Borçlanmanın kalitesinin yukarı çekildiğinin altını çizen Ağbal, şöyle devam etti



Yüklə 217,1 Kb.
səhifə3/5
tarix15.09.2018
ölçüsü217,1 Kb.
#82398
1   2   3   4   5

HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, "Cumhuriyet tarihinin en siyasallaşmış yargı dönemini yaşamaktayız. Eş genel başkanlarımız, milletvekillerimiz ve belediye başkanlarımızın yargısal ve hukuki bir sürecin ürünü olarak cezaevinde olmadığını iyi biliyoruz." dedi. 

Yıldırım, TBMM Genel Kurulunda, 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerinde HDP Grubu adına yaptığı konuşmasına partisinin tutuklu milletvekillerini selamlayarak başladı. 

Hukukun üstünlüğü ve demokratik ilkeler iddiasına sahip hiçbir ülkede görülemeyecek bu kadar yaygın darbeler silsilesinin, ülkenin kuruluş temelleri ile yönetim anlayışının yarattığı zihniyet dünyasından ayrı ele alınamayacağını ifade eden Yıldırım, "Askeri darbelerden mağdur olduğunu söyleyen bugünkü siyasi iktidarın, bugün bizzat siyasi darbelerin yürütücüsü olmasını bu darbelerden nasıl da nemalandığını ibretle izlemekteyiz." diye konuştu. 

Yıldırım, "Panama ve Man Adası belgeleri, Paradise Papers, Rıza Sarraf ifadeleri olmasa bile bugünkü siyasi iktidar, yolsuzluk ve rüşvet zannı altındadır. Bu durum ne bir kumpas ne de milli iradeye saldırı falan değil." ifadesini kullandı.

Toplumun iki yıldır OHAL ile yönetildiğine işaret eden Yıldırım, toplumun her kesiminde büyük mağduriyetler yaşandığını, işlerinden edilenlerin yaşama tutunmaya çalıştığını ve içlerinde büyük öfke biriktirdiğini, kimisinin intihar ettiğini, açlık grevine girdiğini, kimisinin ise çocuklarıyla çıktıkları umut yolculuğunda can verdiğini söyledi.

Cumhuriyet tarihinin en ciddi sistem krizinin yaşandığını öne süren Yıldırım, "Kürt sorununun çözümü, doğası gereği Türkiye'nin demokratikleştirilmesi sürecinden ayrı düşünülemez. Bu yüzden çözüm süreci, Cumhuriyet tarihindeki en önemli gelişme olmuştur. Türkiye tarihinin en büyük demokratikleşme hamlesi olan çözüm süreci bir iktidarın devamı uğruna heba edilmiştir." görüşünü savundu. 

ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararına değinen Yıldırım, Kudüs'ün Müslüman, Hristiyan ve Yahudiler için birlikte bütün insanlığa ait bir miras olduğunu belirtti. Yıldırım, "Kudüs, Ortadoğu'nun inançlar ve halklar mozaiğidir. Hiçbir zaman tek bir inanç ve etnik kimliğe ait olmamış, Kudüs'ün kadim tarihi bu tarz aidiyete izin vermemiştir." dedi.  

Kudüs'e ilişkin tartışmaların herkes için bir iç politika malzemesi olarak kullanıldığını ifade eden Yıldırım, şöyle devam etti:

"Yolsuzluk tartışmalarının içinde olan Netanyahu, bu sorunu iç politika malzemesi yapmaktadır. Yine despotluk eleştirileri alan Arap liderleri, Kudüs sorununu son bir haftada iç politika malzemesi yapmaktadır. Hatta şaibe soruşturmaları geçiren Trump bile Kudüs sorununu ve Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma belgesini iç politika malzemesi yapmak için imzalamıştır. Aynı şey ülkemiz için de geçerlidir. İçeride otoriterleşme ve yolsuzluk tartışmaları sebebiyle sıkışmış olan siyasi iktidar ve genel başkanı, bunu iç politikada rahatlamasına vesile olan siyasi bir şov malzemesi olarak görmüştür. Siyasi iktidarların içeride rahatlamasına sebep olan bu kriz, başta İsrail ve Filistin halkları olmak üzere kan ve gözyaşına davet bakımından Ortadoğu'ya ciddi zararlar vermektedir."

Yıldırım, HDP milletvekillerinin tutuklanmasının "siyasi darbe" olduğunu öne sürerek "Cumhuriyet tarihinin en siyasallaşmış yargı dönemini yaşamaktayız. Eş genel başkanlarımız, milletvekillerimiz ve belediye başkanlarımızın yargısal ve hukuki bir sürecin ürünü olarak cezaevinde olmadığını iyi biliyoruz." diye konuştu. 

HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, bir devletin bütçesinin o devletin vicdanı olduğunu belirterek "Bizim bütçemiz geliri topladığı şekille de harcadığı şekille de maalesef vicdansız ve adaletsiz bir bütçedir. AKP döneminin en vicdansız ve en adaletsiz bütçesiyle karşı karşıyayız." dedi. Paylan, bütçenin gelirlerinin yüzde 70'inin dolaylı vergilerden oluştuğunu dile getirdi. 

HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan da bugünkü tek kadın konuşmacının kendisi olduğunu ifade ederek bütçelerin toplumsal cinsiyete duyarlı hazırlanmasının tercih değil, bir gereklilik olduğunu söyledi.

Ertan, "Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe yapmak demek, bütçede kadınlara özel harcama kalemleri oluşturmak demek değildir. Bütçedeki cinsiyet eşitsizliğini kaldırmak ve bu duyarlılığı bütçenin bütün ruhuna işleyebilmek gerekmektedir. Ancak 2018 yılı bütçesi de önceki yıllar gibi toplumu oluşturan kadınların, erkeklerin ve çocukların harcamalardan ne düzeyde faydalandıklarını, aralarında ne gibi eşitsizlikler olduğunu değerlendirmeden hazırlanmıştır." dedi.

AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, "Ataşehir, işte sizin yolda yürüyüşünüzün hikayesidir. Yarın iktidar olma durumunuz olursa nasıl Türkiye'nin tamamını Ataşehirleştireceğinizin bir hikayesidir bu." dedi.

Muş, TBMM Genel Kurulunda, 2018 yılı bütçe tasarısının tümü üzerindeki görüşmelerde grubu adına yaptığı konuşmada, Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi'nin görevden uzaklaştırılması konusuna değindi.

Ana muhalefet partisinin her eleştirisinde "ahlak, namus, vicdan" konularının havada uçuştuğunu ancak icraatlarında bu konulardan eser bulunmadığını ifade söyleyen Muş, "Millet sadece sizin laflarınıza mı bakacak yoksa yolda yürüyüşünüze mi bakacak? Ataşehir, işte sizin yolda yürüyüşünüzün hikayesidir. Yarın iktidar olma durumunuz olursa nasıl Türkiye'nin tamamını Ataşehirleştireceğinizin bir hikayesidir bu. Ataşehir, İstanbul'un önemli ilçelerinden biri. Bugün Ataşehir'in hikayesini paylaşıyorum sizinle. 5 tane konumuz var: Buz Residence, Erguvan Barış Parkı, özel okul inşaatı, Odakule 1-2 rezidansları, bir de havuz." diye konuştu. 

Söz konusu projelerde usulsüzlükler, imara ve iskana aykırı işlemler yapıldığını, belediyeye ait arazilerin akrabalar aracılığıyla üstlerine geçirildiğini, soruşturma yapan Sayıştayın, savcılığın aldatıldığını ileri süren Muş, CHP'li milletvekillerinin tepkileri üzerine, "Siz bağırın, Battal malı götürdü, siz bağırın. Genel Başkanınız diyor ya 'Mal nasıl götürülür iyi bilirim.' Bakın, Battal da iyi öğrenmiş, iyi mal götürüyor" ifadesini kullandı. 

Söz konusu projelerde Guinness Rekorlar Kitabı'na girecek nitelikte usulsüzlüklerin olduğunu öne süren Muş, "Namustan bahsedenler neredesiniz? Bize hesap soracağınıza Battal İlgezdi'den hesap sorun. 'Man Adası' diye ortaya bir iddia attılar. Nerede belgeleri, o belgeler, evraklar buraya gelecek. Onlar gelmediği müddetçe her gün yalancısınız, iftiracısınız. Eğer bir Genel Başkan, 'Ben eski maliyeciyim, mal nasıl götürülür iyi bilirim.' derse, imar komisyonu başkanı da belediye başkanı da böyle götürür. Namustan, ahlaktan, kul hakkından bahsederler bunun hesabını sormadan konuşamazsınız burada. Bunun hesabını vereceksiniz. Bu CHP'nin küçük bir örneğidir. Alimallah bunlar bir iktidara gelirse bu ülke ortada kalmaz. Aynası iştir kişinin lafına bakılmaz." değerlendirmesinde bulundu. 

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise söz alarak, "İktidar olursak Türkiye'nin tamamını Ataşehir gibi yapacağız. Biz çağdaş bir kentin nasıl yaratılacağını Ataşehir'de ve birçok yerde gösterdik. Odakule'de bir santim kaçak varsa gel, yarın milletvekilliğini bırakırım. Odakule'nin de yüzde 50 hissedarı Cumhuriyet Halk Partili değil, Adalet ve Kalkınma Partili bir belediye başkanının oğludur." dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ilgili belediye ile İçişleri Bakanlığında 32 soruşturma, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığında yürütülen 5 soruşturma ve 50 kovuşturma bulunduğunu belirtti. Sadece bir dosyada bakanlık olarak soruşturma izni verilmediği için düştüğünü anlatan Soylu, şunları söyledi:

"Bir arkadaşınız olarak şunu söylüyorum, farklı partilerde olabiliriz, ne olursunuz bu işin arkasında durmayın, tekrar söylüyorum, ne olursunuz bu işin arkasında durmayın. Bu işin arkasında durmak bizim aradığımız ve istediğimiz arzu ettiğimiz Türkiye'den bizi uzaklaştırır, sizleri de uzaklaştırır. Kim hata yapmışsa kim hırsızlık yapmışsa kim rüşvet almışsa kim kendine çıkar sağlamışsa bilmenizi istiyorum ki hep beraber bunun cezasını vermek bizim temel sorumluluğumuzdur. Genel başkanınızı yanıltmayın, bu işin arkasından çekin." 

Görüşmeler devam ederken CHP ve AK Parti milletvekilleri arasında tartışma çıktı. Tartışmanın devam etmesi üzerine TBMM Başkanı İsmail Kahraman birleşime ara verdi.

Başbakan Binali Yıldırım, "Biz, Kudüs'ü asla ve asla İsrail'in başkenti olarak tanımadık. İsrail ile Filistin arasında çözüm oluncaya kadar da tanımayacağız, bu nettir." dedi.

Yıldırım, TBMM Genel Kurulunda, 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerinde hükümet adına yaptığı konuşmada, tasarıların hazırlanmasında, Meclis gündemine getirilmesinde emeği geçen Maliye Bakanı Naci Ağbal ve ekibine, Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmelere katkı sağlayan bakanlara ve milletvekillerine teşekkür etti. 

Bu sabah geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar'ın vefatından duyduğu üzüntüyü paylaşan Yıldırım, "Hakk'ın rahmetine uğurladığımız değerli kardeşimiz, yol arkadaşımız, kurucumuz İbrahim Çağlar'a Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum. Değerli bir kardeşimizdi. Genç yaşta, zamansız, beklenmedik ölümüyle bizi, bütün iş alemini büyük bir üzüntüye gark etmiştir, mekanı cennet olsun." diye konuştu. 

ABD'nin, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yıldırım,  "Kudüs, Miraca açılan kapının eşiğidir. Kudüs, yeryüzünün ikinci mescididir. Kudüs, insanlığın mabedi, tevhidin simgesi, tarihimizin ayrılmaz parçasıdır. Sezai Karakoç'un dediği gibi, 'Gökte yapılıp, yere indirilen şehrin adıdır Kudüs.' Kudüs, üç büyük semavi dinin merkezidir. Kudüs, sana aziz Türk milletinden selam gönderiyoruz." ifadelerini kullandı. 

ABD yönetiminin büyükelçiliğini Kudüs'e taşıyacağını dünyaya duyurduğunu anımsatan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Amerikan yönetiminin bu kararı hem uluslararası hukuka hem Birleşmiş Milletlerin Kudüs konusunda aldığı bütün kararlara terstir, aykırıdır ve yok hükmündedir. Bunu Cumhurbaşkanımız defalarca açıklamıştır. Dünyada hiçbir ülke, hiçbir vicdan sahibi bu kararı onaylamadı, onaylamaz. Bütün dünya biliyor ki bugün İsrail, Kudüs'te işgalci konumundadır. Bu kararla yıllardır acı çeken, barış bekleyen bölgedeki sorunları çözmek yerine ateşe benzin dökülmüştür. Bu kararı alanlar ne yazık ki Ortadoğu'da barış istemediğini alenen ortaya koymuştur.

Bu durum bölgede var olan sorunları çözmeye katkı sağlamadığı gibi küresel terörün de yayılmasına zemin hazırlayacaktır. Amerikan yönetimi bu kararla bölgedeki krizi, kaosu daha da derinleştirecek yeni bir planın sinyallerini de vermektedir. Çözüm; ancak Birleşmiş Milletler kararlarına uygun olarak taraflar arasında varılacak nihai bir anlaşmayla mümkündür. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Kudüs gündemli toplantısında sorunun müzakeresinden öteye geçilememiş, bağlayıcı karar ne yazık ki alınamamıştır. Birleşmiş Milletlerin dengesiz yapısının küresel sorunlara çözüm üretmekte yetersiz kaldığı ortadadır."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin günlerdir Kudüs konusunda dünyanın vicdanını harekete geçirdiğini belirten Yıldırım, Rusya Başkanı Vladimir Putin'in bugün Türkiye'de olmasının tesadüfi olmadığını söyledi. 

Başbakan Yıldırım, 13 Aralık Çarşamba günü de İslam İşbirliği Zirvesinin Türkiye'nin ev sahipliğinde toplanacağını hatırlatarak, çok sayıda devlet ve hükümet başkanının toplantıda bir araya geleceğini aktardı. 

Yıldırım, "Mesele çok ciddidir. Bölge barışını değil, aynı zamanda küresel barışı da tehdit etmektedir. Burada uluslararası toplumun ve İslam ülkelerinin yapması gereken tek şey bir ve beraber hareket edilmesidir. Bilinmelidir ki yıllardır barış için bedel ödeyen Filistin halkı bu haksız, hukuksuz, kibirli karar karşısında asla yalnız değildir. Yüce Meclisimiz bu konuda gerekli hassasiyeti göstermiş ve bütün parti gruplarının yayınladıkları ortak bildiriyle Filistin halkının yanında olduğunu dünyaya ilan etmişlerdir. Bilinmelidir ki bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye, Filistin'in Filistin halkının yanında olmaya devam edecektir." diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Filistin meselesi ve ABD yönetiminin aldığı kararla ilgili değerlendirmelerinde, ABD Başkanı Donald Trump'ın bütün liderleri aradığı halde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı aramadığını söylediğine dikkati çeken Binali  Yıldırım, "Doğru. Cumhurbaşkanımız ile Trump arasında görüşme olmadı. Çünkü Cumhurbaşkanımızın düşüncesi bellidir, görüşü bellidir. Olsa olsa Trump bunu bildiği için aramaya dahi cesaret edememiştir." dedi. 

Yıldırım, yaşananlara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kudüs ile ilgili gelişmeler başlamadan önce İslam İşbirliği Teşkilatının başkanı olarak bütün liderlerlerle gerekli telefon diplomasisini yaptığını ve kısa sürede Kudüs konulu, Birleşmiş Milletlerden sonra en büyük toplantının Türkiye'de gerçekleşmesini sağladığını ifade etti.

Kudüs'te şu anda İsrail'in birçok devlet kuruluşunun yer aldığını anlatan Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Biz, Kudüs'ü asla ve asla İsrail'in başkenti olarak tanımadık. İsrail ile Filistin arasında çözüm oluncaya kadar da tanımayacağız, bu nettir. Efendim neden Tel Aviv, İsrail'in başkenti olarak yazılmamış, internet sitesinde. Elimde anlaşmalar var, 1996 yılında merhum Demirel İsrail'e resmi ziyaretinde 6 adet anlaşma yapmış, 6'sını da Kudüs'te yapmış, Kudüs'te imzalamıştır. Bunları yaptı diye Türkiye, Sayın Demirel Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak mı tanımış? Elbette değil. İki şeyi birbirine karıştırmamamız lazım; bizim büyükelçiliğimiz Tel Aviv'dedir. Bizim için İsrail'in başkenti Tel Aviv'dir. Ama bu konuda İsrail ile uluslararası camia arasında bir mutabakat yoktur. Onlar Kudüs diye iddia ediyor, biz de Kudüs'ü kabul etmiyoruz, olay bundan ibarettir. Ama bizim Kudüs'te  büyükelçiliğimiz var. Kimin büyükelçiliği? Filistin devletinin büyükelçiliği. Başka milletlerin orada Filistin büyükelçiliği yok." 

Başbakan Binali Yıldırım, "Biz, Kudüs'ü asla ve asla İsrail'in başkenti olarak tanımadık. İsrail ile Filistin arasında çözüm oluncaya kadar da tanımayacağız, bu nettir." dedi.

Yıldırım, TBMM Genel Kurulunda, 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerinde hükümet adına yaptığı konuşmada, tasarıların hazırlanmasında, Meclis gündemine getirilmesinde emeği geçen Maliye Bakanı Naci Ağbal ve ekibine, Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmelere katkı sağlayan bakanlara ve milletvekillerine teşekkür etti. 

Bu sabah geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar'ın vefatından duyduğu üzüntüyü paylaşan Yıldırım, "Hakk'ın rahmetine uğurladığımız değerli kardeşimiz, yol arkadaşımız, kurucumuz İbrahim Çağlar'a Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum. Değerli bir kardeşimizdi. Genç yaşta, zamansız, beklenmedik ölümüyle bizi, bütün iş alemini büyük bir üzüntüye gark etmiştir, mekanı cennet olsun." diye konuştu. 

ABD'nin, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yıldırım,  "Kudüs, Miraca açılan kapının eşiğidir. Kudüs, yeryüzünün ikinci mescididir. Kudüs, insanlığın mabedi, tevhidin simgesi, tarihimizin ayrılmaz parçasıdır. Sezai Karakoç'un dediği gibi, 'Gökte yapılıp, yere indirilen şehrin adıdır Kudüs.' Kudüs, üç büyük semavi dinin merkezidir. Kudüs, sana aziz Türk milletinden selam gönderiyoruz." ifadelerini kullandı. 

ABD yönetiminin büyükelçiliğini Kudüs'e taşıyacağını dünyaya duyurduğunu anımsatan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Amerikan yönetiminin bu kararı hem uluslararası hukuka hem Birleşmiş Milletlerin Kudüs konusunda aldığı bütün kararlara terstir, aykırıdır ve yok hükmündedir. Bunu Cumhurbaşkanımız defalarca açıklamıştır. Dünyada hiçbir ülke, hiçbir vicdan sahibi bu kararı onaylamadı, onaylamaz. Bütün dünya biliyor ki bugün İsrail, Kudüs'te işgalci konumundadır. Bu kararla yıllardır acı çeken, barış bekleyen bölgedeki sorunları çözmek yerine ateşe benzin dökülmüştür. Bu kararı alanlar ne yazık ki Ortadoğu'da barış istemediğini alenen ortaya koymuştur.

Bu durum bölgede var olan sorunları çözmeye katkı sağlamadığı gibi küresel terörün de yayılmasına zemin hazırlayacaktır. Amerikan yönetimi bu kararla bölgedeki krizi, kaosu daha da derinleştirecek yeni bir planın sinyallerini de vermektedir. Çözüm; ancak Birleşmiş Milletler kararlarına uygun olarak taraflar arasında varılacak nihai bir anlaşmayla mümkündür. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Kudüs gündemli toplantısında sorunun müzakeresinden öteye geçilememiş, bağlayıcı karar ne yazık ki alınamamıştır. Birleşmiş Milletlerin dengesiz yapısının küresel sorunlara çözüm üretmekte yetersiz kaldığı ortadadır."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin günlerdir Kudüs konusunda dünyanın vicdanını harekete geçirdiğini belirten Yıldırım, Rusya Başkanı Vladimir Putin'in bugün Türkiye'de olmasının tesadüfi olmadığını söyledi. 

Başbakan Yıldırım, 13 Aralık Çarşamba günü de İslam İşbirliği Zirvesinin Türkiye'nin ev sahipliğinde toplanacağını hatırlatarak, çok sayıda devlet ve hükümet başkanının toplantıda bir araya geleceğini aktardı. 

Yıldırım, "Mesele çok ciddidir. Bölge barışını değil, aynı zamanda küresel barışı da tehdit etmektedir. Burada uluslararası toplumun ve İslam ülkelerinin yapması gereken tek şey bir ve beraber hareket edilmesidir. Bilinmelidir ki yıllardır barış için bedel ödeyen Filistin halkı bu haksız, hukuksuz, kibirli karar karşısında asla yalnız değildir. Yüce Meclisimiz bu konuda gerekli hassasiyeti göstermiş ve bütün parti gruplarının yayınladıkları ortak bildiriyle Filistin halkının yanında olduğunu dünyaya ilan etmişlerdir. Bilinmelidir ki bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye, Filistin'in Filistin halkının yanında olmaya devam edecektir." diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Filistin meselesi ve ABD yönetiminin aldığı kararla ilgili değerlendirmelerinde, ABD Başkanı Donald Trump'ın bütün liderleri aradığı halde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı aramadığını söylediğine dikkati çeken Binali  Yıldırım, "Doğru. Cumhurbaşkanımız ile Trump arasında görüşme olmadı. Çünkü Cumhurbaşkanımızın düşüncesi bellidir, görüşü bellidir. Olsa olsa Trump bunu bildiği için aramaya dahi cesaret edememiştir." dedi. 

Yıldırım, yaşananlara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kudüs ile ilgili gelişmeler başlamadan önce İslam İşbirliği Teşkilatının başkanı olarak bütün liderlerlerle gerekli telefon diplomasisini yaptığını ve kısa sürede Kudüs konulu, Birleşmiş Milletlerden sonra en büyük toplantının Türkiye'de gerçekleşmesini sağladığını ifade etti.

Kudüs'te şu anda İsrail'in birçok devlet kuruluşunun yer aldığını anlatan Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:

"Biz, Kudüs'ü asla ve asla İsrail'in başkenti olarak tanımadık. İsrail ile Filistin arasında çözüm oluncaya kadar da tanımayacağız, bu nettir. Efendim neden Tel Aviv, İsrail'in başkenti olarak yazılmamış, internet sitesinde. Elimde anlaşmalar var, 1996 yılında merhum Demirel İsrail'e resmi ziyaretinde 6 adet anlaşma yapmış, 6'sını da Kudüs'te yapmış, Kudüs'te imzalamıştır. Bunları yaptı diye Türkiye, Sayın Demirel Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak mı tanımış? Elbette değil. İki şeyi birbirine karıştırmamamız lazım; bizim büyükelçiliğimiz Tel Aviv'dedir. Bizim için İsrail'in başkenti Tel Aviv'dir. Ama bu konuda İsrail ile uluslararası camia arasında bir mutabakat yoktur. Onlar Kudüs diye iddia ediyor, biz de Kudüs'ü kabul etmiyoruz, olay bundan ibarettir. Ama bizim Kudüs'te  büyükelçiliğimiz var. Kimin büyükelçiliği? Filistin devletinin büyükelçiliği. Başka milletlerin orada Filistin büyükelçiliği yok." 

Başbakan Binali Yıldırım, Rıza Sarraf ile ilgili davaya ilişkin, "FETÖ'nün Amerika Birleşik Devletleri'nde, 15 Temmuz'da Türkiye'de yapamadığını Amerikan yargısını kullanarak yapmaya çalıştığı işten başka bir şey değil." dedi.

Yıldırım, TBMM Genel Kurulunda, 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerinde Hükümet adına yaptığı konuşmada, dış politikaya değindi.

Başbakan Yıldırım, müttefik olduğu düşünülen ABD'nin son zamanlarda Türkiye'yi hayal kırıklığına uğrattığına dikkati çekti.

Yıldırım, ABD'nin, 15 Temmuz kanlı darbe girişimi üzerinden 1,5 yıl geçmesine rağmen terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in yargılanmadığını, faaliyetlerinin kısıtlanmadığını ve iadesine ilişkin tek bir adım atılmadığını söyledi.

Söz konusu ülkenin DEAŞ ile mücadele adına PKK'nın uzantıları PYD ve YPG ile iş birliğini ısrarla sürdürdüğünü ifade eden Binali Yıldırım, bu iş birliğinin Türkiye'nin ulusal güvenliğine, terörle mücadelesine, bölgesel barışa zarar verdiğini vurguladı.

ABD'deki Rıza Sarraf'la ilgili davada, "Türkiye'de yapılan bazı ticaretlerin ABD'nin menfaatlerine zarar verdiği" şeklinde bir iddianın bulunduğunu belirten Yıldırım, "Bu dava ne yazık ki hukuki dayanaktan yoksun, tamamen siyasi bir dava." ifadesini kullandı.

Davanın duruşmalarının canlı yayınlandığını, FETÖ'cülerin kendilerini seferber ettiğini, tanıklar arasında FETÖ'cü firari polis bulunduğunu kaydeden Başbakan Yıldırım, "Bu dava, FETÖ'nün Amerika Birleşik Devletleri'nde, 15 Temmuz'da Türkiye'de yapamadığını Amerikan yargısını kullanarak yapmaya çalıştığı işten başka bir şey değil." diye konuştu.

Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Sarraf davasını gelin tekrar açalım" dediğini, bunu söylerken de Sarraf için "Şarlatan, sahtekar" ifadelerini kulandığını anımsattı.

Sarraf hakkında 17/25 Aralık'tan sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma açıldığını, burada takipsizlik verildiğini, itirazı inceleyen 6'ncı Sulh Ceza Mahkemesi'nin de itirazı reddettiğini anlatan Binali Yıldırım, şunları kaydetti:

"Adı geçen bakanlar hakkında bu yüce Meclis soruşturma komisyonu kurmuş, komisyon raporunu hazırlamış, soruşturmaya gerek olmadığına karar vermiş. Genel Kurula gelmiş, Genel Kurulda bu değerlendirilmiş ve Genel Kurulda bu soruşturmanın açılmaması yönünde yüce Meclis kararını ortaya koymuş. Şimdi Amerika'da bu davanın sanığı olarak yola çıkan, mahkemeye gelmeden tanığa dönen şahsa bir bakalım. Bu şahıs diyor ki; 'Ben yalan söylersem, ceza almadan kurtulacağım'. Doğru, bunu söylüyor ve yalanlarıyla da kurtulmak için önüne geleni karalıyor, suçluyor.

Sayın Kılıçdaroğlu'na katılıyorum, biz şarlatanın söylediklerine mi itibar edeceğiz, yoksa yüce Meclisin kararına mı itibar edeceğiz? Tabii ki yüce Meclisin kararına itibar edeceğiz, yalancının söylediklerine göre amel edemeyiz.  Bütün bunlar 17/25 Aralık darbe girişimde, FETÖ'nün ortaya koyduğu o darbe girişiminde, konuşulmuş, görüşülmüş yeni söylenen, ortaya çıkan hiçbir şey yoktur. Dolayısıyla böyle bir girişime de ihtiyaç yoktur. "

Türkiye ile AB'nin 54 yıllık tam üyelik süreci bulunduğu, olumsuzluklara rağmen tam üyeliğin Türkiye'nin stratejik hedefi olmaya devam ettiğini dile getiren Yıldırım, sürecin daha fazla uzamamasını ve bu hedefin sonuçlandırılmasını beklediklerini bildirdi.

AB'nin bir karar vermek zorunda olduğunu belirten Başbakan Yıldırım, AB'nin ya içine kapanacağını, küçüleceğini ya da çeşitliliği, kapsayıcılığı, çok sesliliği, çok kültürlülüğü esas alan güçlü bir şekilde geleceğe yürüyeceğini ifade etti.

Bunun da ancak Türkiye'nin tam üyeliği ile gerçekleşebileceğine işaret eden Yıldırım, 18 Mart 2016'da varılan anlaşmadaki hususların hayata geçirilmesinin zamanının geldiğini vurguladı.

Başbakan Yıldırım, burada vize serbestisi, Gümrük Birliğinin güncellenmesi, mültecilerle ilgili konuların ivedilikle ele alınmasını teklif ettiklerini söyledi.

Kıbrıs meselesinin artık AB üyeliğini tıkayan bir konu olmaktan çıkarılması gerektiğinin altını çizen Yıldırım, 2014'de Güney Kıbrıs Rum tarafında yapılan referandumun, Türkiye'nin tam üyeliği konusunda ciddi bir engele dönüştüğünü kaydetti.

Suriye'deki gelişmelere de değinen Binali Yıldırım, geçen yıl sonunda Halep'te ilan edilmesi sağlanan ateşkesi ülke çapına yaymak için Astana'da üçlü bir iş birliği süreci başlattıklarını hatırlatarak, Astana kararlarının etkisiyle alanda şiddetin azaldığını ve siyasi çözüm sürecinin çalışmaya başladığı anlattı.


Yüklə 217,1 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin