BöLÜM 1 GİRİŞ


Çocukların İlgi Duydukları Kitaplar ve Yazı Türleri



Yüklə 0,95 Mb.
səhifə4/15
tarix26.07.2018
ölçüsü0,95 Mb.
#59391
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   15

2. 5. Çocukların İlgi Duydukları Kitaplar ve Yazı Türleri
Normal bir büyüme ve gelişme gösteren çocuğun doğal ihtiyaçları yanında bir takım ruhsal ihtiyaçlar da vardır. Bu ihtiyaçları karşılamada sözlü ve yazılı eserlerin payı büyüktür. Basılı materyale, özellikle de kitaba karşı ilgi duymaya başlayan, hele okumayı söken bir çocuğu seviyesine uygun kitapları bulma imkanı yaratma onun normal gelişimini bir çok yönden hızlandıracaktır. Çocukların edebiyata karşı ilgi duymalarının bir çok nedeni vardır. Edebiyat eğlencelidir, ruha canlılık verir ve yaşama gücünü arttırır. Çocuk hayatı ve yaşama yollarını öğrenmek için edebi eserleri muhtaçtırlar. Edebiyatta tanışan insan yaşamını değiştirmek için imkanlar bulur. Yine çocukların yaratıcılığa yöneltir ve dilini öğrenme fırsatı sağlar.
Çocukların ilgi duydukları başlıca yazı türleri: masal, fabl, efsane, destan, hikaye ve romandır.
Masallar, eskiden beri çocukların ilgisini çeken bir yazı türüdür. Genellikle olağanüstü kişilere, olaylara, serüvenlere yer verilen ve ağızdan ağıza kuşaktan kuşağa anlatılarak geçen hayal ürünü hikayelere masal denir (TDK, Türkçe Sözlük). Masalın çocuklarda hayal ve duygu gücünü arttırdığı ve zenginleştirdiği, anadilin kavranması ve geliştirilmesinde büyük payı bulunduğu görüşünde birçok eğitimci ve düşünür birleşmektedir. Masallar çocuğun dilinin gelişmesine katkı sağlar. "Çocuğun anadilinin, bir işçi elindeki alet gibi, nasıl kullanıldığını, ilk öğreten, ona bu dilin hünerlerini, kıvraklığını, zenginliğini, inceliğini gösteren masaldır." (Baratav, 1987, s.1987).
Çocukların dinlemekten ve okumaktan çok hoşlandıkları, genellikle masal havası taşıyan, fakat kendileri özgü nitelikleri bulunan üç tür daha vardır. Bunlar fabllar, destanlar ve efsanelerdir. Fabllar, kısa hareketli hayvan hikayelerdir. Destanlar, ulusların, tanrıların ve ünlü yiğitlerin serüvenlerin anlatın uzun manzum eserlerdir. Efsaneler ise toplum ve doğa olgularının olağanüstü, akıl dışı açıklandığı ve yorumlandığı hikayelerdir (Oğuzkan, 2000, s.64-68-70).
Falblerin çok yalın gündelik bir dili vardır. Çocuk anlamakta zorluk çekmez. Hareketli ve doğal bir anlatımı olduğu için hemen her dönemde çocukların ilgisini çekmiştir.
Destanlar ise bir ulusun, ırkın yüceliklerini; belli kişilerin kahramanlıklarını anlatır. Yine "çocuklar, kendi kavrayış ve ilgi seviyelerine göre yeniden yazılmış ulusal destanları veya öteki uluslara ait klâsik destanlardan sadeleştirilerek alınan hikayeleri zevk ve heyecanla okurlar (Oğuzkan, 2000, s.69). Efsaneler, hayale ağırlık veren, ulusal veya yerel bir çok olayları renkli ve çekici bir anlatımla dile getiren özellikleriyle çocukların hoşuna gider. Çocukların hayvanlar, bitkiler, yıldızlar ve başka doğa görüntüleri üzerine sordukları sorular, efsanelerin yardımıyla onların hayal gücünü geliştirecek biçimde karşılanabilir.
Çocukların bir başka türde okudukları eserlerden hikaye ve romanlar çocukların hemen her dönemde ilgilerini çekmiştir. Hikaye ve roman yelpazesi çok geniş olan bir türdür. Çocukların okuduğu roman ve hikayeler, konuları, temaları ve kişileri ele alış bakımından çok çeşitlidir. Bunlar "yakın çevreyle ilgili olanlar, hayvan konulu hikaye ve romanlar, gülmece ağırlıklı hikaye ve romanlar, macera konulu hikaye ve romanlar, gezi hikaye ve romanları, tarihi hikaye ve romanlar, duygusal hikaye ve romanlar ve son olarakta fantastik hikaye ve romanlar " (Oğuzkan, 2000, s.98-107).
Hikaye ve romanlar, çocukların sınırlı hayat tecrübelerini zenginleştirir. Türlü insan tipleri üzerinde düşünmelerine olanak sağlar; geliştirmekte oldukları değer yargılarının daha açıklık kazanmasına yardımcı olur. Böylece çocuğun yaşadığı ortama ayak uydurması daha kolay olur. Bunun dışında hikaye ve romanlar hem çocukların kendi yaşadıkları yerlerin geçmişlerini bilmelerine hem de görmedikleri, duymadıkları, bilmedikleri ülkeleri tanımalarına yardımcı olur.
"Okumayı söktüğünde çocuk, bir mucizeyi yapmış olmasının sevincini, büyük bir başarının hazzını, lezzetini rahatlığını yaşar. Mutlu olur. Yazdığı zaman ise bu mutluluk daha da büyür. Çevresinde görüp de anlayamadığı bir yığın şekil birden bire konuşmaya, ona ne olduklarını söylemeye başlar. Birinin kendisine kitap okumak için yardım etmesi gerekmez artık. Yeter ki çevresinde okuyabileceği güzel kitaplar bulsun. Okumayı söktüğü için özgür olmuştur artık. İstediğini istediği zaman okuyabilir. Bağımsız olmuştur. Yalnız başına sevdiği bir kitapla baş başa eğlenir, heyecanlanır, sevinir, üzülür, hatta ağlar" (Alpay, 1987, s.268).

2. 6. Çocuklar İçin Hazırlanan Hikaye Kitaplarında Bulunması

Gereken Özellikler
Bu özellikleri araştırırken serbest okuma dönemini içine alan 7-11 yaş arası çocuklar için hazırlanan hikaye kitaplarının özelliklerine bakılmıştır. Bu kitaplarda bulunması gerekenler üç ana başlık altında toplanmıştır:


  1. Kitaplarda fiziksel özellikleri bakımından bulunması gerekenler.

  2. Kitaplarda içeriksel özellikleri bakımından bulunması gerekenler.

  3. Kitaplarda dil ve anlatım özellikleri bakımından bulunması gerekenler.


2. 6. 1. Fiziksel Özellikleri Bakımından Serbest Okuma Döneminde Okutulan Hikaye Kitaplarında Bulunması Gereken Özellikler
1. Kitabın boyutu: Kitaplar, değişik boyutlarda olabilir. Ama dönemin başlangıcında olan çocuk için büyük boyda olması gerekir (Nas, 2002, s.56). İlke olarak, çocuk yayınlarında boyutların içerikle uyarlık göstermesi istenilir. Esasen, çocukların sürekli olarak aynı boyutlarda hazırlanmış eserleri okumaktan hoşlanmadıkları bir gerçektir. Çocuklar değişik büyüklükte kitapları karıştırmaktan ve okumaktan zevk duyarlar. Bununla birlikte, kitapların hacim ve ağırlık bakımından kolayca taşınmaya ve kullanmaya elverişli biçimde olması gerekir. Belli bir dizide çıkan kitapların aynı boyda ve hacimde olması, evlerinde kişisel kitaplık kurmaya çalışan çocuklar için çok önemlidir. Çocuk kitaplarının 16x23 cm büyüklüğünde olması normal sayılır (Oğuzkan, 2000, s.363).
2. Kitabın kapak sayfası: Kapak kalın, dayanıklı, resimli, çekici, içerikle ilgili olmalıdır. "Yazıyı okutmak için önce kitabı özendirici yapmak gerekiyor. Kitabevinin vitrininde duran kitaplar renkli çiçekler gibi dikkat çekmelidir ki, arı bal almaya gelsin." (Eremektar, 1989, s.87). Kitapların dayanıklılığını arttıran başlıca unsur kapaktır. Sağlam ve çocuğun hoşuna giden çekici bir kapak veya cilt eserin okuma ve uzun süre saklanma şansını çoğaltır. Ciltsiz kitaplar çabuk dağılır, yıpranır. Buda çocukların kitaba karşı ilgisini azaltacağı gibi onların düzenli bir kitaplık kurma alışkanlığı kazanmasını engelleyebilir (Oğuzkan, 2000,s.366).
3. Kitap sayfalarının kalitesi: Kitaplarda 1. ya da 2. hamur kağıt kullanılmalıdır. Kağıt çok parlak olmamalı; gözü yorduğu için kuşe kağıt kullanılmamalıdır (Nas, 2002, s.56). Çocuk kitaplarında kullanılan kağıdın mat, yani parlak olmayan cinsten bir kağıt olması, bunun yanında dayanıklı ve kaliteli (en az ikinci hamur) olması gerekir. Ülkemizde yayımlanan çoğu çocuk kitaplarının ve dergilerinin resim ve fotoğraflarının silik bir durumda bulunmasının, hele renkli basıldıkları zaman okurlarda hiç iyi bir izlenim bırakmamalarının başlıca nedenlerinden biri, kullanılan kağıdın kalite bakımından istenilen özellikleri taşımamasıdır (Oğuzkan, 2000, s.364).
4. Kitap sayfalarının düzeni ve kitabın cildi: Çocuk yayınlarında normal aralıklı veya normalden çok aralıklı satırlarla dizilmiş sayfalar tercih edilmelidir. Çocuk kitaplarında genellikle sayfa kenarlarında geniş boşluklar (marjlar) bırakılması uygun olur.

Kitapların sayfa kenarlarında boşluk olması kitabı okuyan kişiye ve kitabı inceleyen çocuğa kolaylık sağlar. Aksi halde cilde yakın kelime ve harfleri okumak için kitabın fazla açılması gerekir bu da kitabın cildini zedeleyebilir(Gürkan,1992, s. 27).


İlkokul birinci devre öğrencileri için paragrafların kısa tutulması bir kural olarak benimsenmelidir. Çift sütun olarak düzenlenen sayfalar yerine tek sütun olarak düzenlenen sayfalar okuma rahatlığı yönünden daha iyidir. Bir kitap veya dergi sayfasının düzenini o sayfada bulunan resim ve fotoğraflar da büyük ölçüde etkiler (Oğuzkan, 2000, s.366). Kitaplar mutlak suretle dikişli olmalıdır. Dikişli kitaplar kullanım ve korunum açısından daha kullanışlıdır. Kitabın dikişsiz olması çabuk dağılmasına ya da yıpranmasına yol açar. Bu da çocukların kitaba olan tutumunu olumsuz etkiler.
5. Yazı puntoları : Yazılar sayfalarda tek sütuna yazılmalı, sayfa kenarlarında uygun boşluklar bırakılmalı, satır aralıkları da gözü yormayacak biçimde olağan olmalıdır. Sınıflara göre harf büyüklükleri şöyle olmalıdır:

İlköğretim birinci sınıf için 20-24

İlköğretim ikinci sınıf için 18

İlköğretim üçüncü sınıf için 14

İlköğretim dördüncü sınıf için 12

İlköğretim beşinci sınıf için 11



Daha üst kademeler için 10 punto olmalıdır (Meb, Eğitim Araçları İnceleme Yönetmeliği).
6. Kitabın resimleri: Kitaplarda resimler, konuya uygun, canlı, çekici ve resim yazı oranı seviyeye uygun olmalıdır. Çocuk yayınlarında resimlerin sade, açık ve konuya uygun olmaları şartı aranır. Kitap veya dergilerde çıkan resimler eğlendirici, neşe verici, güldürücü ve her şeyden önce sevimli olmalıdır. Resimler metnin veya sayfanın en uygun yerine konulmalıdır. Resim ile metin, sayfa düzeni bakımından, bir bütün oluşturmalıdır.
Çocuk yayınlarında yer alan resimler işlevleri bakımından üç türe ayrılabilir.
1. Süsleyici Resimler: Bu tür resimler bir konunun açıklanmasına yardımcı olmaktan çok, onun sembolik yönünü belirtmeye yarar. Bu nedenle bu gibi resimlerin halk hikayelerinde, şiirlerde ve kitaplık kitaplarında kullanılması daha uygun olur. Süsleyici resimler, hayal gücünün artmasına, güzellik duygusunun gelişmesine de katkıda bulunabilir. Ders kitaplarında da, eseri çekici kılmak bakımından, aşırılığa kaçmamak şartıyla bu tür resimlere yer verilebilir (Oğuzkan, 2000, s.365).
2. Metni açıklayıcı ve yorumlayıcı resimler: Resimler, bazen sözcüklerin yerini tutarak, bazen yorumlama görevini yerine getirerek veya yapılacak işleri göstererek ilgili bulduğu metni türlü yollardan açıklayabilir. Okumayı yeni öğrenen çocuk birçok sözcüğün anlamını somut biçimde genellikle açıklayıcı resimlerin yardımıyla kavrar. Bu tür resimlerin tek bir düşünce veya kavramı açıklamak için çizilmiş olmaları gerekir (Oğuzkan, 2000, s.365).
3. Metni tamamlayıcı resimler: Bu tür resimler, yazıyla anlatılması kolay olmayan ayrıntılı ve karmaşık nesnelerin ve olayların kolayca kavranması amacıyla yapılabileceği gibi, bir takım doğa görüntülerinin, çeşitli varlıkların başlıca özellikleriyle tanıtılması için de çizilebilir. Bir çocuğa uzun uzun bir zürafayı, aslanı ya da kartalı anlatmak yerine bu hayvanların iyi yapılmış resimlerini göstermek şüphesiz daha doğru olur (Oğuzkan, 2000, s.366).
Edebiyat başlangıçta çocuklara ancak görsel dünya aracılığıyla ulaştırılabilir (Kaya, 2000, s.179). Bunun içinse yazınsal dil resmin sanat diliyle desteklenmeli, böylece çocuğun estetik bilinci geliştirilmelidir. Dil, biçem (üslup) ve kadar önemliyse resmin şiirselliği, renk uyumu da o kadar önemlidir (Turan, 2000, s.167).
Resimleyen, metnin heyecan, sevinç, hüzün veren anlatımına sanatsal bir duyarlıkla görsel katkı sağlamalıdır. Resimler, çocuğun görsel algısını, düşüncesini, duyarlığını, geliştirecek özellikler taşımalıdır (Sever, 2000, s.640). Resimler mutlak suretle canlı olmalıdır. Çocuk kitabı eline aldığında resim çocuğun ilgisini çekebilmelidir. "Belki bir portakal, portakal gibi, bir ağaç ağaç gibi çizilmeyebilir. Ama biçimlerdeki içsel ritim öyle yakalanmalı ki, ağacın kıvrımlarını, portakalın dolgunluğunu duyumsayabilmeli çocuk (Özünel, 2000, s.175).”
Çocuk kitaplarına yerleştirilecek olan resimler öğrencinin dikkatini çekme yanında, metin, sayfa ve kitabın diğer bölümleriyle ilişkili olmalıdır. Resimlerin boyutları ve görsel dokudaki benzerlikler, metin ile resim arasındaki bağlantıyı güçlendirir. Ayrıca sayfalara yerleştirilecek resimlerin biçim, boyut ve yerleşim farklılıkları, öğrencinin dikkatini arttırır ve kitabını tekdüzelikten kurtarır. Resimler öğrencinin seviyesine uygun olmalı, öğretirken, öğrenciyi eğlendirmelidir. Resimler orijinal olmalı, kopya resimler ya da daha önce defalarca kullanılmış ve niteliği bozulan resimler kullanılmamalıdır. Konunun resimlerle desteklenmesi ilgi ve merak uyandırmasına, eğiticilik ve öğreticilik vasfı taşımasına imkan sağlar. Bir kitapta görsel materyallerin etkili olarak kullanılıyor olması, öğrencinin konuya daha fazla dikkatinin çekilmesine, karmaşık konuların daha da basite indirgemesine, öğretimin canlı hale gelmesine, öğrenme arzusunun yaratılmasına ve öğretimin zenginleştirmesine neden olur (Çalık, 2001, s.8-9).
Çocuk kitaplarında kullanılan resimlerin renkleri de önemlidir. Kullanılan renkler göz sağlığı için uygun olmalıdır. Baskıların açık, net, renkli, estetik, seviyeye uygun, konu ile bağlantılı ve anlaşılır olması gerekir. Yapılan araştırmalarda öğrencilerin kırmızı olarak gördüklerini daha uzun süre hatırladıkları bulunmuştur. Mavi renkler ise dikkati daha az çeken öğelerdir.
Resimler renkli olmalı, ama her renkli resmin, siyah beyaz resme üstün geldiği söylenemez. Aslında çocuk için renkten çok, resimlerin metni yorumlama gücü daha önemlidir (Nas, 2002, s.58).
Çocuk kitaplarındaki resimlerin metne oranı ise şöyledir (Sever, 1995, s.14; Kıbrıs, 2000, s.27):
7 yaş çocuğu için resmin oranı %75

8-9 yaş çocuğu için resmin oranı %50



10-11 yaş çocuğu için resmin oranı %25
2. 6. 2. İçeriksel Özellikler Bakımından Serbest Okuma Döneminde Okutulan Hikaye Kitaplarında Bulunması Gereken Özellikler
Bir edebiyat eseri teması, konusu, kahramanları, planı, üslubu ve dili ile bütünlük ve kendine özgü bir kişilik kazanır. Biçimsel özellikler bakımından ne kadar başarılı olursa olsun içerik bakımından yetersiz veya başarısız eserlerin çocuklara yararlı olması beklenemez (Oğuzkan, 2000, s.366).
1. Olumlu ifadelere yer veriyor, kötümserlikten uzak. Kitap çocuğa yaşama sevinci ve iyimserlik aşılanmalıdır. Çocuklar karamsarlıktan kötümserlikten uzak tutulmalıdır. İnsanı, doğayı, hayvanı sevmelidir (Nas, 2002, s.59). Olumlu ifadeler her zaman çocuğun hayata karşı olumlu bakmasına yardımcı olur. Çocuk temizdir, şekilsizdir ona insanı, doğayı kısaca hayatı sevmeyi öğretmeliyiz. Çocuk yaşadığı gerçekleri tüm çelişkileriyle algılayamaz, anlamlandıramaz. İyi-kötü, doğru-yanlış, ayıp, sevap-günah gibi değer yargılarını kolayca benimser. Bu özelliği, onun kolayca yönlendirilmesini sağlar. Çocuğun özelliğini kötüye kullanmak çocuğa saygısızlıktır.
Yazarın fikirlerini ifade eden olumsuz cümlelere yer vermemesi gerekir. Örneğin: Ayşe Hemşire görevini ihmal etmemeye karar verdi yerine, Ayşe Hemşire görevini yerine getirmeye karar verdi denmesi öğrenciye olumlu olanı gösterme açısından önemlidir. Özellikle ilk sınıflarda olumlu ifadeler önem taşır( Özmen, 2001, s.25).
2. Kitaptaki tipler gerçek hayata uygun. İnsanı güçlü-zayıf, olumlu-olumsuz ve çelişkili yanlarıyla olduğu gibi, ulaşılması zor bir örnek durumuna getirmeden (idealize etmeden) insan olarak göstermelidir. İnsan yenilmez, her şeyi bilen, "üstün insan" olarak işlenmemelidir. (Nas, 2002, s.59). Örneğin "Pollyanna" çevresindekileri mutlu etmek için insan üstü çaba gösteren bir kız çocuğudur. Ne üzülür, ne kızar, ne öfkelenir. Böyle bir kişi (kahraman) nasıl benimsenebilir? Olsa olsa erişilmez bir yaratık olarak çocukta aşağılık duygusu yaratır (Yörükoğlu, 1976, s.88). Çocuklar için hazırlanan kitaplardaki kahramanların gerçek veya hiç olmazsa gerçeğe yakın olması gerekir. Aksi durumda çocuklar okudukları eserlerde başlarından türlü olay geçen kişilere inanmakta güçlük çekerler.
Çocuk yayınlarında çok sayıda kahraman yerine az sayıda kahraman bulunması uygun olur. Hele küçük çocuklar için yazılan eserlerde bir iki kahraman yetebilir. Bir avcı ve köpeği, bir çocuk ve kedisi gibi. Çocuklar kendi yaşlarındaki kimselerin başlarından geçenleri dinlemekten ve okumaktan zevk alırlar (Oğuzkan, 2000, s.369).
3. Kitabın konusu çocuğun yaşına ve bilgi düzeyine uygun. Çocuk yayınlarında konu seçimi çok önemlidir. Bu seçimde, çocukların evrensel nitelik taşıyan ruhsal özellikleri yanında, onların dünyasına ayrı bir renk ve kişilik kazandıran ulusal kültür değerlerinin, içinde yaşadıkları toplumun benimsediği ahlak kurallarının, gelenek ve göreneklerinde göz önünde tutulması gerekir. Yazarların, ilgi çekici konulara yönelmek bakımından, çeşitli yaş gruplarındaki çocukların okuma eğilimleri üzerinde bir takım temel bilgiler edinmeleri yararlı olur (Oğuzkan, 2000, s.367).
Çocuk yayınlarında ele alınan konular genellikle eğlendirici ve dinlendirici nitelikte olmalıdır. Seçilen konuların bir bölümü ise çocukları düşünmeye yöneltmeli ve onların bir takım görüşler kazanmalarını sağlamalıdır. Çocuklara sağlam ve geçerli inançlar aşılayacak, onların demokratik yaşayış biçimine karşı güvenlerini artıracak konulara ağırlık verilmelidir.
Çocukların ilgilendikleri konular bir bir saymak mümkün değildir. Yalnız bizde ençok okunan kitapların daha çok öğretici nitelik taşıyan kitaplarla birlikte kahramanlık hikayeleri ve peri masalları olduğunu söylemek, çocukların okuma eğilimleri hakkında genel bir fikir verebilir. Çocuk yayınlarında konu ne olursa olsun imkan ölçüsünde hareket unsuruna önem verilmelidir. Çocuklar bir düşünce veya görüşün tekrar tekrar anlatıldığı, açıklandığı veya örneklerle ispatlanmaya çalışıldığı eserlerden çok, hareketli olayların ve hayat durumlarının tasvir edildiği eserleri okumaktan zevk duyuyor (Oğuzkan, 2000, s.368).
4. Kitap konusu gerçek hayattan. Kitapta çocukların tanıdığı olaylardan seçilmiş durumlar yer almalıdır(Gürkan, 1992, s. 18). Konular 1,2,3 sınıflarda öğrencilerin yakın çevresinden seçilmelidir. İlk sınıflarda konuların öğrencilerin yaşantılarından seçilmesi, onların bu yaşantıları kullanarak kitabı anlamalarına yardımcı olur.
Çocuk kitaplarında yaşamın gerçeklerine ilişkin konular işlenebilir, dile getirilebilir. Dünyada biten herşey çocuk kitaplarının konu olmaya elverişlidir. Sevgi, aşk, açlık, ölüm... Dahası şunlar işlenebilir: Aile içi çatışmalar, iletişimsizlik, çocuk hakları, TV ve çocuk, çocuk cinselliği, engelli ya da hasta çocuk, çevre sorunları v.s. çocuk bunları yaşıyor, bunlara tanıklık ediyor. Bunlar üzerine sorular soruyor, kafa yoruyor, çocuklar fildişi kulede yaşamıyorlar. Ama bunlar nasıl işlenecek, önemli olan bu. Çocuğa dünyayı tozpembe göstermek gerçekçi bir yaklaşım değil. Çocuk, insandır. Öyleyse çocuk kitaplarında insanla ilgili, dolayısıyla çocuğu ilgilendiren herşey işlenebilir. Öyleyse çocuk kitaplarında insanla ilgili, dolayısıyla çocuğu ilgilendiren her şey işlenebilir. Yeter ki çocuğa göre işlensin, çocuğu kavrayıp içine çeksin, düşündürsün, onun düş gücünü canlı tutsun (Kale, 2000, s.134).


5. Kitap konusu içinde hafif bir sürpriz ve merak öğesi var. Kitabın konusu içinde hafif bir süpriz öğesi olmalıdır. Bu, çocukların daha sonra ne olacağını merak etmelerine ve dolayısıyla öyküyü ilgi ile okumalarına yardım eder(Gürkan, 1992, s. 17). Merak öğesi çocuğu kitaba bağlar, çocuk okudukça meraklandıkça okumak ister( Nas, 2002, s. 58). Çocuklar şaşırmaktan, merak etmekten çok hoşlanırlar. Bu şekilde yayınlanmış kitaplarda çocuğun kitaba olan ilgisi artar. Çünkü çocuk sorunu merak eder ve ilgisi sadece o noktada toplanır. İlköğretim okullarında özellikle 1. kademe öğrencilerine verilecek metinlerde de bu nokta göz önünde tutulmalıdır. Öğrencilerin bu tür yayınlara olan ilgilerini anlamak için bu tip kısa metinler örnek olarak kullanılabilir. Birinci kademede Türkçe dersinde metin tamamlama çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmalardan sürpriz öğesi taşıyan ya da merak uyandıran bir metnin başlangıç kısmı okuduğunda, kalan kısmı öğrencilerin tamamlanması istendiğinde sınıfların çocuğunda dikkat tam olarak toplanmış ve derse katılımın arttığı görülmüştür. Çocuk yayınlarında çocuğun yaşantısına uygun daha doğrusu çocuğun bildiği konuyu aktarmanın daha uygun olduğunu söylemişti. Yine aynı şekilde çocuklar başına gelmeyen bir konu hakkında, eğer konu seviyeye uygun işlenmiş ise yine dikkatlerini çekecektir.
6. Kitap konusu içinde gülmece öğesi var. Kitaplarda güldürü öğesine yer verilmelidir. Çocuk için neşe, sevinç yaratan gülünç, hareketli hikayeler önemlidir. Bu, çocuğu gerçeklerde uzak tutmak, ona dünyayı toz pembe göstermek anlamına gelmemelidir. Fakat konular özenle seçilmeli, işlenmelidir.
Çocuklara mizah duygusunu geliştirecek konulara yer verilmelidir. Gülten Dayıoğlu (Nesin Vakfı Edebiyat Yıllığı, 1976: 144) şunları söylüyor:
"Çocuklar güldürücü, esprili yayınlardan çok hoşlanıyorlar. Hele hiç hata yapmaz gibi görünen babalar, sezinletme yoluyla bir güldürü havasında ortaya konulduğunda çok hoşlanıyorlar bundan. Burada bir küçümseme, yere vurma söz konusu değil. Ama çocuk babasının da öğretmenlerinin de hata yapabileceğini öğrenmek istiyor. Gözünde çok büyüttüğü şeylerin bu tür eleştirisine çocuklar olağanüstü ilgi gösteriyorlar."
2. 6. 3. Dil ve Anlatım Özellikleri Bakımından Serbest Okuma Döneminde Okutulan Hikaye Kitaplarında Bulunması Gereken Özellikler
1. Kullanılan kelimeler öğrencinin dil yaşantısına uygun. Kitabın dili çocuğun dil ve düşünce gelişimine uygun olmalıdır. Kullanılan kelimeler çocuğun yakın çevresinden, bildiği, anlayabileceği, yorumlayabileceği düzeyde olmalı; çocuğun dil düzeyinden yola çıkıp onun sözcük dağarcığını zenginleştirmelidir. Öncelikle sınıf seviyesine göre basit kelime ve cümlelerden hareket edilmelidir. Çocuk eline kitabı aldığı zaman kitabın içine girmelidir. Yani illaki sözcük dağarcığını geliştirmek için devamlı düzeyine uygun olmayan kelimeler kullanılırsa bu çocuğu kitaptan uzaklaştırır. Çocuk kitapta kendi kullandığı , bildiği kelimeleri kullanmalıdır ki olaylar arasında bağlantı kurabilsin. Çocuk yazıyı okuduğunda kelimelerin ifade biçimi ya da anlamı çocuğun beyninde şekillenmelidir. Çocuk devamlı suretle sözcüğe bakmamalıdır. Zaman zaman sürekli sözlüğe bakmak çocukta etkin okumayı engelleyebilir. Yalın, arı, duru, açık bir dil tercih edilmelidir. Yapmacık, zevksiz veya bayağı bir anlatım biçimi kaliteli bir çocuk eseri meydana gelmesini engeller.
Okuduğunu anlama becerileri literatürde çeşitli şekillerde sınıflanmıştır. Bu beceriler sözcük anlama, metindeki bilgiyi anlama ve metinden sonuç çıkarma şeklinde özetlenebilir. Hem uzmanlar, hem araştırmacılar metindeki sözcüklerin anlaşılmasının okunan metnin anlaşılmasında önemli rol oynadığı konusunda hem fikirdirler. Eğer okuyucunun kitapta bulunan sözcüklerin örneklediği olaylarla ilgili yaşantısı yoksa bu sözcüklerle ilgili zihninde bir anlam oluşmaz dolayısıyla kitabı anlaması güçleşir. Fakat bir kitabı ya da metni anlamak sadece o kitaptaki kelimelerin anlaşılmasıyla gerçekleşmez. Bir kitaptaki bilgileri anlama, kitaptaki sözcüklerden oluşan anlam ifade eden birimlerin anlaşılmasına ve bu birimler arasındaki ilişkinin kurularak kitabın tümüyle ilgili anlamların zihinde oluşmasına bağlıdır. Okuyucunun kitaptaki bilgilerden sonuç çıkarabilmesi için de kitapta açık olarak ifade edilen bilgileri anlaması gerekir( Özmen, 2001,s.18).
Çocuk kitapları dilinin çok yalın ve çocukların anlayacağı düzeyde olması ve çocukların dilini geliştirici nitelikte bulunması gerekir. Yaşayan, soluk alan, renkli, özenli, sade, ve içtenlikli bir dil olması uygundur.
“Dilin ifade biçiminin okura göre seçilmesinde, yani okurun çocuk olduğu gerçeği gözetilerek seçilmesinde de bir yanlışlık yoktur. Büyüklerin çocuklarla konuşurken seslerini inceltip dalgalandırarak, özel bir tonlamayla konuştuklarını biliriz. Okurun çocuk olduğu gözeterek ifade biçiminin seçilmesinden anlatmak istediğim tabii ki bu değil; çocuklara özel bir tonda konuşmak nasıl kulağımızı tırmalayacak kadar yapay gelirse bize, öyle yazmakta yapaydır ve edebiyat dışıdır. Edebiyatçı çocuklara yazarken de kendi dilini kullanacaktır”( Erdoğan, 1989, s.83).

İnsan kelimelerle düşünür. Biz, en önemsiz bir ihtiyaçımızdan en çapraşık duygu ve düşüncelerimize kadar başkalarına açıklamak istediklerimizi ancak kelimelerle anlatabiliriz. Çocuğun başlangıçta annesinden öğrendiği dil, ailesinin, yakın çevresinin sosyal ve kültürel düzeyine göre değişmekle birlikte , doğal olarak ancak en ilkel, yalın ihtiyaçlarını karşılayacak durumdadır. Yaşı ilerleyip çevresi genişleyerek ihtiyaçları çeşitlendikçe, çoğaldıkça çocuğun kelime dağarcığıda genişler, zenginleşir. Yalnız, bu gelişme, sistemsizdir ve çevre imkanları ile sınırlıdır. Çocuğun kelime dağarcığı okulda sistemli bir şekilde gelişir ve hızlanır. Bu da daha çok Türkçe dersindeki metinlerle ya da serbest okuma saatlerinde okudukları hikaye kitapları ile olur. Seçilen metin ya da hikaye kitaplarının çocuğun diline uygun olması gerekir(Koşar, 2001, s.107).


“Çocuk kitapları yazarlarına şunu öneriyorum: Gözlerinizle görmeyiniz. Sözcüklerle görünüz, sözcükler gözleriniz olsun. Bu, büyük bir devrimdir. Ne yazık ki bizim edebiyatımızda herkes sözcüklerle görmüyor. Sözcükler, emin olun, 83 senesini anımsıyorum şimdi, sözcükler başlı başına bir kitaptır”(Dağlarca, 2000, s.12).

2.Anlatım akıcı ve canlıdır. Anlatım, ilgiyi tutacak biçimde, akıcı ve canlı olmalıdır. Dil tadı veren, dil becerisi geliştiren bir anlatım yeğlenmelidir(Nas, 2002, s.76).

Yazınsal(edebi) nitelik, dili kullanım biçimiyle, anlatımla, üslupla ete kemiğe bürünür. Her metin, genel ve geniş anlamıyla, bir dil ürünüdür. Yazınsal metnin değeri büyük ölçüde onun dil düzeyine bağlıdır(Özdemir, 2000, s. 177).


Üslup yazardan yazara değişen bir anlatım biçimi veya yoludur. Gerçekten her yazar bir düşünceyi, duyguyu, olayı ve hayat durumunu kendi edebiyat anlayışına, eğitim seviyesine ve kişisel zevkine göre anlatır, açıklar. Kimi edebiyatçıların üslubu akıcı, canlı, sürükleyici olur; kimi edebiyatçıların üslubu ise özentili ve yapma olur. Kimileride özensiz, yalın bir anlatım yolunu tercih ederler( Oğuzkan, 2000, s.370).
İçerik, kurgu ne kadar ilginç, sürükleyici olursa olsun; kuru, yavan, yapmacık bir anlatım, kitabın okunmasını zorlaştırır,engeller, kitaptan soğutabilir. Anlatım güzelliğiyse çocuğu kitabın içine çeker, okurken de alır götürür.
Kitabın anlaşılmasını etkileyen diğer bir etken ise yazarın fikirlerini ifade ediş tarzıdır. İster açık ister kapalı bir şekilde ifade edilmiş olsun okuyucunun ana düşünceyi anlaması gerekir. Yazar söylemek istediğini açık, akıcı ve anlaşılır bir biçimde ortaya koymamışsa okunan kitabın anlaşılması güçleşir.
3. Cümle uzunlukları çocuk seviyesine uygun. Çocuk yayınlarında yazarlar cümle ya da paragraflarını kurarlarken, kelimelerini ve deyimlerini seçerlerken seslendikleri küçük okurların okuma yeteneklerini, kavrayış güçlerini ve kelime haznelerini de daima göz önünde tutmalıdırlar. Ortalama beş veya altı kelimeden oluşan ve içinde tek özne tek yüklem bulunan cümlelere öncelik verilmelidir. Kitapta tekrarlar, kafiyeler ve çocukların çabucak ezberleyebilecekleri cümlecikler yer almalıdır( Gürkan, 1992, s. 18). Özellikle birinci sınıflarda tekrarlı cümlelerin bulunduğu hikayeler öğrencinin işitsel algısını geliştirir(Oğuzkan, 2000, s. 370). Yalın, kısa cümleler tercih edilmeli, süslü cümlelere yer verilmelidir ( Nas, 2002, s.77). Yöresel veya çevresel deyimler de kimi çocuklar için anlam güçlüğü doğurabilir. Öğretici yazı ve kitapların dışında sık sık terim kullanmak yerine kavramları kolay anlaşılır biçimde açıklamak yolu seçilmelidir.

Cümle uzunluklarına öğrencinin bilgi düzeyine göre karar verilmelidir. Ancak kısa cümleler her zaman için bir metni anlamayı kolaylaştırmaz. Bazı uzun cümleler daha iyi hatırlanabilir ve anlaşılabilir. Önemli olan cümlenin metni anlamayı sağlayacak bilgi birikimi olma özelliği taşıması, kitaptaki ilişkileri açıklaması, cümleyi oluşturan kelimelerin öğrencinin dil yaşantısına uygun olması ve kelime diziminin öğrencinin bilgi düzeyine uygun olmasıdır. Cümle ve kelimelerin seçimi öğrencinin okuma hızını etkileyen faktörlerdendir. Bu nedenle öğrenciye akıcı ve doğru okuma becerilerini kazandırmak için öğrencinin bilgi düzeyine uygun kelime ve cümlelerden oluşan kitapların seçilmesi gerekir(Özmen, 2001,s. 24).


Serbest okuma döneminde öğrenciye dizi halinde Hayat Bilgisi dersiyle paralellik gösteren kitaplarda verilmektedir. Bu kitaplarda cümle uzunlukları dizinin son kitaplarına doğru giderek artmaktadır. Burda dikkat edilmesi gereken nokta öğrencinin okuma seviyesi olmalıdır. Öğrenci okuma-yazma öğrendi diye birden bire uzun cümlelerin yer aldığı kitapları vermek, öğrencide endişeye yol açabilir. Bunlardan dolayı dizi halinde çıkan, öğrenciye verilecek kitapların, cümle uzunluklarının öğrencinin seviyesine uygun olmasına önem verimelidir.

4. Noktalama işaretleri titizlikle kullanılmış. Noktalama işaretleri titizlikle kullanılmalıdır, yine yine düzeltilerek dizgi yanlışlıkları önlenmelidir. Yanlış, çocuğun zihninde iz bırakır, bunun düzeltilmesi zor olur(Nas,2002,s.78).
Çocuk yayınlarında noktalama işaretlerinin kullanılışında kurallara uyulmalıdır( Oğuzkan, 2000, s. 364).
Noktalama işaretleri bir yazının anlaşılmasında önemli kabul edilen unsurlardan biridir. Bu sayede dilin kuralları öğrenilir. Çocuk yine bu sayede konuşma dili ile yazı dili arasındaki farkı anlar. Bir yazıdaki vurguyu, tonlamayı kısacası yazının bize vermek istediği bilgiyi net şekilde anlaşılmasına yardım eder. Noktalama işaretleri yerinde ve doğru kullanılmassa yazı anlaşılamaz. Özellikle sesli okumada noktalama işaretlerinin önemi daha bir artar. Bu nedenle gerek yazarlar gerekse öğretmenler buna dikkat etmelidir.
5. Kitap dilbilgisi ve imla açısından çocuğun seviyesine uygun. Çocuk yayınlarında yer alan yazıların dil bilgisi bakımından aksak ve yanlış yönleri bulunmamalı, yazımda kesinlikle birlik sağlanmalıdır(Oğuzkan, 2000, s. 364).
Serbest okuma döneminde öğrencilere verilecek olan hikaye kitaplarının dilbilgisi ve imla açısından kurallara uygun olması gerekir. Öğrenci ilkokuma yazma öğrenirken kelimelerin yazılımına ve cümlelerin kurallarına ait öğrendiği bilgilere ters düşmeyecek cümle ve kelimeleri kitaplarda bulmalıdır. Dilbilgisi açısından cümlelerin mümkün olduğunca kurallı olması, tek özne, tek yüklem şeklinde kurulması ve özne yüklem uyuşmazlığının olmaması gerekir. İmla açısından kitaplarda öğrenciyi yanlışa sürükleyecek, anlamasını güçleştirecek herhangi bir hatanın bulunmamasına dikkat edilmelidir.
Yerli yersiz sıfat kullanımından da kaçınılmalıdır. Edilgen çatılı fiiller yerine etken çatılı fiiller yeğlenmelidir. Getirildi yerine getirdi gibi( Nas, 2002, s.77).
Çocukların kullanmada zorlandıkları edat ve bağlaçlara pek yer verilmemelidir(Sever, 1995, s.15).

Devrik cümlelerin kullanımı konusunda görüş birliği yoktur. Fakat devrik cümle kullanımından tümüyle vazgeçilmemelidir. Anlatım ne kadar konuşma diline yakın olursa, o ölçüde canlı, akıcı olur. Konuşma dilinde devrik cümleler yer alır. Öyleyse özelllikle kişiler konuşturulurken devrik cümlelere yer verilmelidir. Ancak ölçüyü kaçırmamak gerekir. Yerine göre soru cümlelerine de yer verilmelidir(Nas, 2002, s.77).


Dil bilgisi ve imla öğretiminin gerekliliği için pek çok neden sayılabilir. Her şeyden önce formal Türkçe kullanmak eğitilmiş insanların özelliklerinden birisidir. Bir çok eğitici dil bilgisi ve imla öğretimi yoluyla öğrencilerin doğru cümle kurmayı öğreneceklerini ve düşüncelerini daha etkili bir şekilde ifade edebileceklerini belitmektedirler(Akyol, 2001, s.93).
6. Kitap belli bir plan çerçevesinde yazılmış. Plan, bir eserin yapısını ve iç düzenini önceden tasarlamayı sağlayan ve yazma işini bir disipline bağlayan araçtır. Yazar temayı, konuyu ve konunun gerektirdiği kahramanları tespit ettikten sonra düşüncelerini, duygularını ve değişik hayat durumlarını bir sıraya göre anlatır. Dikkatlice hazırlanmış bir plan aracılığıyla eserin ana fikri kolayca anlaşılacağı gibi başlıca olaylar ve kahramanlar da ayrıntılar içinde kaybolmaz; gereksiz tasvir, çözümleme ve konuşmalara yer verilmez; başlangıç, düğüm ve sonuç gibi evreler birbirini doğal biçimde izler. Kısaca, iyi bir plan, olaylar, durumlar, düşünce ve duygular arasında uyumlu bir ilişkinin gerçekleşmesini sağlar; eserin okur üzerindeki etkisini arttırır(Oğuzkan,2000, s. 369).
Metinlerin bir plan çerçevesinde yazılmış olmaları öğrencilerin bu metinleri anlamalarında ve anlama öğretiminin düzenlenmesinde önem taşır. Kurgusal metinlerin yapılandırılmış olması, yazıyı oluşturan bilgi birimlerinin ve ilişkilerinin düzenlenmesini sağlar. Bilgi birimi bir savı öne süren ya da bir durumu dile getiren cümle veya cümlelerdir. Bilgi birimlerinin sıralanışı konuyu en iyi şekilde ortaya koyacak biçimde olmalıdır(Özmen, 2001, s.21).
Çocuklar için eser hazırlayan yazarların, ortaya koymayı düşündükleri bir eserin planını yaparken veya geliştirirken okurların bilgi seviyelerini, anlayış güçlerini ve ilgilerini hesaba katmaları gerekir. Genel bir kural olarak çocuk kitaplarında planın son derece basit olmasına çalışılmalıdır. Plan, kısa bir giriş bölümü ile, entirikalı olayları kapsayan bir gelişme ve düğüm bölümünü ve beklenmedik bir çözümle sonuçlanan bir bitiş bölümünü kapsamalıdır(Oğuzkan, 2000, s.370).
7. Kitapta diyaloglara yer verilmiş. Çocuklar hemen her dönemde okudukları kitaplarda kendi dil yaşantılarına uygun diyalogları görmek istemişlerdir. Kitabı okumaya başlarken biranda iki hayvanın ya da kendi yaşına uygun, yakın çevresine ait kişilerin karşılıklı konuşmaları çocuğu kitaba bağlamıştır. Bundan dolayı kitaplarda bir olay işlenirken karşılıklı diyaloglar yer alırsa çocuk olayı daha iyi kavrar, yorum yapma gücü artar(Önder, 2000, s. 68).
Serbest okuma döneminde öğrenciye kitap verilirken kitapta diyalogların bulunması öğrenci için ilgi çekici olabilir. Bu kitabın anlatımına da hareket sağlar.
8. Olay örgüsü ilgi çekici. Çocuk kitapları yazarları yazdıkları kitaplarda öğrenciye bir olayın varlığını hissetirmelidirler. Öğrenci kitabı okuduğunda olayın içinde yer almalıdır. Yazar olayı ilgi çekici kılmak için ne gerekiyorsa yapmalıdır. Çocuk kitabı bitirdiğinde üzülmesi gerekiyorsa üzülmeli, sevinmesi gerekiyorsa sevinmelidir(Çalık, 2001, s.18). Kitapta kişiler arasındaki ilişki çocuğun ilgisini çekecek düzeyde olmalıdır


BÖLÜM 3

YÖNTEM
3. 1. Problem Durumu
Dil, düşünme ve iletişim aracıdır. Dilin gelişip zenginleşmesi, bireyin duygu düşünce yönünden de gelişip zenginleşmesidir. Dil, toplumun bütün kültür dokusunu aktaran en etkili araçtır. Aynı dili konuşan insanlar arasındaki duygu düşünce birlikteliği, ulus bilincinin oluşmasını sağlar, bu bilinci pekiştirir. Anadili öğretiminin bütün aşamaları için saptanan amaçlar, genel olarak bireylere anlama ve anlatmayla ilgili dil becerisi ve alışkanlıklar kazandırılmasına yöneliktir. Bu becerilerin kazandırılması ise “dinleme, konuşma, okuma ve yazma” gibi dört ana etkinliğe dayanır. Dil becerileri, anılan bu dört etkinlik alanını birbirine bütünleyen ilişkileri içinde edinilir. Anadili öğretimi özellikle ilköğretimde bütün derslerin temelini oluşturur. Çünkü anadilinde yetkinliğe ulaştıkça düşünce yapısı, yorum gücü gelişen, duygu ve beğeni inceliği kazanan; ulusal ve evrensel kimliği de gelişen bir öğrenci öteki derslerde de başarılı olacaktır(Sever, 1997, s. 23).
Dil, duygu ve düşüncenin aktarımında yani iletişimde en önemli araçtır. Anadili çocuğa önce aile içinde daha sonra ilköğretimde kitaplar ve öğretmenler aracılığıyla, doğru bir şekilde kazandırılmalıdır. Türkiye’de anadilini kullanma sorunu vardır ve bunun da temelinde anadili eğitimi sorunu yatar. Anadili eğitimi sorunuda, ilköğretimde anadili eğitiminin yetersizliğinden kaynaklanmaktadır.
İlköğretimde ana dili eğitimi temeldir. Temel sağlam olmayınca, üzerine kurulan yapıda sağlam olmayacaktır. Sonuçta Türkiye’deki Türkçenin anadili kullanım sorunu ortaya çıkmaktadır. Günümüzde yetişkinlerde görülen yavaş okuma, okuduğunu anlamama, kendini sözlü ve yazılı ifade edememe gibi sorunların temelinin birinci sınıflarda atıldığı ileri sürülebilir( Ünal, 1995, s. 78).
İlköğretimde ilkokuma yazmanın amacı, öğrencilerin okula başlamadan önce kazandığı konuşma, dinleme, izleme ve anlama becerilerinden hareket ederek öğrencilere bir ömür boyu kullanabilecekleri okuma ve yazma becerilerini kazandırmaktır. Öğrencinin gelecekteki başarı ya da başarısızlığı okuma yazmada kazandırılacak beceri ve alışkanlıkların niteliği ile doğru orantılıdır(Cemaloğlu, 1998, s. 3).
Serbest okuma ve yazma dönemi ilkokuma yazma döneminin son aşamasıdır. Bu dönem çözümleme sürecinin bitmesinden itibaren başlar. Bu dönemde öğrenci kitabın yazı diliyle karşılaşır. Öğrenciye daha önce karışık gelen birtakım sembollerin artık bir anlamı vardır. Öğrenci okuma eylemini tek başına yapabilmenin mutluluğunu yaşar. Öğrenciye bu dönemde nitelikli kitaplar verilirse öğrenci okuma alışkanlığı edinebilir.
Çocuklara kitap sevgisi, okuma zevk ve alışkanlığı, onların ellerine biçim ve içerik bakımından nitelikli kitaplar vermekle kazandırılabilir. Belli bir dönemden sonra, bir zamanlar çocuk için ilgi çekici olan ilkokuma, alıştırma kitabı veya alfabeler gün geçtikçe cazibesini kaybedecektir. Çocuğun okuma yazmaya olan ilgisini devam ettirmenin tek yolu, seviyeye uygun psikolojik, terbiye edilmiş, eğitici nitelikte kitapların sağlanmasıdır. Kitap seçiminde kitapların renkli, canlı resimlerle donatılmış olması gerekir. Daha evvel çocuğun fiş cümlelerinide kapsayan, ilkokuma kitabında öğrendiği kelimelerin en az %60’lık bölümü kitapta bulunmalıdır. Kitapta işlenen tema, çocuğun hayatından ve yakın çevresinden alınmalıdır. Kitaptaki yazı, İlköğretim Programı’ndaki ilkokuma yazma anlayışına uygun karma harflerden oluşmalıdır. Konu bakımından çocuğu neşelendirmeli, çocuğa geniş ve yeni ufuklar açmalıdır. Fazla uzun ve sıkıcı değil, kısa olmalıdır. İyi doğru, güzel ve başarı temaları işleyerek tek bir ana fikir vermelidir. Eğitici değere haiz olmalı, korkutucu ve bu yaş çocuğunu bazı bunalımlara itecek dev, peri, cin konularını işlemelidir. Kitap kapakları çocukların ilgisini daima çekecek ve daima hevesini arttıracak nitelikte olamlıdır. Çocuğun anlayabileceği bir dille yazılmış, kullanışlı, dayanıklı ve kolay kolay dağılmayan cinsten olmalıdır( Dikmen, 1996, s. 111-112).

Toplumsal, ekonomik, kültürel; ruhsal vb. bir çok boyuta sahip okuma alışkanlığının kazanılması için en uygun dönem çocukluk dönemidir. Çocukluk döneminde en belirleyici etki ve rol de okul ve aileden gelir. Bu nedenle okuma alışkanlığı elde etmiş bir toplum yaratmak tam okulöncesi ve ilkokul seviyesindeki çocukların okumaya karşı ilgisinin arttırılması gerekir. Okul öncesi dönemde çocuğa bol kitap okuma, kitap ve okuma sevgisi açıklamada en etkili ve en basit yoldur. Kitabın bu kadar önemli olması, içerik özelliklerine bilhassa dikkat edilmesi gerektiğini göstermektedir (Gönen, Devrimci, 1993, s.40).


Serbest okuma ve yazma dönemi öğrencinin kitap okuma alışkanlığı kazanmasında en etkili dönemdir. Öğrenci bu dönemde kitapları tanıyacak ya sevecek ya da okumak istemeyip birtakım zorlamalarla kabul edecektir. Yapılan çalışma bu bilgi ve değerlendirmeler ışığında Serbest Okuma ve Yazma döneminde öğrencilere hangi kitapların verildiği, bu kitapların seçiminde dikkat edilmesi gereken noktalar, verilen kitapların Talim Terbiye Kurulu’nun tavsiyelerine uygunluğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır.


  1. 2. Amaç

Bu araştırma ilkokul birinci sınıfta serbest okuma döneminde öğrencilere okutulan hikaye kitaplarının çocuk kitapların yazarlarının ve Talim Terbiye Kurulu’nun ölçütlerine uygunluğunu ve öğretmenlerin bu kitapları seçmelerindeki nedenleri belirlemek ve problemi genelleyerek çözüm önerileri geliştirmek amacıyla hazırlanmıştır.


Bu amaç çerçevesinde aşağıdaki sorulara cevap vermeye çalışılmıştır:


  1. Serbest okuma ve yazma döneminde öğrencilere hangi kitaplar okutulmaktadır?

  2. Öğretmenlerin bu kitapları seçerken gözönünde bulundurdukları noktalar nelerdir?

  3. Serbest okuma ve yazma döneminde öğrencilere okutulan kitaplar çocuk kitapları yazarlarının ve Talim ve Terbiye Kurulu’nun ölçütlerine ne derece uygundur?


3. 3. Önem
Araştırma ile toplanacak veriler özellikle;


  1. Serbest okuma ve yazma döneminde okutulan kitapların belirlenmesi ve belirlenen bu kitapların mevcut ölçütlere uygunluğunu,

  2. Öğretmenlerin serbest okuma ve yazma döneminde kitap seçerken dikkat etmeleri gereken noktaları,

  3. Kitapların nitelikli bir okuma ve yazma becerisi kazanmalarındaki öneminin belirlemesi

  4. Konu ile ilgili yapılan araştırmalara ışık tutması beklenmektedir.


3. 4. Sınırlılıklar


  1. 2000-2001 öğretim yılında, İstanbul ilinde, Üsküdar ve Ümraniye ilçelerinin çeşitli okullarında görev yapan örnekleme dahil 100 öğretmen ile

  2. Araştırma konu itibariyle öğretmenlere uygulanan anketler sonucunda belirlenen serbest okuma ve yazma dönemine ait kitaplarla sınırlıdır.




  1. 5. Sayıltılar




  1. Öğretmenlerin anketlere doğru cevap verdikleri kabul edilmiştir.

  2. Veri toplamak amacıyla hazırlanan anketler, araştırmada elde edilmeye çalışılan verileri toplamada yeterlidir.


3. 6. Tanımlar
İlkokuma ve yazma öğretimi: Bireye yaşamı boyunca kullanacağı okuma ve yazma faaliyetinin kazandırılmasıdır.
Serbest okuma ve yazma dönemi: İlkokuma ve yazma döneminin son dönemine verilen addır.
Resimli okuma: Okul öncesi dönemde başlayan ve sürekliliğini ihtiva ettiren bir okuma şeklidir. Bu okuma türünde öğrenci resimleri hikayeleştirerek okuma yapar.
3. 7. Aratırmanın Modeli
Araştırma, serbest okuma döneminde öğretmenlerin belirlediği kitapların ölçütlere uygunluğunu ortaya koymayı amaçladığından tarama modeline uygun olarak düzenlenmiştir.


  1. 8. Evren ve Örneklem

Araştırmanın evreni Üsküdar Ali Nihad Tarlan İlköğretim Okulu, Ümraniye

60.Yıl İlköğretim Okulu, Yamanevler İlköğretim Okulu ve Nihat Sami Banarlı İlköğretim Okulunda görev yapan tüm öğretmenlerdir. Yine bu öğretmenlerin anketlere verdikleri cevaplarla ortaya çıkan serbest okuma ve yazma dönemine ait kitaplardır.
Örneklem ise evrenden, dört devlet okulunda görev yapan 100 öğretmen ve bu öğretmenlerin anketlere verdikleri cevaplarla belirlenen serbest okuma dönemine ait hikaye kitaplarıdır.
3. 9. Verilerin Toplanması
3. 9. 1. Kullanılan Araçlar
Öğretmenler için anket geliştirilmiştir. Öğretmenlere uygulanan anket içinde serbest okuma ve yazma döneminde öğrencilere hangi kitapların okutulduğu ve bu hikaye kitaplarını seçerlerken dikkat ettikleri noktalara yönelik sorulara yer verilmiştir.

3. 9. 2. Uygulama
Öğretmenlere serbest okuma ve yazma döneminde hangi kitapları okuttukları ve bu kitapları seçerken neyi dikkate aldıklarına yönelik soruları kapsayan anket uygulanmıştır.
3. 10. Verilerin Çözümlenmesi
Çocuk kitapları yazarları ve Talim Terbiye Kurulu’nun ölçütleri alınarak anketler sonucunda belirlenen kitapların, bu ölçütlere uygunluğu belirlenmiştir.

BÖLÜM 4

BULGULAR VE YORUM

4. 1. Birinci Grup Kitap Türüne Ait İncelenen Kitaplar

Birinci grup kitap türüne ait yedi kitap incelenmiştir. Bu kitapların resimleri, kitaba ait değerlendirme formları, incelenen kitabın adı ve yayınevi belirtilmiştir.




A. Kitap Fiziksel Özellikler Bakımından

Cumhuriyet Bayramı ve Atatürk

1. Kitabın boyutu çocuk seviyesine uygun

X

2. Kitabın kapak sayfası kalın

X

3. Kitabın kapak sayfası dayanıklı

X

4. Kitabın kapağı ilgi çekici

X

5. Kitabın sayfalarında 1. ve 2. hamur kağıt kullanılmış

X

6. Kitap sayfaları dikişli



7. Yazı puntoları seviyeye uygun

X

8. Kitabın sayfa düzeni çocuk için uygun

X

9. Kitabın resimleri canlı

X

10. Kitabın resimleri konuya uygun

X

11. Kitabın sayfa düzeninde resim yazı oranı seviyeye uygun

X

12. Kullanılan renkler göz sağlığı için uygun

X

B. İçeriksel Özellikler Bakımından




1. Olumlu ifadelere yer veriyor, kötümserlikten uzak.

X

2. Kitaptaki tipler gerçek hayata uygun

X

3. Kitabın konusu çocuğun yaşına uygun

X

4. Kitabın konusu gerçek hayattan

X

5. Kitap konusu içinde hafif bir sürpriz öğesi var



6. Kitap konusu içinde gülmece öğesi var



7. Kitap konusu içinde merak unsuru var



8. Kitap öğrencinin bilgi düzeyine uygun

X

C. Dil ve Anlatım Özellikleri Bakımından




1. Kullanılan kelimeler öğrencinin dil yaşantısına uygun

X

2. Anlatım akıcı ve canlı

X

3. Cümle uzunlukları çocuk seviyesine uygun

X

4. Noktalama işaretleri titizlikle kullanılmış

X

5. Kitap imla açısından uygun

X

6. Kitap dilbilgisi açısından uygun

X

7. Kitap belli bir plan çerçevesinde yazılmış

X

8. Diyaloglara yer verilmiş



9. Seri halinde yayınlanan kitapların cümle uzunlukları öğrencinin okuma seviyesine göre artıyor (1. kitapla – son kitap arasında)

X

10. Olay örgüsü ilgi çekici



11. Tekrarlı cümleler var.

X


Kitabın Adı: Cumhuriyet Bayramı ve Atatürk

Yayınevi: Morpa

Birinci grup kitap türünde incelenen kitaplar, Hayat Bilgisi ünitelerinde işlenen konularla parelellik gösteren kitaplardır. Ünitelere Uygun Kolay Okuma dizisinden çıkan kitapların isimleri şöyledir:

1. Okula Başlıyorum 2. Sınıf Etkinliklerine Katılım ve Görev Paylaşımı, 3. Cumhuriyet Bayramı ve Atatürk 4. Ben ve Ailem 5.Yılın Bölümleri 6. Güneş ve Dünyamız 7. Sağlıklı Büyüyelim 8. Bizim Bayramımız 23 Nisan 9. Çevremizdeki Canlılar 10. Tatile Girerken.

A. Fiziksel Özellikler Bakımından

Birinci grup kitap türüne ait olan Morpa yayınevinden çıkan Cumhuriyet Bayramı ve Atatürk isimli kitabın boyutu öğrenci seviyesine uygun, kapak sayfası kalın, dayanıklı ve ilgi çekicidir. Kitabın sayfalarında ikinci hamur kağıt kullanılmış, yazının puntoları öğrenci seviyesine uygun; kitabın resimleri canlı, konuya uygun ve kullanılan renkler de göz sağlığı için istenilen düzeydedir. Kitabın sayfa düzeni ve resim yazı oranı seviyeye uygundur. Kitap dikişli değildir.

Çocuk kitaplarının 16x23 cm. büyüklüğünde olması normal sayılır(Oğuzkan,2000,s.364). Bu kitabın boyutu da 16x23 cm. olduğu için öğrenci seviyesine uygundur. Oğuzkan’ın da dediği gibi kitabın kapak sayfasının kalın olması kitabın kolayca yırtılmasını ya da yıpranmasını engeller; bu da çocuğun kitabı saklamasında, uzun süre kullanmasında hatta kitaplık oluşturmasında etkilidir( Bkz sayfa 42’ye). Yine kitabın dayanıklı olması çocuğun arkadaşlarıyla kitabını kolayca değiş-tokuş etmesini, varsa kardeşleri ya da yakınları, kitabı onlara vermesini sağlar. Kitabını kardeşine ya da ihtiyacı olan birine veren çocuk, aile bütçesine ve ekonomiye de katkıda bulunur. Çocuk, tutumlu olmanın ve kitabı korumanın önemini kavrar. Kitabın kapağının ilgi çekici olması bir çok etkene bağlıdır. Öncelikle renklerinin canlı, etkili olması gerekir. Kapak kalın, dayanıklı, resimli, çekici, içerikle ilgili olmalıdır(Eremektar, 1989, s. 87). Yine kapak üzerindeki resmin çocuğun anlayabileceği ölçüde, seviyesine uygun, mümkünse yakın çevresinden olması uygundur. Bu kitabın kapak resmindeki renkler de canlıdır. Kitabın ismiyle resim arasında ilişki vardır. Resimdeki kahramanlar çocuğun yakın çevresinden seçilmiştir. Yine birinci sınıfta okuyan öğrencinin yaşayacağı, içinde bulunacağı durum resimde yer almaktadır. Kitabın kapak resminde öğrenciler konuya uygun olarak Cumhuriyet Bayramı kutlamaktadırlar. Kitabın sayfalarında ikinci ya da birinci hamur kağıt kullanılmalıdır(Nas, 2002, s. 56). Kitapta öğrencinin seviyesine uygun olarak ikinci hamur kağıt tercih edilmiştir.

Nas’a göre çocuk kitapları dikişli olmalıdır. Kitabın sayfaları dikişli değil, zımbalıdır. Son dönemde çıkan kitapların hemen hepsinde zımba kullanılmıştır. Halbuki dikiş, zımbalama yöntemine göre daha dayanıklı ve kullanışlı olmasına rağmen tercih edilmemiştir. Punto büyüklüğü birinci sınıf için 20-24 olmalıdır( Eğitim Araçlarını İnceleme Yönetmeliği). Kitapta yazının punto büyüklüğü 20’ dir. Okula yeni başlayan ve yazı dili ile yeni tanışan öğrenci için kullanılan punto büyüklüğü doğrudur. Kitabın resimleri canlı olmalıdır(Nas, 2000, s. 57). Bu yaş çocuğu için canlı renkler kullanmak çocuğun kitaba karşı olumlu tutum geliştirmesinde etkilidir. Ayrıca, kitabın resimleri konuya uygundur. Kitabın genelinde Cumhuriyet Bayramından bahsedilmektedir. Her sayfada bahsedilen yazıya uygun olarak resim konulmuştur. Bu yaş çocuğu için uygun olan resim oranı %75 yazı oranı ise sayfanın %25’dir(Bkz. 46). Kitapta bu kurala uyulmuştur. Kitabın resimlerinde kullanılan renkler göz sağlığını olumsuz olarak etkilemeyecektir.



Yüklə 0,95 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   15




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin