Mehmet Fikri KARADAĞ ifadesinin bu konu ile ilgili bölümünde özetle;
Semih Tufan GÜLALTAY'm ismini kendisi Elazığ'da görevli iken İHD başkanı Akın BİRDAL'm tetikçilerini azmettiren kişi olarak duyduğunu, hapisten çıkana kadar herhangi bir görüşmesinin olmadığmı,Semih Tufan GÜLALTAY hapisteyken Semih Tufan'm kardeşi Emre GÜLALTAY'ı Muzaffer TEKİN'in bürosunda tanıdığını, Emre'yi Muzaffer'in yanında 3-4 defa görmüş olabileceğini, Emre'nin kendisine abisinin hapishanede yazdığı kitaplardan 5-6 tane verdiğini,vermiş olduğu kitapları okuduğunu ve çok hoşuna gittiğini,Emre'yle görüşmelerinde ağabeyinin durumunu da sorduğunu,çünkü Semih Tufan'm yazmış olduğu kitapların çok hoşuna gitttiğini,Semih Tufan cezaevinden çıktıktan sonra Muzaffer'le veya ayn ayn en az 10 defa görüştüğünü, Ulusal Birlik Partisinin kurulması aşamasında görüş alışverişlerinin olduğunu,hatta partinin ismini birlikte koyduklannı,partinin genel başkanı olarak kendisini lanse ettiğini,çok defa şahısla devlet sorunlan hakkında görüştüklerini, resmi olarak da birkaç defa yanma gittiğini, şahısla Muzaffer TEKİN'in bürosunda da görüştüğünü,çünkü o zamanlar herhangi bir olumsuz durumunun olmadığını, Ulusal Birlik Partisinin Kurulması aşamasında birlikte Ankara'ya giderek bazı şahıslarla görüştüklerini, görüştükleri şahıslann hiçbirisini hatırlamadığmı,ancak şahıslann kendisine eski ülkücüler olarak lanse edildiğini hatırladığını, ilerleyen dönemde Semih Tufan'm ticari ve gayri menkul faaliyetlerinin devlet tarafından engellendiği söylediğini,bu söylemlerde bulunurken bu olaylann kendisinden kaynaklandığını ima etmeye çalıştığmı,bunun üzerine kendisine kızdığını ve "bu güne kadar senle görüştüğüme yazık" diyerek yanından aynldığmı ve bir daha görüşmediğini,
Ertuğrul YILMAZ'ı Avrupa'da PKK'yla mücadele eden, çatışan, kahraman bir vatan evladı olarak Muzaffer TEKİN'in tanıttığını, tahminen 2000 yılında Muzaffer TEKİN'in kendisine Ertuğrul'un Türkiye'ye geldiğini söylediğini ve şahıslann kendisini Kolordu bahçesinde ziyaret ettiğini, şahıslarla oturup sohbet ettiklerini, burada Ertuğrul YILMAZ'm kendisine Avrupa'da PKK'ya yönelik çalışmalardan bahsettiğini, hatta Avrupa'da PKK'lılann uyuşturucu ticaretini engelleyen kişi olarak tanıttığını, başka bir zamanda eşli olarak Muzaffer TEKİNTe birlikte Ertuğrul YILMAZ'm oğlunun sünnet yemeğine bile gittiğini, daha sonra Ertuğrul YILMAZ'm yurtdışına çıktığını, Harp Akademileri Almanya gezisine gitmeden önce Ertuğrul YILMAZ'ı cep telefonundan aradığını ve Berlin'de görüşmek istediğini söylediğini ancak şahıs kendisine Almanya dışında olduğunu söylediğini, başkaca herhangi bir görüşmelerinin olmadığını, Ertuğrul YILMAZ öldürüldükten sonra Muzaffer TEKİN'in telefonla kendisine Ertuğrul YILMAZ'm Almanya'da öldürüldüğünü söylediğini, vatansever bir Türk evladının şehit edildiğini düşündüğünden üzüldüğünü, Ertuğrul YILMAZ'ı PKK'yla savaşan bir vatan evladı olarak bildiği için şehit olduğunu düşündüğü için resmi elbiseyle Kadıköy Söğütlüçeşme'de cenaze törenine katıldığını, cenaze törenine gittiğinde Muzaffer TEKİN'in de orada olduğunu, hatta Düzce tarafındaki bir yerde Ertuğrul YILMAZ'm köyüne Muzaffer TEKİN ve Ertuğrul YILMAZ'm akrabalanyla birlikte mevlüt merasimine gittiklerini, oradayken mevlüt merasimine Sedat PEKER'in kardeşi Atilla PEKER'in de katıldığını gördüğünü, burada Atilla PEKERTe tanıştığını beyan etmiştir.
Süleyman ESEN tanık olarak alınan ifadesinde ;
Alparslan ARSLAN'm Hakkı KURTULUŞ isimli bir avukatın yanında staj yaptığını, bu şahsın da Sedat PEKER'den ötürü gözaltına alındığını ve ce/a aldığını bildiğini, Hakkı KURTULUŞ'u Üsküdar'daki Şemsi Paşa Kütüphanesinin yanında Katibim Restoran'm
yanındaki çay bahçesinde zaman zaman gördüğünü, ceza davalanna baktığını bildiğini beyan etmiştir.
Gizli Tanık, kayda da alınan ifadesinde özetle ;
Alparslan ARSLAN'ı tanıdığını, Veli KÜÇÜK ile bizzat görüştüklerini gördüpnü, samimi ilişkiler içerisinde bulunduklannı bildiğini, Kuddusi OKKIR'm Alpaslan ARSLAN'ın dostu olduğunu, Alpaslan ARSLAN'ın 2003 yılından itibaren Veli KÜÇÜK ve Muzaffer TEKİN'e danışmadan hareket etmediğini ,Muzaffer TEKİN'in azmettirmesi, para vaadi ve bombalan getirmesi ile Cumhuriyet Gazetesine bombalı saldınlann yapıldığını,Alparslan ARSLAN'ın Danıştay Saldmsı öncesinde Veli KÜÇÜK ve Muzaffer TEKİN'den talimat aldığını bildiğini beyan etmiştir.
Şüpheli İbrahim ÖZCAN 04.07.2008 tarihli ifadesinin konu ile ilgili bölümünde özet olarak;
"...Soruşturma kapsamındaki kişilerden Hüseyin Görüm ile geçmişte cezaevinde birlikte kaldık. Daha sonra tesadüfen bir cenazede karşılaştık. Bundan sonra görüşmelerimiz devam etti. O sıralar Hüseyin Görüm serbest ticaret işleri ve taksicilik yapıyordu. Beni Muzaffer Tekin'in Kadıköydeki bürosuna götürdü. Burada Muzaffer TEKİN ve orada bulunan Mehmet Fikri KARADAĞ, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve Nedim isimli soyismini bilmediğim başka bir asker emeklisiyle tanıştırdı. Bu kişilerin de geleceğini söyleyerek beni Şile'de yapılacak olan Karacabey'i anma törenine çağırdı. Bu görüşmeden birkaç gün sonra İstanbul'dan birlikte bir araçla Şile'ye gittik. Bahsettiğim kişilerde oraya gelmişlerdi. Bu etkinliği hangi derneğin organize ettiğini bilmiyorum, ancak Hüseyin Görüm bana Vanatsever Küvetler Güçbirliği Hareketine ilişkin broşürler göstermişti. Hatta bunlanda Şile'ye götürdük. Şile'deki etkinlikte bahsettiğim kişilerden başka Oktay YILDIRIM, Kuddusi OKKIR ve şu anda ismi aklıma gelmeyen birçok kişi vardı. Oktay YILDIRIM ve Kuddusi OKKIR'la da tanıştım. Bu etkinlikte daha önceden Hüseyin GÖRÜM'ün akrabası olduğundan dolayı tanıdığım Yasin GÖRÜM'de vardı. Asıl isminin Rasim olduğunu bilmiyorum. Rasim GÖRÜM Adapazannda kalıyor, İstanbula amcası olan Hüseyin GÖRÜM'ün yanma gelip gidiyordu. İstanbulda bir iş yaptığını bilmiyorum. Hüseyin GÖRÜM'ün kiraladığını söylediği İstanbul Maltepe'deki prefabrik fabrikası vardı. İlk başlarda aktifti, üretimde yapılıyordu. Hüseyin GÖRÜM burada zaman zaman toplantılar düzenliyordu. Bunlardan 8-10 tanesine bende katıldım. Toplantılarda günlük konular, ekonomik mevzularla birlikte o zaman gündemde olan Vatansever Kuvvetler Güçbirliği hareketi hakkında da konuşuluyordu. Bu hareketin iyi olduğundan, destek olunması gerektiğinden bahsediliyordu. Bu hareketin dergisi olan Türkeli isimli dergi de orada bulunuyordu. Toplantıya katılanlar inceliyorlardı. Bu toplantılara hatırladığım kadanyla Muzaffer TEKİN, Mehmet Fikri KARADAĞ, Kuddusi OKKIR, İsmail PAKER, Yasin (Rasim) GÖRÜM, Raif GÖRÜM, Yusuf GÖRÜM ve şu anda ismini hatırlamadığım birçok kişi katılıyordu. O dönemde Rasim GÖRÜM Hüseyin GÖRÜM'ün yanma sık gelip gittiğinden bu toplantılarda da kendisini görüyordum. Bu toplantılarda diğer konulann yanında Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hakeretinin İstanbul temsilciliğinin açılması konuşuluyordu. Bu işi de Hüseyin GÖRÜM veya Mehmet Fikri KARADAĞ'm üstleneceğinden bahsediliyordu.
Alparslan ASLAN'ı Hüseyin GÖRÜM aracılığıyla tanıdım. Hüseyin GÖRÜM beni Alparslan ASLAN'm Kadıköy'deki bürosuna götürdü. Kendisinin Alparslan ARSLAN ile eskiden beri tanıştığını öğrendim. Alparslan ASLAN'm Hüseyin GÖRÜM'ün avukatlığını yaptığını, sürekli görüştüğüne daha sonra da şahit oldum. .Hüseyin GÖRÜM Alparslan ASLAN'ı bana milliyetçi, vatanperver, iyi bir a^kat^rf^akJtanıfe^O zamanlar sözkonusu olan geçmişteki infazla ilgili hukuki sorunlanma yardımcı olabilic^jini söyledi. Alparslan
ASLAN'a vekaletname vermedim ancak birlikte Kadıköy Savcılığına gittik. Burada ismini hatırlamadığım ancak daha sonra bildirebileceğim bir savcı ile görüştük. Kayıp olan dosyalarımın bulunması hususunda yardım istedik. Hatta ben bu savcının yardımı ile mübaşir ile birlikte 4 gün arşivde infaz dosyalanmı aradım. Ancak bir kısmını bulup bir kısmını bulamadım. Bu nedenle savcı bu duruma dair bir yazı verdi. Bu yazı sayesinde ben askere gidebildim. Alparslan ARSLAN ile görüşmelerimiz bundan sonra birkaç kez daha oldu. Genelde tanıdıklarımın hukuki sorunlarına yardım etmesi için kendilerini Alparslan ARSLAN'm bürosuna götürdüm.
Alparslan ARSLAN'm Hüseyin GÖRÜM ile görüşmesine karşın Şile'de yapılan etkinliğe veya Hüseyin GÖRÜM'ün Maltepe'deki toplantılarına katıldığını hatırlamıyorum. Ancak 3-4 kez Alparslan ARSLAN'ı Muzeffer TEKİN'in Kadıköy'deki bürosunda gördüm. Muzaffer ile Alparslan'ın Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi konusunda konuştuklarını duydum. Konuşmaların içeriği de bu harekete yardımcı olunması gerektiği, bu hareketin bir yayını olan Türkeli dergisinin İstanbul'da dağıtılmasına yardımcı olunması gibi konulardı. Muzaffer TEKİN'in bürosunda ayn bir bölümde bazen gizli toplantılarda yapılıyordu. Bu toplantılara beni almazlardı. Genelde Muzeffer TEKİN, Hüseyin GÖRÜM, Mehmet Fikri KARADAĞ ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ayrı bir yerde konuşurlardı. Ne konuştuklannı bilmiyorum.
Alparslan ARSLAN'm aynı zamanda Muzaffer TEKİN'in hissedan olduğu Doğuş Factoring şirketinin de avukatlığını yaptığını sonradan basından öğrendim.
Sorulması üzerine; Muzaffer TEKİN ile benim Yasin olarak tanıdığım Rasim GÖRÜM tanışıyor ve görüşüyorlardı. Zaten 8-10 defa Maltepedeki toplantılarda bir araya gelmişlerdi. Karşılıklı konuştuklanna da şahit oldum .
İstanbulda Mehmet Fikri KARADAĞ'm teklifi ile Kuvayı Milliye Derneğini kurduk. Ben fiilen derneğin kuruluş aşamasında bulundum ancak resmi olarak kurucu üye değilim. Yasin olarak bildiğim Rasim GÖRÜM de Kuvayi Milli yenin Kadıköy'deki binasına gelip gidiyordu.
Sorulması üzerine ; Rasim GÖRÜM ile Muzaffer TEKİN'in birbirlerini tanımadıklan şeklindeki beyanlar doğru değildir. Kendilerini defalarca bir arada gördüm. Konuştuklanna şahit oldum. Birlikte fotoğraflan da vardır...." Şeklinde beyanda bulunmuştur.
Şüpheliler Durmuş Ali ÖZOĞLU ve Hatice BAHTİYAR benzer
ifadelerinde ;
Bir dönem Kuvayı Milliye Derneğinde faaliyette bulunduklanm, dernekte bulunduklan süre içerisinde Yasin ( Rasim) GÖRÜM isimli Hüseyin GÖRÜM'ün yeğeni olan bir kişiden, İstanbul dışında bir yerde yaşadığından, derneğe gelip gideceğinden bahsedildiğini duyduklarım beyan etmişlerdir.
Osman YILDIRIM tanık olarak alman ifadesinde ;
Kendisinin katılmadığı Danıştay saldınsı olayı ile ilgili olarak haksız yere ceza
aldığını, adaletin yerini bulması için gerçekleri anlattığını, son duruşmada Avukat Mehmet
ENER'in kendisi ile ilgili tevsi tahkikat talebinde bulunduğunu zannettiğini, tevsi tahkikat
talebinin reddine mahkemece karar verilmesi üzerine kendisine de soru sorulmayınca bu
olaylan tanık sıfatıyla anlattığını, bahsi geçen Ataşehir'deki toplantıda el bombalannı
kendisine Muzaffer TEKİN'in verdiğini, Veli KÜÇÜK'ün o toplantıda olmadığını, ancak
kendisinin Veli KÜÇÜK'le Alparslan ARSLAN'm Üsküdar'da Katibim Restoran'm
yanındaki çay bahçesinde buluştuklannı bildiğim, zaman-zaman kendisinin de yanlannda
bulunduğunu beyan etmiştir. jf. * ! x\
Birbirlerinden habersiz olarak ifadeleri alman,gerek ifadelerinin tarihi gerekse soruşturma evrakındaki kısıtlama kararma göre birbirlerinin ifadelerini öğrenmeleri mümkün görülmeyen her iki tanığın , Alparslan ARSLAN ve Veli KÜÇÜK'ün Katibim Restoran'm yanındaki çay bahçesinde buluştukları, Avukat Hakkı KURTULUŞ'un da söz konusu çay bahçesine gittiği şeklindeki beyanlarının Alparslan ARSLAN ile Veli KÜÇÜK'ün geçmişe dayanan bağlantısı bulunduğunu gösterdiği anlaşılmaktadır.
Osman YILDIRIM'm ifadesinin irdelenen konu hakkındaki geniş özeti bütün bu açıklamalardan sonra bütünlük içerisinde değerlendirilmesi amacı ile aşağıda tekrar yazılmıştır.
29.04.2006 tarihinden sonra Ümraniye semtinde Alparslan ARSLAN ile buluştuğunu, Alparslan ARSLAN'ın kendisine "Harekete geçeceğiz. Yarın buluşalım. Ataşehir'de Migros'un tam önüne gel. Bir arkadaş gelip seni alacak" dediğini, bunun üzerine bir gün sonra akşam vakti Ataşehir semtindeki Migros'un önüne gittiğini, kendisini buradan Alparslan ARSLAN'ın arabasıyla ismini bilmediği bir şahsın aldığını, Ataşehir semtindeki Migros'a yaklaşık 500 metre mesafede dubleks villalardan oluşan bir site içersindeki villaya gittiklerini, Alparslan ARSLAN'ın bekar arkadaşlarının kaldığı bu evde Muzaffer TEKİN, Alparslan ASLAN, Oktay YILDIRIM ile birlikte kendisinin tanımadığı 10-15 şahsın daha olduğunu, Muzaffer TEKİN'in burada 3 adet el bombası getirterek kendisine "Bunlar Cumhuriyet Gazetesine atılacak. Rahat ol kimse ölmeyecek. O şekilde olsun. İş bitince sana beşyüz bin dolar para vereceğiz. Senin, attırdığın kişilere vereceğin paraya karışmayız." dediğini, kendisinin 2 iki adet el bombasını alıp cebine koyduğunu, bir 1 tanesini de Alparslan ARSLAN'ın alıp çantasına koyduğunu,
Daha sonraki tarihlerde, ilk bombanın olaydan bir gün önce bir arkadaşının arabasıyla götürüp yerini gösterdiği Tekin İRŞİ tarafından pimi çekilmeksizin atıldığını, Tekin İRŞİ ye harçlık olarak kendisinin 50 YTL verdiğini, Tekin İRŞİ'ye el bombasını gece atmasını ve Alparslan ARSLAN istediği için de demir parmaklıklara türban asmasını söylediğini, ikinci bombayı Tekin İRŞİ'nin yer göstermesi ile İsmail SAĞIR'm attığını, İsmail SAGIR'm el bombasını pimini çekerek attığını, ancak bombanın patlamadığını, bu olaydan sonra COCO Bar'da buluştuklanm, üçüncü bombanın atılmasından önce Alparslan ARSLAN ile Üsküdar'da görüştüğünü, yapmaması için ısrar ettiğini, ancak kendisini dinlemediğini, Alparslan ARSLAN'ın İsmail SAĞIR, Erhan TİMUROĞLU ve Tekin İRŞİ ile birlikte gündüz vakti giderek kendisindeki bir adet el bombasını Cumhuriyet Gazetesinin bahçesine attığını,
İstanbul'da Cumhuriyet Gazetesine yapılan iki saldın eylemini kendisinin yaptırdığını ve azmettirdiğini, fakat katılmadığı Danıştay saldmsmdan Mahkemenin kendisine ceza verdiğini, aynca Cumhuriyet Gazetesine yapılan üçüncü saldınya da katılmadığı halde Mahkemenin ceza verdiğini,
Kendisinin mafya, çete işleri ile uğraştığını, devletin rejimi ile bir sorunu olmadığını, Veli KÜÇÜK'ten aldığı iş gereği çıkar amaçlı olarak Cumhuriyet Gazetesine iki defa saldın eylemini yaptırdığını, Veli KÜÇÜK'le eylemler öncesi yapmış olduğu görüşmede kendisinden iki adet el bombası aldığını, Alparslan ARSLAN'ın da orada olduğunu, ona da bir tane el bombası verdiğini, daha sonra ne konuştuklannı kendisinin bilmediğini, bombalann kendisine teslim edildiği ve bir öncesinde yapılan Cumhuriyet Gazetesine bomba atılması teklifinde bulunulduğu toplantıya Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Mehmet Fikri KARADAĞ, Kuddusi OKKIR ve Oktay YILDIRIM'm katıldığını, Veli KÜÇÜK'ün bombalann teslim edildiği toplantıda olmadığını, ancak kendisine 500.000
zaten Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN ve Oktay YILDIRIM ile zaten geçmişe dayanan tanışıklığının olduğunu,
Cumhuriyet Gazetesi saldırılarında, anlaştıktan şekilde kimse zarar görmediğinden az bir ceza alacağını bildiği, Muzaffer TEKİN tarafından kendisine Cumhuriyet Gazetesine el bombalan atılması karşılığında 500.000 Dolar verileceği vaat edildiği için duruşmalarda el bombalannm Muzaffer TEKİN'in, Oktay YILDIRIM'm da bulunduğu ortamda Ataşehir semtinde kendilerine verdiğini söylemediğini beyan etmiştir.
Cumhuriyet Gazetesine atılan bombanın kafile numarasının Ümraniye ilçesinde ele geçenler ile aynı olması, Ümraniye ilçesinde ele geçen bombalar ile Oktay YILDIRIM'm ilgisinin yukanda açıklanan beyanlar ile de desteklenen parmak izi maddi delili ile sabit olması, Muzaffer TEKİN'in de Oktay YILDIRIM ile örgütsel bağlantısının hem yukanda yazılı beyanlar, hem de ilgili bölümlerindeki açıklamalar ile anlaşılması karşısında Osman YILDIRIM'm "Cumhuriyet Gazetesine atılan bombalann Muzaffer TEKİN tarafından Ataşehir semtindeki toplantıda verildiği,bu toplantıda Oktay YILDIRIM'm da hazır bulunduğu " şeklindeki beyanı mücerret bir suç isnadı olarak görülmemiş,soruşturma kapsamı ve maddi deliller ile örtüştüğünden itibar edilmesinin gerektiği değerlendirilmiştir.
OSMAN YILDIRIM'IN BEYANINDA, MUZAFFER TEKİN'İN KORUMALIĞINI YAPTIĞINI,KENDİSİNE ATAŞEHİR SEMTİNDE CUMHURİYET GAZETESİNE ATILACAK BOMBALARIN VERİLDİĞİ TOPLANTIDA DA BULUNDUĞUNU SÖYLEDİĞİ KİŞİ HAKKINDAKİ SORUŞTURMA;
Danıştay saldırısı olayının sanığı Osman YILDIRIM'ın tanık olarak alman ifadelerinin konu ile ilgili bölümü aşağıda özetlenmiştir.
Arkadaşı Alparslan ARSLAN'm ismini bilmediği bir kişi ile gelerek kendisini Ataşehir'de Migros'a yaklaşık 500 metre mesafede bulunan dubleks villalardan oluşan bir site içersindeki villaya götürdüğünü, orada Muzaffer TEKİN, Alparslan ASLAN, Oktay YILDIRIM, kendisini arabayla alan şahıs ve tanımadığı 10-15 şahsın olduğunu,bu evde Alparslan ARSLAN'm bekar olan arkadaşlannm kaldığını, burada Muzaffer TEKİN'in yanında koruması olarak gezen kişiye diğer odadan 3 adet el bombası getirmesini söylediğini, bu kişinin de talimat üzerine diğer odadan 3 adet el bombası getirip masaya koyduğunu, Muzaffer TEKİN'in kendisine "Bunlar Cumhuriyet Gazetesine atılacak. Rahat ol kimse ölmeyecek. O şekilde olsun. İş bitince sana 500.000 (beşyüz bin) dolar para vereceğiz. Senin attırdığın kişilere ne kadar verirsen ona kanşmayız." Dediğini, kendisinin de (2) iki adet el bombasını alıp cebine koyduğunu, bir (1) tanesini de Alparslan'ın alarak çantasına koyduğunu beyan etmiştir.
Bu beyan üzerine soruşturma kapsamındaki şüphelilerin fotoğraflan ile yapılan aramalarda elde edilen diğer fotoğraflar temin edilip Osman YILDIRIM'dan kendi beyanındaki gibi Muzaffer TEKİN'in talimatı ile el bombalarını getiren kişinin, fotoğraflardan teşhisi istenilmiştir.
Osman YILDIRIM'a yaptırılan ifadeli teşhis işleminde aynısı ile ;
"Bana gösterilen fotoğraflann tamamını incelediğimde Cumhuriyet Gazetesine atılan bombalann bana İstanbul Ataşehirde bir evde Muzaffer TEKİN tarafından teslimi sırasında Muzaffer TEKİN'in "Oğlum diğer odadan git bombalan getir" demesi üzerine 3 adet bomba bu kişi tarafından getirildi, bu şahsın adını bilmiyorum ancak ikisini benim aldığım birisini ise Alparslan ARSLAN'm aldığı bombalan getiren gen^5^y|şla¥îîada birisi olup, fotoğraflann tamamında görülmektedir. Bu şahıs üzerinde açık/renk ceket bu^ikıan siyah sıfır yaka bir
kıyafet bulunan kişi olup 21 sıra numaralı fotoğrafta tek başına gözüken kişidir. Diğer fotoğrafların tamamında da bu şahıs bulunmaktadır. Örnek olarak 7 sıra numaralı fotoğrafta iş adamı Kuddisi OKUR'un ayakta durduğu sırada sağ tarafında oturan kişi, 14 sıra numarası verilen fotoğrafta sol köşede gözüken açık renk takım elbiseli ve sıfır yaka siyah tişört giymiş kişidir." şeklinde beyanda bulunarak şüpheli Rasim GÖRÜM'ü fotoğrafından teşhis etmiştir.
Şüpheli Rasim (Yasin) GÖRÜM ifadesinde özetle ;
soruşturma kapsamındaki kişilerden Yusuf GÖRÜM ve Hüseyin GÖRÜM'ün amcası olduğunu, Raif GÖRÜM'ün ise amcasının oğlu olduğunu, Mehmet Fikri KARADAĞ'm babası Enver GÖRÜM ameliyat olduğunda amcası Hüseyin GÖRÜM ile birlikte Hendek'teki evlerine ziyarete geldiğini, orada tanıdığını, Kahraman ŞAHİN'i yüz yüze hiç görmediğini, ancak Kahraman ŞAHİN'in kendisin bir kaç kez telefonla arayarak "Neden amcası olan Hüseyin GÖRÜMÜN'ün yanma gelmediğini, neden arayıp sormadığını" söylediğini, kendisinin "Ben de amcasını arayıp aramayacağını kendisinden öğrenmeyeceğini" söylediğini, kendisinin telefonunu Hüseyin GÖRÜM'den almış olabileceğini, halası Türkan GÖRÜM'ün kendisini kimin olduğunu söylemediği bir sünnet düğününe çağırdığını, şu anda askerde olan diğer bir amcasının oğlu Özgür GÖRÜM'ün de geleceğini söylediğini, Özgür ve Türkan olmak üzere Şile'ye gittiklerini, Burada Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN'm da bulunduğunu gördüğünü, diğer kişileri ise tanımadığını, bu kişilerden Mehmet Fikri KARADAĞ'I daha sonra Hüseyin GÖRÜM'le babasını ziyarete gelince tanıdığını, ancak o toplantıda olduğunu, burada da yemek yenilip bir mezarın başında dua edildiğini, sünnet elbisesi giymiş bir çocuğun da bulunduğunu , sonra da geri dönüldüğünü, bu etkinlikten bir kaç ay sonra Maltepe'deki şirket bürosuna gittiğinde Hüseyin GÖRÜM'ün kalabalık bir grup ile kurufasülye pilav yediğini gördüğünü, Daha doğrusu toplantının bittiğini, sonuna gittiğini ve fotoğraf çekilmekte olduğunu, fotoğrafa dahil olduğunu, kişilerin ne amaçla oraya geldiğini Hüseyin GÖRÜM'e sorduğunda "kurufasülyesi meşhur olan bir yer olduğunu oradan getirterek arkadaşlarıyla birlikte yediklerini" söylediğini, Bu toplantıda tanıdığı kişilerin İbrahim ÖZCAN ve Hüseyin GÖRÜM olduğunu,
Muzaffer TEKİN'i tanımadığını, bahsettiği Şile gezisinde aynı ortamda bulunduğu fotoğraflardan da görülmekte olduğunu, o tarihte kendisini tanımadığını, bu gezide de tanıştınlmadıklarmı, daha sonra bu kişinin soruşturma kapsamında geçince gazetede fotoğrafları çıktığını ve o zaman bu kişi ile birlikte fotoğraf çekildiğini hatırladığını, ancak kendisi ile hiç bir zaman telefon ile veya yüzyüze görüşmediklerini, hakkında bu şekilde beyan ve teşhiste bulunan Osman YILDIRIM'ı da tanımadığını, yaklaşık 3 yıldır İstanbul'a hiç gelmediğini, Ataşehir semtinin nerede olduğunu dahi bilmediğini, hakkındaki bu beyanın tamamen bir iftira olduğunu, Ergenekon terör örgütünü bilmediğini, üyesi olmadığını, Osman YILDIRIM'm iddia ettiği gibi Cumhuriyet gazetesine atılan bombalan Muzzafer TEKİN'in talimatıyla vermediğini savunmuştur.
Cumhuriyet Gazetesinin İstanbul'daki binasına atılan el bombasının, şüpheli Oktay YILDIRIM'm kasasında parmak izlerinin bulunduğu Ümraniye ilçesinde ele geçen kasa içerisindeki el bombalan ile aynı kafile numarasından olması, tanık Osman YILDIRIM'm buna uygun şekilde söz konusu eylemin planlandığı toplantıda Oktay YILDIRIM'm da bulunduğunu beyan etmesi, Cumhuriyet Gazetisi binasının bombalanması eyleminin tanık Osman YILDIRIM'm beyanındaki Muzaffer TEKİN'in kendisine el bombalan verilirken "Bunlar Cumhuriyet Gazetesine atılacak. Rahat ol kimse ölmeyecek. O şekilde olsun" sözlerine uygun şekilde gerçekleştiğinin anlaşılması, şüpheli Muzaffer TEKİN'i tanımadığını beyan etmesine karşılık örgütsel bir etkinlik olan Şile ve Maltete toplantılannda Muzaffer TEKİN ile aynı fotoğraf karesinde yer alması dikkate alındığında, tanık Osman YILDIRIM'm beyanlannm gerçekleşen maddi olaylar ile uyumlu bujörsâöğa^ğerlendirilmiştir.
Danıştay saldmsı sanığı Alparslan ASLAN'ın kullanmakta olduğu 0532 6713439 nolu GSM hattının 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde;
Muzaffer Tekin' in kullandığı 0532 2919293 nolu GSM hattı ile 35
Raif Görüm' ün kullandığı 0535 8258383 nolu GSM hattı ile 2
Yusuf Görüm' ün kullandığı 0536 2716692 nolu GSM hattı ile 11
İbrahim Cingi' nin kullandığı 0535 7184841 nolu GSM hattı ile 94 kez, görüştüğünün tespit edildiği belirtilmiştir.
Yasin GÖRÜM'ün kullanmakta olduğu 0 538 560 58 98 nolu GSM hattının 01.01.2000 tarihinden itibaren yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlarının yapılan analizinde, aynı soruşturma kapsamında hakkında işlem yapılan:
Kahraman ŞAHİN' in kullandığı 0 546 647 82 83 nolu GSM hattı ile 3
Kahraman ŞAHİN' in kullandığı 0 537 375 53 10 nolu GSM hattı ile 2
Yusuf GÖRÜM' ün kullandığı 0 536 271 66 92 nolu GSM hattı ile 73 kez görüştüğünün tespit edildiği belirtilmiştir.
Kahraman Şahin'in kullanmakta olduğu 0537 3755310 nolu GSM hattının 01.01.2000 tarihinden itibaren yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde;
Rasim (Yasin) Görüm' ün kullandığı 0538 5605898 nolu GSM hattı ile 8
Kahraman Şahin'in kullanmakta olduğu 0546 6478283 nolu GSM hattının 01.01.2000 tarihinden itibaren yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlarının kolluk tarafından yapılan analizinde de ;
Rasim (Yasin) Görüm' ün kullandığı 0538 5605898 nolu GSM hattı ile 12 kez görüşme yaptığının tespit edildiği belirtilmiştir.
Sadece bu tespitlerin de şüphelinin Kahraman ŞAHİN ve Kuvayı Milliye Dereneği ile ilgisinin bulunmadığı, Kahraman ŞAHİN'in kendisini birkaç kez aradığı şeklindeki savunmasının aksini gösterdiği anlaşılmıştır.
Bu kişilerden Yusuf GÖRÜM'ün şüphelinin amcası, Raif GÖRÜM'ün şüphelinin amcasının oğlu, İbrahim CİNGİ'nin şüphelinin Danıştay saldmsı olayında Alparslan ASLAN ile bağlantısı nedeni ile gözaltına alınarak serbest bırakılan amcası Hüseyin GÖRÜM'ü beyanı içeriğine göre kendisini Muzaffer TEKİN ile tanıştıran kişi ve Muzaffer TEKİN'in ise şüpheli ile Şile ve Maltepe toplantılanndaki fotoğraflarda aynı karede yer alan, Cumhuriyet Gazetesi binasına el bombalan atılması eylemlerini planlayan ve kendisine el bombalanm getirmesi talimatını verdiği iddia edilen kişi, Alparslan ARSLAN'ın da söz konusu toplantıya katıldığı, hatta şüpheli tarafından getirilen 3 adet el bombasını aldığı iddia edilen kişi olduğu, bunlann yanında Osman YILDIRIM'm yukanda yazılı beyanı dikkate alındığında, şüphelinin Alparslan ASLAN ve Osman YILDIRIM ve Muzaffer TEKİN'in de hazır bulunduğu Ataşehir toplantısına katılmış olduğu değerlendirilmiştir.
Şüphelinin Muzaffer TEKİN ile tanışmadığı şeklindeki savunması, gerek Muzaffer TEKİN,gerekse kendisinden sonraki tarihlerde yakalanıp ve Ergenekon Terör Örgütü üyesi olmak suçundan tutuklanan İbrahim ÖZCAN'm beyanı ile çürütülmüştür. Yine aynı kapsamdaki Durmuş Ali ÖZOGLU ve Hatice BAHTİYAR'm beyanlan da şüphelinin savunmasını çürütür niteliktedir.Bu beyanlar aşağıda özetlenecektir.
Dostları ilə paylaş: |