Bram Stoker Drakula



Yüklə 1,63 Mb.
səhifə38/38
tarix22.08.2018
ölçüsü1,63 Mb.
#74295
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   38

"Bakın! Bakın! Bakın! Görüyor musunuz, arkalarından hızla iki atlı geliyor, güneyden geliyorlar. Bunlar Quincey ile John olmalı. Dürbünü alın. Kar her şeyi örtmeden bakın!" Dürbünü alıp baktım. Bu iki adam Dr. Se-ward ve Bay Morris olabilirdi. Her halü kârda ikisinin de Jonathan olmadığını görebiliyordum. Aynı zamanda, Jonathan'm da uzakta olmadığını biliyordum; çevreye baktığımda, bu tarafa doğru gelen ikilinin kuzeyinde, rüz-

-664-

gâr gibi hızla iki adamın daha gelmekte olduğunu gördüm. İçlerinden birinin Jonathan olduğunu biliyordum ve diğeri de elbette, Lord Godalming olacaktı. Onlar da arabalı topluluğa doğru at sürüyordu. Bunu profesöre söylediğimde küçük bir çocuk gibi sevinçle haykırdı ve kar fırtınası görmeyi olanaksızlaştırana kadar dikkatle baktıktan sonra Winchester tüfeğini kullanmaya hazır halde, sığınağımızın girişindeki kayaya yasladı. "Hepsi bir noktada birleşecekler," dedi. "Zamanı geldiğinde Çingeneleri dört bir yandan sarmış olacağız." Tabancamı çıkarıp hazırladım, çünkü biz konuşurken kurtların uluması daha yüksek ve daha yakından gelmeye başladı. Kar fırtınası bir anlığına hafiflediğinde tekrar baktık. Karın bizim yakınlarımızda bu kadar şiddetli yağdığını ve ileride, güneşin, uzaktaki dağların zirvelerine doğru alçaklıkça daha da canlı parla-dığını görmek garipti. Dürbünle tüm çevremizi taradığımda orada burada, teker teker, ya da ikili, üçlü gruplar halinde beneklerin hareket ettiğini görebiliyorduk; kurtlar avlanmak için bir araya toplanıyorlardı.



Beklerken geçen her an bize bir asır gibi geliyordu. Rüzgâr artık şiddetli fırtınalar halinde geliyordu ve üzerimizde burgaçlar yaparak yağan kar öfkeyle sürükleniyordu. Zaman zaman bir kol boyu uzaklığı bile göremi-yorduk; ama bazen de boğuk sesli rüzgâr yanımızdan esip geçerken, çevremizdeki boşluğu süpürüyor gibi geliyordu ve çok uzakları görebiliyorduk. Son zamanlarda gündoğu-munu ve günbatımını beklemeye o kadar

-665-


alışmıştık ki, ne zaman geleceğini neredeyse tam olarak tahmin ediyorduk ve günbatımına fazla zaman kalmadığını biliyorduk.

Saatlerimize bakınca, değişik gruplar üzerimize gelmeye başlamadan kayalık sığınağımızda bir saatten az beklediğimize inanmak zor geldi. Rüzgâr artık daha şiddetli, daha keskin dalgalar halinde ve daha sabit bir şekilde kuzeyden esiyordu. Kar bulutlarını üzerimizden uzaklaştırmış gibiydi, çünkü zaman zaman patlamalar halinde gelmekle beraber, kar şimdi daha aşağıya doğru yağıyordu. Her bir gruptaki kişileri, takip edilenleri ve edenleri, açıkça ayırt edebiliyorduk. Takip edilenlerin, takip edilmekte olduklarını fark etmemeleri ya da en azından buna aldırmamaları tuhaftı; ama güneş dağların zirvelerinde alçaldıkça onlar da hızlarını iki katma çıkarmışlardı.

Gittikçe yaklaştılar. Profesör ve ben kayamızın arkasına çömeldik ve silahlarımızı hazır bulundurarak bekledik; profesörün arabalı topluluğun geçip gitmesine izin vermemeye kararlı olduğunu görebiliyordum. Hiçbiri varlığımızın farkında değildi.

Birdenbire iki ses birden, "Durun!" diye bağırdı. Biri Jonathan'ımın öfkeyle yükselen sesiydi; diğeri ise Bay Morris'in güçlü, kararlı, sakin emir sözcüğü idi. Çingeneler dili bilmiyor olabilirlerdi, ama emir hangi dilde verilmiş olursa olsun, bu ses tonunun yanlış anlaşılması olanaksızdı. İçgüdüsel olarak dizginleri çektiler ve o anda Lord Godalming ile Jonathan bir yanlarına, Dr. Seward ile Bay

-666-

Morris de diğer yanlarına fırladı. Çingenelerin lideri -atın üzerinde bir atadam gibi oturan heybetli adam- onlara eliyle geri çekilmelerini işaret etti, arkadaşlarına da öfkeli bir sesle ilerlemelerini belirten bir şeyler söyledi. Çingeneler ileri doğru atılan atlan kırbaçladılar; ama dört adam Winchester tüfeklerini kaldırdılar ve yanlış anlaşılması olanaksız bir tavırla durmalarını emrettiler. Aynı anda Dr. Van Helsing ve ben de kayanın arkasından çıkıp silahlarımızı onlara doğrulttuk. Kuşatıldıklarını görünce dizginlerini çekip durdular. Liderleri dönüp bir şeyler söyledi, bunun üzerine Çingene topluluğundaki bütün adamlar, bıçak ya da tüfek, taşıdıkları bütün silahlan çektiler ve saldırmaya hazır bir şekilde beklediler. Anında bir araya toplanmışlardı.



Lider, dizginleri hızla çekerek atını öne sürdü ve önce güneşi -artık tepelere yaklaşmıştı- sonra da şatoyu işaret ederek anlamadığımız bir şeyler söyledi. Buna cevap olarak bizim ekipten dört adam atlarından atlayarak arabaya doğru fırladı. Jonathan'ın böyle bir tehlike içinde olduğunu görünce büyük bir korku hissetmeliydim, ama savaş coşkusu diğerleri gibi beni de etkilemiş olmalıydı; hiç korkmadım, yalnızca bir şeyler yapmak için büyük bir istek duydum. Çingenelerin lideri, ekibimizin ani hareketini görünce bir emir verdi; adamları hemen arabanın çevresinde disiplinsiz bir çember oluşturdu; bu emri yerine getirmek için birbirlerine omuz atıyor, itişip kakışıyorlardı.

Bütün bunların ortasında, adamların

-667-

oluşturduğu çemberin bir yanından Jonat-han'ın, diğer yanından da Quincey'nin arabaya doğru yol açmaya çalıştıklarını görüyordum; işlerini güneş batmadan bitirmeye kararlı oldukları açıktı. Hiçbir şey onları durdurabilecek ya da engelleyebilecek gibi görünmüyordu. Ne öndeki Çingenelerin kaldırdığı silahlar, ne parlayan bıçaklar ne de arkadaki kurtların uluması dikkatlerini çekmiş gibi görünüyordu. Jonathan'ın hızı ve amacını gerçekleştirmekteki kararlılığı önündekileri teslim almış gibiydi; içgüdüsel olarak yana çekildiler ve geçmesine izin verdiler. Bir anda arabanın üstüne atladı ve akıl almaz bir güçle büyük sandığı kaldırarak tekerleğin üzerinden yere savurdu. Bu arada, Bay Morris Szgany'lerin oluşturduğu çemberi yarabilmek için güç kullanmak zorunda kalmıştı. Nefes bile almadan Jonathan'i izlediğim bütün bu süre boyunca, göz ucuyla, onun da çılgınca öne doğru ilerlemeye çalıştığını görüyordum; aralarından geçmeyi başardığında Çingenelerin bıçaklarının parladığını ve ona doğru savrulduğunu görmüştüm. Büyük av bıçağıyla saldırılan savuşturdu ve başta onun da yara almadan geçtiğini sandım. Ama şimdiye kadar arabadan atlamış olan Jonathan'ın yanına sıçradığında, sol eliyle bir yanını tuttuğunu ve parmaklarının arasından kan sızdığını gördüm. Buna rağmen durmadı; gözü dön-müşçesine bir enerjiyle sandığın bir ucuna saldıran Jonathan, büyük Kukri bıçağıyla kapağı kaldırmaya çalışırken, Bay Morris de av bıçağıyla çılgın gibi sandığın öbür ucuna gi-



-668-

rişti. İki adamın çabalan ile kapak yerinden oynamaya başladı; çiviler gıcırdayarak söküldü ve kapak arkaya atıldı.

Bu sırada, Winchester'larla çevrilmiş ve Lord Godalming ile Dr. Seward'in merhametine kalmış olduklannı gören Çingeneler teslim olmuş ve direnmeyi bırakmışlardı. Güneş dağlann tepesinden batmak üzereydi ve top-luluktakilerin karlann üzerine düşen gölgeleri uzamıştı. Kont'un, sandıktaki toprağın üzerinde yattığını gördüm; sandık arabadan hızla düştüğü için toprağın bir kısmı üzerine saçılmıştı. Ölü gibi solgundu; tıpkı bir mumya gibiydi ve kırmızı gözleri çok iyi bildiğim o korkunç, kin dolu bakışla parlıyordu.

Bu sırada, gözler güneşin battığını gördü ve içlerindeki nefret bir zafer ifadesine dönüştü.

Ama, tam o anda, Jonathan büyük bıçağını savurdu. Bıçağın, boğazı kestiğini görünce bir çığlık kopardım; aynı anda Bay Morris'in av bıçağı da yüreğe saplandı.

Bir mucize gibiydi; gözlerimizin önünde ve neredeyse bir nefes alımı süresinde bütün beden toza dönüştü ve gözden kayboldu.

O son dağılma anında bile olsa, o yüze, orada görebileceğimi hiçbir zaman tahmin edemeyeceğim bir huzur ifadesinin gelmiş olmasına yaşadığım sürece memnun olacağım.

Drakula Şatosu, şimdi kırmızı gökyüzünün önünde duruyordu ve batan güneşin ışığı altında kırık siperlerinin her bir taşı se-çilebiliyordu.

Adamın sıradışı yok oluşuna bir şekilde bizim sebep olduğumuzu düşünen Çingeneler

-669-


tek kelime etmeden döndüler ve canlarını kurtarmak istermiş gibi hızla uzaklaştılar. Atlan olmayanlar arabanın üzerine sıçradılar ve kendilerini bırakmamaları için atlılara yalvardılar. Güvenli bir mesafeye çekilen kurtlar da arkalarından giderek bizi rahat bıraktılar.

Yere çökmüş olan Bay Morris dirseğinin üzerine yaslanmış, elini yan tarafına bastırıyordu; parmaklarının arasından hâlâ kan sızıyordu. Yanına koştum; çünkü artık kutsal çember beni engellemiyordu; iki doktor da koştular. Jonathan arkasında diz çöktü ve yaralı adam başını onun omzuna yasladı. İçini çekerek ve zayıf bir hareketle elimi lekesiz eline aldı. Yüzümden yüreğimdeki acıyı okumuş olmalıydı; çünkü bana gülümsedi ve şöyle dedi:

"Bir hizmetim olduğu için ancak mutlu olabilirim! Ah, Tanrım!" diye aniden haykırdı, zorlukla doğrulup oturdu ve bana işaret etti. "Bunun için ölmeye değerdi! Bakın! Bakın!"

Güneş artık tam dağın tepesindeydi ve kırmızı ışınlan yüzüme düşüyor, yüzüm pembe bir ışıkla yıkanıyordu. Erkeklerin hepsi birden dizlerinin üzerine çöktüler, gözleri parmağın işaret ettiği yere bakarken hepsinden derin ve içten bir "Amin" sözü geldi. Ölmekte olan adam ise şunlan söyledi:

"Şimdi, hiçbir şey boşa gitmediği için Tan-n'ya şükürler olsun! Bakın! Alnı kardan daha beyaz! Lanet geçti!"

Ve cesur bir centilmen, bizi keder içinde bırakarak, yüzünde bir tebessümle ve sessizlik içinde öldü.

-670-

NOT


Yedi yıl önce hepimiz ateşin imtihanından geçtik ve o zamandan beri bazılanmızın yaşadığı mutluluğun, çektiğimiz acılara değdiğini düşünüyoruz. Oğlumuzun, Quincey Morris'in ölüm yıldönümünde doğması, Mi-na ile benim için ayrı bir sevinç oldu. Biliyorum, annesi gizlice, cesur dostumuzun ruhundan ona da bir şeyler geçtiğine inanıyor. İsimleri bizim küçük topluluğumuzdaki herkesi birbirine bağlıyor; ama biz onu Quincey diye çağırıyoruz.

Bu yıl, yazın Transilvanya'ya bir gezi yaptık ve bizim için bunca canlı ve korkunç anılarla dolu toprakları gezdik. Gözlerimizle görüp kulaklarımızla işittiğimiz şeylerin gerçek olduğuna inanmak neredeyse olanaksızdı. Olup bitenlere ilişkin bütün izler silinmişti. Şato eskisi gibi ıssızlıkların üzerinde yükseliyordu.

Eve döndüğümüzde eski günlerden konuştuk; hiçbirimiz o günleri umutsuzluk içinde düşünmüyorduk; çünkü Godalming ve Seward mutlu birer evlilik yapmışlardı. Uzun zaman önce geri döndüğümüzden beri kasada duran kâğıtlan aldım. Bu kayıtların oluşturulduğu onca malzeme yığını içinde neredeyse hiç orijinal belge olmadığını görünce çok şaşırdık; Mina, Seward ve benim yazdığımız son defterler ve Van Helsing'in notlanndan başka her şey daktiloya çekilmiş kâğıtlardan ibaretti. Bunlan, o kadar inanılmaz bir hikâyenin kanıtlan olarak kabul et-

-671-


meşini kimseden isteyemezdik. Oğlumuz dizlerinin üzerinde otururken Van Helsing, bu durumu şöyle özetledi:

"Bizim kanıta ihtiyacımız yok; kimseden bize inanmasını istemiyoruz! Bu çocuk bir gün annesinin ne kadar cesur ve yürekli bir kadın olduğunu anlayacak. Şimdilik tatlılığını ve sevgi dolu özenini gördü; daha sonra birkaç erkeğin onu nasıl bu kadar çok sevdiğini ve onun uğruna neden bunca şeye meydan okuduklarını anlayacak."

Jonathan Harker

NOTLAR


-672-

BORDO^-SİYAH KLASİK YAYINLAR ftWTGWrMlM TREND YAYIN BASIM DAĞITIM REKLAM ORGANİZASYON SANAYİ TİCAR v°'"" '¦'--«¦' »- Satış Pazarlama: ~ " - - - -I 03 Pbx Fax: 349 "

LTD. ŞTİ. KURULUŞUDU

u 34710 Kadıköy/İst.-T..

iyah.com.tr On-line alışveriş

'— °74 92 63Topkapı/İst.--™

J532 Topkapı/İst."

Avrupa'nın sınır bölgelerinden bir yerden gelen Kont Drakula, Viktorya Çağı İngiltere'sinde ortalığa dehşet saçar. Lanetli, denetlenemez olan bir güç, sarsılmaz görünen bir düzenin içine sızmıştır. Cinsiyet ayrımının, sınıflar ayrımı gibi mevcut toplumsal düzenin temel dayanaklarını oluşturduğu, kadının çekirdek ailedeki anne rolünün kutsallaştırıldığı bir kültürel coğrafyada ve dönemde, Bram Stoker, bir aristokratı vampirleştirerek yerleşik anlayış ve ahlak normlarını "dişleyip" durur. Mektuplar, günlükler, notlar biçiminde birinci tekil kişi anlatımlar zincirinden oluşan Drakula romanı, korku türünün en popüler klasiği sayılsa bile, bu türün çok ötesine geçen açılımlanyla gerçek bir edebiyat klasiği oluyor.

Drakula: Ölümsüzlüğün laneti.

ISBN 975-998-012-6

9 YTL

Bram Stoker _ Drakula



www.kitapsevenler.com

Merhabalar

Buraya Yüklediğim e-kitaplar Aşağıda Adı Geçen Kanuna İstinaden

Görme Özürlüler İçin Hazırlanmıştır

Ekran Okuyucu, Braille 'n Speak Sayesinde Bu Kitapları Dinliyoruz

Amacım Yayın Evlerine Zarar Vermek Değildir

Bu e-kitaplar Normal Kitapların Yerini Tutmayacağından

Kitapları Beyenipte Engelli Olmayan Arkadaşlar Sadece Kitap Hakkında Fikir Sahibi Olduğunda

Aşağıda Adı Geçen Yayın Evi, Sahaflar, Kütüphane, ve Kitapçılardan Temin Edebilirler

Bu Kitaplarda Hiç Bir Maddi Çıkarım Yoktur Böyle Bir Şeyide Düşünmem

Bu e-kitaplar Kanunen Hiç Bir Şekilde Ticari Amaçlı Kullanılamaz

Bilgi Paylaştıkça Çoğalır

Yaşar Mutlu

Not: 5846 Sayılı Kanunun "altıncı Bölüm-Çeşitli Hükümler " bölümünde yeralan "EK MADDE 11. - Ders kitapları dahil, alenileşmiş veya yayımlanmış yazılı ilim

ve edebiyat eserlerinin engelliler için üretilmiş bir nüshası yoksa hiçbir ticarî amaç güdülmeksizin bir engellinin kullanımı için kendisi veya üçüncü

bir kişi tek nüsha olarak ya da engellilere yönelik hizmet veren eğitim kurumu, vakıf veya dernek gibi kuruluşlar tarafından ihtiyaç kadar kaset, CD, braill

alfabesi ve benzeri 87matlarda çoğaltılması veya ödünç verilmesi bu Kanunda öngörülen izinler alınmadan gerçekleştirilebilir."Bu nüshalar hiçbir şekilde

satılamaz, ticarete konu edilemez ve amacı dışında kullanılamaz ve kullandırılamaz. Ayrıca bu nüshalar üzerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulması

ve çoğaltım amacının belirtilmesi zorunludur." maddesine istinaden web sitesinde deneme yayınına geçilmiştir.

T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi İşlem ve Otomasyon Dairesi Başkanlığı Ankara

Bu kitaplar hazırlanırken verilen emeye harcanan zamana saydı duyarak

Lütfen Yukarıdaki ve Aşağıdaki Açıklamaları Silmeyin

Tarayan Yaşar Mutlu

web sitesi

www.yasarmutlu.com

www.kitapsevenler.com

e-posta

yasarmutlu@kitapsevenler.com yasarmutlu@yasarmutlu.com



mutlukitap@hotmail.com kitapsevenler@gmail.com

Bram Stoker _ Drakula
Yüklə 1,63 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   30   31   32   33   34   35   36   37   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin