Emin Cenkmen «Osmanlı Sarayı ve kıyafetleri» isimli eserinde şunları yazıyor: «Çaşnigirbaşı (günlük kıyafetinde) başına kırmızı âdi kavuk giyer, üzerine beyaz destar sarardı. İçine mintan, üstüne önü kapalı kaftan giyer, beline kuşak sarar, kaftanın bir ucunu bu kuşağın arasına sokardı. Lâciverd şalvar, sarı mest pabuç giyerdi. Merasim günlerinde başına yarım endaze boyunda beyaz dülbend sarılı mücevveze, arkasına erkân kürkü giyerdi. Üçüncü Sultan Ahmed zamanında Çaşnigirbaşına Hassa Çaşnigirbaşı denildi; bayram divanlarında başına mücevveze. arakasına üst kaftanı giyerdi; şâir merasim günlerinde başına mücevveze, içine entari, beline şal kuşak, kırmızı şalvar, san yemeni, arkasına yeşil zemin üstüne siyah, kırmızı, beyaz dört köşeli göğüslük dikilirdi». (Emin Cenkmen).
ÇAŞNİGİR MESCİDİ — (B.: Daye Hâtûn Mescidi).
ÇATAL BAYRAK — Yeniçeri Ortalarının (Taburlarının) bayrağının adı; bayrak gönderine geçirildiğine göre, ufkî olarak yarısı sarı ve yarısı kırmızı ve ucu çatal çentilmiş bir bayrak idi.
ÇATALCA — İstanbul Vilâyetinin Belediye hududu dışındaki ilçelerden biri; Trakyadadır, yüz ölçümü 1693 kilometre karedir; biri merkez olmak üzere dört bucakdan mürekkebdir ki, diğer üç nahiyesi Hadımköy, Karacaköy ve Büyükçek-mecedir. İlçenin nüfusu 51523 candır (1960 sayımı).
Çatalca kasabasının gelişmesinde büyük himmeti olan kimse, buraya büyük bir cami yapdırıp su getirten on altıncı asır vezirlerinden Ferhad Paşadır (B.: Çatalca Ferhad Paşa Camii; Çatalca Ferhad Paşa Çemesi; Ferhad Paşa).
On yedinci asır ortasında, kırk sene süren
saltanatı boyunca büyük sürgün avlarında dolaş
mış Dördüncü Sultan Mehmedin Çatalcaya aşırı
rağbeti ve bu kasabaya sık sık uğrayarak uzunca
ikaametleri, kasabanın gelişmesinde mühim tesir
yapmışdır. İstanbula yakınlığı da büyük şehrin
nimetlerinden kolaylıkla faydalanmasını sağla-
mışdır. '
Mülkî idare bakımından kadimdenberi İstanbula bağlıdır; Onyedinci asır ortasında yaşamış
tal .yüksek dağın şark eteğinde kıbleden şimale uzunlamasına bir kasabadır; 2000 adım uzunluğunda bağlı, bağçeli, âbu hayaüı bir beldedir. Eyyubsultan Kadılığı nahiyelerinden 150 akçe pâ-yeli mükellef kazadır (Eyyub Kadılığına bağlıdır). Hâkimi örfü (zabıta âmiri) Çatalca Bağçesinin (Çatalcadaki hünkâr bağçesinin) ustasıdır (bu bağçedeki bostancı ocağının usta unvanını taşıyan zabitidir); üçyüz nefer bostancılarla zabteder. Ayrıca subaşısı, muhtesibi, ayak naibi vardır.
«Bu zîbâ şehir cümle kırk yedi mihrab olup (cümle 47 mescid ve camii vardır?) beşinde Cu-
SİLİVRİ
J
l ÖLÇEK 2OO.OOO
ÇEKMECE
Çatalca Merkez Nahiyesi (Harita : General H. R. Ayyıldız)
ÇATALCA
— 3772
istanbul
ANSİKLOPEDİSİ
— 3773 —
ÇATALCA
ma namazı kılınır; camilerinden cümlesinin mükellef ve müzeyyeni Ferhad Paşa Camiidir.
«Şehrin kıble tarafı Koruk Dere denilen yere kadar mâmurdur; fakat her evde bağ ve bağçe olduğundan evleri seyrekdir.
«Çaîalcada Hünkâr Sarayı ve Bağçesinden başka Veli Usta sarayı, Çataloğlu Sarayı, Kadri Ağa Sarayı, Hasan Paşa zade Sarayı, Kızlarağası Sarayı ve daha nice saraylar vardır; yedi adeU tekkesi, muazzam ve kurşun örtülü han, bir hamam ve 270 kadar dükkân vardır; ama bedesteni yokdur,. mektebi sibyam çokdur. Yetmiş yerden âbı hayatları akar; sâde, çarşı pazarında kırk, elli aded çeşmeleri akar durur; bir hüsün pazarı olan çarşının kaldırımı üzerinden sular akar; çarşısın-daki esnafın çoğu da pabuccu, pilâr ve postaladır.
««Çatalca çayırı İstanbulun Kâğıthane çayırından lâtif olup yonca, trifil ile müzeyyen lâle-zardır ki, .Âli Osman anbarına bu bereketli sahradan üç bin araba yem giderek Ahırkapu anbâı'-larına basılır. Cayır mevsiminde muhafazası için çorbacıları ile bir oda yeniçeri gelir. Sahralarında Baba Nakkaş, Kineli, Bakbalı, İzzeddinli köylerine varınca büyük çiftlikler, ağıllar, sayalar, mandıralar vardır; koyunlu, kuzulu, .sığır ve ca-muslu vadilerdir ki, İstanbul ayanının hemen hepsinin bu kariyele'rde alâkalan vardır. Çatalcamn sütü, kaymağı, teleme peyniri, kesmiki, yoğurdu, dil peyniri, kaşkavalı meşhurdur, İstanbula gelerek ganimet ederler».
İmparatorluğun son zamanlarında Çatalca, Edirne ve İstanbul vilâyetleri arasında bir müstakil mutasarrıflık, kaza idi; bu müstakil mutasarrıflık da nefsi Çatalca, •Büyükçekmece ve Silivri kazalarını ihtiva etmekte idi, Terkos nahiyesi de bu mutasarrıflığa bağlı idi.
Cumhuriyetin ilânından az sonra, 1926 ela Çatalca vilâyet oldu, fakat aynı yıl içinde Büyük Millet Meclisinde yeni taksimatı mülkiye kanunu kabul ediîdikden sonra. Çatalca İstanbulun bir kazası (ilçesi) oldu.
Bu ilçe, yukarıda da söylediğimiz gibi, biri merkez nahiyesi (bucağı) olmak üzere üç nahiyeye ayrılmışdır (Diğer iki nahiye için B.: Büyükçekmece; Hadımköy).
İlçenin Çatalca merkez nahiyesi, iki mahalleden mürekkeb olan Çatalca kasabası ile 26 köyden mürekkebdir; 1960 sayımmdaki nüfusları ile birlikde isimleri şunlardır:
2333 3250
KASABA
Ferhadpaşa Mahallesi
Kalelçi Mahallesi
KÖYLER
l — Akalan O716
2-Çakıl 129°
0745 0363 0892 1108 0345 0935 1042
-
—Çanakça 1152
-
— Dağyenice ... 0554
-
— Elbasan : °747
-
— Gökçeli -•• O443
-
—Ihsâniye ... 1062
-
—İncepz O518
9 — îzzeddin
-
— Kalfa
-
— Kabakça
-
— Kestanelik
-
— Kızılcaali
-
__ Muradbey
-
— Nakkaş
-
— Qklah °414
-
— Ovayenice
-
— örcünlü •••
— Pınarca
(İhsaniyeye bağlannıışdır)
19-Subaşı ... ... 0523
-
— Tarfa (Yeni adı örencik) 0623
-
— Yazlık °228
-
—Bahşayiş 0342
-
— Hallaçh O488
-
— îstranca (Yeni adı Binkılıc) 2449
-
— Yaylacık 0049
-
— Alaton (Yeni adı Aydınlar) 0890
24772
İlçe nüfusu 51523 can olduğuna göre, Hadımköy ve Büyükçekmece nahiyelerine 26751 kişi kalmış oluyor.
Kasaba şimal - cenub istikametinde uzanan ve Büyükçekmece Gölünün şimal kıyılarına birleşen geniş bir vadinin batı kenarında kurulmuş dur. Bu vadinin ortasında, kasaba ile Çatalca istasyonu arasından Karasu Deresi akar. Makilerle kaplı sırtlar arasındaki bu vadinin batı versanları Çatalca Savunma hattını teşkil eder.
Halkının geçim kaynağı, çiftçilikdir. önemli ziraat mahsulleri yulaf, buğday, arpadır. Bilhassa süt ver en hayvanların yemi bakımından yulaf başda gelir. Mısır, ayçiçeği, talî derecede pancar, çok az bostan, domates, soğan, bakla, nohud, fa-sulya, az mikdarda. köylü kendi ihtiyacı için ye-tişdirir.
Elbesan, Çakıl, Ovayenice köylerinde .bağcılık hayli ilerlemişdir. Gökçeli ve Çanakça köylerinde de yeni bağlar yetiştirilmeye başlanmışdır, bâzı bağlardan mahsul da alınmışdır.
İlçe merkezinde mühim ölçüde sebzecilik yapılır. İlçenin merkez bucağında en mühimmi
İzzeddin ve Nakkaş köyleri başda olmak üzere, senede 5 milyon kilo raddesinde ot itihsal edilir; otculuk çok ileridedir. Enginar ve yonca da yetiştirilir. Meyvacılık yeni yeni gelişmektedir; meyva ağaçlan arasında kayısı, armud, dut, incir, fındık, ceviz, vişne, kiraz yetiştirilir.
Hayvanlıcılık; bilhassa merkez bucağında, son birkaç yıl içinde çok inkişaf etmişdir; meselâ bir «Süt Müstahsilleri Kooperatifi» teşkil edit-mişdir, ve günde 5 ton süt, Beşiktaş Pastörize Süt Fabrikasına sevk edilmektedir. Ömür ve Haznedar çiftliği gibi müesseseler süt ihtiyaçlarının mühim kısmını, Çatalcamn merkez bucağı ve köylerinden temin etmektedir. Hayvan cinsleri de ıslah edilmiş durumdadır.
Çatalca kasabasında her hafta perşenbe günleri, Binkılıc köyünde de (eski adı îstranca) cumartesi günleri pazar kurulur; yine bucak merkezi Çatalca kasabasında 5 ekimden 10 ekime kadar devam etmek üzere hayvan ve eşya panayırı kurulur.
Kasabanın üçü ibâdete açık (Ferhad Paşa, Cemaati İslâmiye, Kaleiçi), bki de harabe hâlinde (Ali Paşa) dört camii vardır.
Merkez Çatalca kasabasında l orta okul, ve 2 ilkokul vardır. Merkeze bağlı, köylerde, Yaylacık köyü hâriç,, bütün köylerde beşer:: sınıflı ilkokul vardır.
Çatalca kasabası, Sirkeci - Edirne demiryolu üzerinde «Çatalca» adı ile bir. istasyona sar hibdir, İstanb.uldân 71 inci kilometrededir ve kasabaya 2 kilometre mesafededir; tiren istasyonu ile kasaba arasında bakımlı, güzel bir şose vardır.
Çatalca kasabası İstanbul - Edirne asfaltına da 17 kilometrelik bir şose ile bağlıdır; bu şosenin ana kara yolu ile kavuşak noktası, istanbul tarafından gelindiğine göre, :Büyükçekmeceyi geç-dikden az sonra 56 inci kilometrede, «Dörtyol ağzı» denilen yerdedir; bu kavuşak noktasında, yâni Dörtyol ağzında, ana asfalt Büyükcekmece-den .gelir, Silivriye doğru gider; bir. şose, yukarda zikıettik, Çatalcaya gider, diğer çok kısa bir şose de az ilerde görülen Mimar Sinan (Kalikrat-ya) köyüne varır.
Çatalcadan sabahlan yarım saatde bir, öğleden sonra saatde bir, perşenbe ve pazar günleri her 45 dakikada İstanbula bir yolcu otobüsü ha-reket;.eder.
Kasabanın, nahiyenin bütün köyleri de stabilize yol ile bağlantısı vardır.
Bu ansiklopedinin sahibi, müellifi ve mü-
devvini R. E. Koçu kardeşimiz 1935 de askerliğini Çatalca kasabasında yapmış idi. «O zamanlar ^Çatalcadan İstanbula sabahlan iki, öğleden sonra da bir, tümü üç otobüs arabası, kalkar idi» diyor, ve askerlik hâtıraları arasında şu satırları yazıyor:
«— Haydi İstanbul!.. İstanbul!..
«Kahveci Mehmed dükkânının önündeki kaldırımları sulamış mıdır? Sakızlı ve takunyalı kızlar otobüsün etrafında dolaşırlar mı? Çingene çocuğu boyacı Hüseyin, gözlerini tıpkı kunduralar gibi cilalamış, parlatmış mıdır? Nasliçli. Eat-manın grep oyası, kirpikleri mavi gözlerinin etrafında kıvrım kıvrım mıdır? Şoför muavini Sa-riko çıngıraklı sesi ile bağırır mı:
— Haydi İstanbul!.. İstanbul!..
Çatalcamn göbeği bir dörtyol ağzıdır. İstanbul otobüsleri bu dörtyol ağzındaki, havuz başından kalkar. Trakya kasabalarını İstanbula bağlayan otobüslerdir. Trakyada dolaşmıyanlar otobüsü anlıyamazlar, sevmezler...» (R. E. Koçu,'. Çocuklar, 1938).
Çatalca kasabasında Ferhad Paşa Suyu civarın en güzel suyudur, mikyası mâ 3 dür. Sertlik derecesi biri 21, diğer ikisi 16 ve 1.8 olan sular birleştirilerek kullanma ve içme suyu olarak ter-kos tesisatına ilâve edilmişdir.
Çatalca. kacabası elektrik ışığına 1947-1948 arasında kavuşmuşdur.
Kasabadakit sağlık merkezinden başka, Çakıl, Kabakça ve Kestanelik köylerinde birer dispanser (ebe ve sağlık memuru) vardır.
Çatalca kasabasında l su değirmeni (6 tane de köylerde), 2 un fabrikası (Biri istasyonda, bunlar aynı zamanda ay çiçeği yağı da çıkarırlar), Ziraat Bankası, l eczâhâne. l Atatürk büstünü hâvi park, l Belediye sineması ve Gazinosu, l Belediye Hamamı (B.: Çatalca Hamamı), 2 otel (Ferah Oteli» Park Oteli), 2 lokanta, 3, ekmek fırını, l tepsi fırını, l saatçi, 6 kasab, 2 fotoğrafçı, 7 kunduracı, 5 berber, 6 manifaturacı, İ kömürcü, 16 terzi, 12 kahvehane, 18 bakkal, 2 saraç, l nalband, 4 keresteci ve inşaat malzemeci-si, l tatlıcı, l bonmarşe, l oto tamircisi, l kalaycı, l hazır elbiseci, lâstikci, 2 kebabcı, 2 araba imalâthanesi, 2 elektrik kaynakçısı, l yorgancı, 2 benzin istasyonu, 2 zahireci, l tornacı, tesviyeci, 2 tenekeci, l radyo tamircisi, l doğramacı, 3 tuhafiyeci, kırtasiyeci, l Şeker Bank, î sigortacı, î avukat yazıhanesi, l derici, 1 kaşar peyniri imalâthanesi, 2 beyaz peynir imalâthanesi (Kestanelik, Dağyenice, İnsaniye ve Aydınlar köy-
ÇATALCA CEZAEVİ
— 3774 —
istanbul
ANSİKLOPEDİSİ
_ 3775 —
ÇATALCADA HACI MAHMUT ÇEŞMESİ
ruvak altıdır; bu kubbeciklerin ikisi delik deşik olmuş, sağdaki ise tamamen çökmüş bulunuyordu. Ali Paşa Camii Balkan Harbinde ağır hasara uğramış, o tarihden bu yana da evkafça kadro dışı edilmişdir. 1934-1935 arasında bu harabe mâbed, askerî hurda anban olarak kullanılmak-
da idi, ki, 1935 yazında askerlik görevini levazım yedek subayı olarak Çatalcada îfâ eden Reşad Ekrem Koçunun bir çok günleri bu hurda anban camii açıp kapamakla geçmişdir. Yazar, Çatalca hâtıraları arasında Ali Paşa Camiini şu satırlar ile anıyor:
«1935 yazını askerlikle Çatalcada geçirdim, ve bir çok günlerim enkaz anban olan Ali Paşa Camiinde geçdi.
«Ali Paşa Camii kasabanın İstanbul tarafındaki kenarına düşer; kubbesi çatlak, bağçesinin duvarı yıkık, çeşmesinin suyu tükenmiş, mezarlığını adam boyu baldıranlar, yılan yasdıkları kap-lamışdı. Camilerin etrafında güvercin görmeye ahşmışızdır. Ali Paşa Camiinin yuva olabilecek boşluklarına çaylaklarla kargalar yerleşmişlerdi. Binanın içi dışından harabdı. Bütün yazı ve nakışları dökülmüş, onların yerine kubbenin üstündeki bir aylandos ağacının, kubbenin çatlakların dan içeriye giren kökleri, garib vahşî nakışlar, esrarengiz sihir, büyü yazısı hâlinde yazılmışlardı. Döşemeler sökülmüş, neferler her gün yerde, duvarların üstünden âkreb toplarlardı...» (R. E. Koçu, Çocuklar, 1938).
' iar"^_ *•» -^-o* «*^v^^^-
Çatalca Ali Paşa Camii (Resim : S; Bozcalı; Plân : B. Cantok)
lerinde de peynirhaneler vardır), 2 yoğurtfaâne (Nakkaş ve Kızılcaali köylerinde de birer yoğurthâne vardır), l mukavva fabrikası (İstasnyonda).
Elbesan ve İnceğiz köyleri civarında Manganez mâdeni işletmek imtiyazı verilmişdir. İkisi Kabakcada, biri İhsâniyede, diğer ikisi de Binkı-hç köyünde (5 silis kumu ocağı vardır (Porselen imâlinde kullanılır).
İnceğizde bir taş ocağı vardır, Çatalca hükümet konağı bu ocak-dan alınan taşla yapıl-mışdır. Çatalca kasabasında 2 tane de tuğla harmanı bulunmaktadır.
İnceğizde târihden önceki. devre âid çok büyük bir mağara, vardır; bilhassa ziyaret etmeğe değer eserdir. Subaşı köyünde de görülmeğe değer bir mağara bulunmaktadır.
İhsaniye köyü ile Aydınlar köyü arasında Bizanslılardan kalma Anastasya kalesi harabesi vardır.
E. General Hakkı Râif AYYILDIZ
ÇATALCA CEZA
EVİ —Hükümet Konağı binasının bodrum katının bir kısmını işgal eder. (B.: Ceza Evleri).
ÇATALCADA ALİ PAŞA CAMİİ —
Banisinin kim olduğu tesbit edilemedi; kesme taşdan dört duvar ve 8 pencereli bir kasnak üzerine oturtulmuş bir büyük kubbeden ibarettir. Son cemaat yeri dört mermer sütun üstüne atılmış kemerler üzerinde iki yandakiler yarım küre, ortadaki beşik şeklinde üç küçük kubbe ile örtülmüş, bir
Klasik Türk yapı sanatının bu güzel eseri, 1962 de ahır olarak kullanılmakda idi.
ÇATALCABA ÂLİ PAŞA ÇEŞMESİ — Ali Paşa Camiinin karşısındadır; 1962 de teknesi ve yalağı tamamen toprağa gömülmüş, susuz, yok olmağa terkedilmiş bulunuyordu. Çatalcamn îmân, bu gibi eserlerin tamir ve ihyâsı ile olur demek lâzımdır.
ÇATALCADA FERHAD PAŞA CAMİİ — (B.: Ferhad Paşa Camii).
ÇATALCADA FERHATPÂŞA MAHALLESİ MESCİDİ — Müstatil plânlı, dört duvar üzerine kiremitli ahşab bir çatı ile kapanmışdır; bodurca minaresi ile şirin bir mesciddir; bir kitabesi görülemedi ve banisinin adı tesbit edilemedi. General H. Râif AYYILDIZ
ÇATALCADA HACI Mx\HMUT ÇEŞMESİ Bu kasabanın güzel eserlerinden biridir; 1962 yılında bir akar çeşme olduğu halde gaayet-le harab durumda idi, üst kısmı yıkılmış, güzel bir sülüs hat ile kitabesinin baş tarafı da yok ol-muşdu; bu kitabenin bir tamir kitabesi olduğunu tahmin ediyoruz:
Çatalca Alipaşa Çeşmesi (Resim : Sabiha Bozcalı)
ANSİKLOPEDİSİ
3777
ÇATALÇEŞME, ÇATALÇEŞME MENZİLİ
— 3776 —
ÇATALCA ORTA OKULU ÇEŞMESİ
bu dilcû çeşmeyi
Döndü ayni Kevsere icra olundu pek becâ Kâzım ekıtsuıı söyleştin târihini atsana âb Afiyet olsun içüb mâ kana kana kıl düâ 1301
ÇATALCADA HAVUZL UÇEŞME — Kasabanın İstanbul tarafı kenarında, hamam civarındaki meydandadır; Çatalcamn süslerinden biridir, fakat belediye tarafından kaldırılması düşünüldüğü 1962 de esef ile işidilmiş idi; kimin hayır eseri olduğu tesbit edilemedi, lâtin asıllı türk harfleri ile şöyle acâib bir kitabesi vardır: Çalış
Eser doğur
5. 10. 1931
ÇATALCADA ORTA OKUL ÇEŞMESİ --Okulun bağçe duvarının bir köşesinde ve duvarın sokak yüzüne konmuş, cebhesi mermer kaplı bir çeşmedir, 1936-1950 arasında yapılmışdır; dikkate değer en önemli hüviyeti mermer kabartma bir plâk taşımasıdır ki ü tarihlerde Çatalca Orta Okulunun resim ve iş öğretmeni olan Ahmed An-lı'mn eseridir. Sanatkâr ve inkilâbcı öğretmen bu plâkda tamamen çıplak bir atleti çeşmeden avucu
istanbul
ile su içer vaziyetde göstermişdir. Çeşme Çatalca Halk Partisinin hayır eseri olduğu için bu plâk üzerine partinin renizi olan altı ok konmuşdur.
ÇATALCA HAMAM! — Bir tek hamamdır; on altıncı asır yapısıdır; asırlar boyunca hayli tâdile uğradığı muhakkak olan câmekân kısmı hayli genişdir, ortada fiskıyeli küçük bir havuzu bulunup sağda iki basamak merdivsn ile çıkılır sed üstünde bir peyke ile beş soyunma bölmesi, sol tarafda da keza iki basamak merdivenle çıkılır, sed üstü beş soyunma bölmesi vardır.
Soğukluk bir küçük kubbe altında olup asıl' hamam da altı küçük kubbe altında altı halvet-den murekkebdir; 1963 de bu altı halvetden ancak üçü kullanılmakda idi, diğer üçü, madhalle-ri örülmüş, muattal halde idi.
Çatalca Hamamı Balkan Harbinden beri ha-râbiye terkedilmiş kapalı durur iken, 1940-1941 arasında 64. tümen kumandanı olan .General İsmail Hakkı Tekcenin medenî himmeti ile tamir ve ihya edilmiş, açılıp işlemeye başlaması ile de kasabayı ihya etmişdir.
General Tekçe hamamı belediye tamir ettirmiş ve tamirden sonra da hamam belediyece bir
isteklisine işletmek üzere kiralamışdı. Metruk bina, ihya edilip .gelir teminine başlayınca, Vakıflar İdaresi sâhib çıkmış, dar kafaların, dar idrâklerin işgüzarlığı bir senin - benim çekişmesi, Çatalca belediyesi ile Vakıflar İdaresi arasında Çatalca Hamamı üzerinde de başlamış idi. 1962 de Çatalcada halk arasında Vakıflar İdaresinin bu hamamı satma yolu ile şahıs mülkiyetine geçireceği yolunda bir rivayet dolaşmakta idi ki, hamamı satın alacak kimsenin de bir müddet sonra yerine Çatalcamn ilk apartmanlarından birini kuracağı muhakkakdır (B.: Hamam).
1962 de Çatalca Hamamını Mehmed İncesulu adında bir kimse işletiyordu. Dellâki, natırı yokdu; Mehmed İncesulu natırlığı da kensisi yapmakda idi.
ÇATALCA PANAYIRI — İlçe merkezi o-lan Çatalca kasabasında her yıl 5 ekimden 10 ekime kadar altı gün devam eder bir panayırdır. Panayır yeri Çatalca tiren istasyonu yakınında, istasyon ile kasaba arasındaki geniş bir çayırdır; eşya, ve bilhassa büyük biı:»baş hayvan panayırıdır. Altı panayır günü, salaş meyhaneler ve aşçılarla, Çatalcalılar için yıl boyunca özlenmiş
iyşü ııûş, zevkü safa vesilesi de olur; niyettiler, lotaryacılar, nişan altıncılar da yıl boyunca sükûnet içinde yaşayan kasaba için, birer eğlence yeri olur.
ÇATALÇEŞME VE ÇATALÇEŞME MENZİLİ — Eski İstanbul - Bağdad kervan yolu üzerine ve İstanbul şehri sının içindeki menzillerden biri, ve bu menzilde bir çeşme; Bostancıya varmadan (B.: Bostancı) az önee bir mevkidir; İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi doçentlerinden Dr. Semavi Eyice «İstanbul - Şam/Bağ-dad yolu üzerindeki mimarî eserler; lüsküdar -Bostancıbaşı, güzergâhı» isimli makaalesinde bu menzili şöyle tesbit etmişdir:
«Dik bir yokuşla Şaşkınbakkal'a çıkan yol, düz olarak devamlı tatlı bir inişle Suadiye'yi geçmekte ve Tan sokağından itibaren daha da alçalarak Turşucu deresine inmektedir. Hâlen üstü kapalı olan bu derenin hemen yanında Çatalçeş-me menzili bulunmaktadır. Yolun sağ tarafında olan asırlık çınarı, yine namazgah yeri Evkaf tarafından satıldığından bir iki dükkânın arasında kalmış ve bu arada mihrap taşı da ortadan yok-olmuşdur. Yolun karşı tarafında olan çeşme ise,
Çatalca'da Ferhadpasa Mahallesi Mescidi (Resim : Sabiha Bozcalı)
Çataica'da Hacı Mahmud Çeşmesi (Resim : Sablha Bozcah)
ÇATALÇEŞME, ÇATALÇEŞME MENZİLİ
— 3778
ISTÂMBüL
ANSİKLOPEDİSİ
3779 —
ÇATALÇEŞME, ÇATALÇEŞME MENZllİ
Çatalca'da Orta Okul Çeşmesi (Resim : Sabîha Bozcalı)
Çatalca'da Havuzlu Çeşme (Resim-: Sabiha Bozcalı)
caddenin genişletilmesi için 1946 -1947 kışında sökülerek geri. şimdiki yerine alınmıştır. Üzerindeki esas kitabesinden H, 957 (1550) de yapıldığı anlaşılan bu çeşme, ikinci bir kitabeden öğrenildiğine göre Hace Nerkerap Kalfa t arafmdan H, 1282 (1766) da tamir ettirilmiştir. (Tanışık, & Çeşmeler» > II, 454; üzerinde esas inşâ tarihi sarih olarak okunan bu çeşmenin ihya kitabesine göre, kitabe geçişteki sebebi anlamak müşküldür. 1946-1947 tamirinin çok fena yapıldığını da burada işaret etmesi zarurî görüyoruz. S. Eyice. Fakat bu tamirin, çeşmenin mimarîsi üzerinde herhangi bir değişikliğe sebeb olmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Çatalçeş-me, kesme küfeki taşından yapılmış, yalnız ön yalağı ile, iniş sathı ve sivri kemeri mermerden inşa e-dilmiştir. 1947 deki geri alınma a-meliyesi sırasında bu mermerler
söküldüğünde hepsinin Bizans devrine ait işlenmiş parçalar olduğu görülmüştür. Öndeki ve soldaki yalaklar da aslında eski Bizans lâhitleridir. Çeşme, 3 m. genişliğinde, 3.60 m. yüksekliğin-dedir. Ön cephesinde sivri bir kemerin içinde 0.55 m. derinliğinde bir nişi vardır. 1,30 m. enindeki yan cephelerinde ise, sivri kemerli birer ayna taşma sahip yan çeşmeleri ve bunların altlarında da hayvanlara mahsus yalakları vardır. Üç oluklu bir çeşme (adı da bundan gelmektedir) numunesi olarak, Çatalçeşme çok dikkat çekici bir eserdir. Burada ayrıca hayvanların insanlardan ayrı bir yerden sulanmasına dikkat edilmiş olduğu da müşahede edilmektedir, gaayet ahenkli nisbetleri ile sâde ve sakin mimarîsinin güzelliğini aksettiren bu çeşmenin iki taş gözü vardır. Su oluğunun üstündeki mermer, bir çanaktan fışkıran lâle resmi her halde burada istirahat etmiş bir yolcu tarafından hiç değilse iki asır önce kazınmıştır. Aynı mermere yazılmış ,olan tamir kitabesi kısmen bu resmi tahrib ettiğine göre, resim 1866 dan hayli önceye aittir. Bu tamir kitabesinin üstünde ise gaayet girift bir yazı ile dört kartuş içinde esas kitabe bulunmaktadır. Çatalçeşmenin su oluğu etrafındaki mermer muhtelif yolcular tarafından ,bir şeyler kazındığı tesbit edilmektedir. Bunların arasında XVI - XVIII. asırlara ait bir kadırga resmi hayli dikkat çekicidir. Çatalçeşme, İstanbul'un hâlen mevcud kitâbeli en eski çeşmelerinden biri olması bakımından ne derece büyük bir değere sahibse, klâsik çeşme mimarîsinin bir misâli olması bakımından da o derece e-hemmiyetlidir» (Semavi Eyice, İstanbul - Şam/Bağdat yolu üzerindeki mimarî eserden, Tarih Dergisi, Cild IX.
Dr. Semavi Eyice'nin makaa-lesinde tesbit Ve tarif edilen mimarî kitabelerini M. Kemal Özergin oku-musdur, M. K. Özergin Çatalçeşmenin iki kitabesini şöyle okumug-dur:
1. Bani kitabesi:
Cezây-i hayr ü ihsan bulsun (ol-kim?) Bu aynı kıldı câri behr-i atsan Dedüm ey dil nedür bu ayne tarih Gönül dedi cezây-i hayr ü ihsan
Dostları ilə paylaş: |