Bu dosya, Ethem Aydın isimli eserin web üzerinden izinli yayınlanan resimsiz hazırlanmış bölümüdür. Değiştirilemez. Serbestçe kopyalanıp dağıtılabilir. Bu dosyanın orjinali



Yüklə 2,29 Mb.
səhifə78/97
tarix29.10.2017
ölçüsü2,29 Mb.
#19746
1   ...   74   75   76   77   78   79   80   81   ...   97

ALIŞIM DOSTUM


Bugün Nisan'ın 22'si, dün galiba 21'i idi, yarın ise 23'ü olacakmış. Olunca göreceğiz. Arkasından eli bıçaklı tanrı geliyor. Koyunlar düşünsün!.

Yüz binlerce yıldan beri gök gürlüyormuş, ilkler bu karmaşık gümbürtüyü korkuyla, saygıyla karşılamışlar ve birilerinin tehdit ve korkutma çığlıkları sanmışlar, her şimşek çakışta çil yavrusu gibi kaçışmışlar, inlerinin en derin köşelerine gizlenmişler. Ertesi günler güneş, güzel barışkan havalar, daha sonra bir tabak gibi ayrıntılara sokulan fırtınalar. Tekrarlarında bunların yıkıcı değil uyandırıcı, uyarıcı oldukları olduklarını duyumsamışlar. Akan zaman içinde, nedenler nedenleri getirmiş. Korkunun yerini önce saygı, sonra da sevgi almış.

İnsandaki ilk tanışmalar gibi.

Sevgi çoğalınca ayrıntılar da çoğalmış, umutlar, beklentiler yoğun sis bulutları gibi objeyi sarmalamış.

Dış doğa artık iç doğanın duyumsal, binlerce çeşitli iyiye dönük ürpertisinde deniz hareketleri gibi yıpratarak ve okşayarak çalkanmış durmuş, durmamış sürmüş gitmiş.

Doğayı artık tanıyoruz. Yağmurdan, fırtınadan sonra güneş olacağını hesaplayabiliyoruz.

İnsan doğası ise henüz hesaplanamıyor. Papatya falı güvencemiz oluyor. Güzeller güzeli papatyayı yaprak yaprak yoluyoruz, seviyor, sevmiyor

Geride bir yığın taç yaprak, gizemi yok olmuş çöp yığını!.

Sanat tarihine bakılınca tunç devri çok önemli ve kalıcı eserlerle donanmış vede gelişim yüklüdür. Öyleyse tunç neden bu kadar tutulmuş hala da tutuluyor. Heykel deyince, hatıra o gelir, sağlamlık da cabası! Bakırı tanıyoruz, mukavemeti az havayla teması iyi sonuç vermez, ama kalayla karışınca işler değişiyor, asaletine ulaşıyor. Onun için ve daha bir çok sebepten dolayı ben tunca tutkuluyum, asil bir birleşimdir. İtibar bakımından da altından daha çok hayata ve güzelliğe yatkındır. Altın ise hep varlığı, ticareti destekler. Bir de gülen, sevinçli, güleryüzlü, güleç olunca, alışıma bu niteliklerde girince, değer yargısı azıcık da olsa gelişmiş birisi, nasıl aşık, hem de sırılsıklam aşık olmasın ki?

Güncel işlerinizde, özde sorunlarınızda başarılar dilerim.

E. Aydın, 22Nisan1996

SAYIN ERTUĞRUL KARAGÖZ


Bir gün, bir dostumuz, “seni bana methettiler, aslı var mıydı” dedi. Düşündüm, haklı olarak verecek yanıt bulamadım.

Nasılsınız, iyimisiniz, sizin seçildiğinize sevindim, gibi, ara nameleriyle geçiştirdim, yeni tanışıklıklar, hal hatır sormalarla, konu ve odak noktası değişti, söz değişti ve sergiden ayrıldım.

Yedi ay geçiyor; bu sorunun bana niçin yöneltildiğini arıyorum.

Üniversitede, eğitim fakültesi, felsefe gurubu üyelerinden bir gönül erini akşam çayına davet ettim. Sohbet koyulaştı. Durumu ayrıntılara inmeden açtım, iletişim eksikliği tanısı koydu. Kaynak kitap rica ettim, ertesi gün iki kaynak kitap göndermişler. Anlambilim, Pierr Guirand, Anabilimi ve Türk Ana bilimi, Prof. Dr. Doğan Aksan. Birincisi Fransızcaydı, gücüm yettiğince okudum; anlamadığım gibi, haklı olarak lisan bilgimden kuşku duydum. Sevgili Bedri Rahmi Eyüpoğlu boşuna dememiş: “Bir dili öğrendim demek için, ana avrat küfredebilmelidir”. İkinci kitap ise, Türkiye’de Türkçeyi doğru konuşan, anlayanın az olduğu savı, kafamı iyice karıştırdı.

Türkçemiz, tarihin katmanlarından süzülerek, arınarak gelen, çok çok güçlü, zengin bir dildir.

Otuz sene Türkiye Cumhuriyet'i liselerinde öğretmen olarak çalışacak; şöyle veya böyle, 30.000, öğrenciyle iç içe; iletişimsiz eğitim yapacaksınız.!!! Hem de, adınız başarılıya çıkacak, ödüller alacaksınız.!!! Mersin Devlet Güzel Sanatlar galerisinde, bire bir, ilk karşılaşmamızda, İçel Sanat Kulübü seçimlerinin sonrasında, bana yönelttiğiniz tümcenin, anlam bilim olarak içeriği neydi?

Bana yazmak lütfunda bulunursanız sevinirim.Saygılar.

E. Aydın, 10Ağustos1999


Hilmi’ciğim


Uzun süredir haberleşemiyoruz. Bizim insanlarımız renkli simaları sever. Asri hoca bunlardan birisiydi. Fikirlerine kızan severdi, beğenen severdi. Rahmetli iyi fikir üretirdi, olumluolumsuz. Sıtkı bey’in babası Yaver efendi de böyleydi. Ama Yaver efendi Asri hoca’dan farklıydı. Bir defa sindire sindire bir okumuştu.

Fikirleri geniş kapsamlı, kendi yaratısı o şartlar altında uygulanabilirliği olmaya özdeş şeylerdi. Senin seviliş nedenin ise pek farklı değil. Türkiye ’de senin görevinde sürüyle insan var. Ama içlerinde bir de giydiği urbayı doldurup dışına taşan Hilmi var.! İşe başladığı günden beri hep çapından büyük işlere soyunmuş, halk bilgisine gönül vermiş, derinlemesine konusunun labirentlerine dalmış, özveriyi sergilemiş biri.

Elbette seven de sevmeyen de türlü nedenlerle olacak. Yaşamın anlamı da bu değil mi?

Dergi benim elime çoktandır geçmiyordu. Bu gün postacı ile eski ve aşina bir dost gibi masama geldi okudum.

Sıtkı Soylu’nun yazısında bir şey ilgimi çekti. Kulağı kesik davar besleyenler köpeğin kulağını keserler. Nedeni, köpek kulağının üstüne yatar, çevreyi duymaz diye.

İkincisi Doğan’ın yazısında; daha derinlere inilecek, bilimsellik çizgisine de uyan çok nüans var, sürdürsün.

Gündüz bey, Tarsus’u vermeğe çalışmış ama çağdaş mimarlarımızdan Nuri Abaç’ın da Tarsus’ta güzel bir eseri var. Ondan bahsetmemiş. Üçüncüsü, Köroğlu olayına, Memişoğlu bir balka türlü yaklaşmış.

İçel Halk kütüphanesi için bağışları hep açık tutunuz. Kasım ayı ile bugün arasında iki ay oluyor. Ben de bir iki resim vermek istiyorum. Ayrıca biraz da kitap seçeceğim. Zaman veriyor musunuz? Veriliyorsa nasıl ulaştıracağım.?

Sana Sağlık afiyet başarılar dilerim

E. Aydın, 11Ocak1993


HİLMİ BEY DOSTUM


İnanıyorum, büyük bir sorumluluk altındasınız, dahası Türkiye genelinde bir emsali bulunmayacak kadar çalışkan ve de başarılısınız. Başrınızın sürdürülmesi için size sağlık dilerim, Tanrı yardımcınız olsun. Amin.

Mektubunuzda öğrencisine vereceği notu kararlaştıramamış bir öğretmen havası var.

Sizinle azınsınamayacak bir geçmişimiz oluştu sanıyordum, her karşılaştığımızda da, iltifatlar yağdırmanıza karşın, ikircimliliğinizi sezinlerim. Bundan neden olsa gerek, hala ismimi bile yanlış yazıyorsun. E T H E M..

Kendimi biraz olsun anlatmak gereğini duydum, hızlı vasıtaya binmeyi sevmem, mümkünse yürürüm veya eşekle seyahat ederim.

Yavaş yavaş yürür, doğayı herkesin gördüğünden ayrıcalıklı, detaylı özümlerim, olayları da öyle. Programları bağlayıcı, kısıtlayıcı bulurum. İstediğim zaman, istediğim olay veya obje üzerinde zaman yitirmekten korkmam. Bilimlerin hepsini ayrıcalıksız severim ve ilgi duyarım. Seçtiğim dal gereği bütün ilimlerle iletişim kurarım, belli ve kendime görece bir felsefem olmuştur. Felsefeme saygılıyım, bohem yapılıyım, ayağımı topraktan kesmemeye çaba veririm, bundan sebep çevrem bana zor insan der. Seranomiler benim için bir işkence olur. Size garip gelecek ama, ilgi alanım içinde başkalarının söz sahibi olmasını istemem. Onun için herhangi bir yarışmada beni bulamazsınız. Bildiğimi çok iyi bildiğime inanır ve öyle sanırım.

İradem izin verdiği oranda sıradan vatandaş gibi olmaya, davranmaya, aşağılık duygusu denecek kadar uyum sağlarım. Bana layık görlen irtifaları daima kuşkuyla karşılarım, ben bu muyum diye sorarım.? Krallarla gezer, halka ait hasretimi yitirmemeye çalışırım. Bundan neden, anlayışlı sevgi gösterilerini redederim ve az sevgilim olur. Rahatsız da değilim.

Kendi iç yargım önünde verdiğim hesaplar hep yüz ağartıcı, gerçekte olması gereken gibidir.

Yazılarımı beğendiğinizi söylediniz, teşekkürler ederim, eğer buda bir iltifat değilse. Böylece yazım aileniz arasına girmiş. Büyük mutluluk. Öyküleri resimleme istencenize gelince, elinizdeki dergiyi biraz israf etmiş olmaz mıyız? Size yolladığım her yazı yayıma uygun olsun diye kuşa dönmüşlerdi. Altıparmak nenenin masalları, neredeyse bir kitap olur, basit bir örnek. Belki Mersin'in kurtuluşu nedeniyle, yayına girer umuduyla size bir yazı daha yolluyorum, bir bakınız. Hazırlamak bizden, fırsat vermek sizlerden. Öperim.

E. Aydın, , 9Ağustos1994


Yüklə 2,29 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   74   75   76   77   78   79   80   81   ...   97




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin