Bu dosya, Ethem Aydın isimli eserin web üzerinden izinli yayınlanan resimsiz hazırlanmış bölümüdür. Değiştirilemez. Serbestçe kopyalanıp dağıtılabilir. Bu dosyanın orjinali



Yüklə 2,29 Mb.
səhifə70/97
tarix29.10.2017
ölçüsü2,29 Mb.
#19746
1   ...   66   67   68   69   70   71   72   73   ...   97
    Bu səhifədəki naviqasiya:
  • CUMHUR

İHSANCIĞIM


Fransızların bir özdeyişi vardır: “arkadaşlık dostluğun başlangıcıdır”. Şimdi biz beti arkadaşıyız, daha başlardayız. Yine bileceksinizki insan sürü malı değildir. Farklı olmak, farklı üretmek, farklı düşünmekle amaçlı, sorumludur.

Atatürk’ün İnönü, Tonguç, Hasan Ali Yücel, Namık Kemal, Aziz Nesin, Nazım, daha birçokları, ideodaki isanı, farklı düşünmüş, yalnız insanlardır.

Büyük insanların sayısını istediğimiz kadar çoğaltabiliriz. Ama hep yalnızdırlar. Düş ve düşünce ürünü böyle çoğalır.

Bilgileri öğreneceğiz. Çarpan tablosunun matematik olmadığını, perspektifin resim olmadığının ayırımında olarak..!

Üç nedenle size hemen ısındım, sayıyorum, seviyorum.

Mastürbasyon, yani telefon iletişimini denemediniz. Hem de, o güzelim yazınız, göz nuru ve emeğinizle beni onurlandırdınız.

Türkçeyi iyi kullanıyorsunuz. Aynı diplomayı almış kişiler arasında farklısınız.

İnsanı, insanları, onların tabanda çöreklenmiş sorunlarını sorguluyor, önermelerde bulunuyorsunuz

Sevket Yücel’i de tanıyorum, seviyorum, ama yazmak için sizi seçtim. Seçkim sanal olabilir, Ethem Aydın övgü silahını kullanmış olabilir. Sınırınızı siz belirlersiniz, savunduğumuz sürece, o sınır sizin sınırınız olur.

Siz,iyi bir öğretmensiniz. Zamanınız kısıtlı olur. Ekonomik olmak da durumundasınız.. Yanıt beklemek koşulum yok.

Birey, karşısındakini kendi ölçütleri çizgisinde düşünebilirse, yaşam daha gerçekci, dahası güzel olur. Sizi tekrar kutlar, öperim. Yolunuz düşerse beklerim.

E. Aydın, 24Nisan2000



SEVGİLİ DOST

Sen bir atom çekirdeğinden farksızsın, öylesine zincirleme ve nükleer çıkışların var ki, düşünceye bile sığmıyor. İzotopların, nötronların, pozitronların tanıdığımız yörüngesel çizginin çok çok açığında seyrediyor. Birde demiyor musun beni karıştırın. Seni karıştırmak için senden daha deli, senden daha yörüngesel olmak gerek. Şidi daha iyi anlıyorum, seni işleme sokacak henüz hiç bir pota yok. Ben şimdi soruyorum, sen hangi ata oynuyorsun?. Şiirsellik var, resim var, ispiritüel enerji var. İnsanlık dört dörtlük. Bu güçlerin hepsini birden arenaya bırakınca, gör neler olur. Azgın boğa geliyor, matadorlar köşe bucak kaçıyor.

Şimdi senden bilhassa ricam şu: Bir veya bir kaç çizgide kanalize ol, insanların seviyesine in, onları da yanına alarak yürümek daha kolay olur. Yoksa insanlar seni karıştırmaktan hep korkarlar. Hele senin buluşun olan simgeler var ki, üzerine kitap yazılabilir. Şiirlerini derli toplu ve saklanabilir nitelikte yaz, çok güzel atmosferi var. Duyguları paylaşabilmek için mektuplarında sadeliği seç, bir önceki mektupta yazılan konularla eleştirel bağlantı kur, yazılanları sorgula, fikirlerini ortaya koy ki, her mektubunuz bir bağıntısız muamma olmasını önle. En zor şey kişinin kendiyle barış içinde olmasıdır, şimdi olduğu gibi hep barışık kal. Böylece hiç bir yalnızlık sizi korkutamaz. –Herkes kendi çukurunda demet tümcesinde bir demet düşle ama, her türden kurulmuş bir demet.

Seni kendimde duyuncaya kadar öperim. Eh ondan sonra radyasyon beni yok ederse ne yapayım doğrusu değer.

E. Aydın, 28Kasım1992

SEVGİLİ DOST.

24Nisan2000 de sizin mektubunuza bir yanıt hazırlamıştım. Birtakım gerçek, tabanı yere basan övgüler de yazmıştım. Güzel bir rastlantıyla görüştükten sonra yazdıklarımı yetersiz buldum. Şimdi de bu dolu dolu öğretmen kimliğine hangi övgüler bağlamında yaklaşacağımı bilemiyorum.

Bana öylesine övgüler üretmişsinizki, duraksamakda haklıyım. Bu yazın dili, özbedenle sözbeden arasında inanılmaz farkın, çekim alanında git geller yarattı.

Bir kadeh içtim (mektup okudum anlamında), dalgalanıyorum ben,yeni yeni sevdalanıyorum ben.

Evet... inanıyorum, insanın insanda çoğaldığına....!

Sözvgüler beni fazla üzmez. Ama övgüler pırlantadır. Mücevherdir. Benim onları koruyacak öylesine muhkem bir korunağım yokki....

Evrimler var, devrimler var. Onlar yavaş yavaş değil midir?

Vitaminlerle hormonlarla süreci değiştirebilir miyiz?

Daha dün biz maymun kardeşlerimizle oynaşırken, şimdi okullu olduk, sınıfları doldurduk.

İhsancığım, şimdileri biz, ideodaki insana doğru yelken açmış kürek çekiyoruz. Yekesiz, bu da bir geçek değil mi? Deniz dalgalı, ufuk alaca karanlık, sıcacık bir yürek, boralar kadar güçlü soluğumuzla, DonKişot örneği yollardayız.

İyi yolculujklar Selami....!

Bana yazdığınız betimlemeyi sevdim. Sizi sevdim. Böyle bir dostla kim övünmezki. Öperim. Sağlıcakla kalınız

E. aydın, 27Kasım2000

CUMHUR


Sana bu mektubu getiren çocuk Kars'tan Adana'ya iş aramaya gelmiş. Aç kalmış, çöp toplayıp satmaya soyunmuş.

Ben onu, çöp toplarkenki ayrıcalığından tanıdım. Çağırdım, sabah kahvaltısını beraber yaptık. Ben de ilk öğretmenliğime Kars'ta başladığım için olacak; ilgilendim, konuşturdum.

Kars'ın bir kasabasında ortaokulu okurken, teröristler köyü basmış, okulu yakmışlar. Güvenlik sorunundan ailece dağılmışlar, büyükler İstanbul 'da iş bulmuşalar, bu da oraya gitmek ister, ama bir türlü yol parasını doğrultamaz. Bana anlattığı böyle ama, gerçeklik payı hissediliyor.

Daha önce duvarcı ustası yanında çalışmış, ama Adana'da iş bulamamış. Bulsa da sıcaktan çekiniyor olsa gerek.

Eğer, denemek istersen bekçilik, ayak işleri gibi işlerde bir bakarsın. Kars'ın insanları saf, temiz, sadık olurlar, eğer kullanabilirsen. Bu çocuğun yüzü bana bunları anlattı.

Bir bak, işine gelirse kullanırsın diye yazmayı uygun buldum. Öperim.



(Editörün Notu: Ethem Aydın, çöp toplayan 22 yaşındaki bir delikanlıyı Istanbul’da okutmak istemişti. Oğlu Cumhur Aydın’ın yardımıyla bir iş bulmuş, (*) Canbulat ismindeki bu çocuğa kolkanat germişti. Aşağıda yer alan 4 mektup bu çocuğa yazılmıştır. Aynı tarihlerde bilgisayarına şöyle bir not düşmüş: Bugün Kars'lı (*)'yi İstanbul'a yolladım. Cumhur Aydın'a uğrayacak. (*) iş arıyor. İnşaata çalışmak istiyormuş. Yaşı 19askerliğini yapmamış, bir işe yaramasını istiyorum. 30Haziran, 1998)

Ethem Aydın, 29Haziran1998



Yüklə 2,29 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   66   67   68   69   70   71   72   73   ...   97




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin