SABANCI DOST
Artık bakıyorum da tarlayı iyi sürmüyor, toprağı derinlemesine kabartmıyorsun, ama tohum yine de dolgun. Derin sevgiler yılda bir de olsa bir başak, bir çiçek veriyor, bize buna da yetinmek kalıyor. Dekan ve rektör olacağın güzel günlere, sağlık ve afiyetler içinde mutluca ulaşalım.
Memleket ve millet bundan binlerce fayda bekliyor.
Ailece mutluluklar diler, öperim.
E. Aydın
SAYIN BÜLENT ECEVİT
Sizi ilk tanıdığım zaman İsmet Paşa ile karşı karşıya gelmiştiniz, tezinizin gücü, halka dönüklüğü Ecevit'e dolayısıyla Türk insanına Paşaya rağmen şans tanımıştı. Bu şansı öylesine güzel kullandınız ki, tek umut Ecevit durumuna geldiniz. Karanlık labirentlerden geçiyorduk ulusca. Ama başımızda Ecevit var diyor, paniğe kapılmıyorduk. Bindokuz yüzyetmişdörtler bir peri masalı gibi yüceltilerle gelip geçti. Daha bundan daha karanlık günler geldi. Sizin kiplikten çevirinizi okuyarak, ayın karanlık yüzündeki aracımızla bağlantımız kesik ama hep umutla bekledik. Zira lider kişiler dünyamıza sık sık gelmiyorlar.
Evli evine, köylü köyüne Türk kaosu tekrar şekillenirken Ecevit bir yalnız adam rolünü seçti, direndi direndi, direniyor.
Bu direniş Türk halkının anlayabildiği bir direniş değil, amaç demokrasi olduğuna göre, demokrasinin çok seslilik olduğuna göre, bir mozayik olduğuna göre, niçin çekirdeğe dönmüyorsunuz? Bir birey olarak, sade vatandaş olarak, kırılmış, yıpranmış alatlarınızla, şiirde önerdiğiniz temaya uyarak bir adım atınız, insan Ecevit'i aşınız. Bu Kadir şinas ulus sizi anlıyor, sizi seviyor, size her zamandan çok gereksinimi var, şu veya bu kişiler nedeniyle niçin ayrı baş çekiyor, bizleri umutsuz bırakıyorsunuz?.
Totaliter yapılarda bile esneklik ön görülürken, siz soylu bir sosyal demokrat olarak niçin kendinizi aşamıyor sunuz?
Türk halkı sizi ağzından bal damlayan bir filozof, bir diplomat olarak değil, eylemci, kurtarıcı bir lider olarak görmek istiyor. Biliyorsunuz demokrasilerde çare tükenmez, yeterki bir defa için kendinizi aşınız.! Sizi Paşanın karşısına çıkaran umutlarınızı, bir kaç baldırı çıplağın karşısında yitirirseniz, tarihin sizin içinde diyeceği olumsuz yargılar bizler içinde bir yazgı olarak, kötü bir yazgı olarak gelecek nesillere aktarılacaktır.
Sıradan kişilerin iktidar olmasından ellili yıllardan beri neler çekildiğini hemen hepimiz biliyoruz. Artık sıradanlık gücünü yitirmiştir. Kalite ve liyakat zamanıdır. Örnek tek isim olarak sizden özveri bekliyoruz, bir sade vatandaş olarak çoğunluğun içine karışınız, üst tarafını kadirşinas Türk halkına bırakınız, yoksa sağdaki sinsi gizil güç, korkarımki ülkeyi, otanması olanaksız bilinmezlere sürükleyecektir.
Türkiye'de sol güçlüdür, ama dağınıktır, derleyici toplayıcı bir lidere gereksinimi vardır.
Saygılarımla.
E. Aydın, 27Eylül1993
SAYIN KARAYALÇIN
Benim kanımca, S.H.P sosyal devlet kavramını ele almalı, enine boyuna tartışmalıdır. Bir özelleştirme furyasıdır gidiyor. Her özelleştirme de tuzu kuruların daha bir serpilmelerine, bir başka deyişle kapitalizmin hizmetine sunuluyor. Bu gidişle para karşılığı olmadan, sade vatandaşa hizmet götüren kuruluş kalmayacak. Yine bundan böyle, devlette kapitalizmin hizmetine verilecek, (Millet mozağini oluşturan orta ve alt tabakadaki türk insanı, kültürel yapısını nasıl koruyacak?). Vurucu bir anlatımla, sınırları bekleyen asker, zenginin paralı elemanı mı olacak? Onun için mi ölecek? Para bir çok şeyi edinmeye yetiyor ama, milli akideyi satın almak olanaksız.
Bu düşünceleri devlet başkanına yazamayız, onlar için akidenin değeri yoktur. Ama Türkiye Cumhuriyet'nin sorumluluğunu üzerinde taşıyan bir S.H.P bu basit hesabı yapmalıdır. Nerede devlet büyük çaplı bir yatırıma girse, hemen çevresi Sabancı'lara, Koçlar'a satılıyor. Nerede toprak reformu, nerede dar gelirlinin çıkarları paralelinde bir atılım? Bu yürekliliği gösteremeyecekseniz, Türkiye'nin geleceğine bir sünger çekelim gitsin.!
Bugün Büyük Şehir Belediyeleri'nin başında bulunanlar hiç ama hiç halktan yana değiller, ona hiç danışmıyorlar, onu hep dışlıyorlar. Yoksa bu millet iyi şeyleri sever, iyi şeylere layık.
Güney ve Güneydoğuda olaylar yürekler acısı, milleti tem edenler çocuk sorumsuzluğu içinde düpe düz yalan söylüyor, yanılgısını yeniliyor, yitirdiği güvenilirliğini bir daha yitiriyor.
Murat bey, sosyal demokrasi yüceltisi olan bir ideodur. Samimiyetin, özverinin, gerçeklerin etrafında kendiliğinden çekirdek yapar, mıknatıs özelliği vardır, çekirdek sağlam bir küçük çekim bulursa çığ gibi büyümeye alestedir. S.H.P'nin küçülüşü işte bu nedenlerledir. At sineği örneği, kuyruk altına sokula sokula çekim gücünü yitirdi, yitirmektedir. Ellili yıllardan beri Cumhuriyet yara alıyor, askerin ayak seslerini onun için sık sık duyduk ve duyacağız.
Eğer sosyal devletin tezelden sorgulamasını yapıp yeni ve güvenilir yapılanmaya gitmesseniz vebaliniz büyük olacak.
Sevgiler, saygılar. Beni okuduğunuz için teşekkürler.
Benim içinde yaşadığım sosyal demokraside halkın sesi dinlenirdi, yanıtta verilirdi. Çöp sepeti fikirlerin ilk durağı olmazdı.
E. Aydın
SELAHATTİN DUMAN
GENEL YAYIN MÜDÜRÜ
Şimdiye kadar bu ekip nerede idi? Aydan mı, yıldızlardan mı geldiniz? Bir avuç özveri sahibi genç, küçücük bir alanda oturmuş, ne kadar güzel dans ediyorsunuz.!
Öyle yerlere enjektörü batırıyorsunuz ki, hantal, nasırlaşmış bünyeler bile kıpır kıpır kıpırdırıyor yazılarınızla!
Devleti yönetsin diye seçtiklerimiz, o kadar yetersiz, gereksiz kalıyorlar, halkından o kadar uzaklaşmış kişiler ki, sağduyu sahibi herkes şaşkınlık içinde. –Bizi nereye götürüyorlar? diye.
Ön sezilerimiz kasaplık koyun gibi kanar yolunda olduğumuzu da duyumsuyoruz. Meğer Mustafa Kemal ne kadar büyükmüş, şimdi daha çok anlaşılıyor!.
Can Pulak bir donkişot kadar cesur, ama bir düşünür kadar da Munis Çelebi. Meriç köy Atası gencecik yapısıyla, deneyimli bir bürokrat. İlker Sarıer ne kadar güncel, okuduklarını düşündüklerin, nasıl da günlük akışa adapte edebiliyor! Lütfi Oflaz geliba hiç uyumuyor.
Necati Zincirkıran zaten zinciri kırmış. Hele hele, o tüketici köşesindeki çıtıpıtı kız Canan Orbay, başından büyük işler kotarıyor. El hasılı hepiniz bir yaylım ateşi açmışsınız, atıyor atıyorsunuz dum...duuum, dum. Atış serbest demişsiniz gibi. Hep de hedeftesiniz tam isabet!.
Tipik bir manga savaşı. Ahmet, Mehmet, ben iresi sıçrıyorum, bana mukaat ol deyip pırlıyorsunuz. İşte Türk insanı böyledir, vatanı da böyle kurtarmadık mı?
Yalnız garip bir şey oldu, benim ölçütlerim bozuldu, sanıyorum ki, gün yirmidört saat. Gündeki bu hinterlantı görünce kafam karıştı. Elim tuşlarda, gözüm yaşlı. Ne olur ara sırada, tutarsız şeyler yazın da, kötü ruhların gazabından korunmuş olun.
Çocuklar dayanınız, iyi yoldasınız, bu asil milletin sağ duyusu sizlerde.
Öperim.
E. Aydın, 9Ocak1993
Dostları ilə paylaş: |