Bram Stoker Drakula



Yüklə 1,63 Mb.
səhifə36/38
tarix22.08.2018
ölçüsü1,63 Mb.
#74295
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   38

Sandık, gündoğumundan önce Skinsky'ye teslim edildi. Kont, gündoğumunda kendi biçimine bürünebilirdi. Burada, bu işe yardım etmesi için neden Skinsky'nin seçildiğini sormamız gerekiyor. Kocamın günlüğünde, Skinsky'nin, nehir boyunca limana mal taşıyan Slovaklarla iş yaptığından bahsediliyordu ve adamın, cinayetin bir Slovak'ın işi olduğunu söylemesi, halkın Slovaklara karşı hislerini gösteriyor. Kont yalnız kalmayı istiyordu.

Benim tahminim şöyle: Kont Londra'dayken, en güvenli ve en gizli yol olduğu için şatosuna su yoluyla dönmeye karar verdi. Onu şatodan Szagany'ler getirmişti ve yüklerini muhtemelen Slovaklara teslim etmişlerdi, onlar da sandıklan Varna'ya taşımışlardı çünkü sandıklar oradan gemiyle Londra'ya gönderilmişti. Dolayısıyla, Kont bu hizmeti yerine getirebilecek olan kişileri tanıyordu. Sandık, gündoğumundan önce ya da günbatımından sonra karaya çıkarıldığında Kont da sandıktan çıkıp Skinsky'yle görüştü ve ona sandığı ırmaktan yukarı taşıtması için talimat verdi. Bu iş bittiğinde ve her şeyin yolunda gittiğine emin olduğunda tuttuğu adamı öldürürse izlerini de kaybettireceğini düşündü.

Ben haritayı inceledim ve Slovaklann yolculuk edebileceği en uygun nehrin Pruth

-629-

ya da Sereth* olduğunu gördüm. Daktilo edilmiş günlüklerde, transtayken inek sesleri, kulaklarımla aynı hizada çalkanan su sesleri ve tahta gıcırtısı duyduğumu okudum. O zaman, Kont sandığında, açık bir tekneyle yolculuk ediyor bu tekne muhtemelen kürek ya da sırıklarla idare ediliyor, çünkü kıyılar yakında ve akıntıya karşı kürek çekiliyor. Akıntı yönünde gidiyor olsaydı, böyle bir ses duyulmazdı.



Elbette, bu nehir Sereth de, Pruth da olmayabilir, ama daha fazla araştırmamız da mümkün. Şimdi bu ikisinden, Pruth üzerinde yolculuk yapmak daha kolay, ama Sereth, Fundu'da Borgo Geçidi'ne kadar uzanan Bistritza ile birleşiyor. Bu nehrin yaptığı çemberin, su yoluyla Drakula'nın şatosuna ulaşabilecek en yakın yer olduğu açık.

MINA HARKER'IN GÜNLÜĞÜ

(Devam)

Okumayı bitirdiğimde Jonathan beni kollarına alıp öptü. Diğerleri iki elimi de tutmuş, sıkıyorlardı. Dr. Van Helsing şöyle dedi:



"Sevgili Bayan Mina'mız, bir kez daha öğretmenimiz oldu. Bizim kör olduğumuz yerde onun gözleri gördü. Artık yine iz üstündeyiz ve bu kez başarılı olabiliriz. Düşmanımız çok savunmasız durumda ve eğer onu gündüz, suyun üzerinde yakalayabilirsek, işi biter. Yola çıktı, ama acele edemez, çünkü onu ta-

Pruth Nehri, Reni'nin hemen üzerinden ve Sereth Nehri de Galati'nin üzerinden Tuna'yla birleşir.

-630-

şıyanlar şüphelenmesin diye sandığından çıkamaz; çünkü şüphelenirlerse, onu hemen nehre atarlar ve orada yok olur. Bunu biliyor ve onları şüphelendirmeyecektir. Şimdi, baylar, savaş konseyimizi toplayalım, çünkü hemen burada, hep birlikte, her birimizin ne yapacağını planlamalıyız."



"Ben bir buharlı gemi bulup onu takip edeceğim," dedi Lord Godalming.

"Ben de karaya çıkması ihtimaline karşılık, atlan bulup kıyıdan takip edeceğim," dedi Bay Morris.

"Güzel!" dedi profesör. "İkisi de güzel. Ama ikiniz de yalnız gitmemelisiniz. Güç gerekirse, onu alt etmek için güce ihtiyacınız olacak; Slovaklar güçlü ve serttir, ayrıca silah taşırlar." Bütün erkekler gülümsedi, çünkü yanlarında küçük cephanelik taşıyorlardı. Bay Morris şöyle dedi:

"Ben birkaç Winchester getirdim; kalabalıkta oldukça kullanışlıdırlar ve kurtlar da olabilir. Hatırlarsanız, Kont bazı önlemler almıştı; Bayan Harker'ın tam olarak duyamadığı ya da anlayamadığı talimatlar vermişti birilerine. Her açıdan hazır olmalıyız." Arkasından Dr. Seward konuştu:

"Sanırım, benim Quincey ile gitmem daha iyi olur. Birlikte avlanmaya alışığız ve ikimiz de iyi silahlanırsak, karşımıza ne çıkarsa çıksın, iyi bir ikili oluruz. Sen de yalnız gitmemelisin, Art. Slovaklarla dövüşmek gerekebilir ve talihsiz bir hançer darbesi çünkü bu adamların ateşli silah taşıdığını hiç sanmıyorum bütün planlarımızı altüst edebilir. Bu

-631-


sefer işi şansa bırakmamalıyız; Kont'un kafası bedeninden ayrılana ve bir daha dirilmeye-ceğine emin olana kadar bize huzur yok." Konuşurken Jonathan'a baktı ve Jonathan da bana baktı. Zavallı sevgilimin kararsızlığını görebiliyordum. Elbette ki benimle kalmak istiyordu; ama... şeyi... şeyi... Vampir'i (bu kelimeyi yazmakta neden tereddüt ediyorum ki?) büyük ihtimalle teknedekiler yok edecekti. Kısa bir süre için sessiz kaldı ve onun sessizliği sırasında Dr. Van Helsing konuştu:

"Dostum Jonathan, iki sebepten dolayı bu görev senin. Birincisi, sen gençsin, cesursun, dövüşebilirsin ve işin sonuna kadar tüm enerjine ihtiyaç olabilir; ikinci olarak da, onu sana ve karına böyle büyük acılar veren onu yok etmek senin hakkın. Bayan Mina için korkma, ben ona göz kulak olurum. Ben yaşlıyım. Bacaklarım eskisi kadar hızlı koşamıyor ve o kadar uzun süre at binmeye, gerektiği gibi adam kovalamaya ya da öldürücü silahlarla savaşmaya alışık değilim. Ama başka hizmetlerim olabilir; başka şekilde savaşabilirim. Ve gerekirse, tıpkı gençler gibi ölebilirim. Şimdi size ne yapacağımı söyleyeyim: siz, Lord Godalming ve dostum Jonathan, küçük buharlı teknenizle nehirden yukarı ilerlerken ve John ile Quincey de karaya çıkma ihtimaline karşılık kıyıyı gözlerken ben Bayan Mina'yı düşmanımızın topraklarının tam göbeğine götüreceğim. İhtiyar tilki sandığının içinde karaya kaçamayacağı akarsu üzerinden yolculuk ederken -aynı zamanda, Slovak taşıyıcıları onu ölü-

-632-

me terk etmesin diye tabut-sandığın kapağını kaldırmaya bile cesaret edemezken- biz Jonathan'in gittiği yerden Bistritz ve Borgo üzerinden oraya gideceğiz ve Drakula Şato-su'nu bulacağız. Burada, Bayan Mina'nın hipnotik gücü kesinlikle işe yarayacak ve biz de, hayati önem taşıyan o yere yaklaştığımızda ilk gündoğumundan sonra, aksi takdirde tamamıyla karanlık ve bilinmez olan yolumuzu bulacağız. Engereklerin yuvasını yok etmek için yapılacak çok iş ve arındırılacak çok yer var." Burada Jonathan hararetle sözünü kesti:



"Profesör Van Helsing, bu üzüntülü halinde ve şeytanın hastalığıyla lekelenmişken Mina'yı ölüm tuzağının tam ağzına götüreceğinizi mi söylüyorsunuz? Dünyada olmaz! Ne cennet ne de cehenem için olmaz!" dedikten sonra kısa bir an sustu ve sonra devam etti:

"Oranın nasıl bir yer olduğunu biliyor musunuz? Şeytani alçaklığın o korkunç yuvasını hiç gördünüz mü ay ışığının kendisinin bile ürkütücü şekillere büründüğü ve rüzgârda savrulan her bir toz zerresinin yok edici bir canavarın embriyosu olduğu o yeri? Vampir'in dudaklarını boğazınızda hissettiniz mi?" Burada bana döndü ve gözleri alnıma takılınca haykırarak kollarım havaya savurdu: "Ah, Tanrım, bu dehşeti hak etmek için ne yaptık biz?" Ve perişan bir şekilde divana çöktü. Profesörün, havada titreşen, berrak, tatlı sesi hepimizi sakinleştirdi:

"Ah, dostum, Bayan Mina'yı o korkunç yerden kurtarmak için gidiyorum. Tanrı beni

-633-


onu oraya sokmaktan korusun! Orada yapılacak, ama onun gözlerinin görmemesi gereken vahşi işler var. Jonathan dışında, buradaki erkeklerin hepsi o yeri arındırmak için neler yapıldığını kendi gözleriyle gördüler. Korkunç bir durumda olduğumuzu unutmayın. Eğer Kont bu sefer de elimizden kaçarsa, güçlü, zeki ve kurnaz bir yüzyıl boyunca uyumayı seçebilir; o zaman da bizim sevgili Bayan Mina'mız" -elimi tuttu- "ona arkadaşlık etmek için yanına gider ve Jonathan, senin gördüğün diğerleri gibi olur. Onların şeytani dudaklarını bize sen anlattın; Kont'un onlara fırlattığı kımıldanan torbayı kaptıklarında attıkları şuh kahkahaları sen duydun. Ürperiyorsun ve bu doğal. Sana bu kadar çok acı çektirdiğim için beni bağışla, ama bu gerekli. Dostum, gerekirse, uğruna hayatımı verebileceğim bu iş korkunç bir zorunluluk değil mi? Eğer bir kişi kalmak üzere oraya gidecekse, onlara eşlik etmek için gitmesi gereken benim."

"Dilediğiniz gibi yapın," dedi Jonathan, bütün bedenini sarsan bir hıçkırıkla, 'Tan-n'ya emanetiz!"

Daha sonra - Ah, bu cesur adamların nasıl çalıştığını görmek bana iyi geldi. Kadınlar, bu kadar içten, bu kadar sadık ve bu kadar cesur erkekleri sevmekten kendilerini nasıl alabilirler ki! Bir de bu, paranın muhteşem gücünü düşünmeme sebep oldu! Doğru bir şekilde kullanıldığında paranın gücü neye yetmez ki ve adi bir şekilde kullanıldığında neler yapmaz ki! Lord Godalming zengin ol-

-634-


duğu için ve hem o hem de epeyce parası olan Bay Morris, paralarını bu kadar özgürce harcadıkları için şükran duyuyorum. Eğer harcamasalardı, bir saat içinde yola çıkabilmemiz ne bu kadar çabuk gerçekleşirdi ne de böylesine iyi donanımlı olurduk. Her birimizin ne yapacağını planlamamızın üzerinden daha üç saat bile geçmemiş olmasına rağmen, şimdi Lord Godalming ile Jonat-han'ın harika bir buharlı teknesi var, kazanları yakılmış, her an yola çıkmaya hazır. Dr. Seward ile Bay Morris de yarım düzine bakımlı, güzel at aldılar. Hepimizde haritalar ve gerekebilecek türlü türlü araç-gereç var. Profesör Van Helsing ve ben bu gece 11:40 treniyle Veresti'ye gideceğiz, oradan da Borgo Geçidi'ne gitmek üzere bir araba bulacağız. Araba ve atlan satın almamız gerekeceğinden yanımızda epeyce para götürüyoruz. Bu konuda güvenebileceğimiz kimse olmadığı için arabayı kendimiz süreceğiz. Profesör birçok dili biraz olsun biliyor, bu yüzden kendi işimizi görebiliriz. Hepimiz silahlandık, benim bile büyük kalibreli bir tabancam var; ben de herkes gibi silah taşımazsam Jonathan mutlu olmayacaktı. Yazık! Diğerlerinin taşıdığı silahlardan birini ben taşıyamıyorum; alnımdaki yara izi bunu engelliyor. Sevgili Dr. Van Helsing kurtlara karşı iyi silahlandığımı söyleyerek beni teselli ediyor; hava her geçen saat daha da soğuyor azar azar atıştırmaya başladı.

Daha sonra - Sevgilime veda etmek için bütün cesaretimi toplamak zorunda kaldım.

-635-

Birbirimizi bir daha asla göremeyebiliriz. Cesaret, Mina! Profesör keskin gözlerle sana bakıyor; bakışları bir uyarı. Şimdi gözyaşı dök-memelisin; Tanrı, onları daha sonra mutluluk içinde dökmene izin vermediği sürece.



JONATHAN HARKER IN GÜNLÜĞÜ

30 Ekim, gece - Bunu, buharlı geminin ocağının kapağından gelen ışıkta yazıyorum; Lord Godalming ateşi besliyor. Bu işte tecrübeli, çünkü yıllardır Thames Nehri'nde ve Norfolk Broads'ta* kendine ait birer teknesi varmış. Planlarımıza gelince, sonunda Mi-na'nın tahmininin doğru olduğuna ve Kont şatosuna kaçmak için su yolunu seçtiyse, bunun Sereth Irmağı ve sonra da birleştiği Bistritza olduğuna karar verdik. Nehirden Karpat Dağlan'na geçmek için seçilen yerin 47. kuzey enleminin yakınlarında bir yer olması gerektiğini düşündük. Geceleyin nehirde hızla yol almaktan korkumuz yok; bol su var ve kıyılar, karanlıkta bile yol almayı kolaylaştıracak kadar uzak. Lord Godalming, şimdilik sadece bir kişinin nöbet tutması yeterli olduğu için bana biraz uyumamı söylüyor. Ama uyuyamam sevgilimin başındaki korkunç tehlikeyi ve onun o korkunç yere gitmekte olduğunu bilerek nasıl uyuyabilirim ki... Tek tesellim, Tanrı'ya emanet olmamız. Ancak bu inançla ölmek yaşamaktan daha kolay olabilir ve böylece tüm dertlerden kurtulabiliriz. Bay Morris ve Dr. Seward biz yola

* İngiltere kıyılarında, Londra'nın kuzeydoğusunda. -636-

çıkmadan önce uzun yolculuklarına koyulmuşlardı bile; sağ kıyıdan gidecekler, ırmağı görebilecekleri ve kıvrımlarından kaçınabilecekleri kadar yüksekten. İlk aşamalar için yanlarına, yedek atlarını sürecek iki adam aldılar merak uyandırmamak için toplam dört yedek at var. Adamları gönderdikten sonra ki bu kısa bir süre içinde yapılacak atlara kendileri bakacaklar. Güçlerimizi birleştirmemiz gerekebilir; böyle bir durum olursa diye herkesin binebileceği kadar at var. Eyerlerden biri, gerekirse Mina'nın kolayca binmesi için ayarlanabilir türden.

Çılgınca bir maceraya atıldık. Burada, karanlığın içinde hızla ilerlerken, soğuk, ırmaktan yükselip bize çarpıyor gibi geliyor; gecenin tüm gizemli sesleri ile birlikte, nasıl bir maceraya atıldığımız sonunda kafamıza dank ediyordu. Sanki bilinmeyen yerlere ve bilinmeyen yollara doğru sürükleniyoruz; karanlık ve dehşet verici şeylerle dolu bir dünyaya. Godalming kazanın kapağını kapatıyor. ..

31 Ekim - Hâlâ hızla ilerliyoruz. Güneş doğdu ve Godalming uyuyor. Ben nöbetteyim. Sabah soğuğu keskin; kalın kürk paltolarımız olmasına rağmen, ocaktan gelen ısıya minnettarım. Şimdiye kadar yalnızca birkaç açık tekne geçtik, ama hiçbirinin güvertesinde herhangi bir sandık ya da bizim aradığımız büyüklükte bir yük yoktu. Adamlar, elektrikli lambalarımızı üzerlerine çevirdiğimiz her seferde korkuya kapıldılar ve dizlerinin üzerine çökerek dua ettiler.

-637-

i Kasım, akşam - Bütün gün hiç haber çıkmadı; aradığımız türden bir şeye rastlamadık. Şimdi Bistritza'ya geçmiş bulunuyoruz ve tahminimiz yanlış çıkarsa, şansımızı kaybetmiş olacağız. Küçük büyük her tekneyi gözden geçirdik. Bu sabah, erken saatlerde, bir teknenin mürettebatı bizi hükümet teknesi zannederek buna göre davrandı. Bu durumun, işleri kolaylaştıracak bir şey olduğunu fark ettik, bu yüzden Bistritza'nın Sereth'e aktığı Fundu'dan bir Romanya bayrağı aldık ve şimdi göze çarpacak bir şekilde dalgalandırıyoruz. O zamandan sonra yanımızdan geçen tüm teknelerde, hilemiz işe yaradı; görebileceğimiz her türlü saygıyı görüyoruz ve ne sorarsak soralım ya da ne yaparsak yapalım, bir kez bile itirazla karşılaşmadık. Slovaklar-dan bazıları bize yanlarından büyük bir teknenin geçtiğini, mürettebat sayısı normalin iki katı olduğu için teknenin de normalden hızlı gittiğini söyledi. Bu Fundu'ya varmalarından önceymiş, bu yüzden teknenin Bistritza'ya mı döndüğünü, yoksa Sereth üzerinden yoluna devam mı ettiğini söyleyemediler. Fundu'da böyle bir tekneye dair hiçbir şey öğrenemedik, demek ki, oradan geceleyin geçmiş. Çok uykum geldi; herhalde soğuk etkisini göstermeye başlıyor; insan vücudu bazen dinlenmek zorunda kalıyor. Godalming ilk nöbeti tutmakta ısrar ediyor. Tanrı onu, zavallı Mina ve bana gösterdiği bütün iyilikler için kutsasm.



2 Kasım, sabah - Neredeyse öğlen olmuş. İyi yürekli adam beni uyandırmamış. O ka-

-638-


dar büyük bir huzurla uyuyormuşum ki, beni uyandırmanın günah olacağını düşünmüş; dertlerimi de unutmuş görünüyormu-şum. Bu kadar uzun uyumam ve bütün gece onun nöbet tutmasına izin vermem çok bencilce; ama çok haklı. Bu sabah yepyeni bir adam olarak uyandım ve burada oturmuş, onun uyumasını izlerken hem motorla ilgilenmek, hem dümeni kullanmak hem de nöbet tutmak için gereken her şeyi yapabiliyorum. Gücümün ve enerjimin geri döndüğünü hissedebiliyorum. Mina'nm ve Van Helsing'in nerede olduklarını merak ediyorum. Çarşamba günü, öğle vakti Veresti'ye varmış olmalılar. Araba ve at bulmaları biraz zaman alacaktır; bu yüzden eğer yola çıkmış ve hızla ilerlemişlerse, şimdilerde Borgo Geçidi civarlarında olmalılar. Tanrım, onlara rehberlik ve yardım et! Neler olabileceğini düşünmekten korkuyorum. Keşke daha hızlı gidebilseydik! Ama gidemeyiz. Motorlar çalışıyor ve gidebileceğimiz en yüksek hızda gidiyoruz. Acaba Dr. Seward ile Bay Morris ne durumda? Dağlardan bu nehre çok sayıda ırmak dökülüyor, ama hiçbirisi de fazla büyük olmadığı için -en azından şimdilik, kuşkusuz baharda karlar eridiğinde korkunç oluyorlardır- atlılar fazla engelle karşılaşmamışlardır. Umarım, Strasba'ya varmadan onları görebiliriz; çünkü o zamana kadar Kont'a yetişememişsek, konuşmamız ve ne yapacağımıza karar vermemiz gerekebilir.

-639-


DR. SEWARDIN GÜNLÜĞÜ

2 Kasım - Üç gündür yoldayız. Hiç haber çıkmadı, çıksaydı da yazacak zaman yoktu, çünkü geçen her dakika değerli. Yalnızca atların dinlenmesi gerektiğinde duruyoruz, ama ikimiz de çok iyi idare ediyoruz. Eski maceralı günlerimizin şimdi faydasını görüyoruz. Devam etmeliyiz; tekneyi tekrar görene kadar hiçbir zaman kendimizi mutlu hissede-meyeceğiz.

3 Kasvn - Fundu'da teknenin Bistritza'ya döndüğünü öğrendik. Keşke hava bu kadar soğuk olmasaydı. Kar yağacağına dair işaretler var ve çok yağarsa, bizi yolumuzdan alıkoyacaktır. Öyle bir durumda bir kızak bulmak ve Ruslar gibi devam etmek zorundayız.

4 Kasım - Bugün teknenin, akıntının hızlı olduğu bir yerden geçmeye çalışırken kaza yaptığını öğrendik. Slovak tekneleri, hem bir halattan yardım aldıklarından hem de ilerledikleri nehri bildiklerinden kolaylıkla buraları geçiyorlar. Daha birkaç saat önce bazıları geçti. Godalming de amatör bir tamircidir ve anlaşılan tekneyi de o tamir etmiş. En sonunda, yöredekilerin yardımıyla hızlı akıntıyı aşmışlar ve yeniden takibe koyulmuşlar. Korkarım, kaza yüzünden teknenin durumu iyi değil; köylüler durgun suya geçtikten sonra, gözden kaybolana kadar tekrar tekrar durduğunu söylediler. Her zamankinden daha hızlı gitmeliyiz; kısa bir süre sonra yardımımıza ihtiyaçları olabilir.

-640-

MINA HARKER'IN GÜNLÜĞÜ



i Kasım - Veresti'ye öğle vakti vardık. Profesör, bu sabah, şafakta beni çok zor hipnotize ettiğini söyledi; tek söyleyebildiğim "karanlık ve sessiz" olmuş. Şimdi bir araba ve at almaya gitti. Daha sonra yedek atlar almaya çalışacağını söylüyor, böylece yolda at değiş-tirebilecekmişiz. Daha önümüzde yetmiş milden daha uzun bir yol var. Manzara harika ve çok ilginç; keşke farklı koşullar altında gel-seydik, bütün bunları görmek ne kadar da keyifli olurdu! Jonathan ile ben baş başa geziyor olsaydık, ne büyük bir zevk olurdu! Durup insanlarla konuşmak, hayatlarıyla ilgili bir şeyler öğrenmek, zihinlerimizi ve belleğimizi bu vahşi, güzel ülkenin ve değişik insanlarının bütün o renkleri ve görülesi özellikleriyle doldurmak!.. Ama, yazık ki!..

Daha sonra - Dr. Van Helsing döndü. Arabayı ve atlan almış, yemek yiyecek ve bir saat içinde yola çıkacağız. Ev sahibi kadın bize büyük bir sepet dolusu erzak hazırlıyor; bir bölük askere yetecek gibi görünüyor. Profesör de onu cesaretlendiriyor ve bana bir daha iyi yiyecek bulana kadar bir hafta geçebileceğini söylüyor. Alışveriş de yaptı ve eve bir sürü kürk palto, şal ve insanı sıcak tutacak her türlü eşya gönderdi. Muhtemelen hiç üşümeyeceğiz.

Kısa bir süre içinde yola çıkıyoruz. Başımıza gelebilecekleri düşünmekten korkuyorum. Gerçekten de Tann'ya emanetiz. Neler

-641-


olabileceğini yalnız O bilir ve ben de üzgün ve mütevazı ruhumun bütün gücüyle O'na, sevgili kocamı gözetmesi için dua ediyorum; ne olursa olsun, Jonathan onu, ifade edemeyeceğim kadar çok sevdiğimi ve saydığımı, düşüncelerimin içtenlikle, hep onunla olduğunu bilsin.

-642-


YİRld YEDİNCİ BÖLÜM

MINA HARKER İN GÜNLÜĞÜ

1 Kasım - Bütün gün boyunca yolculuk yaptık, hem de hızla. Sanki atlar kendilerine nazik davranıldığını biliyor gibiler, çünkü kendi istekleriyle en yüksek hızlarıyla koşuyorlar. Şimdiye kadar o kadar çok zorluk yaşadık ve yine de o kadar kararlı bir şekilde düze çıkmayı başardık ki, artık yolculuğumuzun kolay olacağını düşünmeye cesaret edebiliyoruz. Dr. Van Helsing az ve öz konuşuyor; çiftçilere Bistritz'e gittiğimizi söylüyor ve at değişimi için iyi para ödüyor. Sıcak çorba, kahve ya da çay içip hemen yola çıkıyoruz. Burası güzel bir ülke; akla gelebilecek her türden güzellikle dolu ve insanları cesur, güçlü, basit, görünüşe göre bir sürü hoş özellikleri olan insanlar. Batıl inançlara çok, çok bağlılar. Durduğumuz ilk evde bize hizmet eden kadın alnımdaki yara izini gördüğünde haç çıkardı ve kemgözden korunmak için iki parmağını bana doğru uzattı. Sanırım yiyeceklerimize fazladan sarımsak koymak için özel çaba gösterdi ve ben sarımsağa tahammül edemiyorum. O zamandan beri şapkamı ya da peçemi çıkarmıyorum, böylece kuşkulu bakışlardan kurtulmuş oluyorum. Hızlı yol alıyoruz ve yanımızda hikâye yayacak bir ara-

-643-


bacı olmadığından, dedikoduların önünde gidiyoruz; ama o kemgöz korkusunun bütün yol boyunca arkamızdan geleceğini söyleyebilirim. Profesör yorulmak nedir bilmiyor; bütün gün hiç dinlenmedi, ama benim uzun uzun uyumama izin verdi. Günbatımında beni hipnotize etti ve her zamanki gibi cevap verdiğimi söyledi: "Karanlık, çalkalanan sular ve gıcırdayan tahtalar..." Demek ki, düşmanımız hâlâ nehirde. Jonathan'ı düşünmeye korkuyorum, ama şimdi nedense, ne onun için ne de kendim için bir korkum var. Bunu, bir çiftlik evinde atların hazırlanmasını beklerken yazıyorum. Dr. Van Helsing uyuyor. Zavallı adam çok yorgun ve yaşlı görünüyor, saçlarına aklar düşmüş, ama ağzı bir fatihin ağzı gibi kararlı; uykusunda bile içgüdüsel olarak azmini koruyor. Yola çıktığımızda ben arabayı sürerken onun dinlenmesini sağlayacağım. Ona önümüzde günlerce yolumuz olduğunu ve gücünün en çok ihtiyacımız olduğunda tükenmemesi gerektiğini söyleyeceğim. .. Her şey hazır; birazdan yola çıkıyoruz. 2 Kasım, sabah - Başardım ve bütün gece boyunca arabayı sırayla sürdük; şimdi önümüzde parlak, ama soğuk bir gün uyanıyor. Havada tuhaf bir sıkıntı var. Daha iyi bir kelime bulamadığım için sıkıntı diyorum; demek istediğim, ikimizi de bunalttığı. Hava çok soğuk, ancak kalın kürklerimiz sayesinde rahat ediyoruz. Şafak vakti, Van Helsing beni hipnotize etti; "Karanlık, gıcırdayan tahtalar ve gürleyen su," demişim; demek ki, yukarı tırmanırken nehir değişiyor. Umarım,

-644-


sevgilim kendini tehlikeye atmaz gerektiğinden fazlasına yani; ama hepimiz Tann'ya emanetiz.

2 Kasım, gece - Bütün gün araba sürdük. Manzara gittikçe ürkütücü bir hale geliyor, Karpatlar'in Veresti'de bize çok uzak ve alçak görünen büyük zirveleri şimdi bir araya geliyor ve tepemizde dikiliyor gibi görünüyor. Görünüşe göre ikimizin de morali iyi; birbirimizi neşelendirmek için ikimizin de çaba gösterdiğini; böylelikle kendimizi de neşelendirdiğimizi düşünüyorum. Dr. Van Helsing sabaha kadar Borgo Geçidi'ne ulaşacağımızı söylüyor. Artık çok az ev görüyoruz ve profesör artık at değiştiremeyebileceğimizi ve son aldığımız atlarla devam etmek zorunda kalacağımızı söylüyor. Değiştirdiğimiz iki ata ek olarak iki tane de yedek at aldı, bu yüzden şimdi elimizde dört at var. Sevgili atlar sabırlı ve iyi hayvanlar ve bize hiç sorun çıkarmıyorlar. Yoldan başka araba geçmiyor, bu yüzden arabayı ben bile sürebiliyorum. Geçite gün ışığında gireceğiz; daha önce varmak istemiyoruz. Bu yüzden işi ağırdan alıyoruz ve ikimiz de sırayla uzun uzun dinleniyoruz. Ah, yarın bize neler getirecek? Zavallı sevgilimin o kadar acı çektiği yeri aramaya gidiyoruz. Tann'dan diliyorum ki, doğru yoldayızdır ve umarım, kocamı ve ikimiz için de çok değerli olan, ölümcül bir tehlike içindeki diğerlerini korur. Bana gelince, ben O'nun gözünde değerli değilim. Yazık! O'nun gözünde ben kirliyim ve O'nun önünde gazabına uğramayanlardan biri gibi durmama izin verene kadar öyle de kalacağım.

-645-

ABRAHAM VAN HELSINGİN NOTU



4 Kasım- Bu notu, bir daha onu göremezsem diye, kadim ve gerçek dostum, Londra, Purfleet'li Dr. John Seward'a yazıyorum. Bu not durumu açıklığa kavuşturabilir. Sabah oldu ve ben bütün gece Bayan Mina'nın yardımıyla küllendirmediğim ateşin başında yazıyorum. Hava soğuk, çok soğuk; o kadar soğuk ki, ağırlaşmış gri gökyüzü karla dolu ve kar yağmaya başladığında tutacak ve bütün kış yerde kalacak; çünkü toprak, kan karşılamak için katılaşıyor. Havanın durumu Bayan Mina'yı etkilemiş gibi; tüm gün tavırları o kadar ağırdı ki, hiç kendi gibi değildi. Durmadan uyuyor, uyuyor, uyuyor! Genellikle o kadar tetikte olan o, bütün gün hemen hemen hiçbir şey yapmadı; iştahını bile kaybetti. Her verdiğimiz molada yazacak kadar sadık olan o, bugün küçük günlüğüne hiçbir şey yazmadı. İçimden bir ses bana yolunda gitmeyen bazı şeyler olduğunu fısıldıyor. Ama bu gece daha canlı. Gün boyunca uzun uzun uyuması onu dinlendirmiş ve kendine getirmiş, çünkü şimdi her zamanki gibi tatlı ve canlı. Gün-doğumunda onu hipnotize etmeye çalıştım, ama ne yazık ki, hiç sonuç alamadım! Gücü her geçen gün azaldı ve sonunda tamamen tükendi. Eh. Tann'nın dediği olur o her ne ise ve bizi nereye götürecekse!

Şimdi olup bitenlere gelelim, Bayan Mina steno kullanarak yazmadığına göre, ben kendi, eski, kullanışsız yöntemimle yazmalıyım ki, hiçbir günümüz kaydedilmeden kalmasın.

-646-

Dün sabah gündoğumundan hemen sonra Borgo Geçidi'ne vardık. Günün ilk ışıklarıyla hipnotizma için hazırlandım. Arabamızı durdurduk ve herhangi bir şey bizi rahatsız etmesin diye arabadan indik. Uzanması için kürkleri serdim ve Bayan Mina uzanarak, her zamanki gibi, ama her zamankinden daha yavaş ve daha kısa bir süre için kendisini hipnotik uykuya teslim etti. Cevap öncekiler gibiydi: "Karanlık ve çalkalanan sular". Sonra neşeli ve canlı bir halde uyandı, yolumuza devam ettik ve kısa bir süre sonra da geçite ulaştık. Bayan Mina burada coşkuyla yanıp tutuşmaya başladı; içinde yol gösterici yeni bir güç ortaya çıkmış olmalıydı, çünkü bir yolu işaret etti ve şöyle dedi;


Yüklə 1,63 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin