Bu Muhalefet Şerhi 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi Sırasında Şehit Düşen Yurttaşlarımızın Aziz Hatıralarına ve Gazilerimize Adanmıştır


Darbe Komisyonu Çalışmalarını Sonlandırmalıdır Açıklaması



Yüklə 2,4 Mb.
səhifə30/81
tarix30.07.2018
ölçüsü2,4 Mb.
#62912
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   81

Darbe Komisyonu Çalışmalarını Sonlandırmalıdır Açıklaması


Darbeyi araştıracak olan Meclis Komisyonu, başta başkan Reşat Petek olmak üzere başından sonuna kadar AKP’li üyelerin engellemeleri sayesinde, darbeyi araştırmak bir yana, AKP’nin cemaatin büyütülerek darbe yapacak aşamaya gelene kadar geçen süreçteki sorumluluğunun üstünü örtmeye çalışmıştır. Nitekim 27 Mayıs 2017 tarihinde başkan Reşat Petek tarafından kamuoyuyla paylaşılan taslak raporda bu cemaatin özellikle 2003 sonrasında başlayan engellenemez yükselişi konusunda bir bilgi içermemektedir. Keza aynı şekilde cemaatin darbe yapacak kadar güçlenmesinde hükümetin sorumluğunu net bir şekilde Komisyondaki sunumlarında ifade eden üst düzey görevlilerin ifadelerine de taslak raporda yer verilmemiştir.

Darbe gecesinin kilit tanıkları Hulusi Akar ve Hakan Fidan, komisyonun görev yaptığı 4 ay boyunca Komisyona gelip tanıklık ettikleri olaylar konusunda bilgi vermemiştir. Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın komisyona davet edilmesine dair verdiğimiz sayısız yazılı ve sözlü önerge başkan Reşat Petek tarafından engellenmiştir. Israrlı takiplerimiz sonucunda konu medyada tartışılmaya başlandıktan sonra başkan Reşat Petek’in de bu konuda yorum yapmasının akabinde Cumhurbaşkanı Erdoğan devreye girerek komisyonun çalışmalarını sonlandırması gerektiğini söylemiştir.

Bu açıklamanın hemen ardından da başkan Reşat Petek komisyonun İçtüzük’ten kaynaklanan ve 3 aylık çalışma süresini 1 ay uzatmaya imkan tanıyan hakkının kullanılmayacağını açıklamış, nitekim 4 Ekim 2016’da başlayan Komisyon çalışmaları da 4 Ocak 2017 tarihinde sona ermiştir.

        1. Dere Geçerken At Değiştirilmez Açıklaması


Cumhurbaşkanı Erdoğan darbe girişimi sonrasında MİT Müsteşarı ve Genelkurmay Başkanının görevden alınıp alınmayacağına dair gelen bir soruya dere geçerken at değiştirilmez atasözü ile cevap vermiştir.

Fransa, Belçika ve ABD’deki terör saldırıları sonrasında hükümetlerin tavrından örnek veren Cumhurbaşkanı Erdoğan “Amerika’daki İkiz Kuleler vurulduğu zaman kimse istihbarat ne yaptı veya istihbarat görevden alındı mı? Böyle bir soru sormadı?” demiştir.

Cumhurbaşkanının bu konuda doğru bilgilendirilmediğini düşünüyoruz zira 11 Eylül saldırıları sonrasında yurtiçinde Amerikan vatandaşları dahil olmak üzere istihbarat toplama yetkisi olan Federal Soruşturma Bürosu (Federal Bureau of Investigation-FBI) çok yoğun eleştiri almış ve sonuçta Homeland Security adı altında yeni bir istihbarat kurumu oluşturulmuştur.

İstihbarat zafiyeti tartışmaları boyutunda Türkiye’deki durum ABD’den daha vahimdir. Zira Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 15 Temmuz darbe girişimini eniştesinden öğrendiğini söylemekte, Başbakan Binali Yıldırım ise tankların Boğaz Köprüsünü kapatma haberleri TV’lere yansıdıktan sonra dahi aramasına rağmen MİT Müsteşarıyla görüşememiş, MİT Müsteşarının 15 Temmuz’da kendisini neden bilgilendirmediğini basına üzerinden sorgulayarak öğrenmeye çabalamıştır.


        1. At İzi İt İzine Karıştı Açıklaması


İlginç şekilde, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yaratılan antidemokratik ortamdan Cumhurbaşkanının kendisi de rahatsız olmuştur. Darbe girişiminin ardından başlatılan FETÖ soruşturması kapsamında yapılan tutuklama ve gözaltı işlemlerinin keyfiliğinden duyduğu memnuniyetsizliği ifade etmek için, "…şu var ki at izi, it izine karışmış vaziyette. 'Ben bir şey atayım da nasılsa tutar' diyenler var" diyen Cumhurbaşkanı hoyrat uygulamaları kabul etmiştir.

Cumhurbaşkanının yaverinin, Genelkurmay Başkanı ve İkinci Başkanının özel kalem müdürleri ile emir subaylarının, hatta danışmanlarının darbeci olduğu bir ülkede, Sözcü gibi, yayın hayatı boyunca Fetullahçı tehlikeye dikkat çeken bir gazetenin muhabiri ve sorumlu müdürünün darbe günü Cumhurbaşkanının tatil yaptığı yeri haberleştirdiği için gözaltına alınması ve tutuklanması, darbecilerin yargılandığı konusunda kamuoyunda soru işaretlerine neden olmuştur.

Diğer taraftan, FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu yargılanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının damadının yasal olmamasına rağmen özel hastane raporuyla tahliye edilmesi ise

        1. Fetullahçı Terör Örgütü Devlet İçinde Paralel Bir Yapı Oluşturdu Açıklaması


Fetullahçı terör örgütü tarafından devlet içindeki paralel yapı, AKP’nin Gülen cemaatini bu konudaki ciddi uyarılara rağmen hizmet hareketi olarak tanıttığı zamanlarda kurulmuştur.

Paralel yapının emniyet, ordu ve yargı gibi devletin en kritik kurumlarında kadrolaşma planı bilinmeyen bir durum değildir. 17 Aralık 2013’te menzil ortağını gizliden gizliye takip ettiği ve sözleşme bozulduğunda afişe edeceği suçlarını arşivlediği 17 Aralık 2013’te anlaşılmıştır. Bu tarihe kadar izmet hareketi olarak tanıttığı ve toz kondurmadığı cemaati o günden sonra FETÖ terör örgütü tanıtmaya başlamıştır.

Fetullahçılar AKP iktidara gelinceye kadar devlete sızmaya çalışmış, AKP iktidarlarıyla birlikte bilinçli bir şekilde devletin en hassas kademelerine yerleştirilmişlerdir.
Sonuç olarak; paralel yapı kendiliğinden oluşmamış, AKP eliyle bilerek ve isteyerek yerleştirilmiştir. Zira paralel yapılanma bizzat AKP’nin planıdır, yarı yolda iş bozulmuş, ortaklık atılmıştır.

        1. İdam Cezası Önüme Gelirse Onaylarım Açıklaması


15 Temmuz darbe girişiminden sonra özellikle Cumhurbaşkanının yaptığı toplantılarda bir grup izleyicinin idam cezası lehinde tezahüratta bulunması üzerine yapılan bu açıklama ciddiyetle bağdaşmamaktadır.

Darbe girişiminin yaşandığı tarihte Türk ceza hukukunda idam cezası yoktur. Hukukumuzda olmayan bir cezanın sonradan getirilmesi bunun da geçmiş tarihli bir suça uygulanması fiilen mümkün olsa da bunu yapan devletin gelişmiş ülkeler arasında barınma şansı yoktur. Sayısız danışman çalıştıran Cumhurbaşkanına bu basit kuralı kimsenin hatırlatmamış olması mümkün değildir.

Ayrıca, Meclis onaylarsa darbecilerin idam cezasıyla yargılanacağını (açıkça söyleyemeyen ama) ima eden bir Cumhurbaşkanının yönettiği ülkeye, demokrasiyle yönetilen herhangi bir ülkenin, Fetullah Gülen’i veya onun darbe girişimiyle suçlanan bir üyesini iade etmeyeceği açıktır. İdam cezasını tartıştırıp ardından Gülen’in iadesini gündeme getirmesi Erdoğan’ın bu darbenin faillerinin bulunmasını gerçekten de isteyip istemediğini konusunda kafa karışıklığı yaratmaktadır.


        1. Yüklə 2,4 Mb.

          Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   81




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin