Bu dosya, Ethem Aydın isimli eserin web üzerinden izinli yayınlanan resimsiz hazırlanmış bölümüdür. Değiştirilemez. Serbestçe kopyalanıp dağıtılabilir. Bu dosyanın orjinali



Yüklə 2,29 Mb.
səhifə15/97
tarix29.10.2017
ölçüsü2,29 Mb.
#19746
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   97

BÜYÜME ÖZENDİRME


Deneyimlerle görüldüğü gibi, tek ağaç yavaş büyür, hele soylu bir ağaçsa.!.

Aynı türden fidanlar arasına arasına daha çabuk büyüyen ağaçlıklar, yıllık bitkiler, sarmaşık türleri tohum olarak atılırsa genel büyümenin hızlandığı, neredeyse büyümede yarıştıkları görülür.

Saksı bitkilerinde daldırma, , üzeri ışık geçirmeyen bir bezle örtülürse, ışığa özlem duyan gövde çabuk gelişiyor.

Ethem Aydın



RENK ELDE ETME YÖNTEMLERİ

Kırmızı: Kök boya, yabani gül, itburnu.

Yeşil: Şeftali yaprağı, göz taşı kaynar.

Sarı: Nar kabuğu, safran, sığır kuyruğu, nevruz otu, sütleen.

Siyah: Naturel, yarpuz

Kahve: Ihlamur, çam kabuğu, armut yaprağı, ceviz çirki.

Mavi: Ayva kabuğu, çekirdeği, paslı çivi.

E. Aydın

BAŞLIKSIZ


Kaos nasıl yorumlanır, nasıl dengeleri korunur. Yaşam ve yaşamsızlık nasıl ayırt edilir.

İnsan beyni algılayamadığı bu olaya yaklaşırken benzerleri nedir?

Algıladığımız herşey hava, su, toprak, uzay dönüşümlü canlı dersek canlılık nedir, nedensiz midir? Nedenliyse, nasıl yorumlayalım?

Isı, düşünce, zeka, yaratı, varlığın tümü, ilerdeki olduğu düzenin aynı zamanda koruyucu, kollayıcısı oluyor.

Saatler, günler, aylar, yıllar, mevsimler bir örnekse ereğe yönelik. Bulut, yağmur, fırtına, sarsıntı nedenleri, bir irade özelliği taşır.

İnsanda obje şey, varlıkta soyulamayacağına göre, tüme varımı için bir demek olamaz mı?

Biyoloji dışındaki davranışları psikoloji konu etmiştir. Bu ağır boyutlu çalışmaya soyunduğumuza göre. Bilimsel, duyumsal bir (*).

E. Aydın

SEVGİLİ ARKADAŞIM


Narin, nanemolla, mızmız, beceriksiz bir Ethem vardı bir zamanlar, üstüne üstlük ona erkek de demişlerdi, öyle olmayada özendi. Ona erkeğide tarif etmişlerdi: Kırıcı, cesur, korkusuz, kadınlardan daima güçlü, her halükarda işin en zor tarafını üstlenir, ağlamaz, hasta olmaz, olursa da çaktırmaz.

Şu günlerde oldukça sıkıcı, ikircimli, çelişkili gerçeklerle doluyum. Seçmek, hele hele gerçeklerden birini seçmek durumunda olmak eksi ve artıyla sınır sınıra olmak eh epeyce zorlayıcı!

Uzaydan bir sava getirdi postacı sabah, düşünü ve düşüncelerim, kıraç ve bitek bir tarladaki ekinlerin seyrek, sabah şebnemleriyle dikelmesi gibi dirildi ayağa kalktılar, sonra nedendir bilmiyorum iki damla göz yaşı ve arkasından diğerleri......

Ne diyorsun, erkekliğim bozuldu mu sayılır?

Şu canlıları yaratıp yeryüzüne salıveren yukardaki acaba neyi amaçlamıştır? Bu denli çeşitlilik, çelişki nasıl anlaşılırlığa ulaştırılabilir? Hayvan atalarımıza bakıyorum, onlar rahat, çünkü hiç birşeyi yargılamıyorlar. Herşey gerektiği gibi, olması gerektiği gibi, ya bize ne oluyor? Bu denli sorunları kendimiz icat ediyor, sonra da of puf ediyoruz. Toplum din, tabular, diller, renkler, cinsler ve cinsiyetler. Onlar üzerine kestiğimiz ahkamlar! Tamam biz belayı bulmuşuz, yaşamı çıkılmaz, dayanılmaz etmişiz. İşin garip yanı sanki bu ikinci saydığım etkenleri de o yapmış gibi anlaşılmaz, değiştirilemez. Eksi ile artıyı bir uçta toplayabilir misiniz? Topladığınızda yepyeni bir olay, yepyeni nedenler zinciriyle karşılaşıyorsunuz.

Bu konuyu galiba biraz saptırdım, neredeyse unutuyordum ben mektup yazıyordum. Buralara neden geldiğimi anlatmaya başlarsam, bana fırttırmış diyebilirsin.

Bir şeye çok içten inanıyorum, hanımlar özür dilemez, dilememeli de. Zaten onlar hep affedilir, hoş görülür, cinselliğin kutsal ve değiştirilemez değeri bu olsa gerek. Nedenine gelince bende bilmiyorum. Ama öyle olunca daha bir güzel, daha bir yerindelik kazanıyor.

Benim öz kannatıma gelince: Bana bu kadar içli, bu kadar içerikli bir mektup yazmışsınız, beni düşünmüşsünüz, bundan büyük, bundan kutsal ve değerli ne olabilir ki?!

Dün akşam (*) burada idi. Hep seni konuştuk, niye yazmıyor, durumu ne ki, ne kadarda sevmiştik onu, acaba bu kadar sevmenin özünde ne vardı ki, gibi. Onu çok çok güzel bir okul sergisi oldu, biraz da ondan söz ettik, ocağım bozuktu kahve içemedik, Pazartesi dönmek için Ankara'ya hareket ettik. Bundan sonra belki bende Mersin'de olacağım ve oradan yazacağım. Bana yazıları yazdıran bu ilaheyi öperim.

E. Aydın, 24Mayıs1991



AH SEVGİLİ KARDEŞİM

Bileceksin, hanımlar uzun süre beylerinin en zayıf taraflarını yakından tanırlar. Bir fırsatta, bir dalaşta, o en zayıf tarafınıza dumdum kurşunla ateş ederler ve kişi tavanlarda gezinmeye başlar. İşte ben de öyle oldum, şu yazın üzerine.


Çocukluğumdan beri ben cebe ile yatar onunla kalkarım. Sivrisineklere karşı Adana'da evimin pencere kapılarını Amerikan çelik teliyle iki kat kaplattım, cibinlikte kurdum, olmadı olmadı.

Hep sabahın dördünü zor ettim ve sokaklara düştüm, yürüyüşe verdim. Yatakta kaldığım süre içinde senin yaptıklarının yüz katını yaptım, önce cibinlik, sonraları duvarlar kan içinde kaldı. Uykusuzluğa ve duvarların kirine dayanamayan karım beni boşadı da kurtuldu.

Her tür haşere, kedi, köpek benzer insanlar hiç nedensiz bana saldırdılar. Sanki ellerinde ayrıntılı, fotoğraflı, çok isabetli zabıta kaydı varmış gibi tanırlar. Geçmiş bir zaman kesitinde babama anlatmıştım, güldü, onları seveceksin dedi. Anlattı: Ben camiilesherde okurken, gün iner inmez gözlerime rüya ağırlıklı uykular, memleket özlemi, ailem, sevgililer birikir, uyuklardım yatardım, o sivrisinekler yok mu, işte onlar diğer mollalara değil bana tebelleş olurlardı, uykumu kaçırırlardı, öylece okuyabildi; sen ve ablan bana çekmişsiniz, uykucusunuz, teniniz ondan sevimli, eğer diğer iki kardeşin ve annen gibi olsaydınız, sizde okuyamazdınız dedi.

Mersin'e geldiğimde, bana sanat tarihini yüklemişlerdi, şimdi hatırlayabildiğim kadar, Rafet'in ablası, Nuri Munsuz, Nejmi, Podalar Şen Pekak'ların bir sınıfına girerdim, onbeş kişiydiler, sanat tarihi bilgimde yetersizdi, iki üç tümce anlatır, onlara görev verirdim. Haftaya her biri onar sayfa ödevle gelirlerdi, nereden nasıl bulurlardı bilmiyorum.


Yüklə 2,29 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   97




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin