa ve kuruyemişçilik yapan Murat isimli şahıslar İrtibatçı ve toplayıcı gözlemi yapmaktadırlar. Bu şahıslarda 500 dolar karşılığı temin edilen dinleme cihazlan bulunmaktadır. Burada gençlere kendilerini Türk hatta İzmirli, Sivaslı şeklinde ifade etmenin çok ağır günah olduğunu, insanın kendisini yalnızca Müslümanım şeklinde ifade etmesi öğretildiğini, iyice pişirilen militanlann Sivas kırsalında var olduğu söylenen silah eğitim kampına götürülüp silahlı eğitim verildiği belirtilmektedir" şeklinde rapor verildiği tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgi veriniz.
Yaklaşık iki yıl kadar önce gönderilen bir rapordur. Kimin tarafından gönderildiğini bilmiyorum.
- l'den 3'e kadar tarafımızca numaralandmlmış doküman içerisinde; "Ahmet TULGAR, Gazeteci Milliyet den Akşam'a geçmiş. Hal ve hareketleri eşcinsel olduğunu düşündürtdürüyormuş. DHKP-C ve TAYAD'la ilişkileri varmış. Mersindeki bayrak olayı ile ilgili onlar tamamen örgütle ilgili onlann kontrolünde demiş. Filiz (F) tipi cezaevinde (5) yıl yatıp çıktı. Bu kız Gültekin ile telefon irtibatı kuracağını bana söyledi. Bu yolla TA YAD ile Trabzon halkını kanştırmaya çalışacak demiş. Ahmet TULGA'nm DHKP-C ile telefon yada yüz yüze temasta olduğunu belirtiyoruz." Şeklinde beyanlann geçtiği tespit edilmiştir, bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda;
Yaklaşık iki yıl kadar önce gönderilen bir yazı olduğunu, kim tarafından gönderildiğini bilmediğini,
Kendisine sorulan şahıslardan;
OKTAY YILDIRIM'ı 2005 yılında VKGB'nin bir davetinde tanıdığını, Kendisi ile fiilen bir yıldır görüşmediğini, ondan önceki dönemde asla yakın bir diyalog içersinde olmadığını, Danıştay olayı sonrasında da Oktay YILDIRIM'm Behiç GÜRCAN isimli şahıs ile birlikte açıkıstıhbarat.com internet sitesinde Danıştay olayını ele alarak kendisinin Muzaffer TEKİN 'e komplo kurduğu yönünde iddialarda bulunmuşlardır.
MUZAFFER TEKİN'i tanıdığını, çok aşırı yakın bir diyalogunun olmadığını, çoğunlukla kalabalık misafirleri varken ofisinde bulunduğunu, son 13 aydır da kendisi ile birebir yada telefonla irtibatının olmadığını,
MAHMUT ÖZTÜRK'ü bir kere Muzaffer TEKİN 'in bürosunda gördüğünü, Danıştay olayı sonrası Muzaffer TEKİN 'in gittiği evde Mahmut ÖZTÜRK'ü gördüğünü ve tanıdığını, son 13 aydır kendisiyle hiçbir şekilde görüşmediğini,
MİLLİ İRGAT (KOD) Kuddusi OKKIR'ı 2005 yılında AKM'de Asılsız Ermeni İddiaları Soykırımı konulu konferansta tanıdığını, birkaç defa davetine katıldığını, VKGBH'nin davetinde gördüğünü, bu derneğin üyesi olup olmadığını bilmediğini, bu toplantılardan sonra tamamen ilişiğini kestiğini, yaklaşık ıkı \ıla vakın bir zamandır hiçbir
şekilde görüşmediğini, kendisini Üniversitede Ar-ge bölümünde çalışan biri olarak tanıdığını, bu derneğe herhangi bir üyeliği olup olmadığını bilmediğini,
Muzaffer TEKİN 'nin bürosuna 13 aydır gitmediğini, 13 ay öncesi birçok emekli asker ve sivil vatandaş gelip gittiğini, büronun her zaman kalabalık olduğunu ancak gelenleri isim olarak tanımadığını, Rafet ARSLAN'm o büroda herhangi bir görevinin olup olmadığını bilmediğini, Rafet ARSLAN'm kardeşini isim olarak tanımadığını, ancak görse tanıyabileceğini, Rafet ARSLAN ile de 13 aydır hiçbir şekilde görüşmediğini, büroya gelenlerin Muzaffer TEKİN 'e "abi ve komutanım" şeklinde hitap ettiklerini, yerin mülkiyetinin kime ait olduğunu bilmediğini, yine orada herhangi bir iş yapıldığını bilmediğini, herhangi bir işçinin çalışıp çalışmadığını da bilmediğini,
(Gazi Güder ve Ayşe Asuman ÖZDEMİR' de çıkan yazılarla alakalı olarakJBu yazılar hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını, ancak Danıştay olayından sonra kendisi hakkında çeşitli iddialarla yazılar yazıldığını, Bu yazınında onlardan bir tanesi olabileceğini, Asuman isminde kimseyi tanımadığını, Behiç isimli şahsın Behiç GÜRCAN olduğunu, Behiç GÜRCAN'ın kendisi hakkında çeşitli iddialarla yazılar yazdığını, Kemal isminde bir avukatının olmadığını, ancak Kemal KERİNÇSİZ'in Danıştay olayında Muzaffer TEKİN 'i savunmak için Ankara'ya geldiğini, Muzaffer TEKİN'in Kemal KERİNÇSİZ'in avukatlığını kabul etmediğini, Kemal KERİNÇSİZ'in kendisine de avukatlığını yapmayı teklif ettiğini ancak kabul etmediğini,
( Muzaffer TEKİN beyanıyla alakalı)Danıştay olayının olduğu gün Muzaffer TEKİN 'in eşinden telefon geldiğinde Muzaffer TEKİN'in panik yaptığını, polislerden başkasının da gelmiş olabileceğini söyleyerek eve gitmediğini, Muzaffer TEKİN'in kendisinden eve gidip bakmasını istediğini, orada kendisiyle birlikte Rafet ARSLAN ve ismail PAKER'in de bulunduğunu, de vardı. Bu yemekten 15-20 gün kadar önce Oktay YILDIRIM ve Rafet ARSLAN isimli şahısları güncel konulardan dolayı azarladığını, Yemekten sonra Muzaffer TEKİN'in Oktay YILDIRIM'a ve Rafet ARSLAN'a da karşı yapmış olduğu bu davranışın ayıp olduğunu ve üzülebileceğini söylediğini, Sonrasında da "bunları düzelt" demesi üzerine ilişkileri kendisinin ayarlayacağını, buna müdahale edilmesinden hoşlanmayacağını ve Oktay'ında genel tavırlarının hiçbir zaman hoşuna gitmediğini Muzaffer TEKİN'e söylediğini, Bu andan itibaren Danıştay saldırısı gecesi yedikleri yemeğe kadar görüşmediklerini, Danıştay saldırısının olduğu gün saat: 12:00 sıralarında Rafet ARSLAN veya Muzaffer TEKİN'in telefonla arayarak kendisini yemeğe davet ettiklerini ve bu konuda ısrar ettiklerini, kabul etmeyince kendisini ofise davet ettiklerini. Ofise gittiğinde yemek konusunu tekrarladıklarını, bu yemeğin aradaki kırgınlığı ve soğukluğun bitirmesini düşündükleri için söylediklerini, kendisinin de kabul ettiğini, daha sonra ismail PAKER 'inde aranıp davet edildiğini, Akşam saatlerinde de birlikte yemek yediklerini, yemek esnasında gelen telefon üzerine Muzaffer TEKİN 'in içinde bulunduğu halden dolayı Muzaffer TEKİN 'in isteği üzerine Muzaffer TEKİN 'in evine ismail PAKER ile birlikte gittiklerini, ismail PAKER'in araçta beklediğini kendisini eve çıktığını, eve çıktığında polisin evde arama yapmaya başlamış olduğunu, daha sonra Muzaffer TEKİN'e telefonla durumu bildirdiğini, Danıştay 'a yapılan saldırı nedeni ile hakkında arama çıkartıldığını söylediğini, Muzaffer TEKİN'in "ne yapabiliriz ne edebiliriz" diye sorduğunda "bilemiyorum" diye cevap verdiğini, Muzaffer TEKİN'in "bir avukat mı ayarlasak" "Ertaç GİRAY gelir mi" dediğini, kendisinin de bilmediğini söyleyerek "bu konuyu ismail PAKER ile bir görüşeyim " dediğini, ismail PAKER ile görüştükten sonra avukat Ertaç GİRAY'ı aradıklarını ve aramada hazır bulunmasını sağladıklarını, arama bittikten sonra Muzaffer TEKİN'e aramanın bittiğini telefonla söylediğini, Muzaffer TEKİN'in de "Ertaç GİRAY ile bir görüşelim" dediğini, Fenerbahçe Ordu evinde Rafet ARSLAN ile birlikte bekledıkle'rim söylediklerini, Kendisinin ismail PAKER ve Av.Ertaç GİRAY ile birlikte Fenerbahçe örduevıne gittiklerini, orada
yaptıkları görüşmede Muzaffer TEKİN'in "bu olayı nasıl kendisine yakıştırdıklarını kendisinin şerefli bir subay olduğunu, kendisinin adının bir terörist ile nasıl birlikte anıldığını, bunun hiç zaman kendisi tarafından kabul edilemeyeceğini, böyle bir lekeyi taşıyamayacağını gerekirse Taksim anıtı önünde tabancası ile kendisini intihar edeceğini bunu yapmadan öncede kısa bir açıklama yapacağını" söylediğini, bu esnada Muzaffer TEKİN'in psikolojisi bozuk durumda olduğunu, bu nedenle teslim olmayacağını polislerin teslim olduğu zaman 8-10 gün alıkoyacağını" kendisine kötü muamele edileceğini, bunu da kendisini asla kabul edemeyeceğini beklerse ortaya yeni tanıklar ve deliller çıkar suçsuz olduğum anlaşılır ve ondan sonra teslim olurum dedi. Konuşma bu eksende devam etti. Olayın hukuki kısmı Ertaç GİRAY tarafından açıklandığı sırada gözaltı süresinin 8-10 gün olmayacağını 2 veya 4 gün gözaltı süresinin olabileceğini bunun sonrasında da hemen mahkemeye çıkartılacağını eğer teslim olmak isterse de polise değil de savcıya birlikte gidebileceğini söylediğini, Muzaffer TEKİN'in bunların hiçbirini kabul etmediğini ve beklemek istediğini ve saklanmak için kendilerinden yardım istediğini, ilerleyen günlerde Ankara'ya gidip savcıya teslim olacağını söylediğini, Daha sonra ordu evinden ayrıldıklarını,. Ertaç GİRAY'ın kendi evine gittiğini, kendilerinin Muzaffer TEKİN 'e ev ayarlamak için çıktıklarını, Muzaffer TEKİN yaralandığı günün sabahı kendisine Yurdakul ÇAĞMAN'dan telefon geldiğini, Muzaffer TEKİN 'in kendisini kalbinden bıçaklayarak kendisini intihar ettiğini söyledğin ve, durumunun ağır olduğunu söyledğini, Bunun üzerine kendisinin ismail PAKER 'in otosu ile beraber Mahmut ÖZTÜRK'ün Çavuşbaşındaki villasına yola çıktıklarını, Evi bulamadıkları için yolda Yurdakuunl karşıladığını, birlikte villaya gittiklerini, kendisinin hemen Muzaffer TEKİN 'in bulunduğu üst kata çıktığını, Muzaffer TEKİN'in sırtını duvara dayamış yerde oturduğunu,. Ustüıgı çıplak olduğunu, Vücudunda kurumuş kan lekelerinin olduğunu, Yarasının açık ancak kanamasının olmadığını, Kendisine orada bağırarak 'Ölsen bizim başımız derde girer" diye hitap ettiğini, Muzaffer TEKİN'in "Endişelenme ben not yazdım ve notlar Mahmut ÖZTÜRK'de' dediğini, "O notları al ve basına ver" dediğini, Mahmut ÖZTÜRK'ten notları aldığını ve cebine koyduğunu, Muzaffer TEKİN 'e hastaneye gideceklerini söylediğini, Yolda villaya giderken Rafet ARSLAN'ı arayarak hastane ayarlamalarını söylediğini, kendisinin Acıbadem hastanesini ayarladığını,. Muzaffer TEKİN'in hastaneye gitmek istemedğini ve evde de kalmak istemediğini, Abisi Rıza TEKİN'in Maltepe 'de bulunan evine gitmek istediğini, Muzaffer TEKİN ile birlikte arabaya bindiklerini, Muzaffer TEKİN'in yüksek sesle konuştuğunu ve kendinde olduğunu, kendisinin ısrarına rağmen hastaneye gitmeyeceğini söylediğini, Bunun üzerine kendilerinin onun isteğini mecburen kabul ettiklerini ve Maltepe istikametine yöneldiklerini, Rafet ARSLAN'a durumu anlattığını, Rıza TEKİN'in kardeşini ikna edip hastaneye götürmesini söylediğini, Rafet ARSLAN'ın taksi ile bulundukları bölgeye geldiğini, Ve iki araçla birlikte hastaneye gittiklerini, Medya ya kendisinin haber verdiğinin doğru olduğuunu, ancak Muzaffer TEKİN 'in isteği doğrultusunda bu haberi verdiğini,
"Danıştay olayında Zekeriya ÖZTÜRK ve İsmail PAKER isimli bir şahısla yanıma geldi, o gece evimde tek başına kaldı, sabah da ben kendisine kahvaltılık götürmek için gittiğimde intihar ettiğini gördüm. Hastaneye götürmesi için Zekeriya Öztürk'ü çağırdım. Zekeriya, İsmail ile birlikte geldi. Hastaneye götürmeden pansuman yaptım. Daha soma hastaneye götürdüm, polislere de bildirdim. Olay yeri incelemeye gelindi, gözaltına alındık. Ankara'da serbest bırakıldık. Bu olaydan beri de ilişkilerimi azalttım. Ancak zaman zaman görüştük, benden 1 ay önce borç para istedi ve kendisine 1500YTL borç para verdim dedi. Ben bu borcu evinini yanında verdim. Bürosuna önceden giderdim. Gittiğimde her çevreden insanlar vardı, asker, polis ve her çevreden ileri görüşlü insanlar olurdu." şeklinde beyanlarda
Kendisini arayanın Yurdakul olduğunu, Mahmut'un kendisini bu konudan dolayı aramadığını, Muzaffer TEKİN 'i hastaneye götürenin kendisi olduğunu, Mahmut ÖZTÜRK ilgili polislerle hastanenin 500 metre aşağısında bulunan pastaneden aldıklarını, kendisinin bu konular hakkında anlatacakarının bunlardan ibaret olduğunu," şeklinde beyanda bulunduğu,
b- Savcılık İfadesinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ;
2001 yılma kadar Kara Kuvvetlerinde piyade olarak görev yaptığını. İstifa edip ayrıldığını. Ağırlık Güneydoğu olmak üzere 1999 yılında İstanbul Alemdağ' a geldiğini. Alemdağ' da 23. Alay 1 Taburunda görevli olduğunu. Şu anda araştırmacı yazar olarak çalıştığını. Yazılarım Önce Vatan isimli ulusal bir gazeteye yazdığını. Bu gazetenin 2001 yılında çıktığım. Şu anda 17000 tirajı olduğunu. Abone sistemi ile çalıştığını. Sahibinin ABULLAH AKOSMAN olduğunu. Bu sene Nisan ayında bu gazeteden ayrıldığını. Günboy isimli gazeteye geçtiğini, şu anda oradan da ayrıldığını. 21. Yüzyıl Stratejik Araştırma Enstitüsünde şu anda yazmaya devam ettiğini. Stratejik Araştırma şirketlerinin Amerika' nm teşviki ile kurulmuş ve sivil toplum örgütlerini amaçlan doğrultusunda kullanmak için kurulmuş örgütler olduğunu. Şu anda çalıştığı şirketin sahibinin Profösör ÜMİT ÖZDAG olduğunu. Kendisinin profösör olduğunu, şu an oradan maaş almadığını, tamamen emekli maaşı ile geçindiğini.Üstüne kayıtlı gayrimenkul olmadığını. Kızıltoprak' da kayın pederinin evinde oturmakta olduğunu.
MUZAFFER TEKİN ' i 2005 yılında Atatürk Kültür Merkezinde "Asılsız Ermeni İddiaları Konferansı" çıkışında tanıdığını. Kendisi ile tanıştığında yanında FİKRİ KARADAĞ, HÜSEYİN GÖRÜM, HÜSEYİN BEYAZIT, İBRAHİM soyadını hatırlayamadığını ve ismini hatırlayamadığı bir kaç kişi daha olduğunu. FİKRİ KARADAĞ ın emekli albay olduğunu, HÜSEYİN BEYAZIT ın Amerika'da eğitim gördüğünü şu anda Yeditepe Üniversitesinde eğitim görevlisi olduğunu. HÜSEYİN GÖRÜM' ün ne iş yaptığını bilmediğini. Tanıştığı bu kişilerin Vatansever Kuvvetler Güç Birliği adlı derneğin Türkiye-İstanbul Şubesini oluşturmaya yönelik çalışmalar yaptıklannı. Daha soma bir kaç sefer bu çalışmalara davet ettiklerini.Çalışmalarda yer almadığını. 5-6 toplantıdan sonra bir daha kendileri ile görüşmediğini. Daha soma MUZAFFER TEKİN ile bir diyalog geliştiğini. Ayın belli zamanlannda MUZAFFER TEKİN ' in ofisine gittiğini. Orada zaman zaman emekli askerler ve polisler olduğunu. Burada çay içilip değişik sohbetler yapıldığım. Buranın finansmanını kimin sağladığını bilmediğini. Buraya gidip gelirken MUZAFFER' in çevresindeki insanlann davramşlan ile kendi düşünceleri uyuşmadığı için görüşmelerini azalttığını.
Danıştay Saldınsmm olduğu günün akşamı Fenerbahçe Ordu Evinde kendisi RAFET ARSLAN ve MUZAFFER TEKİN ile İSMAİL PAKER bir yemek yediklerini. Bu yemeği yeme amaclannmda bu soğukluğu gidermek olduğunu. Bu sırada MUZAFFER' in evinin aranması konusu ortaya çıkınca onlan evinin oraya gönderdiğini.Evin orada bulunduklannı. Daha soma tekrar Fenerbahçe Ordu Evinde kendisi ile buluştuklannı, biraz korktuğunu, "şimdi ben teslim olursam beni içerde tutarlar ve kötü muamele yaparlar, şeref ve haysiyetim lekelenir "dediğini.Teslim olmak istemediğini ve bir kaç gün bekleyip ortalık netleşince gidip ifade vereceğini söylediğini. Israrla kendisine yardım etmelerini, onu saklamalannı söylediğini. Kendisinin saklanması için bir arkadışmm evini ayarladıklannı. ilk gece orada kaldığım, ikinci gece başka bir evde kaldığını. Üçüncü geceyi geçirmek üzere MAHMUT ÖZTÜRK' ün Beykoz' daki evine götürdüklerini. Oradan aynlırken MAHMUT un geldiğini.MAHMUT ÖZTÜRK' ü MUZAFFER' m^&ir^e bir kez gördüğünü, kendisini orada tanıdığını, daha soma burada ikinci kez görgünü. Scfhp evden ayrıldıklannı. Ertesi sabah saat 09-10 sıralannda YURDAKUL ÇAĞMAN adlı şâ%S|n%endisine telefon açması ile
MUZAFFER' in kendini yaraladığını öğrendiğini ve villaya gittiğini, bu arada RAFET ARSLAN' ı aradığını. Hastane ve ambulansı aramasını söylediğini. Eve ulaştığında MUZAFFER TEKİN in evin üst katında sırtını duvara dayamış, ayaklarını uzatmış vaziyette oturduğunu. Vücudunda kurumuş kan lekeleri olduğunu, temizlenmiş bir bölge olduğunu, açık ama kanamayan bir yarası olduğunu. Şuurunun açık olduğunu, bilincinin yerinde olduğunu. Bunu görünce " bunu yapmaya hakkın yok, başına bir şey gelse bizden bilecekler, biz zan altında kalacağız" dediğini. Onun da " yok ben not yazdım, MAHMUT' a verdim, bunu basma verin " dediğini. O sırada MAHMUT un geldiğini, notlan aldığını. MUZAFFER TEKİN ' in yarasını kontrol ettiğini. 2 cm. genişliğinde 1,5-2 mm. derinliğinde dudak şeklinde kesi gibi bir şey olduğunu, yaralanmaya benzemediğini. Bunun üzerine kendisine hastane ayarlandığını, hastaneye götürmek üzere çıktıklannda hastaneye gitmek istemediğini. "Abimin Maltepe' de bir evi var, oraya gidelim " dediğini. Abisinin evini bilmediğini, anahtarı da olmadığını, onun için anahtar gelene kadar dolaştıklannı. Bu arada RAFET ARSLAN' a da MUZAFFER' in hastaneye gitmek istemediğini, bu sebeple kendisini ikna etmesini söylediğini. Daha soma RAFET in yanlanna geldiğini ve iki araç ile hastaneye gittiklerini.Kendisi, İSMAİL PAKER, RAFET ARSLAN, YURDAKUL ÇAĞMAN ve MUZAFFER ile hastaneye gittiklerini. Tedavi olmasını beklediklarini. Daha sonra polislerin geldiğini, olayın nerde ve ne şekilde olduğunu sorduklannı. MAHMUT' un bilebileceğini söylediğim ve MAHMUT' u aradığını, hastanenin yakınında olduğunu, MAHMUT' un yanında da MUSA ÇAKIR olabileceğini düşündüğü bir şahsın olduğunu. Soma polislerin onlan da aldığını. MAHMUT' un evine gittiklerini, Jandarma ekiplerinin orada olduğunu.Hastaneye gelirken MUZAFFER TEKİN ' in isteği üzerine basma bilgi verdiğini. Basma " MUZAFFER TEKİN kendisini yaraladığını, hastaneye götürülüyor" dediğini. Daha soma kendisini gözaltına aldıklannı. Ankara' ya götürüldüğünü. Mahkemenin tutuklamadığım, hakkında daha soma takipsizlik karan verildiğini. Bu olayı o zamanki ifadelerinde de aynen bu şekilde anlattığını. Ertesi gün Savcılığa silahını almaya gittiğinde MUZAFFER TEKİN ile İşçi Partisinin avukatı OSMAN AYDIN ŞAHİN' in de orada olduklarını. Bunu görünce MUZAFFER TEKİN ' in fırkiyatma uymayan biri olduğunu gördüğünü ve bundan soma görüşmeme karan verdiğini.DOĞU PERİNÇEK ile daha önce bir çalışmasının olduğunu. Ulusal Kanalın Danışmanlığını yaptığını. Daha soma da kendi isteği ile aynldığını. Bunun nedeninin Türkmenlerle alakalı bir programı yayından kaldırtmasının olduğunu. Gerekçesinin de Barzani ve Talabani' nin bu programdan hoşlanmayacağını söylemesinin olduğunu. Amacının Türkiye' ye hizmet etmek olmadığını, Kürtlere ve Talabani' ye yardımı olduğu hissine kapılarak oradan aynldığını ve aralannda bir husumet oluştuğunu. Aynca Danıştay saldmsmm ulusalcılar tarafından yaptınlması ile alakalı olarak emniyette sorulan soruya da geçmişteki solculann eylemlerinin ve bilgilerinin böyle bir işi yaptırmaya yeterli olduğu kanısını söylediği için hakkında bir çok davalar açıldığını. Açılan davalann devam ettiğini. Bir davanın reddedildiğini. Bu olaydan soma DOĞU PERİNÇEK sitesinde kendi hakkında asılsız haberler yapılmaya başladığını. Aynca dergilerinde de aleyhinde yazılar yazmaya başlandığım.Kendisinin MİT' çi olduğuu, geçmişte hıristiyan olduğunu, hata Fetullahçı olduğunu, cia ve mossad ajanı olduğunu ve MUZAFFER TEKİN ' i öldürmek için pusu kurduğunu söyleyen yazılar yazdıklannı. Danıştay saldınsmda da MUZAFFER TEKİN ' in kendisinin tuzağa düşürdüğünü, teslim olmaması için ikna ettiğini ve yaralı iken hastaneye götürmeyip dolaştırdığını DOĞU PERİNÇEK in tv. kanallannda, dergide ve sitesinde söylediğini.
Soruldu ;İSMAİL PAKER' i de MUZAFFER TEKİN ile birlikte 2005 yılında katıldığı bir konferans çıkışında tanıdığını. İSMAİL PAKER ile MUZAFFER in önceden tanışdıklannı. İSMAİL PAKER in ticaret ile uğraştığını. MUZAFFER TEKİN ' in bu olaylan çıkınca İSMAİL PAKER ' in de MUZAFFER ile görüşmeyi kestiğini. Bu sebeple düşmanlık beslediğini.
OKTAY YILDIRIM' ı MUZAFFER TEKİN vasıtası ile tanıdığını. Vatansever Güç Birliğinin bir toplantısında tanıdığını. Kendisi ile hiç anlaşamadığını. Hatta Danıştay olayında sorgudayken açıkistihbarat.com sitesinde sahibi olan BEHİÇ GÜRCİHAN ile birlikte hakkında olumsuz iddialar yayınladığını. MUZAFFER TEKİN ' in CEM ERSEVER vari bir operasyon ile yok etmek istediğini söylediğini. Bunun üzerine OKTAY ile ilişkisini kestiğini. İkisi ile de 13 aydır görüşmediğini. OKTAY' ın Kuvai Milliye ile irtibatım da bilmediğini.Ümraniye' de ele geçirilen bombalar konusunu hiç bilmediğini.
KUDDUSİ OKKIR'ı da yine aynı konferansta tanıdığını, zaman zaman görüşmelerinde KUDDUSİ OKKIR'm da olduğunu ve zaman zaman yaptıklan toplantılara da kendisini de çağırdıklarını, ancak son 13 aydır gitmediğini, devletin yeniden yapılanması mastır planını duymadığını,
GAZİ GÜDER, ASUMAN ÖZDEMİR' i ve MUZAFFER ŞENOCAK' ı tanımadığını,
MUZAFFER TEKİN'den ele geçirilen CD' den haberi olmadığmı,kendisinde ele geçirilen klasördeki lobi, gladyo, mafya, kürdistan nasıl kurulacak, masonik bilderberg çetesi, Kasım Gülek, Bilderberg nedere, içindekiler, faili meçhul cinayetler vs. diğer bilgileri de hep internetten aldığını, diğer notlannda yazılanyla alakalı bilgiler ve notlar olduğunu,
ALPARSLAN ASLAN' ı tanımadığını, Şemdinli dosyasını internetten ve Ankara' daki gazetecilerden aldığını, Sarem' e zaman zaman gittiğini, Emniyet ifadesinin doğru olduğunu,
Kendisinde ele geçirilen emniyetteki Fetullahçı yapılanma ile alakalı olarak aslında Emin Çölaşan' a yazılmış olduğunu, posta kutusunu isimsiz olarak bırakıldığını, bu konuları hiç yazmadığını, Emin Çölaşan'm da bu konuları hiç yazmadığını, mektup içeriğindeki olaylann gerçek ile bağdaşıp bağdaşmadığını bilmediğini, hatta mektup imzasız olduğu için çok itibar etmediğini, içeriğini de araştırmadığını, Polis teşkilatı içerisinde de böyle bir yapılanma olduğunu sanmadığını, iddia edildiği şekilde kendisinin Fetullahçılarla her hangi bir alakasının olmadığını, hatta bu tür oluşumlara karşı olduğunu, bu sebeple 4 yıldır yazdığı Önce Vatan gazetesinden de aynldığım, MUZAFFER TEKİN ve buna bağlı ekibin kendi aralanndaki yazışmalarda Fetullahçı ve Mitçi olduğunu iddia ettiklerini, hatta bundan 4-5 ay kadar öne telefonla birisinin kendisini tehdit ettiğini, MUZAFFER TEKİN ile olan konulardan ötürü bu konuda da savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ve Valilik makamından da koruma istediğini, MUZAFFER TEKİN'in İşçi Partisi Genel Başkanı DOĞU PERİNÇEK ile aynı görüşleri savunduğunu, Avukatı yukanda belirttiği gibi OSMAN AYDIN ŞAHİN olduğunu ve Çağlayan Mitingine de ikisinin yan yana katıldığını, bunun basında da çıktığını, hakkındaki iddialannda tamamen bu tür insanlann uydurmalan olduğunu, bunlan kabul etmediğini, yasadışı oluşumlarla da bir alakasının olmadığını,
Doğuş Factoring olayı ile bir alakasının olmadığını, AYHAN PARLAK' ı MUZAFFER TEKİN'in ofisinde gördüğünü, SEMİH TUFAN GÜLALTAY'm MUZAFFER TEKİN'in ile irtibatı olduğunu kendisinden duyduğunu, Doğuş Factoring olayını basından takip ettiğini, Danıştay saldınsmda da ifade verirken sorduklannı, çok bilgisi olmadığından bir şey söylemediğini, ALPARSLAN ASLAN' m Doğuş Factoring' in avukatı olduğunu daha sonra öğrendiğini,
MUZAFFER TEKİN ' in beyanlan ile ilgili; ERTAÇ GİRAY'ın kendisinin avukatı olduğunu, ancak iddia edildiği gibi zorla MUZAFFER TEKİN ' e vekalet verdirtmediklerini, bilakis zorla kendisinin ricada bulunduğunu, ancak sadece resmi arama sırasında avukatı ERTAÇ GİRAY'm orada bulunduğunu, konunun Danıştay saldınsı ile alakalı olduğunu anlayınca da daha sonra ilgilenmediğini, MUZAFFER TEKİN ' in dediği gibi "seni alıp savcıya götürüp sonra tekrar savcının yanından alacağım" şeklinde bir şey olmadığını,
MUZAFFER TEKİN ' in iddia ettiği gibi Ankara* daki Vantanseverler Güçbirliği oluşumuna katılmadığını, İstanbul' daki AKV1 'toplantısında bu konuda bir oluşum
yapılmasının konuşulduğunu, zaten MUZAFFER ile orada tanıştıklarım, MUZAFFER TEKİN ' in abilik misyonu olmadığını gördüğü için kendisine "sen bizim başımız ol" şeklinde bir şey söylemediğini, MUZAFFER TEKİN ' in bürosuna sadece emekli albayların geldiğini zaman zaman gördüğünü, askeri gelenekler çerçevesinde yüzbaşı iken ordudan ayrıldığı için benden düşük rütbeli insanlara komutanım diye hitap etmediğini, kendini de albay olarak da tanıtmadığını,
Evinden çıkan MİT Müsteşarlığının Başbakanlığa hitaben yazılmış olan yazıyı internetten aldığım, bu yazının internette mektup olarak yayınlandığını, kendisinin de konusunu ilgilendirdiği için internetten aldığı bir çok evrak gibi alıp dosyasına koyduğunu,
Hakkındaki iftiraları kabul etmediğini, DOĞU PERİNÇEK ile siyasal olarak ayrı görüşlere sahip olduklarından itibaren Danıştay olayından sonra da MUZAFFER TEKİN ' in sağ kolu olan OSMAN AYDIN ŞAHİN ile birlikte gördüğünden ötürü bu şahıslarla ilişkilerini kestiğini, ayrıca ulusalcılık tabirini de kabul etmediğini, Kuvva ve Kuvai Milliye prensibini de benimsemediğini, beyan etmiştir.
MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK25.Ü1 2006 tarihli ek ifadesinde
Daha önce bu konularda ifade verdiğini, O ifadelerine ekleyecek bir husus olmadığını, Mete YALAZANGİL, Tuncay HACIBEKTAŞOGLU, Saipir DEBLEBİZADE isimli şahısları tanımadığını,
Veli KÜÇÜK'ü tanıdığını, 2006 yılında konferanslardan tanıdığını, VKGB'nin oluşumunda bulunmadığını, hazırlık çalışmalarına katılmadığını, Ancak kuruluş tanışma toplantılarına katıldığını, Kuddusi OKKIR ile orada tanıştıklarını, Kuddusi OKKIR ile bir kere de orada görüştüklerini, Tuncay GÜNEY' i tanımadığını, Fikret EMEK'in devre arkadaşı olduğunu ancak 15 yıldır görüşmediğini,
Veli KÜÇÜK' den elde edilen Ergenekon, Lobi vb. belgeler sorulduğunda; bu belgelerle alakasının olmadığım,
Daha önceki ifadesine konu aramalarda evinden çıkan Masonik Bilderberg, Mafya, Türkiye' de mafyanın yeniden yapılanması belgeleri sorulduğunda; evinde çıkan Lobi ve Mafya belgelerinin bu yapıyı deşifre etmeye yönelik belgeler olduğunu,
Türkiye'de mafyanın yeniden yapılmasına ilişkin belgeler sorulduğunda; Bunları internet ortamından aldığını,
Kürdistan nasıl kurulacak başlıklı 10 sayfadan ibaret belge sorulduğunda; daha önce ulusal kanalda 2003 yılında danışmanlık yaptığını ancak nereden kimden aldığını hatırlamadığım,
Octopus Mafia İstanbul Eylül 2000 başlıklı 30 sayfalık belge, Osmanlıdan Günümüze Masonik Bilderberk Çetesi başlıklı 76 sayfalık belge. Ab Katılım Ortaklığı belgesi, İçindekiler ile başlayan 13 maddelik 99 sayfalık belge sorulduğunda; Bu belgeleri nereden kimden aldığını hatırlamadığını ancak Ulusal kanalda haber merkezi bölümünde çalıştığı dönemde aldığını, Ancak kimden ve nasıl aldığını bilmediğini,
Dosyada mevcut e-mailleri okunup sorulduğunda; Bunlan ajanlık ve bilgi sızdırmak için yapmadığını, Show TV. de çalıştığı dönemde arkadaşına gelen maillerle alakalı karşı tarafa cevaplar yazdığını,
Diğer istihbarı bilgi nitelikli el yazısı dokümanlar sorulduğunda; nereden geldiğini bilmediğini, gazeteci olduğu için gelmiş olabileceğini,
Veli KÜÇÜK'ten çıkan dokümanlar ayn ayn sorulduğunda; Veli KÜÇÜK'ten çıkan belgelerle kendi belgelerinin benzerliğinin neden kaynaklandığını bilemediğini, Kendisinde bu belgelerin olduğunu bilmediğini, ondan almadığını,
Devletin Yeniden Yapılanması belgesini ben hıc duymadığını ve görmediğini, Kuddusi OKKIR'm hazırladığı bu belgeyi bilmediğim,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından gönderilen bu konudaki inceleme tutanakları, belge ve bilgisayar inceleme tutanakları okunup sorulduğunda; bilgisayarında böyle bir belge olmaması gerektiğini ve hatırlamadığını,
Muzaffer TEKİN ile aralarının açıldığı için Danıştay olayından sonra hiç görüşmediklerini,
Mete YALAZANGİL'in savcılıkta vermiş olduğu beyanları okunup sorulduğunda; iddia edildiği gibi Mete YALAZANGİL'i tanımadığını, iddia edildiği gibi Ataşehir'de iftara katılmadığını, Çünkü Danıştay olayının Mayıs ayında olduğunu ve 2006 yılının Ramazan ayında Ekim Kasım aylan olabilir bu tarihlerde MUZAFFER TEKİN ile görüşmüyor olduğunu,
Belirttiği gibi Tuncay HACIBEKTAŞOĞLU ile tanışmadığını ve görüşmediğini, Saipir DEBLEBİZADE ile görüşmeyip tanışmadığını,
Güler KÖMÜRCÜ'yü tanıdığını, kendisini gazeteci olmalan vesilesi ile tanıdığım ve aralannda duygusal bir ilişkinin de olduğunu,
Telefon numarasının 0 532 341 29 02 olduğunu,
Dosyada mevcut 32-68, 32-69, 32-70 numaralı tapeler okunup sorulduğunda; telefon numarasının kendisine ait olduğunu, ancak bu şahısları tanımadığını, Her hangi bir yerde görüştüğünü de hatırlamadığını, daha önce tanımıyorum demiş olsa da şu an anımsadığını, SAİPİR DEBLEBİZADE'yi Muharrem olarak tanıdığını ve Azeri olarak bildiğini, bu şahsı 2006 yılında Kadıköy'de Muzaffer TEKİN'in olduğu ortamda tanıdığını,
Dosyada mevcut GÜLER KÖMÜRCÜ ile olan görüşmeleri okunup sorulduğunda: Katolik nikahı konusunun espri olduğunu, 32-72 numaralı tapede geçen "Saygı ÖZTÜRK'ün özel bir haberi var, Ergenekon lobi diye , sen de uzun uzun varsın" şeklindeki konu ve devamında 32-73 numaralı VEDAT YENERER ile yapılan görüşmede Genel Kurmay Başkanına hakaret etmek istemediğini,
Güler KÖMÜRCÜ ile olan görüşmede Kurtlar Vadisindeki Hüseyin isimli şahıs beni anlatmıyor şeklinde söylediğini,
Dosyadaki diğer deliller okunup sorulduğunda; Aleyhine olanlan kabul etmediğini ve Ergenekon, Kuvva-i Milliye ve bunun gibi derneklere üye olmadığını,
c-Elde edilen deliller,
MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK'ÜN AJANDA BULUNAN EL YAZISI NOTLAR
-
TSK'nın gözde birimleri Emniyet tarafından dinleniyor. Daha 10 kadar dosya var.
-
İdeoloji vurgulanmamalı ve halk ideolojide birleştirilmeye çalışılmamak
-
Apo-Hadep gibi konular üzerinde durulmamalı
-
Sivil toplum örgütlerini toplamalı
-
Milli mücadele başlatılmalı Kuvvayi Milliye mücadeleye alet edinmemeli
-
Atatürkçülük genel olarak ele alınmalı herkese mal edinmeli tekelleştirilmemeli.
-
AKP'de ki Kürt milletvekilleri teskere ilişkisi işlenmeli. (Hem yıldızlı hem yuvarlak içine alınmış)
-
HANGİ İslam Ülkesi başka bir İslam ülkesinin işgalini kabul eder. (Hem yıldızlı hem yuvarlak içine alınmış)
-
Aydın DOĞAN-TUSİAD planı Kemal ERVİŞ yeni lider olmalı.
-
YSK üyeleri nasıl seçiliyor kim bunlar ekonomik ihtiyaçları yetenek ve siyasi durumları. Eski Yargıtay üyeleri ile konuşulabilir. *•*->..
-
Harekatın adı toplumsal alanı kucaklayacak isim olmalı.
-
Ulusal TV dışında programa katılmalı.
-
Bülent ECEVİT ile görüşülsün ABD Eceviti iktidardan indireli, teskere konusunda ne düşünüyor.
-
İlhan SELÇUK ziyaret edilmeli.
-
Uluç GÜRKAN ile görüşülsün (bende olacam) durum analizi yapılsın.
-
Devlet kademesi ile başka irtibat var mı
-
İlişkimiz başka birileri tarafından bilmiyor mu
-
Mevcut ilişkiler bizimkiler ile ilişkilendirilmeyecek. Bu ilişkiler normal seyrinde devam ettirilecek bizim ilişkimizdeki içerik kesinlikle diğer ilişkilere dâhil edilmeyecek.
-
Ben %100 buranm çalışanı ve belli revizyonda bulunan insan olacam.
-
Kanal + Derginin danışmanlığını yapacam.
-
Medya ve Basında sizinle görünecem.
-
Son derece gizlilik prensibi içerisinde konuşmalar yapılacak.Bu konuşmalar direk irtibatmış gibi yansıtılmayacak.(iç ilişkilerde)
-
Adamalarınıza çok iyi talimat vermelisiniz ki aynı ortamda kazaya sebep olmasmlar. Kendimi bireysel olarak yıpratamam buna izin veremem ve yukarısı bunu hiç istemez.
-
En kısa zamanda bu durum düzeltilmeli.
-
2.Avrasya konferansı 2000 İstanbul Ticaret odası- sanayi odası Maliye Bakanlığı destekleyenler.
-
Maddi imkan desteği sağlanır ve birlikte yapılırsa sonuç alınabilir.
-
Gürbüz ÇAPAN katılımcı olmak istiyor. İzin verilmesini istiyor.MİT bir çok
bulaştırdı. Tedbir kararları kaldırılırsa daha rahat hareket
edebilir.(olmayacağını hemen belirttim)
-
Formül CHP+DSP+MHP+İP
-
25 EKİM yürüyüşü desteklenecek
-
Platforma Em.Org.Korg katılımı sağlansın.
-
Halkçılık sempozyumundan neden asker çekildi.
-
Avrasyacılık Anıl ÇEÇEN nin düşüncesine Türk dünyası dahil edilsin.
-
İlhan ALİYEV'e tebrik mesajı gönderilmeli.Azerbaycan ve Türk dünyasının bağımsızlık vurgusu yapılmalı.
-
Avrasyacılık kavramında "Alfabe Birliği"-"Kültür Birliği" vurgulanmalı.(Kafatascıların elinden alınmalı)
-
Antiemparyalist çizgisi öne çıkarmamalı.Statükocu-Prestijli-Emperyal çizgide hareket edilmeli.
-
Dostları ilə paylaş: |