Bu Muhalefet Şerhi 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi Sırasında Şehit Düşen Yurttaşlarımızın Aziz Hatıralarına ve Gazilerimize Adanmıştır


Üniversitelerde Kadrolaşma: Rektör Seçimlerinin Kaldırılması



Yüklə 2,4 Mb.
səhifə66/81
tarix30.07.2018
ölçüsü2,4 Mb.
#62912
1   ...   62   63   64   65   66   67   68   69   ...   81

Üniversitelerde Kadrolaşma: Rektör Seçimlerinin Kaldırılması


Darbe sonrasındaki milli güvenliğimizi sağlayacak kurumların tasfiyesi ve devlet personelinin devlete sadakatten Erdoğan’a sadakat şiarıyla çalışmaya zorlayacak tasfiyelerin yanı sıra ülkemizin geleceğinin temel taşlarından biri olan akademinin bir bütün hâlinde tasfiyesi ile devam etmektedir. Barış Bildirisi İmzacısı akademisyenlerin ve Anadolu kentlerindeki üniversitelere tüm idealizmleriyle katkı sunmaya çalışan genç akademisyenlerin her türlü hile ve desise ile ihraçlarının yanı sıra üniversite özerkliğinin olmazsa olmazı olan üniversitenin üniversite bileşenlerince yönetimi ilkesi bir gece 676 numaralı KHK vasıtasıyla rektör seçimlerinin kaldırılmasıyla yok edilmiştir. Bu değişikliğin Gülen Çetesiyle mücadele amacı olmadığının en somut kanıtı darbeden önce yani 12 Temmuz 2016’da ülkemizin önde gelen yükseköğrenim kurumları arasında olan Boğaziçi Üniversitesi’nde yapılan rektör seçiminin, istediği tarzda bir aday seçilmediği için, Erdoğan tarafından yok sayılmasıdır.

AKP İktidarı uzun süredir kadrolaşma çalışmalarında istediği sonucu elde edemediği üniversitelerde çözümü rektör seçimlerini kaldırarak atamalara ilişkin yetkinin her türlü liyakat ve etik değerlerden uzak bir şekilde siyasi bir makam haline getirilen Cumhurbaşkanlığına verilmesinde bulmuştur. Bağımsız ve adil seçimlerle daha çok demokratikleştirilmesi gereken üniversite yönetimleri böylece merkeziyetçi, otoriter ve faşizan bir anlayışa kurban edilmiştir. Bu bağlamda yaşananlar yukarıda anılan Boğaziçi Rektörlüğünün belirlenmesi aşamasından hatırlanabilecektir.


      1. Anayasa Referandumu

        1. Komisyon ve Genel Kurul Çalışmaları


AKP’nin yıllara yayılan Başkanlık dayatmasının tarihinden bahisle, bu ısrara karşılık gelecek atmosferin yaratılması, uygun koşulların hazırlanması ve meselenin kamuoyunda kanıksanması ve halk tabanına yayılması için yapılan çalışmaların en belirleyici olan yakın tarihi 4 Şubat 2016 tarihinden başlamaktadır. Anayasa Uzlaşma Komisyonu606, 26. yasama döneminde ilk toplantısını yapmak üzere TBMM Başkanı İsmail Kahraman başkanlığında bu tarihte toplanmış, ancak komisyonun AKP’li üyelerinin Başkanlık ısrarından vazgeçmemesi nedeniyle görüşmeler sonlandırılmıştır. ile 16 Şubat 2016 tarihinde çalışmalarına son vermiştir. Bu kısa çalışma, mevcut sistemin tartışılır olup olmadığı noktasında kilitlenmiş607 ve komisyon çalışmalarını durdurmuştur. Başkanlık konusunun bir dayatmaya dönüşmesi ve gerekli süreçlerin dışında bazı metotlarla gündemde tutulması süreci böylece başlamıştır. 4 partinin temsil edildiği komisyon çalışmalarının ardından, bu defa 3 parti temsilcisi ile ‘mini anayasa’ görüşmeleri 12 Ağustos 2016 tarihinde başlamış, HDP bu görüşmelere dahil edilmemiştir. Üçlü komisyon, 23 Eylül 2016 tarihinde, 7 madde üzerinde mutabakata varıldığı açıklaması ile birlikte çalışmalarını tamamladığını duyurdu. Ancak bu duruma ilişkin yeni bir gelişme olmaksızın AKP ve MHP, ikili görüşmelere başlamış, bu kapsamda 21 Kasım 2016 tarihinde AKP Genel Sekreteri Abdülhamit Gül ile MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak Anayasa değişiklik paketini görüşmek üzere bir araya gelmiştir. Bu görüşmeler neticesinde ise 8 Aralık 2016 tarihinde AKP ve MHP’nin yeni anayasa düzenlemesinde uzlaştığı haberleri servis edilmiş, sonuç olarak 10 Aralık 2016 tarihinde yeni anayasa teklifi608 Meclis Başkanlığı’na iletilmiştir. Tasarının Anayasa Komisyonu’nda görüşülmesine 20 Aralık 2016 tarihinde başlanmıştır.

Şiddetli tartışmalar eşliğinde yürütülen Anayasa Komisyonu, 21 madde halinde gelen “Başkanlık Teklifini” 18 madde halinde onaylayarak çalışmalarına 30 Aralık 2016 tarihinde son verdi ancak komisyon çalışma usulleri bakımından AKP iktidarı dönemine ışık tutan tartışmalı bir örnek sergiledi609. TBMM Başkanlığına 10 Aralık'ta sunulan teklifin, bazen gece yarısını geçen, bazen sabahı bulan, zaman zaman sert tartışma ve kavgaların yaşandığı görüşmeleri, komisyonda 9 gün sürdü. Teklifin tümü üzerindeki değerlendirmeler, aralıksız 5 gün yapıldı. Meclis Başkanlığına 21 madde olarak sunulan teklif, önergelerle 18 maddeye indi. "Yedek milletvekilliği" maddesi tekliften çıkartılırken, cumhurbaşkanının kararnameleriyle ilgili 14. ve 15. maddeler de geri çekilmiş ancak bu maddeler teklifin 9. ve 11. maddelerine eklenmiştir. Görüşmelerin en uzun mesaisi, son gün oldu. Komisyon, teklifi kabul etmek için son gün yaklaşık 17 saat çalıştı.

Komisyon çalışmaları ardından Anayasa teklifi 9 Ocak 2017 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanmıştır ve teklif 339 oyla kabul edilerek 21 Ocak 2017 tarihinde yasalaşmıştır. TBMM Genel Kurulunda teklifin tümü üzerinde yapılan gizli oylamaya 488 milletvekili katıldı. Oylamada 339 kabul, 142 ret oyu kullanıldı; 5 oy boş çıktı, 2 oy ise geçersiz sayıldı. Gizli oylama kurallarına açıkça uyulmadığı tespit edilen görüşmeler sürecinde meclis genel kurulu arbedelere sahne olmuş, farklı günlerde çıkan tartışmalar yerini kavgalara bırakmış ve bir çok milletvekili yaralanmıştır.

        1. Referandum Süreci


Yürürlüğe girmesi durumunda büyük oranda 2019 yılı itibarıyla geçerlilik kazanacak Anayasa değişiklik teklifi, başta komisyon çalışmaları, ardından ise genel kurul çalışmalarında apar topar görüşüldükten hemen sonra, iktidar partisi ülkeyi yine zaman kaybetmeden halk oylaması sürecine sokmuş ve referandum tarihi 16 Nisan 2017 olarak belirlenmiştir. Referandum çalışmaları, lojistik anlamda ciddi oranda haksız bir rekabet ortamında gerçekleşirken, iktidar partisi mensupları ve Cumhurbaşkanı süreci HAYIR çalışmalarını ciddi bir şekilde terör ile ilişkilendirmesi neticesine dek varmıştır. Toplumsal bir karşılık görmeyen bu itham kısa sürede terk edilmiştir ancak muhalefet partilerinin çalışmaları büyük ölçüde gerek yerel idareler gerek kışkırtılmış kitleler tarafından engellenmiştir610. Tüm olumsuzluklara rağmen kamuoyu araştırmalarının işret ettiği durum ise HAYIR çalışmaları lehine gelişmiştir.

Sonuç olarak 16 Nisan 2017 tarihinde Türkiye zoraki bir referandumda Anayasa değişikliğini oylamak üzere sandık başına gitmiştir. Ancak seçim günü de, ülkenin olağandışı koşullarda içine sürüklendiği bu süreç olağandışı bir uygulama ile istismar edilmiştir. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) oy verme işleminin devam ettiği saatlerde aldığı 16 Nisan 2017/560 no.’lu kararında “Yüksek Seçim Kurulunca geçmiş yıllarda istikrarlı olarak, Yüksek Kurul tarafından gönderildiğinde şüphe bulunmayan hallerde, sandık kurullarının hata veya ihmali sonucu mühürlenmeyen oy zarfı ve oy pusulası ile seçmene kullandırılan oyların geçerli olduğu kabul edilmiştir” diyerek seçim güvenliğinin en önemli mekanizmalarından biri olan mühür şartını devre dışı bırakmıştır. Bu durum AKP iktidarı döneminde yaşanan en büyük şaibelerden biri olarak tüm tepkileri de beraberinde getirmiştir fakat YSK’ya verilen tepkilerle eş zamanlı olarak iktidar partisi mensuplarınca yapılan açıklamalar eşliğinde oy sayımı tamamlanmış ve daha sonra YSK tarafından resmi olarak da açıklanacağı üzere, EVET oyları %51.54, HAYIR oyları ise %48,59 olarak duyurulmuştur. Haziran 2015 tarihinden itibaren artan IŞID-PKK saldırılarından yorulmuş Türkiye, 15 Temmuz darbe girişimi ile daha da yıpranmışken ve darbe girişimi ardından ilan edilen OHAL koşulları altında, 20 Aralık 2016 ve 16 Nisan 2017 tarihleri arasında kelimenin tam anlamıyla yangından mal kaçırırcasına gerçekleştirilen Anayasa değişikliği böylece her biri birbirinden şaibeli ve hassas gelişmeler eşliğinde kabul edilmiştir.



        1. Yüklə 2,4 Mb.

          Dostları ilə paylaş:
1   ...   62   63   64   65   66   67   68   69   ...   81




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin