Bu dosya, Ethem Aydın isimli eserin web üzerinden izinli yayınlanan resimsiz hazırlanmış bölümüdür. Değiştirilemez. Serbestçe kopyalanıp dağıtılabilir. Bu dosyanın orjinali



Yüklə 2,29 Mb.
səhifə62/97
tarix29.10.2017
ölçüsü2,29 Mb.
#19746
1   ...   58   59   60   61   62   63   64   65   ...   97

SAYGILAR DEĞER MESİH'İME


Doyumsuz bir süreç başlattınız. Erken veya geç başladı ama hızlı aktı. Bilirsiniz, düzenin düzensizliğe eğimi hep büyüktür. Bu eğim bir yapının özbenine doğru olursa, belirsizliğin labirentlerinde tutuklu, ışığa aç, ne de çok boşluklar varmış! Olanlar olması gerektiğinden hızlı gelişti. Seçenekler, kör iradenin esiri oldu.

Yekesi kopmuş bir kayık gibi.....

Yaratılan kaosta, çocukluktan buyana birikmiş açlıklardan olacak, ten hep öncül oldu. Özde, içtenlikli izlence ışıktı, aydınlanmaydı, beyin gücü idi.

Ten, heryerde her zaman bulunma durumuyla sıradan varlıktı. Bendeki duyumların yanıltıcı ilizyonu gerçeğimizi gizledi. Bilgemiz de sabırlı oldu, doyumu bekledi. Ama o süregenliğini koruyor.

Düzenlediğin ışığa, aydınlığa doğru hareketin rampasında, rotası düzeltilmiş olarak sizi bekliyorum.

Sonsuz saygılarımı, sevgilerimi sunarım.

E. Aydın, 10Aralık1995

SAYIN IŞIK KANSU


(Helalar üzerine bir inceleme)

Dünkü köşenizde, bir din adamının helalar üzerine radikal buyruklarını yazmıştınız. Oradan esinlenerek, çoktan beri kafamı karıştıran, ama etek altı olduğu için yazamadığım incelemeyi size yolluyorum

Hela bir kültür, etik olayıdır. Gücünü anatomi, fizik ve fizyolojiden alır. Direngenliği, gerçekçiliğinden gelir.

1Sağlıklı bir boşalma; bütün vücudun kendi üstüne bükülmesiyle hızlanır, hızlandırılır. Bağırsaklar, mesane, mide belli bir süre basınç altında tutulur, güç belli bir gereksinime odaklanır, (zaten beyinsel işlevde de metot bu değil midir?)

2Temizlenme pratiği, çok çeşitlidir; Kişinin durumuna göre şekil alır. Mevsimine göre sıcak su, ilaçlı su kullanma imkanı vardır. Eğer istenirse çeşitli otomatik temizlenme sistemleri kurulabilir.

3Daha önce kullananlarla arada daima bir hava yastığıyla hijyeniktir de..

Alafranga tuvalete gelince, orta çağların lazımlık düzeneğinin biraz gilişmişi değil midir? Üstelik orada bir kişi içinken, burada çok kişi içindir. Arada koruyucu olarak hava yastığı yoktur.

1Fiziksel, fizyolojik doğallıktan uzaktır. Boşalma tam olamayacağı için ister istemez, günlük estetik konforların bir bölümü, (gazete, kitap okumak, kahve içmek), hela ile bütünleşir.! Bana göre bu psikolojik bir çöküntüdür.

2Her ne kadar, hela taşları temizlenmiş olursa olsun, ten yoluyla alınabilecek hastalıklara karşı, gerek gerçek, gerek doyumsal olarak açıktır.

3Temizliği kolay gibi gözükür; Ama ciddi sorunları da hep vardır. Anus üzerine verilen tazyikli soğuk su; bütün vücudun ısı düzenini derinden etkiler. Omur rahatsızlıkları çekenler bunu iyi bileceklerdir! Hele hele mevsim kışsa....

Bilirsiniz, din tek doğrudur; değişkenliğe açık değildir. Aynı zamanda, kültür vereleri, bilimsellik dinin konusu değildir.

Saygılar, Sevgiler.

E. Aydın, 31Mart1997

GÖNÜL ADAMI ORHAN ASLAN


Zamanımız, gönül adamından yoksun yaşıyor. Gönül adamı olmak, gönül adamı rolü yapmak ikidir.. Hani atın rahvanlığı üzerine konuşulurken: Anadan doğmamı, sonradan olma mı diye bir söz vardır. Anadan olma rahvan atın üzerinde kahve içersin, hiç sallamaz, eğer tayın iki yan ayağına köstek vurulmuş, koştura koştura rahvan edildiyse; atın üzerinde oturan, değil kahve içmek, hiç rahat edemez; Hem at tez yorulur kanter içinde kalır, hemde binenin hışırı çıkar..

Sonradan olma gönül adamları da, tıpkı sonradan olma rahvan at gibi, konuğu yorar. İlişkiler çok iyi bitmiş gibi olur ama artık ikinci bir yakınlığı, ne konuk ne de konuk sahibinde sıcak ilişkiyi sürdürmek istencesi kalmaz...

Ben 1920'lerde Mut'ta doğdum. Müderris Hoca'nın oğluyum.

Vaktiyle nereden geldiklerini bilmediğim, ancak uzaylı sanılacak, bir Mızra beyler Mut'ta otururlardı.

Fakiri fıkarayı şartsız kollar, sorunu olan hemen hemen herkesin yanında olurlar, çocuklara insan muamelesi ederler, yedirir, içirir, giydirirler. Bütün bu işleri gizlice yaparlardı. Dahası Mut'u hep Mut'luyla paylaşırlardı. Büyük çok büyük uzaylı idiler....

Ulusal savaşı özümsemelerini, katkılarını anlatmayacağım, o benim anlatım gücümü aşar.

Siz, soyun gururu; çağdaş temsilcisiniz. Koruyor, kolluyor, ideal insana doğru koşmanın bedelini ödeyerek yürüyorsunuz, dahası gönül adamlığını sürdürüyorsunuz.

Ben Ethem Aydın, geçmişin belleğinden hareketle, sizlere öğrenciliklerinden beri tanıdığım, mesleklerinde de başarılı olmuş, pırıl pırıl sekiz öğrencimi konuk olarak getirmek cesaretini gösterdim

Benim için nostaljik, onlar için örnek bir konuk severlik sergilediniz. Onları da mayaladınız... Sanıyorum yaşam böyle güzel, böyle anlam kazanıyor.!

Gurubumuz adına saygılar, sevgiler sunar öperim.

E. Aydın, 8Haziran1997

BÜLENT AKBAŞ DOSTA AÇIK MEKTUP


Çok özel ve güzel, bence çok çok değerli sürpiriz armağanla bana mutlulk göz yaşları döktüren güzel insan.

Boşuna denilmemiş İNSAN İNSANDA ÇOĞALIR diye.

Seni düşündüm dün akşam yine

Sonsuz bir huzur doldu içime

Bir de kendimi düşündüm sonra

Bir garip hüzün çöktü içime

Hani ıssız bir yoldan geçerken

Hani bir korku duyar ya insan

Hani bir şarkı söyler ya insan

İşte öyle bir şey

Hani gözlerin dalar ya bazen

İşte öyle bir şey

Hani eski bir resme bakarken

Hani yılları sayar ya insan

Hani gözleri dalar ya bazen

İşte öyle bir şey

Hani yıldızlar yanıp sönerken

Hani gök gürler ya arkasından

Şimşekler çakar peşinden

İşte öyle bir şey

Erol Evgin’in şarkısın yaşadım, yolladığın andaçla. Erkekler ağlamaz dense de, hıçkıra hıçkıra ağladım, utanarak, gizlenerek ....

Ben, ıram gereği hep sıradanlığı seçerim. Öyle gönenç bulurum. Memurun yaşamı, binlerce örnekle doludur. Buyruk altında yaşam budur.

Bencileyin, Türk insanı doğuştan ezik ve içe dönük oluyor. Sana da bir akşam toplantısında söylediğim gibi: Mutluluk adalarına sıradanlık denizlerinden gidilir.

Bu yıl hayatımda bir deprem oldu.

Mersin Liseliler Derneği’nin uzgörüsü, kadir şinaslığı, Doğan Akça’nın cesur, özverili çabası, sizlerin katkılarıyla oluşan dergi

Öğrencilerimin unutulmağa bırakılmış geçmişten aşıp güncele serptikleri koneftiler. Övgüler... övgüler.. övgüler.. Bir öğretmen için bundan daha değerli ne vardı..!!!

Bülent, demekki insanlık ölmemiş. Ölmez de...

Güneş ufuktan şimdi doğar, yürüyelim arkadaşlar...

Sizlerle övünüyorum

E. Aydın, 8Ocak1995



Yüklə 2,29 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   58   59   60   61   62   63   64   65   ...   97




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin